AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bütün Peygamberler Bütün peygamberlerimiz ile ilgili konularımızı bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 05-23-2008, 02:51   #1
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
13. Tozlu Dumanlı Bir Fitne


Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek...

(Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)

Bu hadiste ise, Mehdi'nin çıkışından önce, tozlu ve dumanlı, karanlık bir fitnenin görüleceğinden söz edilmektedir. Fitne, "insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, savaş, azdırma, karışıklık, ihtilaf, kavga" gibi anlamlara gelen bir kelimedir.22 Hadiste bu fitnenin ardında toz ve duman bırakacağı belirtilir. Ayrıca bu fitnenin "karanlık" olarak nitelendirilmesi, nereden geldiği belli olmayan, umulmadık bir olay olduğuna işaret kabul edilebilir.

Bu açılardan bakıldığında söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayı olarak nitelendirilen saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır.

New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Washington'da Pentagon binasına çarpan uçakların yakıtlarının sebep olduğu patlamalar sonucunda büyük bir duman oluşmuş ve bu duman tüm şehirden ve hatta civar kentlerden görülebilecek kadar yükselmiş ve yayılmıştır. Patlamalar sonucunda çöken binalar ise, daha büyük bir toz bulutunun oluşmasına neden olmuş, hatta çevredeki insanların üzerleri tamamen bu tozla kaplanmıştır.

Bu olay, hem dünya tarihinin en büyük terör saldırılarından biri olması, hem diğer alametlerle yakın dönemlerde vuku bulması ve ayrıca hadiste yapılan tarife benzer özellikler taşıması sebebiyle son derece önemlidir. Dolayısıyla binlerce masum insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olan, insanlık tarihinin bu en elim terör olaylarından biri, hadiste haber verilen ve Mehdi'nin çıkışının bir alameti olarak bildirilen "tozlu dumanlı, karanlık fitne" olabilir.

 

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 05-23-2008, 02:52   #2
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
14. Yaygın Katliamların Meydana Gelmesi


Mehdi'den önce, yaygın katliamların vuku bulacağı büyük bir fitne

görülecektir.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder... Ana, baba, kız, erkek herkesi öldürür... Bunların arasında fitne, şiddet, helak ve kaçmalar olur. Ne zaman bitti denilir, gene de devam eder gider. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)

Peygamberimiz (sav)'in Mehdi'nin gelişi ile ilgili bildirdiği hadislerin büyük bir kısmında, Mehdi gelmeden önce dünyada karmaşa, güvensizlik ve huzursuzluğun hakim olacağı üzerinde durulmaktadır. Savaşlar ve çatışmaların yanı sıra, toplu katliamların yaşanacak olması da bu dönemin belirgin özellikleri arasındadır. Ayrıca hadiste katliamların yaygın olacağına, yani tüm dünya çapında yaşanacağına dikkat çekilmektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda iki büyük dünya savaşı yaşanmış ve sırf bu savaşlarda 65 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 20. yüzyıl boyunca siyasi nedenlerle katledilen sivillerin sayısının 180 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Bu, daha önceki yüzyıllarla kıyaslandığında olağanüstü derecede yüksek bir rakamdır. Gerçekte 20. yüzyıla dek dünya üzerindeki savaşlar çoğu zaman bir cephe savaşı şeklinde yaşanır, yani belirli bir hat üzerinde savaşan ordular arasında geçerdi. Oysa 20. yüzyıldaki silah teknolojisi ve buna bağlı olarak geliştirilen askeri stratejiler, "topyekün savaş" kavramını ortaya çıkarmış, savaşlar sadece cephedeki askerleri değil, cephe gerisindeki sivilleri de büyük ölçüde hedef almıştır. Şehirlerin bombalanması, kimyasal, biyolojik veya nükleer silahlar, soykırım, toplama kampları gibi kavramlar, ilk kez 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Söz konusu vahşet sürmekte, bugün 21. yüzyılda hala dünyanın dört bir yanında kanlı savaşlar ve çatışmalar devam etmektedir. Bu savaşların ortak özelliği ise, yukarıdaki hadiste de belirtildiği gibi toplu katliamların yaşandığı savaşlar olmasıdır. Bir yandan kitle imha silahlarının kullanılmaya başlanması, diğer yandan da çatışmayı ve kan dökmeyi teşvik eden ideolojilerin fikri egemenliği, katliamların çok geniş kapsamlı olmasına neden olmaktadır.

Yakın tarihe bakıldığında pek çok insanın hayatını kaybettiği çeşitli katliam örnekleri görülecektir. Örneğin Bosna Savaşı, ağırlıklı olarak sivil halkın hedef alındığı, kadın, çocuk, yaşlı denmeden binlerce insanın katledildiği bir savaş olarak tarihe geçmiştir. Savaş sonrasında ortaya çıkarılan toplu mezarlar ise katliamın boyutlarını gözler önüne seren çarpıcı bir delil olmuştur.

Filistin halkına karşı 1940'lardan beri yürütülen bir diğer "etnik temizlik" operasyonu ise, daha uzun vadeli bir katliam politikasıdır. Bu politikanın Sabra ve Şatilla katliamları gibi örnekleri, yaşanan dramın boyutlarını gözler önüne sermektedir.

Afrika kıtasında da sık sık çeşitli farklı etnik kökenler arasında şiddetli çatışmalar yaşanmakta ve binlerce insan hayatını yitirmektedir. 1997 yılının ilkbaharında 5 büyük ülkeyi, Zaire, Ruanda, Uganda, Burundi ve Tanzanya'yı içine alan bir bölgeyi etkileyen bir savaş, iki büyük kabile arasında yaşandı: Hutu ve Tutsi kabileleri. Bu etnik savaşta yarım milyona yakın insan hayatını yitirdi. On binlerce kişi ormanlarda açlıkla, sefaletle, salgın hastalıklarla mücadele etti ve çok büyük bir bölümü öldü. Küçük çocuklar ve bebekler bile sırf başka bir kabileden oldukları için vahşice öldürüldüler.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:52   #3
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
15. Şam ve Mısır Meliklerinin Öldürülmesi


Ondan önce Şam ve Mısır

melikleri (hükümdar, memleket sahibi) öldürülecektir...

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Bu hadiste Mehdi'nin gelişinden önce Şam ve Mısır yöneticilerinin öldürüleceklerine dikkat çekilmektedir.

Mısır'ın yakın tarihi incelendiğinde hadiste de belirtildiği gibi bir "meliğin" öldürüldüğü görülmektedir: 1970 yılında Mısır'ın başına geçen ve 11 yıl iktidarda kalan Enver Sedat.

Enver Sedat 1981 yılında bir resmi geçit sırasında muhalifleri tarafından düzenlenen bir suikast sonucunda hayatını yitirmiştir. Mısır tarihinde öldürülen yöneticilerden diğerleri de, 1910 yılında suikaste uğrayan Başbakan Butros Gali, 1945 yılında öldürülen Mısır Başbakanı Ahmed Maher Paşa ve 1948'de yine bir suikast sonucu öldürülen Mısır Başbakanı Mahmoud Nukrashy Paşa'dır.

Şam kelimesi ise, yalnızca Suriye'deki Şam şehri için kullanılmaz. Şam, Arapça'da kelime anlamı olarak "sol" anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder.23 Şam bölgesi yöneticilerinden de suikaste uğrayan çok sayıda kişi olmuştur. Bunlardan birkaç örnek şöyledir;

1920'de öldürülen Suriye'nin eski Cumhurbaşkanı Salah Al-Deen Beetar,

1921'de öldürülen Suriye Başbakanı Droubi Paşa,

1949'da suikaste uğrayan Suriye Başbakanı Muhsin al-Barazi,

1951'de öldürülen Ürdün Kralı Abdullah,

1982'de bombalı suikaste uğrayan Lübnan'da Falanjist Lideri Beşir Cemayel...2
----------------------------
16. Eski Ürdün Kralı Abdullah'ın Öldürülmesi


Mehdi'nin çıkış alametlerinden birisi de, Haşimiler'den üst

düzey birinin öldürülmesidir. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s.12)

Bilindiği gibi Ürdün, Haşimi Krallığı olarak anılmaktadır. Ürdün, Osmanlı'dan ayrıldıktan sonra bir dönem İngiltere'nin kontrolü altında idi. İngiltere 1946 Londra anlaşması gereğince Ürdün'ün bağımsızlığını tanıdı. Ve Ürdün emirliğinin başındaki Abdullah'a da Ürdün Krallığı payesi verildi. Kral Abdullah, daha sonra, 1951'de yine İngilizler tarafından öldürtüldü. Hadis'te dikkat çekilen olay da böylece gerçekleşmiş oldu.


dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:52   #4
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
17. Mısırlıların Esir Alınması


"Şam ehli, Mısırlı kabileleri

esir alacaklardır."

(El Kavl-ul Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Şam bölgesi, Hicaz (Mekke-Medine'nin olduğu bölge)'nin sol tarafında kalan bölgedir. Bugün sözkonusu bölgede yer alan devletler arasında İsrail de bulunmaktadır. Dolayısıyla bu hadisle İsrail Devleti'nin Mısır ile olan savaşlarına ve Mısır topraklarını işgaline işaret ediliyor olabilir.

26 Ekim 1956 tarihinde İsrail Mısır'a saldırdı ve Sina Yarımadası'nı işgal etmeye başladı. Birleşmiş Milletler'in araya girmesiyle sıcak çatışmalar bir süre sona erdi ve İsrail sınırına BM Barış Gücü yerleşti. 1967 yılındaki 6 Gün Savaşı ise İsrail-Mısır arasındaki başka bir savaştı. 5 Haziran'da İsrail Hava Kuvvetleri, Mısır'ın bazı hava üslerine saldırılarda bulundu. Bu saldırılar nedeniyle çok büyük zarar gören Mısır Hava Kuvvetleri 5 Haziran'ı takip eden günlerdeki çatışmalarda hiçbir etkinlik gösteremedi. Sina'daki Mısır birlikleri geri çekildi. 9 Haziran'da İsrail, Golan tepelerine saldırdı ve bölgeye egemen oldu. Bu arada Batı Şeria ve Kudüs'ü de yavaş yavaş ele geçiriyorlardı. Bu savaşın sonunda İsrail, Gazze Şeridi ile Sina Yarımadası'nın tümünü, Şeria akarsuyunun Batı yakasını (Batı Şeria), Kudüs kentini ve Golan tepelerini ele geçirdi. Daha sonra yapılan anlaşmalarla İsrail Sina'dan tamamen çekildi. Ancak bugün halen Batı Şeria, Golan tepeleri ve Kudüs İsrail işgali altındadır.

Bu savaşlar sırasında oldukça fazla sayıda Mısırlı, İsrail askerleri tarafından esir alındı. Pek çok Mısırlı da hayatını kaybetti.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:53   #5
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
18. Şehirlerin Yok Olması


"Büyük şehirler dün sanki

yokmuş gibi helak olur."

(Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38)

Mamur beldeler harab edilince... kıyametle senin aranda şu iki parmak arası kadar bir mesafe kalmış demektir. (Kıyamet Alametleri, s. 143)

Yeryüzünün etrafından harab olmalar başlayacak. Nihayet Mısır da harap olacak, ancak Basra harab oluncaya kadar Mısır harab olmadan emin olacak. Basra'nın harabı Irak'ın harab olmasından olacak. Nitekim Mısır'ın harabı da, Nil kurumasından kaynaklanacak... (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s.530)

Hadislerde belirtilen büyük şehirlerin, mamur beldelerin helak oluşu ve harab edilmesi, savaşlar ve çeşitli doğal afetler sonucunda meydana gelen yıkımları akla getirmektedir. Bunların yanısıra yakın geçmişte geliştirilen nükleer silahlar, uçaklar, bombalar, füzeler ve benzeri silahların savaşlarda kullanılması da büyük tahribata neden olmuştur. Bu tahrip gücü yüksek silahlar tarihteki benzerleriyle kıyaslanmayacak düzeyde yıkımlara yol açmıştır. Elbette hedef konumundaki "büyük şehirler" de bu yıkımlardan birinci derecede etkilenen yerler olmuştur.

II. Dünya Savaşı'nın benzersiz sonuçları buna bir örnek olarak verilebilir. Dünya tarihinin en büyük savaşında, atom bombasının kullanılmasıyla Hiroşima ve Nagasaki şehirleri tamamen yerle bir olmuştur. Avrupa'nın başkentleri ve önemli şehirleri de ağır bombardımanlar neticesinde büyük ölçüde yıkılmıştır. Britannica Ansiklopedisi II. Dünya Savaşı'nın Avrupa şehirlerinde neden olduğu hasarı şöyle anlatır:

Meydana gelen tahribat Avrupa'nın büyük bölümünü Ay'ın yüzeyine dönüştürmüştü: Şehirler bombardımanlar sonucunda harap oldu, sayfiye yerleri kavruldu ve simsiyah oldu, yollar bombaların açtığı çukurlarla kaplandı, demiryolları kullanılamaz hale geldi, köprüler yıkıldı, limanlar batık gemilerle doldu. Savaş sonrası Almanya'nın Amerikan Bölgesi askeri valisi General Lucius D. Clay'in dediği gibi, "Berlin sanki ölülerin şehri gibiydi."25

Kısacası, II. Dünya Savaşı'nın tarihte benzeri görülmeyen genişlikteki tahribatı hadisin işaret ettiği olayla birebir uyuşmaktadır.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:53   #6
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
19. Harap Olmuş Yerlerin İmarı


Dünyanın harap olmuş yerlerinin imarı, imar edilmiş yerlerinin

tahribi kıyametin şart ve

alametlerindendir.

(Kıyamet Alametleri, s.138)

Harap olan yerlerin imarı da ahir zaman alametlerindendir. Bir önceki bölümde ele aldığımız gibi, savaşlarla geçen 20. yüzyılda pek çok şehir yerle bir olmuş ve yeniden inşa edilmiştir. Berlin, Leningrad (St. Petersburg), Dresden gibi II. Dünya Savaşı sırasında tanınmayacak hale gelen büyük Avrupa şehirleri, savaş sonrasında yeniden inşa edilmiş ve bugünkü görünümlerini almışlardır.

Benzer bir örnek olarak Japonya'nın Kobe şehri 1995 yılının Ocak ayında büyük bir deprem sonucu harap olmuştur. Japon hükümeti ve üniversiteleri, depremleri önceden haber veren bir yönteme sahip olabilmek için, yaptıkları sayısız araştırmalara 30 yıl içinde bir milyar dolar (yaklaşık 1.5 katrilyon lira) yatırmışlardı. Ama başarılı olamadılar, çünkü yerkabuğundaki sarsıntıları tanıyıp sınıflandırmak için yüzde yüz geçerli modeller geliştirmek olanaksızdır. Depremin gerçekleştiği Kobe ve Osaka kentlerinin bulunduğu bölge, Japonya'nın önde gelen sanayi ve ticaret merkezlerindendi. Bu yüzden deprem sonrasındaki maddi zarar milyarlarca dolar oldu.26 Ama tüm bu zarara rağmen Japonlar kısa bir süre içinde Kobe şehrini tekrar inşa ettiler.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:53   #7
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
20. Dördüncü Sulh ve Arap-İsrail Barışı


Ebu Naim, Ebu Umameden tahric etti, Resulullah (sav) buyurdu: Sizinle insanlar (bir nüshada Rumlar deniyor) arasında dört sulh olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi sene devam eder. Denildi ki: "Ya Resulullah, o gün insanların imamı kimdir?" Buyurdu ki: "Evladımdan kırk yaşında Mehdi'dir." (Kıyamet Alametleri, Osman Çataklı, 299/8)

Hadiste Hz. İsa ile birlikte yeryüzünde bulunacak olan Mehdi'nin alametlerinden biri haber verilmiştir. Bu alamete göre Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında 4. kez bir barış anlaşması yapılacak, bu anlaşma 7 yıl sürecektir. Bu sürenin sonunda ise Mehdi gelecektir. İslam aleminden birçok kimsenin kanaati, hadiste geçen "4. Sulh"un, 1979'da ABD-İsrail ve Mısır arasında Amerika'da Camp David'de yapılan anlaşma olduğudur. (En doğrusunu Allah bilir.)
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:53   #8
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
21. Bir Ordunun Kaybolması


Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, semadan bir sayha (çağrı, nara), Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız

insanların öldürülmesidir.

(Naim Bin Hammad)

...Kendisine bir ordu gönderilecek. Bunlar yerin bir çölünde iken yere batırılacaklardır. (Müslim'den; Geleceğin Tarihi 4, s.31)

Bir ordu savaş için gelir, çöle girdiğinde baş ve sonundakileri batar, ortadakiler de kurtulmaz. (Hanbel, Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud'dan; Geleceğin Tarihi 4, s.30)

2003 yılında gerçekleşen Irak Savaşı sırasında Irak ordusunun büyük bir kısmının neredeyse birden bire ortadan yok olması savaşın en dikkat çekici olaylarından biriydi. Birçok gazete ve televizyonda, Cumhuriyet Muhafızları olarak bilinen yaklaşık 60.000 kişilik ordunun ve Fedailer olarak bilinen yaklaşık 15.000 Iraklı askerin kaybolması haber olarak yer aldı. Yukarıdaki hadislerde bu konuya dikkat çekilmesi, Mehdi'nin ve dolayısıyla Hz. İsa'nın geliş alametlerinden biri olan "bir ordunun batması" olayının gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir) Nitekim ilerleyen günlerde de savaş uçaklarının bir kısmının çöl kumları altına gömülmüş olarak bulunması, hadiste bahsedilen çölde bir ordunun batması olayının Irak ordusu ile ilgili olma ihtimalini güçlendirmektedir.


dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:54   #9
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
22. Iraklıların Parası Kalmayacak


"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş

yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak."

(Kenzul Ummal, Kitab-ul

kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45)

Ahir zaman ve dolayısıyla Hz. İsa'nın çıkış alametlerinden biri de Iraklıların parasının değer kaybetmesidir. Bu hadis iki ayrı duruma işaret ediyor olabilir. Bunlardan birincisi, İran-Irak ve Körfez Savaşı sonrasında Irak'da yaşanılan ekonomik çöküntüdür. Savaş dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi, savaş sonrası devam eden ambargolar nedeniyle bir türlü düzelmemiştir. Halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir.

Hadisin işaret ettiği bir diğer durum da, Irak Savaşı sonrasında Irak dinarının tedavülden kaldırılmasının söz konusu olmasıdır. Son savaşla birlikte Irak dinarının hızla değer kaybetmesi ve tedavülden kalkması ihtimali, 2003 tarihli gazete haberlerinde geniş yer almıştır.
----------------------
23. Bağdat'ın Alevlerle Yok Edilmesi


Ahir zamanda Bağdat

alevlerle yok edilir...

(Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177)

2003 Irak Savaşı'nda, savaşın ilk gününden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri olmuştur. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden olmuştur. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen olayla tam olarak mutabıktır. Bu da ahir zamanda bulunduğumuzu gösteren açık alametlerden biridir.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-23-2008, 02:54   #10
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İsa (a.s)
24. İsrail-Filistin Barış Görüşmeleri


Beyt-i Makdis'de barış

anlaşması olacaktır.

(Risalet-ül Huruc-ül

Mehdi, cilt 3, s. 184)

Beyt-i Makdis Mescid-i Aksa'nın bir ismidir. Bu hadiste de Beyt-i Makdis denilerek Kudüs'te gerçekleşecek bir barış anlaşmasından bahsediliyor olabilir. Nitekim Filistin topraklarında çatışma ve gerilim elli yılı aşkın bir süredir devam etmektedir. Ancak 1993 yılında Oslo'da yapılan barış görüşmeleri bu topraklara huzur ve güvenliğin gelmesi için önemli bir adım olmuştur. Her ne kadar Oslo'da alınan kararların bazıları adil olmasa ve bazıları da tam anlamıyla uygulamaya geçirilemese de, iki tarafın belli konular üzerinde mutabakata varması önemli bir gelişmedir. 2003 yılında da başta "Yol Haritası" girişimi olmak üzere iki taraf arasında barış müzakereleri devam etmiştir.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi