![]() |
#11 |
![]() ÇALAR SAAT
Çalar saat! uğursuz Allah, korkunç, bir karar, Parmağı bizi tehdit eder, bize der: "Hatırla!" Bir hedefteymiş gibi dikilecek yakında Dehşet dolu kalbinde ürpermiş ıstıraplar; Kaçacak ufka doğru o buharı andıran Zevk, kulisin nihayetinde bir rakkas gibi; Her insanın bütün ömrü boyunca nasibi Nimeti bir parça yiyor senden de her an. Ve saniye, üçbin altıyüz kere saatte Fısıldıyor: Hatırla! Hatırla! - Koşan böcek Sesiyle, şimdi der: Ben 'Geçmiş Zamanım' gerçek, Ve emdim kirli hortumumla ömrünü işte! 'Remember!' Hatırla ey sefih! 'Esto memor!' (Aşinasıdır hançerem bütün lisanların.) Dakikalar o külçelerdir ki fani çılgın, Altınını almadan atmaması doğrudur! 'Hatırla' ki zaman muhteris bir kumarbazdır Hilesiz kazanır, bu bir kanun, her koyuşta. Gün sona eriyor; gece büyüyor; hatırla Susuzdur her girdap; su saati boşalır. Yakında çalacak saat ve ilâhî kader, Ve şan dolu Fazilet, henüz bâkire zevce, Ne nedamet o dahi (ah! son misafirhane!) Ve hepsi diyecek: "Vakit, koca ödlek! geber!" Charles BAUDELAIRE Çeviri : Ahmet Muhip DRANAS |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#14 |
![]() GÖNÜLLÜ ÖLÜ
Koyu bir çamur bulup solucanlara uysam, Bir derin çukur kazsam cânım için cihanda, Serip kart kemikler'mi, bi yatsam, bi uyusam, Bataklığa gömülmüş timsah gibi nisyanda. Nefretim vasiyetler, nefretim kabirler tüm. Avuç açacağama bidamlacık yaş için, Sağken, akbabaları başıma üşürürüm, Gölkanlara belensin o cenabet cesetim! Kurtlar, gözsüz-kulaksız, benim kankardeşlerim, Bolahenk feylesoflar, daldölleri leşlerin, İşte size bir ölü, güloynar ve gönüllü! Örenimin üstünde fırdönün gönlünüzce! Var mı ölümden öte ölüye bir işkence, Ölümü seçmiş madem ölülerle bu ölü? Charles BAUDELAIRE Çeviri : Can YÜCEL |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
![]() GÜZEL GEMİ
Ey güzeller güzeli, sana demem o ki, Binbir ışıkla renk bezemiş gençliğini; Çizmek isterim resmini tez, Kucak kucağadır orada ilkyaz ve güz. Andırır havada savrulan eteklerin, O ince, upuzun, güzel gemilerin Vuruşunu açığa, uzak; Ardından bir uyumun, bezgince, yumuşak. Üstünde boynunun, omuzlarının, dimdik, Yükselir başın bir alımla görülmedik; Taçla süslü bir bakış soğuk, Yürür gidersin yolunda sen, göksel çocuk. Ey güzeller güzeli, sana demem o ki, Binbir ışıkla renk bezemiş gençliğini; Çizmek isterim resmini tez, Kucak kucağadır orada ilkyaz ve güz. Göğsün ki başlar ve yuvarlaklaşır gittikçe, Göğsün ki görülmedik en eşsiz çekmece, Aydınlık ve yuvarlak bir düş, İki kalkan onlar, şimşekler vurmuş; O çıldırtan göğsün süslü pembe güllerle, Saklandığı gizlerin, dolu nelerle, Eskimiş şaraplar ve ıtır, Orada duymak ve düşünmek sayıklamaktır. Andırır havada savrulan eteklerin, O ince, upuzun, güzel gemilerin Vuruşunu açığa uzak Ardından bir uyumun, bezgince, yumuşak. O soylu bacakların senin avlamakta, Çılgınca istekleri, etekler ardında, Aranan özsuyudur aşkın, Süzülmüş tortulardan karanlıkların. Kolların, yeni yetme erkekleri saran, Başka mı ki uzun ve parlak yılanlardan, Sarar âşığını sımsıkı, Hep sende duracak o iz, çıkartma tıpkı. Üstünde boynunun, omuzlarının, dimdik, Yükselir başın bir alımla görülmedik, Taçla süslü bir bakış soğuk, Yürür gidersin yolunda sen, göksel çocuk. Charles BAUDELAIRE Çeviri : Sabahattin Kudret AKSAL |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
![]() İNSAN VE DENİZ
Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman; Deniz aynandır senin, kendini seyredersin Bakarken, akıp giden dalgaların ardından. Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin. Haz duyarsın sulardaki aksine dalmaktan; Gözlerinden, kollarından öpersin; ve kalbin Kendi derdini duyup avunur çoğu zaman, O azgın, o vahşi haykırışında denizin. Kendi âleminizdesinizdir ikiniz de. Kimse bilmez, ey ruh, uçurumlarını senin; Sırlarınız daima, daima içinizde; Ey deniz, nerde senin o iç hazinelerin? Ama işte gene de binlerce yıldan beri Cenkleşir durursunuz, duymadan acı, keder; Ne kadar seversiniz çırpınmayı, ölmeyi, Ey hırslarına gem vurulamayan kardeşler! Charles BAUDELAIRE Çeviri: Orhan Veli KANIK |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
![]() HORTLAK
Canavar bakışlı ruhlar gibi Yatağına geleceğim tekrar; Süzüleceğim yanına kadar, Dört yanım gecenin gölgeleri. Öpecek, öpeceğim, esmerim, Seni aydan soğuk öpüşlerle, Nasıl sürünür, bir gibi yerle, Yılan; seni öyle seveceğim. Vakta ki soluk bir gün doğacak Boş bulacaksın yattığım yeri, Ki bütün gün soğuk kalacaktır. Hayatın, gençliğin üzerinde Sevgiyle hükmeder başkaları, Bense hükmedeceğim, dehşetle. Charles BAUDELAIRE Çeviri : Orhan Veli KANIK |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
![]() HÜZÜN VE SERSERİ
Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra, Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan Bambaşka denizlere, bambaşka semalara, Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından? Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra? Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün! Ne var gözyaşlarından çamurlar yuğuracak? Arasıra der mi ki Agathe'ın ruhu, üzgün, "Nedametten, azaptan ve ıstıraptan uzak Hey trenler, vapurlar, beni burdan götürün." Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet, Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer, Ey her ruhun içinde bulunduğu saf şehvet, Ey bir ömür boyunca gönül verilen şeyler! Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet! Ah o yeşil cenneti, çocuksu sevdaların, O koşuşlar, şarkılar, o demetler, buseler, İnildeyen kemanlar arkasında sırtların, Akşam, korkuluklarda şarap dolu kâseler, - Âh o yeşil cenneti çocuksu sevdaların! O bilinmez zevklerin yüzdüğü mâsum belde? Çok daha uzakta mı yoksa Çin'den, Maçin'den? Beyhude bir arzu mu inildeyen dillerde, Canlanan bir hayal mi billûr sesler içinden, O bilinmez zevklerin yüzdüğü mâsum belde? Charles BAUDELAIRE Çeviri : Sait MADEN |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
![]() SEYAHATE DAVET Kardeşim, yavrum, Sana benzeyen bir yer Düşünüyorum; Gidip orda beraber Yaşamanın, sevmenin, Sevmenin ve ölmenin O yerde bir gün, Saadetini düşün. Karışık göklerinin Islak güneşlerinde, O hain gözlerinin, Bol yaşları içinde Daima parıltılı Gözlerinin esrarlı Cazibesi var. Orda ne varsa süs, sükun ve şehvet, İntizam ve güzellikten ibaret. Üstünde güya Senelerin cilası Parlayan eşya Süslerdi odamızı; Bu bulunmaz çiçekler, Kokularını amber Kokularına Mezcederdi boyuna! Orda tavanlar zengin, Ve derindir aynalar; Her köşede sevdiğin O şark ihtişamı var. Her şey kendi dilince Ses verir bize; Ve kalbini gizlice Gösterir bize. Orda ne varsa süs, sükun ve şehvet, İntizam ve güzellikten ibaret. Bir baksaydın bu Kanallarda ne kadar Serseri ruhlu, Uyuyan gemiler var; Hem gidermek içindir İnan ki en küçük bir Arzunu, onlar Uzaktan geliyorlar. O akşamlarda gurup, Tarlalar ve kanallar Ve bütün şehri yakut Ve altınlara boğar. Orda kainat hulya İle sarhoştur, Sıcak, sıcak bir ziya İçinde uyur. Orda ne varsa süs, sükun ve şehvet, İntizam ve güzellikten ibaret. Charles BAUDELAIRE Çeviri : Cahit Sıtkı TARANCI |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
baudelaıre siirler, charles baudelaıre, siirleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|