![]() |
#31 |
![]() Abdülhamit'e karşıydı evet...
ama sonrasında en büyük hatasının ona laf etmek olduğunuda söylemiştir Akif... Hatta bir şiir daha yazmıştı bildiğim... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#32 | |
![]() Alıntı:
Olabilir. Saygı duyulur kararına. Fakat bu kararı aldıktan sonra o meali yazmaya devam eder misin? Yani yakmak için Kur'an meali yazabilir misin? Meali de geçtim. Bir kağıt parçasına, sonradan yakılmak üzere Allah, peygamber yazabilir misin? (Haşa) Ben yazmam. Mehmet Akif hiç yazmaz. Yazmadı da. Hiçbir zaman, "Ben meali yazıyorum ama bunu sonradan yakın" demedi. Akif 1930'da yazmayı bırakıp, "bunu yakın" deseydi, görüşlerinizde haklılık olurdu. Ama yazmaya, düzeltmeye devam etti. Bu durumda Akif, yakmak üzere meal yazmış olur ki böyle bir günaha abdestsiz Müslümanlar bile girmez. Peki Akif ne dedi? "Ömrüm yetmez de tamamlayamazsam yakın" dedi. Çünkü mealinin yarım olmasını, eksik olmasını, hatalı olmasını istemiyordu. Mealinde mükemmeli aradı. Bu nedenle de ömrü boyunca o meal için çalıştı. Sonuç olarak Akif'in endişeleri vardı. Fakat mealin yakılmasının sebebi bu endişeler değildi. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#33 | |
![]() Alıntı:
Saltanat nâmına; din nâmına bin maskaralık... Ne felâket, ne rezâletti o devrin hâli! Başta bir kukla, bütün milletin istikbâli İki üç kuklacının keyfine mahkûm olmuş. Bir siyâset ki didiklerdi, emînim, Karakuş! Nerde bir maskara sivrilse, hayâsızlara pîr Haydi Mâbeyn-i Hümâyûn´a!... Ya bâlâ, ya vezîr! Ümmetin hâline baktım ki: Yürekler yarası! Ne bir ekmek yedirir iş; ne de ekmek parası. Kışla yok dâire yok, medrese yok mektep yok; Ne kılıç var, ne kalem... Her ne sorarsan, hep yok! http://www.mehmetakifarastirmalari.c...d=47&Itemid=69 Mehmet Akif Ersoy, bir şairin çok ötesinde bir kişidir. Ben ona ait hiçbir söz bilmiyorum ki yanlış olsun. Onu layıkıyla anlayabilirsek, nasihatlerine uyabilirsek, emin olun sırtımız asla yere gelmez. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
![]() eşref
önce akif meal yazmak istemezdi elmalılı hamdi ikna etti diyorsun buna ihtimal vermem... bu kadar mühim bir meselede akifin birisinin gazıyla hareket edeceğini sanmam... diyelim ki eyvallah dedi diyorsunki meal yakılmamış kütüphanedeymiş link veriyorsun... sonrada tamamlayamazsam yakın dedi diyorsun... akif henüz 19 yaşındayken okuyacağı kuranını el yazısıyla kendisi yazmıştı mealini mi tamamlayamayacak kafaya koyduktan sonra ? |
|
![]() |
![]() |
#35 | |
![]() Alıntı:
Akif'i son aşamada ikna eden Elmalılı'dır. Elmalılı hatta "sen yazmazsan, ben de yazmam" der. Bu Akif'e gaz vermek değildir. İkna etmektir. İhtimal verirsin vermezsin. Ama sonuçta ikna oldu ki bu çalışmaya başladı. Yani o görevi kabul etti. Mealin yakılmama meselesinde link verip altına bir not düştüm. Dedim ki; doğruluğunu bilemem. Peki neden paylaştım? Bu konuda her kafadan farklı bir ses çıktığını göstermek için. Meali tamamlayamama meselesine gelince. Daha önce yazdıklarımı okuduysan, Akif meali üzerinde çalışırken, o meali pek çok kişiye okuttu. Görenler meale hayran kaldı. Biz okusak, biz de hayran kalırdık. Bize göre meal kusursuz ve tamamlanmış olabilir. Onu okuyanlar da hep böyle düşündü. Ama Akif bizim gibi biri değil. Mealin hatasız ve eksiksiz olmasını isteyen Mehmet Akif Ersoy, hiçbir zaman meali için "bitti" diyemedi. Bu onu başarısız kılmaz. Akif'i anlayanlar için bu aslında büyük bir başarıdır. Olması gerekendir. Bizerin de bundan ders alması gerekir. "tercüme" kelimesinden vazgeçtiğimiz gibi belki "meal" kelimesinden de vazgeçmeliyiz. (Yorum meselesi) |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
![]() akifin meal yazmak gibi bir niyeti neden olsun ki zaten... harf inkılabı olduğu zaman akif yaşındaydı ? o zamana kadar mealle ne işi olurdu zaten üst düzey dil bilen osmanlıca arapça farsçaya hakim bir insan meal yazmaya başladı ve niyeti anlayınca yaktırdı... en mantıklısı bu bence... geri kalanı çok zorlama oluyor zira... |
|
![]() |
![]() |
#37 |
![]() valla kime yazıldığını bilmiyorum ama m.kemale cuk diye oturuyor
![]() |
|
![]() |
![]() |
#38 | |
![]() Alıntı:
Malesef...malesef... Istibdat adli siirinden. Bilinen bir gercek...M. Akif cok siddetli bir Abdulhamid muhalifiydi. Ittihati terakki macerasida bu yüzdendir diyebiliriz galiba. Ayni durumu Bediüzzamanda da görebiliyoruz. Yorum yapmaktan ziyade, böyle durumlardan ders cikarmamiz gerektigine inaniyorum... Dava adamlari, Alimler ve önder kisiliklerde yanilabiliyormus... Fakat herseye ragmen, Akif ve Saidi Nursi hz.lerinin kiymeti gözümüzden düsemez...cünkü herkesi kendi konumunda degerlendirmek gerekir...hataydi, lakin hata yapmaktan önemlisi hatadan dönebilme erdemini göstermektir...ve bizim bildigimiz kadariyla bu iki büyük sahsiyette hatasini anlamistir. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#39 | |
![]() Alıntı:
İttihat ve terakki'nin vatan haini bir topluluk olduğunu tasdik etmesi ve bunu Osmanlı halkına benimsetilmesi. Sadece bunu ister. Atatürk ise bu isteği kabul etmez. Der ki; İttihat ve Terakki'nin çok büyük hataları var. Fakat yine de bu vatansever olmadıklarını göstermez. Mehmet Akif'in ittihat ve terakki zihniyetinde olamayacağı belli. Fakat işgal döneminde yaşananları bizlerin eksiksiz bilemeyeceği de bir gerçek. Eğer o dönem için söylediği sözler varsa, bence günümüz tarihçilerine değil, Akif'e itibar etmek gerekir. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
![]() Esref kardesim,
Akif, Ittihat ve Terakki zihniyetinde olmaktan ziyade , Sultan 2. Abdulhamid muhalifiligi ile bilinir. Onun devrini " Devri Istibdat" olarak kendisi siirinde anlatir. Bu muhalif cephesinden olacakki kendini ittihati terakki saflarinda bulur...cünkü bu cemiyet Abdulhamid düsmanliginda en önde gelenidir ve Akif cemiyetin mesrutiyet ve hürriyet edebiyatini takdir eder...hatta Bediüzzaman bile ittihati terakkiyi baslarda takdir edici tutum icindedir. Fakat zamanla onlarla fikir birligi yapamayacagini anlar ve baska bir cemiyete gecer... Nitekim , sultan 2. Abdulhamid tahttan indirilince ve yerine ittihatcilar devleti rezil duruma düsürünce, hem Akif hem digerleri onlarin ic yüzünü görmüs olur... Akif'in muhalifligi isgal yillarinda degildir... Bilakis Osmanli Hükümdari 2. Abdulhamid tahttaykendir.. Onun ne derece bir muhalif oldugu Istibdat adli siirinden bellidir. BU tutumu asla tasvip edemem...velevki Akif bile olsa. Lakin ben M. Akif'i her insan gibi hata yapabilen fakat hatalarindan kendine pay cikarabilen biri olarak gördügümden severim...bu vatan icin yaptiklarini takdir ederim...ama 2. Abdulhamid han'a yazdigi siirden ötürü herzaman " keske olmasaydi " demisimdir ve derim... Bu sebepten dolayi bu noktada Akif'e itibar edemem. Akif'in Sultan Abdulhamid icin "Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se, Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i İblis’e. "...söylediklerine katiyyen itibar edemem. Günümüz tarihcileri Akif'i bu yönüyle onu yermek icin degil...gerceklere ayna utumak icin anlatirlar... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|