♥ Oku Beni Ey Kitap! ♥ AK Parti Forum Farkıyla ! Belirlenmiş bir kitabın üyeler tarafından okunduğu, yorumlandığı ve bilgi akışının sağlandığı bir bölümdür. |
Anketimiz: Lâ'yı nasıl buldunuz? | |||
Beğendim, şahâne idi | 2 | 40.00% | |
Beğendim | 2 | 40.00% | |
Beğen-me-dim | 0 | 0% | |
Berbattı =) | 0 | 0% | |
Karışık duygular içerisindeyim, neyi işaretleyeceğimi bilemiyorum | 1 | 20.00% | |
Katılımcı sayısı: 5. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor |
|
03-14-2010, 20:57 | #1 |
Beraber okuyoruz... Sonsuzluk Hecesi (Lâ)
Tekrar başlıyoruz
Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 11:50 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-16-2010, 11:54 | #2 |
Hamdele, bu hikâyenin hem ilk sahifesi hem de neticesi.
Hamd O'na ki; Ey varlığı kendi kendinden olan. Ey kendi kendisinin hem sebebi hem sonucu. Ey kendi ezelinde ezeli, kendi ebedinde ebedi. (...) Bütün bunları. Aklım almıyor. Ama kalbime sığıyor. Ey, sorgulayan aklıma değilse de kalbime bu genişliği veren Allah'ım. Ve ey ki aklımın her şeye yetmediğini sezecek gücü de aklıma veren Allah'ım. Aklım iyi ki almıyor. Çünkü Yaratan, yarattığı şeyin sınırları içine nasıl sığabilir? Onunla nasıl anlaşılabilir, bilinebilir? Onun hükmü altına nasıl girebilir? Bildim ki başka bilgiler var, bu kitaba sığmazmış. Bu terazi almazmış. Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 11:50 ) değiştirilmiştir.. |
|
03-16-2010, 12:02 | #3 |
...
Söz gelimi iyiliği ve merhameti sınırsız olan, kötülüğü neden yaratmıştı? O tek, sonsuz iyilik ve sınırsız hayr iken, kötülüğün çamurunu nereden karıp da hamurumuza katmıştı? Hem kötülük nedir? Kime göredir? Hâl midir irade midir? Şeytan sonra! Kötülüğün nesidir? sebebi midir bahanesi midir? Benzeyeni midir benzetileni midir? Temsil midir gerçek midir? Kıssa mıdır mesel midir? Dahası Âdem, kendi kaderinin neresindedir? Sorular sorular... Hepsi de geldi küstüh aklan zanlarının önünde durdu. İlmi verilmemiş bilgi. Sırrın kapıları O öyle istediği için açık değil kapalıyda. Kelimeye çevrilemeyen mananın düğümünde kalp açık, akıl kapalı. Bana da sırrı değil hikâyesi kaldı. *** Her şeyin doğrusunu söyleyen Kitap, manayı verir suret üzerinde durmaz. Esası verir ayrıntıda oyalanmaz. Kıssa anlatır ama maksadı hikaye anlatmak değildir. Esası desteklediği nisbette kıssa muteberdir. Âmenna. Konu NûN tarafından (03-16-2010 Saat 12:07 ) değiştirilmiştir.. |
|
03-16-2010, 12:10 | #4 | |
Alıntı:
|
||
03-16-2010, 12:23 | #5 |
Kisaca insan'dan insan'a degisiyor desek Genelde "kalp" kadin oluyor, ve "akil" erkek oluyor. Fakat durum bazen degisebiliyor; sizin "akil" olmak istemeniz gibi mesela. "Kalp"i bulmaniz temennisiyle
Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 11:51 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Alıntı düzeltilmiştir. |
|
04-07-2010, 20:36 | #6 | |
Alıntı:
Kalp ile akıl herkesde var, herkes ise bu birleşim. Yani hayatlarını birleştirip tek hayat yaşamaları lakin, asıl önemli olan ruh, ruh olmazsa ikiside boş yere uğraşıp durur. Ruh ise imandır.Ruh olmazsa bir ömür yaşayan iki et parçası olurlar. Rabbim üç öğeyi birleştirmeyi nasip etsin, biz toy kullarına.. |
||
04-07-2010, 20:53 | #7 | |
Alıntı:
Tabi, sunu belirtmek gerekir ki fâni dünyaya çok fazla ehemmiyet verenler çogu kez elde ettikleri maddelerden umduklari sekilde istifade etmiyorlar. Ruhsal eksikliklerini maddeyle doldurabileceklerini düsünenbu sahislar, maddî bakimdan varlikli olduktan sonra eksikliklerini gideremediklerini farkedip baska arayislarda bulunuyorlar. Bu arayistan kazançli çikanlar O'nu (c.c.) bulanlardir. Digerleri ise çesitli bagimliliklara (alkol, uyusturucu, zina, kumar) saplaniyorlar. Bu bagimliliklar ise bir "kaçis" olusturuyorlar; aslindan kendilerinden kaçis. Mâneviyattan uzak, varlikli (madden) insanlarin hayatlarini arastirmak huzurdan yoksun olduklarini anlamak için yeterli oluyor |
||
03-16-2010, 12:05 | #8 |
Böyle ağır sınanmasa Âdem kendisini nereden bilecekti? Geçici yanılgısının sebebi olan şey, onun sahiplenilmesine de neden olan şeydir. Ve böyle bir sahipleniliş için insan olan gözen düşmeyi, sürgün edilmeyi, her bir şeyi göze alabilir.
*** Her şey gizli. Benim bildiğimse; Gizli bir hazineydi; görünmeyi, bilinmeyi sevdi. Sıfırdan zamana, sonsuz ân'dan ânbeân'a, nâ-mevcûddan vücûda, lâ-mekândan mekâna, noktadan mükemmele, kelimeden cümleye, emirden vâkiye. Muhabbeti aşikâr kuvveyi fiil eyledi OL, dedi. OL'uverdi. Kûn! Bir kâf. Bir nûn. Sonra sükûn. |
|
03-16-2010, 12:08 | #9 |
Çok güzeller. Milletin başına karabasan gibi çöken cetelerden nasıl iktidarımız başını kaldıramıyorsa bizim de başımızda ne varki okumaktan kaçıyoruz belkide yoğun tempo ile geçen günlerden sebeb ülfet var üzerlerimizde bu kadar adi kamuoyu varken hoş gör tarihsever bu halimizi
|
|
03-16-2010, 12:49 | #10 | |
Alıntı:
|
||
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|