AK Gençliğin Buluşma Noktası
Akaid ve Fıkıh İman ve iman esasları, mükellefiyet ve hükümler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-21-2008, 01:56   #21
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAVS:

Yardım eden. Evliyâ arasında kullara yardımla vazîfelendirilen velî zât.

Muhyiddîn-i Arabî'ye göre gavs, medâr kutbudur. İmâm-ı Rabbânî hazretlerine göre ise, medâr kutbundan ayrı ve daha yüksek olup, ona yardım edicidir. Bu sebeble, medâr kutbu birçok işlerinde ondan yardım bekler. Ebdâl makamlarına getirilecek evliyâyı seçmekte bunun rolü vardır. (Bkz. Kutb) (S.Abdülhakîm Arvâsî)

Gavs-ı A'zam:

Büyük gavs (yardımcı). Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin lakabı.

Gavs-üs-Sakaleyn:

İnsanlara ve cinlere yardım eden büyük velî Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin lakabı.

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, tasavvufta Gavs derecesine ulaşmıştır. İnsanlara ve cinlere yardım etmesi ve imdatlarına yetişmesi sebebiyle Gavs-üs-sakaleyn ve Gavs-ül-a'zam lakablarıyla meşhûr olmuştur. (Şâh-ı Nakşibend)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 01:57   #22
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYB:

Hazır olmama, gizli kalma. Hazır olmayan gizli kalan, görünmeyen.

1. Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde bildirilmeyen, his organları, tecrübe ve hesâb ile anlaşılmayan gizli şeyler.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Gaybları ancak Allahü teâlâ bilir. O'ndan başka kimse bilemez. (En'âm sûresi: 59)

Gayb olan şeyler beştir. Onları yalnız Allahü teâlâ bilir. Ana rahminde olanı, yarın ne olacağını, ne zaman yağmur yağacağını, nerede ve ne zaman öleceğini, kıyâmetin ne zaman kopacağını. (Hadîs-i şerîf-Buhârî-Müslim)

2. Akıl ve his (duyu) organları ile bilinemeyip, ancak peygamberlerin haber vermesi ile bilinen, Allahü teâlânın sıfatları, âhiret günü, öldükten sonra dirilmek, canlıların mahşer yerinde toplanması, hesab vermeleri v.b şeyler.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Onlar gayba îmân ederler. (Bekara sûresi: 3)

Gaybları bilen yalnız O'dur (Allahü teâlâdır). Bildiği gizli şeylerden dilediği kadarını yalnız peygamberlerinden istediğine açıklar. (Cin sûresi: 26)

3. Mahlukların bir kısmının bilip, diğer kısmının bilmediği şeyler.

Cinlerin hâlleri, yaşayışları, insanlar için gaybdır. Uzak yerlerdeki şeylerin durumları cinler için gayb olmadığı hâlde, insanlar için gaybdır. Bundan dolayı bâzı kimseler, cinlerin gaybı bildiğini iddiâ etmişlerdir. Hâlbuki onlar, görmediklerini değil, gördükleri şeyi bilirler. Eğer cinler gaybı bilselerdi, Süleymân aleyhisselâm onları çalıştırırken, vefât ettiğinde, onun vefâtını da bilirlerdi. Hâlbuki bilememişlerdir. Yine semâlardaki (göklerdeki) şeyler, semâ ehline (meleklere) göre gayb olmadığı hâlde, insanlara gaybdır. Aynı şekilde doğudaki şeyler de batıdakilere göre gaybdır. Bu kısım gayb bâzan vahy ve ilhâm ile, bâzan aradan perdelerin kaldırılması veya bunların şeffaflaştırılması sûretiyle bilinir. Perdelerin kaldırılması şeklindeki bilme, mûcize ve kerâmet kâbilinden olsa bile, gaybı bilme değil, gördüğünü bilmektir. (Senâullah Pânî Pütî)

Kâhinlere, falcılara inanmamalıdır. Gaybı, gizli, bilinmeyen şeyleri bunlara sormamalıdır. (İsmâil Hakkı Bursevî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 01:57   #23
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYBET:

Tasavvufta, kalbin kendisine gelen mânâlarla meşgul ve onlara dalmış olarak, kendisinden ve halkın işlerinden, etrâfında olan şeylerden habersiz olması.

Gaybet hâlindeki kimse, hissini ve şuurunu kaybeder. Kalbi, kendisine gelen feyzler ve ilhâmlar, mânevî ilimler ile meşgûl olur. Rebi' bin Heysem bir gün İbn-i Mes'ûd'un (r.anh) huzûruna giderken, bir demirci dükkanının önünden geçiyordu. Körüğün ağzında kızarmış bir demir gördü ve cehennemliklerin Cehennem ateşindeki hâllerini hatırlayıp kendisini bir gaybet hâli kapladı. Kendinden geçip yere düştü. (Abdülkerîm Kuşeyrî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 01:58   #24
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYRET:

Bir kimseden fâidesi bulunmayan, zararlı olan bir şeyin ayrılmasını istemek, böyle şeyleri reddetmek, kabûl etmemek.

Allahü teâlâ mü'min kuluna gayret eder. Mü'min de mü'mine gayret eder. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Malını; haramda, zulümde, İslâmiyet'i yıkmada, bid'atleri ve günâhları yaymakta kullananın malının yok olmasını istemek de hased olmaz din gayreti olur. (Muhammed Hâdimî)

İlmini; mal, mevkî ele geçirmek, günâh işlemek için kullanan din adamından ilmin gitmesini istemek gayret olur. (Hâdimî)

Gayret-i İlâhiyye:

Allahü teâlânın kullarından beğenmediği hallerin ayrılmasını istemesi, böyle şeylere rızâ göstermemesi.

Önceki ümmetlerde kibir sâhibi birisi, eteklerini yerde sürüyerek yürürdü. Gayret-i ilâhiyyeye dokunarak, yer bunu yuttu. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Yûsuf aleyhisselâmın şerbetçiye; "Sultanın yanında benim ismimi söyle" demesi gayret-i ilâhiyyeye dokunarak birkaç sene zindanda kalmasına sebeb oldu. (Muhammed Hâdimî
Dâvûd aleyhisselâm, duâ ederken; "Yâ Rabbî! Evlâdlarımdan bir kaçının namaz kılmadığı hiçbir gece yoktur ve oruç tutmadığı hiçbir gün geçmemiştir" demişti. Dâvûd aleyhisselâmın bu sözü gayret-i ilâhiyyeye dokundu ve Allahü teâlâ; "Ben dilemeseydim, kuvvet ve imkân vermeseydim, bunların hiçbiri yapılamazdı" buyurdu. (Muhammed Hâdimî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 01:58   #25
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYR-İ MEŞRÛ:

İslâmiyet'e uygun olmayan iş ve hareketler.

Kadın da, erkek de para kazanmak için haram işlememeli ve hiçbir namazı kaçırmamalıdır. Ezelde ayrılmış olan rızık değişmez. Aynı rızık helâlden isteyene helâl yoldan, haramdan isteyene haram yoldan gelir. Gayr-i meşrû yoldan kazanan; hem büyük günâhları işlemiş olur, hem de kazandıklarının hayrını, bereketini görmez. (Muhammed Rebhâmî)

Gayr-i meşrû hayat yaşayanlarda frengi ve belsoğukluğu gibi pek çok zührevî hastalıklar görülmektedir. (Fâideli Bilgiler)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 01:58   #26
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYR-I MÜEKKED SÜNNET:

Müekked olmayan sünnet.

Resûlullah efendimizin bâzan yapıp, bâzan yapmadığı ibâdet ve tâatler. (Bkz. Sünnet)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:02   #27
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYR-İ MÜSLİM:

Müslüman olmayan.

Gayr-i müslimlerin yüzüne karşı; "Yâ kâfir!" demek günâhtır. Çünkü onlar kendilerini kâfir bilmiyor ve kâfir denilince inciniyorlar. (Alâüddîn Haskefî)

Müslüman olsun, gayr-i müslim olsun hiçbir insanın malına, canına ve ırzına, nâmusuna dokunmak câiz (uygun) değildir. (Muhammed Hâdimî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:02   #28
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAYÛR:

Gayreti çok olan. Kötülük ve çirkinlikleri şiddetle reddeden. (Bkz. Gayret)

Resûlullah efendimiz bir defâsında Ensâra (Medîneli müslümanlara) buyurdu ki: "Reîsinizin sözünü işitiniz!O çok gayûrdur. Ben ondan daha çok gayûrum. Allahü teâlâ, benden daha gayûrdur." (Berîka)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:03   #29
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GAZÂ:

İnsanların İslâmiyet'i işitmeleri, müslüman olmakla şereflenmeleri yâhut müslümanların dînine, vatanına ve nâmusuna tecâvüz eden düşmanı kovmaları için yapılan muhârebe.

Kim evinde oturduğu hâlde Allah yolunda mal infak ederse, (harcarsa), onun her dirheminin (4.8 gram gümüş) karşılığında yedi yüz dirhem vardır. Bizzât Allah yolunda gazâya gider ve bu yolda da infakta (harcamada) bulunursa, onun her dirhemine karşılık yedi yüz bin dirhem vardır. (Hadîs-i şerîf-Tergîb-ül-İbâd)

Denizde cihâd edenin karadakine üstünlüğü, on gazâ yapmak kadardır. (Hadîs-i şerîf-Tergîb-ül-İbâd)

Gazâ Ordusu:

Allahü teâlânın rızâsı için O'nun dînini yaymak, din, nâmus ve vatanı korumak için düşmanla savaşan müslüman askerler.

Gazâ ordusu, duâ ordusuna muhtaçtır. (İmâm-ı Rabbânî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:03   #30
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (G)
GÂZİ:

Allahü teâlânın dînini yaymak, din, nâmus ve vatanına saldıran düşmanı kovmak için savaştıktan sonra geri dönen müslüman. (Bkz. Mücâhid)

Bir gâziye veya mücâhide yardım edeni, Cenâb-ı Hak mahşerde (gölge olmayan günde) gölgelendirir. (Hadîs-i şerîf-Tergîb-ül-İbâd)

Ey mes'ûd ve bahtiyâr kardeşim! Amel ve ibâdet, niyet ile olur. Kâfirlere karşı savaşa giderken, önce niyeti düzeltmelidir. Ancak, bundan sonra sevâb kazanılır. Muhârebeye (savaşa) gitmekten maksad; Allahü teâlânın ismini, dînini yaymak ve yükseltmek, din düşmanlarını zayıflatmak ve bozguna uğratmak olmalıdır; adam öldürmek, can yakmak niyeti ile cihâda gitmemelidir. Gazâdan selâmetle çıkan gâzi olur, mücâhid olur. Ölen, hâlis şehîd olup, en büyük sevâblara, nîmetlere kavuşur. (İmâm-ı Rabbânî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi