AK Gençliğin Buluşma Noktası
Eğitim ve Öğretim Üniversiteler ve Üniversite Öğrencileri, Ak Parti Forum lise, ilköğretim ve okul öncesi eğitimi; İmam Hatip ve Açıköğretim.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-29-2018, 06:41   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart Türkiyenin şehirleri
Kaynak talhauğurluel.com

Osmanlı Kokan Karacabey (Mihaliç)

Karacabey’e giderken aklımıza Osmanlı Devleti’nin kuruluşu geliyor. Küçük bir topluluğun başına getirilen Osman Gazi. ailenin en küçüğü. o günlerde insanlar yaşlarıyla değil, kabiliyetleriyle seçiliyorlardı. Osman Gazi, kendisine gazi denilmesine sebep olacak akınlarına başlıyor Bizans zalim tekfurları etrafa dehşet saçıyor. Kendi halkları bile insafsızlıktan bıkmış.Karacahisar, Yarhisar, İnegöl, Harmankaya Bilecik alınıyor. Yenişehir Osmanlı’ya başkent oluyor. Karacabey fethediliyor Böylece*de Bursa’nın etrafı sarılıyor Karacabey denilince aklımıza*Osmanlı’nın fütühat ruhu geliyor. ilk günlerin aşkı, ve heyecanı geliyor.
Mihaliç Adı Hala Yaşıyor:*Karacabey adı Fatih Sultan Mehmet Han’ın komutanlarından Dayı Karacabey’den*gelmedir

Osmanlı Devleti’nin ilk fethettiği Bizans kentlerinden*biride karacabey yani Mihaliçtir. bugün Mihaliç unutulmuş Fakat yaşıyor. Karacabey’in eski adı Mihaliç Mağalic peynirin adında yaşıyor İstanbul Bursa arası otobüsle 3,5 saat Bursa’dan 45 dakikalık bir*yolculukla Karacabey’e geliyorsunuz. Yol kenarındaki soğan satıcıları*Karacabey’e yaklaştığınız sinyallerini veriyor Karacabey sapağından*sonra İzmir istikametinde yol boyunca Haralar var şehir merkezindeki Ulucami güzel ve geniş bir cami. İlk dikkat çeken unsuru minaresi. Harika Bursa tipi bir minare harika bir tuğla işçiliği kendisini gösteriyor. cami büyük. faklı bir şeması var Caminin dışındaki kitabede Hüdavendigar Ulucami 14.yy” yazıyordu. Muhtemelen 1.Murat tarafından inşa edildi yada kiliseden Camiye çevrildi.

Issız han

*Ulucami’deki namazı sonrasında özel bir yere Eski bir hana Karacabey’den 20 dakika uzaklıkta, İzmir İstanbul yolunun 1,5km. içerisinde ve Ulubat Gölü’nün yanında bulunan Issız Han’a gidiyoruz. doğa güzelliğine büyüleniyorum. bir tabiat harikası Ulubat gölü kenarına nasıl olmuşsa yıllar evvel yaptırılmış Şimdi her sabah kuş cennetinin bulunduğu bu gölde insanlar güzel kuş sesleri ile uyanıyor. Çiftlikde 50 ye yakın büyük baş hayvan var. yarış atı, var Tarih ve tabiatı hiç bu derece iç içe görmemiştim göl kıyıları eski ticaret yolunun geçtiği yerler. Ve yol güzergahına kervansaray ve hanlar inşa edilmiş. Issız han 1394 yılında Celalettin Eyne Bey tarafından yaptırılmış. Yıldırım Bayezid’in yılları. *Arabamızdan inerek Han’a yaklaşıyoruz.hanın kapısında iki tane kangal duruyor. Allahtan sahipleri Tahsin Abi’nin hatırına dokunmuyorlar. İyi ki tarihi hana sahip çıkan insanlarımız var. Çünkü başı boş bırakılmış tarihi yapılarımız, fuhuş ortamları ya da balicilerin yatakları haline geldiğini ve içinde yakılan ateş ile harap olduklarını biliyoruz.*Hanın iç hücreleri. mescid olarak kullanılmış, hanın ısıtmasını ortada duran iki adet ocak ile sağlıyorlar asma katta insanlar üstte, hayvanlar altta yatıyor. yapının ihya edilmiş halini hayal ediyorum. Şık bir restoran çay bahçesi. Önü Uluabat gölü. Manzara, kuş sesleri, tarih ve büyüleyici bir ortam. Keşke değerlendirilebilse.*Tahsin Abi’nin çiftliğinde. İnekler, atlar, köpekler*ve güvercinler. akıllara durgunluk*verecek harika. bir manzara gördük yeni doğmuş buzağıya yetişkin kedi*sarılıp duruyordu. hayretler içinde kedi yavru buzağının karnına sarılıyordu. fotoğrafın çekmek için yaklaştık kedi*kaçmıyor buzağıya sokuluyor buzağıyı yavrusu*gibi görüyordu. muhteşem bir kareydi yarış atını*gördük ve ayrıldık.

Uluabat Gölü

*Göl ile ana yolun arası 1,5 km. Ve bazı mevsimlerde mantar olur. Çalıların arasındaki manzarası muhteşem Allah ne*büyük. Bu ıssız çalı çırpının arasında sanki hazine gibi mantar bitirmiş. Beyaz ve yumru yumru mantarlar çalı kenarlarında otların arasından fışkırmış ibretlik muhteşem bir tabiat harikası Aklıma Kızıldeniz’i Hz.Musa ile birlikte geçen İsrailoğullarına Rabbimizin çölün içinde sunduğu kudret helvası ve bıldırcınlar geldi. ne acıdır ki şükretmemişlerdi. Halbuki biz ömür boyu şükretsek otların arasından fışkıran ve hiçbir karşılık beklemeden bize kendisini sunan mantarın bile hakkını ödeyemezdik.*Ana yola çıkıp Karacabey’e yöneliyoruz. yolun solunda küçük bir yerleşim merkezi Uluabat kasabası ve heybetli bir anıt Ulubatlı Hasan Anıtı. Bir burcun üzerinde elinde bayrağı Ulubatlı Hasan görülüyor. her sene Çanakkale Savaşlarında Çanakkale’yi, İstanbul’un fethinde muhteşem fethi bulandırmaya çalışan bir takım ard niyetli insanların Ulubatlı Hasan’ı da karalamaya çalıştılar Yok İstanbul sur kapıları açık unutulmuş ta Osmanlı askerleri oradan girmiş, yok Ulubatlı* Hasan yokmuş daha neler. açıkca, -Biz İstanbul’un fethinden rahatsızız diyenler provagandalarına muhteşem askeri alet etmeye çalışdılar Ulubatlı Hasan yoktur dediler Ulubatlı Hasan vardı ve Fatih Sultan Mehmet Han ile çok iyi tanışıyorlardı.Ulubatlı saraydan, Enderun Mektebinden yetişmeydi cengaverdi şanlı aramızın önünden saygı ile geçiyoruz.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 05-29-2018, 06:41   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Bursa Kokan Cami:*imaret camii

*Karacabeyde halk arasında İmaret Cami olarak geçen dayı Karacabey’in yaptırdığı Tabhaneli Cami.
Bursa havasını hissettiriyor. kubbeleri benziyor Kubbeleri Ulucami ve Yeşil Cami’yi andırıyor. T planlı camilerden halkın bu yüzden imaret cami diyor. Caminin Arkadaki odaları imaret misafirhane olarak kullanılıyor. Caminin banisi Dayı lakaplı Karacabey. Külliyeyi İstanbul’un fethinden üç yıl sonra 1456 da yaptırıyor. sultan 2.Murat döneminden beri asker ve Fatih Sultan Mehmet ile katıldığı Belgrat kuşatmasında şehit düşmüş. naşını buraya defnetmişler. Karacabey’in huzurunda saygı ile duruyor ve fatihalarımızı* ruhuna gönderirken mezar taşını inceliyoruz. Klasik *Osmanlı Mezartaşı. Sultan Mehmet’ e kadar Osmanlı’larda sarık, kavuk, fes yok. İki kalın mermer, Rumilerle taçlandırılarak, divani yazıları ile hazırlanıyor. Karacabey’İn taşı kuruluş devri mezartaşı geleneğinde *Bu güzel insanın huzurunda dururken, O’nun nelere şahit olduğunu düşünmeden*edemiyorum. Osmanlının meşhur Karacapaşası sultan 2.Muratın Rumeli Beylerbeyi idi ve ölene kadar görevine devam etmiştir. İstanbul’un fethinde yeralmış kuşatmanın*en zor bölgelesi Edirnekapı ile Ayvansaray arasını askerleri ile muhasaraya çalışmıştır. Kuşatma öncesinde de Silivri’den Kumburgaz’a*oradan Bigadosu Osmanlı itaatine almıştır. çok hayırseverdir külilyesi yanında Bursa’daki Karacabey Hanı, Yorgancılar ve Çuhacılar çarşıları, Gelincik Pazarı ve Ortaköy Hanı onun hayır eserleridir*İmaret Cami’nin 1853 de depremde hasar gördü. Osmanlı Devleti’nin zafiyet yıllarında ilgilenilmedi yapı Kurtuluş Savaşında Yunanlılarca tahrip edildi. 1971 yılındaki restorasyonda eski haline getirildi çok güzel bir bahçe düzenlemesi ile gelenleri kendisine hayran bırakıyor.

Ecdatla Kucaklaşan Çocuklarımız ve Bülbül Hatun:

Cami ziyaretimiz sonrasında türbe binasına uğruyor Karacabey İlköğretim öğrencileri külliye türbesinde geziyorlar. Çocuklarımızın, dedeleri ile tanışmaları ve bilgili olmaları yarınlar için önemli. bizim utanılacak değil gurur duyulacak bir tarihimiz var ve bunu öğretmek zorundayız.
türbe kare planlı iki kabir bulunuyor. biri Karacabey’in eşi Bülbül Hatun, diğeri O’nun kardeşi Ahmet Bey’dir. Türbe Ahmet bey’in gayretleri ile yaptırılmış. Bülbül Hatun, vefatları sonrası insanlar kendilerine Kuran okusunlar diye mallarına ait gelirleri bu işe bağışlamış. Onların ruhlarına Kuran okuyacak kişilere verilsin diye vasiyet etmiş. Ama O’nun bıraktığı akar yapılar kimbilir bugün ne oldu toprakları kimde kaldı. İçimiz burkulmuş olarak, fatihalarımızla oradan ayrılıyoruz.

Gerçek Bir Kümbet Cami:*

Karacabey İmaret Cami’nin arka çapraz sokağında Kümbet Cami.*var eski Karacabey’ bu bölgede Kümbet Cami, yapı olarak Osmanlı Kuruluş Devri mescid mimarisine uyuyor. İznik’te bulunan ve ilk Osmanlı Camisi Hacı Özbek Cami’ne benziyor. Kare planlı yapı kilise yada sinagog üzerine yapılmış. Edirne’de kilise üzerine yapılan Yıldırım Cami’ni de andırıyor. caminin ana giriş kapısı bir Roma tapınak kapısı idi. Allah’ın*işine bakın ki, pagan ve çok tanrılı bir inancın mabedinde duran kapı şimdi cami kapısı olarak kullanılıyor ve Tek Allah’a inanan insanlar ibadetleri için bu kapıdan geçiyorlar. Osmanlı’nın muhteşem büyük düşünüşü durumu karşısında insan şaşırıp kalıyor.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-29-2018, 06:42   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi .info

BURSA TARİHİ yazan Halil İnalcık

*Marmara bölgesinde Uludağ’ın kuzeybatı eteğinde, aynı adlı ovanın güney kenarında meyilli bir mevkide kurulmuştur. şehrin büyük bir bölümü batıda yer almaktadır. Şehir dağ yamaçlarına doğru tırmanan ve ovaya doğru inen bir yayılma gösterir.
Bursa’nın Antikçağ’lardaki adı Prusa’dır. ismi buradan gelir. Şehrir Bithinya krallarından Prusias tarafından kurulmuştur Şehrin kuruluşu milâttan önce II. yüzyılda Prusias’a iltica eden Kartacalı Annibal’ın teşebbüsü ile kurulduğu rivayet edilir Şehir Pontus Kralı Mithradates’in mağlûp edilmesiyle Romalılara geçti İmparator Traianus buraya vali tayin eddi. Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Doğu Roma hâkimiyetindeki şehirlerden biri oldu. *Bursa müslüman Arap ordularının ve Türkler’in hücumlarına mâruz kaldı. Anadolu fâtihi Süleyman Şah 1080’de İznik’i alarak kendisine merkez yaptı ve Bursa’yı fethetti. İznik’in 1097’de Bizans hâkimiyetine girdi 1107’de I. Kılıcarslan’ın ölümü ile şehzade mücadelelerinde şehir Türk hâkimiyetinden çıktı 1113’te Türk kuvvetleri tekrar zapteddi İmparator Komnenos geri aldı. Osmanlılara kadar Bizans’ın elinde kaldı 1300’lerde Türkler’in Batı Anadolu yayılışlarında Bizans’ın elinde kalan üç önemli şehirden biri idi.
Şehir ilk olarak 1308’de Osman Bey tarafından kuşatmaya alındı. sonuç alındı şehir ablukaya. Alındı Bursa halkı perişanlık ve açlık yüzünden
6 Nisan 1326 da şehiri Osmanlılar’a teslim edildi

*Bizanslı kumandanın İstanbul’a gitmesine izin verildi, ancak şehrin başdanışmanı Osmanlı hizmetine girdi. Bursa metropoliti şehirde görevini sürdürdü Bursa’nın Rum halkı kaleden aşağı yerleştirildi. Kale ve civarında stratejik mecburiyetlerden sadece Türkler yerleştirildi 1432’de şehirde 1000 kadar ev vardı Fetihten sonra inşa faaliyetleri başladı insan nakli yapıldı şehir geliştirildi. Orhan Gazi kale içindeki manastırı camiye çevirtti, Bey Sarayı yaptırdı. bugün Tophane adıyla anılmaktadır. 1338 de burada bir cami inşa edilmiştir. Orhan Gazi bursayı başkent yaptırdı. gümüş akçe bastırdı 1340’ta kalenin doğu tarafına Orhan Camii imaret, medrese, hamam ve kervansaraydan oluşan Beyhanı, Emirhanını yaptırdı *şehrin merkezi Burasıydı bugün de şehrin ticaret merkezidir. Alâeddin Bey, Çoban Bey, Hoca Nâib gibi semtler kuruldu. şehri İbn Battûta canlı pazarları, büyük caddeleri bulunan güzel bir belde olarak tarif eder. gelişmesi hızlanan şehirde hânedan zengin vakıflar tahsis edti dinî merkezler kurdu Bunlar Yıldırım, Emîr Sultan, Sultan Mehmed gibi bölge ve mahalleler oluştu Şehirdeki en büyük gelişme I. Bayezid zamanında gerçekleşti. 1399’da muhteşem Ulucami inşa edildi. şehirde 200.000 ev vardı her dine mensup fakirlere açık sekiz imaret bulunuyordu. Batı Anadolunun en muazzam şehirlerindendi. Timur’un Anadolu’ya girmesiyle Bursa’nın gelişmesine darbe vurdu. Timur Bursa’yı yağmalayıp ateşe verdil Yangında Osmanlı padişahlarına ait resmî vesikalar ve birçok telif eseri yok oldu.

*Timur’un istilâsı ve fetret devrinde Bursa’nın yerine Edirne başşehir oldu. İç savaşta şehzadeler, Edirne ve Bursa’yı almak için büyük çaba sarfettiler. Bursa’da tahta çıkan II. Murad döneminde şehir süratle büyüdü Sultan Murad, Hacı İvaz ve Umur Bey, gibi devlet erkânı vakıflar kurdu 1432’de Bursa çok güzel bir yer, önemli bir ticaret merkezi ve Türkler’in en muazzam beldesiydi imaretlerde fakirlere her gün yemek dağıtılır şehrin çarşılarında ipekli kumaş değerli taş
ve inciler ucuz fiyatla satın alınır, Ceneviz, Venedik tüccarları ticarî faaliyetlerini sürdürürlerdi
Fâtih Sultan Mehmed İstanbul’u merkez yapmadan önce Bursa İstanbul’un rakibiydi Fakat ahali yeni pâyitaht İstanbul’a göçürülünce rekabet ortadan kalkdı. *Bursa Sultan Mehmed’in hükümdarlığında iktisadî gelişmelerden faydalandı. girişilen seferler için askerî merkezdi. Fâtih’in ölümü ile başlayan saltanat mücadelesinde Şehzade Cem’in merkezi oldu; hatta Cem burada kendisini sultan ilân etti, para bastırdı ve on sekiz gün saltanat sürdü. amacı Bursa’yı merkez yaparak Anadolu’ya hâkim olmaktı. Cem hadisesinden sonra şehirde önemli bir olay cereyan etmedi. 1577’de güvenlik için semtlere kapılar konuldu muhafızlar yerleştirildi. Rumeli’den Arnavutlar’ın şehre göçü problemlere yol açtı. Şehir 1595’ten itibaren Celâlî hücumlarına uğradı, 1608’de Celâlî Kalenderoğlu burayı yağmalamaya geldi. IV. Mehmede isyan eden Abaza Mehmed Paşa’nın tehdidine mâruz kaldı. tehlikelere rağmen Bursa Osmanlılar’ın üç büyük merkezindendi. XVII. yüzyıla kadar Bursa Sarayı padişahlarca tarafından kullanıldı. Şehir XVIII ve XIX. yüzyılı sakin geçirdi. 8 Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğradı, 11 Eylül 1922’de geri alındı. Cumhuriyet döneminde aynı adla kurulan ilin merkezi oldu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-29-2018, 06:42   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi .info

BURSA Sosyal ve İktisadî Yapı yazan Halil İnalcık

*Osmanlı Devleti’nin en büyük şehirlerinden Bursa XVI. yüzyılda 152 mahalleye sahipti. asrın ikinci yarısında rakam 168’e yükseldi, nüfus arttı II. Mehmed devrinde Bursa’da 5000 hânesi, 30.000 nüfus barınıyordu.rakam 1487’de 6456 hâneye yaklaşık 37.000 kişi ye yükseldi. XVI. yüzyılda aynı durumdaydı 1573 te 60.000 kişiyi geçti. XVI. yüzyılın başlarında 400 hıristiyan, 600 yahudi olmak üzere 1000, ikinci yarıda 3000 hıristiyan 1500 yahudi olmak üzere 4500 kadar gayri müslim vardı XVI. yüzyılda şehrin en kalabalık mahalleleri Emîr Sultan, Sultaniye İmareti, Hacı Baba Yıldırımdı 1530 da şehirde sekiz imaret, yirmi iki medrese, on sekiz cami, 130 mescid, on zaviye ve on da büyük hanın bulunduğu tesbit edilmişti.*1548’de şehre gelen Fransız seyyah buranın çok güzel ve müsait bir mevkide bulunduğunu, Lyon’dan geniş bir sahaya yayıldığını, İstanbul kadar servet ve nüfusa sahip olduğunu belirterek ipek sanayiinde şöhret kazandığını, her yıl 1000’den fazla deve ile Anadolu ve Suriye’den getirtilen ipeklerin işlenip boyandığını ve başka memleketlere gönderildiğini yazar. Şehri en canlı şekilde Evliya Çelebi tasvir eder. Ona göre iç kalede 2000 hâne, yedi mahalle, yedi mescid, yirmi dükkân, bir hamam, bir çarşı bulunmakta, Sultan Orhan Camii ve Türbesi yer almaktadır. Aşağı surlar III. Mehmed zamanında Celâlî eşkıyasının hücumlarından korunmak için yapılmıştır

*Evliya Çelebi şehrin kat kat yükseldiğini, 23.000 kadar ev ile 176 müslüman, dokuz Rum, yedi Ermeni mahallesi, bir Kıptî mahallesi, dokuz yahudi cemaati ve bir Miskinler mahallesinin son derece canlı bir alışverişin yapıldığı pazar ve çarşılarda 9000 dükkân, bir de büyük bir bedesten ile 357’si sultanlar, vezirler ve ileri gelenlerce yaptırılmış 1040 kadar irili ufaklı caminin yer aldığını yazar. 1675’te Bursa’da 40.000 Türk ile 12.000 yahudi yaşamakta az sayıda Ermeni ve Rum bulunur
Şehir fizikî ve nüfus yönünden XVII. yüzyılda gelişmeyi sürdürdü. 1855’teki büyük zelzeleyle harap oldu 1861’de şehir haraptı nüfus 35.000’e ulaştı sekizi Avrupalılar’a ait buharla çalışan otuz beş iplikhâne vardı *1892 yılında Bursada 5158 Rum, 2548 yahudi, 7541 Ermeni ve kalanı müslüman olmak üzere 76.000 kişiydi 165 cami, elli yedi okul, yirmi yedi medrese, yedi imaret, yedi kilise, üç sinagog, kırk dokuz kervansaray ve otuz altı fabrikanın bulunuyordu . 1927 de nüfusun 61.690 dı Bursa Osmanlılarda siyasî ve iktisadî öneme sahipti. Önceleri Osmanlı idaresi altında hıristiyan dünyasına yakın bir ticari gelişme gösterdi. İran ipek kervanları Bursa’ya geliyordu. 1400 de şehir ipek ticaret ve endüstrinin merkeziydi Bursa’ya ulaşan ipek yolu Tebriz-Erzurum ve Tokat güzergâhını takip ediyordu. ticaret yolları da bu ana yola bağlanarak şehre ulaşıyordu. Eski Halep-Konya-Kütahya yolu önem kazanmıştı.

*1432’de Şam’da bu yola katılmış ve baharat Bursa’da Galatalı Ceneviz tâcirlerine satılmıştı.Şam-Halep-Bursa yolu, ve İskenderiye-Antalya deniz yolu XV. yüzyılda yoğun bir faaliyetteydi Baharat, şeker, boya, sabun gibi ticaret malları Suriye ve Mısır’dan Bursa’ya taşındı. Hintli tüccarlar Bursa’ya geliyordu 1470 te Bursa baharat ticareti yapan Floransalılar için önemliydi Fakat Bursa’daki yüksek fiyat dolayısıyla baharat ticareti hiçbir zaman Mısır ile rekabet edemedi 1487’de Bursa’ya getirilen biber ve boyadan alınan gümrük vergileri yıllık 100.000 akçeye ulaştı. Bursa XVII. yüzyıla kadar Balkanlar, Doğu Avrupa ve İstanbul için Doğu mallarının önemli bir deposuydu
*İpek ticareti Bursa’da refah kaynağı idi. Tebriz’den gelen kervanlar çok kıymetli Esterâbâd ve ipeklerini Bursa’ya getirirdi. Bursa’da ticarî temsilcileri bulunan Ceneviz, Venedik ve Floransalılar birbirleriyle rekabet halinde ipek alıyorlardı.1501’de Floransalı Medici aileside bunlardandı 1479’da İran’dan ithal edilen ipek 150.000 Venedik altınına ulaştı ipek mahallî dokuma tezgâhlarında tüketiliyordu. 1502’de Bursa’da 1000’den fazla dokuma tezgâhı vardı. özel teşebbüs elinde idi ve zengin bir şehirli zümre ortaya çıkarmıştı. yüksek ve orta seviyedeki ahali, XV. yüzyılda Bursa nüfusunun % 70’ini teşkil etmekteydi. İpek işçileri köle idi ve belirli bir süre sonra âzat ediliyor, ve müteşebbis hale geliyorlardı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-29-2018, 06:42   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi .info

BURSA Sosyal ve İktisadî Yapı yazan Halil İnalcık


*Bursa’ya ait ipeklilerden Bursa kemhâsı, kadifesi çok aranan ipeklilerdi Avrupa’da, Mısır’da ve İran’da alıcısı bulunuyordu. baş alıcısı Osmanlı sarayı idi. Bursa’da imal edilen ipeklilere vâle ve tafta adı veriliyor, ihraç ediliyordu.Bursa’da, XV. yüzyılda inşa edilmiş ticari kervansaraylar vardı I. Mehmed saltanatında yapılan İpek Hanı, II. Mehmed dönemi inşa edilen Mahmud Paşa Hanı ve Koza Hanı adıyla bilinen büyük hanlar, II. Bayezid zamanında yapılan Pirinç Hanı sayılabilir. Bursa Doğu Avrupa ve Rumeli’ye ihraç edilen Batı Anadolu pamukluları için de bir antrepoydu Bursa’daki ithal mallarının yıllık vergisi 1487’de 140.000 dukaya ulaştı. gümüş ve bakır para basımı yapılan bir darphâne vardı ve yılda 6000 duka gelir sağlanıyordu.
*Bursa’da ticaret ihtisab vergi gelirleri XVI. yüzyılda bir yıl için 215.000, gümrük gelirleri 166.666 akçeye verilmişti. İpeğin tartılması sırasında alınan mîzan vergi geliri ise 2.587.000 akçeye verilmişken rakam XVI. yüzyılda düştü 1599-1628 de Şah Abbas’ın Osmanlı-İran ipek yolunu değiştirme teşebbüsü Bursa ticaretini olumsuz etkiledi. Bursa ve civarında ipek üretimi teşvik edildi XVIII. yüzyılda Avrupa işi kalite ipeğin ülkeye girişi, İzmir’in ticaret şehri olarak rekabeti Bursa’nın önemini sarstı. ipek imali sürdü. XIX. yüzyılda pazarları Avrupa’nın ucuz ipeklileri istilâ etti. Nitekim 1846’da Bursa’nın İngiliz konsolosu bursa ipeklilerinin kullanım dışı kaldığını belirtir. Bursa ipeklilerinin İngiliz, Alman ve İsveç taklitleri şehirde revaç bulmaya başladı.

*1837’de mahallî ipek endüstrisinde buhar gücünün kullanılmasıyla şehir Batı için ham ipek üreten bir yer olmaktan kurtarıldı. Yirmi beş yılda iplikhâne sayısı otuz beşe ulaştı 1914’te ham ipek imali 1000 tondu. İstiklâl Harbi yıllarında gerilediyse de sonra toparlandı Bursa sadece iktisadî merkez değil önemli bir kültür şehridir İstanbul’un fethinden önce şehirde yoğun bir kültür hâkimdi. burada Osmanlı devlet adamlarının yanında Şemseddin Fenârî, Abdurrahman Bistâmî, Molla Hüsrev, Molla Zeyrek, Niyâzî-i Mısrî, Süleyman Çelebi, Bursalı İsmâil Hakkı, gibi birçok âlim, mutasavvıf, tarikat şeyhi, yetişti *Bursa’da fetihten sonra hânedan mensupları eserler meydana getiridi. büyük âbideler arasında, Orhan Camii ve Külliyesi, I. Murad’ın yaptırdığı Hüdâvendigâr Camii ve Külliyesi, Yıldırım Bayezid zamanında inşa edilen Ulucami ve Yıldırım Bayezid Külliyesi, Yeşilcami ve Külliyesi, II. Murad’ın Murâdiye Külliyesi, Alâeddin Camii, Şehâdet veya Kale Camii, Timurtaş Paşa Camii ve Emîr Sultan Camii sayılabilir. irili ufaklı birçok mescid ve cami bulunmaktadır. en eskileri Selçuk Hatun Camii, Acem Reis Mescidi, Azeb Bey Mescidi, Tuzpazarı Camii, Koca Nâib Camii, Hafsa Hatun Camii’ni saymak mümkündür.

*bugüne gelen dokuz medrese mevcuttur. en önemlileri, Orhan Bey dönemindeki Lala Şâhin Paşa Medresesi, I. Bayezid döneminde Eyne Bey ve Molla Fenârî medreseleri, Fâtih döneminde inşa edilen Ahmed Paşa Medresesi’dir. Osman Bey’den itibaren Fâtih’e kadar gelen ilk Osmanlı padişahlarının türbeleri buradadır. hânedan mensuplarına ait birçok türbenin yer aldığı şehirde çifte hamamlar bulunmaktadır. I. Murad dönemine ait Şengül Hamamı, I. Mehmed dönemindeki Mahkeme Hamamı, II. Murad dönemine ait Umur Bey ve Atpazarı hamamları ile Fâtih devrinde yapılan Kadı ve Perşembe hamamları sayılabilir. Ayrıca birçok han ve bedesten de zamanımıza ulaşabilmiştir.*Bursa, Osmanlıda Anadolu eyaletine bağlı Hüdâvendigâr sancağının merkezi idi. XVI. yüzyılda Hüdâvendigâr sancağının merkez kazası Bursa’dan başka otuz kazası daha vardı. Bunlar İnegöl, Yarhisar, Domaniç, Söğüt, Akyazı, Akhisar, Beypazarı, Mihaliç, Kite, Gönen, Gölpazarı, Bergamaydı teşkil ediyordu.Seferihisar, Ermenipazarı,, Kepsut, Mihalıççık, Edincik kazaları da buraya bağlı idi. 1832’de mutasarrıflık olan Bursa, Karahisar, Kütahya, Bilecik, Erdek, Biga mutasarrıflıkları ile birlikte Hüdâvendigâr eyaletine bağlandı eyaletin merkezi oldu. 1857’de Hüdâvendigâr eyaleti Bursa, Koca-ili, Kütahya, Karahisar, Erdek, Biga, Karesi, Ayvalık livâlarından müteşekkildi. Bu sırada Bursa livâsına bağlı yirmi dört nahiye bulunuyordu. *1865’te Hüdâvendigâr eyaletine Bursa, Karesi, Koca-ili, Kütahya, Karahisar livâları bağlı olup vali Bursa’da oturuyordu. 1908’de ieyâlet, Bursa, Ertuğrul Kütahya, Karahisar ve Karesi sancaklarından meydana geliyordu. Bursa sancağı altı kaza, beş nahiye ve 664 köye sahipti Bursa Cumhuriyet döneminde il haline getirildi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-29-2018, 06:43   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi .info


Bugünkü Bursa yazan Ertuğrul Seyhan


*Bursa ovasının güney kenarı ile Uludağ’ın kuzeybatı eteği arasında doğudan batıya uzanan şehrin boyu 8 km. kadardır; yakın tarihlere kadar 3 kilometreyi geçmeyen şehrin eni, son yıllarda özellikle 1987’de ovanın ortalarındaki Panayır ve İsmetiye köylerinin mahalleye dönüştürülerek şehir belediyesi sınırlarına alınması üzerine artmış ve şehrin Uludağ’ın eteğindeki şerit görünüşü daire durumuna yaklaşmıştır. Bursa’nın çekirdeğini, Uludağ’ın kuzey yamaçlarından inen Gökdere ile Cilomboz deresinin semtleri oluşturur. Bu iki vadi arasındaki merkezî kesimin doğusunu merkezi eski çarşı resmî daireler, hanlar ve şehrin en önemli mimari eseri Ulucami kaplar. İç kale, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleriyle Hisar Meydanı’nı içine alan eski semt de bu merkezî kesimin batı yarısını işgal eder. *Şehrin doğusundaki, adını Yeşilcami ile Yeşiltürbe’den alan Yeşil semti merkezî kesimden Gökdere’nin derin bir vadisi ile ayrılır. Yeşil semtinden Gökdere’nin küçük bir koluna ait vadi ile ayrılan Emîr Sultan semti kuzeye doğru Yıldırım, güneye ve yükseklere doğru da Teferrüç semti devam eder. Batıda, çekirdek kısmından Cilomboz deresinin vadisiyle ayrılan Muradiye semti yer alır. Muradiye’nin batısında şehrin asıl kütlesi sona erer ve meşhur kaplıca semti Çekirge başlar. Şehir 1930’ dan sonra batıya ve kuzeybatıya doğru önceleri yavaş, 1950’lerden sonra ise hızlıca büyüme göstermiş manzarası değişmiştir uğramıştır. gelişmede sanayi etkin rol oynamıştır

*Sümerbank Merinos Fabrikası’nın kuzeyindeki işçi konutları şehri genişletmiştir. 1950’lerden sonra apartmanlaşma başlamış, son toplu konutlar şehrin çevresinde uzantılar oluşturmuştur. gecekondu bölgelerinde plansız büyüme görülür. Şehrin doğusundaki gecekondular batıda Mudanya-Bursa-Ankara karayolunda devam eder; güneydeki yerleşme sınırını oluşturur. Kuştepe gecekonduları 400 m. yüksekliği aşarak 475 metredeki yamaçlara yaklaşmıştır. Bursa’nın Cumhuriyet dönemindeki ilk planı, 1941 de Henry Prost adındaki bir şehirci mimara hazırlatılmıştır. planda yolların genişletilmesi, eski konut alanları ve Çekirge’nin kaplıca ve turizm bölgesi olarak geliştirilmesi oluşturuyordu. *1960 da Luigi Piccinato’ya yeni bir plan yaptırıldı. şehrin Ankara-Bursa-Mudanya yolunda geliştirilmesini önerdi Bu plan eski şehir dokusunu, tarihî binaları, âbideleri koruma ve geliştirmeyi öngörmüştü. planın uygulaması yapılamamış, Belediye şehiri gelişigüzel genişletmiştir. sürekli büyüme karşısında 1975’te nâzım plan hazırlanmış, şehrin büyümesi denetlenememiş şehir düzensiz bir bina yığını haline getirilmiştir.

*Bursada Şehrin iş ve ticaret merkezi, Ankara ve Yalova karayollarının birleşme noktasından başlayarak yol boyunca güneye doğru uzanır ve Güneyde Cumhuriyet, Atatürk, İnönü, Cemal Nadir caddelerinde yoğunlaşır; Bursa endüstrisinden ipekçilik ve ipek dokumacılığı günümüzde devam etmektedir eski önemini yitirmiştir. 1938’de açılan Merinos Fabrikası ile önem kazanan tekstil ve havluculuk ağırlıklı sanayi kolu haline gelmiştir. otomotiv sanayiide önemlidir Üç otomobil fabrikası karoser fabrika ve atölyeleri yedek parça, aksesuar, otomotiv yan sanayii kuruluşları gelişmiştir. gıda sanayii, konfeksiyonculuk ve bıçakçılık şehrin ekonomisinde önemlidir
*Bursa’daki sanayiin gelişmesi, 1966 da Türkiye’de ilk organize sanayi bölgesinin bu şehirde kurulmasına sebep olmuştur Osmanlı mimarisinin ilk dönemine “Bursa devri” denir tarihî ve turizm açısından önemli bir merkezdir Tarihî zenginliği kültür turizmi kaplıca turizmi şehrin ayrılmaz parçası Uludağ’daki kış sporları bursadaki turizmi artırır. Uludağ şehre 1963 yılında teleferik hattı ile bağlanmış turizm canlanmıştır. Bursa nüfus sayımlarında Türkiye’nin İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’dan sonra beşinci büyük şehridir niteliğini korumuştur. Şehrin 1927’de 61.690 olan nüfusu önceleri yavaş yükselerek 1950’de 103.812’yi bulmuş, sonraları artış hızlanarak bu rakam 1990 sayımından önce 834.576’ya ulaşmıştır.

*Şehir nüfus artışının büyümesi sonucu 27 Haziran 1987 tarihli Resmî Gazete’de büyük şehir” statüsüne kavuşturulmuştur. büyük şehirde Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım adıyla üç ilçe kurulmuştur Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait 1991 istatiklerinde göre il ve ilçe merkezlerinde 474, kasaba ve köylerde 859 olmak üzere Bursa’da toplam 1333 cami bulunmaktadır. İl merkezindeki cami sayısı ise 333’tür. Bursa ili Balıkesir, Kütahya, Bilecik, Kocaeli, İstanbul illeri ve Marmara kıyıları ile çevrilidir. Merkezdeki ilçelerinden Nilüfer, Osmangazi, Yıldırımdan başka Büyükorhan, Gemlik, Gürsu, Harmancık, İnegöl, İznik, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Mustafakemalpaşa, Orhaneli, Orhangazi ve Yenişehir olmak üzere on dört ilçeye, yirmi dört bucağa ayrılmıştır bursa sınırları içerisinde 759 köy bulunmaktadır. 11.043 km² genişliğindeki Bursa ilinin 1990 sayımına göre nüfusu 1.603.137 dir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-30-2018, 08:31   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart Gezi rehberi
Kaynak erdemgürses.com

BURSA GEZİ NOTLARI

*her gezdiğim coğrafya ve şehirlerde farklı tatlar peşinde oldum. Sokaklarında kayboldum, çay ocaklarında çay içerken şehir hikayeleri dinledim, tarihten notlar aldım. Her şehrin tarihi ve kültürel değerleri vardır İşte Bursa öyle bir şehirdir ki; Sultan Külliyeleri, Ulu Cami, Uludağ, Tarihi Çarşı ve Hanlar, Cumalıkızık, hamamlar ve kaplıcalar, Hacivat ve Karagöz, İskender... Bursa'nın kıymetlileri bunlardır. Bursa, Osmanlı coğrafyasında kurulan şehirlerimizin atası, insanlığın ortak mirasıdır. Bursa bir günde gezilmez . En az üç gün ayırmalısınız bu muhteşem şehre. Dolu dolu gezmek, adımlamak, tarihi ve kültürel dokuyu solumak, içinize çekmek için. *Bursa'da ilk yerleşim izlerini, 8.500 yıl öncesine, uygarlık temellerinin atıldığı Neolitik döneme gider. kuzeybatı Anadolu'nun tarih öncesi geçmişine ışık tutan çok sayıda höyük bulunmaktadır*M.Ö.1200 yıllarında Anadolu'nun ilk merkezi otoritesi Hitit Devleti'nin yıkılmasıyla Bursa Balkanlar'dan Anadolu'ya giren Bityn ve Tynin topluluklarının istilasına uğramış, akraba topluluklar birleşerek bölgede Bithynia Krallığı'nı kurmuşlar. Bursa'nın kent statüsüne yükselip surlarla çevrilmesi, Bithynia Kralı I.Prusias döneminde gerçekleşmiş, kente "Prusia" adı verilmiş. Bölge, M.Ö. VII. Yüzyılda Lydialılar'ın, M.Ö. 545'te Persler'in eline geçmiştir

*M.Ö. 333'den sonra Persler'i yenerek Anadolu'yu ele geçiren Büyük İskender hakimiyeti ile tanışmış. Bithynia Krallığı IV.Nikomedes 'ın M.Ö. 74 teki vasiyeti ile Roma Devletine bağlanmış, Roma'nın Asya eyaletlerinden biri olmuş. Uzun yıllar Roma egemenliğindeki Bursa, daha sonra Bizans'ın ili olarak varlığını sürdürmüş. M.S. II. yüzyıldan itibaren Bursa ve çevresi Hıristiyanlar için çok önemli bir bölge olmuş, Uludağda M.S. V. yüzyıldan itibaren elliyi geçen kilise ve manastır kurulmuş. Uludağ'a tarihte "Hep Parlayan" anlamına gelen Olympos adı verilmiştir. Daha sonra barındırdığı kilise ve manastırlardan dolayı Keşişdağı, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde Ruhban Dağı olarak anılmış ve 1925 te *Uludağ adını almıştır *Türkler Bursa bölgesine ilk 1080 yılında gelmiş. 1081- 1097 de Selçuklularca ele geçirilen İznik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olmuş 1299 da Söğüt'te kurulan Osmanlı Beyliği topraklarına İnegöl, Bilecik, Yenişehir ve İznik civarını da katmış. Bursa, 1326 da Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına bağlanmış. Ve asıl önemini Osmanlılarda kazanmış, yüzyıllar süren ve dünyaya yön veren cihan imparatorluğunun ilk başkenti olmuştur İpek Yolu üzerindeki Bursa, Asya'nın batıya açılan kapısı olma özelliğiyle XV. yüzyılda ticaret, kültür, sanat, siyaset merkezi olmuş. Kurtuluş savaşında, 8 Temmuz 1920 de, Yunanlılarca işgal edilen Bursa; iki yıl Yunan işgalinde kalmış,*11 Eylül 1922 de büyük mücadelelerle işgalden kurtarılmıştır

Bağımsızlık yolundaki en önemli adım Mudanya Mütarekesi, 11 Ekim 1922 de Mudanya'da imzalanmış. Kent Cumhuriyet Dönemi'nde yeniden yapılandırılmış Cumhuriyetin sanayi kuruluşları ile ticari merkez konumuna gelmiştir. Bursa; tarih öncesi çağlardan günümüze taşıdığı, binlerce yıllık tarih varlıklarıyla* birçok medeniyetin izlerini taşır. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkenti Bursa, tarihi ve mimari dokusuyla "Müze Kentidir doğal zenginlikleri ile Turizm Kenti Bursa; dünyaca ünlü ipeği, havlusu, tekstili, İznik Çinisi, İskender Kebabı, İnegöl Köftesi, Kemalpaşa Tatlısı, Kestane Şekeri, şeftalisi, zeytini, bıçağı, şifalı termal suları ve hamamları ile marka kenttir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-30-2018, 08:32   #8
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak erdemgürses.com BURSA GEZİ NOTLARI

Yeşil Türbe (Külliyesi)

Bursa'nın Yeşil Semti'ndeki Külliye, 1419 da Bayezid'in oğlu Çelebi Mehmet tarafından yaptırılmış.*Bursa ile bütünleşmiştir Külliyedeki; Yeşil Camii ve Yeşil Türbe Timur yenilgisi sonrası sarsılan Osmanlı'nın yeniden dirilişini simgeleyen görkemli yapıtlardandır Türbe girişi ücretsiz. Yerli ve yabancı turist ziyaret edimektedir çini işlemeleri nefes kesicidir Bursa'nın sembol yapısı şehrin her yerinden görülür Türbede Çelebi Mehmet oğulları Şehzade Mustafa, Mahmut ve Yusuf ile kızları Selçuk Hatun, Sitti Hatun, Ayşe Hatun ve dadısı Daya Hatuna ait 8 sanduka bulunur. Erken Osmanlı mimarisinin en önemli eseri Yeşil Camii, ününü taş oymacılığındaki kusursuz işçiliği ve Cami'yi süsleyen mükemmel çinilerinden almaktadır Yeşil Camii, muhteşem yapısıyla Osmanlı'nın yeniden dirilişinin tacıdır

Türk İslam Eserleri Müzesi

Müze yeşil camii Külliyesine bağlıdır Çelebi Mehmet'in 1419 da, Yeşil Türbe'nin binalarından biri olarak cami, imaret, türbe ve han ile birlikte inşa ettirdiği Yeşil Medrese, günümüzde Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmaktadır
1975 yılından itibaren Türk İslam Eserleri Müzesi ziyarete açılmış. Tarihi medresede 12. yy'dan 20 yüzyıla uzanan maden, ahşap, işleme, silah, el yazması kitaplar, sikke, kitabeler ve mezar taşları sergilenmekte. Müzekart geçmekte.müzede çünkü sergileme salonları çok eski, eserler gerçekten içinizi acıtacak durumda dönemde Selçuklu mimarisinin özelliği olarak yapımında kilise sütunları, mermerleri kullanılmış. Özellikle Konya, Bursa gibi Selçuklu mimarisinin yoğun yaşandığı birçok ilimizde haçlı sütunları çok görürsünüz.

Irgandı Köprüsü ve Çarşısı

Bursa Tarih ve Kültür Yolu'nun en önemli geçiş noktalarından birisi Irgandı Köprüsü'dür. Gökdere gerdanlık gibi dizilen köprülerden en nitelikli ve en önemlisidir 1442 yılında Pir Ali oğlu Tüccar Muslihiddin tarafından yaptırılmıştır üzerinde 31 dükkân ve bir mescit ile 2 adet depo bulunan köprü, 1855 depreminde zarar görmüş. 1922 de Yunan işgalinde bombalanarak tahrip edilen Köprünün 1442'de inşa edilen 31 dükkan ve 1 mescitten oluşan yapısından hiçbir şey kalmamış.
dünya üzerinde yer alan arastalı dört köprüden (İTALYA: Ponte Vecchio, BULGARİSTAN: Osma TÜRKİYE: Irgandı Köprüsü) birisidir Köprüde hat, ebru, tezhib, minyatür, sedefkârlık, ahşap oymacılığı gibi hediyelik satan mekanları göreceksiniz.cafe'lerde bir çay molası verebilirsiniz.

Gökdere Medresesi

Paşa Çelebi Medresesi olarak da anılır 15. yüzyılda Paşa Çelebi adındaki hayırsever ve bilgin bir kişi tarafından yaptırılmış. 12 hücre ve büyük bir dershane şeklinde inşa edilen medresenin üstü kurşun ile kaplanmış. Medrese 1608 yılında yangın ve Celali İsyanları nedeniyle harap vaziyete düşmüştür 1906'dan sonra kadınlar hapishanesi olarak hizmet vermiş. tarihi özelliği olmayan ve konserlerin verildiği bir mekân olmuştur

Tofaş Araba Müzesi

müze ggezilmesi gereken bir nokta.30.000 m2'lik terkedilmiş ipek işleme fabrikasında açılan Tofaş Müzesi, Türkiye'de ilk ve tek olan bir müze. Binlerce yıl önce Asya'da dönmeye başlayan basit bir ahşap tekerleğin Anadolu topraklarındaki öyküsünden başlayarak, günümüze uzanan değişimin gözler önüne serildiği bir müze
Araba Müzesi'nde; çift beygirli Bursa At arabasından, günümüz çağdaş otomobillerine geçişin hikâyesi anlatılmakta. 2002 yılında açılan müzede, Türkiye'nin çeşitli illerinden kağnılar, at ve öküz arabaları, top arabaları, ot arabası, odun arabası,, çarklılar, Tatar arabası gibi eski ahşap ve demir işçiliğinne dayalı birbirinden ilginç araba örneklerini görebiliyorsunuz.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-30-2018, 08:33   #9
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak erdemgürses.com BURSA GEZİ NOTLARI

Atatürk Heykeli

Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtını Heykeltraş Nijad Sirel 1927 yılında yapmış. Atatürk, anıtın anıtları içerisinde en çok kendisine benzeyeni olduğunu belirtmiş.Heykelin karşısında ise Ahmet Vefik Paşa tiyatro salonu Atatürk Heykeli'nin arkasında ise müze var

Bursa Kent Müzesi

Bursa hakkında her objenin sergilendiği sergi kronolojik sıralama açısından nefis bir görsellik sunan müzeyi geçmeniz yaklaşık 2 saatinizi alacaktır. müzekart geçmiyor. Bilet almak zorundasınız. Bilet 1.50 tl Tarihi ve kültürel mekânlarıyla Bursa'nın tarihi ve kültürel değerlerini bir arada görebilirsiniz 2004 ten bu yana kent merkezinde üç katlı bir binada hizmet vermeye başlayan Bursa Kent Müzesi´nde Bursa´nın 7000 yıllık geçmişi anlatılmakta. Bursa kentinin tarihi, coğrafyası, görsel sunum, obje ve animasyonlarla ziyaretçilere aktarılmakta. bu muhteşem müzenin zevki bambaşka tarihin içinden geçiyor hissine kapılıyorsunuz.*Adeta yaşayan bir sokak gibi taşlarla döşenmiş

Deli Ayten

Deli Ayten Bursa'nın simgesi, vazgeçilmezi ve tüm Bursanın sevgilisi. hayat hikayesini okuduktan sonra Bursa'da heykeli dikilen bu güzel insan için Bursa halkının sımsıcak yüreğini daha iyi anlayabileceksiniz.Deli Ayten Omzuna bir davul takmış.Eline bir cümbüş almış…Kolunda rengârenk çantalar…Şarkı mı söylüyor, ağıt mı yakıyor, .
Her deli gibi kahkahalarına, çığlıkları karışıyor.
Hem gülüyor, hem ağlıyor…Her yıl, Evlilik yıldönümünde en güzel elbisesini giyermiş Deli Ayten. En şık çantalarını takarmış. Kırmızı rujuyla dudaklarını boyamayı ihmal etmezmiş. Davul temizlenmiş, cümbüş parlatılmıştır. Hasanım, hasanım, neredesin sen? Diye hem çalar, hem söyler, hem güler, hem ağlar , peşinde çocuklar, yanında deliler, dolaşırmış tüm Bursa'yı. Deli Ayten'in gerçek adı ise : Ayten Şenaşık…

*Kızyakup Mahallesinin güzel kızı Ayten 17 yaşında mahallede Hasana aşık olur. Hasan Ayten'den 5-6 yaş büyük ve alkolik Hasan'ın isteğini geri çevirirler. Ayten, hasret ile yanıp tutuşur. Yemeden içmeden Aşkından aklını yitirir. doktor Ayten "sevdiğine kavuşursa aklına da kavuşur " der ailesine. Altı yıllık ayrılıkdan sonra Ayten kavuşur sevdiğine. alkole kapılan Hasan evi terk eder. o günden sonra; ne Hasan döner ne de Ayten'in kaybolan aklı.
*Hasan ölmüştür, haberi Deli Ayten'e gelir o son nefesine kadar , elinde Hasan'ının çümbüşü ve davulu, aramaya devam eder O'nu.12 Mart 1992 de Deli Ayten'in davulu*ile uyanan Kızyakup Mahallesi* Deli Ayten'i göremeyince merak edip kulübesine bakarlar. elinde cümbüşü, omzunda attığı davulu ve kolunda çantalar Deli Aytenin Hasan'ına ağıt yakan dili susmuştur. Ve Deli Ayten Hasan'ına kavuşmuştur. şimdi Bursa Kent Müzesi'nde heykeli dikili 2006 Mayısında Portekiz'in Lizbonda ödül Avrupa'nın Ödüllü Müzesi" ünvanını alan Bursa Kent Müzesi; Avrupa standartlarında bir müzedir

Orhan Gazi Camisi

Orhan Gazi Camisi'nin Orhan Gazi eserlerindendir kareye yakın dikdörtgen planlı ve ahşap çatılı. Cami Bursa'nın en çok ziyaret edilen camilerindendir

Koza Han

Bursa Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan Koza Han 1491'de II. Bayezid tarafından mimar Pulat Şah'a vakıf olarak yapılmış. eskiden ipek böceği kozalarının satılırdı Kozalardan elde edilen ipek kumaşlar Bursa'nın tekstil merkezi olmasında rol oynamıştır Bursa ve çevresinde kendilerini Manavlar olarak ifade eden yaklaşık 1000 yıldır bu topraklarda yaşayan Türkler İpek Böceği üreticiliğini yüzyıllardır yapmaktalar. Orta asya'dan gelen gelenek sürdürülmüş. sentetik petrol ürünlerinden elde edilen iplik ve kumaşlar yüzünden ipekböceği azalmış ancak atalarımızdan gelen önemli meslek ile üretilen ipek kumaşlar moda sanayinin vazgeçilmezi olmuş.

Koza Han dikdörtgen bir avlu iki katlı ve 95 odalıdır, tam ortada küçük bir mescidin altında şadırvan vardır Odalar mağaza halini almış. Hanın doğusunda konaklamaya gelenlerin at bağladıkları ahır ve depoların bulunduğu Dış Kozahan var Üst katda ipek satan dükkan ve kafeteryalar mevcut. ziyaret, ticaret ve dinlenmek için Bursa'nın vazgeçilmezi bu tarihi han dinlenmek ve çay molası için en güzel yer. Han Pazar günleri kapalı
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-30-2018, 08:33   #10
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak erdemgürses.com BURSA GEZİ NOTLARI

Ulu Camii

*Koza Han'dan çıkıp aşağı adımladığınızda heybeti ve tarihi ile ayrı bir yazı konusu olan Ulu Camii çıkacak. Ulu Cami'yi diğer büyük camilerden ayıran dört ana özelliği bulunmakta; Osmanlı'da yapılan ilk CAMİ'İ KEBİR dir 20 kubbelidir büyük bir şadırvana sahiptir Çok zengin Hat Sanatı örneklerine sahiptir hat 'lar 41 ayrı Hattat tarafından yazılmış; toplam 192 hat levhasından oluşmaktaydı Şu anda 21 sanatkar'ın 132 adet yazısı bulunmakta adım bile atmadan öylece kalabilirsiniz şaşkınlıktan. hat sanatının bir benzeri Edirne Eski Camii içindede var çok etkileyici.
*Ulu Cami'yi yapan mimar Ali NECCAR' dır. Duvar kalınlıkları 2m'den fazla olan bu camii yaklaşık olarak 3165.5m2 iç alana sahiptir Camii içindeki şadırvan istanbul'dan Bursa'ya sürgün gelen Çelebizade Abdülaziz Efendi tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi 1640'da suyu Uludağ'dan gelen bu güzel havuzun içinde alabalıkların yüzdüğünden bahsetmektedir. Suyu en tepeden tek merkezden kaynayan bu şadırvanda su, havuza dökülürken Allah'ı tesbih edercesine 33 ayrı yerden akmakta. Havuzun üzerindeki kubbenin camekan olması Ulu Cami'yi aydınlatması açısından büyük katkı sağlamakta. Ayrıca camekanlı bölgenin en tepesinin açık olması hava sirkülasyonu bakımından klima vazifesi görmekte.

*Bursa Ulu Camii Türk tarihinin en büyük camisidir kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk Tarihindeki en büyük camidir. Süleymaniye, Sultan Ahmet camilerinin büyüklüğü duvarlarla çevrili avlu alanlarıyla birliktedir. o camiler tek ve çok yüksek bir kubbe ile örtülü olduğundan geniş bir alan izlenimi verir. Bursa Ulucami çok kubbeli ve alçak tavanlıdır. İçindeki sütunlar yüzünden ufakmış gibi hissetmemize neden olabilse de*TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ*halen Bursa Ulucami'dir.
Camii içindeki minber ise dakikalarca oturup düşünülmesi gereken bir şaheser. Minber kainatı sembolize ediyor. Minber Yıldırım Han tarafından 1402 yılında yaptırılmıştır' Güneş Sistemi'nin kabartmalarla işlendiği bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle güneş'e olan uzaklık verilerek olması gereken yerlerde. *Minbere dokunamıyorsunuz. karşısına oturup şaşkınlıkla bakıyorsunuz Ulu Camii'yi çıktığınızda meydanda birçok tarihi çarşı göreceksiniz. alışveriş molası verebilirsiniz. Bursa denilince tarihi çarşıları unutmamak lazım. Nevresimi, bakırı, baharatı v.s tarihi çarşılar… Her zevke göre hizmet sunmakta. Tarihi meydandan aşağıya doğru ilerlediğinizde kent meydanına çıkacaksınız. tam ortadaki sebil 2007 Ağustos'unda Bursa ile Saraybosna arasında kardeşlik protokolü imzalanmış. Bosna'nın sembol yapılarından olan ve*Saraybosna'nın sembolü olan Sebilin adlandırılan bir örneğini Bursa'ya inşa edilmiş 2008' de tamamlanan çeşme Bursa'nın Şehreküstü Meydanı'nda Saraybosna Kardeşlik Çeşmesi adıyla açılmış. *Sebilin karşısında Osmangazi Anıtını göreceksiniz.Anıtı solunuza alıp ve kavşaktan geçin. Yolun sol tarafından 30 dakika ilerleyin. Hedefiniz Bursa Kültürpark. Kültürpark girişinde Bursa Atatürk Stadyumu var. Stadyum karşısından Kültürpark'a girin. Park içinde cafe ve restaurantlar bulunmakta. Parkın içinden Çelik Palas oteline ilerleyin. Karşınıza kesinlikle görmeniz gereken bir müze çıkacak.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım