AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-27-2010, 02:15   #41
Kullanıcı Adı
manifesto
Standart
Alıntı:
milletinadami Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
benhur ortaya ehli sünnet dışı bir görüş ortaya atmış...kim karşı çıkarsa hakaret edip duruyor...bu kişinin amacı forumda fitne ve fesat yaymak ise..yöneticileri göreve çağırıyorum...
Yöneticileri göreve çağırıyormuş
bak sen hele
Sen ehl- sünnetsin ben değilim
Sen ŞAM da AK MİNAREYE inecek ve ATA binecek bir MESİH bekliyorken EHL-İ SÜNNET oluyorsun ben ehl- sünnet olmuyorum
Zaten ehl-i sünneti de kendinize benzettiniz

Bediüzzaman gibi bir zat'ın bu konuda ki fikirleri benim için önemlidir yol göstericidir.Siz istediğinize inanabilirsiniz.

Peygamberin hadislerini sözcük manası ile algıyayan dar düşüncelere ne izah edebilirsiniz ki
"dünya öküzün boynuzları arasındadır" şeklinde ki sözler için öküz ile dünya arasında fiziki bağ ararsınız sizler

Benim ne dediğim gayet açık.
Hz.İsa Risale-i Nurlar da da behsi geçtiği gibi İslyas a.s ile hz.isa da başka bir tabaka-i hayat sürmektedirler.
Hz.İSANIN bedeni ile dünyaya geleceğini ve tekrar bir hayat yaşayacağını ve tekrar öleceğini açıkça ifade eden ayet söz konusu değil
Hz.Peygamber 1400 yıl evvel bugünleri ifede ederken herkezin anlayacağı bir lisan kullanmıştır ki o lisan temsil ile anlatmaktır.
manifesto isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 03:55   #42
Kullanıcı Adı
Fırat
Standart
Kimse bir mucize beklemesin artık mucize falan gelmez bu devirde.
 
Alt 01-27-2010, 08:40   #43
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
Arkadaşlar anlamamıyorum

neden herkes birbirine karşı sert ifadeler kullanıyor

bu mesele akaide dair bir mesele değil ki

akaide dair bir mesele olsa dersinki sen dinden çıktın

ama akaide dair bir görüş değildir

yani inanmayan bir kişiyi bile dinsizlikle küfre girmekle suçlayamassınız

arkadaş hadisleri inkar etmiyor zaten

sadece tevil olduğunu söylüyor

mesela şamdaki bir caminin minaresiden inecek diyor hadiste

halbuki efendimiz zamanında şamda bahsedilen bir mescid olmadığı gibi o zamanda minare diye bir kavramda yoktu

evet hz.isa nın gelmesi hemde şahsen gelmesini kabul ediyorum ama şahsı maneviye önem veriyorum

o zat gelsede cnn de nnaklen yayınla yukarıdan inişini televizyondan izleyecek değiliz

zaten gelince onu herkes tanımayacakta

onun yapacağı icraatlarının yavaş yavsaş ortaya çıkması onun geldiğinede işaret edecek

o zat geldiğinde onu evliyalar kutuplar gavslar müarek insanlar tanıyacak kendisini herkese göstereceğini sanmıyorum


ve hala sol gözü kör,eli delik,alnında kafir yazan bir deccal bekliyorsanız size iyi beklemeler

eğer böyle bir deccal gelseydi o zaman imtihanın bir anlamı kalmazdı herkes Allahı ekber deyip kabul ederdi zaten

bazen deccal mehdi bekleyen insanlara bakıyorum

sanki mehdi atıyla gelecek kılıcıyla herksi yerle bir edecek

yada süpermen batman gibi bir kişi bekliyorlar galiba


evet o insanda gelecek ama yaptığı her işi şahsı manevisiyla yapacak
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 08:44   #44
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
Sual: Âhirzamanda Hazret-i Mehdî geleceğine ve fesada girmiş Âlemi ıslah edeceğine dair müteaddit rivâyât-ı sahiha var. Halbuki şu zaman cemaat zamanıdır, şahıs zamanı değil. Şahıs ne kadar dâhi ve hattâ yüz dahi derecesinde olsa, bir cemaatin mümessili olmazsa, bir cemaatin şahs-ı mânevîsini temsil etmezse, muhâlif bir cemaatin şahs-ı mânevîsine karşı mağlûptur. Şu zamanda, kuvvet-i velâyeti ne kadar yüksek olursa olsun, böyle bir cemaat-i beşeriyenin ifsâdât-ı azîmesi içinde nasıl ıslah eder? Eğer Mehdînin bütün işleri harika olsa, şu dünyadaki hikmet-i İlâhiyeye ve kavânin-i âdetullaha muhâlif düşer. Bu Mehdî meselesinin sırrını anlamak istiyoruz.
Elcevap: Cenâb-ı Hak, kemâl-i rahmetinden, şeriat-ı İslâmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad-ı ümmet zamanında bir muslih veya bir müceddid veya bir hâlife-i zîşan veya bir kutb-u âzam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevi mehdî hükmünde mübarek zatları göndermiş, fesadı izale edip milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (a.s.m.) muhafaza etmiş.
Madem âdeti öyle cereyan ediyor. Âhirzamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, hem kutb-u âzam olarak bir zât-ı nuranîyi gönderecek ve o zat da ehl-i beyt-i Nebevîden olacaktır. Cenâb-ı Hak bir dakika zarfında beyne's-semâ ve'l-arz Âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder. Ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin numunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadîr-i Zülcelâl, Mehdî ile de Âlem-i İslâmın zulümatını dağıtabilir. Ve vaad etmiştir; vaadini elbette yapacaktır.
Kudret-i İlâhiye noktasında bakılsa, gayet kolaydır. Eğer daire-i esbab ve hikmet-i Rabbâniye noktasında düşünülse, yine o kadar mâkul ve vukua lâyıktır ki, "Eğer Muhbir-i Sadıktan rivayet olmazsa dahi, herhâlde öyle olmak lâzım gelir ve olacaktır" diye ehl-i tefekkür hükmeder

Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Mektup | 425
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 08:47   #45
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
Bediüzzaman hazretleri hz.İsa nın şahsen ineceğini bakın burda belirtmekte


Evet, her vakit semâvattan melâikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz' eden (Hazret-i Cibril'in Dıhye suretine girmesi gibi) ve ruhanîleri âlem-i ervahtan gönderip beşer suretine temessül ettiren, hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını cesed-i misaliyle dünyaya gönderen bir Hakîm-i Zülcelâl, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmı, İsâ dinine ait en mühim bir hüsn-ü hâtimesi için, değil semâ-i dünyada cesediyle bulunan ve hayatta olan Hazret-i İsâ, belki âlem-i âhiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi, yine şöyle bir netice-i azîme için ona yeniden ceset giydirip dünyaya göndermek, o Hakîmin hikmetinden uzak değil. Belki onun hikmeti öyle iktiza ettiği için vaad etmiş ve vaad ettiği için elbette gönderecek.


15 mektup


ama işte bu ifade önemli


Hazret-i İsâ Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsâ olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarreb ve havassı, nur-u imanla onu tanır. Yoksa, bedâhet derecesinde herkes onu tanımayacaktır.

15.mektup
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 08:55   #46
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
Şimdi, Mehdî gibi eşhâsın hakkındaki rivâyâtın ihtilâfâtı ve sırrı şudur ki: Ehâdisi tefsir edenler, metn-i ehâdisi tefsirlerine ve istinbâtlarına tatbik etmişler. Meselâ, merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya Medîne'de olduğundan, vukuât-ı Mehdiye ve Süfyâniyeyi merkez-i saltanat civârında olan Basra, Kûfe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler. Hem de, o eşhâsın şahs-ı mânevîsine veya temsil ettikleri cemaate âit âsâr-ı azîmeyi o eşhâsın zâtlarında tasavvur ederek öyle tefsir etmişler ki, o eşhâs-ı hârika çıktıkları vakit bütün halk onları tanıyacak gibi bir şekil vermişler. Halbuki, demiştik, bu dünya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyârı elinden alınmaz. Öyle ise, o eşhas, hattâ o müthiş Deccâl dahi çıktığı zaman çokları, hattâ kendisi de bidâyeten deccâl olduğunu bilmez. Belki nur-u imânın dikkatiyle o eşhâs-ı âhir zaman tanınabilir.
Alâmet-i Kıyâmetten olan deccâl hakkında hadîs-i şerifte, "Birinci günü bir sene, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü eyyâm-ı sâire gibidir. Çıktığı zaman dünya işitir. Kırk günde dünyayı gezer." -1- rivâyet ediliyor. İnsafsız insanlar bu rivâyete muhâl demişler. Hâşâ, şu rivâyetin inkâr ve iptaline gitmişler. Halbuki, -2- , hakikati şu olmak gerektir ki:
Alem-i küfrün en kesâfetlisi olan şimâlde tabiiyyunun fikr-i küfrîsinden süzülen bir cereyân-ı azîmin başına geçecek ve Ulûhiyeti inkâr edecek bir şahsın şimâl tarafından çıkmasına işaret ve şu işaret içinde bir remz-i hikmet vardır ki, kutb-u şimâlîye yakın dairede bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Altı ayı gece, altı ayı gündüzdür. "Deccâlin bir günü bir senedir," o daire yakınında zuhuruna işarettir. "İkinci günü bir aydır" demekten murad, şimâlden bu tarafa geldikçe, bâzan olur yazın bir ayında güneş gurûb etmez. Şu dahi deccâl şimâlden çıkıp, âlem-i medeniyet tarafına tecavüzüne işarettir. Günü deccâle isnad etmekle şu işarete işaret eder. Daha bu tarafa geldikçe bir haftada güneş gurûb etmiyor. Daha gele gele tulû ve gurûb ortasında üç saat devam ediyor. Ben Rusya'da esârette iken böyle bir yerde bulundum. Bize yakın, bir hafta güneş gurûb etmeyen bir yer vardı; seyir için oraya gidiyorlardı. "Deccâlin çıktığı vakit, umum dünya işitecek" olan kaydı, telgraf ve radyo halletmiştir. Kırk günde gezmesini de, merkebi olan şimendifer ve tayyâre halletmiştir. Eskiden bu iki kaydı muhâl gören mülhidler, şimdi âdi görüyorlar.

24.söz
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 08:58   #47
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
İman ve teklif, ihtiyar dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tetkik ve tecrübeye muhtaç olan nazarî meseleleri elbette bedihî olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarurî olmaz. Tâ ki, Ebu Bekir'ler âlâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebu Cehil'ler esfel-i sâfilîne düşsünler. İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mucizeler seyrek ve nâdir verilir. Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrât-ı saat, bir kısım müteşabihat-ı Kur'âniye gibi kapalı ve tevilli oluyor. Yalnız, güneşin mağripten çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tevbe kapısı kapanır, daha tevbe ve İmân makbul olmaz. Çünkü, Ebu Bekir'ler Ebu Cehil'ler ile tasdikte beraber olurlar. Hattâ Hazret-i İsa Aleyhisselâmın nüzûlü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselâm olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hattâ Deccal ve Süfyan gibi eşhâs-ı müthişe, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar.


5.şua
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 09:00   #48
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
İkinci nokta: Peygambere bildirilen umûr-u gaybiye, bir kısmı tafsil ile bildirilir. Bu kısımda hiç tasarruf edilmez ve karışamaz: Kur'ân'ın ve hadis-i kudsînin muhkematı gibi.
Ve diğer bir kısmı icmal ile bildirilir, tafsilât ve tasviratı onun içtihadına havâle edilir: İmana girmeyen hâdisât-ı kevniyeye ve vukuat-ı istikbâliyeye dair hadisler gibi. Bu kısımda, Peygamberimiz (Aleyhissalâtü Vesselâm) belâgatiyle, temsiller suretinde, sırr-ı teklif hikmetine muvafık tafsil ve tasvir eder. Meselâ, bir sohbette derin bir gürültü işitildi. Ferman etti ki: "Bu gürültü, yetmiş seneden beri Cehennem tarafına yuvarlanan bir taşın bu dakikada Cehennemin dibine yetişip düşmesinin gürültüsüdür." Bu garip haberden beş altı dakika sonra birisi geldi, dedi: "Ya Resulallah, yetmiş yaşında bulunan filân münafık vefat etti, Cehenneme gitti." 1 Peygamberin yüksek belîğâne kelâmının tevilini gösterdi.


5.şua
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 20:01   #49
Kullanıcı Adı
milletinadami
Standart
Adamın derdi başka...İsa aleyhisselam inecek veya inmeyecek..bunu tartışma konusu yapıp milletin içine fitne ve fsat atmaktan başka bir niyeti olmayan..birde utanmadan said nursi hazretlerini bu işe sokan...ben yeni birşey buldum meraklısı bir çocuktan daha ne beklenir ki...
milletinadami isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 01-27-2010, 20:04   #50
Kullanıcı Adı
YANSIMALAR
Standart
Hz. İsa Mesih tabiki de yargı günü yer yüzüne gelecektir. Bu gerçeği zamanında Hz. Mevlana celaledin Rumi bile fark etmiş, yazmış olduğu eserinde kaleme almıştır. Hem de İsa Mesih hkkında methiyeler söyleyerek.
YANSIMALAR isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta