görüşleri sapık olan birisi bunun tersini iddaa eden varsa sapık görüşlerini isbat ederim...

Arkadaşlar,konu ile alakası yok belki ama..Sizleri sevdiğim için,sizlerle bir konuyu paylaşmak istiyorum..

Milli Görüş'ün taban yönetiminden bir arkadaşı ziyarete gitmiştim iş yerine..Özel konular konuşurken,arkadaşımın kayınçosu geliverdi..Elinde deste deste kitaplar(sonradan sorduğuma göre hep kitap okurmuş)..Neyse;biraz hasbihalden sonra bir konu çıktı..Konuda Cübbeli Ahmed Hocamızın bir Hadis'i Şerif'i hatırlatmasını yaptım,konuya değinerekten..Tam "Cübbeli Ahmed Hocam Hadis'i Şerif'te şöyle buyurulduğunu söyledi"dediğim anda,o kişinin yüzündeki ekşimeyi görmek istemezdiniz..O andan itibaren daha konuşmadı ve bana dedi ki"Sen şu kitapları oku(Mustafa İslamoğlu'nun kitabı idi yazarına baktığımda),sen en doğruları bundan öğrenirsin..Neler öğrenirsin neler ne büyük ilimler var bunda"dedi..

Bende onunla orada oturup konuşmak istiyordum aslında,ama acele çıkmam gerekti..

Anlatmak istediğim şu;başka kaynakların okunmasını istemiyorlar,sadece kendilerinin doğru söylediklerini düşünüyorlar..Yapılan yanlışları söylediğimiz zaman,yanlışı düzeltip insanlara Hakk'ı gösterecekleri yerde,yanlışta ısrar edip körü körüne hem kendilerine hemde yollarından gidenlerine zulmediyorlar..

Okuduğunuz için Teşekkürler..

Her ne kadar sizler israr etmekte diretsenizde M. Islamoglunun bazi yerlerde yanlis anlasildigi kanisindayim. Tekrar ayni konularin açilmasindan yana degilim, fakat Islamoglu hakkinda söylediklerinizi bendeniz ayni sekilde idrak ediyorum. Ve Islamoglunun hakkinda sorguladiginiz ve dogru buldugum tek nokta hayizli kadin meselesidir, ki bu konu ne sizlerin takvâsini artirir nede Islamoglunu sapik ilan etmenize yeterli olur (digerler öne sürülen meseleleri kayda deger bulmuyorum, zira bu konularda yanlis anlasilmistir).

Arkadasinizin yapmak istedigi sizleri Cübbeli hocadan uzaklastirmak degil, Islamoglunun kitaplarini okuduktan sonra yaptiginiz degerlendirmeyi yapmanizdir. Zannimca kendinizi o sekilde ayarlamissiniz ki "Islamoglunun her söyledigi denetlenmeli, mutlaka sapik bir bakis açisi içeriyordur" gibi bir mantikla yol alip degerli bir âlimden mahrum kaliyorsunuz.

Bakın her Mustafa İslamoğlu konusunu sabote etme çabanız artık mide bulandırıcı noktaya ulaştı. Önce bu iğrençlikten vazgeçin.

Hadisi Şerif'e gelince arkadaş sizin din anlayışınızı sezmiş onun durumunu çok iyi anlıyorum. Sadece "Hadis" ile olmaz. İmam Buhari'nin, İmamı Azam'ın ne kadar hadisini reddettiğini, kitabına koymadığını biliyor musunuz.. Yine Müslim'le Buhari dahi hadis konusunda ittifak edememiş. Onun için Hadis mevzusu çok hassas bir konu.

Günümüzde din anlattığını zanneden birçokları başka şeyler anlatıyoırlar. Mesele temel taşları yerli yerine oturtabilmektir. Bu çok önemli. Yani tarikat kültürü, cemaat taassubu diye dine souklan olmadık şeylerin ayıklanması önemli ve zihinlerdeki tasavvuru olması gerektiği biçiime yönlendirmek önemli.

Mustafa islamoğlu'na sadece bunun için dahi müteşekkirim.

Mustafa İslamoğlu sohbetlerinde Fethullah Gülen Hoca'dan Mahmut Efendi'den bahseder daha bir alim hakkında ağzından olumsuz laf çıktığı vaki değildir. Ona en çirkin şekilde saldıran giydiği libasla anılı malum zat için dahi -dili kendisine ihanet ediyor- demekten öteye geçmemiştir. Şimdi Mustafa İslamoğlu mu başka kaynaklardan uzak durun, sadece bizi dinleyin diyor.

Yoksa

Hayrettin Karaman, Nurettin Yılldız, Ali Rıza Demircan, Mustafa Karataş, Ali Bulaç ve daha nice büyük zata saydırıp haklarında ileri geri konuşanlar mı sadece bizi dinleyin diyor.

Din tekelciliğinde sizin üzerinize yok yiğidi öldür hakkını yeme şimdi.

Herkes kendince doğruyu söylediğini düşünüyor evet onun için - onlar sözleri dinlerler en güzeline uyarlar- bütün mesele budur, tarih boyunca da böyle olmuştur.

Böyle ufku açık, beynini kilitlememiş Milli Görüşçüler olduğu için sevindim şimdi bir an hepsini aynı sanmıştım.

Kaynak belirtirmisiniz? Böylece arastirma firsatim olur.

Islamoglu buna benzeyen bir ifade kullandi;

Şâfiî ve Hanbelîler, hayızlı ve lohusanın kirletmemek şartıyla, mescitten karşıdan karşıya geçmesini câiz görürler. Hz. Peygamber (asv)'in Âişe (r. anha)'ye böyle bir izin verdiği nakledilmektedir. (Müslîm, Hayz, I1-13; Nesâî, Tahâre, 172, Hayz, 18; İbn Mâce, Tahâre, 120).