|
3- NAMAZIN ŞARTLARI
1- Hadeslerden taharet. (=-abdesti olmayanın abdest alması cünüb olanın gusletmesi),
2- Necasetlerden taharet. (—Her türlü pisliklerden temiz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lenmek.)
3- Setrü´I - avret. (=Avret yerlerini örtmek.)
4- İstİkbâl-i Kıble, (=Yönünü kıbleye dönmek.)
5- Vakit. (Namazı vaktinde kılmak.)
6- Niyyet. (Kılınacak namaz için, usulünce niyyet etmek.)
7- Tahrime (=Namaza başlama (=iftitah) tekbirini al(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mak), Zahidî´de de böyledir.
Bu bab, namazın şartlarının incelendiği, şu dört bölümden me-dana gelmektedir.
1- Taharet ve setrü´i - avret,
2- Kendisi ile Avret Mahalli Örtülebilecek şeyler,
3- İstikbâl-i Kıble,
4- Niyyet, [13]
Taharet Ve Setrü´l Avret
Namaz kılan kimsenin, bedeninden, elbisesinden ve namaz Julacağı yerden, pislikleri temizlemesi farzdır. Zâhidî´de de böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ledir.
Temizlenecek olan bu pislik, suç, işlemeden temizlenip giderilmesi mümkün olan ve namaza manî olacak kadar bulunan pisliktir.
Pisliğin giderilmesi, avret mahallini, diğer insanlara gös(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)termeden mümkün olmuyorsa, o pislikle beraber namaz kılınır. Bir kimsenin, pisliği temizlemek için, avret yerlerini açması fâsikhk-tır, büyük bir günahtır. Bahru´r - Râık´.ta da böyledir.
Bedenin, dışında bulunan pisliğe i´tibar olunur; içte bulu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nana değil. Hatta bir kimse gözlerini pis sürme ile sürmelemiş olsa, gözlerini yıkamak, o kimseye vacip olmaz. Sirâcü´I - Vehhac´da da böyledir.
Pislik, eğer necâset´i galize ise, onun - dirhem miktarından fazla olması halinde yıkanması farzdır. Bu miktardaki necaseti, yı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kamadan kılınmış olan namaz bâtıldır.
Pislik, dirhem miktarında ise, onu temizlemek de vacibtir. O-nunla kılınmış olan namaz ise caizdir.
Eğer, pislik, dirhem miktarında az ise, onu yıkayıp temiz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lemek de sünnettir,
Eğer pislik, necaset-i hafife ise, çok olsa bile, namazın ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)vazına mâni değildir. Muzmarât´ta da böyledir.
Gücü yeten kimsenin, örtünmesi, (setrül - avret) namazın sıhhati için şarttır. Serâhsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.
Avret: Erkekler için göbeğin altından, dizkapağım geçene kadar olan yerdir.
Erkeğin göbeği, imamlarımızın her üçüne göre de avret değil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir. Diz kapağı ise, hepsinin yanında da avrettir. Muhıyt´te de böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ledir.
Hür olan kadının, yüzü, elleri ve ayakları hariç, bütün be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)deni avrettir, Mütüûn´da da böyledir.
Kadının, başı üzerinde olan saçı avrettir. Uzamış olan sa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çında ise, iki rivayet vardır. Esahh olan kavle göre, o da avrettir. Hulasâ´da da böyledir, En sahih olan da buduv. Fakih Ebü´I - Leys de bu görüşü almıştır. Fetavâ da bunun üzerinedir. Mi´râcü´d - Dirâye´de de böyledir.
Cariye olan kadın, erkek gibidir. Ancak, onların karınları ve sırtları da avrettir.
Bu hükme, ümmü veled, müdebbire ve mükâtebe gibi vasıflı cariyeler de dahildir. Tebyin´de de böyledir.
Müstesat t=bir nev´i cariyeler) de, Ebû Hanife (R.A.) in dinde, mükâtebe gibidir. Zahiriyye´de de böyledir.
Hünsâ-i müşkil, köle olduğu zaman, onun avreti cariyenin avreti gibidir. Şayet hür ise,, ona, bütün bedenini örtmesi emredilir. Şayet, göbeği ile diz kapağı arasını kapatır ve bu şekilde namaz kıl(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mış olursa, bazıları: «O namazı iade eder» demişler; bazıları ise: «..iade etmez.» demişler. Sirâcü´I - Vehhac´da da böyledir.
Murâhika ( = dokuz yaşında olan, fakat henüz bulûğa er(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miş olmayan kız) çıplak veya abdestsiz namaz kılsa, ona bu nama(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zı yeniden kılması emredilir. Eğer namazını baş örtüsüz kılmışsa, namazı tamam sayılı)-. Serâhsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.
Setrül - avret, itifakla farz namazın dışındaki namazlarda da farzdır.
Namazda, avret mahallini, başkalarına karşı kapatmak farzdır. Bu hususta ihtilâf yoktur.
Bütün âlimlerimize göre, bir kimsenin kendi nefsi için setri avret etmesi, farz değildir. Şâhân´da da böyledir.
Sadece bir entari ile namaz kılmakta olan bir kimse, en- yakasından bakınca avret yerini görecek olsa, âlimlerim izin umumuna göre, o kimsenin namazı, bozulmuş olmaz. Doğru olan da budur.
Bir kimse, temiz elbisesi olduğu halde, karanlık bir odada cıblak olarak namaz kılsa, namazı bil-icmâ caiz olmaz. Siracü´l -Vehhâc´da da böyledir.
Altını gösterecek kadar, ince bir elbise ile namaz kılmak caiz değildir. TebyhVde de böyledir..
Bir kimsenin, üzerinde bir entarisi bulunsa, o kimsenin üze(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rinde başka bir giysisi de olmasa, bu kimse secde ettiği zaman, hiç bir kimse avret yerini gormese; fakat, bir insan, o entarinin altından bakacak olunca, onun avret mahallini görecek olsa, işte bu, (mah(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zuru olan) bir şey değildir. Az açıklık bağışlanmıştır. Çünkü, bunda zaruret vardır. Çok ve büyük açıklık, belvâ tzorunluk) değildir ve ba-ğişlanmarriıştır. —Bir uzvun— dörtte biri ve daha fazlası çok açık(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lık hükmündedir. Dörtte birden aşağısı ise, az açıklık hükmündedir. Sahih olan da budur. Muhiyt´te de böyledir.
Esahh olan kavle göre, gerçekten, ağır ve hafif avrette Ölçü, uzvun dörtte biridir. Hulâsa´d a da böyledir.
Dörtte birden az olan açıklık, tek uzuvda bulunduğu vakit bağışlanmıştır. Eğer, iki uzuvda olur veya bir uzuvda dörtte birden fazla açıklık bulunursa-veya avret olan uzuvlardan her birinde dörtte birden az olan yerler toplandığı zaman, bir azanın dörtte bi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ri kadar olursa, bu hal, namazın cevazına manî olur. İbni´l - Melek in Mecma´ Şerhi´nde de böyledir.
Hatta, bir kadının, kulağının dokuzda biri ile, bacağının do(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kuzda biri açılmış olsa, bu hal, onun namazına mani´dir. Çünkü, açılmış olan yerlerin toplamı, kulağın dörtte birinden fazladır. Gun-ye´de de böyledir.
Bir kimsenin, namaz kılarken, avret mahalli açılırsa, onu hemen kapattığı takdirde, bil-icmâ´ namazı caiz olur.
Eğer, o kimse, o açıklıkla bir rükün edâ ederse, yine, bil-icmâ´, namazı fesâde gider.
Şayet, bu durumda, bir rükün edâ etmez de, o kadar zaman açık halde beklerse Ebû Yûsuf (R.A.) indinde, yine namazı fesada gider.
İmâm Muhammedi (RA.) ise, bu görüşe muhalefet etmiştir. îmâm-ı A´zam Ebû Hanife (R.A.) ´den ise, bu hususta bir rivayet gelmemiş(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tir. Gunye ŞerKİ´nde de böyledir,
Bir cariye, baş Örtüsüz namaz kılarken azad edilse, hemen başını örter. Eğer, başını hemen Örtmezse, namaza fesada gider. Eğer başını örtmek için, aynı süre içinde, az bir amel (amel-i kalîl) işleyerek başını örtmüşse, namazı caiz olur. Serahsî´nin Mulnyt´inde de böyledir.
Burada, amel-i kalîl, onu bir elle tutmaktır. Siracü´l - Veh-hâc´da da böyledir.
Mu´teber olan,, başın örtüldüğü esnada, bir elin kullanılma(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sıdır. Keza, bir elle fakat bir hareketle bunu yapmak da böyledir. Sahih olan da budur. HUdâye´de de böyledir.
Husyelerin (erkeğin yumurtalarının) her biri, bir avrettir. Dübür de bir avrettir. Sahih olan da l?udür. İbnVI - Mdlek´in Mec(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ma´ Şerhî´nde de böyledir.
Diz kapağı, uyluğun nihayetine kadar bir uzuvdur. Hatta, bir adam, diz kapaklan açık ve fakat uylukları kapalı olarak namaz kusa, namazı sahih olur. Esahh olan da budur. Tecnîs´de de böyledir.
Kadının topuğu, dizi ile birlikte, bir tek "uzuvdur. İbnİ´l -Meflek´iİn Mecma´ Şerhi´nde de böyledir.
Göbekle kasık arası da bir uzuvdur. İrade olunan, bütün be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)denin etrafında olanlardır. Artık, onlardan birinin dörtte biri açılır(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa, namaz fesada gider. Hulâsa´da da böyledir.
Sırt, karın ve göğüs, yalnız başlarına birer avrettirler. Ta-tarhâniyye´de de böyledir.
Yan, karna tabiidir. Gunye´de de böyledir.
Kadının memesi, küçük olur ve göğüse yapışık bulunursa, işte o meme, kadının göksüne tâbi´dir. Eğer, meme büyük olursa, ö, yalnız başına bir uzuv´dur. Hulâsa´da da böyledir.
Bunların, herbirinin, yalnız başlarına avret olduklarına iti(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)bar edilir.
Kulaklar da böyledir. Hatta, bir kadının kulaklarından birisinin dörtte biri açılmış olsa, bu kadının namazı, bozulmuş olur. Zâhidî´de de böyledir.
Bir kimse, giyecek elbise bulamazsa» namazını, arduğu yerde; rükû ve sücûdunu, imâ yaparak kılar. Veya, ayakta rükû, ve secdelerle kılar. Efidâl olan ise, önceki kavildir. Kâfide de böyledir.
Bu hüküm, gece olsun gündüz olsun; o kimse, evde olsun veya sahrada bulunsun, aynıdır, değişmez. Sahih olan da budur. Bahru´r-Râık´ta da böyledir.
Örtünmeye kudreti bulunmasından maksad, namaz kılacağı elbiseyi giymenin, kendisi için mubah olması demektir. Esahh olan ise, kullanmasının, üzerine vâcib olmasıdır. Cevheretü´n - Neyyire´-de böyledir.
Çıplak bir kimsenin yanında, elbisesi olan bir kimse bulun(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa, ondan namaz kılmak için elbiseyi ister; şayet o adam ver(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mezse, namazını çıplak kılar.
ÇıpJak namaz kılan kimse, namaz esnasında, bir elbise bul(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)muş olsa, o elbiseyi giyerek namaza devam eder. Tatarhâniyye´de de böyledir.
Elbise bulacağını ümid eden çıplak kimse, namazını, vaktin çıkmasından korkmayacağı vakte kadar tehir eder. Temiz yer bulma ümidinde olan kimsenin, tehir etmesi de böyledir. Gunye´de ide böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ledir.
Çıplak kimseler, namazlarım yalnız başlarına kilacaklarsa, bir(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)birlerinden uzakta kılarlar,
Eğer cemaatle kılacakîarsa, imâmı aralarına alıp, onun etrafına otururlar; ayaklarını da kıbleye doğru uzatırlar. erini, uylukları(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nın üzerine korlar. Ve, namazlarını îmâ ile kılarlar. Eğer, ayakta ve îmâ üe kılıyorlarsa, rükû1 ve secdeleri yaparlar. Fakat, oturdukları yerden kılmaları da caiz olur. Zâhidî´de de böyledir.
Hüccette : «Çıplak bir kimse, hasır veya yaygı bulursa, —çıplak olarak değil de— onların içinde namaz kılar» denilmiştir. Keza, avret yerlerini, otla Örtmeye gücü yetenin de, öyle yapması ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rekir. Tatar-isâniyye´de de böyledir-
Çıplak bir kimsenin, çamura gücü yeterse, avret yerlerini onunla sıvar. Ancak, o çamurun, —çıkmayıp^- üzerinde kalacağım bilirse, caiz olmaz; değilse olur. Üzerini,, ağaç yaprağı ile kapatmaya gücü yeten kimse gibi... Gunye´de de böyledir.
Bir kimse, iki avret mahallinden sadece jbirisini örtecek ka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dar bir örtü bulsa, bazıları : «Onunla arka tarafını Örter; çünkü o, rükû´ hâlinde en fahiş yerdir.» demişler; bazıları ise : «Onunla ön tarafını örter; çünkü o, kıbleye yöneliktir.» demişlerdir. Sirâçiil-Vehhâc´da da böyledir.
Erkeklerin, ipek elbise ile namaz kılmaları caiz değildir. Kadınların, ipek elbise ile namaz kılmaları ise sahihtir.
Şayet, bir erkek, ipekten başka giyecek bir şey bulamazsa, na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazını—çıplak olarak değil de— o ipek elbise ile.kılar. Fethü´1-Ka-cuVde de böyledir.
Bir kadın, ayakta namaz ;kıldığı takdirde, avret mahallin(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)den, namazına mani´ olacak kadar bir yer açılacak olduğunda, otu--rarak kılınca, böyle bir açılma olmayacaksa, o kadın, namazını otu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rarak kılar. Tebyîn´de de böyledir.
Itâbiye´de : «Bir kimse, secdeye vardığı zaman, avret yer(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerinin dörtte biri açılıyorsa, o kimse secdeleri terk eder.» denilmiş(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tir. Tatarhâniyye´de de böyledir.
Erkeğin, namazını, şu üç elbise iie kılması müstehâbtır : Kamıys, gömlek), izâr belden aşağı tutulan peştemal, don) ve imame (= sarık).
Fakat, erkek, tek bir elbise ile namaz kilsa da, o elbise, örtün(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)meyi sağlamış olsa, o kimsenin namazı, kerahatsiz olarak caiz olur.
Eğer erkek, sadece izar´m içinde namaz kılmış olsa, bu da ke-rahatle caiz olur.
Kadına gelince, ona müstehab olan da, şu üç elbise ile na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maz kılmasıdır : (Gömlek, izâr ve baş örtüsü.)
Kadının, başını ve bütün bedenini tamamen örten iki elbise ile ve hatta aynı şartları taşıyan bir elbise ile namaz kılması da caiz olur. Serahsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.
îki kişi, bir elbise içinde namaz kılmış olsalar, eğer, onlar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dan her biri, o elbisenin birer tarafı ile örtünebiüyorlarsa, namazları caiz olur.
Keza, elbisenin bir kısmı, uyuyan bir kimsenin üzerine atılmış olsa, bir kısmı ile de namaz kılan kimse örtünmüş bulunsa, bu kim(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)senin namazı da caiz olur. Cevheretti´n - Neyyire´de de böyledir.
Eğer, bir kadının, bedenini ve başının dörtte birini örtecek kadar elbise olsa da, kadın, başını Örtmeyi terk etse, namazı caiz ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maz. Şayet, bu elbise, bedenden sonra başın dörtte birinden azım örtecek kadar olursa, onu örtmemek zarar vermez. Fakat, bu durumda efdal olan, mümkün olan kadarını örtmektir. Tebyîn´ de de böyledir.
Çıplak bir kimse, avret yerlerinden en küçüğünün dörtte b; rine Örtecek kadar bir parça bulsa ve fakat onu örtmese,. namazı fâsid olur. Onu örterse, namazı fâsid olmaz.
Çıplak bir kimse, suyun içinde namaz kılsa, eğer su bulanık ise, namazı sahih olur. Fakat, eğer su berrak olurda, o kimsenin av(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ret yerlerini görmek mümkün olursa, namazı sahih olmaz. Vehhâc´da da böyledir. [14]
|