![]() |
#31 |
![]() bu arada senin hoşgöründe bu kadar daha doğrsu senin hoş görün sadece hristiyanlara onların söyledikleri herşeyi hoşgörü adı altında kabul ediyorsunuz kol kola geziyorsunuz yanlış inanışlarını hoşgörü ile dinliyorsunuz ki bunları sen söyledin. burda bir müslüman kardeşinin anlattıklarına "sen türkü okumaya devam et" diyerek hakaret ediyor hoşgörüsüz davranıyorsun. senin samimiyetinden de şüphe etmeye başladım. bu arada bu kadar rahatsız olduğuna görede bu türkü pek hoşuna gitmedi galiba ritimmi uymadı ne
![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
![]() ceyhanlı copy paste yazılarını sen okudunmu aceba..
biz okusak ne olacak yani.. şaşımı olalım senin hatrın için.. burdan bu şekilde herşey çook aydınlık görünüyor zaten.. bu açıdan her şey çok iyi seçiliyor bakışımızı bulandırmay agerenk yok.. AMA İSTERSEN BURAYA BENDE Bİ COPY PASTE YAPAYIMDA OKU.. BAK NELER YAZIYOR.. VEDE KİM YAZIYOR.. OKTAY YILDIRIM İSMİNİ DUYDUNMU HİÇ.. OKTAY YILDIRIM..HANİ ÜMRANİYE EL BOMBALARI GECEKONDU.. VARYA İŞTE ONDAN.. AYNI O ŞEKİLDE KONUŞUYORSUNUZ SİZDE.. BU KADAR BENZERLİK ANCAK AKRABİYETTEN OLSA GEREK.. KÖK AYNI VEYA AYNI KÖKE DOĞRU GİDİYORSUNUZ..ŞİMDİ YAZIYI EKLİYORUM.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
![]() ALIN SİZE BİR GARİP EŞDİNSEL TARİFİ ..
Eşdinsellik, aslında yeni karşılaştığınız bir kavram olmakla beraber kıymetli okuyucu, içerik bakımından son derece aşina olduğunuz bir şey. Eşdinseller her yerde, onlarla her an temas edebiliyorsunuz, televizyonlarda ve diğer basın organlarında sürekli yeni bir icraatları veya beyanları ile karşılaşıyorsunuz. Eşdinsellik üzerine konuşmadan önce eş, eşlik, eşleme veya eşleştirme kavramları üzerinde konuşmak lazımdır. Türk dil kurumu?nun internet sayfasındaki sözlükte; Eş ; ?birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden biri?. Eşleşmek ; ?biriyle eş olmak, eş tutmak ve çiftleşmek? . Eşleme ; ? aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi?. Eş başkan ; ? bir kurul toplantı veya kongrenin başkanlığını yapanlardan her biri? Eş tutmak ; ? talimde veya oyunda ikişer olmak için eş tutmak? Eşleşme ; ?eşleşmek işi? Eşleştirmek; ? Eşleşmesini sağlamak? anlamları ile karşılaşırız. Tüm aramalarımıza rağmen ve bu kadar hayatımızın içine girmiş olmasına rağmen ?EŞDİNSELLİK? kelimesinin anlamı ile karşılaşamadık. Bu anlamda, bu kavramı bir sohbet esnasında ortaya atan arkadaşıma buluşundan dolayı teşekkür etmek boynumuza borç oldu. Teşekkürler Salih! Türkçemize, henüz karşılık bulamamış olsa da, hatta henüz eylem olarak var olmasına rağmen bir kelime ile adlandırılmamış olsa da, son derece gerekli bir kavramı kazandırdın ve biz de bunu anlamlandırmak için cebelleşmekteyiz. Sana dilini eşek arısı soksun demeyeceğim değerli kardeşim, ama bu kelimeyi eylemsel olarak var edip konuşmamıza sebep olanlara tüm bildiklerimi söylüyorum, hiç endişen olmasın. Diyalog inancı(!) müritlerinin( ya da diyalog dini mi demeliyim) başımıza musallat ettiği bir maraz bu. Maraz diyorum çünkü biyolojik olarak türdeşi olanı, celp dönemlerinde askeri hastanelerin psikiyatri servislerinde tanık olduğum kadarıyla maraz muamelesi görmekteydi. Çağdaşlaşmak adına sapkınlığı yaşam biçimi haline getirmiş bir kısım insan ziyanı dışında, dünyanın geri kalanının büyük bir bölümü de aynı şekilde düşünmektedir. Avrupa ülkelerindeki sınır tanımaz sapkınlıkları özgürlükten sayanlar hiç şüphe yok ki büyük bölümün dışında kalan küçük bölüme dâhildirler. Bir din bilimci olmamakla beraber; din kavramının, yaratıcı tarafından kendisinden önce gönderilen diğer dinleri hükümsüz kılmak ön koşulu ile insanlara tebliğ edildiğini bilmek için, din bilgini olmaya gerek olmadığını da bilmekteyiz. Bu anlamda; son din insanlara tebliğ edildiğinde, diğerleri, en azından son dine inananlar nezdinde hükümsüz kabul edilir. Diğer dinlere inananlar ise son dine inanları kabul etmezler ki kendi dinlerine inanmaya ve gereklerini inandıkları biçimde yerine getirmeye devam edebilsinler. Aksi halde mutlak surette biri diğeri tarafından tekzip edilmiş sayılır. Demek ki din kavramının teklik gibi bir özelliği var. Tek olmak gibi bir iddiası var ki bu onun, yaratıcının sözleri olmasından kaynaklanan en önemli özelliğidir. Aksi durumda da yaratıcının kendi kendini tekzip etmesi anlamını taşıyacağından her anlamda mümkün değildir. Şu halde var olan diğer dinler, en sonuncusu ile birlikte hükümsüz kılınmakta, bu durum inananlarını da mutlak olarak bağlamaktadır. Günümüz toplumlarında var olan demokrasi anlayışının, kişilerin hak ve özgürlükleri bağlamında herkesin istediği biçimde yaşamasına ve istediği dine inanmasına cevaz veren hoşgörüsü, her dine mensup insanın bir arada yaşaması olanağını sağlamaktadır. Ancak bu yaşayış her dine mensup insanın kendi inançları çerçevesinde ibadetini, kendi dininin kurallarına göre ve kendi dininin mabetlerinde yapması demektir. Birliktelik sadece bir arada yaşamaktan ve aynı devletin kaidelerine uymaktan öte dinsel bir anlam taşımaz. Bu devletler din devleti dahi olsalar, yani yaşam kuralları egemen dinin kuralları doğrultusunda belirlenmiş dahi olsa buna imkân vardır. Bu birliktelik asla dini bir anlam taşımaz. Taşımaz, çünkü biri diğerini hükümsüz kılmıştır. Birine inandınız mı diğerini reddediyorsunuz demektir. Ve bu tamamen sizinle inancınız arasındadır. İşte yazıya konu olan eşleşmek bu noktada başlar. Bir grup neye inanacağını maksatlı olarak şaşırmış insanın yaptığı gibi, kiliseye gidip kuran ayetleri okur veya namaz kılar, imama İncil okutarak cenaze gömdürürseniz, ortaya bir eşleşme çıkar. Dinsel olan bir şey, başka bir dine ait olan başka bir şey ile eşleştirilmiş olur ve biz buna, ayrıntısını aşağıda göreceğiniz gibi ?EŞDİNSELLİK? deriz. Bu noktada; tıpkı bu kelimenin biyolojik esaslı türdeşi gibi, bilimsel anlamda sapkınlık olarak kabul edilmesine rağmen, gayri ahlaki ve sözde meşruiyeti, varlığını öyle veya böyle devam ettirmesinden kaynaklanan başka bir din çıkar ortaya. İster kabul görsün ister görmesin. Vardır ve gerekleri uygulanmaktadır. Gerekleri diğer dinlerde olduğu gibi ilahi bir kitapta yazmaz. İnananları tarafından neredeyse ilahlaştırılmış şefleri tarafından belirlenir. Saçlar onun gibi kesilir, bıyıklar onunki gibi traş edilir, kıyafetler onunkine benzetilir, o nasıl yaşıyorsa öyle yaşanılır. Bu arada şef, tüm bu yaşam alışkanlıklarını bir kitapta toplamışsa veya şefin müritlerinden biri yalakalık olsun diye bunu yapmışsa, işte bir kitapları da olmuştur artık. Adına diyalog denen ve neredeyse bir inanç sistemine dönüşen bu akımın veya dinin veya siyasi görüşün veya her ne karın ağrısıysa onun ortaya çıkardığı bir kavramdır Eşdinsellik. Eşdinsel için ibadeti nasıl değiştirdiği önemli değildir. Nerede yaptığı önemli değildir. Kimlerle beraber yaptığı önemli değildir. Sözüm ona niyeti önemlidir. Kilisede mum yakarken iki rekât da namaz eda edebilir derin bir huşu içinde. Keşişlerle el ele inanç turizmi yapabilir. Hatta tüm dinlerin kutsal kitaplarını bir kitapta toplayarak kendince bir kutsal kitap yazabilir ve buna inanabilir. Eşdinsel için kendi hoşgörü sınırları dışında sınır yoktur. Dinin bir ideoloji haline getirildiği noktada ki bu eylem, kişinin hür iradesi ile olmayıp hâkim bir gücün etkisi ile oluştuğunda cevaplarla birlikte ortaya bir takım sorunlar da çıkar. İçinden geldiğiniz toplumun genel yaşam kuralları ile etkisinde olduğunuz hâkim gücün amaçlarının çatıştığı noktada, ortaya çıkan cevapları gizleyebilmenin ve uyumsuzluğu gidermenin en etkili yolu, vicdan sömürüsü yaparak salya sümük ağlamak olsa gerektir. Hoşgörü ideolojisi de denebilen bu durum aslında kendi içindeki çelişkilerden dolayı soyut bir psikozdan kaynaklanmış olarak kabul edilebilir. Bu noktada; TDK sözlüğünde Psikoz; 1. Türlü sebeplerle kişiliğin bütünlük ve uyum gücünü geniş ölçüde yıkan ruhsal bozukluk. Olarak tanımlanmaktadır. Kelimenin biyolojik türdeşini, tam olarak oturmamış olan kişiliğin, bir takım dışsal sebeplerle bütünlüğünün bozulması ve etkilenilen şeylerin etkisine girerek bir öykünme durumunun ortaya çıkması olarak da açıklayabiliriz. Kişi aslında biyolojik olarak bir cinse mensup olmakla beraber, kişiliğinde meydana gelen travmaların yol açtığı kişilik bölünmeleri ve bazı harici nedenlerle, diğer cinse öykünür ve ortaya çıkan travma bir takım yapısal değişikliklerin, çirkin, gayri ahlaki, sağlıksız ve gayri tabii dahi olsa gerçekleşmesine, gerçekleştirilmesine neden olur. İşte bu sayede biz sakal traşı olan, pisuvara işeyen, doğal yaşam ortamlarındaki davranışları her ne kadar erkeksi de olsa, dışarıda makyaj yapan, kırıtarak yürümeye çalışan, sözde kadınlarla(?) karşılaşırız. Bu aslında son derece gayri tabii bir durum olmakla beraber, toplumsal hoş görü denen şey ( ki bu toplumun genelini kaplamamakla beraber, bazı sözde aydınların hoşgörüsüdür ama ne yazık ki kamuoyu üzerinde ciddi yönlendirici etkiye sahiptir) bu durumu eleştirmeyi eleştirir ve hatta eleştirenleri çağdışı olmakla suçlar. Bu durumda; çağdaş olmanın gereğinin ?o biçim?( biçimin ne olduğunu anlamayan yoktur herhalde) olmak olduğu gibi bir durumun ortaya çıkmasının mantıken bir engeli kalmamakla beraber, aynı hoş görü size de doğal halinizle yaşamanızın normal olduğunu salık verir. Bu durumda dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak adına, toplumsal yaşamınızdaki anormallikleri eleştirmek yerine, kendi normalliğinizi kurtarmış olmanın rahatlığı ile bu zavallılığı görmezden gelir hatta kanıksarsınız. Havlayan bir kediyi, miyavlayan bir köpeği, kükreyen bir fareyi yadırgar şaşırırsınız ama bu durumu kanıksarsınız. Bir anlamda ortada biraz riya bile vardır. Çünkü işin aslını siz de biliyorsunuzdur ama toplumdaki sözüm ona entelektüel elitin hışmından korunmak adına, ?ben kendimi hep o biçimde hissettim? türünden serzenişlere, normalmiş gibi yaklaşırsınız. İşte yukarıda bahsettiğimiz Eşdinsellik kavramına da bu noktadan bakmak gerekir. Ancak bir ve çok önemli bir farkla, o fark şudur ki; toplumlar üzerinde yaratılan bu etkilenmenin sebebi, tamamen stratejik ve askeri amaçlı coğrafi yayılmacılığa, yardım ve yataklık etmek gayesi ile özel olarak tasarlanan bir toplum mühendisliği çalışması olmasıdır. Bu da tıpkı biyolojik türdeşi gibi Atlantik ötesinden gelir. Özel laboratuarlarda, özel amaçlarla mutasyona uğratılan ve dini öğelere dayanan ideolojilerin, yine özel olarak bu konuda uzmanlaşmış kişiler tarafından topluma enjekte edilmesidir. Bu enjeksiyon sırasında ise herkesin sahip olduğu ama yeterli bilgisi olmadığı dini hassasiyetler kullanılır. Bu enjeksiyon en çok, tam olarak ideolojik kimliğini bulamamış kişiler üzerinde yaratılan etkiler sayesinde başarıya ulaşır ve bir virüs gibi yayılabilir. Çünkü yayılma sürecinde işin enjeksiyon kısmı yerine bireylerin birbirlerinden etkilenme temayülleri önem kazanır, tıpkı bulaşıcı bir hastalık gibi. Ne kendi dinini, ne de kendi dininden önceki dinleri çok iyi bilmeyenler, kendi dinlerinin neden geldiğini, din olgusunun insan yaşamına etki ve katkılarını değerlendiremeyenler, içine düşürüldükleri ideoloji psikozunun kaçınılmaz sonuna yani eşdinselliğe sürüklenirler. Artık anormallerin normallik sınırı içinde olması yadırganmaz. Artık inandığınız dinin ön koşulu olan, bir önceki dine ait hükümlerin insanlar tarafından bozulmasından dolayı sizin dininizin yaratıcı tarafından gönderildiği gerçeği önemsenmez. Diyalog yolu ile her sorun çözülebilir artık. Bir yandan Tanrısal bir olguya inanır, diğer yandan bu Tanrısal olguyu insani çabalarla geliştirebileceğinizi, sorunları kendi ürettiğiniz alternatiflerle çözebileceğinizi düşünürsünüz. Bir anlamda Tanrısal bir görev üstlenirsiniz, hatta kendinizi Tanrı yerine koyarsınız ama farkında değilsinizdir. Sizin inandığınız Peygambere ?Şeytan? derler ama siz onlarla diyalog kurmaya devam edersiniz. İnandığınız din terör dini olarak tanıtılır ama siz diyalog ve hoş görü çalışmalarına devam edersiniz. Aslında din adına yaptıkları şey, planlı siyasi hedeflerini ele geçirmelerini sağlayacak olan çeşitli operasyonlar için uygun zemini yaratmaktır ama siz bu durumu bile, kişilere kondurduğunuz ermişlik kimliğinin karanlık gölgesinde saklarsınız. Kendi gözlerinize, kendi aklınıza ihanet edersiniz ama farkında değilsinizdir. Hoş, bazıları için aklına ihanet durumu söz konusu değildir, çünkü bir mutlak butlan hali söz konusudur, yani yokluk hali, yani olmayan bir şeye ihanet edilemeyeceği için ihanet edilmiş sayılmaz. Bu sırada siz farkında bile olmadan ama müsebbipleri son derece bilinçli olarak, bir ruhban sınıfı oluşturulur. ?Abi? sıfatı bu sınıfın jargonda bilinen adıdır. Abiler belirleyicidir, doğrular veya yanlışlar onlara sorulur, onlar da hiyerarşik olarak kendi üzerlerinde bulunan ağabeylerine sorarlar ve yukarıdaki irade doğruyu veya yanlışı belirlemiş olur. Siz bunlara uyarsınız. Örneğin; iki gün önce kendi memleketinde, inandığınız dine hakaret eden bir keşişi çiçeklerle karşılamaya gitmekten hiç yüksünmezsiniz abiler gittiği için. Veya Aya Yorgi kilisesine giderek dua edip dilekleriniz için mum yakar ve papaz efendiden keramet beklersiniz Müslüman olduğunuz halde. Hülasa aslında bir dine mensup ve o dinin gereklerini yerine getirmekle mükellef olduğunuz halde, bir başka dini, inandığınız din elvermese de kabullenir ve hatta bazı gereklerini de yerine getirirsiniz. Bu durum inandığınız dinin dışında birden fazla dini de kapsayabilir. Ortaya çıkan bu dinler yumağından kendinize göre bir sentez bile oluşturabilirsiniz isterseniz ki sizi temin ederim son derece çarpıcı örnekleri var bu durumun. Tektanrılılık iddiasında olmakla beraber, aslında çoktanrılı bir inanç sistemi inşa etmişsinizdir. Bu anlamda aynı tanrıya inanıyoruz demeniz bile kendi dininizden çıkmak anlamı taşır ama siz onu da dersiniz. Çoktanrılılığı yani, inandığınız dinden önceki dinlerin tanrı inanç ve tasvirlerindeki değişimi kabul etmediğiniz için veya hala aynı yaratıcıya inanıyoruz dediğiniz için, üstelik çoktanrılıların dürüstlüğüne leke sürmemek için( en azından delikanlı gibi kaç tanrıları olduğunu söylüyorlardı, biraz Kasımpaşa ağzı oldu ama idare edin) biz bu durumu EŞDİNSELLİK olarak adlandırdık. Aslında bu tanımlamanın bizden önce sosyologlar ve psikiyatristler tarafından bulunması gerekirdi ama bu hediyeyi bilim dünyasına biz vermiş oluyoruz. Telif ve hatta teşekkür bile istemiyoruz üstelik. Bu yaşam ve inanış biçimine dair örnekleri çoğaltmak mümkün, görüldüğü üzere EŞDİNSELLİK ne yazık ki hayatımızın marazi bir gerçeği ve tedavi edilmesi gittikçe daha zor bir hale geliyor. Başlı başına bir din olma yolunda ilerliyor zira. Eşdinsellik olarak adlandırdığımız bu duruma sebep olan psikoz ise yaratılan bu yeni din kapsamında bir maraz değil de çağdaşlık olarak başkalaştırılıp öyle çıkarılıyor karşımıza. Bahaîlerden kalma; tüm dünyada tek din, tek dil, tek devlet, tek millet ütopyası ise ?ki artık ütopya olduğunu iddia edemeyiz- hedefine doğru hızla ilerlemekte bu sırada. Şimdi bu eşdinsellere sorsak; ?siz Bahaî misiniz?? diye. "Hayır değilim" derler. Sorsak; ?siz Hıristiyan mısınız?? diye. "Hayır değiliz" derler. Sorsak ?siz eşdinsel misiniz?? diye. "O ne ola ki" derler. E siz nesiniz desek, " Müslüman?ız" derler ama ona da biz inanmayız. Biz de tuttuk Eşdinsel dedik, fena mı ettik yani? Böylece yaşam biçimlerini tanımlayan bir isimleri oldu. Adını biz verdik yaşını Tanrı versin demeyeceğim, adlarını verdiğim güne lanet okuyorum zira. ?VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN? OKTAY YILDIRIM |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
![]() BU YAZIYI OKUMANIZI ŞİDDETLE TAVSİYE EDERİM.. BİDE BU YAZI HANGİ SİTEDE YAYINLANMIŞ.. VE YAZARI KİM..BUNUDA Bİ ARAŞTIRIN BENCE..ÇOOOK İLGİNÇ BULACAKSINIZ..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
![]() Millî Gazete yazarı Zeki Ceyhan'ı tebrik ediyorum.
Vakit Gazetesinden sonra okunacak 2. gazete Millî Gazetedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#36 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#37 |
![]() kişiyi tanımam yorum yapmam ama
"Bir grup neye inanacağını maksatlı olarak şaşırmış insanın yaptığı gibi, kiliseye gidip kuran ayetleri okur veya namaz kılar, imama İncil okutarak cenaze gömdürürseniz, ortaya bir eşleşme çıkar. Dinsel olan bir şey, başka bir dine ait olan başka bir şey ile eşleştirilmiş olur ve biz buna, ayrıntısını aşağıda göreceğiniz gibi ?EŞDİNSELLİK? deriz." doğru demiş |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
![]() acizane size bir tavsiyem olacak şu kibirden vazgeçin herşeyin doğrusunu biz biliriz bi biz doğruyuz havalarını bırakın hele heleki kendinizi alim zannedip din hakkında kendi kafanıza göre yorum yapıp insanları şaşırtmayın yanıltmayın. o kadar makale yayınladım bide kendi görüşlerimi yazdım hiçbirinin neresinin yanlış olduğunu belirtmeden ki belirtemezsinizde; bundan kaynaklanan hazımsızlıktan dolayı yok oktay bilmem kim ne demiş bilmem veli ne yazmış işte oktay saldırganmış o da bu fikri savunuyomuş ona bakarsan usame bin ladinde müslüman olduğunu söylüyor senin dediğine göre hareket edersek usamede müslüman oda islamı savunuyo ama terörist o zaman islam dini yanlış dememiz lazım tövbe haşa. kendinizle çelişmeye başladınız artık. yerinizde olsam daha fazla konuşup daha fazla batmazdım ama yinede siz bilirsiniz ama illede cevap verecekseniz bana acizlerin yaptığı gibi kişiler üzerinden konuşmayın yada delilsiz dayanaksız şeyler söylemeyin. okumam dediğin makalede bir sürü delil kaynak var. eğer savunma yapacaksan çık de şu makalede şu yanlış.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#39 |
![]() sayın diyalogcu arkadaşlar az önce düşündüm taşındım benim çalışmam gereken bi sınavım var ve 3 gündür sizle çok vakit kaybettim ve bundan sonra daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum. ben bu tartışmadan çekiliyorum söyleyceklerim makaleler bilgilieri yayınladım merak eden bakabilir inceleyebilir. daha fazlası için www.dinimizislam.org www.mehmetoruc.com adreslerine müracaat edebilir. istedikleri her konuda nefis bilgilire ulaşabilir. sizden ricam sizinde bu tartışmayı bitirmeniz. ama diyosanızki biz haklılığımızı ispatlamadan bu tartışmadan çekilmeyecez tamam kabul ediyorum HAKLISINIZ siz büyüksünüz doğrusunuz. bu son mesajım cidden lütfen şahsımı hedef alan hiçbir mesaj atmayın. cevap yazmak istemiyorum yazmayacamda. yeter artık gına geldi sizle uğraşmak istemiyorum. ben her zaman bir dua ediyorum büyükler öğretti
YA RABBİM EĞER YOLUMDA DAVAMDA HAKLIYSAM SEN BENİ BU YOLDAN AYIRMA, EĞER YANLIŞ YOLDAYSAM SEN BANA HİDAYET NASİP ET. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
![]() nihat genç mi??ihtiyar mı ?? ,,,,kişi kendini bilmez olunca,güler ona köstebek karınca,,,,ceyhanlı kardeşimiz benim yazdığım tüm mesajları önyargılarının zebunu,cehaletin merkubu olarak anlamış,,çok yazık,,,ben, dikkkat edilirse islam uleması yada mücedditleri hakkında en ufak bir kelamda bulunmadım,,,sadece mehmet oruç denilen zatı meçhulün bi hakkı teslimedememesini yadırgmak maksatlı bende onu tanımıyorum dedim,,,ceyhanlı kardeşimiz herhalde başka bir dünyada yaşamakta,,,kendisi için kürsüler kurulan,araştırmalar yapılan ,,tezler hazırlanan bir şahsiyeti yani fethullah hocaefendiyi hiç mi hiç tanımadığını,bilmediğini söylüyor,,bu nasıl olabilir ??,,kim inanır bu lafa,,arkadaş herhalde mehmet oruçla birlikte iftar açmaktan dünyayı değişen dünyayı idrak edememektedir,,,,,ben donanımlı bir müslüman olmadığım için hiç bir hristiyanla diyaloğa miyaloğa girmem,,ama onu alır gülen cemaati ile tanıştırırım,,tanıştırım ki,,garibimin dünyası aydınlansın,,,ALLAH muhafaza,,eğer ki mehmetoruç gibi ,islamı çağın gereklerine okutamamış birinin eline düşerse,,,maazallah o kişi herşey olabilir,,,namaz kılmayanı asacaksın diyen softa da olabilir,,masum insanları öldüren canlı bombda olabilir,,misyoner yada masum bir ermeni gazeteciyi öldüren katilde olabilir,,,,nihat genç için yazmış olduğum bu metne istemeden de olsa eklemeler yapmak durumunda kaldım,,,,ceyhanlı kardeşimiz,,nihat gençle,,tuncay özkanla ve daha niceleriyle kolkola girebilir,,,benden uzak olsun---istemezukkk,,
************************************* çok rica edeceğim şu tesbiti mi irdeleyiniz,,kendisinin bağımsız gazeteci olduğunu beyan eden sayın nihat genç,,öyle bir profil çizmektedirki,aslında bağımsız olmadığını resmetmekte,bir taraftan öz be öz kardeş ilan ettiği muhatablarını diğer taraftan amerikanın köpeği olmakla itham ederken,,öyle bir koridora giriyorki,,hırsının ve kininin zebunu olduğu gerçeği gün gibi ortaya çıkıyor,,,agresif oluşu karadenizli olmasıyla alakalı değil aldanmayın sakın,,,cemaat üyelerinin neredeyse tamamının ak partiyi desdekliyor olması onu çileden çıkartmaya yetiyor,,,,,fikri sabit,zikri habis,yolu kavis,az buçuk oportünüst,,lafazanlıkta pek maharetli,,kitle ruh halini gıdıklamada üstüne yok,,,tipik bir mahalle kabadayısı hüviyetinde laga luga yapan,naralar atan,yel değirmenlerine meydan okuyan donkişot misali,amerikaya meydan okuyor ve kafa tutuyor,,sen kabadayı olmaya kabadayısın da aslanım,,,tanıyormusun içinde yaşadığın mahalleyi,,her sokak başını mesken tutmuş,,allahsız psikopatları,acımasız katilleri,,,bu psikopat ve katillere gücün yetecek mi,,ayakkabının topuklarına basmakla,elinde tesbih,ceket omuzda nara atmakla,,bu şer güçleri alt edebileceğine sahiden inanıyormusun,,nefsinle olan savaşı kazanmadan neyine güvenerek hareket ediyorsun,,,bilmiyormusun,,sağında solunda harabeye dönmüş evler,,tarumar olmuş meskenlerin hepsi zamansız meydan okumalar yüzünden bu hale geldi,az bi dişini sıksan,,gücünü kuvvetini toplasan ölürmüsün be cahilll,,,,,,psikopatların ve katillerin karşısına bir kere çıkacaksın,,öyleeee heyt ulan var mı bana yan bakan cızırtılarıyla değil,,,arı vızıltısı sesiyle değil,,,,top güllesi sesiyle çıkacak ve düşmanının soluk borusunu keseceksin,,,teşbihte hata olmaz,,,,nihat genç gibilerin elinde ülke,,ALLAH muhafaza ne iran olur,ne malezya ,parçalanmaya yüz tutmuş ırak dahi olamaz,,tarih sahnesinden silinip gider,,,ülke gerçekleriyle dünya gerçeklerini idrak edemeyen,,ülke içi dengelerle,,dünya devletleriyle olan hassas dengeleri hesab edemeyen kısacası gaye ile zamanı buluşturamayan nihat genç gibiler özgür gazeteci olsa ne çıkar,satılık kalem olsa ne çıkar,,,,ve böyle tipleri hangi aklı başında bir insan takarda dikkate alır,,,,,(sevginin ve emniyetin temsilcisi bir nesil,,,,,hakkında ileri geri konuşma bire rezil,,,,,,tanır mısın sen,,,zahmet çekmeyi,ızdırabı çileyi,,bırakamadın bir türlü desiseyi ve de hileyi,,,hele bir bak ,şu siyahi çocuğa,,,marşımızı haykırıyor dört bir bucağa,,,,sen,,,oturduğun yerden gazel oku TÜRKÜM diye,,,işte TÜRKLÜK budur, okutur marşımızı ecnebiye,,,)şimdinin o ecnebi çocukları yarının devlet idarecileridir,,sivil toplum örgütlerinin kurucuları olacaklardır,,iş dünyasına hükmedeceklerdir,,ülkesindeki ordulara komuta edeceklerdir,,,söyler misiniz ALLAH aşkına, nihat genç gibiler, istikbalimiz için atılan bu devasa adımlara akıl sır erdirebilecek çapta kimseler midir ??,,yok eğer değillerse,,genç gibilerini kaale almak abesle iştigal olmaz mı,,cevabınız evet ise,,müjdeler olsun gelecek yarınlara,, |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|