02-01-2010, 20:19 | #261 |
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de Öyle sürekli değil Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün O kadar çabuk O kadar kısa işte o kadar. Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar Mendilimde kan sesleri. Edip Cansever |
|
02-01-2010, 22:14 | #262 |
Ah, aklımdan neler geçer!
Bir kuş su içer; susar dünya! Yapraklar yapraklarla konuşur. Kuşların seslenişi rüya. Ah, aklımdan neler geçer! Çocukluğum oynar bir köşede, Med ceziri bol bir bestede... O nokta, o çizgi, o resim nerede? Ah, aklımdan neler geçer! Zamanın bağrında ekip diktiğim Tohumlar, fidanlar; ah, anlar! Nereye, ey doğup ölen zamanlar? Ah, aklımdan neler geçer! Bir can nerede ecel şerbeti içer, Hangi bahçelerde uyur uyanır Aşkın rengine boyanan çiçekler? ... Ali Hakkoymaz... |
|
02-04-2010, 19:38 | #263 |
Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.. |
|
02-05-2010, 14:28 | #264 |
Niyâz ettim Rabbimden
sana dair harfler bir kuşluk vaktinde harman olup birer birer süzülür gibi olsalar kelimeler çalmadan kapımı girseler düş iseler kalbe değil lerse deftere sen sen diye düşseler... |
|
02-05-2010, 16:21 | #265 |
Adını koyamıyorum bu aşkın Ya hiç bu aşkı düşünmüyorum Yada hep seni düşünüyorum.Gözlerim artık eskisi gibi görmüyor Ya bom boş bakıyor hayata Yada toz pembe bir bulut ardında.Kalbime söz geciremiyorum artık Ya hiç senin için çarpmıyor Yada senin için çırpınıyor ...
|
|
02-21-2010, 10:47 | #266 |
Sus da bir kulak ver arzda her sese,
Bir başdan bir başa dünyâ perişan. Sarmalanıp konmuş inanç kafese, Gözü damla damla semâ perişan... Nesiller arası korkunç uçurum, Ölülere azâp yerde bu durum.. Fiyakalı bir iş, her gün oturum, Dertlere dermânda edâ perişan. Cemiyet derbeder, vatan sahipsiz, Bilmeyen bilmiyor, bilenler hissiz; Kalmamıştık böylesine kimsesiz! Düşünceler sisli, dimağ perişan. Dertli sîneler var sır tutar demez, Alev alev ama, şikâyet bilmez. Bunlar da olmasa hiçbir dert dinmez, Duman duman yanan çırağ perişan... |
|
02-21-2010, 18:12 | #267 |
Hani gülün de Bülbülün de Aşkın da adı vardı ya dillerde; Derinliği gönüllerde… Binlerce çocuk ölü doğmada şimdilerde… Dirilemeden gömülmede… Ey cân! Kimedir hasretin? Bülbülün hasret çektiği gül diyârına mı? Hani her şeyin Lal-ı ebkem (dilsiz) kesildiği demlerde Kalem söylerdi ya derdini… Öylece her şeyin sustuğu, Gönlün dilini bulduğu, Özün selam, Sözün selam olduğu, Her şeyin, her şey ile Ve her şeyin Mevlâ ile dost olduğu, Kardeşliklerin kurulduğu, Nefsin unutulduğu, Gül ve hanımeli râyihâları ile dolu Gül diyarına mı? Çocukların ölü doğmadığı, Nice manevi doğumla Meryemlerin İsâlar doğurduğu, Nefsin cana dönüştüğü ruh diyarına mı? Kaç kez kucak açtı gönlümüz Fütüvvete/kardeşliğe Heyhât!.. Sevecek gönüller nerde? Denânın ( aşağı olan, dünya) alçaklığında Nefs kıskacında Mevla’ya gönül verecek yiğitler nerde? O fetâlar ki; İki elin parmağı kadar kaldı şimdilerde… Maddenin kıskacında her dem, Yitirmede insanlık insanlığından… Öyle de olsa ne çıkar… Yine de uzat ellerini gül diyârına. Zira orada neftsen, hasetten düşmanlıktan eser yok… Özün selâm olduğu, Sözün selâm olduğu diyar bu! Toprağının derin buğusunda saklı olduğuna aldırmayın Bir vurabilseydi beşer Yusuf misâli kazmayı kendi kuyusuna, Görürdü ol dem ki Kendi toprağında mevcut Kokusu gül, Adı gül, kendi gül olan: “Gül Resul!..” Ah bir de geliverseydi “Fenâfirresul!..” Sevda Dıraga Canbaz |
|
03-16-2010, 17:14 | #268 |
Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! NECİP FAZIL KISAKÜREK |
|
03-22-2010, 17:15 | #269 |
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
Aşklarım, inançlarım işgal altındadır Tabutumun üstünde zar atıyorlar Cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır |
|
03-27-2010, 16:01 | #270 |
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğ...in kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin. Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine. Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka! Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet, Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et! Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan! Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan! Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm, Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm. Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum; Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum. Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Cemal Safi |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|