03-09-2009, 21:58 | #11 | |
Alıntı:
Ensar Bey, öncelikle elzem olan merak ettiğiniz konuları öncelikle kitaplardan araştırmak ve edindiğiniz bilgileri bizlerle de paylaşarak yoruma açmaktır.. Ama sormuşsunuz, cevap verelim: MEsela "ez-Zemahşeri (ö.1143)", fıkıhta Hanefi itikadda ise Mutezili olan bir alimdir. Mutezile ise ehl-i sünnet mezheblerinden kabul edilmez.. Düşünün bakalım, bu durum nasıl olacak?? Mutezile'nin önemli alimlerinden Kadı Abdulcebbar (ö.1025) başlangıçta Şafii ve Eş'ari iken daha sonra Mutezile'nin önde gelen alimlerinden olmuştur!! Mutezile ise şu ana ehl-i sünnet dışı mezhepler arasında tasnif olunmaktadır..Benden başlangıç olsun, siz devamını getirin Ensar Bey.. Sadece bu örnekler bile aslında bize çok şey anlatıyor.. Yani İslam tarihinde düşüncenin neşv ü nema bulduğu zamanlarda insanlar kalıplar arasında kalmıyordu ama bu insanlar "alimdi".. Elbette biz böyle olamayız şu an ama İslamî ilimlerle uğraşan, kendini İslama adamış olan insanlar ve bu işi "usulüne" göre yapan insanlar bugün de vardır, ve her an olacaktır.. Ve onlar alimdir.. Alim olmanın kriterleri bellidir.. Ve İslamoğlu hocamız bu dönemin "alimlerindendir".. İslam yaşanıp bitmemiştir. Müslüman oldukça İslam'da yaşanmaya devam edecektir.. Bunun için düşüncenin açık kalması gerekmez mi, düşünmeli..? |
||
Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir) | |
|
|