![]() |
#291 |
![]() Saat 12
Çın, çın, on iki hece, Çaldı bir eski saat. On ikide her gece, Bana diyor ki, saat: Dün, bugün, yarın, siz, biz, Bu yayın içindeyiz; Onu yüzyıl sayın siz. Ömür on iki saat... 1931 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#292 |
![]() Saat Kaç?
Bir yürek, bir yürek, kutuda, tık tık... Korkarım, saat kaç diye bakamam. Son vapur kalkarken atlayamadık, Kapılar kapandı, vâdeler tamam. Ne oldu, ne bitti, anlayamadık: Zamandaymış meğer zorlanmaz mantık, O, her yaratığı yiyen yaratık, Bense öz beynini dişleyen yamyam. 1968 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#293 |
![]() Sabır
Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Belâ sana kahretsin; Sen belâya selâm et! Felâh mı, onda felâh, Silâh mı, onda silâh Sen de kim oluyorsun? Asıl sabreden Allah. Sabır, incecik sırat; Murat içinde murat. Sabır Hakk'a tevekkül. Sabır Hakk'a itimat. Sabırla pişer koruk, Yerle bir olur doruk. Sabır, sabır ve sabır, İşte Kur'an'da buyruk! Bir sır ki âşikâre, Avcı yenik şikâre. Yalnız, yalnız sabırda Çaresizliğe çare... 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#294 |
![]() Saçların
Saçların omuzlarından aksın Mermer üzerinden geçen su gibi. İçimde bir ezgin his duyacaksın Yaz vaktinin gündüz uykusu gibi Saç tel tel, örtüler hep tül tül düşer; Gözün değdiği yere gül düşer; Sonunda sana da bir gönül düşer; Gönlümün şimdiki duygusu gibi. Dillerde dökülüp sayılır saçın, Sıcak nefeslerle bayılır saçın, Bir tütsüdür, kalbe yayılır saçın Kararan gözlerin buğusu gibi. Necip Fazıl Kısakürek | |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#295 |
![]() Sağ-Sol
Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim; Görevi olmasaydı sol elimi keserdim... 1977 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#296 |
![]() Sahte Kahraman
Bize kalan aziz borç, asırlık zamanlardan; Tarihi temizlemek sahte kahramanlardan... 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#297 |
![]() Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!.. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal; Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal. Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan; Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında halâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!.. Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#298 |
![]() Sanat
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış; Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış... 1939 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#299 |
![]() Sayıklama
Kedim, ayak ucumda büzülmüş, uyumakta; İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta, Hırıl hırıl, Hırıl hırıl... Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece, Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce, Fırıl fırıl, Fırıl fırıl... Söndürün lambaları, uzaklara gideyim; Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim, Pırıl pırıl, Pırıl pırıl... Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan; Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan; Şırıl şırıl, Şırıl şırıl... Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda, Bahsetse yaşamanın tadından başucumda, Mırıl mırıl, Mırıl mırıl... 1927 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#300 |
![]() Sayılar
Sayılar yalnız Bir'in kendi dalgalanışı, Sayılar kemmiyetin keyfiyeti anışı... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|