01-07-2011, 10:58 | #21 |
Şehit bayram ali öztürk hocanın bir sohbeti vardı...
Osmanlıya söven dinsizdir diye haykırıyordu... Vay bu diziyi çekenlerin haline... Nebahat çehre gibi bir kadına halife annesi rolü verenlerin vay haline... Osmanlıda şeyhülislamın tek fetva ile padişahı tahttan indirme yetkisi vardı ... Padişah bunların dediklerini yapacak şeyhül islam boş boş oturacak öylemi... Zavallılar... |
|
01-07-2011, 12:29 | #22 | |
Alıntı:
|
||
01-08-2011, 22:48 | #23 |
Ben böyle bir dizi izlemem...
bana para versenizde izlemem... ama şu anda bana karşı bir reklam yapıyorsunuz (dizi lehine) çünkü reklamın iyisi kötüsü olmaz! böyle bir konu beni araştırmaya sevkediyor. Gittim baktım. http://www.muhtesemyuzyil.gen.tr/forum adamlar forum sayfası açmış mecburen üye oldum birşeyler yazmak için Bazıları döktürmüş... küfürü basanlarda var. Şimdi bu halde DİZİYİ izlemeden duramam... çünkü (Kanuni Hakkında çok şey biliyorum) neler sallamışlar neler merak ediyorum... Neden reklamını yapıyorsunuz bu dizinin, hoşunuza mı gitti? Birde bu diziyi iptal etmek için RTÜK aranıyor. Neden? Bir kere bu BELGESEL değil adı üstünde DİZİ adamlar olmayan tren yoluyla Trabzona bile gittiler. Trabzona tren yolu var mı yok Bu dizinin Gerçekle bir alakası var mı? o da yok! Yoksa siz hiç hikaye - roman okumadınız mı? Ama şöyle bir gerçek var; o forumda zigetvar kardeşim yorumunu yazmış. paylaşayım sizinle! http://www.muhtesemyuzyil.gen.tr/for...Yaziklar-olsun ALıntı: "para, para, para... Bu memlekette cinsellik her zaman çok satar. Kadın-Erkek aklı uçkurunda olanlar da senaryo yazar, film çeker, oynar, millet de izler, ağız suyu akıtır, sonra da geçip "sanat yapıyoruz canıımm" derler. Bir de üstüne forum açarlar, matah bir iş yapmışlar gibi millete görüşlerini sorarlar, yazarsın, umurlarında olmaz. Sonra bu diziyi ortadoğunun ağzı sulularına satacaklar. Başka da bir numaraları yok. Para getirsin de, Kanuni'ye Osmanlı'ya haksızlık edilmiş, senaristinden oyuncusuna kadar cehaletleri ifşa olmuş.. Hiçbirinin umurunda değil. Şimdi kardeşimize cevap vermedende olmaz. Bu millete hakaret edemezsin. Herkesi uçkuruna düşkün ilan edemezsin. HAKSIZMIYIM! Orta doğu dediğin yerler hepsi Müslüman. Onlarada aynı muameleyi yapamazsın! Onlarda dinine bağlı insanlardır. Adam ol... Menderesay senin yüzünden diziyi izlemek zorunda kalıyorum... bunu bil! |
|
01-09-2011, 15:14 | #24 |
Kanuni'yi Koruma Kanunu mu çıkartalım?
Sayın Bülent Arınç çok haklı: "Kanuni'yi Koruma Kanunu" çıkarmak gerekecek bu gidişle. Atatürk filmlerinde gerçeğe uymayan sahneler oldu mu, kıyametleri koparanlar, aynı şey Kanuni'nin başına gelince 'Canım, sanatçının özgürlüğü vs.' gerekçelerine sığınıyorlar. İşine gelince tarihe saygı iste, gelmeyince vur abalıya! Zihinlerimizdeki Oryantalist ipoteği bir kere daha bütün parlaklığıyla sergileyen "Muhteşem Yüzyıl" dizisi, Türkiye'ye "sahte bir tarih" yutturarak milyonların zihnini karıştırıp Harem ve Hürrem efsanelerinin ateşini biraz daha körükleyeceğe benziyor. Tarihî gerçeklere attığı çalımların ise haddi hesabı yok. Birilerinin bize "yanlış baba"yı gerçek baba diye seyrettirmelerinden bıktık, usandık. Ecdadımızın kendi nefesiyle arz-ı endam edeceği bir tarihî filmi daha ne zamana kadar bekleyeceğiz? Bence dizinin temel sakatlığı, bakış açısında. 'Ticari olarak ne getirir?' diye bakıldığı o kadar açık ki, bütün kurgusu, cinselliğe odaklanmış. Belki de adını "Muhteşem Haremistan" koysalardı daha dürüst davranmış olurlardı. Soruyorum: Eğer dizideki harem ve aşk sahnelerini Amerikalı veya İtalyan bir yönetmen çekseydi bundan farklı ne yapabilirdi? O da harem sahnelerini abarttıkça abartır, erotizme ve Batı kültürünün kadim saplantısı olan harem fantezilerine yüklenirdi. Peki Kanuni'nin tahta çıkmasından bir gün sonra matem elbiseleriyle babası Yavuz'un tabutunun önünde kilometrelerce yürüdüğü sahne neden çekilmeye layık bulunmadı dersiniz? Tabii ölüm gibi can sıkıcı bir konu işin içine girince o harem sahnelerini nasıl yutturacaklardı millete? Hakkını yemeyelim, kahramanımızın ağzını dahi kıpırdatmadan, bir an önce bitsin diye kameralara boş boş baktığı(!) namaz sahnesini unutuyor değilim. Onlar da maalesef epeyce yapay ve yapıştırma kalıyor. Üstelik Kanuni tahta çıktığı tarihlerde Topkapı Sarayı'nda bir Harem dairesi bulunmuyordu! O zamanlar Harem, bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının bahçesindeki Eski Saray'daydı. Topkapı bir devlet dairesi olarak kullanılıyor, padişah akşamları yatmak için Eski Saray'a gidiyordu. 1550'lerde bile Hürrem'in Eski Saray'da yaşadığına dair belgeler var. Topkapı'da bir 'Harem Dairesi'nden söz edebilmek için III. Murad devrine demir atmak gerekecektir. Hürrem (Aleksandra) adlı cariyenin Kanuni tahta çıktıktan sonra saraya girdiği de tarihî olgulara aykırı bir bilgidir. Zira Hürrem, Kanuni daha Kefe valisi iken, 14-17 yaşlarında onun haremine girmişti. Filmde nasılsa çatpat Türkçe bilen 'acemi' Hürrem, aslında o tarihte Türkçe, edebiyat, nakış, dikiş, müzik vs. öğrenmiş tecrübeli bir cariyedir, en önemlisi, çocuk doğurmaya layık biri olduğunu ispatlamıştır. Bir de Kanuni'yi oynayan Halit Ergenç'in yaşı meselesi var. Bu 40 yaşındaki 'adam'ın, tahta çıktığında henüz 25'ini bitirmemiş olan genç ve dinç Kanuni ile ne alakası var? 21 yaşındaki Fatih'in resmini yapamadığımız gibi, genç Kanuni'ye de o muhteşem tahtı yakıştıramıyoruz herhalde. Dizide Kanuni tahta geçtikten sonra şenlikler yapıldığını izliyoruz (havai fişek vs.). Oysa ortada daha gömülmemiş bir padişah cenazesi duruyor. Yavuz'un matemi sürüyor. Ne eğlencesi bu? Bu arada Kanuni'ye babasının Rodos'u almak için 200 parça "kalyon" yaptırma emri verdiği söyleniyor. Hey Allah'ım! Kalyon o tarihlerde Osmanlı donanmasında yoktu ki! Prof. İdris Bostan'ın "Osmanlı Gemileri"ne bakın, tersanelerimizde ilk harp kalyonu 1644 yılında yapılmıştır diye yazar, yani yaklaşık 124 yıl sonra. Hatalar sürüp gidiyor. Burada keselim, zira 'filmi bırak da bize haremi anlat' dediğinizi duyar gibi oldum. Bunun için üç yabancı kaynağa başvuracağım. Kanuni devri yönetimi üzerine doktora yapmış olan Albert Howe Lybyer şöyle yazıyor: "Bir Doğu hareminin yapısı ve özelliği genellikle yanlış anlatılır. Haremde yüzlerce, hatta binlerce kadın bulunsa da, bunlardan ancak birkaçı hükümdarın gerçek eşiydi. Geri kalanların çoğu, hükümdarın annesinin, karılarının, kızlarının ve çocukluk çağındaki oğullarının kişisel hizmetkârı ve eğlencesiydi. Kanuni çağında harem, sarayın geri kalan bölümlerinden öylesine kopuk, öylesine az görülen ve az tanınan, öylesine sultanın kişisel konusu niteliğindeydi ki, saray incelenirken haremin üzerinde durmak pek gerekmezdi. Anlaşıldığına göre Kanuni, haremine sık sık gitmiyordu." Neymiş? Harem genellikle yanlış anlatılırmış, bir. İçinde binlerce kadın yaşasa da, haremdekilerden ancak birkaçı hükümdarın eşiymiş, iki. Harem o kadar az bilinen bir konuymuş ki, üzerinde durmak bile gerekmezmiş, üç. Kanuni haremine sık sık gitmiyormuş, dört. Avusturya elçisi Busbecq, bizzat görüştüğü Kanuni hakkındaki izlenimini şöyle aktarır: "Artık yaşlanmakla birlikte bu muazzam imparatorluğun hükümdarlığına hâlâ yakışmaktadır. O aşırılığı sevmeyen, kendini birçok zevklerden mahrum etmesini bilen, irade sahibi bir kimsedir. Gençliğinde bile ağırbaşlılıkla hareket eder, şarap içmezdi. Dindardır, ibadetini hiç ihmal etmez. Bir emeli devletin hudutlarını genişletmek ise, diğeri dinini yükseltmek ve yaymaktır." Kitabı "Harem-i Hümayun"u sık sık tavsiye ettiğim ABD'li tarihçi Leslie P. Peirce ise Batılıların haremle ilgili takıntılarını cesurca irdeliyor: "Biz Batılılar, İslam toplumunda cinselliği saplantı haline getirmek gibi eski ama hâlâ güçlü bir geleneğin mirasçılarıyız. Harem, Müslüman cinsel duyarlığı üzerine kurulu Batı efsanelerinin kuşkusuz en yaygın simgesidir. Avrupa, bir Doğu tiranı efsanesi geliştirdi, özünü de sultanın hareminde yakaladı. Seks alemleri, kokuşmuş iktidarları anlatmakta kullanılan bir mecaza dönüştü. Haremin temel dinamiğini cinsellikten çok aile politikası oluşturuyordu. Haremdeki birçok güçten sadece biriydi cinsellik; burada incelenen dönemde de pek önemli değildi." Peki Kanuni nasıl biriydi? Zigetvar seferine çıkmadan önce oğlu Selim'e iki bazubent ile bir "cevherî al sanduğu" bırakmış, bunları satıp parasıyla Cidde'ye su getirmesini vasiyet etmişti. Vasiyetindeki son sözleri şunlardı: "Hak Teala bu seferi mübarek edip gönül hoşluğuyla gelmek müyesser ede, Habib-i Ekrem hürmetine aleyhisselam." 'Bu' Kanuni'yi "Muhteşem Yüzyıl"da boşuna aramayın, bulamazsınız. Mustafa Armağan. |
|
01-09-2011, 16:24 | #25 |
Neden bu kadar eleştiriliyor anlamıyorum sonuçta kanuni bizim gibi insan peygamber değilki bu kadar ulvileştirdik sonuçta onunda hataları vardır yani şu noktada söylemek istiyorum ki haremlerin en aktif olduğu dönem kanuni dönemidir çünkü kanuni tahta geçtikten 1 sene sonra savaşa çıkmıştır, ayrıca kanuni sultan süleyman 3 hanımı vardır mahidevran hürrem ve gülfem, sonuç olarak gülfem sultan hükümara evlad verememiştir hürremden 6 mahidevrandan ise 1 çocuğu olmuştur yalnız 2 çocuğun annesi meçhuldur
ya haremdeki cariyeleren biri yahut ikisidir ve en önemli olay ise bence kanuni sultan süleyman iki oğlunu hatta torunlarını bile idam ettirmesiydi yani arkadaşlar bi kanuni sultan dönemine bakın hürrem var bide 17. yüzyılda kösem sultan olayı bu olayların temeli haremlerin en aktif döenm olduğu ve devlet yönetiminde kadınların daha baskın olduğu dönemlerdir. |
|
01-09-2011, 16:57 | #26 | |
Alıntı:
|
||
01-09-2011, 17:10 | #27 | |
Alıntı:
|
||
01-09-2011, 17:20 | #28 |
Hükümetimizin osmanliyı koruma kanunu çıkarmasını isterdim...
Padişahın atının pisliği olamayacak soysuzların ecdadima ahlaksızca saldırmasına tahammül edemiyorum... Ahlaksızlığı bu halka mesrulastiranlara yönelik bir dizi yapsak ne olur acaba... Kaç bölüm yayınlarlar... |
|
01-09-2011, 17:24 | #29 | |
Alıntı:
|
||
01-09-2011, 17:46 | #30 |
peki bundan önce yapılan başrolünde gülben ergen gibi cahil birisinin oynadığı diziye neden bu kadar çok eleştirmediniz belki o zaman yaşınız çok küçüktü belkide sizin hassasiyetiniz 3 günlükte olabilir sen ecdadından bahsediyorsun ben kimden bahsediyorum kendini bilmez yorumlar yapma geçmişine bu kadar sahipleniyorsun geleceğinide bu kadar çok sahiplen yurt dışında ben osmanlıyı övüyorum yeri geldimi kendini bilmez adamlarla kavga bile ediyoruz. benim tarih anlayışım HZ .Adem ile birikte başlamaktadır sen meraklanma herhalde sen padişahın çocuklarını leylek geldi masalıyla izliyorsun yada ne bilyim osmanlı soy ağacını saydesem saya bilirmisin kafes sitemi nedir desem bilirmisin ki ben oraya kurgu dedim ama ilk başından tut venediklerinin söyledikleri sözler bunlar harfiyen dğrudur benim kurgun söylediğim şey kanuninin hürrem ile tanışması ki bu hiç bir yerde yazılmamış olması ve burada bir kurgu yapman lazım düşmancaymış pehh bu kadar yasakçı zihniyetin olduğu yerde bu ülke nasıl özgür ve demokratik olabiliecek herhalde haklılar siz demokrasiyi bir amaç olarak değil araç olarak görüyorsunuz 90 dk bir dizide bile bu kadar yaygara koparıyorsunuz valla anlamak zor sizleri neyi neyden kutsallaştırıyorunuz benim bir tek kutsalım vardı o da HZ MUHAMMED efendimiz ben bir tek kutsallığıma onu koyarım diğerlerin ruhuna fatiha okurum saygı gösteririm bu kadar dar kalıplardan kaçmak lazım sonuçta kanunide etten kemikten bir insan hee birde meclisin işi gücü yokmuş gibi bu diziyi tartışıyorlar valla onlarada helal olsun memleket meselesi haline getirdiniz...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|