![]() |
#11 |
![]() ... ![]() Oysa ki Kur'an evrensel bir mesajdı. Kur'an hitabının evrensel tabiatı gereği onu okuma, anlama, yorumlama ve anlatma yükümlüğü, ona inanan herkesi kapsamaktaydı. Bizzat Kur'an vahyi, muhatabından bunu istiyordu. Kur'an bir uzmanlar grubunun üzerinde araştırma yaptığı bir nesne-metin değildi. O ilâhi bir inşa projesi, bir özne-hitap ve “mübin kitap” idi. KUR'AN YAZILARI - MUSTAFA İSLAMOĞLU ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
![]() ... MEZHEPLER Mustafa İSLAMOĞLU - Engin NOYAN
... |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
![]() ... ![]() “RABB’im ALLAH” demek, “Beni Allah terbiye eder.” demektir. Özlü Sözler - Mustafa İslamoğlu ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
![]() ... ![]() “Kuran okudum.” denmez, Kuran sürekli okunur. “Kuran okuyorum.” demek gerekir. ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
![]() ... ![]() Zümer 9-Yoksa (böyle biri), gece vakitlerinde secde ve kıyamda durup kendisini ibade*te adayan, Âhiret kaygısı taşıyan ve Rabbinin rahmetini dilenen kimseyle hiç ay*nı tutulur mu? De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”[7] Ne var ki, sadece akleden kal*be sahip olanlar bunu kavrayabilir.” NOTLAR 7-“Bilgi neyi bilmektir?” sorusunun cevabı. Bu âyet vahye göre bilmenin yönünün ahlâktan bilgiye doğru olduğunu gösterir. Zira âyetin ba*şı eyleme işaret eder ve ahlâk eylemden ayrı dü*şünülemez. Bu durumda âyetin açılımı şudur: “Hiç haddini bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ilim, “veri ve data” anlamındaki malu*mattan farklıdır. İlim, türetildiği alamet masta rının da gösterdiği gibi bir “işaret”tir. Bir bilgi*nin mutlak hakikate hangi açıdan referans ol*duğu bilindiğinde o “ilme” dönüşmüş olur. Kur’an alimi bilgisi üzerinden değil, bilginin ahlâkî değeri üzerinden tanımlamış ve değer*lendirmiştir: “Allah’a kulları içinde yalnızca bi*lenler/alimler hakkıyla saygı duyarlar” (35Fatır sûresi:28). Kur’an’ın altın neslinden seçkin sahabi İbn Mes’ud’un şu sözü, bu âyetin bir tefsiri gibidir: “ilim çok rivayet/malumat sahibi olmak değil*dir, ilim Allah’a olan saygıdan tir tir titremek*tir (haşyet)”. Allah Rasulü, sahibinde ahlâkî bir değere dönüşmeyen bilgiyi “faydasız bilgi” ola*rak nitelendirmiş ve bundan Allah’a sığınmış*tır. Bu âyet de bütün bu verileri desteklemekte*dir. “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” sorusuna “Neyi bilenlerle bilmeyenler?” diye karşı bir soruyla mukabele edenin alacağı cevap âyetin başıdır: Bu bilgi sahibinin vicdanını ha*rekete geçirip onun iç dünyasını imar edecek, insanı gece yarısı sıcak yatağından kaldırıp Rabbinin huzurunda secdeye vardıracak bir bil*gidir. Bu bilgi sorumluluk ahlâkından (takvâ) neşet edip, sahibini sorumlu davranışa (el-âme-lu’s-sâlih) sevkeden bir bilgidir. Bu bilgi varlık sancısından yola çıkıp, sahibine kendini doğu*racak bir ben idrakini kazandıran bilgidir. “Ben” (eşhedu) diyerek başlayan kelime-i şaha*det, ancak o zaman sahibini “Allah’ın şahidi” kılar. Hayat Kitabı Kuran - Mustafa İslamoğlu ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
![]() İnsan gökle bir olmayınca, yerle bir olur..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|