02-02-2010, 22:14 | #21 | |
Alıntı:
İslami teröriz mi değil İslama Madımak gibi tezgahlarla darbe vurmaya çalışan dikta zihniyetinin oyunlarını bozmayı destekliyorum Hacca gitmene kimse karışmazmış 5 yıl hacca gitmek yasaklandı bu ülke'de üstelik Kemalist zihniyet tarafından Tarihinden bii habersin boş konuşuyorsun... Yol ortasında da ibadet ederiz yeryüzü bize mescit kılındı ama zorda kalırsak 90 tane cami satıldı arkadaşım bugün aynı zihniyet başa gelsin yine aynısını yapacak biz çarşaf açılımını yutacak enayilerden değiliz Yazık ki ne yazık asıl ben adi faşistler tarafından katledilen Menderese laf atabilen bir insanın insanlığından şüpe ederim..! Deniz Feneri vs çoğu komplo,düzmece olmakla beraber bir Müslüman'da hata yapabilir sonuç olarak insan.. Konu depare tarafından (02-02-2010 Saat 22:20 ) değiştirilmiştir.. |
||
02-02-2010, 22:33 | #22 |
Camileri kapatanlar kimlerdi, kuran kurslarını senin partin.Yol ortasında kılarsan gereken yapılır gidersin evinde kılarsın. Hem madem din kolaylık dini diyeceksin hem de yol ortasında kılacaksın kusura baklmada burasaını arap ulkelerı ıle kıyaslaymassın. DenizFeneri v.b. gibi oluşumlara gelince onlarda insan ama Atatürkçülere gelince faşist dikta öyle mi? İşte bu islamcı AKP nın ıkı yuzlulugudur.Şeyh Said gibiler ülke yönetimiine baş kaldıracaklar şeriat çığırtkanlşığı yapğacaklar sonra asmayacagız da besleyecekmıydık oylelelrını. Bu ülkede islam mülüman kisvesi altında insanlkarı dolandıranlar hatalı herkez hata yapabılır dmen senın cıfte standartlı ve ıkı yuzlulugunu gosterır. Asıul sen aklı basına devsıre ve Ataturk ideolojini agzına alırken DESTUR çek oldu mu? Bana ıspatlasana camılerın ahıra cevrıldıgını. Hacca gıtmek ne zman yasak oldu soylesene.
Evet, geçmişte hem Özal hem de Menderes için ‘’sivil dikta” özlemi içinde oldukları söylendi. Bugün de Erdoğan için söyleniyor. Çünkü; değişen bir şey yok! Özal da Menderes de sivil dikta özlemi içindeydi. Toprak ağası olan Menderes, CHP içinde siyaset yaptığı dönemde, Dersim isyanının ‘’kanla bastırılması’ için Meclis’te ateşli konuşmalar yapardı. Gericiliğin simgesi olan feodal toprak ağalığının tasfiye edilmemesi için çaba gösteren Menderes, “özgür birey”in ortaya çıkmasını sağlayacak ekonomik – sosyal gelişmelerin önünde set kurardı. Zaten bu yüzden, arkasına ABD’nin desteğini de alarak Demokrat Parti’yi kurdu. Celal Bayar’la birlikte öncülüğünü yaptığı “karşı-devrim” Türkiye’yi Amerikan emperyalizminin kucağına oturttu. En ağır işkenceler, zulümler, baskılar Menderes döneminde yaşandı. Basına tahammülsüzdü Menderes… Keza; muhalefet partisine de… Toprak ağası Menderes’e göre, İsmet İnönü’nün hayatta kalması bile gereksizdi. Bunu yakınındakilere açıkça söylerdi. Seçimler söz konusu olduğunda “Ben kendime sabık Başbakan dedirtmem” derdi. Seçime gitmek istemezdi… Elinde olsa, seçimleri bile ortadan kaldıracaktı. Ki; bunun denemelerini de yaptı. “Tahkikat Komisyonu” kurdurtarak, CHP’yi kapattırmaya çalıştı. İsmet İnönü, onun döneminde Meclis’teki oturumlara dahi giremeyecek noktaya getirildi. Menderes, “besleme basın”ın yaratılmasında da öncü oldu. Örtülü ödeneklerden sağlanan kaynaklarla, kendisini öven yayınlar çıkartıldı. Bugünkü “yandaş medya”nın ataları olan besleme basın Menderes’i över, muhalefeti kötülerdi. Menderes döneminin Türkiye’nin başına açtığı felaketler saymakla bitmez… Demokrat olmadığı gibi, aynı zamanda bir diktatördü… Koyu bir Amerikan hayranı olan Menderes, “Her mahallede bir milyoner yaratacağız” diyerek sosyal adaletsizliğin de önünü açtı. Tarikatlara, gericiliğe, feodalizme yaslanarak iktidarda kalan Menderes, 1960 Devrimi’yle iktidardan indirildi. Asılması ise kimi çevrelerce hep istismar edildi. Hiçbir zaman “demokrat” olmamasına rağmen, hak etmediği bir paye verilmeye çalışıldı. Bunları yapan biri ya da birilerinin asılması gayet normal.Sen kalkacaksın halkı soydukları dolandırdıkları yurt dısı mahkemelerinde sabit olan ve tutuklananları savunacaksın sonra kalkıp Atatürke laf edeceksin Be hey cahil önce kendinizin ne mal oldugunuza bakın. |
|
02-03-2010, 00:20 | #23 |
Türkiyedeki laiklik; yerli ve milli olmayan gizli iktidarın paratoneri..
Gerçek laiklik, özgürlüktür. |
|
02-03-2010, 00:49 | #24 |
Türkiyede Laiklik=Dine mesafeli...özgürlükleri kısıtlayan...tamamen dikte edilmeye çalışılan milletin bir türlü benimsemediği absürtlükler ile dolu gereksiz bir maddedir...
Kişi değil...Devlet Laik olur... Kişiden Laik olmasını istemeniz...Özgürlüğü kısıtlamaktır... ve Kimse benim Özgürlüğümü Kısıtlayamaz...!!! |
|
02-03-2010, 20:23 | #25 |
Yeter ki kanıt iste sen biz arkamız da belge olmadan konuşmayız camiler hangi dönem satılmış bak bakalım belki yüzsüzlük yapıp bir daha üye olursan okursun artık (:
9 ikinciteşrin 937 (1937) tarihli Çankırı gazetesinin 4. sayfasına bakdığımızda bu konuyla ilgili olarak ilginç bilgilere rastlamak mümkündür. Belirtilen gazetede Çankırı Vakıflar Memurluğunun 11.11.937 Perşembe günü saat 13:00 da yapılacak olan bir satış ihale ilanı vardır. Bu satış ilanları içerinde bazı Cami ve mescitlerin bulunmasıda dikkat çekicidir. Satılan Cami ve Mescitler: İmaret Mahallesinde bulunan Kirmanoğlu Camisi Yoğurtçu Mahallesinde Hoca Musa Cami arsası Tabakhane Mahhallesinde Tabakhane Mescidi Alibey Mahallesinde Hacışeyhoğlu Camisi Tevfikiye Mahallesinde Kuşhane Mescidi arsası Taşmescid Mahallesinde Alişeyh Camisi Çetince Mahallesinde Çetince Mescidi Yapar Mahallesinde Yapar Mescidi Buğday Pazarı Mahallesinde İplik Pazarı Mescidi arsası ve Hoca Bahşayış Mescidi arsası Taşmescid Mahallesinde Şeyh Kasım Cami arsası. Bir devrin çıkmazı Edirne'de Satılan Camiler Adurrahman Camii Abdurraman mahallesinde, Abdurraman Cami sokağında, ahşap çatılı ve tek minareli olarak, Edirne Kadılarından Amasyalı Mevlana Abdurrahman bin Ali tarafından 1550 yılında yaptırılmıştır. Abdurrahman Camii (Mescidi)1752 depreminden etkilenerek harab olduğu ve bir sene sonra tamirinin yapıldığı, kapı üzerindeki tarih kitabesinden anlaşılmaktadır: Sadr-ı Rum merhum-ı Fadıl (Fazıl) Abdurrahman benim Kılmış idi bu mübarek mescidi muhkem bina Zelzele müştedd olunca bu ibadetgah dahi Ser-be~hak secde olup hef'ini etdi rica Nazır-ı vakf-ı Şerif Şeyhü'l-İslam-ı enam Nazhar-i tevfık-i Hakk ya'ni ki Seyyid Murtaza Emri ile bir sadakat-karı mal-ı vakf ile Bir bina yaptı ki, hakka-etti tahsil-i rıza Şeş-cihatı hab olup tarihe imdad eyledi. Oldu ta'mir ile nev bu mescid ahsen'i bina (1753) Bu caminin temlik tarikiyle satılması hakkında karar şudur: Karar numarası: 5 Turgut Bezirgan, Rakkas Ali Bey, Sinan Bey, Hafız Ahmed, Veled-i Veliyyüddin, Zen-i İbrahim Paşa camilerinin arsaları ile Sıkça Murad, Hastahane caddesinde Tijtin Ağa, Soğuk çeşme caddesinde Soruca Paşa, Vize Çelebi, İbrahim Paşa, Nişancı Paşa, Emir Mescidi, Kösec Balaban, Haceği, Abdurrahman, Çokalca,Yaya Demirtaş camilerinin temliken satılmaları...... 27 Mart 1939 Üye: Belediyeden Matbaacı Mustafa Çetinkol Üye: Emlaki Mil. Md. Şükrü Evkaf Müdürü İbrahim Kaya alp Bu cami, 29 numaralı kararla 2759 liraya satılmıştır. Alemdar Camii Alemdar Hasan Baba tarafından Alemdar Mahallesinde mescit olarak yaptırılmıştır. Mustafa Efendi tarafından minber konularak Camiye çevrilmiştir. Yapıldığı zaman çatısının ahşap ve tek minaresi olduğunu Ahmet Badi Efendi aktarmaktadır. Günümüzde Cami arsasında temellerinin izi bile kalmamıştır. Bu Cami ve arsası, 17 numaralı ve 8 Eylül 1940 tarihli karar ile kerestecilerde köprübaşındaki Alemdar Camii minaresinin taşları satılığa çıkarılmıştır. 28 Eylül 1940 tarihinde de cami arsası mülkiyetinin satılmasına karar verilmiştir. Karar numarası:78 Nihayet 84 numaralı kararla 1940 yılında satılmıştır. Ali Efendi Camii(Papasoğlu Mescidi) Ali Efendi Camii Hakkında Badi Efendi'de, Papasoğlu Ali Efendi adıyla ve bir mescit olarak verilen bu yapının; Turgut Bezirgân Mahallesi’nde İstanbul yolunda Tekkanat Köprüsü denilen mevkide son bulan sokağın sonunda büyük ağacın yanında yapıldığı ve küçük, çatısı ahşap, kiremit döşeli, minaresiz bir mescit olduğundan bahsetmektedir. Nakliye Taburu Binbaşısı Reşit Bey tarafından 1891 tarihinde tamir ettirilmiş ve haziresine de kahvehane inşasıyla mescide vakfetmiştir" Badi Efendi burasının aslında bir zaviye olarak yapıldığını ve bu yapıyı "çatısı yıkıldıktan sonra dört duvar olarak" gördüğünü yazmaktadır. Badi Efendi şunu da ekler: " Sonradan onlar da yıkılıp arsa kalmıştı." 31 Mart 1932 ve 25 Nisan 1932 tarihli, 302 ve 309 numaralı kararlarla müzayedeye çıkarılmış; muhammen bedelinde otuz bir lira fazlasıyla 151 liraya 4 Mayıs 1932 de 313 numaralı kararla satılmıştır. Balaban Paşa Camii Cami ahşap çatılı ve tek minareli olarak Balaban Paşa mahallesinde, mahallenin de kurucusu Balaban Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mezarı da bu cami içindedir. Balaban Faşa Enderun-ı Hümayun'dan yetişip Menteşe ve Tokat Beylerbeyliği yapmış değerli bir ve güçlü bir şahsiyettir. Ahmet Badi Efendiye göre 1452 tarihinde vefat etmiştir. Bugün Camii'nin temellerinden de iz kalmamıştır. Haziresindeki taşlar kaldırım inşasında kullanılmıştır. 1 ve 21 Ağustos 1926 tarihinde cami enkazı diye satılmasına karar verilmiştir. 31 Ağustos 1926 da ve 246 numaralı kararla 30 lira bedelle satılmıştır. Arsası, 78 numaralı kararla 28 Eylül 1940 tarihinde satışa çıkarılmış; 88 numaralı kararla, 16 Kanunu evvel 1940 da, metre karesi 23 kuruştan Edirne Belediyesi ambar memuru ve merkez tahsildarına satılmıştır. Mülkiyetleri satılmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 25 Eylül 1940 tarih ve 84814/215 sayılı emirleri ile satış mezuniyetleri verilip evvelce açık arttırmaya çıkarıldığı halde alıcı çıkmaması yüzünden satılamayarak kalmış olan yukarıda yazılı on dört parça cami arsası üzerinde yapılan inceleme neticesinde konulan kıymetleri hal-i hazır ve alım satım vaziyetine göre düşük görüldüğünden kezalik Genel Müdürlüğün 12.3.1942 sayılı genel yazıları uyarınca her birerlerinin hizalarında gösterilen kıymetler yeniden takdir ve tahmin kılınmış olduğundan bu bedellerle satışa çıkarılarak ihalesi 23.2.1948 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14'te yapılmak üzere bir ay müddetle açık arttırmaya çıkarılmasına ve o suretle keyfiyetin ilanına oy birliği ile karar verildi. 22-1-1948. Cedid Kasım Paşa Camii Şimdi Sabimi Mahallesi muhtarlığı içindeki eski Güzelcebaba semtinde bulunan bu mescit, ahşap çatılı ve tek minareli olarak Cedid Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cedid Kasım paşa 1532 yılında Gelibolu'da vefat etmiş ve orada gömülmüştür. Bu vakıf binaların, önce son cemaat yerleri,kubbeleri, duvarları yıktırılmış, avlu duvarlarının ve minarelerinin taşları satılmış, hazireler açıkta bırakılmış; sonra bakımsızlıktan, camları, çerçeveleri ve nakilleri sırasında bütün aksamı çalınmış olduğundan harabeye döndükleri için enkazları satılıp, yıktırılmış ve nihayet sadece arsası kalmıştır. 15 Şubat 1932 tarihli kararla yirmi gün süre ile müzayedeye çıkarılan cami enkazı 102 liradan satılmıştır. Arsasının ise 28 Eylül 1940 da (Karar No: 78) satılmasına karar verilmiştir. Daha onlarcası vardı fazla yer kaplamasın diye koymadım Kaynak:( Edirne/Yöre Dergisi Sayı: 43-44-46) Hacca gitmek 1946 yılına kadar resmi olarak yasaktı bunun nesini kanıtlayayım (: TEK PARTİ DÖNEMİNDE HAC YASAKTI Kuran-ı Kerim’in basılması ve mevcutların toplatılması gibi uygulamalarla hafızalarda yer eden dönem Tek Parti döneminde, tüm dini faaliyetler gibi hac farizası da yasaktı. 1947'lere kadar Türkiye'den hacca resmen izin çıkmadı. 1948'de döviz yokluğu bahanesiyle hac yine yasaklandı. Hac için ilk izin ise ancak 1949'da çıkartıldı. O yasaklı yıllarda Rusya dahi hacılarına yasak koymamıştı. Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, hac farizasının uzun müddet yasaklı olduğunu belirterek, “1945’ten sonra, yani 2. dünya savaşı bitince Türkiye’de Tek Parti sistemi bitince o zaman izin verdiler.” Dedi. Eygi, Sovyetler Birliği’nin bile her sene 20-30 kişiyi sembolik olarak hacca gönderdiğini ifade ederek “Göz boyamak için Sovyetler bunu yaptı. Bu kadar bile yoktu Türkiye’de. İnsanlar kaçak olarak bin zahmetle develerle, Suriye’den İran’dan geçerek hac farizasını yerine getirmeye Suudi Arabistan’a gitmeye çalışıyordu.” Diye konuştu. İHRAMLI FOTOĞRAFINI YAKTIRAN CUMHURBAŞKANI Mehmet Şevket Eygi’nin aktardığı bilgilere göre, eski cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, ziyaret ettiği Suudi Arabistan’da umre yapmış ve zaruri olarak da ihram giymişti. Ancak Tek Parti zihniyeti Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına o kadar sirayet etmişti ki, Sunay, ihramlı fotoğraflarını Suudi yetkililere rica ederek imha ettirmişti. Abdülhamid Güler-Vakit |
|
02-03-2010, 20:54 | #26 |
Peki neden ve kime satılmış bu camiler? Ayrıca cami ''satılamaz'' diye bir kanunmu var. Neden satılmasın gayet normal. Sonuçta omlar da emlak.
|
|
02-03-2010, 21:24 | #27 |
Vallaha aynı zihniyet Meclisteki de aynı zihniyette bunlar'da.
Ülkede ki camilerin yarısı satılmış kapatılmış nedeni basit Din düşmanlığı,Laikliğe aykırılık(!) iddiası bu tür hezeyanlar..! Hala kime satılmış bunu soruyor adam banane yahu..! Alın meclis konuşmasından bir parça orada'da SHP Milletvekili aynı şekilde Nereye satılmış Rusyaya mı satılmış diye havlıyor..! Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 19. Dönem 4. Yasama Yılı 128. Birleşim 23/Haziran/1995 Cuma bütün müesseselerin listesi var; -fazla zamanınızı almadan- bir iki tanesini takdim edeceğim: 1926-1949 yılları arasında -resmî kayıttır bunlar- 384 cami satılmış. İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Kime satılmış?.. Rusya'ya mı satılmış?!. SALİH KAPUSUZ (Devamla) - ... 248 cami arsası satılmış. İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Kime satılmış?.. BAŞKAN - Efendim, lütfen... SALİH KAPUSUZ (Devamla) - ... 2 minare satılmış, 699 mescit satılmış... İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Nereye satılmış?.. Rusya'ya mı satılmış?!. HALİL İBRAHİM ARTVİNLİ (Kocaeli) - Bu camileri siz mi yaptınız! SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Sayın Kırca, biraz önce çok güzel bir konuya değindi ve "Anayasanın 69 uncu maddesini değiştiren 8 inci maddede, 14 üncü maddeye olan atıflar çıkarılmış" dedi. Ben, Sayın Komisyona bir şey sormak istiyorum; şu 1982 Anayasasında, laiklikle ilgili, sadece ve sadece atıf olarak tekrar edilen, tam 16 madde var. İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Sayın Kapusuz, kime satılmış?.. BAŞKAN - Sayın Gürsoy!.. SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, dikkat edin, Sayın Kırca "14 üncü maddeyi atıftan kurtardık, gerek yoktur" diye ifadede bulundu. Aynı şekilde, bu Anayasada, tam 16 yerde laikliğe atıfta bulunuyor, zikrediliyor. İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Camiler nereye satılmış Sayın Salih Kapusuz, onu söyle; Ruslara mı satılmış?!. SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, geliyorum partiler meselesine... İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Camiler kime satılmış, onu söyle; Rusya'ya mı satılmış?!. SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, anayasa yapıyoruz; lisanına dikkat edeceğiz... İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Camiler kime satılmış, onu söyle!.. Rusya'ya mı satılmış?!. Camiler kime satılmış, onu söyle... SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Sayın Başkan, görüyorsunuz... İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Camiler kime satılmış, onu açıklayın da bilelim. BAŞKAN - Sayın Gürsoy... Efendim, siz konuşmanızı tamamlayın. Siz onunla ilgilenmeyin... İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Halkın kafasını bulandırmayın... Camilerin kime satıldığını açıklayın da bilelim. SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Camilerin kime satıldığı, kaça satıldığı liste olarak var, gerek yok. (CHP sıralarından "Oku oku" sesleri, gürültüler) Anayasada bir kelime daha var , o da "istismar" kelimesidir. Türkiye'de ve yurt dışında bulunan bütün hukukçu arkadaşlarıma bir sual sormak istiyorum. İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Ayıp denilen bir şey var "cami satıldı, cami satıldı..." SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Anayasa literatüründe, termoloji olarak, terim olarak "istismar" diye bir kelime bulabilir misiniz; maalesef bulamazsınız... Nerede bulursunuz; sadece 1982 Anayasasında bulursunuz. İBRAHİM GÜRSOY (İstanbul) - Cami nereye satılmış, onu söyle bize!.. SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, partilerle ilgisi ne: Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru partilerse, demokratik hayatın bütün kurumlarını ne ilgilendirir; parti ilgilendirir. Dolayısıyla, partiler bunu fiilî olarak pratik hayatta yürüten, bunu iktidarda, muhalefette ve Parlamentoda devam ettiren müesseselerdir. Böyle bir müessesenin elbette... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Konuşma sürenizi ikinci defa uzatıyorum, lütfen bağlayalım... SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Bağlıyorum, Sayın Başkan. Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu maddede birtakım düzenlemeleri uygun olarak yerine getirmişiz; fakat, yetersizlikleri pek çoktur. Biz bu konuda önergeler verdik, daha iyi çıkması konusunda yardımcı olunması arzusuyla. Bu maddeyle ilgili önergelerimizi de, şayet, dikkatlice.. |
|
02-06-2010, 13:40 | #28 |
laikliği nezaman anlayacağımı bilmiyorum ama bizdeki laiklik tam olarak dinini yaşayan insanları nasıl kıstlarız diye düşünüp içine sığınılan bi halde anlamadığım şu özgürlük özgürlük diyolar sonra sen şu olacaksın diyolar herkes istediği gibi düşünemezmi sen şöyle düşüneceksin diyerek kimin fikri değişmiş bunu bi türlü anlamayacaklar laiklik diyerek insanları belli bir çerçeveye sokmaya çalışacaklar gündemdeki olay baykal cübbeli ahmet hocayla konuşmuş gayet normal demi ah bide başbakanımız konuşmuş olsaydı kızlca kıyamet kopcaktı şeriat gelio dencekti niyeyse bitek biz laik olmuyoruz nasıl iş anlayan varsa bana özelden bi anlatıversin
|
|
02-06-2010, 17:01 | #29 |
Zihniyete bak işte camiye emlak gözüyle bakıyorlar akparti banka özelleştirdimi ülke elden gidiyor sen camiler nasıl yapılır bilirmisin benim paramla kardeşimin parasıyla bizim paramızla bitince diyanete teslim edilir camiler kimseye ait olmadığı gibi hepimizindir ve satılamaz
|
|
02-06-2010, 22:33 | #30 |
Beyaz TEBEŞİR ;
Papağanlar gibi, siyonist idealizmin tehlikelerinden, masonik yapılanmalardan ve faaliyetlerden, bu faaliyetlerin içinde olan piyonlardan bahsediyoruz fakat biraz düşününce nasıl bir tehlike ile karşı karşıyayız ortaya çıkıyor... Alıntı: Postmodern darbe, içeride milli iradeye ve değerlerine ters uygulamalar yaparken, ülkenin dış politikasını da milli vicdanları sızlatacak şekilde yönlendirmiştir. Bunun belgesi İsrail ile yapılan anlaşmalardır” http://www.timeturk.com/israile-hizm...14-haberi.html Laiklik kavramı devlet yönetimleri için geçerlidir, kişiler için değil. Devletler laik olabilir kişiler değil. Eğer illa birşeyleri mukayese etme veya çarpıştırma isteğimiz var ise "dinimiz ile diğer dinleri, laiklik ile diğer yönetim şekillerini" mukayese edelim.. En azından birbirine muadil kavramlar hakkında yorum yapmış oluruz... |
|
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
|
|