AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Konu Kapatılmıştır
Seçenekler
 
Alt 12-08-2014, 05:32   #31
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
O dediğiniz başka şeydir. Bir şeyi değiştirmez. Demokrasinin sonucuna saygı duyarım. Demokrasi siyasi sistem olarak bulunmuş en iyi sistemdir ama hakikatte demokrasiye inanmam, bu da benim görüşüm.

Çoğunluğun dediği mutlak doğru olarak her şeyde kabul görse idi zaten ne elektrik bulunurdu ne de peygamberler söyleyeceklerini söyleyebilirlerdi.

Çoğunluğa rağmen hakikat tecelliyât eder. Dillenilir.

Ben burada bildiğim doğruları söylüyorsam 2015 seçiminde bir şeyleri değiştirmek için söylemiyorum. Sözlerimi çoğunluğa uydurmak için söylemem çünkü. Aksi halde bu şahsiyetli bir duruş olmazdı.

2015 seçiminde AKP kazansa da kaybetse de bu böyledir. Bu eski CHP için de DP için de böyledir. Uzayan iktidar yozlaşır, hele hele muhalefetsiz ise daha da beter yozlaşır. Buna güç zehirlenmesi diyoruz. Allah muhafaza.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-08-2014, 23:12   #32
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Çoğunluğun dediği mutlak doğru olarak her şeyde kabul görse idi zaten ne elektrik bulunurdu ne de peygamberler söyleyeceklerini söyleyebilirlerdi.

2015 seçiminde AKP kazansa da kaybetse de bu böyledir. Bu eski CHP için de DP için de böyledir. Uzayan iktidar yozlaşır, hele hele muhalefetsiz ise daha da beter yozlaşır. Buna güç zehirlenmesi diyoruz. Allah muhafaza.
55.000.000 civarındaki seçmenimizin, 2015 Genel Seçiminde AK Parti'yi tek başına iktidara getirip getirmemesinin sizin ya da benim fikrimin doğruluğunu teyit edip etmeme sonucunu doğuracağını söylemiyorum. Söylediğim şudur: Eğer AK Parti, 2015 Genel Seçiminde tekrar tek başına iktidar olursa bu durumda halkımızın önemli bir bölümü sizinle aynı fikirde değildir ve Türkiye'nin nefes alıyor olduğu, AK Parti'nin yozlaşmadığı fikrindedir. Halkımızın bu tercihini beğenmeyenler olabilir ama o kişilerin de halkımızın tercihine saygı duymaları gerekir.

Uzayan iktidar yozlaşır diyorsunuz. AK Parti daha 12 yıldır iktidarda. Devletlerin ve milletlerin hayatında 12 yıl çok uzun bir süre değildir. En iyisi şöyle yapalım: AK Parti'nin; 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini gerçekleştirmesini bekleyelim.
AK Parti, 2002'den 2072 yılına kadar 70 yıl boyunca tek başına iktidarda kalsın. 2072 yılında eğer hayattaysak bu konuda buluşalım. AK Parti eğer 2072 yılına kadar iktidarda kalırsa, AK Parti'nin 70 yıllık tek parti iktidarı uzunca bir dönem olacaktır. 2072 yılında AK Parti iktidarının yozlaşıp yozlaşmadığı hususu üzerinde bu konuda görüşlerimizi söyleyelim inşaallah.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-09-2014, 01:42   #33
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
AKP'ye bir insan oy veriyorsa buradan o insanın Türkiye'nin nefes aldığını düşünmesini çıkaramayız. Bu bir mantık hatası olur. Ama AKP'ye oy atan insanlar arasında Türkiye'nin nefes aldığını düşünenler var diyebiliriz. Hatta oy atanların yarısından fazlası böyle düşünüyor diyebiliriz. Ama bu ülkedeki vatandaşların yarısından fazlası nefes alınamadığını düşündüğü gibi, AKP'ye CHP korkusundan, mecburiyetten oy atıp nefes alınamadığını düşünenler de vardır.

AB listesinde Türkiye yolsuzluk mevzusunda büyük düşüş yaşamıştır ve yolsuzluk algısı artmıştır. AKP'ye oy atanlar dahi "hırsızlar ama çalışıyorlar" diyor. Ben net olarak, böyle bir şey yok diyen görmedim. Çünkü güvenebileceği bir dayanak yok, aklanmaktan kaçan bir irade var ve sorgulamaların geciktirilmesi söz konusu.

Türkiye medya, gazetecilik mevzusunda aynen iktidarı uzayıp yozlaşan DP'nin son iki senesinde düştüğü hataya düşüyor. DP son senelerinde Türkiye'de maalesef medyaya aşırı baskılarda bulundu. Bugün iktidara fazla aleyhte konuşan tüm gazeteciler, köşe yazarları, en sivriler bir telefonla işlerinden olmuştur. Sözcü gazetesi adeta kovulan gazeteci yazarlarla dolmuştur.

Türkiye bu alanlarda nefes almak zorundadır ve bu alanlarda nefes alabilmesinin bu iktidara bağlı olmadığı açık, aksi halde çoktan kendileri harekete geçerlerdi ama onların işine geliyor elbette bu.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-10-2014, 02:43   #34
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
AKP'ye bir insan oy veriyorsa buradan o insanın Türkiye'nin nefes aldığını düşünmesini çıkaramayız. Bu bir mantık hatası olur. Ama AKP'ye oy atan insanlar arasında Türkiye'nin nefes aldığını düşünenler var diyebiliriz. Hatta oy atanların yarısından fazlası böyle düşünüyor diyebiliriz. Ama bu ülkedeki vatandaşların yarısından fazlası nefes alınamadığını düşündüğü gibi, AKP'ye CHP korkusundan, mecburiyetten oy atıp nefes alınamadığını düşünenler de vardır.

AB listesinde Türkiye yolsuzluk mevzusunda büyük düşüş yaşamıştır ve yolsuzluk algısı artmıştır. AKP'ye oy atanlar dahi "hırsızlar ama çalışıyorlar" diyor. Ben net olarak, böyle bir şey yok diyen görmedim. Çünkü güvenebileceği bir dayanak yok, aklanmaktan kaçan bir irade var ve sorgulamaların geciktirilmesi söz konusu.
AK Parti'ye oy verenlerin çok büyük çoğunluğu Türkiye'nin nefes aldığı kanaatindedir. Kimse zorla oy kullanmıyor. Eğer bazı seçmenler Türkiye'nin nefes alamadığı kanaatinde iseler niye AK Parti'ye oy vermeye devam etsinler ki?! Mesela şahsım adına söyleyeyim. Diyelim ki gün geldi ve AK Parti'nin o zamanki politikalarından memnun kalmadım; öyle bir durumda muhtemelen sağdaki başka bir siyasi partiye oy veririm ya da oyumu geçersiz olacak şekilde kullanırım.

AK Parti'nin Türkiye'deki Yardımlarının Bir Misali:


Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Milyonlarca aileye kömür yardımı



Aile Bakanı Ayşenur İslam, CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel'in "kömür" yardımlarıyla ilgili Meclis'e verdiği soru önergesini cevapladı.


İslam'ın, "2013'te 2.259.620 aile ve 2.181.630 ton kömüre yükseldi" verdiği yanıta paralel olarak Gaziantep'in İslahiye İlçesi'nde, 2.000'i Suriyeli 6.000 aileye kömür yardımı yapılmaya devam ediliyor. İslahiye Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, ilçede ihtiyaç sahibi olduğu saptanan 2.000'i Suriyeli 6.000 aileye kömür yardımı yapılmasını kararlaştırdı. Ailelerin belirlenmesinin ardından izdiham oluşmaması için İslahiye Garı'ndaki boş alanda gruplar hâlinde kömür dağıtımına başlandı. Bir süredir devam eden ve 20 gün daha sürmesi beklenen dağıtımda, Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından çağırılan ailelere 1 ton kömür teslim ediliyor ve tahsis edilen kamyonetler ile evlerine taşınıyor. Vakıf yetkilisi Ümit Canpolat, ilçedeki 6.000 aileye 6.000 ton kömür dağıtılacağını belirterek, "Şu âna kadar 2.000 aileye kömürlerini teslim ettik. Kalan 4.000 ailenin kömürünü de 20 gün içerisinde teslim edeceğiz" dedi.



"2013'TE 2.181.630 TON KÖMÜR DAĞITIMI YAPILDI"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 2015 yılı bütçe görüşmelerinde, CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel'in "kömür" yardımlarına ilişkin TBMM'ye verdiği soru önergesine yanıt verdi. İslam, 2003 ile 2013 yılları arasında dağıtılan kömür yardımı miktarlarını açıkladı. Buna göre, 2003'te kömür yardımı yapılan aile sayısı 1.096.488, dağıtılan kömür miktarı ise 649.818 ton iken, bu rakam 2013'te 2.259.620 aile ve 2.181.630 ton kömüre yükseldi.

CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın yanıtlaması istemiyle Meclis'e verdiği soru önergesinde, "Bugüne kadar kaç aileye kömür yardımında bulunulmuştur? İçinde bulunduğumuz bu yaz aylarında kömür dağıtımına hız verilmesinin cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük bir yatırım olduğu iddiaları hakkında ne düşünülmektedir?" diye sordu.

"KÖMÜR DAĞITIMININ CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE DÖNÜK BİR YATIRIM OLDUĞU İDDİALARI"

Yapılan kömür yardımlarının cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük iddialarını da Meclis gündemine taşıyan Yüksel, "2003 yılından beri toplam kaç ton kömür dağıtılmıştır. Yıllara ve illere göre dağılımı nedir? SYDV'lere teslim edilen toplam kömürün ne kadarı TKİ'den ne kadarı dışarıdan ve hangi yöntemle satın alınmıştır? Satın alımlarda kamu zararı oluştuğu gerekçesi ile açılan soruşturma ve dava var mıdır? Kömür alımlarında hangi firmalar tercih edilmiştir? Hangi kriterler dikkate alınmıştır? Bugüne kadar kaç aileye kömür yardımında bulunulmuştur? Her yıl düzenli olarak kömür yardımında bulunulan aile sayısı nedir? İçinde bulunduğumuz bu yaz aylarında kömür dağıtımına hız verilmesinin cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük bir yatırım olduğu iddiaları hakkında ne düşünülmektedir?" diye sordu.

Kaynak

Memur Haber 09.11.2014

AK Parti'nin Dünyadaki Yardımlarının Bir Misali:

Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Türkiye en çok insani yardım yapan ülke



Türkiye, Küresel İnsani Yardım 2014 raporuna göre gayrisafi milli hasıla bazında en çok uluslararası insani yardım yapan ülke oldu.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) yazılı açıklamasına göre, Kalkınma İnisiyatifleri kuruluşunca hazırlanan küresel insani yardım raporunda, yardımların kaynağı, alıcıları ve dağıtım yöntemi ele alınıyor.

Rapora göre, 2013 yılında en fazla uluslararası yardımda bulunan ülkeler sıralamasında Türkiye; ABD ve İngiltere’nin ardından üçüncü oldu. Türkiye'yi, Japonya ve Almanya takip etti.

Geçen yıl yayınlanan raporda da Türkiye, 2012'de ABD ve İngiltere’nin peşinden en fazla uluslararası insani yardım yapan üçüncü ülke olmuştu. Böylece Türkiye arka arkaya iki yıl üçüncülüğü elde etmiş oldu. 2012'de 1 milyar 85 milyon dolar insani yardım yapan Türkiye, geçen yıl 1,6 milyar dolarlık insani yardım gerçekleştirdi.

"En cömert ülke"

2014 raporu, Türkiye'nin sınırları dışında yardıma muhtaç insanlara destek vermeye yönelik kararlılığını yansıtıyor. Gayrisafi milli gelirinin % 0,21'ine denk gelen 1,6 milyar dolar tutarında gerçekleştirdiği bağış ile Türkiye, rapora göre, "en cömert ülke" konumuna yükseldi. Türkiye, yaptığı yardımların milli gelirine oranı en yüksek olan birinci ülke oldu.

Milli gelirine göre dünyada en çok yardım yapan ülke olan Türkiye'yi, insani yardım için milli gelirinin 0,20'sini ayıran Kuveyt ve 0,15'ini ayıran Lüksemburg izledi.


Rapora göre, 2012 yılında dünyada gerçekleşen insani yardım tutarı 17,3 milyar dolar iken, 2013'te 22 milyar dolar gibi rekor bir seviyeye ulaştı.

ABD, Avrupa Birliği kurumları, İngiltere ve Türkiye başta olmak üzere, ülkelerin yaptığı bağışlar % 24'lük bir artışla 16,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Dünyanın her yerinde

Suriye'de 2011’de başlayan insani krizden ve çatışmalardan kaçarak Türkiye'ye sığınan siviller için harcanan miktar 3,5 milyar doları aştı.

Türkiye yine AFAD koordinasyonunda, 2013 yılında Haiyan tayfunuyla sarsılan Filipinler'e ilk uluslararası yardımı ulaştıran ülke oldu. Filipinler’e ilk etapta Türk Kızılayınca hazırlanan yaklaşık 500 çadır, 5 bin 125 battaniye ve 550 mutfak setinden oluşan 65 tonluk insani yardım malzemesi gönderildi.

AFAD koordinasyonunda bu yıl da Irak, Gazze, Orta Afrika Cumhuriyeti, Afganistan gibi pek çok ülkeye insani yardım ulaştırmaya devam eden Türkiye, sivil toplum kuruluşlarının da katkısıyla Irak'ta Türkmenler, Yezidiler ve yardıma muhtaç insanlara 220'nin üzerinde insani yardım yüklü tır gönderdi.

AFAD, İsrail’in saldırılarına mâruz kalan Gazze halkına da 1.5 milyon dolarlık acil ilaç ve tıbbi yardımı ulaştırdı. Gazze’nin gıda ihtiyaçları için AFAD tarafından hazırlanan 15 bin ton unun sevkiyatı ise devam ediyor.

Kaynak

TRT Türk 11.09.2014

Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
En çok insani yardım yapan 3. ülke Türkiye




Türkiye, geçtiğimiz yıl 4. sırada yer aldığı "En çok insani yardım yapan ülkeler" sıralamasında 3. sıraya yükseldi.

10 yıldır hazırlanan ve küresel insani yardımları esas alan raporda Türkiye geçtiğimiz yıla göre bir basamak yükselerek en çok insani yardım yapan 3. ülke konumunda yer aldı.

AMERİKA, İNGİLTERE VE TÜRKİYE

Küresel yardım listesinde Türkiye 1,6 milyar dolarlık insani yardımla 2013 yılında Amerika ve İngiltere'nin ardından dünyanın en çok yardım yapan 3. ülkesi oldu.



AB ÜLKELERİ GERİDE KALDI


Listeye göre Amerika 4,6 milyar dolarla listenin başında yer alırken, ABD'yi 1,8 milyar dolarla İngiltere izledi. Türkiye'nin 3. sırada yer aldığı listede 1,1 milyar dolarla Japonya 4. sırada yer aldı. Japonya'nın ardındansa Almanya ve Fransa gibi Avrupa Birliği üyesi ülkeler geldi.

İşte o liste...



Kaynak

En Son Haber 11.09.2014


Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster



Milletin fakir fukara garip gurebasına daha önce hiçbir siyasi partinin yapamadığı kadar çok gıda ve kömür yardımı yapmış ve yardımlarına elan devam etmekte olan siyasi parti AK Parti'dir. Bakın, dar gelirli vatandaşlarımıza sadece gıda ve kömür yardımı yapılmıyor; bazı dar gelirli vatandaşlarımıza mesela askere gitmiş bazı dar gelirli vatadanşlarımıza nakdî yardımlar da yapılıyor. Kocası vefat etmiş olan dar gelirli dul vatandaşlarımıza nakdî yardım yapılıyor. Engelli vatandaşlarımıza evde bakılmaları durumunda nakdî yardım yapılıyor. Çocuk okutan dar gelirli vatandaşlarımıza çocuk başına nakdî yardım yapılıyor.

Ah ah, AK Parti iktidarının aynî ve nakdî yardım yapmakta olduğu milyonlarca vatandaşlarımızın hepsiyle bire bir konuşsanız ve AK Parti iktidarında devletimizin onlara nasıl sahip çıktıklarını gözlerinizle görüp şahit olsanız, AK Parti'ye atılan yolsuzluk ve hırsızlık iftiralarından dolayı hem utanç hem de kızgınlık duyarsınız.


AK Parti'nin yukarıda misalllerini verdiğim yardımlarını gören ya da bilen biri, AK Parti'ye yolsuzluk ya da hırsızlılk iftirası atmaktan utanır. Yolsuzluk-hırsızlık iftirası atılan AK Parti, 2013 yılında Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu sıfırlamış olan partidir.
Yolsuzluk-hırsızlık iftirası atılan AK Parti, 2013 yılında dış yardımda dünyada Amerika ve Birleşik Krallık'tan sonra en çok dış yardım yapmış olan 3. ülke, milli gelirine göre yardım yapmada ise dünyada en çok dış yardım yapmış 1. ülke olarak 2013 yılında dünyanın en cömert ülkesi olmuştur Allah'a şükürler olsun. Yolsuzluk-hırsızlık iftirası atılan AK Parti, milyonlarca dar gelirli vatandaşına kâh nakdî yardımlar kâh aynî yardımlar yaparak sahip çıkan, Türk Siyasi Tarihi'nde gelmiş geçmiş tüm iktidarlar arasında dar gelirli vatandaşlarına açık ara en çok yardım etmiş ve en çok sahip çıkmış olan siyasi parti olmuştur Allah'a şükürler olsun. Yolsuzluk-hırsızlık iftirası atılan AK Parti, 2013 yılında, asrın projelerinden biri olan Marmaray'ı hizmete açarak İstanbulluların ve insanlığın hizmetine sunmuş olan siyasi partidir.

Türkiye, dünyanın en zengin 3. ülkesi mi ki de, 2013 yılında miktar olarak dünyada en çok yardım yapan 3. ülke oldu?! Elbetteki hayır, şu sıralar dünyanın en zengin 3. ülkesi değiliz; ama dünyanın gönlü en zengin ülkesi biz Türkiye'yiz Allah'a hamdolsun. AK Parti, 2013 yılında yapmış olduğu dış yardımlarla Türkiye'yi dünyanın en cömert ülkesi konumuna yükseltti. Bu gurur bizim, hepimizin. 2013 yılında Türkiye'yi dünyanın en cömert ülkesi konumuna yükseltmiş olan AK Parti'ye, İslam ülkesi Türkiye ve Müslüman Türk Milleti olarak minnettarız. Allah; AK Parti'den de, AK Parti'nin yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerde emeği geçmiş ve geçmekte olan AK Partililerden de razı olsun.

Türkiye, bu ve benzeri muhteşem başarıları yaşarken, yanıbaşımızdaki komşumuz Yunanistan ise ekonomik olarak batmış durumda. Sadece 1 yıl Yunanistan'da yaşasanız, AK Parti iktidarında Türkiye'nin ne kadar iyi ve rahat bir durumda olduğuna bizzat şahitlik edersiniz. Yunanistan'ın perişan durumunu görüp onun perişan durumunu Türkiye'nin iyi durumuyla kıyasladığınızda, Türkiye'nin maşaallah çok iyi durumda olduğunu görerek, Allah razı olsun AK Parti'den ve AK Partililerden dersiniz.

Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yunanistan'da siyaset karıştı, borsa çöktü



Yunanistan'da hükümet beklenmedik bir siyasi manevrayla parlamentoda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini erkene çekince ülkede belirsizlik arttı. Atina Borsası son 20 yılın en sert günlük düşüşünü yaşadı.

Başbakan Antonis Samaras, Şubat ayında yapılması beklenen seçimin ilk turunun gelecek hafta Çarşamba yapılacağını açıkladı.

Oylamayla, görev süresi dolan mevcut Cumhurbaşkanı Karolos Papulias'ın halefi belirlenecek.

Samaras'ın desteklediği aday olan 73 yaşındaki eski Avrupa Komisyonu üyesi Stavros Dimas'ın seçimi kazanamaması halinde, ülkenin erken genel seçime gitmesinin yüksek bir olasılık olduğu belirtiliyor.

Piyasada SYRIZA korkusu

Yunanistan'da hükümetin sürpriz kararıyla artan siyasi belirsizlik piyasaları da olumsuz etkiledi.

Atina Borsası'nda bugün düşüş yüzde 11'i bulurken, Yunan tahvillerinin faizi de yükseldi.

Yatırımcıların asıl korkusunun Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kurtarma paketlerine ve kemer sıkma politikalarına karşı çıkan bir parti olan Radikal Sol Koalisyon'un (SYRIZA) olası bir genel seçimden güçlenerek çıkması olduğu belirtiliyor.

Yunanistan'ın kemer sıkma politikalarını reddederek borç geri ödemeleri için gerekli olan finansmanı alamaması halinde, ülkenin tekrar durgunluğa girmesinden ve alacaklilara borcunu ödememesinden endişe ediliyor.

Ülke ekonomisi yaklaşık altı yıl süren durgunluğun ardından bu yılın ikinci çeyreğinde ilk kez büyüme sinyalleri vermeye başlamıştı.

Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve IMF koordinasyonunda yürütülen kurtarma paketi kapsamında Yunanistan'a 240 milyar euroluk bir yardım paketi sağlandı.

Atina'nın bu yardım fonunu kullanabilmesi uygulayacağı kemer sıkma politikalarına bağlı hale getirilmiş ancak alınan geniş çaplı tasarruf önlemleri Yunanistan'da tepki çekmişti.

Kaynak

BBC Türkçe 09.12.2014

Robin Hood, hırsız ama kahraman. Robin Hood, zenginlerden çaldığı, hırsızlık yaptığı hâlde bir kahraman olarak, zenginden çalıp fakirlere veren bir kahraman olarak kabul ediliyor. AK Parti efsanesi, Robin Hood efsanesinden çok daha büyük bir efsanedir. Zenginden çalmadan, hırsızlık yapmadan fakir fukara garip gurebalara veren, yardım eden efsane siyasi parti AK Parti'dir.

AK Parti, fakir fukaralara garip gurebalara yardım yaparken onların etnik ya da mezhebi kimliklerine göre yardım yapmamaktadır. Mesela AK Parti, kendisine oy vermediklerini ve muhtemelen ileride de oy vermeyeceklerini, AK Parti'nin ana rakibi olan CHP'ye oy vereceklerini bildiği hâlde çok sayıda Alevi fakirlere de yardım etmektedir. Fakir olan Alevi vatandaşlarımız varsın yine de oylarını CHP'ye vermeye devam etsinler; biz, fakir olan Alevi vatandaşlarımıza bugüne kadar yardım ettiğimiz gibi bugünden sonra da yardım etmeye devam edeceğiz inşaallah.

AK Parti iktidarı tarafından nakdî yardımlar ve aynî yardımlar (gıda, kömür vd.) yapılan ve yapılmakta olan milyonlarca vatandaşımızı tek tek ziyaret edin. O milyonlarca vatandaşımızla görüşünce, AK Parti iktidarında devletimizin onlara nasıl sahip çıkıp destek olduğunu görünce, AK Parti'nin; en iyi, en doğru ve en başarılı siyasi parti olduğuna siz de bizzat şahitlik edin.

Aklı başında olan hiç kimse, AK Parti'ye atılan yolsuzluk ve hırsızlık iftiralarına inanmaz! AK Parti hem ismiyle müsemma tertemiz-ak bir siyasi partidir hem de AK Parti'nin yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetler ona atılan yolsuzluk-hırsızlık yapıyor şeklindeki iftiraları kesin olarak çürütmektedir.

Bütün bu ve benzeri olağanüstü ve muhteşem hizmetleri yerinde görüp şahit olursanız, AK Parti; ülkemize, milletimize, ümmetimize ve insanlığa bu kadar çok olağanüstü ve muhteşem hizmetlerde bulunurken, bazı zavallı bedhahlar kalkmışlar utanmadan sıkılmadan AK Parti'ye ifitiralarla saldırıyorlar diyerek hem o yalancı ve müfterilerden utanç duyar hem de o yalancı ve müfterilere karşı içinizde büyük bir öfke ve kızgınlık hissedersiniz.

Yalanlarla, iftiralarla, kara propagandalarla insanları kandırmaya çalışıyorlar. Mesela, Osmanlı devletimize yıllarca gerici diyerek iftira attılar. Basit bir misal vereyim: Laikçilerin, solcuların, gerici diye iftira attıkları Osmanlı devletimizde hem de devletin zayıf olduğu dönem olan son döneminde Osmanlı toprakları üzerinde toplam 8.619 kilometre demiryolu inşa edilmiş. Kendine ilerici diyen oysa sözde ilerici özde gerici olan CHP'nin tek parti diktatörlüğünde ise Türkiye topraklarında 1923-1950 yılları arasında 3.578 kilometre demiryolu yapılmış. Demirağlarla ördük anayurdu dört baştan diye marş yazıldığı dönemde yapılmış olan demiryolu uzunluğu, gerici diye iftira attıları Osmanlı döneminde yapılmış olan demiryolu uzunluğunun yarısına bile ulaşamamış. CHP, en övündüğü alanlardan biri olan demiryolu yapımında bile Osmanlı'nın karşısında perişan olmuş. Burada çok kişinin bilmediği bir gerçek daha var. CHP'nin yapmış olduğu o 3.578 kilometre demiryolunda da aslında ve gerçekte CHP Zihniyeti'nin değil de AK Parti Zihniyeti'nin imzası vardır. Çok kişi bu ayrıntıyı bilmez. CHP dönenimde yapılmış olan demiryollarının önemli bir bölümünün altında dindar Nuri Demirağ'ın imzası vardır ki, Nuri beye soyadı olarak
Demirağ soyadı, Nuri Demirağ, Türkiye'de demirağlar ördüğü için Mustafa Kemal Atatürk tarafından vermiştir. CHP'nin çok övündüğü demiryolları hizmetinde dindar Nuri Demirağ'ın imzasını yani dolayısıyla dindar AK Parti Zihniyeti'nin imzası vardır hamdolsun.

O Nuri Demirağ ki onu dönemin Necmettin Erbakan'ı diye değerlendirebiliriz. Belki de merhum Erbakan, kendine misal olarak merhum Demirağ'ı almıştır. Erbakan, kalkınmacı siyasetini Demirağ'dan etkilenerek benimsemiş olabilir.

Nuri Demirağ'ın Kurmuş Olduğu Milli Kalkınma Partisi'nin Bir Afişi





AK Parti almış olduğu bu yüksek orandaki oyları nasıl alıyor zannediyorsunuz?! Milletimiz, AK Parti'nin olağanüstü ve muhteşem hizmetlerinin farkında ki, 2002 Genel Seçiminde % 34 oranında oy vermiş olduğu AK Parti'ye 2007 Genel Seçiminde % 47, 2011 Genel Seçiminde ise % 50 oranında oy verdi. Milletimiz yaşadığı hayattan memnun olmasa, geleceğe umutla bakmasa, AK Parti'ye gittikçe artan oranda oylar verir miydi hiç! Ayrıca AK Parti'nin oyu elan 2-3 puan aşağı 2-3 puan yukarı olmak üzere % 50 civarındadır. Müslüman Türk Milleti'nin, AK Parti'ye olan desteği devam etmektedir şükürler olsun.

ANAP + DYP + Refah Partisi, 1995 Genel Seçiminde % 20'şerler civarından toplamda % 60 oranında oy aldılar. AK Parti işte ANAP + DYP + Refah Partisi'nin tabanlarını kendi çatısı altında büyük ölçüde birleştirmiş olan bir siyasi partidir. Ama ANAP + DYP + Refah Partisi'nin toplam oyu 1995 Genel Seçiminde % 60 iken, AK Parti'nin, 2011 Genel Seçimindeki oyu % 50'dir ve AK Parti'nin mevcut kamuoyu desteği de % 50 civarındadır. Kanımca AK Parti'nin daha gidecek yolu, daha alacak oyu vardır. AK Parti, ANAP + DYP + Refah Partisi'nin 1995 Genel Seçiminde aldıkları toplam oy olan % 60'a kadar ulaşabilir; ama daha fazlasına ulaşmak mevcut siyasi tablomuzda şimdilik zor görünüyor. AK Parti, Türkiye sağını büyük ölçüde konsolide etti Allah'a şükürler olsun; ama 1995 Genel Seçimine bakıp ANAP + DYP + Refah Partisi'nin almış olduğu toplam % 60 oranındaki oyu gördükçe sağda daha konsolide edilebilecek oylar olduğunu anlıyoruz. Şöyle düşünmek iyi olur sanırım: AK Parti olarak oyumuz % 50 civarında ama potansiyel oyumuz % 60 civarında. Bir gün % 60 civarında bir oy oranına ulaşabiliriz; çünkü temsil ettiğimiz toplumsal kesimler itibariyle böyle bir potansiyelimiz var.

AK Parti oy hedefini
1995 Genel Seçiminde ANAP + DYP + Refah Partisi'nin almış oldukları toplam oy olan % 60 olarak belirlemeli ve sağı daha fazla oranda konsolide edebilmek için çalışmalar yürütmelidir. Bunun için reklam ve propagandaya daha fazla ağırlık verilmeli, yapmış olduğumuz olağanüstü ve muhteşem hizmetler halkımıza daha net ve daha iyi bir biçimde anlatılarak halkımız bilgilendirilmeli ve AK Parti'ye yönelik olarak; atılan iftira, söylenen yalan ve yapılan kara propagandalara karşı sert ve kesin bir karşılık verilerek gerçekler halkımıza anlatılmalı ve böylelikle; yalan, iftira ve kara propagadalarla bir kısım halkımızın muhalefet tarafından kandırılmasının önüne olabildiğince geçilmelidir. Eğer halkımızın geneli AK Parti'nin olağanüstü ve muhteşem hizmetlerini bizim bildiğimiz kadar bilseler AK Parti'nin oyunun % 60'a kadar ulaşması mümkün olacaktır.

Bakın şu söylediğime lütfen dikkat edin: Davutoğlu Dönemi, Erdoğan Dönemi'nden daha iyi ve daha başarılı bir dönem olacaktır inşaallah. Çünkü Erdoğan, yolu açtı; yolun üstündeki bütün molozları, enkazı temizledi. Erdoğan, Türkiye'nin asker sorununu çözdü. Darbeciliğin vatan hainliği olduğu ve kötü, rezil bir iş olduğu hemen herkes tarafından fikren kabul edildi. Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu sıfırladı. Erdoğan, maddi olarak fakir Türkiye'yi ve maddi olarak fakir Türk Milleti'ni, maddi olarak orta gelirli Türkiye ve maddi olarak orta gelirli Türk Milleti durumuna ulaştırdı Allah'a şükürler olsun. Allah'ın izni ve inayetiyle Davutoğlu da, maddi olarak orta gelirli olan Türkiye'yi ve maddi olarak orta gelirli olan Türk Milleti'ni önümüzdeki 10 yıl içinde maddi olarak zengin Türkiye ve maddi olarak zengin Türk Milleti durumuna ulaştıracaktır inşaallah.

Koltuğunuza oturun, arkanıza yaslanın ve çayınızı kahvenizi yudumlayarak AK Parti iktidarında Türkiye'nin gelişmiş ve maddi olarak zengin bir ülke oluşunu, Türk Milleti'nin de maddi olarak zengin bir millet durumuna gelişini seyredin. Büyük Türkiye'nin inşasına daha yeni başladık. En büyük olan Allah, bizi tarihte büyük kıldı hamdolsun ve izni ve yardımıyla yine büyük kılacaktır isteği ve umudu içindeyiz.

Türk Siyasi Tarihi'nin gelmiş geçmiş en efsane siyasi partisi AK Parti'dir Allah'a şükürler olsun. AK Parti, Allah'ın izni ve inayetiyle Dünya Siyasi Tarihi'nin de gelmiş geçmiş en efsane siyasi partisi olacaktır inşaallah. Buna gönülden inanıyorum. 13 yıl boyunca izlemiş olduğumuz doğru çizgimizi dirayetle ve ciddiyle izlemeye devam eder ve olağanüstü ve muhteşem hizmetlerimizi aynı ciddiyet ve kararlılıkla sürdürürsek, AK Parti olarak Türk Siyasi Tarihi'nin en efsane siyasi partisi olduğumuz gibi, 10-15 sene içinde Dünya Siyasi Tarihi'nin de gelmiş geçmiş en efsane siyasi parti olacağız inşaallah. Türkiye'nin önü çok açık. Türkiye önümüzdeki yıllarda dünyanın parlayan yıldızı olacak inşaallah.

Konu Cihannur tarafından (12-10-2014 Saat 22:26 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-10-2014, 05:30   #35
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
%50'den %37'ye bir düşüş bunun cevabıdır. Ama bunu 2015'te öğrenebileceğiz kesin olarak. (Cunta anayasasının anti-demokratik %10'luk barajı indirilirse AKP'nin tek başına iktidarı kesin olarak bitiyor ama bundan korktukları için milyonlarca oyu heba ediyorlar. AKP'li birinin baraj hakkındaki tehditleri de bunu açığa vuruyor.)

Ayrıca ben ekonomiden bahsetmiyorum, demokrasiden bahsediyorum. Hitler Almanyasında da ekonomi tavan yapmıştı ama demokrasi de tam tersi istikamette gitmişti.

Türkiye'nin şu anda önceliği istikrar değil demokrasi olmalıdır aksi halde milyonlarca insan bu gidişatı kaldıramaz ilerde.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-10-2014, 23:32   #36
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
%50'den %37'ye bir düşüş bunun cevabıdır. Ama bunu 2015'te öğrenebileceğiz kesin olarak. (Cunta anayasasının anti-demokratik %10'luk barajı indirilirse AKP'nin tek başına iktidarı kesin olarak bitiyor ama bundan korktukları için milyonlarca oyu heba ediyorlar. AKP'li birinin baraj hakkındaki tehditleri de bunu açığa vuruyor.)

Türkiye'nin şu anda önceliği istikrar değil demokrasi olmalıdır aksi halde milyonlarca insan bu gidişatı kaldıramaz ilerde.
AK Parti, 30 Eylül 2013 tarihinde açıklamış olduğu Demokratikleşme Paketi ile seçim sistemini tartışmaya açmış ve 3 öneri getirmişti:

1- Barajsız Dar Bölge Seçim Sistemi
2- % 5 Barajlı Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi
3- % 10 Barajlı Mevcut Seçim Sistemimiz


Muhalefetin bu tartışmalarda yapıcı tavır almaması nedeniyle seçim sistemimizde bir değişilik yapılamadı.

% 10 seçim barajı demokrasiye aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Türkiye'den gelen bir başvuruya yönelik olarak yapmış olduğu % 10 barajını kabul edilebilir bulduğu hükmü bu gerçeği değiştirmez. Bu kadar yüksek oranda bir seçim barajı kesinlikle kabul edilemez. 2002 Genel Seçiminde DYP, % 9,54 oranında ve 3.008.942 oy aldığı hâlde seçim barajının altında kaldığı için 1 miletvekili bile çıkaramamıştır. Avrupa'da nüfusu 3.000.000'dan daha az olan ülkeler var.

Mevcut seçim sistemi değiştirilmeden demokrasiye aykırı olan % 10'luk seçim barajının kaldırılması çözüm getirmez. Türkiye hem 1970'li yıllarda hem de 1990'lı yıllarda koalisyon hükümetlerinin yol açtığı sıkıntıları acı bir biçimde yaşadı. % 10 barajından kurtuluyoruz diye Türkiye'nin istikrarını tehlikeye atabilecek uygulamalara gidilmemelidir.

Çözüm bellidir: 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sistemi... En iyi ve en doğru seçim sistemi 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sistemidir. Getirirsin 2 turu, yönetimde istikrarı büyük ölçüde sağlarsın; getirirsin dar bölgeli barajsız seçim sistemini, temsilde adaleti büyük ölçüde sağlarsın. Türkiye hem yönetimde istikrarı hem de temsilde adaleti olabildiğince sağlayan bir seçim sistemi uygulamak istiyorsa, ki istiyor, öyleyse 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sistemine geçerek seçim sistemi sorununu çözüme ulaştırmalıdır.

Konu Cihannur tarafından (12-10-2014 Saat 23:38 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-11-2014, 00:26   #37
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
"Türkiye'nin istikrarını tehlikeye atabilecek uygulama" AKP öncesi %10 barajını kaldırmamak ama AKP iktidarında ise %10 barajını kaldırmaktır herhalde

Nitekim AKP baraja karşı idi ve barajı kaldırmayı vaat ediyordu ama iktidar oldu, 13 sene geçti ve baraj hala duruyor.

Darbecilerin getirdiği 30 senelik %10 barajın ekmeğini en çok 13 senelik iktidar olan AKP yemiştir!

Siyasetçinin lafına değil eylemine bakılır. Bu dünyada siyasetçinin lafına bakıp da eylemini beklemek ahmaklıktır. Hele hele 13 sene beklemek.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-13-2014, 05:00   #38
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
"Türkiye'nin istikrarını tehlikeye atabilecek uygulama" AKP öncesi %10 barajını kaldırmamak ama AKP iktidarında ise %10 barajını kaldırmaktır herhalde
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
%50'den %37'ye bir düşüş bunun cevabıdır. Ama bunu 2015'te öğrenebileceğiz kesin olarak. (Cunta anayasasının anti-demokratik %10'luk barajı indirilirse AKP'nin tek başına iktidarı kesin olarak bitiyor ama bundan korktukları için milyonlarca oyu heba ediyorlar. AKP'li birinin baraj hakkındaki tehditleri de bunu açığa vuruyor.)
Bakın, % 10'luk seçim barajı 1999 Genel Seçiminde yönetimde istikrarı sağlayamamış -1999 Genel Seçimi sonrasında anca 3 partili koalisyon hükümeti (DSP, ANAP ve MHP'den oluşan Anasol-M Hükümeti) kurulabildi- ama; 2002, 2007 ve 2011 Genel Seçimlerinde ise yönetimde istikrarı sağlayabilmiştir -AK Parti'nin 3 kez üst üste tek başına iktidarı-.

% 10 seçim barajı kaldırısın diyorsunuz. Evet, ben de % 10'luk seçim barajının kaldırılmasını ama mevcut seçim sistemimizin 2 Turlu Dar Bölgeli Seçim Sistemine dönüştürülmesiyle kaldırılmasını istiyorum. Yoksa mevcut sistem devam ederken % 10 seçim barajının kaldırılmasına şiddetle karşıyım ki, çünkü böyle bir uygulama Türkiye'ye büyük bir kötülük yapamak olur ve Türkiye'yi, Allah korusun ki 1970'li ya da 1990'lı yıllardaki koalisyon hükümetleri dönemlerindeki gibi istikrarsız koalisyon hükümetleri dönemlerine döndürebilir.

Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü 1970'li yıllarda (1 Ocak 1970 - 31 Aralık 1979 tarihleri arasında) Türkiye'de kaç hükümetin kurulduğunu biliyor musunuz? Tam 12 hükümet.... Türkiye'de 1970'li yıllarda tam 12 hükümet kuruldu. Bu demektir 1970'li yıllarda bir hükümetin ortalama ömrü 1 seneyi bile bulmadı. Tam bir istikrarsızlık dönemi... Bu istikrarsızlık dönemi 12 Eylül 1980 askerî darbesiyle son buldu.


Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü 1990'lı yıllarda (1 Ocak 1990 - 31 Aralık 1999 tarihleri arasında) Türkiye'de kaç hükümetin kurulduğunu biliyor musunuz? Tam 10 hükümet... Türkiye'de 1990'lı yıllarda tam 10 hükümet kuruldu. Bu demektir 1990'lı yıllarda bir hükümetin ortalama ömrü 1 sene kadardı. Bu istikrarsızlık döneminin sonu da 3 Kasım 2002 Anadolu İhtilali olarak adlandırılan AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesiyle son buldu.

Peki ya,
siyasi ve ekonomik istikrarın hüküm sürdüğü 2000'li yıllarda (1 Ocak 2000 - 31 Aralık 2009 tarihleri arasında) Türkiye'de kaç hükümetin kurulduğunu biliyor musunuz? Sadece 3 hükümet... Türkiye'de AK Parti'nin iktidarda bulunduğu 2000'li yıllarda sadece 3 hükümet kuruldu. Aslında normalde 2 hükümet kurulması gerekiyordu; ama AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, YSK tarafından; siyasi, hukuk dışı ve gayrimeşru bir kararla genel seçime sokulmayınca AK Parti'nin 2. adamı olan Abdullah Gül, hükümet kurarak 4 ay kadar Başbakanlık görevinde bulunmak durumunda kaldı.

Görüyorsunuz değil mi 1970'li ve 1990'lı yıllardaki siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın nasıl zararlı olduğunu ve ortalaması 1 yıl kadar olan (1990'lı yıllar) ve ortalaması 1 yılı bile bulmayan (1970'li yıllar) istikrarsız hükümetlerin kurulmaları sonucunda Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin ne kadar istikrarsız ve kötü günler yaşadığını...


Mevcut seçim sistemi değiştirilmeden sadece % 10'luk seçim barajının kaldırılarak Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar ve krizler yaşadığı 1970'li ya da 1990'lı yıllara dönmesini mi istiyorsunuz? Çünkü mevcut seçim sistemi değişmeden sadece % 10'luk barajı kaldırmak bir süre sonra büyük ihtimalle böyle sonuçlara yol açacaktır maazallah.


AK Parti'nin oylarının % 37'ye düştüğü meselesine gelince... Ben size, Büyük Türkiye'den bahsediyorum, siz bana, AK Parti'nin oylarının % 37'ye düştüğünden bahsediyorsunuz.

Türkiye'nin, 2013 yılında, IMF'ye olan borcunu sıfırlamış olması siz hiç mi heyecanlandırmıyor? Türkiye'nin, 2013 yılında dış yardımda toplam miktarda ABD ve Birleşik Krallık'tan sonra dünyada 3. sırada yer almış olması, milli gelirine göre yardımda ise dünyada 1. sırada yer alarak dünyanın en cömert ülkesi olmuş olması sizi hiç mi heyecanlandırmıyor? Türkiye'nin, milyonlarca dar gelirli vatandaşına gıda ve kömür yardımlarında bulunuyor olması, bazı dar gelirli vatandaşlarına da nakdî yardımlarda bulunuyor olması siz hiç mi heyecanlandırmıyor? AK Parti iktidarının dikmiş olduğu milyarlarca ağaç sizi hiç mi heyecanlandırmıyor? Marmaray sizi mi hiç mi heyecanlandırmıyor? İstanbul-Ankara hızlı treninin hizmete açılmış olması sizi hiç mi heyecanlandırmıyor? AK Parti'nin bu ve benzeri olağanüstü ve muhteşem hizmetleri sizi hiç mi heyecanladırmıyor?

AK Parti % 37'ye düşmüş olsa ne olacak ki sanki! Bu durumda dahi asıl kazanan AK Parti olacaktır. Niye mi böyle söylüyorum? Kısaca açıklayayım: SONAR'ın o son anketine göre; AK Parti % 37, CHP % 27, MHP % 17, Anadolu Partisi % 8 ve HDP de % 7 oranında görünüyor. Diyelim ki 2015 Genel Seçiminde buna benzer bir sonuç çıktı ve CHP-MHP koalisyonu
ya da Anadolu Partisi de % 10'luk barajı aştı ve CHP-MHP-Anadolu Partisi koalisyonu (2. Anasol-M Hükümeti) kuruldu. Bu durumda Türkiye, CHP-MHP'nin ya da CHP-MHP-Anadolu Partisi'nin kuracağı zayıf bir koalisyon hükümetiyle yönetilecektir. AK Parti ise çok güçlü bir ana muhalefet partisi olarak muhalefette bulunacaktır. Ve büyük ihtimalle de CHP-MHP koalisyonu ya da 2. Anasol-M Hükümeti, 1. Anasol-M Hükümeti'nin yaptığı gibi Türkiye'yi kötü yönetecektir. Ana muhalefet partisi olarak ise, iktidarında Türkiye'yi çok iyi yönetmiş ve Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne olağanüstü ve muhteşem hizmetlerde bulunmuş olan AK Parti bulunacaktır. Böyle bir durumda kazanan yine AK Parti olacaktır. Çünkü 2019 Genel Seçiminde milletimiz büyük ihtimalle, başarısız olan CHP-MHP koalisyonunu ya da başarısız olan 2. Anasol-M Hükümetini cezalandıracak ve AK Parti'yi belki % 50 oyla belki de % 50'nin üzerinde bir oyla hem de belki de anayasayı bile değiştirebilecek çoğunlukla iktidara getirebilecektir. Yani AK Parti her hâlükârda kazanıyor ve muhalefet ise ne yaparsa yapsın hep kaybediyor; ne yapsak acaba?!

Konu Cihannur tarafından (12-13-2014 Saat 05:26 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-13-2014, 09:50   #39
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
Aha, ona varım işte. Çünkü bu uydurduğun senaryo gerçekleşirse AKP içindeki hırsızlar, rantçılar, baskıcılar, şerefsizler ayıklanmış olacak, kısaca AKP aklanmış olacak ve aklanmış bir şekilde tekrar iktidar olacak ve temiz bir şekilde yoluna devam edecek. Bir de hizmetlerini örtü olarak kullanırken buna karşı çıkanların da hain ilan edilmesi ve "sen ülke geri mi gitsin istiyorsun" gibi imaların kullanılması!

Konu Cihannur tarafından (12-13-2014 Saat 19:22 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Hakaret.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 12-13-2014, 20:12   #40
Kullanıcı Adı
zülcenaheyn
Standart
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aha, ona varım işte. Çünkü bu uydurduğun senaryo gerçekleşirse AKP içindeki hırsızlar, rantçılar, baskıcılar, şerefsizler ayıklanmış olacak, kısaca AKP aklanmış olacak ve aklanmış bir şekilde tekrar iktidar olacak ve temiz bir şekilde yoluna devam edecek. Bir de hizmetlerini örtü olarak kullanırken buna karşı çıkanların da hain ilan edilmesi ve "sen ülke geri mi gitsin istiyorsun" gibi imaların kullanılması!
Sen oradaki sözcüğümü çekip alırsan bunları okuyan millet neyin örtüldüğünü anlamaz. Hizmetler örtü olarak kullanılıyor ŞEREFSİZLİKLERİ (hırsızlık, rantçılık, adam kayırmacılık, anti-demokratiklik, vs. vs. vs.) örtmek için.

Konu Cihannur tarafından (12-15-2014 Saat 23:49 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Hakaret.
zülcenaheyn isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi