09-16-2010, 19:05 | #51 |
../Her çoğul kavgada yerini buldu yaralı geçmişimiz. Unutma özürlü hafızalarımız içimize aşk oldu, dışımıza kin! Bizi küskünlükler bağladı, aşk ayırdı. Seni seviyorum’lar düştü dilimize her bağırışın ardından. Seni seviyorum’lar düştü dilimizden, ellerimiz ellerimizdeyken... Kahraman Tazeoglu susacak var romanından... |
|
09-17-2010, 16:32 | #52 |
..vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti söyle saçlarında öldüğüm bir geri gidiş kaç günde gelirdi../ |
|
09-17-2010, 17:25 | #53 |
Kahraman TAZEOĞLU - Unutabilirsin Beni Yeryüzünün bütün hüznü karşımda. Ayrılık uçurumlarına sürükleniyor ruhum. Bahanelerinin hükmü sarkıyor yüzünden. ......Boğazıma dolanan aşk nameleri hicranımı kaldırıyor yerinden, karalıyorum son sayfaları gözlerimde büyüttüğüm bütün çığlıkları… Suskun bir duvar aksediyor, eşgalim kafeste nöbetçi. Aşk gece zemherisinde korunaksız tuttuğum fotoğrafta sadece sen ve ben; bizliğimiz adını ters düz ettiğim gün bitmişti zaten ; yaralı geçmişim istanbulun ayakları altında! Eksik kalmışım aşk adına mihribat korusuna. Hecelerim sessiz keskin bir suskunluk var içimde… İçim içinden çekip gitmiş. Anlamsız mürekkepler lekesi olup düştün mısralarıma. Ellerimi tutmaya aciz. Konuştuklarıma ecnebi kaldın, yaprakları tutuşturup saçlarıma. Vedasız gidecek kadar uzaktın bana. Sancıdan başka birşey bulamazsın adının geçtiği satırlarda. Kapat gözlerini ve bigane kal. Gelip geçilecek yer değildir ömrüm! İlk gülümseme , ilk bakış, ilk aşk, ilk baharı çoktan geçtim ”YAGRUT”!!! Kanımın değdiği yerde acı var. Ufak tefek terkedilişlerle büyüttüm içimde koca bir terk ediş. Topla sevdanı kırık yüzümün hüznünden. Astım aşkı ve defnettim kalbime koca bir haykırışı. Yazıldığın kadarsın ne biraz az ne biraz fazla… İsyanlarımın ortasında rutin kaldım aşka ama sen yazacak söz bırakmadın düşücek yaprak kalmadı. Hem ölü hem yaralı var avuçlarımda. Ceset gibi düşsende ardıma bakmam ihanete yüz çevirmiş adama… Ağlayanın gitti!!! Sessiz bir nefes vermek istiyorum şimdi. Bitti. Unutabilirsin beni , bitti!!! burdan dinleyebilirsiniz.. |
|
09-17-2010, 18:13 | #54 |
[Kesinlikle dinlenilmeli] GİT --- Şimdi gidiyorsun Git Oysa senden tek bir damla istemiştim Sana kocaman bir deniz sunmak için Şimdi gidiyorsun Git Ne zaman başladı bu hikaye Anımsamak zor Gençtim Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım Komazdı öyle üç-beş nöbetleri Geceler içimi acıtmazdı böyle Bir insan bu kadar eksilebilir mi Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı Bu şehrin biryerlerinde Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin O adam bendim unuttun mu Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu Seni unutamadı İşin kolayına kaçmadım Uğruna ölmedim yani Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep Sen bunu da bilmedin Ben bir bakışına bin anlam yükledim Sen aşka kestirmeden gittin Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma Şimdi gidiyorsun Git Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden Bütün ışıklarımı söndürüyorsun Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun Yazıklar olsun yazıklar olsun Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor Hani sen sevdiğini Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin Uzun lafın kısası yoktur Anlatacağım çok şey var Hoyrat bir rüzgar gibi geldin Aklımı hayatımı dağıttın Şimdi gidiyorsun Git Daha ayrılığa bile çarpmadan Aşk bize döndü Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil Ama sana dokunmak da yasak bana Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır Sen var ya sen Allah kahretsin Yani şimdi Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı Yani şimdi başkaları mı sevecek seni Ben saçlarını okşadığım zaman Ellerin öksüz kalırdı Şimdi gidiyorsun git Kahraman Tazeoğlu |
|
09-19-2010, 18:00 | #55 |
Beni benden ayıran, beni bana ayartan sevgili! Henüz karşıma çıkmadan, karşı çıkmadan, kayıp gittin, kaybedip gittin. Küfür gibi kanayan bu yaradan yangın doğuyor. Alev alev sönüyor, cayır cayır susuyorum. Sana ait ne varsa yakıp yıksaydım keşke diyorum. Ne çare gücüm yetmiyor. En büyük sevgiler geçiyor yanımdan, bakamıyorum. 'Kendini... intihardır bu' diyorlar, diyenlere de bakamıyorum. |
|
09-19-2010, 18:02 | #56 |
Teşekkürler sevgili Buz-ul emeğine sağlık güzeldi
|
|
09-19-2010, 18:05 | #57 |
|
|
09-19-2010, 18:07 | #58 |
Sakince dokunup bahçendeki çiçeklere anlatmak isterdim sana hangi topraktan söküldüğümü. İsterdim ki al beni koynunda kurut ucuk renkli bir gül gibi... Sonra baharın ılık nefesi kesilirken çocukluğumdan başla yırtmaya sana dokuduğum düşleri. |
|
09-20-2010, 12:11 | #59 |
../fırtınalar kopuyor demişsin yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde oysa ben bin mevsim sana fırtınalandım sen bilmedin ...gittiğine inansam dönmeni beklerdim... |
|
09-29-2010, 11:47 | #60 |
'Ölü Bir Kentin Morg Alfabesi'nden...
Aşkın,kendini öldürebilecek kadar cesur olmalı sevdiğim. Her nakaratta yeniden hatırlayacağın,cepleri boş bir gidişi bırakıyorum sana! Enkazı kaldırılmamış çocuk yüzümle. Beni şakaklarımdaki sonbahardan tut. Birazdan utancını bırakacağım sana bu aşkın. Bu gidiş beni de bitirecek biliyorum ama kaçsam ağlamaklı oluyor omuz başlarım. Yaslansam uçurumsun… Her gidişime yenilip her dönüşüme güçleniyorum. Nedir bu ters denklem? K.T |
|
Konuyu Toplam 9 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 9 Misafir) | |
|
|