![]() |
#41 |
![]() AK Parti zaten tertemiz-ak bir siyasi partidir Allah'a şükürler olsun. AK Parti ak olduğu için aklanmaya ihtiyacı yoktur.
Kara olan ise; CHP, Çankaya'nın Yamyamları, CHP'li yamyamlardır. Kara olan, yolsuzluktan dolayı ihraç ettiği Biçare Sarıgül'ü tekrar partiye alıp utanmadan sıkılmadan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösteren CHP'dir. CHP, bu adam yolsuz diye Biçare Sarıgül'ü partiden attı; daha sonra da âdeta, 'gidin bu yolsuza oy verin' dercesine Biçare Sarıgül için oy istedi. Adama sorarlar: "Madem Biçare Sarıgül yolsuz; sen bu şahsın yolsuz olduğunu söyleyerek partinden attın; şimdi ne oldu da hangi yüzle, yolsuz diye partinden attığın Biçare Sarıgül için oy istiyorsun?" Bu hiç unutulmayacak! Kara CHP'nin yolsuzluktan dolayı partisinden attığı Biçare Sarıgül'ü tekrar partiye geri alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday göstererek ilkesizliğin dibine vurması hiç unutulmayacak inşaallah. Mevcut seçim sistemi değiştirilmeden sadece % 10'luk seçim barajının kaldırılmasının Türkiye'yi büyük ihtimalle 1970'li ve 1990'lı yıllardaki gibi siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü karanlık günlere döndüreceği açıktır. Bunu görüp anlamak için üstün zekâlı olmak gerekmez, orta zekâlı olmak yeterlidir. Bakın ben de % 10'luk seçim barajının kaldırılmasından yanayım ve % 10 seçim barajının demokrasiye aykırı olduğunu ve bir demokratın % 10'luk barajı hiçbir şekilde savunamayacağını söylüyorum. Ama mevcut seçim sistemi aynen devam ederken sadece % 10'luk seçim barajının kaldırılarak Türkiye'nin 1970'li ve 1990'lı yıllardaki gibi siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın hüküm süreceği karanlık günlere döndürülmesine kesinlikle karşıyım. Sanırım siz de böyle bir şeyi istemezsiniz. Eleştirimi yapıyorum ve % 10 seçim barajı tamamen kaldırılsın diyorum ve çözümü de söylüyorum: 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sistemi. Daha önce de söylediğim gibi, dar bölgeyi ve barajsız seçim sistemini getirirsin ve böylelikle temsilde adaleti büyük ölçüde sağlarsın, seçim sistemini 2 turlu yaparak da yönetimde istikrarı sağlarsın. 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sisteminin önemli bir avantajı da şudur: Mevcut sistemimizde sağın büyük partileri ile sağın küçük partileri arasında, solun büyük partileri ile solun küçük partileri arasında istenilmediği hâlde gerginlikler, çekişmeler yaşanmaktadır. Mesela sağın büyük partisi AK Parti, sağın küçük partileri ve AK Parti'nin 'kardeş partileri' diyebileceğimiz Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi arasında gerginlik ve çekişme yaşanmaktadır. AK Parti; Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi'ne oylarımı bölüyorlar diye bakmakta, Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi de AK Parti'ye, % 10'luk seçim barajı olduğu için bizim partilerimize gelmesi gereken oylar, oylar bölünmesin diye AK Parti'ye gidiyor diye bakmaktalar. Aynı şeyi solun büyük partisi CHP ve solun küçük partileri ve CHP'nin 'kardeş partileri' diyebileceğimiz DSP ve yeni kurulmuş olan Anadolu Partisi için de söyleyebiliriz. 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sistemine geçersek, oy bölünme korkusu olmadan seçimin ilk turunda herkes ilk tercihi olan siyasi partiye rahatlıkla oy kullanabilir. Mesela böyle bir durumla önümüzdeki seçime gidilse ilk turda şöyle bir sonuç çıkabilir: AK Parti % 43, CHP % 18, MHP % 12, HDP: % 6, Saadet Partisi % 5, Anadolu Partisi % 4, Büyük Birlik Partisi % 3, DSP % 2, Diğer: % 6. Seçimin ikinci turunda ise sağın küçük partilerinin oylarının büyük çoğunluğu AK Parti'ye, solun küçük partilerinin oylarının büyük çoğunluğu ise CHP'ye yönelebilir ve mesela 2. turda AK Parti % 65, CHP ise % 35 oranında oy alabilir. Böylelikle hem sağın hem de solun küçük partileri TBMM'de temsil edilebilme ve seslerini orada da duyurabilme imkânına kavuşurlar ve temsilde adalet ilkesi büyük ölçüde sağlanmış olur; iktidara ise büyük ihtimalle sağın büyük partisi ya da solun büyük partisi tek başına gelebilir ve böylelikle yönetimde istikrar ilkesi de sağlanmış olur. Konu Cihannur tarafından (12-13-2014 Saat 20:56 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
#42 |
![]() Cihannur, Allah'a inanırken şüphe duymayacaksın insanlara inanırken değil! Hele hele siyasetçilere hiç değil.
Doğru yolda gidenler masumiyetini kaybetti. Siyaset, kavga, gürültü, dedikodu, alavere-dalavere masumiyeti kaybettirir. İşte bu yüzden de Şeb-i Arus töreninde bu insanlar konuşma yapınca bana samimi gelmiyor. Bütün gün hakaret et, kavga et sonra gel Hz. Mevlana'yı an ve hoşgörüden bahset. |
|
![]() |
![]() |
#43 | |
![]() Alıntı:
Bakın zülcenaheyn, ben açık konuşan ve olaylara objektif bakabilen bir insanım. Kompleksli de değilim şükürler olsun. Anasol M'ye her ne kadar karşı olsam da o hükümetin yaptıklarını genel olarak beğenmesem de o hükümetin kriz çıkana kadar ekonomide en azından enflasyon alanında başarılı olduğunu söyleyebilirim. Başbakan Ecevit başkanlığındaki Ecevit Hükümeti, enflasyonu % 70'ler civarından % 30 seviyelerine kadar düşürebildi. Bu bir başarıdır ve bu başarının takdir edilmesi gerekir. AK Parti'ye oy veriyorum çünkü AK Parti; dünya görüşümü, zihniyetimi ve fikriyatımı temsil ediyor. AK Parti, ülkemize ve milletimize şimdiye kadar yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerin sadece 10'da 1'i kadar hizmetler yapmış olsaydı da yine oyumu AK Parti'ye verirdim. AK Parti, doğru çizgisini koruduğu müddetçe oyumu ona vermeye devam edeceğim inşaallah. Dediğim gibi, 2 Turlu Dar Bölgeli Barajsız Seçim Sisteminden yanayım. TBMM'de; AK Partili, CHP'li, MHP'li, HDP'li milletvekillerinin yanı sıra; Saadet Partili, Büyük Birlik Partili, Anadolu Partili, DSP'li milletevkilleri de yer alabilmeli, ama ülkede sağın ya da solun büyük partisi iktidar olmalı ki siyasi istikrar ve ekonomik dengeler korunduğu müddetçe de ekonomik istikrar sağlanabilsin. AK Parti'nin iktidardan düşmesini, bir süre muhalefette dinlenmede kalmasını istiyor olabilirsiniz. Demokratik ülkelerde bu isteğiniz normal ve doğaldır. Mahkeme kadıya mülk değil. Milletimiz dilediği zaman AK Parti'yi iktidardan düşürüp ona ana muhalefet partisi görevi verebilir. AK Parti gün gelip ana muhalefet partisi konumuna düşerse de, nasıl ki iktidarı boyunca çok başarılı bir performans sergilediyse, ana muhalefet partisi olarak da başarılı bir performans sergileyecektir inşaallah. Şunu da hatırlatmak isterim: AK Parti, ülkemize ve milletimize olağanüstü ve muhteşem hizmetlerde bulundu ve hizmetlerini sürdürüyor Allah'a şükürler olsun. Yarın bir gün AK Parti iktidardan ayrıldığında, yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerini yanında götürmeyecek. AK Parti iktidarından sonra da; Marmaray hizmet vermeye devam edecek, metrobüsler hizmet vermeye devam edecekler, İstanbul-Ankara hızlı treni hizmet vermeye devam edecek, AK Parti'nin yapmış olduğu 17.000 kilometre civarındaki bölünmüş yol hizmet vermeye devam edecek, AK Parti'nin yapmış olduğu; üniversiteler, derslikler, konutlar hizmet vermeye devam edecekler inşaallah. Mesela siz kendi hayatınızı baz alarak bakın. AK Parti iktidarından önce Kadıköy'de metro yoktu; şimdi ise var ve AK Parti iktidarından sonra da var olmaya devam edecek inşaallah. Aynı şeyi; Marmaray için, metrobüsler için, İstanbul-Ankara hızlı tren hattı için de söyleyebiliriz. Siz şimdilerde isterseniz Kadıköy'den Kartal'a metro ile gidebilirsiniz; isterseniz metrobüsle Kadıköy'den Mecidiyeköy'e ya da Avcılar'a ya da başka bir güzergâha gidebilirsiniz. Mesela Pendik'e giderek oradan hızlı trenle Ankara'ya gidebilirsiniz. AK Parti, bu ve benzeri hizmetleriyle sizin ve diğer İstanbulluların hayatlarını kolaylaştırdı ve ulaşımlarını rahatlattı ve çeşitlendirdi. AK Parti iktidardan ayrıldıktan sonra da AK Parti'nin yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerinden; İstanbullular, Türk Milleti ve insanlık yararlanmaya devam edecekler inşaallah. Konu Cihannur tarafından (12-14-2014 Saat 00:46 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
#44 |
![]() Konu fazla uzadı. Bence yeteri kadar konuştuk. Son yazdıklarına eyvallah. Katılıyorum. Ben de anlatmak istediklerimi fazlasıyla yazdığımı düşünüyorum.
|
|
![]() |
![]() |
#45 | |||||||||
![]() Alıntı:
Milletçe Türkiye'deki siyasi ve ekonomik istikrarın kıymetini bilmemiz gerekir. Dünyada siyasi ve ekonomik istikrarın olmadığı ve bu yüzden halkı sıkıntı içinde yaşayan pek çok ülke var. Bakın mesela geçenlerde paylaşmış olduğum bir habere göre Lübnan parlamentosu, 25 Mayıs 2014 tarihinde cumhurbaşkanlığı görevi sona ermiş olan Lübnan'ın eski cumhurbaşkanı Mişel Süleyman'ın yerine yeni cumhurbaşkanlarını cumhurbaşkanlığı makamının 6 aydan daha fazla süre boş kalmasına rağmen ve 16 oturum yapmalarına rağmen seçememiş. Alıntı:
İkinci bir husus ise CHP Zihniyeti'nin, azgın azınlığın, Demokrat Parti hakkında söylemiş oldukları yalanlar ve atmış oldukları iftiralardır. Yavuz Bülent Bâkiler, Türkiye gazetesindeki 30 Mayıs 2010 tarihli "27 Mayıs Vahşeti II" başlıklı makalesinde şunları yazmaktadır: "Türkeş ve arkadaşları (14’ler) CHP’li olmadıkları için Millî Birlik Komitesinden koparılmışlar, yurt dışına sürülmüşlerdi. Türkeş, Hindistan’dan Ankara’ya dönünce, Gaziosmanpaşa’daki evine, Metal-İş Federasyonu Genel Başkanı Kaya Özdemiroğlu ile birlikte ziyaretine gitmiştik. Türkeş, sohbet esnasında demişti ki: “27 Mayıs sabahı Ankara Radyosundan, MBK’nın ilk bildirisini okuduktan hemen sonra, Et-Balık Kurumuna gittim. Bütün depoları açtırarak, üniversite talebelerinin cesetlerini aradım. Ama bir tek ceset bile bulamadım. Sonra Konya yolu asfaltı altındaki aramalarımız da boş çıktı. Çok şaşırdım. Çünkü bize ısrarla denilmişti ki DP iktidarı, üniversiteli talebeleri öldürüp hayvan yemi hâline getiriyor. Bazılarını da Konya asfaltı altına gömdürüyor. Bu iddiaların tamamen yalan olduğu ortaya çıktı. Sonra, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın bankalarda 103 milyon lirası olduğu ihbar edilmişti. Bayar’ın bütün banka hesaplarına derhal el koyduk. Bayarın hiçbir bankada hesabı yoktu. İş Bankasındaki özel kasasını açtırdık. Gördük ki orada, bir tek Cumhuriyet altını ile, genç yaşta ölen oğluna ait bir tutam saç var. Başka bir şey yok. O zaman anladım ki biz, CHP’nin ve komünistlerin yalanlarına inanarak, oyunlarına gelerek yola çıkmışız!..”" Laikçi ideoloji, CHP zihniyeti, azgın azınlık bunlar hep yalancıdır. Dün de yalancıydılar, bugün de yalancılar, yarın da büyük ihtimalle yalancılıklarını sürdüreceklerdir. 31 Mayıs 2013 Gezi Kalkışması sürecini hatırlayınız. Bu yalancı zihniyet, ne yalanlarla Gezi Kalkışması'nı büyütmek ve laiklerle-Müslüman Türk Milleti'nin büyük çoğunluğu arasında iç savaş çıkartmak için çabaladı. Mesela hatırlayın, Aylin isimli genç bir kız, polis panzerinin altında kalarak öldü diye bir haber çıkarmışlardı o yalancı zihniyet ve o yalancılar. Gezi Kalkışması döneminde Türkiye'yi Ukrayna'ya çevirmek, iç savaşa götürmek için vatan hainliğiyle çok sayıda yalan söylediler laikçiler; tıpkı 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesinden önceki dönemde söylemiş oldukları yalanlar gibi... Bakın bunların ne kadar kötü olduklarının bir misali, forumumuzda daha yenilerde paylaşmış olduğum bir haberdir: Alıntı:
Laikçi subaylar, 1960 darbesini yapmaya o yıl, 1960 yılında karar vermediler. Ordumuz içinde 1954-1955'li yıllardan başlayan bir cuntalaşma hareketi vardı. Tarihe 9 subaylar olayı olarak geçmiş olan olayı araştırıp, okuyup öğrenmenizi öneririm. Bütün bunları öğrenerek 27 Mayıs 1960 darbesinin Demokrat Parti'nin hatalarından dolayı değil, ordumuz içindeki eşkiya subayların gâvurculuk isteklerinden dolayı yapıldığını kesin olarak anlayınız. CHP Zihniyeti, ordumuz içindeki bazı subayları laikçi yaptı, gâvurcu yaptı. Laik subaylar, laikçi subaylar, Türk gibi yaşamadılar, Türk'ün; dinine, tarihine, kültürüne, bütün değerlerine bağlı olarak yaşamadılar, gâvur gibi, Batılı gibi yaşadılar. Beyinleri yıkandığı için, Türk yaşam tarzı, ecdatlarının yaşam tarzı onlara unutturuldu, sadece gâvur yaşam tarzına zorlandıkları için de gâvur yaşam tarzını veri alarak gâvur gibi yaşadılar. Demokrat Parti'nin 1950-1960 yılları arasında yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetler; CHP'yi, CHP Zhniyeti'ni ve laikçileri çatır çatır çatlatmıştır. Yavuz Bülent Bâkiler'in, Türkiye gazetesindeki 29 Ağustos 2010 tarihli "Adnan Menderes Düşmanlığı" başlıklı makalesinde yer almış olan bir tablo aşağıdadır. 10 Yıllık Demokrat Parti İktidarının 27 Yıllık CHP İktidarını Katlayan Tablosu ![]() Not: Yukarıdaki tabloda demiryolu rakamlarında yanlış bilgi verilmiş. Bunu da not olarak düşeyim. Laikçi ideoloji, CHP Zihniyeti istediği kadar çatır çatır çatlasın, Demokrat Parti'nin olağanüstü ve muhteşem hizmetlerini gizleyemez ve Demokrat Parti'nin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden sonra Türk Siyasi Tarihi'nin gelmiş geçmiş en efsane siyasi partisi olduğunu reddedemez. Türk Siyasi Tarihi'nin en efsane siyasi partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir (AK Parti) ve Türk Siyasi Tarihi'nin en efsane 2. siyasi partisi ise Demokrat Parti'dir (DP). Bir başka husus da bazı solcuların belediyelerdeki başarısızlıklarının misalleridir. Aşağıdaki haberleri dikkatinize sunmak isterim: Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Yukarıda paylaşmış olduğum haberlerden de görüp anlayacağınız üzere, Murat Karayalçın, Ankara'ya ve Ankaralılara, Biçare Sarıgül ise Şişli'ye ve Şişlililere dönemlerinde yapmış oldukları borçlarla büyük miktarda borç bırakarak büyük zarar vererek başarısız birer belediye başkanlığı yönetimi sergilemişlerdir. Ayrıca şunu da hatırlatmakta fayda var. Şişli, Türkiye'nin en merkezî ve en pahalı bölgelerinden biri olduğu için, çok sayıda gökdelenin bulunduğu bir yer olduğu için Şişli Belediyesi yüksek miktarda geliri olan, belki de Türkiye'de en çok gelir elde eden ilçe belediyelerinden biridir. Bakın internette gördüğüm bir habere göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Abubekir Taşyürek şunları söylemiş: "İstanbul’un 39 ilçe belediyesinin 2013 yılı bütçeleri toplamının 8,7 milyar TL civarında olduğunu belirten Abubekir Taşyürek, 496 milyon TL Şişli, 398 milyon TL ile Başakşehir, 358,2 milyon TL ile Bağcılar, 350,7 milyon TL ile Esenyurt ve 350 milyon TL ile Kadıköy’ün en büyük bütçeye sahip ilk beş ilçeyi oluşturduğunu ifade etti." Yukarıdaki haberden de anlaşılacağı üzere, İstanbul'un ilçelerinin 2013 yılı bütçe rakamlarına göre Şişli İlçesi, 2. sırada yer alan Başakşehir İlçesinin bütçesinden 100.000.000 TL kadar yüksek bütçeye sahip olarak İstanbul'un en yüksek bütçesine sahip olan ilçe belediyesidir. Şişli Belediyesi, Biçare Sarıgül'ün belediye başkanlığı döneminde 15 sene boyunca yüksek miktarda gelir elde ettiği hâlde Biçare Sarıgül, Şişli'ye yüz milyonlarca TL borç bırakmıştır. Oysa Biçare Sarıgül'ün, Şişli'de belediye başkanlığı görevinde bulunmuş olduğu 15 senede Şişli'nin elde etmiş olduğu yüksek miktardaki gelirler efektif kullanılsaydı Şişli'nin ya hiç borcu kalmazdı ya da az miktarda bir borcu kalırdı. Şişli'nin CHP'li Belediye Başkanı Hayri İnönü'nün de vurguladığı gibi Şişli şimdilerde olduğu gibi ağır bir borç yükü altında kalmazdı. Oysa mesela AK Partili İstanbul ve Ankara belediyelerine bir bakın. Hem İstanbul hem de Ankara belediyesi AK Partili belediye başkanları döneminde hem başında oldukları belediyenin borçlarını reel olarak azaltmışlar hem de İstanbul'a ve Ankara'ya olağanüstü ve muhteşem hizmetlerde bulunmuşlardır ve hizmetlerini sürdürmeye devam etmektedirler Allah'a şükürler olsun. Düşünsenize, Ankara'yı borç batağına batırmış olan Murat Karayalçın ya 2009 Yerel Seçiminde aday olduğu Ankara Belediye Başkanlığı Seçimini kazansaydı ya da Şişli'yi hem kamuyu en çok zarara uğratan kurum durumuna getirmiş hem de borç batağına batırmış olan Biçare Sarıgül, ya bu sene 2014 Yerel Seçiminde aday olduğu İstanbul Belediye Başkanlığı Seçimini kazansaydı ne yapardık maazallah?! İstanbullular ve Ankaralılar olarak Murat Karayalçın'ın ya da Biçare Sarıgül'ün İstanbul'a, Ankara'ya belediye başkanı olarak İstanbul'u ve Ankara'yı borç batağına batırmaları tehlikesinden kurtulmuş olduk Allah'a şükürler olsun. Şu aşağıdaki haberi de dikkatinize sunayım: Alıntı:
Alıntı:
Bu konuda son olarak şunları söylemek isterim: Türkiye'deki ana çelişkinin ve temel mücadelenin ne olduğunu lütfen anlayınız: Laikler kandırıldırlar ve 80 sene boyunca bu güzel ülkenin (İslam üllkesi Türkiye) ve bu aziz milletin (Müslüman Türk Milleti) özüne saldırdılar. Burası (Türkiye) İslam ülkesi, ülkenin bayrağında İslam hilâli var, ülkenin İstiklâl Marşı'nda milletinin, Allah'a tapan Müslüman millet olduğu "Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl." söylenmekte ve orada söylendiği gibi de milleti de Müslüman bir millet (Türk Milleti). Mademki Müslümanız, mademki Türküz, öyleyse Müslüman olarak, Türk olarak yaşayacağız, gâvur olarak yaşamayacağız. Türkiye'deki temel kavga buralılıkla (yerlilikle) -sağ partilerin temsil ettikleri Türkiyelilik- dışarlılık (yabancılık) -sol partilerin temsil ettikleri Batıcılık, Batılılık- arasındaki kavgadır. Aklı başıda olan hiçbir ülke ve hiçbir millet, özünü, kendini reddetmez. İslam ülkesi Türkiye ve Müslüman Türk Milleti de kendini, özünü reddetmeyecek ve; buralı olmaya, yerli olmaya, Türkiyeli olmaya devam edecektir inşaallah. Konu Cihannur tarafından (12-16-2014 Saat 04:42 ) değiştirilmiştir.. |
||||||||||
![]() |
![]() |
#46 |
![]() Hasan Bülent Kahraman, Sabah gazetesinde bugün 22 Aralık 2014 tarihinde yayımlanmış olan "Aristokrasinin Sillesi Şişli'de" başlıklı makalesinde şunları yazıyor:
"Türkiye'de siyasal davranış, sanıldığının tersine, yeteri kadar hızlı değişmiyor. Dış etkenlere açık da değil siyasal davranış. Benzeri bir durum elbette Ak Parti için de geçerli. Murat Güvenç'in araştırmaları açık açık gösteriyor, aynı mahalleler bundan 50 yıl önce hangi yönde, kime nasıl oy veriyorduysa bugün de aynı davranış kalıbı içinde hareket ediyor." Bu konudaki bir mesajımda şunları yazmıştım: Alıntı:
Murat Güvenç'in araştırmalarına göre aynı mahalleler bundan 50 yıl önce hangi yönde, kime nasıl oy veriyorlarsa bugün de aynı davranış kalıbı içinde hareket ederek oylarını kullanıyorlarmış. Buradan şu anlaşılıyor: Türkiye'de siyasi parti tutmada genel olarak neredeyse takım tutmaya varan ölçüde bir kararlılık ve devamlılık var. Nasıl ki mesela dün Beşiktaş'ı, Galatasaray'ı, Fenerbahçe'yi tutanlar bugün de daha önce tutmuş oldukları aynı takımları tutuyorlarsa ve yarınlarda da onların çok büyük çoğunluğu yine dünlerde ve bugünlerde tutmakta oldukları takımları tutmaya devam edeceklerse, siyasi parti tutmakta da buna benzer bir davranış kalıbını görüyoruz. Konu Cihannur tarafından (12-22-2014 Saat 15:38 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
#47 |
![]() Siz de ben de bu konu kapsamında söyleyeceklerimizi genel olarak söylediğimize göre konuyu kapatabiliriz.
|
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|