AK Gençliğin Buluşma Noktası
Önden Giden Atlılar Önlerinde okyanus, Kızgın bir çöl arkada, Asıl içlerindedir, Zaptedilmez bir deniz, Önden giden atlılar...


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-08-2011, 18:44   #131
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Kurban kesmekten maksat nedir?



YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-18-2011, 00:05   #132
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
ırkçılıktan daha kapsamlı bir sapma olan "asabiyet" çeşitli biçimlerde tezahür etmekte. "Muhtaç olduğu kuvvetin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğu" masalına farkına vardırılmadan inandırılan koca koca insanlar, "asabiyet" morfıniyle uyuşturulup elinden İslam'ı çalındığı halde hâlâ "tarifesi bendedir" pişkinliği içerisinde "lider" olmaktan, "önder" olmaktan, "İslam'ın bayraktarlığından ve "üç kıtada at koşturmak"tan sözediyorsa, onu ayiltacak koku, ya bir gün ta "harim-i ismetine" kadar uzanarak boğazına geçirili-veren ve kendisine "kokladin; boğazına taktım" denilecek olan küfrün necaset torbası ya da "bebelerin saçlarını ağar*tan" o gün'ün geri dönülmez dehşeti olacaktır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2011, 19:11   #133
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
anadolu yakasında oturan mustafa islamoğlu sevenlerine müjde...
mustafa hocamızın asya-der hasbihalleri başlıyor...
ilk sohbet bu akşam saat 20:00 de...



Konu İntifada tarafından (12-03-2011 Saat 19:14 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-05-2011, 13:08   #134
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Âşûrâ, Arapça ‘aşera (on) veya âşir’den (onuncu) geliyor. Kameri ayların ilki olan Muharrem ayının 10. gününe verilen isim.
Buhari’nin tahric ettiği Hz. Aişe ve Abdullah ibn Ömer rivayetlerinin icmalinden çıkardığımıza göre, cahiliyye dönemi Arapları âşûrâyı kutlarlardı. Bu onlara Hz. İbrahim’den kalan bir gelenekti. Yine cahiliyye Arapları bu günü oruçlu geçirirlerdi. Peygamberlik geldikten sonra Hz. Peygamber de bu orucu tutmayı sürdürdü.



İkinci görüşe göre âşûrâ, Yahudilerin kutladığı bir bayramdı. Zira onlar Firavun’un zulmünden âşûrâ günü kurtulmuştular. Hz. Peygamber hicretin ardından onların bu günü oruçlu geçirdiklerini görünce, sebebini öğrendi ve “Biz Musa’ya sizden daha evlayız” (Buhari) dedi. Kendisi oruç tuttu ve Müslümanların da oruç tutmalarını tavsiye etti. Hatta bunun için münadiler çıkarttığı rivayeti vardır. Hicretin 2. yılında Ramazan orucu farz kılındı. Bundan sonra da, aynı titizlikte olmasa da, Rasulullah ve isteyen Müslümanlar âşûrâ orucu tutmayı sürdürdüler.


Bu iki rivayeti telif etmek mümkündür. Bizce âşûrâ İbrahimî bir gelenek olarak hem İsmail oğulları hem İshak oğulları tarafından tevarüs edilmiştir. Yahudilerin bölgeye gelişiyle bu iki gelenek tekrar birbiri içine girmiş, birçok alanda olduğu gibi âşûrâ meselesinde de birbirini etkileyerek sürmüştür.


Mevsuk olmayan bazı kaynaklarda, doğruluğu asla ispatlanamayacak olan bir takım rivayetler yer alır: Âşûrâ günü Hz. Adem’in tevbesi kabul edilmiş, Hz. Nuh karaya ayak basmış, Hz. İbrahim ateşten kurtulmuş… İsbatı olmasa da, bunlar kolektif bilincin âşûrânın ruhuna uygun muhayyel bir semeresidir. Anlaşılabilirdir. Her ne güzellik varsa, âşûrâ kazanının içine atılıp karıştırılmıştır. Tıpkı âşûrâ tatlısı gibi, kolektif bilinç de aklına gelen her kurtuluşu muhayyilesinde kurduğu bu kazana atıp karıştırmış, pişirmiş ve gelecek nesillere servis yapmıştır.


Rasulullah’ın Ramazan orucu farz kılınıncaya kadar tuttuğu âşûrâ orucunu ille de hukuki bir forma oturtmaya çalışan ulemamız, bu konuda görüş birliği içinde değil. Hoş, bu iş ille de formel bir kalıba sokulmak zorunda değil. Ramazan’dan önce de sonra da Efendimiz âşûrâyı oruçlu geçirmiştir. Bizce asıl olan bunun formatif tarafı değil, maksadıdır.

Âşûrânın İbrahimî bir gelenek olduğunu hatırlayacak olursak, Efendimizin bu orucu tutmaktan maksadını, onu inşa ve terbiye eden Kur’an’ın ilkeleri arasında aramalıyız.En’am 90. ayet tam 18 peygamber adı saydıktan sonra şöyle biter: “İşte bütün bu peygamberler Allah’ın rehberliğine tabidirler; şu halde sen de onların izini takip et!”


İşte bu! Allah, âlemlere rahmet Elçi’sini kendisinden öncekilerin yolunu izlemeye çağırıyor. O da Allah’ın bu çağrısına her vesile ve fırsatta uyuyor. Hepsi bu. Bizim için bu maksat, üzerinde ihtilaf edilen normatif yaklaşımların tümünden de daha açıklayıcı ve akledenkalbe daha yatkın değil midir? Efendimiz, âdeti olduğu veçhile âşûrâ orucunda da Yahudilerden ve cahiliyye insanından farklı bir kimlik oluşturmak için tek gün oruç tutmuyor. Muharrem’in 9 ve 11. günlerini veya bunlardan birini 10. günle birleştirerek üç (veya iki) günü birlikte oruçlu geçiriyor.


Maksadı böyle okuduk. Peki bize bundan kalan ne?

Şu: Âşûrâ günü oruç tutan Nebi, kendinden önceki nebilerin izini izliyordu. Biz de bu sünneti devam ettirmekle, aslında Nebi’nin izini izlemiş oluyoruz. Öyle bir kervanın arkasına takılıyoruz ki, bu kervan insanlıkla yaşıt. Bu kervan, insanlığın değişmez değerlerini temsil ediyor. Bu kervan, bizim imanımızı evrensel kılıyor. Bu kervan, bizi nevzuhur ve zıpçıktı belalar karşısında dayanıklı kılıyor. Bu zıpçıktılara dönüp, hal diliyle şöyle demiş oluyoruz: Sizin kaç günlük maziniz var ki bize posta koyuyorsunuz? Siz kimsiniz? 300 yıllık, 200 yıllık, 150 yıllık, 100 yıllık, 80 yıllık dünkücüksünüz. Yarına sizden ne kalacak, çok tartışılır. Utanmadan karşımıza geçip de efelenmeniz de neyin nesi? Ey zıpçıktılar! İyi bilin ki sizin hepimizi küçümsüyoruz! Sizden korkmuyoruz! Sadece size acıyoruz! Böyle giderseniz, Şeytan’ın askeri olacak, Kabil’in, Nemrud’un, Firavun’un, Âd, Semud veLut kavminin akıbetine uğrayacaksınız. Ve biz insanlık destanı boyunca nasıl var olmuşsak, gelecekte de öyle var olacağız!”


Ancak, âşûrâ kazanının içinde tatlı olsa da, tarihimizde aynı gün olan öyle bir olay var ki,tevhid ve adalet ehli Müslümanlar için dünyanın tüm acılarına bedel: Kerbela faciası. Zira o gün yeryüzünün yüzünü karartan bir zulüm işlendi. Cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin ve 72 yakını hunharca şehit edildi. Öyle diyordu Hz. Hüseyin: “Şu Dicle’nin suyunu kurtlar dahi içerken, Rasulullah’ın evladını susuzluktan öldürmeniz reva mıdır?”


Hüseyin “akide” için, Yezid “kabile” için savaşmıştı. Rasulullah’ın kendisine “Anam babam sana feda olsun” dediği iki kişiden biri olan Saad b. Ebi Vakkas’ın oğlu ve Yezid’in Hz. Hüseyin’in üzerine saldığı ordunun komutanı Ömer b. Saad “ganime(t)” için savaştı. Bu ganimetçi adam, öldürmeye geldiği Hüseyin namaza durunca ona cemaat olarak uymakta bir beis görmüyordu. Hz. Hüseyin’e de utanmadan şöyle diyordu: “Ey Hüseyin, kalbimiz seninle ama kılıçlarımız Yezit’le”. Şöyle etrafınıza bakın:

Kalbi Hüseyin ile olduğu halde kılıcı Yezid’le olan ne kadar bedhah göreceksiniz.

O günden bu güne zaman değişti, mekân değişti, imkân değişti, fakat savaşın bu üç unsuru değişmedi. Savaşlar yine üç şey uğruna yapılıyor: Akide, kabile, ganime(t). Akide belli. Şimdinin kabileleri “uluslar”, “ulus devletler”, “çıkar çevreleri”, “tröstler” ve “paktlar”. Şimdinin ganimeti de enerji kaynakları.


Mustafa İslamoğlu


Hüseyin “akide” için, Yezid “kabile” için savaşmıştı. Rasulullah’ın kendisine “Anam babam sana feda olsun” dediği iki kişiden biri olan Saad b. Ebi Vakkas’ın oğlu ve Yezid’in Hz. Hüseyin’in üzerine saldığı ordunun komutanı Ömer b. Saad “ganime(t)” için savaştı. Bu ganimetçi adam, öldürmeye geldiği Hüseyin namaza durunca ona cemaat olarak uymakta bir beis görmüyordu. Hz. Hüseyin’e de utanmadan şöyle diyordu: “Ey Hüseyin, kalbimiz seninle ama kılıçlarımız Yezit’le”. Şöyle etrafınıza bakın:Kalbi Hüseyin ile olduğu halde kılıcı Yezid’le olan ne kadar bedhah göreceksiniz.
O günden bu güne zaman değişti, mekân değişti, imkân değişti, fakat savaşın bu üç unsuru değişmedi. Savaşlar yine üç şey uğruna yapılıyor: Akide, kabile, ganime(t). Akide belli. Şimdinin kabileleri “uluslar”, “ulus devletler”, “çıkar çevreleri”, “tröstler” ve “paktlar”. Şimdinin ganimeti de enerji kaynakları.


Mustafa İslamoğlu
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2011, 02:11   #135
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
İsim yanlış yazılmış Allahın rasulu değil sahabe olacaktı...

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2011, 02:18   #136
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-06-2011, 02:24   #137
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-25-2011, 15:02   #138
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Sual: Ben 6 yaşında cinsel ilişkiye zorlandım şu anda yaşım 28 ve çok açık bir kızdım, 4 sene önce örtündüm şu anda tedavi görüyorum, namazımı kılıyorum, örtülüyüm, kuranımı okuyorum ama aklımda artık bir soru var cevabını bulamıyorum. Allah bir kız çocuğuna neden böyle bir şey yaşatır Allah bana ne diyecek bunun cevabında Allah bana ne bedel ödeyecek bunun nasıl bir bedeli var? Ben köşkler istemiyorum cennette Allah bana bir çocukken neden böyle bir şey yaşattı, artık ahirete olan inancım yok olmaya başladı, yoksa Allah yok mu Diyorum, yoksa Allahında mı kötü huyları var diyorum, Allah küçük bir kız çocuğuna neden böle bir şey yaşatır diyor beynim ve aynı şeye canımdan çok sevdiğim ablamda maruz kaldı aynı kişi tarafından. nedir bunun cevabı ben namaza gözümün nuru diyordum artık diyemiyorum, belki diyeceksiniz bu yaşta mı aklına geldi o kadar namaz kıldın sonra ne oldu ben tedaviye başladım ve ben bunu kendime bile itiraf edemiyordum, bunlar hep bastırılmış duygulardı ve ilk ablamla ve doktorumla paylaştım öğrendim ki ablamda bunları yaşamış ve nefretim katlandı artık Allahı sevmiyorum eskisi kadar bana soruma cevap verin dayanamıyorum, siz lütfen soruma cevap verin bunun karşılığında Allah bana ne cevap verecek?

Cevap: Aziz ve mağdur mümine kardeşim,
6 yaşında bedeniniz tecavüze uğramış, iffetiniz kirletilmiş. Bu gerçekten çok üzücü.
Fakat 28 yaşında ondan bin beter bir tecavüze daha uğramak üzeresiniz:
DİKKAT 1 ŞU ANDA UĞRAMAK ÜZERE OLDUĞUNUZ TECAVÜZ RUHUNUZA TECAVÜZDÜR.
SÖZKONUSU OLAN RUHUNUZUN İFFETİDİR. VE TECAVÜZE KALKIŞAN DA ŞEYTANDIR.
Eğer siz izin verirseniz bu tecavüz gerçekleşecek. Görüyorum ki, siz buna gönüllü olmuşsunuz. Siz bilirsiniz ama, eğer Şeytan'ın ruhunuza tecavüz edip imanınızın iffetini bozmasına izin verirseniz, bunun yıkımı çok daha ağır olacaktır.
Siz tecavüz edenden soramadığınız hesabı ALLAH'TAN MI SORUYORUNUZ? Allah'ın ne suçu var. Aksine, size tecavüz eden alçak Allah'ın nimetine, sınırlarına da tecavüz etmiştir. Onun yakasına Allah yapışacaktır.
Siz Allah'sız bu travmayı daha kolay mı atlatacağınızı sanıyorsunuz?
Kimsenin Allah'a sırt dönme lüksü yoktur da, sizin hiç yoktur.
AMAN DİKKAT
AMAN DİKKAT
Allah'a kaçın. Rabbim göğsünüzü genişletsin. İmtihan bu değilse nedir? Bu dünya imtihan dünyası değil de nedir? Allah insanları yaratsın, irade versin, akıl versin, imkan versin, evlat versin, can versin, nefis versin, peygamber göndersin, kitap göndersin. İnsanlar bütün bunlara rağmen onun verdiği aklı, iradeyi, şehveti, emaneti kötüye kullansın, bunun hesabı da Allah'a sorulsun, öyle mi?
Bunu sizin içiniz kaldırıyor mu?


  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-26-2011, 23:02   #139
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
[LEFT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=Black][B]

Konu Hüdaverdi tarafından (12-28-2011 Saat 13:47 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-28-2011, 13:58   #140
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Kuranı Kerimde 'Hakkını Arayan Kadın' Suresi olduğunu biliyormuydunuz ?
https://www.facebook.com/video/video...15375438504330
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım