![]() |
#21 |
![]() Kardes katli meselesine Misiroglu üstad güzel aciklama yapmis.
Bununla yetinmeyenlere Prof. Dr. Ahmet Akgündüz hocamizin " Bilinmeyen Osmanli " adli eserini tavsiye ederim....Umarim doyurucu olacaktir. Istanbul'un Fethi hakkinda hadis yoktur'a, Esref kardesin verdigi cevap yeterde artar bile... Niye illede Konstantiniyye...? Ebu Eyyüb ( R.A.) o yasina ragmen islam ordusuyla neden bu kusatmaya istirak etti ? ...... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#22 | |
![]() Alıntı:
hadis işinin cılkını çıkartan bu din mafyalarıdır. Her bulduğuna hadis diyen peygamberimize iftira atıp onun söylemediğini söylemiş gibi yapanlar cehennemde koltuklarını hazırlıyorlar. onun için oldukça hassasız ve din mafyalarına meydanı bırakmayız. |
||
![]() |
![]() |
#23 |
![]() Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki Fatih, Türk ve Osmanlı tarihinin en büyük insanlarından biridir ve aldığı kararlar, çıkardığı kanunlar ve yaptığı seferlerle Osmanlı'yı bir İmparatorluğa çevirmeyi başarmıştır. Şu da vardır ki, İstanbul'u fethederek orayı bir İslam kenti yapmasıyla Hz. Muhammed'in övgüsünü alabilmiş bir şahsiyettir.
Şunu belirtmek istiyorum ki, tarihe 21. yüzyıl zihniyetiyle bakarsak çok büyük bir hata yapmış oluruz. Kardeş katli konusunda duygusal bir duruş sergilemek yanlıştır. O dönem için bu gayet tabi bir uygulamaydı. Eski Türk devletlerine bakarsanız iki liderlikten dolayı devamlı bölünmüş, birlik sağlayamamış ve uzun soluklu medeniyetler oluşturamamışlardır. İşte bu yüzden, imparatorluğun birliğinin bozulmaması ve bütünlüğünün korunması açısından kardeş katli olması ve devletin tek bir varise sahip olması çok önemli ve o dönem için oldukça yararlıdır. Devletin başına yaşça büyük ve olgun olan kişinin çıkması yerine askerin ve bürokrasinin gönlünü kazanmış ve iyi mücadele eden, nitelikli birinin çıkması daha makuldur. Kardeş katlini ve şehzadelerin sancakbeyliği yapmasını yasaklayan I. Ahmet'in Osmanlı'yı ne kadar büyük bir felakete sürüklediğide aşikardır. Yani şunu söylemek istiyorum ki, kardeş katline 21. yüzyıl zihniyetiyle duygusal olarak bakmamak gerekiyor. Devletin bekası açısından bu çok önemliydi, ve yıllarca devleti ayakta tutan sistemde buydu aslında. Bunun önüne geçmek isteyen padişah I. Ahmet'in yaptığı uygulamanında devleti ne kadar geriye götürdüğü ortadadır. Konu Muhteşem tarafından (08-12-2011 Saat 05:47 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#24 | |
![]() Alıntı:
![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
![]() evet doğru cebaril elini uzatıyor perdeyi açıyor vahyide peygamber yazıyor
sonra tek vuruşta 100 sevap çift vuruşta 50 sevap ne kadar salavat o kadar huri haklısın ![]() |
|
![]() |
![]() |
#26 |
![]() ergenler konuyu saptırmayın....
konu içerisinde eşref gerekli olan tüm açıklamayı yapmış... bu konuya kardeş katli olarak değil, vatana ihanetin suçu olarak bakmak gerekiyor... bakınız tarih kitaplarına bütün şehzadeler dışardan yardım alıp birbirlerini kırmaya başlıyor... müslüman müslümanla savaşıyor... Fatih bunun önüne geçmiştir.... |
|
![]() |
![]() |
#27 |
![]() Her Osmanlı Padişahı niye İstanbulu feth etmeye can atmıştır..? Bu müjdeli hadise nail olabilmek için..
O tarih profesörlerine göre Fatih Sultan Mehmet içki de içiyordu yaşlı başına rağmen İstanbulun fetih müjdesine nail olmak için İstanbul muhasarasına gelen Eyüp Sultan bu işte profesöre gerek bırakmıyor ![]() Çok ilginçtir bu hadisi Yaşar Nuri bile "Zayıf rivayet ama doğru çıktı ne yapalım şimdi..!?" diye tastikler.. Pek çok üniversite profesörü evrimi de destekler ne olacak şimdi adamlar insanlık tarihin'in milyonlarca yıla dayandığına dair delil getiriyor İslama göre ise en fazla 10-15 bin yıldır ne yani şimdi bu profesöre mi inanacağım ben..? Ya Din uydurma bizi asırlarca kandırmışlar yahut bunlar şarlatan veya emekleme aşamasında ki bilimin her evresin de gördüğümüz yanılsamalar ile adam bin yıllık fosili bir milyonla çarpıyor ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
![]() Benimde bir türlü kabul edemediğim ancak merak ettiğim bir konu
Hanedanlık aile fertleri arasından olunca tek güç olarak kardeş katli vacip deniliyorda kafama takılan neden padişahlık makamının getirisi olarak bakmıyoruz...yani dünyaya hükmetmiş cihan devleti olmuşuz tamamda padişahın başa gelme usulünde sorun olamaz mı..peygamberimiz ve 4 halife devrinde neden babadan oğula yada yönetimi taslim etme gibi bir durum yoktu.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
![]() adam çıkıp kahvehane itikatı ile yaklaşırsa olaya;hadiste inkar eder,ayette inkar eder.yapacak birşey yok.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
![]() Furkanca Bakış dostum senin için bi araştırma yaptım ;
Tedvin, lügat olarak cem edip kitap hâline koymak mânasına gelir. Bir hadîs ıstılahı olarak, hadîslerin resmen yazılıp kitap haline konması demektir. Hadîslerin yazılması, ferdi ve hususî olarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) devrinde başlamış bir faaliyettir. Hatta bizzat RASÜLULLAH (aleyhissalâtu vesselam) tarafından pek çok yazılı vesîka bırakılmıştır ve hepsine de "sünnet" denilmektedir. TEDVİN NASIL BAŞLADI? Tedvîn işi, Emevi halifelerinden Ömer İbnu Abdilaziz'le başlar. Dindarlığı ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sünnetine düşkünlüğü ile meşhur olan Ömer İbnu Abdilaziz (rahimehulllah), sünneti bilen Ashab neslinin, arkadan da büyük alimlerin çeşitli sebeplerle birer birer hayattan çekilmelerini görerek hadîsin kaybolacağından endişe eder. Tehlikeyi önlemek için her tarafdaki mevcut âlimleri hadîslerin yazılması işine sevk etmeyi düşünür. Bu maksatla, halife sıfatıyla valilere emirler, tamimler gönderir. Ömer İbnu Abdilaziz'in gönderdiği bu mektuplardan bir tanesinin metni Buhârî'de mevcuttur. Bu, Medine valisi Ebu Bekr İbnu Hazm'a gönderilen mektuptur: “Beldende Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) 'le ilgili rivayetleri araştır, topla ve yaz. Ben ilmin (hadîslerin) yok olmasından ve âlimlerin tükenmesinden korkuyorum. Bu iş yapılırken sâdece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam)'in sünneti kabul edilsin. Âlimler mescid gibi herkese açık ve malum yerlerde oturup tedrisatta bulunarak ilmi yaysınlar, bilmeyenlere öğretsinler. Zira ilim gizli kalmadıkça yok olmaz.'' Tedvin peygamber efendimiz döneminde tutulmaya başlanmış ve adeta bir ansiklopedi gibi sonra ki gelen nesillere ışık tutmuştur yani bahsettiğin gibi hadis gerçek olmasa arkadaşların dediği gibi o kadar padişahımız neden istanbul'u fethetmek için uğraşsın.. Eyüp Sultan hazretlerinin kabri İslamiyet'te 3 yada 4. kutsal mekan olarak kabul edilmekte , böyle büyük bir zat şimdi istanbul'a o hasta haliyle boşuna mı gelmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|