AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-04-2013, 04:09   #71
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Meselenin özünü konuşuyoruz zaten
Mısır, Suriye ve İsrail üçgeninde Türkiye'de Erdoğan ve Ak Parti'nin rakibinin olmaması meselesinin küçük detayları bahsettiğiniz... Bu itibarla bundan rahatsız olan güruhları anlıyoruz da Cemaat mi Neo-Ergenekon Cemaat mi anlamakta güçlük çekiyoruz !

Alıntı:
Bizim meselemiz Türkiye'de gençlere sahip çıkma meselesidir
Buna saygı duyarız Lakin Türkiyedeki dershanelerin yüzde 22si Cemaate ait olan ve dönüşümü önceden belirlenen hatta Mgk Hikayesini zamanında sonuna kadar bilip bundan psikolokik harb tekniğine dahil olmak Cemaat'in değil lakin Neo-Ergenekon Cemaatin işine geliyor anlaşılan !

Alıntı:
Meselesi günlük politika siyaset olanlar bu meselede uzak kalır
Naçizane Tam tersini düşünmekteyim...!

Alıntı:
Suriye konusunda eline ne geçti?
Nerden baktığınıza bağlı !


Alıntı:
Esad'ın 3 günde gideceğini sanıp yada birileri tarafından GAZA getirilip
Mesele Esed değildir...! Rusya ve Abd'nin hatta Abd ile İran'ın yakınlaşıp hatta andlaşıp Suriye üzerinden Müslümanlara Tezgah kuracağını kim anlayabilirdi ! Lakin şunu anlayabiliriz ! Suriye'de Mücahidler Abd, Rusya, İran, İsrail dörtgenine geldiyse Başarılılar demektir !!!

Konu HaArP tarafından (12-04-2013 Saat 04:20 ) değiştirilmiştir..
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-05-2013, 04:51   #72
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Gülen'den geri adım mesajı!
Dershane tartışmalarının başladığı günden bu yana mesajlarını video sohbetleriyle ileten Fethullah Gülen, yayınladığı son videosunda 'Sizin gibi Kur'an'a, imana, milli mefkuremize hizmete kendini adamış insanlar geri adım atmayı da bilmeli' mesajı verdi.
Fethullah Gülen, dershane tartışmalarında beşinci video sohbetini de herkul.org sitesinde yayınladı. Gülen sohbetinde enâniyet (bencillik-kibir), şehvet, haset, hırs ve inat gibi duyguların ‘yaratılış hikmetlerini’ anlattı.

Siteden, sohbetin 1 Aralık Pazar günü yapıldığı açıklandı. Bu açıdan verilen mesajların en dikkat çekeni ‘inat’ konusunda yapılan ‘geri adım atmayı bilin’ çağrısı oldu. Zira 2 aralık Pazartesi günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Hükümet dershane düzenlemesinin 2015’e bırakıldığını açıkladı.

İşte Gülen’in mesajından satırbaşları:

*Cenâb-ı Hak, insanı yaratırken, yerinde “ben” deyip varlığını ortaya koyabilecek bir fıtratta yaratmış ve onun benliğini, bir taraftan irade, şuur, his, gönül; diğer yandan da şehvet, kin, nefret ve benzeri duygularla donatmıştır.

*İnsan mahiyetindeki benlik, şehvet, öfke, inat ve hırs gibi boşlukların yüzleri terbiye ile bâkî gerçeklere ve uhrevîliğe döndürülürse, bunların hepsi insanın önemli birer derinliği haline de gelebilir. Bu duyguları kontrol altına alma kahramanlığını ortaya koyanlar, nefislerine köle olma ve şeytanın oyununa gelme zilletinden kurtulurlar. Zaten din, bizdeki iyiliğe açık nüveleri besleyip geliştirmek ve kötülük temayülleri taşıyan fena çekirdekleri de kurutup bodurlaştırmak için nazil olmuştur.. mahiyetimizde mündemiç bulunan şer meyillerinin önünü kesmek suretiyle kötü hasletlerin boy atıp karaktere dönüşmesine fırsat vermemek ve iyi yanlarımızı inkişaf ettirip bizi hakiki insanlığa ulaştırarak Cennet’e ehil hale getirmek için vaz’ edilmiştir.

*Enâniyet, değişik kullanım şekilleriyle “ben” mânâsına gelen “ene”den türetilmiş bir kelimedir. Ene’yi, nefis yerinde kullananlar da olmuştur ki, bu yönüyle o, insanın gerçek kimliği, hakikati, daha da önemlisi kendi mahiyeti dahil pek çok hakaiki ölçüp belirlemede mühim bir unsur (vâhid-i kıyâsî), sınırlılığıyla sınırsızlığa ışık tutan bir projektör, tenâhîsi içinde Nâmütenâhî’ye bakan doğru sözlü bir şahit ve açılmaz gibi görülen mânevî kapıları açabilecek sihirli bir anahtardır. Bu anahtarı kullanmasını bilenlere Allah, varlık, eşya ve esrar-ı ulûhiyete ait öyle derin sırlarını açar ki, bu sayede “ene” –ben ve ego da diyebilirsiniz– insanın en nuranî derinliği hâline gelir ve “Kenz-i Mahfî”nin lisan-ı fasîhi olur. Onu bilmeyen ve mahiyetinden haberdar olmayanlara gelince, onlar için “ene” öyle bir gayya ve bir girdaptır ki, şimdiye kadar ne dev cüsseleri yutmuş, nice güçlüleri yere sermiş, ne hanlar devirmiş ve ne hanümanları yerle bir etmiştir. Yükselenler onun acz u fakr kanatlarıyla yükselmiş, çakılıp yerinde kalanlar da onun çalım, gurur ve iddialarının kurbanı olmuşlardır.

*İnsan mahiyetindeki duygulardan biri de şehvettir; o, insanın meşru yollarla tatmini ve neslin çoğalması için verilmiştir. Dolayısıyla onun, bir taraftan bu duyguya tamamen inhimâk etmek gibi bir ifrattan, diğer taraftan da bütün bütün tecerrüt gibi bir tefritten kaçınması ve orta yolu bulması gerekir ki, o da meşru çerçevedeki zevklerle yetinip, gayr-i meşru isteklere karşı tavır almakla olur.

*İnsandaki kötü duygulardan birisi de “inat”tır. Çok defa kuru bir inat adına insanlar birbirlerine düşmekte, aralarında ciddî kavgalar meydana gelmekte, hatta birbirlerini öldürmektedirler. Ne var ki, inadını iradesinin emrine alan bir insan, ne olursa olsun asla hak ve hakikatten ayrılmaz. Böyle bir kimsenin önünü tama, makam, mevki, şöhret, rahat ve rehavet gibi duygular kat’iyen kesemez ve o kişi, iradesinin hakkını tamı tamına vererek hak yoldan hiçbir zaman ayrılmaz. Böylece fena bir huy olan ve tamamen nefis mekanizması içinde yer alan inat duygusu, bu insanda hakta sebat ve hakikate teslim olma şeklinde kendisini hissettirir. Evet, artık şeytanî bir mekanizma olan inadın yönü müspete çevrilmiş ve bu sayede inat, insanın melekî yanında yer alarak onun melekiyetine hizmet eder hâle gelmiştir.

*Mus’ ab bin Umeyr (radıyallahu anh) hazretleri, Uhud gününde Allah Rasûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) önünde savaşırken, bir kolu koparılınca öbür kolunu, o da budanınca âdeta “Bir bu kaldı.” deyip, kin ve nefretle kalkan kılıçlara tereddüt etmeden boynunu uzatmıştı. İşte onun ortaya koyduğu inat çirkin bir sıfat değil hakta sebat idi.

*Allah Rasûlü, her meseleyi ashabıyla istişare ederek onların düşünce ve görüşlerini alıyor, planladığı her işi mâşerî vicdana mâlediyor ve onun hissiyat, duygu ve temayüllerini âdeta blokaj gibi kullanarak, karar verdiği işlere mukavemet açısından ayrı bir güç kazandırıyordu. Yani yapılması planlanan işlere, herkesin ruhen ve fikren iştirakini sağlayarak projelerini en sağlam statikler üzerinde gerçekleştiriyordu. Hatta ashabının görüşünü kendi fikrinin önüne alıp onlara göre hareket ettiği de az değildi. Mesela, Allah Rasûlü (aleyhissalatü vesselam), Uhud Savaşı öncesi ashabı ile meşveret etmişti; kendi görüşü, Medine’de kalıp müdafaa harbi yapma istikametindeydi. Ancak, yapılan istişare sonucu, Medine’nin dışına çıkılarak taarruz harbi yapılmasına karar verilmişti. Bu karar gereği Nebiler Serveri (sallallahu aleyhi ve sellem) Uhud’a gitmişti. Bu noktada Seyyid Kutub’un şu enfes yorumu çok yerindedir: “Allah Rasûlü, Uhud’a çıkarken orada 70 kişinin şehit verilmesi değil, Medine’de taş taşın üstünde kalmayacağını bilseydi, meşveretin hakkını vermek için yine çıkacaktı.”

*Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Hudeybiye’de o ağır şartlar karşısındaki anlaşmayı onur meselesi yapmadı. Bu, geriye adım atma demek de değildi. Problemi çözme adına karşı tarafın hissiyatını da hesaba katmaydı. O tablonun gelecek adına vaad ettiği şeyleri çok iyi görme ve tabloyu doğru okumaydı.. inat etmeme, enaniyeti hesabına iş yapmama, kırıp geçirmeme ve gelecek adına bir sürü problem oluşturmamaydı.

*Hazreti Ömer Efendimiz “el-vakkâf inde’l-hak” sözüyle anılmaktadır. Bu tabir, “her zaman doğrunun yanında yer alan, hak ve adaletten asla ayrılmayan, kendisinin rağmına olsa da mutlaka hakka boyun eğen, Kitabullah’ın hükmüne gönülden rıza gösteren ve hakkın söz konusu olduğu yerde anında frenlemesini bilen insan” demektir. Hazreti Ömer, yumruğunu kaldırıp tam hasmının gözüne indireceği bir anda, hakkın hatırı için öfkesini yutarak kollarını hafifçe iki yanına salıverecek kadar duygularına hâkim bir insandır. O, Mescid-i Nebevî’nin genişletilmesi gibi hiçbir işi kendi düşüncesine göre yapmamış, hemen her meselesini mü’minlerle istişare etmiş; Kur’an’a, Sünnet’e ve İcma’ya uygun bir kararla karşılaşınca da hemen kendi düşüncesinden vazgeçebilmiştir. Şüphesiz onun bu hali, hâlis mü’minlerin ve takva ehlinin de halidir.

*Seyyidina Hazreti Ömer, evlilik akdi esnasında tesbit edilen mehir miktarı hakkında üst sınır belirlenmesi gerektiğini söylüyordu. (Bu, Ömer’ce bir zühul sayılabilir, bize göre bir zühul da değildir. Çünkü evlenmeyi kolaylaştırmak adına çok önemli bir husus olduğundan bunu hemen her aklı başında insan düşünmüştür.) O, bunu mehir miktarının evliliğe engel olmaması için yapıyordu. Bir hutbe esnasında mescidde irad edilen bu beyan karşısında, bugün adını sanını dahi bilmediğimiz bir kadın şöyle demişti: “Ya Ömer! Bu konuda Efendimiz’den duyduğun bir söz, senin bilip de bizim haberdâr olmadığımız bir ifade mi var? Çünkü, Cenâb-ı Allah, Kur’an’da, ‘Ve âteytüm ihdâhünne kıntâran…’ (Nisâ Sûresi, 4/20) buyuruyor. Demek ki, kantar kantar mehir verilebilir.” Hazreti Ömer, o kadının itirazını yerinde bulmuş; kendi kendine “Yaşlı bir kadın kadar dahi dinini bilmiyorsun!” diyerek sözünü geri almış ve hak karşısında hemen boyun eğmişti.

*Sizin gibi Kur’an’a, imana, milli mefkuremize ve gaye-i hayalimize hizmete kendini adamış insanlar, ileriye adım attıkları gibi yerinde yanlışlarından dönmeyi de bilmeli ve geriye adım atmada da diriğ etmemelidirler. O, ileriye doğru atılan adımların on katı adım sayılır. Efendimiz o idi, Raşit halifeler onlardı; bize demezler mi, “Siz kimin ümmetisiniz, kimi temsil ediyorsunuz, neyin arkasındasınız, Allah aşkına?!.”

http://islahhaber.com/gulen-den-geri...aji-45237h.htm
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2013, 00:40   #73
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Buyuk bir fitne uyandirildi.
Artik yeter.

Ak parti oyda kaybedebilir hatta siyaset sahsesinden yokda olabilir.
lakin bu fitne camianin milletin nezdindeki itibarini gun gectikce iflas noktasina dusuruyor...Allahualem zararin neresinden donulurse kardir.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2013, 01:04   #74
Kullanıcı Adı
manifesto
Standart
Alıntı:
BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Buyuk bir fitne uyandirildi.
Artik yeter.

Ak parti oyda kaybedebilir hatta siyaset sahsesinden yokda olabilir.
lakin bu fitne camianin milletin nezdindeki itibarini gun gectikce iflas noktasina dusuruyor...Allahualem zararin neresinden donulurse kardir.
Ben öyle düşünmüyorum
Dün fişlemeler için ortalığı yıkanlar
Asker fişlediği için demokrasi nerede
Özgürlük nerede özel hayat nerede diye ağlayanlar
Bugün iktidar fişlerken
Bugün fişlenenler Nurcular cemaatliler iken
Belirli cemaatlerden olduğu için
Sesini çıkarmıyor ise
Ayıptır
Mesele doğruları söyleme
Adil olma meselesi
Bir rektör sırf bir cemaat mensubu diye fişlemiş ise
Ve fişleyenler de 12 yıl boyunca KARDEŞİZ diyenler ise
Herkes konumunu bir kez daha gözden geçirmeli
manifesto isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2013, 12:45   #75
Kullanıcı Adı
smeram
Standart
Müslüman müslüman a kırdırılacak, yine birilerinin ekmeğine yağ sürülecek anlaşılan. Allah hayır etsin inş.
smeram isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2013, 22:22   #76
Kullanıcı Adı
manifesto
Standart
Alıntı:
smeram Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Müslüman müslüman a kırdırılacak, yine birilerinin ekmeğine yağ sürülecek anlaşılan. Allah hayır etsin inş.
Müslümanı Müslümana kırdırma konusunda tecrübeliyiz
Nasıl olsa kafirlerden daha istekliler var aramızda bu kırma geçirme konusunda
manifesto isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2013, 00:21   #77
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Alıntı:
BENHUR Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben öyle düşünmüyorum
Dün fişlemeler için ortalığı yıkanlar
Asker fişlediği için demokrasi nerede
Özgürlük nerede özel hayat nerede diye ağlayanlar
Bugün iktidar fişlerken
Bugün fişlenenler Nurcular cemaatliler iken
Belirli cemaatlerden olduğu için
Sesini çıkarmıyor ise
Ayıptır
Mesele doğruları söyleme
Adil olma meselesi
Bir rektör sırf bir cemaat mensubu diye fişlemiş ise
Ve fişleyenler de 12 yıl boyunca KARDEŞİZ diyenler ise
Herkes konumunu bir kez daha gözden geçirmeli
iste bu konumun yeniden gozden gecirilmesi icin vakit cok gec olmadan camia kendine gelmeli. Size az cok muhabbeti olanlar bile artik bikma noktasina geldi. 97 stk.nin manifestosu size hicmi birseyler anlatmiyor.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-12-2016, 00:05   #78
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Alıntı:
manifesto Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben öyle düşünmüyorum
Dün fişlemeler için ortalığı yıkanlar
Asker fişlediği için demokrasi nerede
Özgürlük nerede özel hayat nerede diye ağlayanlar
Bugün iktidar fişlerken
Bugün fişlenenler Nurcular cemaatliler iken
Belirli cemaatlerden olduğu için
Sesini çıkarmıyor ise
Ayıptır
Mesele doğruları söyleme
Adil olma meselesi
Bir rektör sırf bir cemaat mensubu diye fişlemiş ise
Ve fişleyenler de 12 yıl boyunca KARDEŞİZ diyenler ise
Herkes konumunu bir kez daha gözden geçirmeli
bugün geldiğimiz noktada görüyoruzki, Reis senin gibi şerefsizler yetişmesin diye dershaneleri kapatmakta ısrar etmiş.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-12-2016, 10:16   #79
Kullanıcı Adı
akses
Standart
Fetö örgütnün masum görünen bütün inleri terör yuvasıymış meğerse.
akses isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-12-2016, 17:08   #80
Kullanıcı Adı
crealiveonline
Standart
helaaaal
crealiveonline isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi