06-09-2009, 15:14 | #61 | |
Alıntı:
Bülent arınçı çok severim, bunu da bu forumda onlarca kez, her fırsatta yazdım. Bu açıklamasını doğru bulmuyorum. Ama gene de kendisini seviyorum. Sayın arınç son günlerde rtük başkanıyla ilgili sürekli konuşuyor biliyorsunuz. İstifa etmesi, ayrılmasıyla ilgili açıktan eleştiriyor. Peki bende diyorum ki Sayın arınç: madem erbakan hoca o zaman yanlış yaptı, niye çıkıp bugün zahid akmanı eleştirdiğin gibi hocayı eleştirmedin de taaaaaaa aradan onlarca zaman geçtikten sonra eleştiriyorsun? Bu doğru bir tavır mı? O dönemde sayın arınç hatırı sayılır, kalbürüstü bir adamdı. Çıksaydı sayın erbakan yanlış yapıyorsun deseydi bu daha doğru olmazmıydı? daha dürüstce olmazmıydı? Bir koalisyon hükümetinin içinde bulunmanın zorluğunu sayın arınç bilmiyormu ki şimdi bunu böyle söylüyor. Bakın 7 senedir arınç ve arkadaşları tek başlarına iktidardalar. Anayasa değiştirecek bir çoğunluk bile verilmişti. Sayın Arınç'ın NAMUS SÖZÜ, ŞEREFE SÖZÜ dediği bir başörtü meselesine bile çözemediler. Efendim mahkeme vs. demesin kimse Mahkeme diyenler koalisyon olduğunu vs. de görmeliler. Eleştirirken biraz insaflı olmak gerekir. Eskiye taş atmak kolaydır, ama o taş döner dolaşır bugüne gelir ve kafanızı kırar. Bknz. Katsayı sorunu, bkn: başörtüsü sorunu, bknz. Kuran kurslarına 5.sınıfı bitirmeyenlerin gidememesi sorunu vs.vs. Biraz insaf lütfen! |
||
06-10-2009, 00:45 | #62 | |
Alıntı:
erbakan faso fiso dedi dedim daha GULU GULU dansını söylemedim neden söylemedim..yapma be kardeşim allah rızası için gerçekleri saptırıp kıvırma..ben yorumumun başında sana dedimki lütfen daha fazla zorlamayın..2002 den beri susuyoruz.bu suskunluğumuz cehaletimizden değil ASALETİMİZDENDİR bilesin ve saygımızdandır. ben erbakanı eleştirmedim bunu anlattım,sadece gerçeği söyledim.bu kadar sizi ürküten ve tahammülsüz edenler ne..? siz bizler ve partimiz hakkında her şeyı söyleyeceksiniz biz 2002 den beri susacağız..ve halada susuyoruz..çünki sukur ikrardandır..ben aslında faso fiso konusuna girmeyim dedim ancak bu milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorsunuz..bende mecburen haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır hadisine dayanarak sadece doğruyu söyledim..ama hazmedemiyorsunuz,tahammül edemiyorsunuz ne hikmet ise..yazılarımı iyi okuyun dedim,igra dedim,ama sen okuduğunuda anlamıyansın,yada işine geleni anlayansın.. ayrıca dediydi demediydi mevzunu çıksada erbakan hoca dedim ne var bunda yıne derim,,çünki o günlerde bu meseleyi hukumet yıkma meselesine getirdiniz dese..! kim ne der.kimse bi şey demez.ama doğruyu inkar etmeniz vede tahammülsüz olmanızı ben anlamıyorum diyeceğim ama iyi anlıyorum.. şimdi SUSURLUK KOMİSYON BAŞKANI MEHMET EL KATMIŞ RP MİLLET VEKİLİ aynı zamanda yakınen tanıdığım 25 senelik baba dostumdur ve sevdiğim abimdir..onun konuşmasını buraya kopyalasam onuda inkar edeceksiniz..ayıp gerçekler siz ne derseniz deyın değişmezler..ve kula kul olmayın,HAK ka kul olun..kişilere olduğundan fazla değer vermeyınız.her şeyın bi değeri vardır.erbakanda bu millete hızmet etmiş bi siyasi liderdir..ve saygımız vardır..ama saygım var diye gerçekleri saklayamam. |
||
06-10-2009, 01:03 | #63 |
baş örtü mevzuuna gelince..burada siz susarsanız biz bu sorunu çözeceğiz inşallah..benım kızım adı fatma -anadolu imamhatip lisesini başarıyla bıtırdi ama refah partisinin inanılmaz ve kabul edilemez hatalarından,merve kavakçıyı aday gösteripte millet vekili seçtirip turbanlılardan oy alıpta mazbatasını alıpta meclise giripte yemin ettiremeyenlerin yuzunden kızım üniversiteye gıremedi,,neden..?imamhatıpli-neden turbanlı-neden erbakanın ve 28 şubat sürecine zemin hazırlaması ve inadına hukumeti ayakta tutmak istemesi yuzunden-sinei millete bi dönseydi tek başına ıktıdardı,ama ıktıdar ayakta durmazdı duramazdı,hani redyellov demişin temel bozuk diye..! işte refah yol hukumeti temeli bozuk olarak kurulmuştu..yolsuzlukların üzerine kurmuştu.çilleri aklamıştı,varan bir tedaş yolsuzluğu çillere sesleniyorum gel hukumet olalım dedi,varan ıkı tofaş yolsuzluğu çiller gel dedi,aran üç dedi ..çiller geldim hocam dedi ama beni aklamanız lazım dedi ve hukumet kuruldu mecliste mesut yılmazın,çillerin yolsuzluklarını akladılar ve erbakan hoca aynen şu sözleri kullandı.SAYIN PROFÖSÖR DOKTOR TANSU ÇİLLER HANIMEFENDİ..sütten çıkmış kaşık gıbı dedi..daha neler neler..işte refahyol öyle kurulmuştu..erbakanın çocukları imam hatipte okumazken benım kızım okuyordu..bende azbuçuk okudum..şimdi küçük kızım imamhatipte..yani ben konuşmuyorum,turban sıkıntısını yaşıyorum,ben konuşmuyorum imamhatipi yaşıyorum...bekara avrat boşaması kolay,,boş ol der,çünki ozaten evli değil adı ne bekar..imamhatıpten konuşmakta kolay,turbanıda konuşmak kolay,zaten onların öyle bi derdi yokki..!
evet ak parti namus sözü verdi,sizin veremediğinizi,ve bu söz yerine gelecek ak parti iktidarında ama hamurun biraz mayalanması gerek,sizn 50 yıldır ağzınıza doladığınızı,ve işi çarşaf dolar gıbı dolaştırdığınız sorunu çözmek kolay olamayacak,ama ALLAHın izni ile çözeceğiz. şimdi biz türbanıda çözsek,imamhatıp mevzuunuda halletsek siz kalkıp ak partilimi olacaksınız,biz turkiyeyi avrupanın en buyuk devleti haline getirsek siz akpartilimi olacaksınız..? hayır olmayacaksınız olmazsınızda..sizin derdiniz ne vatan ne millet ne bayrk ne islam ne turban vs sizin tek derdiniz erbakan... |
|
06-10-2009, 01:11 | #64 |
EN AZSINDAN AKP ERGENEKON OLUŞUMUYLA UZLAŞMA YOLUNA GİTMEMİŞTİR.... ERBAKANI 28 SUBAT SÜRECİNE GÖTÜREN OLAYLARIN ÜSTÜNE GİTMEMESİ..KORKMASIDIR.. FELLİCE CASSONUN DE DEDİĞİ GİBİ BU YAPILANMA ERBAKANI UZLAŞMAYA LAİK GÖRMEDİĞİ İÇİN DEVİRDİ AMA YAPTIKLARINA PİŞMAN OLMUŞLARDIR HERHALDE....SADECE FASO FİSO DEĞİŞ GLU GLU DANSI YAPIYOLAR DEMİŞ ERBAKAN...SEVKİ YILMAZINDA DEDİĞİ GİBİ ERBAKAN BANA MEMLEKETİMDEKİ KURAN KURSUNU KAPATTIRDI.... DURUM ONU GEREKTİRİYO DEDİK KAPATTIK ŞİDMİ AK PARTİ YAPINCAMI KÖTÜ OLUYO ..... BENCE AK PARTİ VE DİĞERLERİ VARDIR ... SAADETTE CHP DEN SONRAKİ EN BOŞ MUHALAFETTİR.....
|
|
06-10-2009, 01:29 | #65 | |
Alıntı:
oku belki anlarsın Libya’da neler oldu? Muhterem Erbakan, 54. Hükümetin Başbakanı olarak, Ekim 1996’da Mısır, Libya ve Nijerya’yı kapsayan bir gezi programı düzenlemişti. Libya ziyaretinin amacı ise şuydu: Türkiyeli müteahhitlerin Libya’dan oldukça yüksek alacakları vardı. Bu para uzun süredir ödenmiyordu. Müteahhitlerin bu konuda istekleri vardı. Libya’daki Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Barlas Turan şöyle diyordu: “Refah-Yol hükümetinden çok umutluyum. Erbakan’ın Libya’daki itibarı sebebiyle, sorunlarımızı çözeceğine inanıyoruz.” (03.09.1996 tarihli gazeteler) Erbakan da bu paraların tahsili için Libya’ya gitmişti. Erbakan Libya’da Kaddafi ile görüştü. Kaddafi’nin mizaç ve psikolojik yapısını bütün dünya biliyor. Görüşme sırasında Kaddafi, bazı patavatsızlıklar sergiledi. Erbakan Hoca Kaddafi’yi dinledi ve söylediklerine cevap verdi, yanlışlarını düzeltti, susmadı, kendine güvenen bir üslupla Türkiye’nin onurunu korudu. Müteahhitlerin haklarını gündeme getirdi, alacaklarını tahsil etti. O günlerde basında çıkan şu haber bunun ispatıydı: “Müteahhitler Libya’dan 15 milyar dolar kazandılar.” (12.01.2996) “Erbakan’ın Mısır, Libya ve Nijerya gezisi sayesinde Afrika ile köprü kuruldu.” (09.10.1996) Olay manipüle ediliyor Bütün bu güzel gelişmeler dururken, basın Kaddafi’nin tutumuna kafayı takmış, bu olayı bahane ederek hükümete ve Erbakan’a yüklenmeye başlamıştı. Bu başarıyı görmeyip ayrıntıya takılmaktan başka nasıl izah edilirdi? Amaç ise hükümeti yıpratmaktı. İş adamları da basının bu tutumundan rahatsız olmuştu. Sakıp Sabancı konu ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı: “Hükümetin yıpratılmasını bekleyenler yanlış yapıyor.” (17.11.1996) Mehmet Barlas da daha gezi öncesi başlatılan kampanya karşısında olayı “işin anasını unutup danasına takılmak” olarak nitelendirerek şunları yazıyordu: “1974 sonrasında, Amerikan ambargosu yediğimiz zaman, Türk askerî uçaklarına yedek parçalar Libya’dan gelmedi mi? 1980’lere girerken, Türkiye’nin ihracatçıları ve müteahhitleri, ilk provalarını Libya’da yapmadı mı? Hiç unutmayalım.” (Sabah, 29.09.1996) Erbakan, Libya gezisinde tam bir devlet adamı olgunluğu göstermiş, Kaddafi’ye kabadayı üslubuyla cevap verme hafifliğine düşmemiş, fakat susmayan, kendine güvenen ve ikna eden yaklaşımıyla devlet onurunu korumuştu. Aslında bu gerçekleri basın da biliyor. Fakat, gerek husumet, gerekse seviyesiz siyasi rekabet sebebiyle hakikati gizliyorlar. Hatta bu çevrelerin kendi aralarında, Erbakan’ın başarılarına iç geçirdiğini de görürsünüz. Daha kısa bir süre önce Yalçın Pekşen, “Gardrop Dinciliği” başlıklı yazısı içinde Erbakan’a yapılan haksızlık konusunda şöyle yazmıştı: “Kaddafi’nin çadırında yaşananlar ise, -hakkını yemeyelim- onun değil, Kaddafi’nin patavatsızlıklarıydı askerin başına çuval kimin döneminde takıldı gıgını çıkarmayan kimdi muhalafet bastırınca protosto nasıl müzik notası oldu merak etdimde taha çok soracağım |
||
06-10-2009, 01:46 | #66 |
sizde kafa denen bi şey yok,hala mevzunun farkına varmamışın..erbakan ın para istedi istemedi demedimki,,erbakan eleştirmedimki..ama o dediğin paraları özalda gitti istedi ,erbakanda gitti istedi far ne..?erbakanda alamadı özalda alamadı fark ne..? sadece geleceği söylendi..yani o kardar dar düşünüyorsunuzki hala erbakanı eleştirmem için çanak tutuyorsunuz..ben diyorum,saygı sınırlarımı zorlamayın sizde illa beni tahrik ediyorsunuz..önce şunu bilin siz erbakanla uzaktan yakından alakanız yok bu bir..siz oy toplamak yerine oy kaçırırsınız çünki konuları dahi anlamıyorsunuz..madem erbakan kaddafi mevzuuna geldin onuda söyleyeyim..
çadırda ve tvlerin karşısında kaddafi erbakanı azarladı...!erbakanın gıkı dahi çıkmadı..çünki erbakan kaddafinin ağzına baka,baka azar duydu..ve turkiye ayağa kalktı,asker ayağa kalktı..! ankara millet vekili hasan huseyın ceylan basın açıklaması yapacaktı libyada çadırın önünde..ama abdullah gül geldi ve hasan hüseyıne sus dedi bırak tv yı bis yapacağız dedi ve çadıra girdi..içerde ne konuşuldu ise abdullah gül kaddafiyi ikna edip yenıden tv karşısına çıkmasını sağladı..ve dolaylı yönden lafını geri aldırmıştı ama ok yaydan çıkmıştı.. benim başbakanımı çöl bedevisi azarlamıştı,benım ülkem dunya kamoyunda küçük düşmüştü..sen bana paradan bahsediyorsun..ıyıbarın olmadıkça paranın ne önemi olur,,türk halkını ezdirmişti çok üzülmüştük..turkiyeye gelincede zaten işler iyice çıkmaza gırmişti..çok hatalı bi geziydi vede çok yanlıştı tavır koymaması erbakanın... kaddafiye cevap vermemek üslup meselesi demişin yazıda ,,o uslup erbakan hocaya bi subayın küfür etmesinede gıkı çıkmamıştı..az dur onuda bulayım..sana |
|
06-10-2009, 01:50 | #67 |
ONBEŞ YIL ÖNCE BUGÜN
15 yıl önce bugün, yani 13 Nisan 1994 günü Refah Partisi Genel Başkanı sıfatıyla Necmettin Erbakan, partisinin grup toplantısında ülkemizin siyasal tarihine kara bir leke olarak düşen ve Türkiye siyasetinin kırılma noktalarından biri haline gelen talihsiz konuşmayı yapmıştı. Erbakan’ın "RP'nin iktidara gelmesi sert mi olacak yumuşak mı olacak, kanlı mı olacak yoksa tatlı mı olacak, buna 60 milyon karar verecek" ifadesi o dönem toplumda büyük infial uyandırmış ve postmodern darbe olarak adlandırılan 28 Şubat sürecinin fitilini ateşlemişti. KADDAFİ’NİN SATIRI 6 Ekim 1996 tarihi de Türk dış politikası açısından büyük bir skandal olarak ilk günkü tazeliği tarihin tozlu sayfalarında durmaktadır. Ortadoğu turuna çıkan dönemin başbakanı Erbakan Hoca, Libya’ya da uğrar. Trablusgarp’ta çöl ortasına kurulan çadırda Libya’nın lideri Kaddafi, Erbakan Hocayı misafir (!) eder ve başlar satırı vermeye; İsrail-Türkiye ilişkileri, Türkiye’de ki Kürt meselesi başta olmak üzere pek çok konuda Erbakan’ı kameralar karşısında azarlayan Kaddafi son olarak “Türkiye iradesini kaybetmiştir ve işgal altındadır” diyerek kan ter içinde kalan Hoca ve beraberindekileri çöl ortasındaki çadırdan postalar. CİHAD ORDUSU 16 Mart 1997 tarihli Günaydın gazetesine manşet olan Erbakan Hocanın bir başka incisi de o yıllarda ülke genelinde büyük yankı uyandırmıştı. Erbakan; “Bir emir seçip ona biat edip, orduyu oluşturmak ilk farzdır. Refah Partisi, İslam-i Cihat Ordusudur. Hepimiz bu orduya asker olacağız” açıklamasıyla şimşekleri bir kez daha partisi ve kendi üzerine çekmişti. HOCANIN DİĞER BOMBALARI Erbakan’ın marifetleri say say bitmez. Refah partisine çalışmayanları “patates dinine” mensup sayan Erbakan Hoca, o dönem başı açık kadın gazetecilere (dönemin Star tv muhabiri Işın Gürel) tekme tokat saldıran kadroları da bünyesinde barındırmıştır. Necmettin Erbakan Başbakanlık merkez binasında verdiği yemeğe “hırka lokma” felsefesinin aksine lüks araçlarla seyahat eden; şeyh, tarikat lideri, hoca tayfasını çağırarak bir ilki de gerçekleştirmiştir. Sincan’daki “Kudüs Gecesi” rezilliği, şizofreninin doruklarına çıkarak kendisini peygamber ilan eden Hasan Mezarcı faciası, kutsal topraklarda dahi Allah korkusunu hiçe sayarak; salya sümük küfürler savuran Şevki Yılmaz pervasızlığı, karanlık gidişata tepki koyan büyük çoğunluk için “mum söndü oynuyorlar” diyen Şevket Kazan densizliğini ülkemize armağan eden Necmettin Erbakan tekrar siyasete soyundu. Ülkemize hayırlı uğurlu olsun. FARK VAR MI? 29 Mart yerel seçimlerinde ülke genelinde ve kentimizde yaratıcı reklam kampanyaları ile öne çıkan Saadet Partisi diyordu ki; “Fark Var”. İki gün sonra Genel Başkan Numan Kurtulmuş tutup ta istifa eder ve yerine Necmettin Hocanın mahdumu Fatih Erbakan Genel Başkan olursa hiç ama hiç şaşırmayın. İşte o zaman arada ne kadar “fark” olduğunu görürüz. |
|
06-10-2009, 02:17 | #68 |
Bir 28 Şubat anısı!!! Erbakan Abdullah Gül'ün hangi talebini sümenaltı etti?
Nokta Dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Haluk Örgün 28 Şubat'ta yaşanan çok ilginç bir olayı aktarıyor. Başbakan Erbakan dönemin Devlet Bakanı Abdullah Gül'den gelen bir görevden alma yazısını imzalayacağını söyler ama imzalamaz. Peki kimin görevden alma yazısıydı bu? İŞTE O YAZI/ HALUK ÖRGÜN-NOKTA 28 Şubat'ın en hızlı günleridir. Asker, siyasetçi gerilimi en üst seviyede devam etmektedir, öylesine çığırından çıkmıştır ki ilişkiler, Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman Özbek'in Başbakan Erbakan'a 'peze...k' demesine kadar varmıştır. Normal şartlar altında anında mahkemeye verilip cezalandırılması gerekiyordu bu devlet görevlisinin. Manşetler bu konuşmayla dolup taşıyordu. Ama hükümet cephesinden tık yoktu. Dönemin politikacıları "beni bağlamaz " havasındaydı. Hasan Celal Güzel bu sessizlik karşısında, olanca kızgınlığıyla dönemin Devlet Bakanı Abdullah Gül'ü arar ve "yaşananlar karşısında hükümetin sessizliğini sorar", konuşmanın sonunda Gül gerekeni yapacaklarını ve hemen Başbakanla görüşeceğini söyler. Abdullah Gül, Hasan Celal Güzel'i telefonla arar ve Başbakan Erbakan'la görüştüğünü, general hakkında soruşturma ve görevden alınmasıyla ilgili yazıyı Başbakan Erbakan'ın imzaladığını söyler. Sonrasında 28 Şubat muhtırasıyla hükümet istifa eder, hatta Tuğgeneral Osman Özbek Tümgeneralliğe terfi eder. Hasan Celal güzel telefon konuşmasını unutmamıştır. Abdullah Gül'ün imzalanmayan yazıyı imzalandı diyebileceğine hiç ihtimal vermez. İlk karşılaşmalarında Abdullah Gül'e o günü sorar. Gül biraz mahcup ama söylediklerinden emin bir şekilde olayın devamını anlatır; "Hükümetin istifasının ardından Başbakan'ın odasını toparlıyordum, kişisel eşyalarını ve evraklarını alıyordum. Başbakan'ın masasında sumenin altını kaldırdığımda benim yanımda imzaladığı o yazıyı gördüm. Evet Erbakan hoca benim yanımda imzalamış ama, yazıyı Genelkurmaya göndermemiş." |
|
06-10-2009, 02:40 | #69 | |
Alıntı:
erbakan hocanın ne susurluk ne özbeke,ne sivas mahkemesi olayına,ne mum söndüye vs tavır koymaması gulu,gulu demesi faso fiso demesi milyonlarca dindar mütedeyyin insanımızı perişan ettirdi..o yuzden ak parti kuruldu o yuzden ak parti oy aldı,o yuzden ak aprti oy alıyor.. şimdi tekrar yuzde 21 oy alsa SP yıne aynısı olacak..bakın şimdi ulusalcı basın nasıl erbakanın yasağını kaldırttı,,gülün affına kuduranlar nasılda hoca sever oldular..allah kalplemizi aydınlatsın ve doğruyu yalnızca doğruyu göstersinki ihtinassıratalmutagıym den ayrılmayalım.. yıllarca erbakanı yerden yere vuranlar,iktidar yaptırmayanlar,erbakan hukumetini yıkanlar ne oldu da bu aylarda ve günlerde erbakana övgüler yağdırıyor hiç düşündünüzmü.. ben siz tüm dostlarıma nacizane tavsiyem..padişahın biri yanında daima gayri müslim birini taşırmış ve yapacağı ne iş olur ise ona danışırmış,,eğer o gayri müslim yapalım edelim derse..padişah adamlarına sessizce sakın ha yapmayın dermiş,eğer gayri müslim yapmayalım derse padişahımız derhal bu iş yapıla dermiş..ve padişahın yakınları sorarlar..devletlüm hem soruyorsunuz adama..hemde adamın dediğinin tersini yapıyorsunuz ben bi turlü anlam veremedim demiş..padişahta ey zavallılar ..bu gayri müslim hiç devleti alanın iyiliğini istermi..?istemez demişler..öyleyse onun dediğinin tersini yapacaksınki devletimiz payidar olsun demiş.. bende şimdi siz canım kardeşlerime sesleniyorum..bu ulusalcı basın..siz anladınız onu..!ne derse tersini yapın,eğer devamlı tayyıp erdoğanı överse kesin başbakanımız raydan çıkmış demektir,eğer yıllardır erbakan düşmanı,turban düşmanı olan ulusalcılar erbakanı övüyorlar ise ..!kesin erbakan hocamda raydan çıkmıştır demektir.. allah rızası için,bu ülkede,gene gıbı olan butun insanları atın artık,bu basında olsa,liderde olsa,kım olursa olsun atın eskıleri..baki olan allahtır,kalıcı olan allahtır...rabbim sadece kendisine kulluk edenlerden ve sadece muhammet mustafaya (s.a.v)ümmet olanlardan eylesin..kula kulluk yapanlardan değil.AMİN |
||
06-10-2009, 10:44 | #70 | |
Alıntı:
önce kimliğni bir oturt istersen bir yandan manevi söylemler yok asalet miş yok hadismiş yok igra imiş iyi inanmış müslüman imajı he ondan sonra erbakan ve milli görüş hakkında yerel ulsal küresel kemaslist mosan dönmeler islam düşmanlarını lipoşlar işbirlikciler ve soyguncu takımın uydurduğu yalan ve iftiraları bege diye yaz yok fadime şahin yok tarikat şeyhi kim kimi tahrik ediyor kimin sözcüsüsün kime calışıyorsun |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|