12-09-2009, 12:43 | #1 |
VaV..
Vav! İyi bakıldığında, görmek için bakıldığında; Bazen bir insanın secdedeki hali, bazen bir ceninin anne karnında ki haline benzer.. Vav Harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. Ebced hesabında 6 rakamına dektir ki ; Bu yönüyle aynı zamanda imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir. Harfi med olduğu gibi, kasem harfidir. Aynı zamanda, iki cümleyi veya özneyi bağlayan bağlaçtır.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-09-2009, 12:43 | #2 |
VaV HaRfİ hat sanatını temsil eder ,
mahreci 2 dudak arasıdır , yolun sonu ona aittir , tabiatı sıcaklık ve rutubet ; unsuru havadır , tabiatını teşkil eden şeyler ondan var edilir , araf ona aittir , halistir , mukaddestir , müfrettir ve ÜrKüTüCüDüR ! her hali ile bir tefekkürdür VaV ! açısı iyi ayarlanmışsa bazen anne karnındki duruşu , bazen secdedeki duruşu görür insan ! uzlete çekilip kemal noktasını yakalayabilmek için bir bekleme odasıdır VaV , talebe için bir eğitimdir VaV , " VaV ile dost ol bakalım " der hocası . " onunla yürü ve yorul ; konuş sonra ne söyler sana , hele bi anlamaya çalış " , tanımaya çalışır VaV ' ı talebe ! elinde kalem onun o zarif duruşunu , kavisini vermeye çalışırken nefesini tutup , vakarı karşısında ÜrPeRiR ! sabır , azim, aşk ve dua ile çıkar yola talebe ! MeŞk EdEr , YiNe MeŞk EdER ! __________________ |
|
12-09-2009, 12:44 | #3 |
AŞKIN KALBİDİR…. VAV ateş ile birleşince önünü alamazsınız…. neden mi ? ÇÜNKÜ birkez girdiği bedeni kavurmuş ve varlıktan alı koymuştur şayet…. NUR ile birleşirse ARTIK aynadır KAİNATA 380 yıl evvel bir şair derki BEN VAV’I SEVDİM BENDEN GELİŞİ YILLAR SONRA OLACAK BEN VAV’I BE’NİN KADEHİ İLE İÇTİM BENDEKİ SEVGİYİ İKİSİDE BİLMEYECEK…….. O YANLIŞLARIN ZAMANINDA GELECEK VAV ALEV İLE BİRLEŞECEK (BE) KORKUDAN KADEHİNİ ÇEKECEK ONLAR BENİ BİLMEYECEK KİMSEDE ONLARI BİLMEYECEK……. |
|
12-09-2009, 12:45 | #4 |
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 812x668 and weights 137KB. hiç kimseye söylemedim; duvarıma nakşedilen "vav"a aşık olduğumu kuyruğunda sabır çekerken alnımı nazif duygulara koyduğumu nihayetinde bir insandım, Allahtan başka neyim ola |
|
12-09-2009, 12:46 | #5 |
Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat |
|
12-09-2009, 12:47 | #6 |
Kâf harfi, dil ile gırtlak arasından çıkan harflerin sonuncusudur. Nun harfi ise, dil üze-rinden çıkan harflerdendir. Bu Kün kelimesinin gayb yönü, Kâf ve Nun harflerinin ortasındaki Vav'la simgelenmiştir. Vav dudak harflerinden-dir ve zuhurun bir simgesidir. Aynı zamanda Vav bir illet harfidir, sahih harf değildir, işte bunun için, oluş (tekvin) simgesel olarak ondan gelmiştir, çünkü o illet harfidir; illiyet (nedensellik) harfidir. Gene çünkü, Vav harfi dudak harflerindendir. Dudağın ileriye doğru uzatılmasıyla, varlığın ya da kozmosun zahir yönüne doğru nefesin çıkmasını sağlar. Bu nedenle, vücutta canlılık ilkesinin zuhuru, açığa çıkışı ruh gere-ğincedir. Fiiller, hareketler ve bütün davranışlar, vücûda hayatiyet veren ruh sebebiyle meydana gelir. Ruh vücutta gayb halindedir, tıpkı Kâf ve Nun arasındaki Vav harfinin gayb oluşu, görünmeyişi gibi; çünkü aradaki Vav harfi hazfolmuştur ve sükûn halindedir. Aynı şekilde Nun harfi de sükun halindedir. Vav harfi simgesel olarak perde arkasında çalışır; onun varlığı gaybdır, fakat hükmü ve etkisi açıktadır. İlhi aşk Muhittin ibni Arabi |
|
12-09-2009, 12:48 | #7 |
|
|
12-09-2009, 12:49 | #8 |
Bir, İki…Üç.. Tıp… Sustum… En “ vav “ halimle “ sana / sevdana “ sustum… Çünkü sen; “ Umut “ oldun ” vav “ hali yalnızlığıma… “ Elif “ oldun “ canı “ sende saklı yarınlarıma… “ Gül “ oldun dalında “ Cennet “ yazılı kavuşmalarıma.. |
|
12-09-2009, 12:49 | #9 |
Mansur bakışlı Vav'ın sırrı sır oldu... Devrildi hokka lal oldu kalem, Günlerim artık sayılır oldu... Mansur bakışlı Vav'ın sırrı sır oldu.... |
|
12-09-2009, 12:50 | #10 |
Kayışzade Hafız Osman daha hayatta iken yazıları aranan, bedestende yapılan artırmalı satışlarda çok rağbet gören hatların sahibi idi. O’nun her yazısı yüksek fiyatlara satılıyordu. Bir gün Beşiktaş’tan bir dolmuş kayığa binip Üsküdar’a geçiyordu. Kayık iskeleye yanaşınca müşteriler paralarını çıkarıp vermeye başladılar. Hafız Osman üstünü arayıp para bulamayınca kayıkçıya döndü: -“Hemşeri, benim param yok, sana bir “Vav” yazıvereyim olmaz mı?” dedi. Kayıkçı homurdanarak: -“Paran yoktu da ne diye bindin kayığa? Senin yazacağın vavı ne yapayım ben?” dedi. –“Satarsın” dedi Hafız Osman ve hemen imzalı bir vav yazıp kayıkçıya uzattı. Günün birinde kayıkçının yolu Bedesten’e düştü. Baktı ki kargacık burgacık yazılar, karalamalar mezat edip duruluyor. Hatırlayıp cebinden vavı çıkardı, Tellal –“Hafız Osman Vav’ı...” dedikçe fiyat durmadan arttı. Kayıkçı hiç ummadığı kadar para kazanınca pek sevindi. Bir gün yine Hafız Osman’ı kayığına binmiş gören kayıkçı: -“Para istemez hoca, sen yine bir vav yazıver ban...” deyince Hafız Osman: -“Hemşeri, o vav her zaman yazılmaz, sen al paranı” diye cevap verir. "Yukarıdaki anekdot, bir toplulukta anlatılıyormuş. Kayıkçıya geçiş ücreti yerine, alelacele çiziktirdiği bir VAV’ın sahaflarda bir kayık parası ettiği anlatılmış. O mecliste bulunan kulağı küpeli, Amerikanvâri giyimli bir genç; hayret ve şaşkınlığını şöyle ifade etmiş: -VAAAVVVVVVVVVV !!!!!!!!! ” -VAV ya __________________ |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|