AK Gençliğin Buluşma Noktası
Kitaplar ve Dergiler Kitaplar ve Dergi içerikleri, değerlendirme ve tavsiyeler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-02-2010, 15:45   #1
Kullanıcı Adı
Berr Ak
Exclamation Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…
Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. Sanki düşecekmiş gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış gibi. Merdiven kollarını sıkı sıkı tutuyorsa. Aceleyle yürüyorsa mesela. Kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa adımlarını. Yere, toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. Şaşkınsa bir masaldan şehre düşmüş gibi.

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa. gözlerine hüzün düşmüşse. Karanlık değmişse bakışlarına. Gece gökyüzünü seyretmekten ay ışığının izi kalmışsa yüzünde. Gözlerinden yıldızlar dökülüyorsa mesela. Nereye baktığı anlaşılmıyorsa. Her şey gözlerinde kayboluyorsa. Kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. Gözleri denize bakan bir balıkçının gözleri gibiyse.

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın ortasında bir sükut yürüyorsa. Tam konuşacakken dudakları titriyorsa, saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. Bir ortaçağ bilgesinin susuşu gibiyse sessizliği. Henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan kalma bir sükutsa mesela. Bir hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu taşıyorsa.

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse…

Saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. Konuşurken saçlarını savurmuyorsa. Sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmışsa saçlarını. Uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. Yakıştırmasızca giydiklerini. güzelliğinden utanıyorsa mesela. Yaz sıcağında boğazlı bir kazak giymişse. Bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. Ya da modası geçmiş bir şapka takıyorsa. ellerini sürekli başına götürüyorsa, saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. Ürkekse, bir başınaysa…

Bilin ki o kız, başörtülü bir kızdır.

Bilin ki, bir kez daha kaybetmişizdir.

Kekeme çocuklar korosu
Tarık Tufan
birey yayıncılık
4. baskı, sf. 62-63

 


Konu Berr Ak tarafından (01-02-2010 Saat 16:37 ) değiştirilmiştir..
Berr Ak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-03-2010, 02:27   #2
Kullanıcı Adı
Rafugee
Standart
evet yazı çok güzel malesef ki Türkiye'nin gerçeği bu.ama ben bu çizilen karaktere pek katılmıyorum daha doğrusu katılmak istemiyorum..artık biz böyle başımız önde,utangaç,çekinden olmamalıyız diye düşünüyorum..sanki şapkayla üniversiteye girerek suç işlemişiz gibi bir hisse kapılıyorz böyle bi hale getirildik evet ama inadına daha cesur olmalıyz ki bizimde var olduğumuzu farketsinler..korkup bi kenara çekildiğimizi bizi sindirdiklerini düşünmesinler.ben kendi adıma şunu söyleyebilirm,o şapkayla girmek artık sıkıntı veriyor bana çok büyük bi yük gibi..Allaha'a şükür başörtümüzle girebiliyoruz ama o şapkayı üstüne takıp yine bişekilde kendimizi kamufle ediyorz ve sembolikde olsa onların dedikleri oluyor..Daha dik durmalıyız,kendimize güvenmelyiz ve bizi bu duruşumuzla tanımalılar diye düşünüyorum.
Rafugee isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2010, 02:50   #3
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
Hakikaten mükemmel

bunu bir kenara not ettim

sağol öğretmenim
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2010, 20:54   #4
Kullanıcı Adı
Berr Ak
Standart Anna
Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna.


Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.


Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir fabrikada hayatta kaldık sırf bu yüzden.


Piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde. Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetiniki yüzüne de ardarda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında.


İşte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.
İnsaf et Anna!


Gidelim buradan.


Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.


Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.


Ölelim diyecektim az kalsın. Ölmeyelim. Hiç ölmeyelim Anna.


Sarılalım diyecektim az kalsın. İçimden böyle şeyler de geçiyor işte. Sarılalım, dudakların…


Tamam sustum.


Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum. Şiir kalsın istersen, sadece otursak. Oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut. Ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak. Yüzüme bak ama Anna, yüzüme bak. Gözlerime bak, gözlerimin içine bak.


Gözlerim biraz karanlık. İçinde cenkler, ayinler, kesik damarlar, kapıları yumruklayışlar, cipralexler, Turgutlar, Edipler, Sezailer, siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen başağrıları, bildirilerin öfkesi, duvarlara uzun dalmışlıklar var.


Gözlerim biraz yorgun. İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…


Bekleyişler Anna. Köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela. Nişanlısı askerde kızlar, kızı ölüm orucundaki baba, babası tersanede oğul, oğlu şizofren anne.


Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var. Ama geçecek hepsi, geçecek. Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.


Gözlerimin içine bakmaktan korkma Anna.




Sen adımını attığın andan itibaren Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.


Tanrı bizimle de konuşur belki.

Tarık TUFAN
Berr Ak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2010, 21:05   #5
Kullanıcı Adı
Terennüm
Standart
niye bu konuyu bu kadar geç okudum diye kendime kızıyorum...içim burkularak vede utanarak okudum çünkü kendimden birşeyler gördüm....
Terennüm isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-03-2010, 21:06   #6
Kullanıcı Adı
dilemma
Standart
Afedersiniz ama ilk yazı hayatımda okuduğum beni felaket derecede sinirlendiren, başörtülü arkadaşlarımızı küçülten en saçmasalak yazılardan biridir.
Böyle aptallık olmaz.
Bu yüzden nefret ettim Tarık T.dan.

Konu dilemma tarafından (01-03-2010 Saat 21:09 ) değiştirilmiştir..
dilemma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2010, 04:37   #7
Kullanıcı Adı
Berr Ak
Standart
Sana söyleyecek bir şeyim kalmadı. Artık hiçbir cümleyi tamamlayacak gücüm yok. Belki utanç, belki yılgınlık bütün kelimelerimi alıp götürüyor. Böyle zamanlarda hayat, saçları kökünden kazınmış müntehir bir travestinin bileklerinden sızan sırnsıcak kandır, kimsenin el süremediği. Şimdi ucuz bir otel odasının küçücük tuvaletine sıkışmış bir hayatın eşiğinde duruyorum ve sana söyleyecek hiçbir şeyim kalmadı.

Nisan saldırıyor üzerime sevgilim. Nisan çalıyor bütün sözcüklerimi. Yüzünde parlayan güneş bir anda kaçıp, yaşlar boşalıyor gözlerinden. Ben nisan şaşkınlığında yitiriyorum öykünün geri kalan kısmını.
Nasıl bitiyordu? - İyiler nereye gittiler?

Kadınlar ve çocuklar nasıl kurtulacaklar?
Bir yağmur böylesine nasıl savurabilir bir insanı? Yağmur değil sevgilim, gözlerinden aktığımdan bu yana darmadağın üstüm başım. Saçlarında biriken kelebek kanatlarını talan ettiklerinden bu yana utanç kemiriyor kalbimi. Saçlarını işgal ettiklerinde kaçtığım sokaklarda düşürdüm şahdamarımı.

Şimdi yaşamak, ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen bir genç kızın saklamaya çalıştığı yüzüdür.

Şimdi yaşamak, bebeğini terkeden bir kadının göğüslerinden akan hüzündür.
Nisan yığılıyor üzerime sevgilim.
Ansızın yağan bir yağmurun, avuçlarından düşen ölü kuşları topluyorum, sokak aralarında. Hiç bu kadar kimsesiz olmamıştım. Hiç bu kadar sensizlik akmamıştı damarlarımda. Böylesi bir yoksulluğa düşüşüm ilk kez.

Buralardan git istersen nisan yüzlü sevgilim. İstersen buralardan git. Sana söyleyebilecek hiçbir şeyim kalmadı. Kaçamak sözlerle gizliyorum utancımı. Kimsesizliğimi kalabalık cümlelerde saklıyorum. Saçlarını işgal ettiklerinden beri yürümüyorum bu sokakları. Ölü savaşçıların cesaretinden merhamet dileniyorum. İstersen git ve cesur bir kalbin ovalarında yürü. Cesur bir kalbin sabah rüzgarında saçların dağılsın.
Sana gözlerimde izi kalan son hayallerini vereceğim.
Sana parmak uçlarımda kalan son duamı vereceğim.
Sana kirpiklerimde takılı son bakışlarını vereceğim.

İstersen artık git ve ben bir nisan gecesinin acımasızlığında, asla baştan sona söyleyemediğim bir dağ türküsünün sözlerine bırakayım kendimi. Sokaklara düşmüş kadınların heveslerinde yakayım kalbimi.
Nisan yüzlü sevgilim.
Ben bir çay bardağına sığınıyorum şimdilerde. Kahvede oturan yaşlı adamın filtresiz sigarasından yükselen dumana sığınıyorum. Caddenin kenarında bekleşen amelelerin, dirsekleri aşınmış berbat renkli ceketlerine mesela. Böylesi küçük, böylesi gözden uzak şeylere sığınıyorum anlayacağın. Savrulan hayatların, kimselerin görmediği küçük ayrıntılarına. Gösterişsiz yaşam öykülerinin korunaklı yalnızlığına bırakıyorum kendimi,
Konuşmak yaralarımı acıtıyor. Konuşmak bir ip gibi boynuma dolanıyor. Dilim dolanıyor bu sıralar. Sana söyleyebilecek bir şeyim kalmadı.
Aylardan nisan.
Dışarıda deli gibi bir yağmur, hazırlıksız yakalıyor herkesi.
Beklenmedik bir rüzgar sürüklüyor ne varsa önünde.
Ben bir rüzgarda sürükleniyorum.
Konuşmak yoruyor.
Dışarıda yağmur var ve gitmek için iyi bir gün.
Yağmur var ve herşeyi gizlemek için İyi bir gün.
Nisan üzerime yığılıyor sevgilim.
Ben...
Veda etmeye çalışıyorum...
Hepsi bu...



Tarık Tufan

Kraliçenin Pireleri
Berr Ak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2010, 14:09   #8
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Alıntı:
dilemma Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Afedersiniz ama ilk yazı hayatımda okuduğum beni felaket derecede sinirlendiren, başörtülü arkadaşlarımızı küçülten en saçmasalak yazılardan biridir.
Böyle aptallık olmaz.
Bu yüzden nefret ettim Tarık T.dan.
Yoo , gayet güzel izah edilmiş kanımca , gerçi bakış açısına göre değişir.Sonucta sizde kötü niyet ile değerlendirmiyorsunuz. Tarık beyden de sırf bu yüzden soğumanız doğru değil tabii benim açımdan Emeğinize sağlık Tarık beyin incilerinden faydalanmaya devam Berr Ak kardeşim.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2010, 14:17   #9
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart
Bende ilk okuduğum konudan etkilendim çünkü baş örtülü hanımların en büyük problemlerini dile getirmiş bence yazarımız yalın bir dille ve benim tüylerim ürperdi okurken
Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-04-2010, 21:35   #10
Kullanıcı Adı
Berr Ak
Exclamation Senin Saçların Daha Güzel Gazze!
Senin Saçların Daha Güzel Gazze!

Gazze uyan geç kaldın okula. Erken yat diyorum sana. Uykunu alamıyorsun. Gazze uyan yüzünü yıka kızım.

Gazze kahvaltın hazır hala uyanmadın mı? Sütün soğuyor ama.

Gazze pazarlık yok! Tabağındakiler bitecek, az bir şey koydum zaten. Hadi kızım oyalanma okula geç kalıyorsun.

Gazze çantan hazır mı? Kitapların çantanda mı?

Annen seni bekliyor tarağı ve tokalarını al. İstediğin renkleri alabilirsin. Biraz sabret ağlama hemen. Saçların içiçe geçmiş. Açılmazsa sonra daha çok acıtır.

Gazze çıkıyoruz kızım. Derslerine dikkat et, öğretmenine iyi kulak ver. Merak etme gelirim, seni ne zaman okulda bıraktık kızım? Her zaman aynı şeyi söylüyorsun. Tamam geç kalmam. Üzerine bir şeyler giymeden bahçeye çıkma Gazze. Hava çok soğuk, hasta olursun.

İyi dersler Gazze.

**

Okul nasıl geçti kızım? Beslenme çantandakileri yedin mi Gazze?

Tamam giderken dergi alırız kızım. Ama bu sefer diğerinden alalım hep aynı dergiyi tutturuyorsun Gazze. Hem bak o kız hiç bize benzemiyor. Saçmalama kızım senin saçların daha güzel. Hem herkesin saçlarının düz ve sarı olması gerekmiyor.

Senin saçların daha güzel Gazze.

Tamam bugün birlikte okuruz kızım. Şiir de okuruz Gazze.

Gazze annene yardım edecek misin mutfakta? Tamam çorbayı sen karıştır kızım. Fazla televizyona takılmak yok ona göre. Ödev verdi mi öğretmenin? Yardım ederim kızım.

Sümeyye’lere hafta sonu gideriz Gazze. Ona da dergi alırız elbette.

**

Kızım bu saatte dışarı çıkılmaz.

Gazze onlar havai fişek değil kızım. Onlar bomba! İçeri gir kızım pencereden bakma. Gökyüzünde parlayan her şey bomba Gazze.

Misket, bombanın adı Gazze.

Bombanın adı misket.

**

Akşam erken yat Gazze olmaz mı? Üstünü açıp duruyorsun geceleri, dikkat et.
Ama ölme Gazze lütfen.

Gazze ölme…

Ölme kızım.


Tarık Tufan
Berr Ak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
kekeme çocuklar korosu, kraliçenin pireleri, tarık tufan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi