AK Gençliğin Buluşma Noktası
Mübarek Gün Ve Geceler Mübarek Gün Ve Gecelerimiz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-30-2017, 08:57   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart Mübarek günler ve geceler
Kaynak dinimizislam.com
Kutlu doğum

Hz Muhammed aleyhisselâm Hicret’ten 53 sene evvel Rebîulevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke’nin Haşimoğulları mahallesinde, Safâ Tepesindeki bir evde doğdu. Bu gün, Mîlâdî takvimde 20 Nisan 571 e rastlar güneş doğmadan âlem nûr ile doldu. nûr asıl sâhibine ulaştı.

Kutlu doğumu hazret-i Âmine şöyle anlatıyor: “Doğum ânı geldiğinde heybetli bir ses işittim. Ürperdim beyaz bir kuş gördüm, O andan sonra korkudan eser kalmadı. Yanımda süt gibi beyaz bir kâse gördüm.şerbeti içtim susuzluğum gitti. büyük bir nûr gördüm, Evim nûrlandı çok hâtun gördüm. Boyları güneş gibi parlıyordu. hâtunlar, Abdü Menâf kabîlesinin kızlarına benzerlerdi. gökten yere uzanmış ipek bir kumaş gördüm. O anda bir grup kuş peydâ oldu. Ağızları zümrütten, kanatları yâkuttandı.*

korkudan terlemiştim, ter damlalarından misk kokusu yayılıyordu.gözümden perdeyi kaldırdılar. Doğudan batıya bütün yeryüzünü gördüm. Üç alem dikildi.biri Kâbe’nin üstünde idi. Etrafımda melekler toplandı. Muhammed doğar doğmaz, mübârek başını secdeye koydu ve şehâdet parmağını kaldırdı. gökten beyaz bulut indi. Bir ses “Onu mağripden meşrıka kadar gezdirin. cümle âlem onu, ismiyle, cismiyle ve sıfatıyla görsün diyordu.*

bulut kayboldu Muhammed’i bir beyaz yünlü kumaş içinde sarılı gördüm. yüzleri güneş gibi parlayan üç kişi gördüm. Birinin elinde gümüş bir ibrik, birinin elinde zümrüt bir leğen, birinin elinde ipek vardı. İbrikten misk damlıyordu. Muhammed’i leğenin içine koydular. Mübarek başını ve ayağını yıkadılar ipeğe sardılar. mübârek başına güzel koku sürüp, mübârek gözlerine sürme çektiler ve kayboldular.”

Muhammed aleyhisselâmın doğumunu hazret-i Şifâ Hâtun şöyle anlatıyor: “Ben, o gece Âmine’nin yanında idim. Muhammed aleyhisselâmın doğar doğmaz duâ ve niyâz etti Gâibden; “Yerhamüke Rabbüke” dedi. bir nûr çıkıp ışık verdi doğudan batıya kadar her yer göründü...”Ne zaman ki, O’na peygamberlik verildi; hiç tereddüt etmeden ilk îmân edenlerden oldum.” dedi

.Safiyye Hâtun kutlu doğumu şöyle anlatır: “aleyhisselâm doğduğunda her tarafı nûr kapladı. Doğar doğmaz secde etti, mübârek başını kaldırıp “Lâ ilâhe illallah, innî resûlullah”*dedi. O’nu yıkamak istediğimde, biz O’nu yıkanmış gönderdik.” sünnet olmuş ve göbeği kesilmişti kundağa sararken sırtında bir mühür mühürün üzerinde*Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah yazılıydı Doğar doğmaz mübârek ağzıyla Ümmetim, ümmetim*diyordu...”

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-30-2017, 08:57   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dinimizislam.com
Kutlu doğum

Hz Muhammed aleyhisselâm Hicret’ten 53 sene evvel Rebîulevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke’nin Haşimoğulları mahallesinde, Safâ Tepesindeki bir evde doğdu. Bu gün, Mîlâdî takvimde 20 Nisan 571 e rastlar güneş doğmadan âlem nûr ile doldu. nûr asıl sâhibine ulaştı.

Kutlu doğumu hazret-i Âmine şöyle anlatıyor: “Doğum ânı geldiğinde heybetli bir ses işittim. Ürperdim beyaz bir kuş gördüm, O andan sonra korkudan eser kalmadı. Yanımda süt gibi beyaz bir kâse gördüm.şerbeti içtim susuzluğum gitti. büyük bir nûr gördüm, Evim nûrlandı çok hâtun gördüm. Boyları güneş gibi parlıyordu. hâtunlar, Abdü Menâf kabîlesinin kızlarına benzerlerdi. gökten yere uzanmış ipek bir kumaş gördüm. O anda bir grup kuş peydâ oldu. Ağızları zümrütten, kanatları yâkuttandı.*

korkudan terlemiştim, ter damlalarından misk kokusu yayılıyordu.gözümden perdeyi kaldırdılar. Doğudan batıya bütün yeryüzünü gördüm. Üç alem dikildi.biri Kâbe’nin üstünde idi. Etrafımda melekler toplandı. Muhammed doğar doğmaz, mübârek başını secdeye koydu ve şehâdet parmağını kaldırdı. gökten beyaz bulut indi. Bir ses “Onu mağripden meşrıka kadar gezdirin. cümle âlem onu, ismiyle, cismiyle ve sıfatıyla görsün diyordu.*

bulut kayboldu Muhammed’i bir beyaz yünlü kumaş içinde sarılı gördüm. yüzleri güneş gibi parlayan üç kişi gördüm. Birinin elinde gümüş bir ibrik, birinin elinde zümrüt bir leğen, birinin elinde ipek vardı. İbrikten misk damlıyordu. Muhammed’i leğenin içine koydular. Mübarek başını ve ayağını yıkadılar ipeğe sardılar. mübârek başına güzel koku sürüp, mübârek gözlerine sürme çektiler ve kayboldular.”

Muhammed aleyhisselâmın doğumunu hazret-i Şifâ Hâtun şöyle anlatıyor: “Ben, o gece Âmine’nin yanında idim. Muhammed aleyhisselâmın doğar doğmaz duâ ve niyâz etti Gâibden; “Yerhamüke Rabbüke” dedi. bir nûr çıkıp ışık verdi doğudan batıya kadar her yer göründü...”Ne zaman ki, O’na peygamberlik verildi; hiç tereddüt etmeden ilk îmân edenlerden oldum.” dedi

.Safiyye Hâtun kutlu doğumu şöyle anlatır: “aleyhisselâm doğduğunda her tarafı nûr kapladı. Doğar doğmaz secde etti, mübârek başını kaldırıp “Lâ ilâhe illallah, innî resûlullah”*dedi. O’nu yıkamak istediğimde, biz O’nu yıkanmış gönderdik.” sünnet olmuş ve göbeği kesilmişti kundağa sararken sırtında bir mühür mühürün üzerinde*Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah yazılıydı Doğar doğmaz mübârek ağzıyla Ümmetim, ümmetim*diyordu...”
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 08:58   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dinimizislam.com
Kutlu doğum

Resûl-i ekrem efendimizin doğumunu dedesi Abdülmuttalib’e Kâbe’de Allah’a yalvarıp duâ etmekteyken müjdelediler. Abdülmuttalib “Bu oğlumun şânı, şerefi çok yüce olacaktır” dedi. doğumu kutlamak için Mekke halkına üç gün ziyâfet verdi. develer kesti hangi ismi koydun diyenlere*Muhammed*ismini “Allah’ın ve insanların O’nu medh etmelerini, övmelerini istediğim için.verdim Annesi de*Ahmed*ismini koydu.
aleyhisselâm dünyâya geldiği gece yıldız doğdu. Ve Yahûdîler Muhammed aleyhisselâmın doğduğunu anladılar.*

Eshâb-ı kirâmdan Hassân bin Sâbit anlatır sekiz yaşında idim. Yahûdînin biri, çığlık atarak koşuyordu. şöyle söyledi: “Haberiniz olsun Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu! Ahmed bu gece dünyâya geldi...”aleyhisselâm doğduğunda Kâbe’deki putlar yıkıldı. Zübeyr rivâyet eder: “Kureyşten bir cemaatin bir putu vardı. putun yanına vardıklarında onu yıkılmış buldular. Kaldırdılar, yine kapandı. şöyle bir ses işitildi: “Bir kimse doğdu yer yüzünde her yer harekete geldi. Ne kadar put varsa hepsi yıkıldı. Kralların kalbleri titredi.”*

İran Kisrâsının on dört kulesi yıkıldı. rüyaları tâbir ettirdiklerinde bunun büyük bir şeye alâmet olduğunu anladılar.Mecûsîlerin ateşe tapanların bin yıldır yanan ateşleri söndü. Sâve Gölünün suyu çekilip, kuruyuverdi.bin yıldan beri suyu akmayan ve kuruyan Semave Nehrinin vâdisi de, su ile dolup taşarak akmaya başladı.şeytan haber veremez oldu. Kehânet sona erdi...aleyhisselâmın doğduğu gece pekçok hadise Peygamber Muhammed aleyhisselâmın dünyâya teşrif ettiğine işârettir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 08:58   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dinimizislam.com
Kutlu doğum

Resûl-i ekrem efendimizin doğumunu dedesi Abdülmuttalib’e Kâbe’de Allah’a yalvarıp duâ etmekteyken müjdelediler. Abdülmuttalib “Bu oğlumun şânı, şerefi çok yüce olacaktır” dedi. doğumu kutlamak için Mekke halkına üç gün ziyâfet verdi. develer kesti hangi ismi koydun diyenlere*Muhammed*ismini “Allah’ın ve insanların O’nu medh etmelerini, övmelerini istediğim için.verdim Annesi de*Ahmed*ismini koydu.
aleyhisselâm dünyâya geldiği gece yıldız doğdu. Ve Yahûdîler Muhammed aleyhisselâmın doğduğunu anladılar.*

Eshâb-ı kirâmdan Hassân bin Sâbit anlatır sekiz yaşında idim. Yahûdînin biri, çığlık atarak koşuyordu. şöyle söyledi: “Haberiniz olsun Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu! Ahmed bu gece dünyâya geldi...”aleyhisselâm doğduğunda Kâbe’deki putlar yıkıldı. Zübeyr rivâyet eder: “Kureyşten bir cemaatin bir putu vardı. putun yanına vardıklarında onu yıkılmış buldular. Kaldırdılar, yine kapandı. şöyle bir ses işitildi: “Bir kimse doğdu yer yüzünde her yer harekete geldi. Ne kadar put varsa hepsi yıkıldı. Kralların kalbleri titredi.”*

İran Kisrâsının on dört kulesi yıkıldı. rüyaları tâbir ettirdiklerinde bunun büyük bir şeye alâmet olduğunu anladılar.Mecûsîlerin ateşe tapanların bin yıldır yanan ateşleri söndü. Sâve Gölünün suyu çekilip, kuruyuverdi.bin yıldan beri suyu akmayan ve kuruyan Semave Nehrinin vâdisi de, su ile dolup taşarak akmaya başladı.şeytan haber veremez oldu. Kehânet sona erdi...aleyhisselâmın doğduğu gece pekçok hadise Peygamber Muhammed aleyhisselâmın dünyâya teşrif ettiğine işârettir

*
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 08:58   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak islamansiklopedisi.info Ahmet Özel**
Osmanlılar’da Mevlid Törenleri.*

Osmanlıda, kutlu doğum törenlerinin başlangıcı hakkında bilgi yoktur. Sultan Süleyman protokolünde yer almaya başladığı ve III. Murad zamanında resmîleştiği kabul edilir Sigetvarda Süleyman hanın vefatının saklanıldığı bir ortamda padişah otağında 12 Rebîülevvel gecesi mevlid okunmuştur 10 Şubat 1588 Resûl-i Ekrem’in doğum gününde III. Murad minarelerde kandil yakılmasını ve camilerde, mevlid okunmasını emretmiştir*

Mevlid törenleri saray, konak ve evlerde yapılanlar ve padişahın katıldığı mevlid alayı yürüyüşüyle camide yapılanlar olmak üzere iki gruba ayrılır Topkapı Sarayında Ağalar Camii’nde, Çinili Köşk’te, Sultan Ahmed Camii camilerinde mevlid alaylari
gerçekleştirilmiştir Mevlid gününden önce protokole davetiyeler gönderilir, ne zaman nerede bulunacakları bildirilirdi Osmanlıda padişahın, erkân ve muhafızların katılımıyla saraydan gidiş gelişini ifade etmek için “alay” kelimesi kullanılırdı mevlid okunacak camiye gidip gelmeye “mevlid alayı” deniliyordu.*

Mevlid alayı camiye yaklaştığında müezzin Feth sûresi okumaya başlar, sûre tamamlandığında padişahın geldiğini belli etmek için kafesin penceresi açılır ve cemaat ayağa kalkarak saygıyla eğilirdi. Müezzin mahfilinde Ayasofya ve Sultan Ahmed camilerinin vâizleriyle o caminin vâizi kürsüye çıkıp vaaz verirlerdi; kendilerine samur kürk veya ferace hediye edilirdi. vâizin kürsüye çıkışında cemaate şerbet sunulurdu Süleyman Çelebi’nin Mevlid’inin okunur mevlidhana hil‘at giydirilirdi.*

beyitler okunurken hürmeten ayağa kalkılırdı. müjdecibaşı Mekke emîrinin mektubunu sadrazamın önüne koyar, reîsülküttâb padişahın huzuruna girerdi. Padişahda mektubu okurdu
Dârüssaâde ağasına samur kürk, reîsülküttâb ile müjdecibaşıya hil‘at giydirilirdi. padişah Medine’den gönderilen hurmayı peşkir ağasıyla sadrazama yollar, şeyhülislâma vezirlere ve devlet erkânına dağıttırırdı; bu iş tamamlanınca peşkir ağasına bir miktar bahşiş verilirdi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 08:59   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak islamansiklopedisi.info Ahmet Özel**
Osmanlılar’da Mevlid Törenleri.*

mevlidhanlar okumasını bitirince hil‘atini ve armağanlarını alır, sadrazamın, şeyhülislâmın, vezir defterdar, nişancı gibi devlet büyüklerinin ulemânın önüne şeker tablaları koyulur, zağarcıbaşı, saksoncubaşı, muhzır ağa ve ocaklılar kaseleri kaldırırdı. mevlidhanın ve hil‘at ve hediyelerden sonra tören tamamlanırdı. Sadrazam devlet ricâli padişahı selâmlamak üzere beklerdi. Padişah selâmlanır alkış çavuşlarının alkışlarıyla uğurlanıp mevlid alayı ile saraya dönerdi. Sadrazam ve şeyhülislâmla devlet büyükleri daha küçük çaplı törenlerle konaklarına giderlerdi.

Sarayda zengin konağında, camilerle, mescidlerde halk evlerinde mevlidler okutulurdu. Umûr-ı Mülkiyye Nâzırı Pertev Paşa’nın torunu Abdülaziz mevlidleri şöyle anlatır: Hz. Peygamber’in doğum hikâyesi geceleri okunur misafirlere yemekler hazırlanır, sofralar kurulur Konağa Trablus ihramları serilirdi. Sofraya sırma işlemeli örtüler gümüş buhurdanlar yerleştirilirdi.*

Akşama doğru avizeler ve kandiller yakılır, davetliler odalara alınarak önce kahve ikram edilir, Yatsı vakti cemaatle namaz kılınır, ev sahibi şilteler üzerine, mevlidhan mindere, otururlardı. mevlid-i şerif kıraatine başlanırdı. na’t-ı şerif ve ilâhiler okunurdu Mevlid sessizce dinlenir, sıra Hz. Peygamber’in doğum ânında ayağa kalkılır salât getirilerek tekrar oturulurdu. konak ağaları gül suyu serper şeker dağıtırlardı. kahve içilir, herkes evine giderdi. uzakta oturanlar misafir edilirdi. Mevlidhana mintanlık kumaş verilmesi âdettendi.
mevlidlerin kaynağını siyer, megāzî ve şemâil kitapları oluştururdu. Bunların başında İbn İshak İbn Hişâm’ın ve Tirmizî gelirdi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 08:59   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dünyabizim
Mevlid Kandili Osmanlı’da bayramdır

Mevlid Kandili Osmanlı’da bayram gibi kutlanırdı. Kandil münasebetiyle mahkumlara af çıkarılırdı*
Şehirlerimizi Medine'ye benzetmeye çalışırdık*
Günümüzde genellikle de siyasi sebeplerle af çıkarılır. Osmanlı’da ise af,*Peygamberimiz’in doğum günü sebebiyle güller gülünün doğumuna verilen önemden dolayı adi suçlardan mahkûm edilen şahıslardan cezasının üçte birini çekenler affedilirdi

Mevlid Kandili’nde suçu hafif olan mahkûmların cezası Peygamberimiz (s.a.v.)’in doğum gününe hürmeten, padişah tarafından silinir, mahkumlar salıverilirdi. … Peygamberimiz’in doğum günü hapishanede bayramdı Abdülhamid han teğmen iken ordudan atılan Osman Ağa’yı Mevlid Kandilinde affetmiş Balkanlardaki hapishanelerden salıverilen mahkûmların bilgileri de vardır Osmanlı’da Peygamberimiz (s.a.v.)’in doğumu bayrammış, resmî tatilmiş

Mevlid Kandili ilk olarak Şii Fâtımî Muiz-Lidînillah döneminde 975 de kutlanmış. kutlamalar Osmanlılara kadar aynı ihtişam ve heyecanla ulaşmış kutlamalar 16. yüzyılda doğru devlet töreniyle resmileşmiş, 1910 dan itibaren kutlu doğum resmi bayramlara dâhil edilerek, resmi tatil kabul edilmiş. Efendimizin dünyaya teşrifleri Osmanlı için bayrammış*

Osmanlı’da saray, konak ve evlerdeki Mevlid törenlerinin yanı sıra, padişahın bizzat katıldığı Mevlid töreni de vardır törenler camilerde şöyle yapılırmış protokole davetiye gönderilir caminin yeri bildirilir. Davetliler, tören kıyafetleriyle davete katılırdı padişahın resmigeçidine alay” adı verilirmiş.padişahların Mevlid okunacak camiye gelmesine de “Mevlid Alayı” denilirdi*

Tören bittikten sonra sadrazam ve devlet ricâli camiden çıkıp atlarına binerek padişahı beklerdi padişahı uğurlamak için. Tören yapılırdı padişahı selamlanır alkış çavuşları padişaha alkış yapardı.*
alkış töreniyle Mevlid merasiminden uğurlanan padişah nefsanî düşüncelerden arınıp, Allah’a kul olduğunu hatırlayıp, yerle yeksan olur mübarek günün hürmetine, gün boyu halka hediyeler, sadakalar dağıtırmış.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 08:59   #8
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dünyabizim
Mevlid Kandili Osmanlı’da bayramdır

Mevlid alayında Camiden alkışlarla uğurlanan padişah, saraya mevlîd alayıyla dönermiş. Sarayda tebrike geleceklerin imzalaması için özel defterler açılır Şehir süslenir minareler kaftan giyer, kandillerle donanırmış. Ertesi günü ikindi vaktine kadar da top atışları yapılırmış kutlu doğuma binaen.

Peygamber-i Zişan*Efendimiz (s.a.v.)’in doğum günü bayrammış, *dualarla mevlîdlerle kutlanan. günün şerefine padişah tarafından halka hediyeler dağıtılan, ziyafetler verilen, Peygamberimiz (s.a.v.)’in doğum günü halk için, çocuklar için bayrammış, bayram… Elvan elvan şekerlerle kutlanan… Mahkûmlar için de bayrammış esaret zincirleri kırılarak özgürlük şekerleri dağıtılan…
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:00   #9
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ekrembuğraekinci.com
OSMANLILARDA MEVLİD KANDİLİ*

Çocukken Kıbrısta Mevlid Kandili’nin tatil olması beni şaşırtmıştı. Osmanlı geleneğine İngilizlerin dokunmaması garibime gitti. Osmanlılarda Mevlid Kandilleri tatildi ihtişamlı merasimlerle kutlanırdı. Müslüman devletlerde de mevlid coşkulu bir bayramdı

Hazret-i Muhammed’in doğum gününe hürmet gösterilirdi. Hz Peygamber bu günde, eshabıyla oturup, doğumunu anlatırdı.Revâha, Züheyr gibi sahabîler, peygamberi öven şiirler söylerdi. Hz Ebu Bekr ve hz Ömer de zamanlarında böyle yaparak gelenekselleşti mevlidlerde güzel hâfızlar kasideler okudu insanlara yemek, şerbet, tatlılar dağıtıldı.Kaside okunurken ortaya su, tuz ve para konur paranın temizlendiğine inanılır sahibinin fakir düşmeyeceği umulurdu. Tuz diğer tuza karıştırılarak yemeklerin bereketlenmesi düşünülürdü. Mevlid şekerleri bereket için dinleyenlerin önüne konurdu. güzel elbiseler giyilir kokular sürünür; ev süslenir çıralar yakılırdı

Selçuklu atabeyi Eyyübî’nin eniştesi Erbil Meliki hükümdarlardan en evvel mevlid okutandır. her binlerce insana yemek yedirir, sadakalar dağıtırdı. İmam Muhammed Bâkır mevlid okumak için sevdiklerini toplar; fakirlere yemek yedirirdi. Mısır’da mevlid cemiyetleri gelenektir. Mevlid peygamberi övmek olduğu için ibâdettir Vehhâbîlerden başka mevlide karşı çıkan olmamıştır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:00   #10
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ekrembuğraekinci.com
OSMANLILARDA MEVLİD KANDİLİ*
MEVLİD ALAYLARI

Osmanlılar zamanında padişahın ve devlet ricâlinin resmî kıyafetleriyle hazır bulunduğu tantanalı mevlid alayları devlet merasimlerinin en önde gelenlerindendi. Ayasofya, Süleymaniye, Sultan Ahmed Câmilerinde, Sultan Aziz devrinde Ortaköy ve Sultan Hamid devrinde Yıldız Câmii’nde mevlid okunur; hurma şeker hediye ve sadakalar dağıtılırdı. sarayda mabeyn dairesinde haremde mevlid okutulur, padişah da katılırdı. Sarayda güzel sesli hünkâr mevlidhanları Sultan Aziz devrinde hünkâr mevlidhanı Hasan Rıza Efendi güzel sesiyle meşhurdu. sadece fakir ve garipleri kırmayıp allah rızası için mevlid okurdu.

Kutlu doğum vesilesiyle yüzlerce mevlid kasidesi yazılmıştır. En meşhuru Bursa Ulu Cami imamı Süleyman Çelebi’ye aittir. 1409 da yazılmıştır. Rivayete göre Acem vâiz Bakara sûresinin 285. âyetini tefsir ederken, Hazret-i Muhammed ile Hazret-i İsa arasında hiçbir fark ve üstünlük olmadığını söyleyince, cemaat “Ey câhil! Peygamberler arasında peygamberlik vazifesinde fark yoktur. Hepsi peygamberdir Ama Sevgili Peygamberimiz, bütün peygamberlerden üstündür” son peygamberdir cevabı Süleyman Çelebi’yi hislendirmiş, meşhur mevlid kasidesini kaleme almıştır. Edebî değeri yüksek samimi bir eserdir. Münâcât yakarış velâdet doğum, risâlet peygamberlik miraç, rıhlet vefat ve duâ kısımlarından oluşur. mevlidlerde münâcât, velâdet, miraç ve dua kısımları okunur. aşir ve ilahi okumak âdettir. her beyit sonunda, zâkirler hay diye zikrederdi...
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi