AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-01-2013, 18:42   #1
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart SATILIK Anne Sütü..!
Anne sütü…
Saf, temiz, faydalı, doğal…
Bebeklerin temel gıdası...
Kur’ân-ı Kerîm’de bile önemine binaen âyetler gelmiş, bu kadar önemli bir gıda anne sütü...

Son zamanlarda bu tertemiz anne sütünü bulandıracak faaliyetler başladı.
Bazısı kasıtlı, bazısı masumane…
Gayet masumane başlatılan bir hareketle bu konuya bizim dikkatimiz çekildi.
Bir hanım iyi niyetlerle ortaya çıkıp, mamanın içindeki zararlı maddelerden dolayı sütanne bulup bebeğine kendi veremediği anne sütünü bir başka anne ile yani sütanne vasıtasıyla vermeye başladı.
Sonra bu durumu yaygınlaştırıp bir harekete öncülük etti.
“Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar Hareketi” adını verdiği bu hareketle sütü olmayan anneleri sütü olan annelerle buluşturdu.
Bu bir gönüllük hareketiydi, Allah razı olsun, pek güzeldi, pek hoştu.
Pek çok anne de sayesinde kendi bebeğinin yanısıra başka bebeklerin de sütannesi oldu.
Süt ememeyen bebekler de süte kavuştu.
Ancak, bu oluşum sakıncaları da beraberinde getirdi.
Öncelikle dinî hassasiyet hususundaydı sakıncalar.
Bizi de ilgilendiren yanı bu husustu.

Galiba bu hareketi başlatan hanıma da bu konuda yapılmaktaydı tenkitler.
Ancak hanım, çocuklara süt veren anneyi ailenin tanıdığını söyleyerek bir bakıma temize çıkarıyordu başlattığı bu hareketini.
Fakat bir havuz oluşturacağını ve bu süt havuzuyla sütü olmayan annelere süt ulaştıracağını söyleyince işin yönü de değişti.
Burası Türkiye ve burada bunu suiistimal edenlerin de bulunabileceğini ve bu başlattığı hareketin sonradan başka bir mecraya kayabileceğini düşünemedi veya düşünmek istemedi.
Ya bilmeden sütkardeşler birbirleriyle evlenirlerse…
.....
Düşünsenize gelecek nesildeki bebekler farkında olmadan birbirleriyle kardeş oluverecekler!
Kardeş kardeş yaşayacağız anlaşılan.
Evlenmeler de kalkacak (!), ya da bilmeden sütkardeşler de birbirleriyle evlenecekler.
Çünkü verilen sütler karıştığı için kimin sütü kimin belli değil.
Bu durumda kim kimin sütannesi, kim kimin sütkardeşi yine belli değil…
İlerde aynı anneden beslendiğinin farkında bile olmayan çocuklar, belki birbirlerini sevecek ve evlenmeye kalkacak, nesepler karışacak, nesiller bozulacak, dinin hükümleri hiçe sayılacak, toplum dejenere olacaktır.

Anne sütü bankaları varmış bizde de meğer!
Biz yalnızca iyi niyetle yola çıkan bir hanımın başlattığı bu hareketi sorgularken aslında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş de haberimiz yok!
Anne Sütü Bankaları varmış bizde de…
Üstelik yakında biri daha açıldı iyi niyetlerle(!).
“Anne Sütü Bankası da ne” diye düşünenlerimiz vardır muhakkak.
Açıklayalım.
Efendim, Anne Sütü Bankası uygulaması Finlandiya’da başlamış 1937 yılında.
Bu bankalarda para yerine süt biriktirilmiş.
Annelerin sütleri özel pompalarla sağılıp bir havuzda toplanıyor ve ihtiyacı olan çocuklara içiriliyor.
Yani süt bankaları bizim sütannelerimiz gibi…
Ancak burada bir iki annenin değil, onlarca, yüzlerce annenin sütü birbirine karışmakta ve bebeklere bu karışım süt içirilmektedir.
Bu havuzlarda biriktirilip karıştırılan süt belki modern Batılılar için bir sorun değil..
Ama bizim için yani Müslümanlar için mahzurlu…
.....
Satılık anne sütü
Yakında “Satılık anne sütü” diye reklamlar duyarsanız şaşırmayın.
Çünkü birkaç yıldan beri televizyonlardaki dizilerde, özellikle bir kanalın dizilerinde sütannelik konusu işlenmekte ve para ile sütanne tutulmakta, hatta gizliden gizliye annelere gönderme yapılarak göğüslerinin bozulmaması için sütanne tutmaları mesajı verilmektedir.
Yakınlarda para ile sütanne tutulması konusunda bir sektör oluşturabilir ve “evlere sütanne gönderilir” diye reklamlar ve ilanlar görebiliriz gazete ve televizyonlarda.
İş bununla kalsa iyi, ya sütü bol olan annelerin sütlerini sağıp bir havuzda karıştırıp onları dondurup satışa sunarlarsa...

Bebeklerimizin en doğal gıdası olan ana sütü bulandırılmakta, kirletilmekte…
Bulandırılıp kirletilen ana sütü mü, nesillerimiz mi?

Fatma Toksoy

 


Konu MEÇHUL ADAM tarafından (03-02-2013 Saat 03:18 ) değiştirilmiştir..
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-01-2013, 18:44   #2
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
Pr.Dr.Hayrettin Karaman:“Müslümanlar bu konuda çok dikkatli davranmalı”

İslam hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, eskiden emzikli kadınların fazla sütünü alıp uygun bir ortamda koruyup, gerektiğinde ihtiyacı olan bebeklere vermesinin mümkün olmadığını belirtiyor ve bu yüzden geçmiş fıkıhçıların bu konu üzerinde durmadığını aktarıyor.
“Süt bankalarıyla ilgili verilen bilgiye göre bu sütler ayrı ayrı verildiği gibi birbirine karıştırılarak da verilmekte, hangi kadının sütünün hangi çocuğa verildiği bilinmemektedir.” diyen Karaman’a göre başka dinlerde ve topluluklarda ‘sütanneliği’ ve bundan doğan evlenme engeli (sütanne ve bazı yakınları ile onu emenin evlenmesinin haram olması hükmü) bulunmadığı için böyle bir uygulamada sakınca görülmemiş, bebekler için en uygun gıda olan kadın sütünden yararlanmak tercih edilmiştir.
İslâm’da ise sütanneliği ve bundan doğan evlenme engeli olduğunu hatırlatan Karaman şu ifadeleri kullanıyor:
“Bu sebeple bebek, ilk iki yaşı içinde emdiği kadının ‘süt çocuğu’ olur, o kadınla, onun usulü, fürûu ve bazı yan akrabası ile evlenemez.
Günümüzde süt bankası uygulaması başlayınca bazı fıkıhçılar, ‘Sütler birbirine karıştığı ve kimin sütünü kimin emdiği bilinmediği, ayrıca süt kadının memesinden değil, biberon vb. bir şeyden verildiği için’ bu uygulama sonunda sütanneliği ilişkisi doğmaz.’ diyor.
Bize göre kimin olduğu bilinmeyen bir kadın sütünü bebeğe vermek için zaruret bulunması; yani verilmediği takdirde çocuk için hayatî tehlikenin bulunması gerekir.
Bu takdirde süt, zaruret sebebiyle verilmiştir, annenin kim olduğu da bilinmemektedir, insanlar bilmeden yaptıkları şeylerden sorumlu olmazlar.
Zaruret hali dışında eğer kadın sütü alınacak ve bebeklere verilmek üzere bir yerde bekletilecekse bu sütün kime veya kimlere ait olduğu hem kabının üzerine hem de uygun bir yere kaydedilmelidir.
Süt bir bebeğe verilirse bebeğin de kimlik kayıtları sütanneninkinin yanına kaydedilmeli, ayrıca ailesine bilgi verilmelidir.
Bir bebek ayrı zamanlarda veya birbirini takiben birden fazla kadını emse bu kadınların hepsi bebeğin sütannesi olur.
Buna göre sütleri karıştırılarak verilmiş kadınlar da verilen bebeğin sütannesi olurlar.
Sütanneliğinin oluşmasında etkili/belirleyici olan, sütün bebeğe nereden ve nasıl verildiği değil, sütün bebeğin midesine girmesidir.
Süt bankalarından yararlanmak isteyen Müslümanların bu konularda hassas davranmaları gerekir.”

Konu MEÇHUL ADAM tarafından (03-02-2013 Saat 03:27 ) değiştirilmiştir..
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-01-2013, 18:49   #3
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
"Anne Sütü Bankası" - Samanyolu Haber

8 Mart 2013 de İzmir' de açılacakmış ilk ANNE SÜTÜ BANKASI...
Rabbim sonumuzu hayreyleye..

Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle:

"Anne sütü, erken doğmuş ve hasta yeni doğan bebekler için hayat kurtarıcıdır.
Hastanelerde, bu bebeklerin yalnızca anne sütü ile beslenmesi yeni doğan ölümlerini azaltacak ve sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.
Bu bebekler için öncelikle kullanılacak olan kendi annelerinin sütüdür.
Anne sütünün yeterli düzeyde veya hiç olmaması durumunda, bebeklerin anne sütünden yararlanabilmeleri için "Anne Sütü Bağışı" sisteminin kurulması düşünülmüştür.
Bu husustan hareketle ülkemizde Anne Sütü Bankalarının kurulması ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerine entegre edilmesi konusunda çalışmalar yapılması kararlaştırılmıştır."

"HEKİM KARARIYLA DAĞITACAK BİR YAPIDIR"

"Anne Sütü Bankası, gönüllü annelerin bağışladıkları anne sütünü; uluslararası standartlarda toplayacak, saklayacak, testlerden geçirecek, işleyerek güvenliğini sağlayacak ve gereksinimi olan bebeklere, hekim kararıyla dağıtacak bir yapıdır.
Konuyla ilgili uluslararası uygulamalar da incelenmiştir.
Yüz yıldan fazla geçmişi olan bu sistem gelişmiş ülkelerde bebek sağlığını iyileştirmeye yönelik ulusal stratejilere entegre edilmiştir. Ülkemizde ise Anne Sütü Bankacılığı ile asırlar öncesine dayanan 'Süt anneliği' geleneğimizin etkin ve güvenli şekilde sisteme kavuşturulması amaçlanmıştır."

"HER BEBEK İÇİN TEK DONÖRDEN SÜT ALINACAKTIR"

"Ülkemizde Avrupa ülkelerinden farklı olarak süt kardeşliği hukukunu güvence altına alacak bir sistem oluşturması hususu göz önünde tutulmuştur.
Bu anlamda Anne Sütü Bankacılığı sisteminin sağlıklı ve güvenli şekilde hayata geçirilebilmesi noktasında şu esaslar öne çıkmaktadır:
Süt bağışlayan annelerin sütleri karıştırılmayacak, her bebek için tek donörden süt alınacaktır.
Bağış yapan bir annenin bir süt bebeği olacaktır.
Güvenli bir kayıt sistemi kullanılacak, süt bağışı yapanın ve alıcının kimlikleri kayıt altına alınacak, bu bilgiler her iki nüfus kütüğüne gönderilecek ve her iki tarafa da verilecektir.
Hem bağışçı hem de alıcıdan yazılı onam formu istenecektir.
Bağışçı annenin bebeği ile alıcı annenin bebeği aynı cinsiyetten olacaktır.
Süt alan bebekler 5 yıldan sonra ve her 5 yıllık periyodda en az 5 defa bilgilendirilecektir."

"ANNE SÜTÜ BAĞIŞI UYGULAMASINA BAŞLANACAKTIR"

"Anne Sütü Bankası" sistemi konusunda, yukarıdaki esaslar çerçevesinde, tüm ilgili paydaşlarla çalışmalar devam etmektedir.
Kamuoyunda tereddüde neden olabilecek riskleri ortadan kaldıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesinin ardından Anne Sütü Bağışı uygulamasına başlanacaktır."

Konu MEÇHUL ADAM tarafından (03-02-2013 Saat 03:20 ) değiştirilmiştir..
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-01-2013, 18:56   #4
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
Bu konu Çok önemlidir...Hemen güncelleyelim ve peşini de bırakmayalım.

Bilhassa hanım kardeşlerimizin bu konuda çok duyarlı olmasını temenni ediyorum.


Devlet büyüklerimiz ve diyanetimiz büyük bir gaflet örneği göstermiştir..Bu mesele meclise sunuldu mu onu bilmiyorum ama dini yönden bu projenin gelecek nesil için büyük zararı vardır.

Bu projenin bir maddesinde "isteye bağlı razı olunursa din ve mezhep ayırımı yapmadan gönül rızasıyla başkasının çocuğunu emzirip süt anne olabilir" diye şerh düşürmüşler.Yahu bu kadar cehaletlik olur mu?Mezhepler her neyse ki, ya din faktörünü nasıl hallediyorlar onu anlamış değiliz.

MÜSLÜMAN BİR ANNEDEN DOĞMUŞ, LAKİN HIRİSTİYAN VEYA YAHUDİ BİR KADINDAN SÜT EMMESİ DİNiMİZİN NERESİNDE VARDIR?
HIRİSTİYANLAR DOMUZ ETİ YERLER.BUNA GÖRE, EMZİRİLECEK ÇOCUĞA DA HALİYLE SÜTÜ GEÇECEKTİR.BÖYLE BİR ORTAMDA SİZLER BUNA NASIL RAZI OLABİLİR MİSİNİZ??BİR BEBEK HANGİ ANNEDEN SÜT EMMİŞ İSE ONDAN AHLAKİ VE IRSİLİK GEÇECEKTİR.TECRÜBE EDİLMİŞTİR

Diyanetimiz diyor ki:"Her emzirilen çocuk kayıda geçirilecek ve 5-10-15-20-25 yaşlarına gelince her 5 yılda bir evlerine tebligat gönderilip "senin filan kadın süt annendir" denilecekmiş.Düşünün bir kere; bu çocuklar, annesi vefat ettiğinde veya her hangi bir sebeple öz annesinden ayrıldığında diğer süt annesinin yanında büyürlerse onların yanında ki süt kardeşleri büyüyünce kendi aralarında, süt annesi vefat etmiş olsa, miras kavgası olmayacak mı?Zaten öz kardeşler bile mirasta birbirilerine kurşun atarken nasıl olur da bunlar anlaşabilecekler?Bunlar ileride hep sorun olacak meselelerdir.Bütün bu çalışmaların asıl maksadı bu neslin ahlakını ve ırkını bozmak, ileride ne idüğü belli olmayan çeşitli ahlak sahibi olmuş nesiller türeyecektir. .Bunlar Türk neslini mahfetmek istiyorlar.Bunlar siyonizmin bir oyunudur.Bu tuzaklara düşmeyiniz

Eğer bir bebeğin öz annesinde her hangi bir sebeple sütü kalmayınca veya kesilince yapılacak tek şey, saliha olup, namazlı abdestli tanıdık komşu veya akrabadan olan bir hanıma çocuğunu emzirse bu çok güzel olur.Zira böyle yapıldığı takdirde sütten geçecek ahlaki ve ırsi durum Allah'ın izniyle sorunlu olmayacağına inanıyorum.

Ha, aklıma gelmişken söyleyeyim; anne ve babası bulunamamış veya her ikisi de ölmüşler ise; sahipsiz, yani yetim ve öksüz kalmış ise, onu emzirmek merhamet açısından bu da hayırlı olur..Elbette ki kimsesiz, sokağa atılmış, veya bir camii avlusuna terkedilmiş olup, annesi bulunamamış ise insanlık için Allah rızası için onları emzirebilirsiniz.Bunları yapmak için kanunen kayda geçirmeniz icap eder.Aksi takdirde bu çocuklar rüşde erince sizden gelecek mirastan resmi olarak hak alamayacakları malumunuzdur.

Meselenin maddi yönünü ele almışlar ama manevi yönünü hiç hesaba katmamışlar.Yahu sütlerin birbirine karışmaması meselesi de bu pek inandırıcı olmamaktadır.Zira bu ülkede sahtekarlar üçkağıtçılar cirit atarken bunlara güvenilmez.Hastanelerimizde veya süt bankalarında skandal olmayacağını kim garanti edebilir ki?Bunlardan kesin bir teminat istenmelidir.Ben şahsen hiçbir kimseye güvenmiyorum.Bu proje biz müslümanlara göre değil, gavurlara göredir.Dinimizde de yeri yoktur.

Bu çalışmalar dinlerarası diyalogçuların işidir.Zira onlar gavurlara kucak açanlardır.AB kriterlerine göre bizim vatandaşlarımızı yönlendirmeye çalışıyorlar.Bunlar tehlikeli gelişmelerdir.Ben şahsen gelecek neslimizden kaygı duymaya başladım...Allah sonumuzu hayırlı etsin!.

Taze anne sütü kadar değerli bir süt yoktur.Hijyenik bir ortamda da saklansa bile bu verimli olmaz.Zira bekletilen anne sütü bebekte bir takım hastalıkların bulaşmayacağını garanti edebilirler mi?Biz çok gördük hijyenik bir ortamda neler döndüğünü..Para için yapamayacakları şey yoktur.

Faruk Başer hocaefendi videoda tam tesbitte bulunmuş... Aynen benim dediğim gibi bu proje sakıncalı ve sorunlu olacağı kesindir.Bu proje bize göre değildir.Avrupalılar bile bu projeden vazgeçtiğine göre bu bir siyonistlerin tuzaklarıdır.

Hanımlar bilhassa aman sakın hata etmesinler bunun vebali maddi ve manevi olarak hesap vermek mecburiyetinde kalırlar.

.BEBEĞİ EMZİRECEK SÜT ANNE SALİHA BİR KADINDAN OLMALIDIR.AKSİ TAKDİRDE ÇOCUĞUN AHLAKINDA ANORMALLİKLER DOĞACAKTIR.TECRÜBELERİMİZ BİZİ YANILTMIYOR..

Bizler müslümanlar olarak çok çok titiz olmalıyız...
Fetvayı kim verirse versin bir de kendi vicdanımıza, kendi kalbimize sormalıyız...
Hatta ve hatta en sağlamı; fetva ile değil takva ile hareket etmektir inşallah...


Bu konuya çok önem veriyorum.Zira neslimiz mahf edilmek istenmektedir.

Emzirecek olan kadın, bebeğin süt annesi olacaksa o kadının bütün kimlik ve açık adreslerini bizzat yerinde görüp, ondan sonra ona göre emzirmeye çalışılmalıdır.Bunda sakınca olmaz.Bu şekilde muamele ve anlaşma resmiyete dökülürse sorun çıkmaz.

Mezheblerin farklılığını kabul etsek de din farklılığı bu meselede pek olumlu görülmüyor.Zira emzirilen bebek büyüyünce hangi dinden olacağını nasıl bir ortamda yetiştirileceğini iyi bilmek lazımdır ki müslüman bir bebek kafirlerin veya hıristiyan veya yahudi kadınların elinde heba olmasın..O bebek büyüyünce din değiştirme meselesi de ayrı bir sorun olacağını da unutmayalım.

Yıllar geçtikçe ülkemize turist olarak gelen hıristiyan kadınlar, anne sütüne ihtiyacı olan sahipsiz müslüman bebekleri emzirip sonradan onları alıp ülkelerine götürürlerse akibeti ne olur diye hiç düşündünüz mü?..Bu meseleyi devlet büyüklerimiz veya diyanet hocalarımız hiç düşünmüşler midir?Veya yıllar geçtikçe para kazanmak için ülkemize yoğun bir şekilde hıristiyan kadınların gelmeyeceğini düşünebilirmisiniz?İsteğe bağlı razı olunursa eğer,zannedersem ülkemize yoğun turist akını olacağa da benziyor.Bu, ülkemiz açısından maddi yönde çok iyi olur ama ilerisi çok sakat bir durumdur..

Nereden baksanız bu proje hep pürüzlü, sakat, sorunlu ve faydasız olacağı ta başından kesinlik kazandı.. İnşaallah bu projeyi rafa kaldırırlarda dahada tartışma olmaz ülkemizde ...

Evet, bu fikirlerimde her hangi bir yanlışlık varsa onu da sizinle beraber müzakere etmeye hazırım...

Konu MEÇHUL ADAM tarafından (03-02-2013 Saat 03:20 ) değiştirilmiştir..
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-01-2013, 19:26   #5
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
Biz toplumsal ve dini olarak olarak neslimizin akibetini düşünürken,devletimiz bu projenin rağbet görmesi için para veya başka yardımlar önereceğini gözönünde bulundurursak ve de böyle bir ortam oluşturulursa şayet, zaten ülkemizin fakir ve yoksul orta hallinin toplam durumu takriben % 75 civarındadır.Geri kalan kısmı ise tuzukuru ve zengin olanlardır.Bu yüzde % 75'lik duruma yardım etmek veya para söz konusu olursa gelecekte neslimizin büyük bir kısmı hep süt kardeşlikten ibaret olacağını düşünmemiz lazımdır.Çünkü bu işler hep para ve yardıma dönüştürülürse evliliklerin çok aza indirileceği göz önünde bulundurulacağını hiç hesap etmişler midir?Hem üstelik bu proje ek gider bütçesi gündemini beraberinde getirir.

Evet yine tekrar ediyorum bu proje pürüzlü, sakat ve sorunludur..Ülkeye fayda değil hep zarar getireceğini aklımızdan çıkarmayalım..Kısacası; yıllar geçtikçe öz ve süt kardeşlerin bir arada yaşayacağı ülkemizde dünyada en çok bizde olacağı da kesindir.Ne trajı komik bir ülke olacağımızı tüm dünya bize nasıl bir gözle bakar yahu!..Eğer bu proje çok rağbet görürse bekar gençlerimiz, orta yaşlı olanlarımız evini barkını bırakıp ta gurbet ellerde evlenebilme teşebbüsünde bulunacağından şimdiden beni olumsuz etkilemeye başladı.Bu proje bize göre olamayacağı kesindir.

Milletimiz biraz şuurlanıp da aklı başına gelirse bu proje yüzünden AKP'ye oy vermeyeceğini zannediyorum.AKP hükümeti ne yaptığını bence bilmiyor.Bunlar akıllıca işler değildir.Ülkemizin nesli açısından tehlikeli ve olumsuzdur.ben asla korkak birisi debdeğilim.Sağduyulu olmak için illa ki alim, profesör olmaya da gerek yoktur.Ben her zaman ülkemizin geleceğini düşünenlerdenim.Akıllıca olan, faydalı hizmetlere de şapka çıkarırım.Lakin bu proje hiç de hoş değildir.Bana hak veriyorsunuz değil mi?

Konu MEÇHUL ADAM tarafından (03-02-2013 Saat 03:22 ) değiştirilmiştir..
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-01-2013, 19:36   #6
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
Tayyip Bey, "çok çocuk yapın nüfusumuz yaşlanmaya başladı"gibi sözlerle neyi kastettiğini henüz anlamış değiliz.Yoksa bu proje için mi bu sözleri söylemiştir, Allahu alem...

Ülkemizin kaynakları henüz işletilmiş ve tükenmiş de değildir.Eğer tüm gelir kaynakları harekete geçirilirse sözümüz olmaz.Lakin vaziyet şimdilik biraz kötü durumda olduğu için bu teklif pek olumlu görülmüyor.
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-03-2013, 01:49   #7
Kullanıcı Adı
dahhak
Standart
Anne sütü satılmaz. bu balık olmamış,
süt bankasıda olmaz
ancak (süt anne) olur bir bebeğe bir süt anne olur bunuda yasal düzenleme ile kayıt altına alınması gerekir ki diğer kardeşlerle ilerde sorun yaşamasın....
dahhak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-03-2013, 01:56   #8
Kullanıcı Adı
MEÇHUL ADAM
Standart
Alıntı:
dahhak Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Anne sütü satılmaz. bu balık olmamış,
süt bankasıda olmaz
ancak (süt anne) olur bir bebeğe bir süt anne olur bunuda yasal düzenleme ile kayıt altına alınması gerekir ki diğer kardeşlerle ilerde sorun yaşamasın....
Zaten bu proje pek mantıklı değil ki?.AB patentli olup bizim ülkemizde pek yürümeyeceğe benzer.İnşaallah devletimiz bu projeden vazgeçer.
MEÇHUL ADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-31-2013, 22:01   #9
Kullanıcı Adı
Osmanzade
Standart
ALEYKÜM SELAM
Osmanzade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-01-2013, 02:50   #10
Kullanıcı Adı
Ruh-i zar
Standart
Yazıcıoğlu Muhammed Efendi, kardeşi Ahmed-i Bican’ın camideki vaazını dinlemeye gider fakat sohbeti dinleyemeden gülümseyerek camiden çıkar. Vaazı bitirip eve gelen Ahmed-i Bican Hazretleri annesinden, abisinin neden camiden çıktığını sormasını ister. Büyük oğluna “Kardeşin, bir hata mı işledim? diye soruyor” diyen anne duydukları karşısında gizemli bir konuyla karşı karşıya kalır. Büyük oğlu, “Kardeşimin sohbetini dinlemeye o kadar çok melek gelmişti ki oturacak yer bulamıyor ve birbirlerinin üzerine oturuyorlardı. Çok hoşuma gitti de ona tebessüm ettim. Meleklerden oturacak yer kalmadığı için çıkmak zorunda kaldım” der. Annesi duyduklarını küçük oğluna anlattığında Ahmed-i Bican çok müteessir olur. “Ağabeyim melekleri görebiliyor da ben niye göremiyorum? Ona bir sorar mısın?” der. Anne oğluna bunu da sorar ancak cevabı kendisinin bulması gerekecektir.

Çocuklarının bebeklik zamanlarından itibaren yaşanan olayları iyice gözden geçiren anne olayın nedenini çok geçmeden tahmin eder. Oğullarını daima namaz abdestiyle emzirmiştir fakat küçük oğlu sadece bir defa komşu kadın tarafından anne namazdayken bilmeden abdestsiz emzirilmiştir. Anne çabucak selam verse de duruma müdahale etmekte geç kalır. İki oğlu arasındaki bu maneviyat farklılığını, bir kereye mahsus olsa da abdestsiz süt emzirilmeye bağlar…


'Süt kardeşliği' meselesinin yanı sıra bir de böyle bir durum var.
Abdestli emzirmenin yanında süt veren kişinin kişiliği ruh hali bile etkiler bebeği.
Ben bebeğim olsa tanımadığım maneviyatını kişiliğini bilmediğim biri tarafından süt verilmesine izin veremem..
Ruh-i zar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi