AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yakın Tarih Cumhuriyet tarihimiz ile ilgili paylaşımlar.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-30-2017, 09:29   #11
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Talha uğurluel gezi yazıları
İnebahtı’nın İki Yüzü

Fransa’nın en eski şehirlerinden* Leon’dayız. Romalılardan*bu yana Leon’un Fransa’nın en büyük şehri olduğunu Fransa’ya yüzyıllarca başkentlik*yaptığını hatırlıyoruz.*

Şehrin tam ortasında, yarı şahlandırdığı atının üzerinde*duran kişi Flip Ogüst.heykeli flip ogüst Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü almasıyla Haçlı*Seferine çıkan ünlü Fransız Kralı. İngiltere’den Kral Rişar ve Almanya’dan Frederik*Barbaros ile Kudüs’e geleceklerdir Selahaddin’ eyyubinin*üstün dehası karşısında yerin dibine geçerek ülkelerine*geri döneceklerdir.


Leon’un tam ortasında şehre hakim bir tepe tepenin başında*kartal yuvası edasıyla duran dev bir Bazilika.loş*ve yanık mum kokan bir ortam. İçeride çocuklar öğretmenleri ile* ziyarete gelmişler. Başlarındakiler inançlarının detaylarını*ve manalarını anlatıyorlar. Bizim ülkemizde hiçbir okul camiye eğitim gezisine gitmiyor*

Bazilika duvarlarındaki*resimlerde deniz var. Denizin*üstü haç motifli gemilerle kaplı. gemiler batıyor vaziyette.Batan gemilerde sarıklı, sakallı, askerler* sulara gömülüyor. Ve sulara gömülen üç hilalli bayrağı görüyorum.resmin yazılarını Öğrenmekte gecikmiyorum.Bazilika’nın* tüm cephesini*kaplayan mozaik resim, İnebahtı Deniz Savaşını ve Osmanlı yenilgisini anlatıyor.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:29   #12
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Talha uğurluel*
İnebahtı’nın İki Yüzü*

o günlerde Sokullu Mehmet Paşa’nın Sadarette olduğu,yıllar Dünyanın Topkapı Sarayı’ndan yönetildiği günler.Yıl 1578. Osmanlı Devleti’nin zirveleri tuttuğu yıllar. Kanuni Sultan Süleyman vefat edeli 15 sene olmuş ama altın çağı sürüyor.tüm kadro vazife başında Sadrazam Sokullu Paşa, Mimar Koca Sinan, Şeyhülislam Ebu Suud Efendi ve diğerleri…Avrupa, çaresiz. Her türlü*hileyi herkesi birbirine vurdurmayı deniyorlar kar etmiyor. Çünkü karşılarında yaşatmak için yaşayan bir topluluk Başkasını kendine tercih eden bir anlayış.var tüm hileli anlayışlar geri gidiyor.

karalarda ve denizlerde problemler yaşanıyor. Mısır’ı alınması ile ticaret yolları Osmanlının eline geçmiş ve Avrupa,malların Osmanlı kanalından geçmesini istemiyor.göç yolları aranıyor. Akdeniz’de ise Osmanlı hakimiyeti var. Preveze Zaferi gerçekleşmiş. Kanuni’nin muhteşem Kaptanı Barbaros, dev Haçlı Gemilerini al aşağı edivermiş. Anre Dorya çaresiz, Venedik, Ceneviz çaresiz Osmanlı’ya tabiliklerini bildiriyorlar.*

Akdeniz’de birkaç avrupa üssü var. Bunlardan en büyüğü *güzelim Kıbrıs, diğeri Malta Adası.
Çevrelerine yağmalamayı ilke edinmiş,*Ortaçağ zihniyeti* durmayacak çevrelerine*zarar vereceklerdir.Hacılar Hicaz’a gitmek için deniz yolunu kullanmaktadırlar. Dua ve niyazlarla çıkılan mukaddes karşılarına çıkınca hadiseler olmuştur. Peygamber Efendimiz’in Mübarek Halaları, Hala Sultanın kabri yanındaki caminin domuz*ahırı haline getirilmesi ile kıbrıs ķüffarın elinden alınacaktır

Kıbrıs seferinde ada küffardan alınacaktır. Kıbrıs Şövalyelerin elindedir.Sultan Selim’in Mısır’a girdiği günlerde Şövalyeler* Memlüklülere vergi ödemektedir Osmanlı Mısır’ı alınca* Osmanlı’ya vergi ödemeye başlamışlardır.Osmanlı kudretli bir devlettir. Donanması büyüktür Her ne kadar Venedik ve Ceneviz denizci kuvvetler olsa da elbette ki dünyada osmanlılar sözünü yürütmek isteyecektir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:30   #13
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Talha uğurluel
Selçuklu medeniyeti

Tarih boyunca kavimler, yer değiştirmiş, göç etmek zorunda kalmışlardır. göçler tabi nedenlerle istila sebebiyle de olabilmektedir.Toprakların yetersizliği kavimleri verimli yerler aramata itmiş yol üzerinde medeniyetleri yağmaladıkları olmuştur. Anadolu’da Hititlerin yıkılmasına sebep olan Balkanlar’dan gelen Trak istilası Makedonya’ya dayanan Pers istilası, İskender’in Hindistan seferleri Moğolların batı seferleri dünyada* değişimlere yönetimlerin yıkılmasına, milletlerin kayboluşuna sebep olmuştur.*

Kavimler Göçü’nü başlatan Orta Asya çıkışlı Türk göçleri başlangıcı teşkil eder. Daha önce Hun, Göktürk, Uygur vb. büyük devletler kuran* topluluklar; kuraklık, hastalık mücadeleler ve Çin baskısı ile yerlerini terk etmiş, Orta Asya’dan ön Asya’ya kadar gelmişlerdir. bir kısmı yukarıdan Avrupa üzerine gitmiş,Macaristan topraklarını merkez edinerek Avrupa Hun Devleti’ni kurarken İslamiyet’le tanışmış ve topluluklar halinde bu yeni dine girmişlerdir.

Kısa sürede yaşantıları, örfleri ve dünya görüşlerini, inanışları değişen medeniyetler* bu ölçüde kurmuşlardır. Samanoğulları, Karahanlılar Gazneliler gibi dünya tarihine silinmez izler bırakan medeniyetler kavimler göçünde meydana gelecektir. Hakkı kaldırma, haksızın* karşısında olma, devlet anlayışında gelenek olarak* yaşatılacaktır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:30   #14
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Cend şehrinde İslamiyet’e giren Oğuz Yabgusu ile bağlarını koparan Selçuk Bey,* yeni bir oluşumun içine girecek oğulları ile birlikte kendi adını taşıyan yeni bir devlet ortaya çıkacaktır.yeni devleti* sorunlar beklemektedir. son derece güçlü Gazne birlikleri,Abbasileri yutmaya hazırlanan Şii Büveyhoğullarıİslamiyet’i zehirlemeye çalışan Şii akımlar. Bunlara karşı güçlü bir orduya, ileriyi hesaplayabilen stratejiye hem de sağlam bir ilime ihtiyaç vardır.*

meydanlarda ordular, yapı ve kafaların içinde ilim karşılaşmaktadır. göçebe yapısı yerleşik* medeniyet yapısıyla son derece başarılı olacak Selçuklular;ordularını kuvvetlendirip* stratejileriyle Gaznelilerin belini bükmüş,dört bir yana açtıkları medreselerle karşılarındaki fikirlerle mücadele etmişlerdir.*

Selçuk Bey’in torunları Tuğrul ve Çağrı beyler ile Selçuklu coşmuş,Abbasi Halifesi Emrillah’ı Büveyhilere karşı korurken Gaznelileri etkisizleştirmişlerdir. Fakat galibiyet her şeyi elde etme manasına gelmemektedir. Fatımilerin eğitim etkisini artırmakta, insanların kafaları bulanmaktadır.Çağrı Bey yeni yurt aramaya Anadolu’nun kapısı Pasinler’e inmiş ve bu coğrafyayı tanımaya çalışmıştır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:30   #15
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
enfal.de.com dan alıntıdır
Salim Aydüz
Osmanlılarda Ateşli Silahlar Sanayii

Osmanlilar XIV. asırda Avrupa'da kullanılan ateşli silahları kendi ülkelerine transfer ettlier.*Sultan Mehmet döneminde ateşli silahlarda ve* topçulukta, dönemin en ileri teknolojisine sahip olundu ortadan ayrılabilen iki parça toplar, kuşatma ve sahra topları, havan topları, gülleler harika savas araçlarıydı.Osmanlılar, istanbul'daki Tophane-i Amire'de büyük çaplarda toplar dökerken, top götürmenin mümkün olmadığı yerlere, bakır ve tunç top yapım malzemesini götürerek top döktüler.*

Osmanlılar silah sanayiinde Avrupa'dan ileri seviyededir* Fransa 1493 italya Seferi'nde, top nakletmede güçlüklerle karşılaşmıştır oysaki Sultan II. Murad 43 sene önce Akçahisar Muhasarasında, Fatih han ise, on beş sene önce işkodra Muhasarasında usta topçularıyla meselenin üstesinden kolayca gelmişlerdir Osmanlı topçuluğunun gelişmesinde padişahların topçulukla bizzat ilgilenmesi topçuları yüksek ücretle himaye etmesi ateşli silahların öneminin hükümdarlarca kavranması bulunmaktadır.
Osmanlıların malî sıkıntılarının olmaması topçuluğun gelişiminde etkili olmuştur

Fütuhat sebebiyle kaleler yıkmak için daima muhasara toplari büyük önem kazanmıştır silahlar geliştirilmiş ve yenilenmiştir topçuluğun gelişiminde zengin madenlere* sahip olunması iyi bir hazinenin bulunması büyük bir avantajdır*
1430'larda, Osmanli ordusunda büyük çaplarda toplar ve top ustaları vardır Türk asıllı topçu ustalarında Haydar, ismail, Muslihiddin ve Saruca ilk örneklerdir. ispanyol topçuları Osmanli topunun orantısız ve kusurlu olduğunu eleştirirken yüksek kaliteli madenden yapıldığını belirterek övmektedir. Osmanlı topunun üstünlüğü kalitesinde* değil neticeye çabuk ulaşan ebatlarının büyüklügündeydi. Halen Londra Kulesi Müzesi'nde bulunan 1464 te yapilan ortadan ikiye ayrılabilen iki parçali Osmanlı topu kusurlu olmasına rağmen, iyi bronzdan dökülmüştür
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:31   #16
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
KERKÜK ŞEHRİNİN TARİHÇESİ

Kerkük’te ilk yerleşim izlerine M.Ö.2000 yıllarında rastlanılır. Kerkük Arafada yapılan kazılarda M.Ö. 2600 yıllarına ait silahlar, bakır eşyalar ve toprak kaplar bulunmuştur.Kerkük’ün en eski yerleşim mekanı Kerkük Kalesidir. Kale şehrin adeta çekirdeğini oluşturmuştur. Kalenin yapılışı M.Ö. 3000 yıllarına uzanır. Hz.Ömer zamanında İslam ordularının meşhur Kaadisiyye Meydan muharebesinde Sasanileri M.S.636 yılında yenmesinden sonra, Kerkük Müslüman şehri olmaya başlar. Şehir, 750 yılında Abbasi Devletinin kurulması ile İslam devletinin sınırlarına dahil olur.

1055 yılında Tuğrul Bey, komutasında Oğuz ordusu Irak’a girer. Büveyhi’lere son verilerek hükümdar Melik Rahim’i tutuklanır Halifelik Abbasilere bırakılır ancak askeri hakimiyet Tuğrul Beyin uhdesinde kalır.Sultan Mahmut Tapar komutasında Kerkük 63 yıl Büyük Selçukluların hakimiyetinde kalır. Irak Selçuklularının hakimiyetinde ise 12 yıl kalır.

1130 yılında Arslantaş oğlu Kıpçak, Kerkük ve Şehrizor bölgesinde üstünlük sağlar ve tek egemen güç haline gelir.bölge Vilayet’ül Kıpçakiyye olarak anılır. Arslantaş, Türkmenler tarafından çok sevildiği için,Kerkük’te varlıklarını güçlendirir 1139 yılında Musul Atabeyi İmadeddin Zengi, Kerkük dahil bütün bölgeyi ele geçirir.

Timur’un Irak seferi sırasında Kerkük Kalesine uğrar kalenin sorumluluğunu adamlarından Emir Ali’ye verir. Kale 18 yıl sonra Karakoyunluların eline geçer. Baranlılar olarak da bilinen Karakoyunluların kurucusu Bayram Hoca’dır; Oğuz Türkü’dür. Yani Türkmendir.

1470 yılında Kerkük Şehrine Akkoyunlular hakim olurlar. 1508 yılında Akkoyunlular Safavi devletinin kurucusu Şah İsmail tarafından kaldırılıncaya kadar Kerkük, Akkoyunluların hakimiyetinde kalmıştır. Safavi devletinin egemenliğine giren Kerkük, Yavuz Sultan Selim komutasında Çaldıran Savaşında Osmanlı Devletinin nüfuz alanına girmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat ve Kerkük ziyaretinde Bayat boyundan Kerküklü Türk şairi Fuzuli, Bağdat Kasidesini padişaha sunar. Kerkük Kalesine yeniçeriler ocaklılar, tımarlılar ve zeametler yerleştirilir.*

1549 yılında Kerkük Beylik ve 1578 yılında Beylerbeyi olur.Osmanlı kayıtlarında ‘ GÖKYURT ’ olarak geçmeye başlar. Osmanlının bu ismi Kerkük şehrine verme düşüncesi, şehrin halis bir Türk şehri olduğunun kanıtıdır.Kerkük 172 yıl Osmanlının idaresinde kalmıştır. Şehirde, günümüze kadar gelen bir çok Osmanlı eserleri bu dönemde yapılmıştır.

Kerkük’ün simgesi haline gelen Kerkük Kalesi, en eski tarihi eserlerini surlar içerisinde saklamaktadır. Kerkük Kalesi 1997 yılında Saddam yönetimi tarafından yerle bir edilmiştir.
Yıktılar kalamızı
Sürdüler balamızı
Daha can boğazdayken*
Çektiler salamızı
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:31   #17
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
KERKÜK’ÜN KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİ
KERKÜK ŞEHRİNİN TARİHÇESİ

Kerkük’te ilk yerleşim izlerine M.Ö.2000 yıllarında rastlanılır. Kerkük Arafada yapılan kazılarda M.Ö. 2600 yıllarına ait silahlar, bakır eşyalar ve toprak kaplar bulunmuştur.Kerkük’ün en eski yerleşim mekanı Kerkük Kalesidir. Kale şehrin adeta çekirdeğini oluşturmuştur. Kalenin yapılışı M.Ö. 3000 yıllarına uzanır. Hz.Ömer zamanında İslam ordularının meşhur Kaadisiyye Meydan muharebesinde Sasanileri M.S.636 yılında yenmesinden sonra, Kerkük Müslüman şehri olmaya başlar. Şehir, 750 yılında Abbasi Devletinin kurulması ile İslam devletinin sınırlarına dahil olur.

1055 yılında Tuğrul Bey, komutasında Oğuz ordusu Irak’a girer. Büveyhi’lere son verilerek hükümdar Melik Rahim’i tutuklanır Halifelik Abbasilere bırakılır ancak askeri hakimiyet Tuğrul Beyin uhdesinde kalır.Sultan Mahmut Tapar komutasında Kerkük 63 yıl Büyük Selçukluların hakimiyetinde kalır. Irak Selçuklularının hakimiyetinde ise 12 yıl kalır.

1130 yılında Arslantaş oğlu Kıpçak, Kerkük ve Şehrizor bölgesinde üstünlük sağlar ve tek egemen güç haline gelir.bölge Vilayet’ül Kıpçakiyye olarak anılır. Arslantaş, Türkmenler tarafından çok sevildiği için,Kerkük’te varlıklarını güçlendirir 1139 yılında Musul Atabeyi İmadeddin Zengi, Kerkük dahil bütün bölgeyi ele geçirir.

Timur’un Irak seferi sırasında Kerkük Kalesine uğrar kalenin sorumluluğunu adamlarından Emir Ali’ye verir. Kale 18 yıl sonra Karakoyunluların eline geçer. Baranlılar olarak da bilinen Karakoyunluların kurucusu Bayram Hoca’dır; Oğuz Türkü’dür. Yani Türkmendir.

1470 yılında Kerkük Şehrine Akkoyunlular hakim olurlar. 1508 yılında Akkoyunlular Safavi devletinin kurucusu Şah İsmail tarafından kaldırılıncaya kadar Kerkük, Akkoyunluların hakimiyetinde kalmıştır. Safavi devletinin egemenliğine giren Kerkük, Yavuz Sultan Selim komutasında Çaldıran Savaşında Osmanlı Devletinin nüfuz alanına girmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat ve Kerkük ziyaretinde Bayat boyundan Kerküklü Türk şairi Fuzuli, Bağdat Kasidesini padişaha sunar. Kerkük Kalesine yeniçeriler ocaklılar, tımarlılar ve zeametler yerleştirilir.*

1549 yılında Kerkük Beylik ve 1578 yılında Beylerbeyi olur.Osmanlı kayıtlarında ‘ GÖKYURT ’ olarak geçmeye başlar. Osmanlının bu ismi Kerkük şehrine verme düşüncesi, şehrin halis bir Türk şehri olduğunun kanıtıdır.Kerkük 172 yıl Osmanlının idaresinde kalmıştır. Şehirde, günümüze kadar gelen bir çok Osmanlı eserleri bu dönemde yapılmıştır.

Kerkük’ün simgesi haline gelen Kerkük Kalesi, en eski tarihi eserlerini surlar içerisinde saklamaktadır. Kerkük Kalesi 1997 yılında Saddam yönetimi tarafından yerle bir edilmiştir.
Yıktılar kalamızı
Sürdüler balamızı
Daha can boğazdayken*
Çektiler salamızı
Kerküklü şairlerden biriside Kadimdir.1731 yılında Tebrize giderek önce müderris sonra da kadı olmuştur..1762 yılında Bursa’da vefat etmiştir.
Mehmet Nevruzi dir. 1795 yılında Kerkük’de vefat etmiştir.Kerküklü Bedri ise 1743 -1821 yılları arasında Kerkük’te yaşamıştır.1807-1882 yılları arasında yaşayan Kerküklü şair Nur Ali Baba Kerkük’te doğup Sivas’da vefat etmiştir.*

Hicri Dede, Kerkük Türkmen edebiyatının dönüm noktasıdır. 1880 de Kerkük de doğmuş 20. yüzyılın Kerkük’te yetişmiş en önemli şairidir.Hicri Dede 1952 yılında hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Kerkük kültürü sadece şairleri ile ölçülmez.Kerkük Türklerinin bir başka kültür zenginliği ise, Hoyratları ve Manileridir. Hoyratlar ve manilerde hüzün ve sitem hakimdir. Bu duyguların nedeni esaret altında yaşamış olmalarıdır

Kerkük’lüyem siz bilin
Keserem düşman dilin
Neft tökib yandırsalar
Terk etmem Türkman dilin

Perdeleri örtük,
Lambaları sönük,
Sırtında yıllar yük,
Hatıraları kırık dökük,
Bir yer olacak orada,
Adı, Kerkük…”
Arif Nihat Asya
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:32   #18
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Dünyanın en tehlikeli 4. ülkesine yolculuk
Seda Şennik Ateş ırak gezi notları

Kerbela’ya geldiğimizde kendimi yaşadığım yıldan yüzyıllar öncesine gönderilmiş gibi hissettim.''*
Çölün bittiği noktada 3 katlı sarı toprak binaların, düzensiz sokakların ve caddelerin üzerinde Necef Havaalanı'na indi uçağımız Ramazan ayıydı. Ağustos’un en sıcak günleriydi sahabenin türbelerini ziyaret etmenin heyecanı ve 47 derecede buharlaşan oksijeni solumaya çalışarak bekledik valizlerimizi.Iraklı yetkililer,*Hz. Ali’nin kabir örtüsünden kesilerek hazırlanmış küçük örtüler hediye ettiler ilk hatıra fotoğrafı çekildi.bu kadarı bile ilginç bir hafta geçirmenin eşiğinde olduğumu hissettirmeye yetti.

Irak*dendiğinde zihnimde ilk görüntü Körfez savaşında Irak semalarına düşen bombaları hafızlarımızdan silinmeyen Ebu Gureyb işkenceleri... Irak, köklü kültürü ve Endülüsteki İslam tarihinin en önemli eserlerini barındıran kütüphaneleri aklımıza gelemiyor maalesef.

Necef havaalanından merakla izledim şehri, sanki dün çekilmiş askerler henüz sokağa çıkmaya başlıyor insanlar, ürkek adımlarla etraflarına bakarak… Adım başı kontrol noktası, adım başı asker… Altyapı Necef için çok yabancı bir kavram, şehir tam elektrik kablosu yığını, gökyüzünü görmek imkansız. Teller, birbirine geçen kablolar, onları tutan ipler vs. Necef’in gökyüzü mavi değil, siyah!

Türbe ziyareti kültürleri bizlerden farklı
Otelimiz Hz. Ali'nin türbesinin bulunduğu bölgedeydi. defalarca bombalanan türbede çok ciddi güvenlik var. Türbenin 50 metre ötesinden başlıyor yüksek beton duvarlar, tel örgüler tanklar, buna rağmen kendinizi güvende hissetmeyin zira Irak, Uluslararası Risk Yönetime göre dünyanın en tehlikeli ülkeleri arasında 4. sırada.

İlk ziyaret noktamız Hz. Ali’nin türbesi Hz. Ali’nin Necef’e 170 km uzaklıktaki Kufe de öldürüldüğü tahmin ediliyor. Cenazenin nereye gömüldüğü saklı tutulan peygamber yoldaşının bugünki ziyaretgahı 12 imamların 4.sü İmam Zeynel Abidin*tarafından bulunmuş.

Dünyanın en tehlikeli 4. ülkesine yolculuk
Seda Şennik Ateş ırak gezi notları
Hz ali Türbesinin inşa tarihi bilinmiyor. Türbenin kapısındaki bağrışmalar ve ağlamalar sizi ürkütmesin Şii toplumunda yadırganacak bir görüntü değil. Türbe kültürleri bizlerden farklı... Türbenin parmaklıklarına kafalarını vuranları, kendilerini türbe demirlerine bağlayanları oturup dövünenleri uzun uzun seyrettim Bu “elim” manzara, “ilmin anahtarı, bilginin efendisi” iltifat ve sıfatlarına fazlasıyla layık olan Hz. Ali’ye yapılan muamele, maalesef inanış algımı zorladı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:32   #19
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Seda Şennik Ateş ırak gezi notları
Yaşayan kent: Vadi-üs Selam

Hz ali Türbesinin arkasında uzayıp giden irili ufaklı yüzlerce kubbenin bulunduğu, dev bir alan... “dünyanın en büyük tarihi mezarlığı Vadi-üs Selam içeriden Arapça ilahiler yankılanmaya başlamıştı gündüz saatlerinde burası dev bir film platosunu andırıyordu,Türkçeye “barış vadisi” olarak çevrilen mezarlıkta*Hz. Adem’den*Hz. Nuh’a sayısız peygamber ve sahabenin gömülü olduğuna inanılıyor. Bu nedenle insanlar Necefte gömülmek istiyor.Türkiye, Hindistan ve Afrika’dan İslam âlimlerinin barış vadisindeki âlim mezarları, diğerlerinden yeşil boyalı yüksek kubbeleri ile ayrılıyor. mezarların içinde ölenlere ait dev fotoğraflar var. Bu görüntü ile ölümü hayata iliştirmeye çalışıyorlar Acıya böyle göğüs geriyor demek ki her gün yeni bir felakete uyanan toprağın insanları...

tahrip olmuş mezarların üzerindeki sayısız kurşun izlerini görebilirsiniz.izler Amerika’nın Irak’ı işgalinden kalma... Amerikan askerleri en çok kaybı mezarlığın tünel ve dehlizlerinde vermiş.
Camiler, tarihi yapılar ve çarşılardan ayakta olanlar var Yol boyu siyah çarşafların asılı olduğu evleri izledim. araçlarda siyah bez dalgalanıyordu. Kerbela'ya yürüyen kadınlar erkekler siyah çarşaflara dolanmıştı. Bu toprakların bitmeyen yası, nasırlaştırmış yüzlerindeki ifadeyle insanlar Osmanlıda şehrirde yapılan mezarlıklar şehir dışına çıkarılarak hayattan uzaklaştırılmış insanlar ölümle kol kola geziyor Mezarlıkları da şehirlerinin tam Kaybettiklerini anlatmıyorlar.kimseyi suçlamıyorlar teslimiyetleri duyarsızlığa dönüşmımüş
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:32   #20
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Seda Şennik Ateş ırak gezi notları
BAĞDAT

Bağdat, Irak’ın başkenti, Ortadoğu’nun Kahire ve Tahran’dan sonra en büyük 3. şehri... Dicle’nin ikiye böldüğü şehir, yüzyıllarca İslam dünyasının ilim, kültür, siyaset ve ticaret merkeziydi. İlk büyük felaketini Moğol istilası ile yaşayan Bağdat, yüzlerce saldırıya ve kuşatmaya maruz kalmış. Savaşlar ve işgaller Bağdatı yerle bir etmiş*

bağdatta camiler, tarihi yapılardan ayakta olanlar var. Toprak yapılar çoğunlukta, Irak’ın kentlerine nazaran az beton duvarlar var. Yüksek duvarların arkasında yaşıyor Iraklılar. Her gün yeni bir bombalı saldırı ile içice hayatlarını sürdürmenin çözümlerini arayarak inşa edilmiş yaşamları....Heykeller yıkılıyor, yerine yenileri dikiliyor

Dev*Saddam*heykelinin devrildiği Firdevsi meydanında 90 yıldır heykeller yıkılıyor, yenileri dikiliyor. Irak devriminden önce*Kral II. Faysal'ın, devrimin ardından yönetimi ele geçiren Irak Cumhuriyeti'nin ilk Başbakanı General Kasım’ın, ardından ise generali deviren Saddam’ın heykeli vardı burada.*

firdevsi meydanında Saddam’ın heykeli yıkıldığından beri meydanda heykel yok. Irak’ın kimlerin elinde olduğu belirsiz heykeli yıkan*Kasım El Caburi, “Beş yıl boyunca o heykeli devirmeyi diledim. Ama sonrası hayal kırıklığı oldu. O zamanlar sadece diktatörümüz vardı, şimdi yüzlercesi var. Hiçbir şey iyiye gitmedi.” diyor. Ortadoğu’da Arap baharı ile başlayan kimin elinin kimin cebinde olduğunu kestiremediğimiz günlerde muhalefet edeceğim derken sapla samanı karıştıranlara ibret verici bir röportaj.*

Dicle’nin kıyısındaki bağdat şehirinde Dicle’nin sularındaki balıklardan yemeden gitmek olmaz Dev beton bir havuzun etrafında dikilen çubuklara geçiriliyor balıklar ve ortada yanan ateşin harında hafif hafif pişiyor. Balık sevmeyen biri olarak söylüyorum, oldukça lezzetliydi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım