AK Gençliğin Buluşma Noktası
Akaid ve Fıkıh İman ve iman esasları, mükellefiyet ve hükümler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-21-2008, 04:23   #61
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKİNDİ NAMAZI:

İslâm'ın şartlarından biri olan beş vakit namazın üçüncüsü, öğle vakti ile akşam vakti arasında kılınan namaz. (Bkz. Asr)

Gökten yere iner kamû (bütün) melekler,
Meleklere müştâk olur (can atar) felekler,
Kabûl olur anda bütün dilekler,
İkindi namâzın kıldığın zaman.

(Yûnus Emre)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:23   #62
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKRÂH:

Bir insanı istemediği bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Cizye (vergi) vermeyi kabûl eden kitap ehlini (kitaplı kâfirleri) İslâm dînine girmek için ikrâh etmek ve cebretmek yoktur... (Bekara sûresi: 256)

Mü'mini ve zımmîyi (İslâm idâresi altında yaşayan müslüman olmayan vatandaşı) ikrâh etmek, korkutmak büyük günâhtır. (İbn-i Âbidîn)

Çocuğun ehl-i sünnet îtikâdını (doğru îmânı) Kur'ân-ı kerîmi, edebleri ve farzları, haramları, öğrenmesi için babası ikrâh eder. (S. Alizâde)

İkrâh-ı Mülcî:

Mülcî ikrâh. Bir kimseyi ölümle veya bir uzvunu (organını) yok etmekle, şiddetli dövmekle veya bütün malını telef etmekle (zarar vermekle) korkutarak rızâsı dışında bir işi zorla yaptırmak.

Mülcî İkrâh ile, şarap, kan içmek, leş, domuz yimek halâl olur. Yimeyip ölmesi günâh olur. Çünkü ikrâh-ı mülcî ile bunları yimek, zarûret (çâresizlik, başka çıkar yol bulamamak) olur. (İbn-i Âbidîn)

İkrâh-ı mülcî ile başkasının malı telef edilince, ikrâh eden öder. (Ali Haydar Efendi)

İkrâh-ı Gayr-i Mülcî:

Mülcî olmayan ikrâh. Bir kimseyi istemediği bir sözü veya işi yapmaya zorlarken tam şiddet kullanmama.

İkrâh-ı gayr-i mülcî ile kan, domuz yinmez, şarap içilmez ve müslümanın malı telef edilmez (zarar verilmez). (Ali Haydar Efendi)

İkrâh-ı gayrî mülcî ile yapılan nikâh, talâk (boşama), nezr (adak), yemîn, ric'at yâni boşadığı kadını tekrar alması sahîh olur. (Ali Haydar Efendi)
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:24   #63
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKRÂM:

Hürmet ve saygı gösterme veya yiyecek, içecek, hediye yâhut başka bir şey sunma.

Kim mü'min kardeşine ikrâm ederse, Allahü teâlâ da ona ikrâm eder. (Hadîs-i şerîf-Firdevs-ül-Ahyâr)

Kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ediyorsa, komşusuna ezâ (eziyet) etmesin; kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, misâfirine ikrâm etsin; kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır (faydası bulunan şeyi) söylesin yâhut sussun. (Hadîs-i şerîf-Riyâzü's-Sâlihîn)

Misâfire ikrâm sevâbdır. Hayvan, yalnız Allah için kesilir. Bir kimse gelince, kesilen hayvan etinden, ona da ikrâm edilince, hayvanı Allah rızâsı için kesmiş, faydası misâfire olmuş olur. (Ahmed Fârûkî)

Tanıdığın bir müslüman sana gelince, elinden geldiği kadar iyi ve tatlı karşıla, yemek ikrâm eyle. Kapıya çık kendisini karşıla. Selâm verince selâmını al. Sohbetten sonra giderken, onu uğurla ve duâ eyle. (Süleymân bin Cezâ)

Kim saçı sakalı ağarmış müslüman bir kimseye ikrâm ederse, Allah da ona ihtiyarladığında hürmet ve ikrâmda bulunacak kimseleri vazîfelendirir, ona da ikrâm ederler. (Ahmed Rıfâî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:25   #64
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKRÂR:

1. Îmânını açıkça, dil ile söylemek.

Îmân etmek için kelime-i şehâdeti dil ile ikrar edip, mânâsına kalb ile inanmak lâzımdır. Kelime-i şehâdet ve mânâsı şöyledir: (Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh= Yerde ve gökte, Allahü teâlâdan başka ibâdet edilmeye hakkı olan ve tapılmaya lâyık olan hiçbir şey ve hiçbir kimse yoktur. Hakîki mâbûd ancak Allahü teâlâdır. Muhammed aleyhisselâm adındaki yüce zât, Allahü teâlânın kulu ve Resûlüdür, yâni peygamberidir). (İmâm-ı Gazâlî)

Ey oğul! Akşam, sabah Âmentüyü okuyarak îmânını tâzele!Âmentü, îmânın altı şartını bildirmektedir. Âmentü'nün manâsını da ezberle ve çoluk-çocuğuna da ezberlet! Çünkü, ne zaman öleceğiniz belli değildir. Dâimâ kelime-i tevhîd (lâ ilâhe illallâh sözünü) oku ve inanılması lâzım olan altı şeyi iyi öğren, tasdîk (kalb ile inan) ve ikrâr eyle ve onlara da öğret! Bunları bilmeyenlerin îmânı olmaz. (Süleymân bin Cezâ)

2. Bir kimsenin kendisiyle alâkalı olup, başkasına âit bulunan bir şeyi haber vermesi, îtirâf etmesi.

Süt emmek, mal ikrâr etmek gibi, evlenecek veya evli erkeğin söylemesi ve sözünde ısrar etmesi ile veya âdil iki erkeğin ve bir erkekle iki kadının şâhid olması ile belli olur. (İbn-i Nüceym)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:25   #65
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKRÂZ:

Borç verme, ödünç verme. Bir kimsenin nakid para, hacim ölçüsü ile alınıp satılan malını, daha sonra mislini (benzerini) almak üzere bir şahsa vermesi. (Bkz. Borç ve Karz-ı Hasen)

İKTİDÂ:

Tâbi olmak, uymak. Taklid etmek.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

İşte o peygamberler Allahü teâlânın hidâyet ettiği kimselerdir. Sen de onlara iktidâ et. De ki: "Ben buna (peygamberlik vazîfemin îfâsına) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O Kur'ân-ı kerîm âlemler için öğütten başka bir şey değildir. (En'âm sûresi: 90)

Benden sonra, Ebû Bekr'e ve Ömer'e iktidâ ediniz. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, Hâkim)

Benden önce Allahü teâlânın bir ümmete gönderdiği bir peygamber yoktur ki, o peygamberin ümmetinden Havârîleri ve sünnetine tâbi olan, emrine iktidâ eden eshâbı, arkadaşları olmasın. (Hadîs-i şerîf-Müslim)

Bizim büyüklerimizin yolunun esâsı ikidir: Birincisi; Resûl-i ekremin sallallahü aleyhi ve sellem sünnetine yâni bildirdiği İslâm dîninin îmân ve amel ile ilgili hükümlerine iktidâ, ikincisi tâbi olduğu âlim ve velîyi çok sevmek. (İmâm-ı Rabbânî)

Kendisinde imâmlık şartları bulunmadığı hâlde imâmlık yapan kimseye iktidâ etmemelidir. (İbn-i Âbidîn)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:25   #66
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKTİSÂD:

1. Orta yol, orta hâl. Tutumlu olma, gereği kadar ölçülü harcama.

Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dîni tamâmen Allahü teâlâya hâs kılarak (ihlâsla) O'na yalvarırlar. Allahü teâlâ onları karaya çıkararak kurtardığı vakit içlerinden bir kısmı iktisâd yolunu tutar. (Lokman sûresi: 32)

İktisâd eden kimse, fakir ve muhtâç olmaz. (Hadîs-i şerîf-Mir'ât-ül-Mürüvvet)

İktisâd geçimin, güzel ahlâk da dînin yarısıdır. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)

Lokman Hakîm, oğluna şöyle nasîhat etti:

Oğlum! Masrafları gelirine göre ayarla! Îktisâd et! Aşırı gitme. Her şeyde îtidâl sâhibi ol, yâni orta yolu tut! Cömertliği âdet edin!

2. Üretim ve tüketim faâliyetlerinin nasıl düzenlendiğini inceleyen ilim dalı.

İslâmiyet, ferdin iktisâdî hürriyetine saygı gösterir. Husûsî (özel) teşebbüslere ve sermâyeye izin verir. Kısaca İslâmiyet, ferdî hürriyete elverişli bir iktisâd sistemini emr etmektedir. (Seâdet-i Ebediyye)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:26   #67
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İKTİZÂ-İ NASS:

Âyet ve hadîslerin gerektirdiği şey; nassın (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfin) hükmünün anlaşılabilmesi ve istenilen mânânın ortaya çıkması için sözün tamâmına bakılarak gerekli hükmün taktir edilmesi.

"Ümmetimden hatâ (yanılma), nisyân (unutma) ve zor karşısında yaptıkları şeyler kaldırıldı." hadîs-i şerîfinin lafzında yalnız hatâ ve nisyânın kaldırıldığı bildirilmektedir. Hâlbuki bu haller insandan ayrılmaz. İnsanda her zaman görülebilmektedir. Bu sebeble iktizâ-i nass, insandan kaldırılanın hatâ, nisyân olmayıp, hatâ ve nisyân ile yapılan işten doğan günâh ve mes'ûliyet, sorumluluk olduğunu ifâde etmektedir. Yâni hadîs-i şerîfte mes'ûliyet gibi bir kelimenin taktir edilmesini gerektirmektedir. (Serahsî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:26   #68
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
ÎLÂ:

Kocanın karısına dört ay veya daha çok zaman veya zaman söylemeyerek "Sana yaklaşmayacağım" diye yemîn etmesi.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Kadınlarına yaklaşmamaya îlâ edenler için dört ay beklemek vardır. Eğer erkekler (o müddet içinde keffâret yaparak zevcelerine) dönerlerse şüphe yok ki, Allahü teâlâ hakîkaten bağışlayıcı ve çok merhametlidir. (Bekara sûresi: 226)

Yemîn eden kimse dört ay içinde hanımına yaklaşmazsa bir talâk-ı bâîn (tam boşanma) ile boşanırlar. Dört aydan az zaman için yemîn ederse îlâ olmaz. Dört ay içinde îlâyı bozarsa zevcesi (hanımı) boş olmaz. Yemîn keffâreti verir. (İbn-i Âbidîn)
Îlâda söz, açık ve açık olmayan olabildiği gibi, müddet de belirtilmemiş olabilir. Helâli kendisine haram etmek yemîn olup, hanımına; "Sen bana haramsın" yâhut; "Sen bana haram ol!" diyen kimse kendisine haram kılmayı kasd etmişse, îlâ etmiş olur. Îlâ etmek istememiş ise hanımını bâîn (tam boşama) ile boşamış olur. (Mehmed Zihni Efendi)

Eğer kocası, karısına; "Ben sana yakınlıkta bulunursam hac etmek yâhut oruç tutmak, sadaka vermek üzerime lâzım olsun" dese îlâ olur. Dört ay içinde karısına yakınlıkta bulunursa yemîni bozulur; ne üzerine yemîn etmiş ise o şey lâzım olur ve îlâ düşer. (Mevkûfâtî)


dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:26   #69
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İLÂH:

Mâbud, tanrı.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Onlar, (kâfirler, müşrikler) o kimselerdir ki, Allah ile berâber başka bir ilâh tanırlar. Onlar, yakında (başlarına gelecek âkıbeti) bileceklerdir. (Hicr sûresi: 96)

Onlar, âlimlerini ve râhiplerini Allah'tan başka ilâhlar edindiler. Meryem'in oğlu Mesîh'i de (ilâh edindiler). Hâlbuki onlar da ancak bir olan Allah'a ibâdet etmekle emrolunmuşlardı. Allahü teâlâdan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden tamâmen münezzehtir. (Tevbe sûresi: 31)

Kim Allahü teâlâdan başka ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın Allahü teâlânın Resûlü olduğuna (gözüyle görmüş gibi) şehâdet ederse, Allahü teâlâ ona Cehennem'i haram kılar. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî)

Îmânın altı şartından birincisi, Allahü teâlânın vâcib-ül-vücûd ve hakîkî ilâh ve bütün varlıkların yaratıcısı olduğuna inanmaktır. (Kemahlı Feyzullah)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:27   #70
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İLÂHÎ:

1. "Ey Allah'ım" mânâsına hitâb.

İlâhî! Dostlarını şöyle kıldın ki onları bilen seni buldu. Seni bulmayan onları bilmedi. (Abdullah-ı Ensârî)

İlâhî! Herkesi sıkıntıdan kurtaran yalnız sensin. Bizi dünyâda ve âhirette sıkıntıda bırakma. Muhtâçlara her şeyi gönderen yalnız sensin. Dünyâda ve âhirette hayırlı, faydalı olan şeyleri bize gönder. Dünyâda ve âhirette kimseye muhtâc bırakma. Âmîn. (Muhammed Rebhâmî)

Yüzüm dergâhına döndüm ilâhî,
Kapından etme red bu pür günâhı (günâhı çok olanı).

Ümîdim kesmem hiç senden ilâhî,
Ki sensin cümle mahlûkun penâhı (sığınağı).

Yüzüm karasına bakma ilâhî
Cehennem nârında (ateşinde) yakma ilâhî.

(Beykozlu Muhammed bin Receb)

2. Allahü teâlâ ile alâkalı, O'na âit, O'ndan gelen, O'nun gönderdiği, indirdiği.

Tasavvuf, insanlık sıfatlarından çıkarak, melek sıfatları ile bezenmek ve ilâhî ahlâkı huy edinmektir. (S. Abdülhakîm Arvâsî)

Allahü teâlânın son ilâhî kitabı Kur'ân-ı kerîmdir. Kur'ân-ı kerîmden Allahü teâlânın murâd ettiği mânâyı ve hadîs-i şerîflerden Peygamber efendimizin maksâdını en iyi anlayabilenler, müctehîd denilen büyük İslâm âlimleridir. (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî

İlâhî Dinler:

Asılları Allahü teâlâ tarafından bildirilmiş olan dinler. Hak dinler ve semâvî dinler de denir.

Bugün yeryüzünde mensûbu bulunan üç tâne ilâhî din vardır. Bunlardan yahûdîlik ve hıristiyanlık aslı bozulmuş, din adamları tarafından değiştirilmiştir. Aslı bozulmamış, kıyâmete kadar da bozulmayacak olan tek ilâhî din İslâmiyet'tir. (M. Sıddîk Gümüş)

Allahü teâlânın var ve bir olduğunu bildiren ilâhî dinlerin hepsi, insanlar tarafından bozulmadan önce, inanılacak şeyler bakımından birbirinin aynı idi. (S. Abdülhakîm Arvâsî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi