AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yakın Tarih Cumhuriyet tarihimiz ile ilgili paylaşımlar.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-30-2017, 09:33   #21
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Seda Şennik Ateş ırak gezi notları
BABİL

Babil Antik kenti sayısız saldırıya uğramış
Ortadoğu şehirlerinde IŞİD militanlarının balyozlarla yıktığı eserleri anımsıyorum. Ortadoğuda her dönem yüzlerce örgüt var.*Saddam, sarayını antik kenti tepeden gören yere inşa ettirmiş, devrildiğinde saray ve antik kent yağmalanmış. Antik dünyanın 7 harikasından biri olan Babil’in asma bahçelerinden eser yok.

babil kentinde Yağmalanan eserler dünyanın müzelerine taşınmış. Babil antik kentinin %10’u toprak üzerine çıkarılabilmiş.kentin içinde 100’e yakın tapınak bulunuyor tapınakların gün yüzüne çıkarılabilmesi için çalışmalar sürüyor. Batı dünyası, yağmalamacı ruhundan dolayı kaçırılan eserleri geri vermeye yanaşmıyor
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:33   #22
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Seda Şennik Ateş ırak gezi notları
Matem yaşam şekli olmuş Kerbela'da

Kerbela’da kendimi yaşadığım yüzyıllar öncesine gönderilmiş gibi hissettim. peygamber torunlarının öldürüldüğü topraklarda felaket dün yaşanmışçasına taze... Gülen bir esnaf, ziyaretçi takılmadı gözüme. Matem olmuş. Hayatları Saddam döneminde Şiilere yasaklanan Kerbelaya hasret ile dolan Şiiler, yılın her ayı, özellikle de 10 Muharrem’e denk gelen dönemlerde akın ediyor.

kerbelada Mescitler 24 saat açık. uzun geniş bir caddede sıralanıyor türbeler.Celal Abbas*türbesi ve*Hz. Zeynep’in halka seslendiği mescidin önünden geçerek,Hz. Hüseyin’in türbesine ulaştık. Her adımda yükseliyor çığlıklar.*

kerbelada Gümüş ve altından renkli kesme taşlarla bezeli içiçe geçen odaları var hz hüseyin türbesinin. Irak mimarisinde kesme cam işçiliğinin en güzel örneğiydi türbe... Ziyaret için gelen gruplar, peygamber torununu yüksek sesle selamlıyor. kapısının önünde mersiyeler okuyarak sine dövüyorlar. Huzura ise herkes ayrı ayrı giriyor.

Hz hüseyin Türbesinin ayakucunda Kerbala’nın en küçük şehidi, Hz. Ali’nin oğlu*Ali Asgar’ın türbesi var. kalbim eziliyor.o günden bu yana Ortadoğu’ya dair hiç umudum yok! kerbelada Celal Abbas türbesinin hemen karşısındak Arapça bir mezar taşına ilişti gözüm.Şiilere uyup ilk çığlığımı patlattım: “Fuzuli’nin mekanı” yazıyordu. Hz. Ali’nin türbedarı*Fuzuli’nin mezarı Kerbela’da ansızın karşıma çıkması heyecanlandırdı. Sanki ilk ben bulmuştum mezarını. Mezar taşının bulunduğu yeri tekrar tekrar okudum. Kerbela’da yüzümü güldüren tek andı. Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:33   #23
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
İLBER ORTAYLI yazıları

Şah İsmail’in topraklarında Erdebil ve Tebriz’de herkes Yavuz Selim ve Şah kavgasının lüzumsuz ve tahripkâr olduğunu tekrarlar. Birisi Türk şiirinin en arı dilli şairi Şah İsmail, öbürü Fars şiirinin üstadı Yavuz Selim’in savaşı medeniyet mücadelesi değildir. Peki bu kavga ne içindi? Şah İsmail’in anayurdunda bunu düşünmemek olmaz.
İran-Azerbaycan vilayetinde, Tebriz ve Erdebil’de öğrenim turu yaptık. İrana İlk defa 1986 da geçmiştim geleneksel bir hayat vardı; şehirler mütevazıydı, kırlarda ekonomik yetmezlik görülüyordu.*

İran’ın şimali Tebriz kendi dünyasının merkeziydi Erdebil, Tebriz Urmiye halkı zarif bir geleneği devam ettiriyordu, şehrin münevverleri Fars ve Türk edebiyatının üstadı, tarihi mimariyi iyi tanıyan, bilgili kimselerdi. SAFEVİLİĞİN MERKEZİ ERDEBİL
Kıyılardan Elbruz Dağları’nı aşarak Erdebil’e iniyoruz. İran’ın en ormanlık bölgesi burası. Erdebil verimli bir plato üzerindedir Ahalisi Türkçe konuşur.Burası Safeviliğin doğduğu yerdir.*

15 ve 16’ncı yüzyıllardaki Safeviler iranda önemlidir Şeyh Cebrail’in soyundan gelen Şeyh Safiyüddin ve oğlu Şeyh Haydar, Erdebil’i Şeyh Safi’ye bağlı Safeviler tarikatının merkezi yaptı getirdi. Akkoyunlularca desteklendi.Safeviler sadece tarikatın gücüyle değil hanedan akrabalığından yararlandılar. Şah İsmail tarikatı devam ettirmektense Şii Caferiliği, İran devletinin resmi inanç biçimi olarak açıkladı.

Erdebil ve Tebriz’de tarihçiler ve aydınlar, Yavuz Selim ve Şah kavgasının lüzumsuz ve tahripkâr olduğunu tekrarlar.tarihin birisi Türk şiirinin en arı dilli şairi Şah İsmail (Hatai), öbürü Fars şiirinin üstadı Yavuz Selim’in savaşı medeniyet mücadelesi değil nüfuz ve iktisadi problemdir.* İran açısından mesele İpek yollarını kim kontrol edecek, Akdeniz e nasıl çıkılacak sorusuydu Yavuz Selim içinse Suriye-Filistin kadar önemli olan Mısır’a hâkim olmaktı konu.

KENDİ DÜNYASININ MERKEZİ
Bizim Babıâli dediğimize Safeviler Âlikapı der. Onların başkenti İsfahan hiçbir İslam şehriyle karşılaştırılmayacak kadar Rönesans İtalya’sının rüzgârlarını taşıyan bir mimariye sahiptir.kuru bir taklit değil, bir Doğu-Batı sentezidir.

Geçmişin kavgalarını bugünün görüşüyle değerlendirmeye kalkmak fikir ve tarihçilik yönünden çadır komedisdir.Karlofça antlaşmasında İran’ın Mukaddes Liga devletlerine taraftar olması Türklükle açıklanamaz. İran’ın kendi başına bekası mühimdir. Bugün İran, o coğrafyanın Türkleri için önemli bir varlıktır, kendilerini kurucu olarak görürler
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:34   #24
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
IRAK TARİHİ

Kral Faysalın başa geçmesiyle beraber yaşanan en önemli gelişme Sati el Hüsri'nin Irakta kurduğu Arap birliğine yönelik eğitim sistemidir özellikle Şii grupların tepkisini toplamıştır. Kral Faysal güçlü ve bağımsız bir Irak kurabilmenin yolunun güçlü bir ordudan geçtiğini biliyordu. ordunun oluşması için çalışsa da Iraklı Kürtler ve Şiilerin olumsuz tavrıyla karşılaşmış Her iki topluluk da Sünni Araplara asker olarak hizmet etmeyi reddetmişlerdir.

İlerleyen yıllarda Sünnilerle Şiiler arasında entegrasyon yaşanmış karşılıklı evlilikler ve ticaret ilişkileri olmuştur. 1928 gelindiğinde 88 kişilik Irak parlamentosunda 26 Şii üye vardr. 1930 yılında Irak bağımsız bir devlet olma yolunda İngiltere ile 25 yıllık bir anlaşma imzalarken, 1932 yılında Irak Milletler Cemiyetine bağımsız bir devlet olarak katıldı. 1933 de Kral Faruk'un ölümü ile ülkede dinsel ve etnik çatışmalar arttı.

1935'te İtalyanların Habeşistan'ı işgali Ortadoğuda güvenlik endişesine sebep olmuştur. İtalyanların kuzey Afrika'daki hakimiyeti Yemenle yaptığı anlaşmayla Kızıl Denizi kontrol eder hale gelmesiyle ortadoğuda Sadabat paktı kuruldu.
İkinci Dünya savaşı yıllarında hakim güçler mücadelesi Irakta da olmuştur. Almanlar yaptıkları darbe ile kendilerine yakın bir yönetim başa getirseler de, ikinci darbede İngilizler tekrar hakimiyeti kurmuşlardır.*

İkinci Dünya savaşında Türkiye sınırlarına gelen Almanlar Türkiye'yi geçerek Irak'taki yandaşlarına yandım etmek ve,İngiliz hakimiyetini kırmak istiyorlardı Fakat daha sonra Alman ordularının Rusya'ya dönmesi, Türkiye'nin işgali ve Irak'a ulaşma planlarından vazgeçmesine sebep oldu. İngilizler Irak'ı da Almanya'ya karşı savaşa girmeye teşvik etse de Irak yönetimi Türkiye'yi örnek alarak aynı politikaları izlemiş ve savaşa girmemiştir.

1936 yılında Kürt kökenli Albay Bekir Sıtkı liderliğinde bir darbe gerçekleşti. 1941'de Mayıs harekatı olarak bilinen ikinci bir darbe oldu.1945 yılında Arap ülkeleri bir araya gelerek, bir Arap Birliği örgütü kurdular. Arap Birliği Arap ülkeleri arasında milliyetçilik duygularının artmasına sebep oldu.Irak, Suriye, Ürdün ve Lübnan tek ülke olarak birleşme düşüncesi ortaya atıldı.*

Arapların birleşme düşüncesini İngiltere destekliyordu.İngilizler, Suriye ve Lübnan'daki Fransız hakimiyetini kaldırarak bölgeleri kendi hakimiyetine almayı amaçlıyordu Mısır birleşmeye karşıydı Onun endişesi ise Arap dünyasının en büyük ülkesi olma özelliğini yitirecek olması idi. Ortadoğu'da İngiliz etkisinin zayıflaması, İsrailin kurulması, Mısır muhalefeti gibi nedenlerle arap birliği fikri hayata geçirilemedi.*

İsrail'in kurulması ile Arap Türkiye ilişkileri yeni bir döneme girdi. ABD'nin etkisi ile Türkiye'nin İsrail devletini tanıması Arap ülkelerinde tepki ile karşılandı. Türkiye bu tepkileri azaltmak ve yeni müttefikler bulabilmek için Irak'la yakınlaşmaya çalıştı ve ABD ve İngiltere'nin aktif katılımlarıyla Bağdat Paktı imzalandı.İkinci Dünya savaşı ile Dünya güç dengeleri değişti İngiltere hakimiyetini yitirirken ortaya çıkan boşluğu ABD ve Sovyetler doldurdu Irak Sovyetler Birliğinin yanında yer aldı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-30-2017, 09:34   #25
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
MUSUL VE KERKÜK SORUNU

Musul ve kerkük anlaşmasına göre, Musul Irak’a terk ediliyor ve Musul petrollerinden Türkiye’ye %10 hisse 25 sene müddetle veriliyordu.*
anlaşmanin en büyük zaafı Irak Türkleri hakkinda hiçbir hukuki teminatin getirilmemiş olmasiydi.
Uzun yıllar üzerinde hassasiyetle durulan mesele %10 petrol hissesi gibi kağıt üzerinde kalan gayri ciddi bir taviz karşılığında İngilizlerin istediği gibi sonuçlandırılmış oldu.

Türkiye’nin içinde bulunduğu zorluklar, musul sorununun istenilen şekilde sonuçlanmasına imkan vermemişti. Türk Genelkurmayı Musul’un işgali için gizli bir plan hazırlamıştı.Kemal Paşa Cafer Tayyar Paşa’yı Diyarbakır’a kolordu kumandanı olarak gönderirken, Musul’u işgal edeceğimizi, bunun için kendisinden işaret beklemesini söylemişti. Ancak çıkan iç isyan ve karışıklıklar içinde Türkiye bu yolu göze alamadı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-19-2018, 07:38   #26
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türktarihim.com Hun İmparatorluğu,

Büyük Hun İmparatorluğunun Kuruluşu (M.Ö. 220)

Orta Asyanın doğusunda, Çinin Kuzeyinde yaşayan Ön Türklerin çoğalması ve kültürlerinin egemen hale gelmesiyle ayrı yaşayan Hun kabileleri, Çine karşı mukavemet göstermeye başlamış birlik olmuştur. kabile lideri Teoman, güçlenerek hunları bir araya getirip M.Ö. 220 de Büyük Hun Devletini kurarak Türklüğü Tarih sahnesine çıkarttı Büyük Hun Devletinin ortaya çıkmasıyla Tunguz ve Moğol toplulukları Hun İmparatorluğuna girdiler. Hun akınlarından zarar gören Çin İmparatorluğa geçişte Hun İmparatorluğunun kurulmasıyla zor bir durumla karşılaşdı. Hun İmparatoru Teoman, Kore’den Hazar Denizine akınlar düzenleyerek Çin, topraklarını imparatorluğa dahil ederek güçlenmeye başladı.*göçebe bir toplum olan hunlar, 50 yıl içerisinde dünyanın en büyük İmparatorluğu haline geldi Çin’i vergiye bağlayarak İpek yolunu denetimine aldı ve M.Ö. 177 yılında Hun toprakları Hazar Denizinden Kore’ye kadar uzanan ve Asya’nın tamamını içerisine alan büyük bir imparatorluktu Bu ilerleyiş M.Ö. 40 lı yıllara kadar devam etti.


Büyük Hun İmparatorluğunun Zayıflaması

muazzam İmparatorluk gücü, sefahat ve lükse uymaya başladı. Çin'le ilişkiler kuran Hun hakanları, Çin Saray kültürüne uymaya başladı.Hun İmparatorları Çinli prenseslerle evlenerek İmparatorluğun yıkımına zemin hazırladılar. Çinli prenseslerle gelen orduları ve diplomatlar Hun topraklarında rahatça hareket etdi Güçlenen ve Hunlara vergi ödemek istemeyen Çinliler, ödedikleri Hun topraklarına akınlar düzenledi ve Hunların zayıflayarak küçülmesini sağladılar. *


Büyük Hun İmparatorluğunun Bölünmesi

M.Ö. 54 de Hun hükümdarı iki kardeş Hohanye ve Çiçi ihtilafa düştüler ve İmparatorluk Doğu Hun ve Batı Hun olarak ikiye bölündü. Çin ile yakın olan Hohanye ve Doğu Hunları, Çin hükümdarlığı altına girdi, Çiçi Han* ise Çine ve kardeşi Hohanye'ye sert tavır alarak Batı Hunlarının başına geçti Çin, Batı Hunun üzerine giderek kısa bir süre sonra Çiçi hanı öldürdü Batı hunlarını yıktı (M.Ö. 36). Çine bağlı bulunan Doğu Hun hükümdarı Hohanye ise Çine bağımlıydı. Çin Hunları parçaladı M.S. 48 yılındaki diğer taht mücadelesi hükümdar Panu ile Pi arasında yaşandı. ciddi bir hastalık salgını vardı Panu, Çine bir elçi göndererek barış istedi Panu'nun hükümdarlığından rahatsız olan Pi, gizlice Çin'e elçi göndererek vermiş ve Çinin desteğini istedi

Çin Pi'ye destek vererek Hun İmparatorluğunun başına geçirdi Panu Kuzey Hun İmparatorluğunu kurdu. Pi yönetimindeki Hunlar, Çin idaresini kabul ederek Güney bölgesinde, Panu ise Çine sert tavır alarak kuzey bölgesinde iki ayrı yönetim kurdu. Çinin ve Güney Hunlarının baskılarıyla M.S. 156 da Kuzey Hunları tarih sahnesinden silindi. Güney Hunları Çin ile iyi ilişkiler içerisindeydi Çinin bölgeye hükmetme çabasıyla M.S. 216 da yıkılarak tarih sahnesinden silindi.*hunlar Kuzey Hunlarının 156 da yıkılıp,* siyenpiler tarafında batıya doğru itilmesi ve 216 Yılında Çinin Hun topraklarını eline geçirmesiyle son buldu. Hunlar 400 lü yıllara kadar küçük devletler kurmuş olsada başarılı olamadı Türkistandan Türk varlığı ortadan kalktı Asyanın doğusundaki Hun hareketi, büyük Hun İmparatorluğunun yıkılması ve Hunların Orta Asyadan uzaklaştırılmasıyla Hun’ların batıya doğru ilerledi Hazar Gölü çevresinde yerleşip çoğaldılar.*

Avrupa Hun İmparatorluğu (370 – 470)

Hazar Gölünde yaşayan Hunlar, 370 yılında, Balamir tarafından Avrupa Hun Devletini kurdular Gotlar Ostrogot ve Vizigotlarla savaştılar Avrupa Roma imparatorluğundaydı. Avrupalı Barbarlar avrupanın ormanlık alanlarında yaşıyorlar küçük çaplı saldırılar düzenliyorlardı. Barbar kavimler Avrupa Hun devleti ve Roma arasında sıkıştı kavimler Göçü başladı Roma durumdan memnundu ve Avrupa Hun İmparatorluğuyla iyi ilişkideydi. büyük hükümdar Attila Roma üzerine ilerledi. Zamanla Roma İmparatorluğunu da hükmü altına alan Attila, Margos Antlaşmasıyla 422 de Roma İmparatorluğunu vergiye bağladı. Roma 434 te antlaşmayı ihlal edince tekrar Romaya seferler düzenlendi.

Doğu ve Batı Roma’yı kontrolü altına alan Attila, 452 de romaya yürüdü. Papanın, Attila huzurunda teslimiyeti kabul etmesi ve Salgın hastalıkların baş göstermesiyle daha fazla ilerlemedi.*Büyük Hükümdar Attila, Fransaya kadar ilerleyerek Avrupa Hun Devletine en parlak dönemini yaşattı Avrupa Devletlerini oluşturan Kavimler Göçünü başlatarak tarihe yön verdi 469 da Attila’nın ölümüyle oğulları saltanat mücadelesine girdi ve Avrupa Hun Devleti yıkıldı. Avrupa Hun İmparatorluğunun yıkılmasıyla Hunlar, bugünkü Macaristanda yaşamaya devam ederler. Avrupalılar Macarlara Hungary demektedir. Bu isim Avrupa Hun Devletinden miras kalmıştır.*

Özetleyecek Olursak ;

Hunlar, M.Ö. 220 de tarihte ilk Türk devleti olan Büyük Hun İmparatorluğunu kurdu ve dünyanın en büyük İmparatorluğu oldu. sefahat ve Çine yakınlaşmayla yıkıldı. Ana Yurt Türkistandaki varlığı ortadan kalkan Hunlar, Hazar ve civarına Göç ederek yeni bir dönem başladı Avrupa Hunları ile Ak Hunlar Tarihe yön verdi . Türk devletlerinin önünü açtı. Avrupa Hun imparatorluğu, Avrupanın yapısını oluşturan Kavimler göçünü başlatarak Türk varlığını Avrupaya götürdü. Ak Hunlar Orta Doğuya hakim oldu. Göktürkler ile İran Sasanilerinin birleşmesiyle yıkılarak tarihten silinen son Hun İmparatorluğu oldu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-19-2018, 07:39   #27
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türk tarihim.com
Ak Hun İmparatorluğu [ Eftalitler ]

*Ak Hun İmparatorluğu, tarihe Eftalitler olarak geçen, asyada varlığını sürdüren, yıkıldıktan sonra Türk devletlerinin kurulmasında rol oynayan bir devlettir Büyük Hun İmparatorluğunun parçalanmasıyla Batıya göç eden Hun kabileleri, İç Asya’dan Hazar bölgesine bir Hun hareketliliği oluşturdu. Hunlar kalabalık kitlelerle İç Asya’yı terk edip Batıya ilerliyordu. göç hareketi M.Ö. 36’da, Batı Hunlarının yıkılmasıyla başladı Hunların Kuzey ve Güney olarak bölünmesi ve Orta Asyada Hun varlığının ortadan kalkmasıyla 4. Y.Y.’a kadar devam etti.*İç Asya’dan göç eden Hunlar Hazar denizine, ve Güneye doğru ilerledi. Hazar bölgesine ilerleyen Hunlar 3. Y.Y. da Avrupa Hun İmparatorluğunu kurdular. Güneye ilerleyen kabileler ise, Orta Doğu Türkleri olarak anılan Ak Hunları kurdular.**İç Asya’dan başlayan göç hareketiyle birlikte Orta Asya’ya inen Hunlar, ezilmemek için kabileler halinde birleşerek varlıklarını devam ettirdi varlıkları tehlikeye girdiği zaman bölgedeki devletlerle savaşarak güçlerini korudular. bölgede varlığını sürdüren Hun kabileleri, 3. Y.Y. da güçlenerek söz sahibi oldular. Avrupa Hun İmparatorluğunun kurulduğu tarihlerle Ak Hunların kuruluşunu aynı tarihe dayandırabiliriz 350 li yıllarda, Afganistanın kuzeyinde siyasi bir güç haline gelen Hun kabileleri, 400’lü yıllarda birleşerek güçlenip bulunduğu bölgeyi yönetmeye başladılar. 430 yılında Aksuvar’ın yönetimiyle İmparatorluk halini aldılar. Kabile düzeninden İmparatorluk düzenine geçen, Ak Hunların kuruluşu 420 dir

Aksuvar Dönemi (430 – 470)

*Uar ve Hun kabilelerinin kararıyla yönetime geçen Aksuvar, imparatorluğu 40 yıl yönetti. Güçlü bir yönetici olması sebebiyle Epthalanos ünvanını aldı. Bizans ve İran kaynaklarında Ak Hunlardan Eftalit olarak bahsedilir.*Aksuvar, İran Sasanileriyle savaşarak İranı baskı altına aldı. Akhunlar ile Sasaniler iç içeydi 459 yılındaki iç karışıklıklarda Sasaniler, Aksuvarın baskılarıyla Firuzu tahta geçirdi. Firuz, tahta Aksuvarın desteğiyle geçti. Tirmiz ve Vasgirt bölgelerini terk ederek Akhunlara hediye etti.*Akhunlar ile Sasani ilişkileri barış içinde geçti. Firuz, kızını Aksuvarla evlendireceği sözünü verdi.*Ancak tutmayıp kızı diye Cariyesini gönderdi. Aksuvar Firuzun komutanını öldürünce Firuz Aksuvar’a savaş açtı ordularını Ak Hunların üzerine gönderdi.**Sınır kasabası Balam’ı işgal etti ancak Aksuvarla karşılaşmadan geri döndü. 10 yıl kadar Aksuvar ve Firuz arasında ciddi bir savaş yaşanmadı.* Firuz Aksuvara karşı yeni bir sefer hazırladı Aksuvar savaşta Turan taktiğini kullanarak Firuzu çevirdi. savaşı başlamadan kaybeden Firuz Aksuvardan barış istedi. Aksuvar, yalvarıp af dilemesi şartıyla savaşı bitireceğini söyledi. Firuz askerlerinin önünde diz çökerek Aksuvara savaşı bitirmesi için yalvardı. savaş başlamadan bitti ordular geri döndü Gururu kırılan Firuz tekrar savaş hazırlıklarına başladı. Bu savaş Firuz ile Aksuvarın son savaşı oldu., savaş dağlık ve yamaçlı bir arazide yaşandı ve Aksuvar, savaş yerine derin çukurlar açarak Firuz ve Askerlerinin bu çukurlara düşmesiyle savaşı kazandı Firuzu öldürüldü Aksuvar, Sasanilerle ağır bir anlaşma yaptı. Sasanilerle barış ilişkisi kurdu vefat edince . Yerine Toraman geçti.

Kabile Yönetimi (470-480)*

Akhunlar, Aksuvarın ölümüyle Hakan seçmek yerine kabile yönetimini tercih etti. Bu 26 yıllık sürede zarfında kararlar, Uar ve Hun kabilelerinin yönetim mekanizması tarafından alındı
Kabile yönetiminde Akhunlar ilerleyişe devam ederek Hindistanda Gupta devletini baskı altına alarak otoritesini güçlendirdi.Kabile Yönetimi başarılı ve istikrarlı geçti.*

Toraman (480-515)

*Toraman, uzun süre yönetimi elde tuttu. Toraman idareye geçtiğinde Akhunlar Hindistanda Guptaları baskı altına almıştı. Pencaplar yıkılmak üzereydi irlandada Mazdek isyanı baş göstermişti komünist idareyi savunan Mazdek, halkı örgütleyerek devlete karşı teşkilatlandırdı. Toraman, Ailevi değerleri ve mal özgürlüğünü ortadan kaldırma gayreti içindeki Mazdek’e tavır alarak İranın iç işlerine müdahale etti. Mazdek isyanını bastırdı, Mazdek’e inanıp* hapsedilen ve kaçıp Toramana sığınan Sasani hükümdarı Kavad’ı tekrar tahta çıkarttı.Toraman, yönetime geçtiğinde Belh şehrini egemenlik altına aldı ve Sasanilerle husumet başladı. Kuşan devleti yıkılmıştı. Toraman, Kuşan prensliklerini egemenlik altına aldı. Kuşan prensliklerinin egemenlik altına alınmasıyla Hindistana saldırdı
*480 yılında toraman Hindistanın kuzeyini egemenlik altına aldı Hindistanda devlet kuran Guptalar’a akınlar düzenledi başarı elde edilemedi.* Karaşar, Kandahar ve Hindistanın kuzeyi Akhunların hakimiyetine girdi.*Toraman Akhunları büyüterek hakim güç haline gelindi. Akhunlar en parlak dönemini Toraman döneminde yaşadı Toraman 515 te ölünce yerini oğlu Mihirakula’ya bıraktı.*

Mihirakula (515-550)

Mihirakula, yönetime geçtiğinde Budizm benimsenmişti bir Mihirakula, Gök Tanrı inancını muhafaza için Budizme sert önlemler aldı toplumu yozlaşmaktan ve Budizm inancından kurtardı*
Mihrakula Hindistan hakimiyetini genişletmek düşüncesindeydi. Mihirakula 530 da Citraküta kentini ele geçirdi mevcut toprakları koruma stratejisi izledi. durgunluk yerini gerilemeye bıraktı. 530-550 yıllarında Akhunlar saldırılarla baş etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı

İç Karışıklık Dönemi ve Yıkılışı (550 – 567)

Mihirakulanın ölümünde Akhun sınırları Hazar Denizinin Güney Doğu köşesinden Çine ve Hindistanın kuzeyinide içine alan geniş bir alanı kapsıyordu.Mihirakula 550 de vefat ettiğinde Akhunlar dağılmaya girdiler. Akhunların yönetimindeki boşluk, bölgede güçlenen Türk İmparatorluğu Göktürk’ler ve Sasanilerin Akhun İmparatorluğunu paylaşarak Akhun İmparatorluğunu ortadan kaldırmasıyla sonuçlandı
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım