![]() |
#101 |
![]() 103. Zinanın Artması
Toplumda evlilik dışı cinsel ilişkilerin yaygınlaşmasının da kıyametin yani Hz. İsa'nın gelişinin bir işareti olduğu Peygamberimiz (sav) tarafından şu şekilde dile getirilmiştir: Zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir. (Buhari, Tecrid: 1/16) Ahlaki değerlerin, utanma duygusunun zayıflaması ise hadislerde şöyle tasvir edilmiştir: Kıyamet yaklaşınca... kadınla yolun ortasında cinsel münasebette bulunacak kadar haya ortadan kalkar. (Taberani, Hakim; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 111) Zina çocukları çoğalacak. O kadar ki kişi sokak ortasında kadınla zina edecek. (Kıyamet Alametleri, s.140) Bir zaman gelecek kadınla yolun ortasında zina yapılacak. Kimse buna itiraz etmeyecek. (Kıyamet Alametleri, s. 142) Son dönemde herkesin gözü önünde açıkça yol ortalarında fuhuş yapmakta olan insanlara, gazete ve televizyon haberlerinde sıkça rastlanmaktadır. Burada, hadiste kıyamet alameti olarak belirtilen bir olay daha tam dikkat çekildiği şekilde ortaya çıkmakta ve pek çok insan bu gerçeğe şahit olmaktadır. ------------------ 104. Eşcinselliğin Kabul Görmesi Hadisler göstermektedir ki eşcinselliğin normal bir yaşam biçimi olarak kabul edilmesi kıyamet öncesindeki dönemin önemli bir belirtisidir: Erkekler kadınlara benzeyecek, kadınlar erkeklere benzeyecek. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451) Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetindiklerinde… kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ramuz-El Ehadis, 448/8; Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 480 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#102 |
![]() 105. Salgın Hastalıklar
Veba gibi salgın hastalıklar, yani koyun (davar) kıran denilen hayvan hastalığı ki, o siz yakalayacak... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 417, no. 761) "Ey Malik oğlu Avf! Kıyamet öncesi altı (alamet) sayayım mı?" Dedim ki: "Onlar nelerdir ya Resulullah?" O da şöyle buyurdu: "...Sizin aranızda kolera ve şarbon gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacaktır." (Sahih-i Buhari; Beklenen Mehdi, 3. baskı, s.147) Sizin içinizde Ikasu'l-Ğanem (*) hastalığı gibi (can) alıcı iki hastalık (olacaktır). (Camiu'l-Usul, 10/412) (*) Ikasu'l-Ğanem, öldürücü ve salgın olan bir hayvan hastalığıdır. Salgın hastalıklar dönem dönem tüm dünyada insanlar arasında etkili olmuştur. Ancak günümüzdeki hastalıkların, geçmiştekilerle karşılaştırıldığında, çok daha hızlı yaygınlaştıkları görülmektedir. Geçmişte sadece belirli bölgelerde etkili olan hastalıklar, günümüzde ulaşımın kazandığı hız oranında birçok ülkeye bir anda yayılabilmektedir. Ayrıca günümüzde sık sık yeni ve bilinmeyen salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Son 20-30 yıl içinde en çok duyulan salgın hastalıklardan birkaçı AIDS, Sars, Ebola, Deli dana gibi hastalıklardır. Bunların insanlar için ne kadar büyük tehlike oluşturdukları çok iyi bilinmektedir. 2002-2003 yıllarında salgın hastalıkların tehlikeleri ile ilgili basın-yayın organlarında yer alan haberlerden sadece birkaçı şöyledir: Etiyopya'da sıtma salgını: 4200 ölü Yerel yetkililer, Mayıs-Ağustos ayları arasında bataklıklarda sivrisineklerin çoğalmasıyla ortaya çıkan sıtma salgınında 4200 kişinin öldüğünü kaydettiler. 'AIDS'ten ölümler, 70 milyonu bulabilir' Araştırmacılar, AIDS hastalığından ölümlerin 2020 yılında 70 milyon kişiyi bulacağı uyarısında bulundu. (27.06.2003 www.ntvmsnbc.com) SARS'ın kronolojik seyri Akut solunum yetmezliği sendromunun (SARS), bazı ülkelerde kontrol altına alınabildiği, bazı ülkelerde ise yavaşladığı haberleri gelmesine karşın, SARS hala korkutucu olmayı sürdürüyor. İran'da salgın hastalık İran'da ölümcül bir virüsün sığırların yüzde 30'una bulaştığı belirtilerek, halk, virüsün sebep olduğu ''Kırım-Kongo humması'' olarak bilinen salgın hastalığa karşı uyarıldı. İRNA'nın haberine göre, Sağlık Bakanlığı Hastalık İdaresi Merkezi Başkanı Muhammed Mehdi Guya, virüsün geçen yıldan bu yana 140'tan fazla kişiye bulaştığının tespit edildiğini, bu kişilerden 20'sinin öldüğünü söyledi. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#103 |
![]() 106. Ani Ölümlerin Çoğalması
Günümüzde ani ölümlere sebep olan hastalıkların sayısında artış vardır. Özellikle çeşitli beslenme ve yaşam şekli bozuklukları nedeniyle, kalp krizi oranlarının yükselmesi bu ani ölüm sebeplerinden biridir. Kıyametten evvel altı (şey) say: Ölümüm, Beyt-i Makdis'in fethi, sonra koyunun kuası (göğüste beliren öldürücü sancı) gibi, sayısız ölüm hadiseleri… (Kıyamet Alametleri, s.123) Ani ölümler de kıyamet alametlerindendir. (Kıyamet Alametleri, s.1 --------------------- 107. Cinayetlerin Artması "Cinayetler artmadıkça… kıyamet kopmaz." (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 468) Liderlerinizi öldürmedikçe, dünyanızda kötüleriniz varis olmadıkça kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 141) ... fitneler, korkulu durumlar ve cinayetler görülmesi. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39) Resulullah: "Herc artmadıkça Kıyamet kopmaz!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler ![]() "… kan dökülmesi… kıyamet alametlerindendir." (Kıyamet Alametleri, s.142) Kıyamet kopmasından önce muhakkak birtakım herc vakaları vardır, buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Resulu, herc nedir, diye sordum. Resul-ü Ekrem; Öldürmektir, yani cinayetlerdir, buyurdu... Bu öldürmekten maksat, müşrikleri öldürmek değildir. Fakat birbirinizi öldürmenizdir. Hatta o derece ki, insanın komşusunu, amcasının oğlunu ve yakın akrabasını öldürmesidir, buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 385, no. 711) Cinayet olaylarındaki artış ahir zamanın alametlerindendir. Günümüzde kimi insanların adam öldürtmek için katil kiraladıkları, birtakım insanların yasa dışı örgütlenmelerle cinayet şebekeleri oluşturdukları göz önünde bulundurulursa, bu hadisin haber verdiği olayların gerçekleştiği de açıkça görülecektir. ------------------- 108. İntihar Vakalarının Artması İnsanlar kendi canlarına kıyarlar ve yeryüzünü belalar kaplar. (Kitabü'n-Nihaye, İbn-i Kesir, 1/131) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#104 |
![]() 109. İç Savaşlar-İhtilaflar
Şu muhakkak ki, yakın gelecekte fitne, tefrika ve ihtilaf(lar çıkaran birtakım insan)lar olacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 376, no. 685) Kişi, kardeşini öldürmedikçe kıyamet kopmaz. (Kıyamet alametleri, s. 141) Kalpler birbirinden nefret etmedikçe, fikirler ayrılmadıkça, öz kardeşler dinde ihtilafa düşmedikçe kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s.142-143) Zaire'de Hutu ve Tutsi kabileleri arasında yaşanan iç savaş, 20. yüzyılda yaşanan iç savaşlara çok önemli bir örnektir. 1964 yılında iktidara gelen Albay Joseph Mobutu ülkesinin elindeki tüm maden kaynaklarını batılı ülkelere açtı. Ülkenin sosyal düzeni için hiçbir şey yapmayan Mobutu yıllarca kendi servetini artırdı. Bunun üzerine başlayan kabile savaşları çok büyük bir soykırıma da sahne oldu. Yarım milyona yakın insan öldü. Etnik ırklar arasında yaşanan savaşlar, yani "soy koruyuculuğu", yalnızca Zaire'de değil pek çok ülke içinde vahşi sahnelerin yaşanmasıyla sonuçlandı. Allah Kuran'da din ahlakından uzak cahiliye insanlarının bu nefret dolu soy koruyuculuklarına şöyle dikkat çekmiştir: Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, 'öfkeli soy koruyuculuğu'nu (hamiyeti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları "takva sözü" üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir. (Fetih Suresi, 26) Allah'ın yasakladığı bu düşmanlık ve kin ahir zamanın ilk döneminde de görülecektir. Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne dönmesi ise, tüm bu düşmanlıkların, savaşların, çatışmaların son bulduğu, dünyaya barış ve huzurun yerleştiği kutlu bir dönem olacaktır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#105 |
![]() 110. Okur-Yazarların Artması
Kıyametin yaklaşmasına doğru… okur-yazar çoğalır. (Müslim, Ahmed bin Hanbel; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 98; Ramuz-El Ehadis, 1/121) 20. ve 21. yüzyılı geçmiş yüzyıllardan ayıran önemli bir özellik de okur-yazarlık oranlarında kaydedilen ilerlemedir. Geçmiş dönemlerde okur-yazarlık toplumun belirli bir kesiminin sahip olduğu bir imtiyaz statüsünde kalmıştır. 20. yüzyılın sonlarına doğru ise başta UNESCO olmak üzere, hükümetler ve sivil toplum örgütleri dünya genelinde kampanyalar düzenlemişlerdir. Bu eğitim seferberliği, teknolojik yeniliklerin de insanlığın hizmetinde kullanılmasıyla birlikte günümüzde meyvelerini vermektedir. UNESCO'nun 2003 yılında yayınlanan raporuna göre, dünya nüfusunun %84'ü okur-yazar konumundadır.56 Bu rakam kuşkusuz, geçen ondört yüzyıl içindeki en yüksek orandır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#106 |
![]() 112. Şehirleşmede Artış
"Ey Enes! İnsanlar şehirleşecekler, o şehirlerden bazılarına: "Basra ve Kusayre" denilecek." (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, İmam Şarani, s.490) Özellikle 19. yüzyılan ikinci yarısından itibaren etkilerini gösteren Sanayi Devrimi ile birlikte, insanlar kırsal bölgeleri terk edip şehirlere yerleşmeye başlamışlardır. O dönemden beri de şehirlerdeki nüfus her geçen yıl giderek artmaktadır. Yapılan araştırmalar yalnızca ülkemizde 2020 yılında şehirlerde yaşayacak olan nüfusun, ülke nüfusunun yüzde 80'ini oluşturacağını göstermektedir.57 Önceki yüzyıllarda görülmeyen bu durumun, hadiste bahsi geçen ahir zaman alameti olduğu son derece nettir. ------------------ 113. Yüksek Binaların İnşa Edilmesi Yüksek yüksek binalar inşa edilmedikçe… kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 468) Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Yüksek binalar yapmada insanlar birbirleriyle yarışacak. (Buhari, Fiten: 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/313) Binaların gökdelenler haline gelmesi... (Kıyamet Alametleri, s. 146) Yüksek katlı binalar 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmeye başlanmıştır. Teknolojinin ilerlemesi, çeliğin yaygınlaşması ve elektrikli asansörlerin kullanılması gökdelenlerin inşaatına hız kazandırmıştır. Gökdelenler 20. ve 21. yüzyıl mimarisinin önemli bir parçası olmuş, günümüzde de kimileri için adete birer prestij sembolü haline gelmiştir. Bugün dünyanın en yüksek yapılarından bazıları ve yükseklikleri şöyledir:58 CNN Tower (Kanada) - 555 m. Oriental Pearl TV Tower (Çin) – 467 m. Petronas Tower 1 ve 2 (Malezya) – 449 m. Sears Tower (Chicago) – 443 m. Hadiste belirtilen, insanların yüksek binalar yapma yarışı da ülkelerin daha yüksek gökdelenler yapabilmek için büyük bir rekabet ve yarış içerisine girmeleriyle tam olarak gerçekleşmiştir. 1400 sene öncesinden böyle bir olayın haber verilmiş olması elbette bir mucizedir. Aynı zamanda da Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği kıyamet öncesi ahir zaman döneminin günümüzde yaşandığının da önemli alametlerinden biridir. ----------------- 114. Çarşıların Yakınlaşması ...Çarşılar yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. (Mecmeu'z-Zevaid, 7/327) Günümüzde alışveriş imkanları geçmiştekiyle kıyas olmayacak kadar gelişmiştir. Hem köy ve kasabalara kadar her yerde insanların istedikleri gibi alışveriş yapabilecekleri marketler, alışveriş merkezleri vardır, hem de ulaşımdaki hız sayesinde insanlar geçmişte ulaşma imkanı bulamadıkları yerlere ulaşıp alışveriş yapma imkanına sahiptir. Ayrıca günümüzde internet aracılığıyla alışveriş imkanları da çok gelişmiştir. Bir kişi evinde otururken alışveriş yapabilmekte ve dünyanın istediği bölgesindeki istediği her ürünü satın alabilmektedir. Bu yönüyle düşünüldüğünde çarşılar insanların evlerinin içinde gibidir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#107 |
![]() 115. Kişinin Kamçısının Ucuyla Konuşması
Kişiye kamçısının ucu konuşmadıkça… kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s.471) Kamçı bilindiği gibi, eski çağlarda özellikle at, deve gibi binek hayvanlarını sürerken yaygın olarak kullanılmış bir araçtır. Yukarıdaki hadis incelendiğinde Peygamberimiz (sav)'in bu sözleriyle bir benzetme yaptığı anlaşılmaktadır. Günümüzde "kamçının şekline benzetebileceğimiz ve konuşan nesne nedir?" diye soracak olursak, bu sorunun en mantıklı cevabı, antenleri ile dikkat çeken telsiz, cep telefonu veya benzeri iletişim araçları olacaktır. İleri teknolojinin ürünü olan bu cihazlar sahip oldukları kamçıya benzer antenlerle dikkat çekmektedirler. Cep telefonu veya uydu telefonu gibi kablosuz iletişim araçlarının çok kısa bir geçmişi olduğunu göz önünde bulundurursak, Peygamberimiz (sav)'in 1400 yıl önce yaptığı tasvirin de ne kadar hikmetli olduğu anlaşılacaktır. Kıyamet öncesi zaman diliminin içinde bulunduğumuza dair bir haber daha böylece tecelli etmiştir. ------------------- 116. Kişiye Kendi Sesinin Konuşması Kişiye (kendi) sesi konuşmadıkça… kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s.471) Hadisteki mesaj oldukça açıktır: Kişinin kendi sesini duymasının ahir zamanın bir özelliği olduğu belirtilmektedir. Şüphesiz insanın kendi sesini işitebilmesi için öncelikle sesini kayıt etmesi ve sonra da dinlemesi gerekmektedir. Ses kayıt ve reprodüksiyon teknolojisi de 20. yüzyılın bir ürünüdür; bu gelişme bilimsel bir dönüm noktası olmuş, haberleşme ve medya sektörlerinin doğmasına yol açmıştır. Ses kaydı özellikle bilgisayar ve lazer teknolojilerindeki son gelişmelerle mükemmele ulaşmış durumdadır. Kısacası, günümüzün elektronik aletleri, mikrofonları ve hoparlörleri sesin kaydedilmesi ve dinlenmesine imkan sağlamakta ve bizlere yukarıdaki hadisin verdiği haberin tecelli ettiğini göstermektedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#108 |
![]() 117. Semadan Bir El
O günün alameti: Semadan (gökyüzünden) bir el uzanacak ve insanlar ona bakacak ve göreceklerdir. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s.53) O günün alameti semada (gökyüzünde) uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu bir el'dir. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s.69) Yukarıdaki hadislerde belirtilen "el" kelimesinin Arapçası "yed"dir. Bu kelimenin sözlük anlamları "el"in yanı sıra "kuvvet, kudret, güç, vasıta"dır. Bu hadiste de bu manalarda kullanılmış olması muhtemeldir. İnsanların baktıklarında görebilecekleri bir "kuvvet, kudret, güç, vasıta" geçmiş dönemler için fazla bir anlam taşımamaktadır. Ancak bugünün dünyasının vazgeçilmez bir parçası olan televizyon gibi cihazlar hadislerde tarif edilen olaya açıklık getirmektedir. Yani bu hadiste geçen "el" ifadesi, güç anlamında kullanılmıştır. Ve gökten dalgalar halinde gelen görüntülere, yani televizyon yayınına işaret ettiği anlaşılmaktadır. Konuyla ilgili diğer hadisler de oldukça ilgi çekicidir: Semadan (gökyüzünden) bir ses onu ismiyle çağıracak ve doğuda, batıda… olan bile bu sesi duyacak… (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 54-55) Bu ses bütün yeryüzüne yayılacaktır, her kavim kendi dilinden duyacaktır. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 51) Semadan (gökyüzünden) bir ses ki herkes bunu kendi lisanında işitir. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 37) Bu hadisler bütün yeryüzünde duyulacak ve her toplumun kendi lisanlarında işitecekleri bir sesten bahsetmektedir; bu şekilde radyo, televizyon ve benzeri haberleşme vasıtalarına işaret edildiği açıktır. Daha yüz yıl önce hayal edilemeyen bir gelişmeyi Peygamberimiz (sav)'in 1400 sene önce haber vermesi de bir mucizedir. Bediüzzaman Said Nursi de sözü edilen hadisleri yorumlamış; bunların radyo, telefon gibi haberleşme vasıtalarını mucizevi bir şekilde haber verdiğini belirtmiştir.59 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#109 |
![]() 118. Ürün Artışı
İnsanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak... İnsan birkaç avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir... Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 43) Peygamber Efendimiz ahir zamanda yaşanacak teknolojik gelişmelerle ilgili daha pek çok bilgi vermiştir. Hadislerde modern tarıma geçilmesi, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi, tohum ıslahı çalışmaları ve yağmur sularının yeni barajlar, göletler yapılarak değerlendirilmesi sonucunda oluşacak üretim artışına işaret edilmektedir. Günümüzde teknoloji çok büyük bir hızla gelişmekte, ürünlerin hem kalitesinde hem de üretim miktarında çok fazla artırıma gidilebilmektedir. Özellikle de genetik biliminde yaşanan hızlı gelişme, teknolojinin bazı türlerinde olduğu gibi tarım teknolojisinde de büyük bir devrim yaşatmaktadır. --------------------- 119. Çöllerin Yeşertilmesi Arabistan'da da nehirler ve bahçeler oluşmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 17/22, hadis no: 8819) Arab topraklarından nehirler ve dereler akmadıkça kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, İmam Şarani, s. 471) Ahir zamanda ürünlerde yaşanacak olan bolluğa işaret eden bir başka teknolojik gelişme de çöllerin yeşertilmesidir. Dünyada kara parçalarının yüzde kırk üçünü çöllerin oluşturduğu düşünülürse, bu konunun tarım teknolojisi için ne kadar büyük bir önem taşıdığı daha kolay anlaşılır. Günümüzde suyun verimsiz çöl topraklarına kadar ulaştırılmasıyla, en kurak topraklarda bile üretim yapılabilmektedir. Eğer bu yüksek teknoloji tüm çöllere uygulanırsa, kıtlığın eşiğinde olan pek çok ülke çok verimli ekim alanlarına kavuşacaktır. Elbette bunun için çok büyük bir teknoloji gerekmektedir. Çöl bölgelerinde tarım yapılabilmesi için sulama konusunun çözülmesi ve ekim yapılabilir toprakların sağlanması gerekir. Bunun için üzerinde çalışılan teknolojilerden biri bilgisayar kontrolünde yapılan sulamadır. Bu teknolojiyle su akışı doğrudan bitkilerin kök bölgelerine yönlendirilmekte, tek bir damla suyun bile israf edilmesi engellenmektedir. Her türlü suyun arıtılarak kullanıma geçirilmesi de çöl tarımında çok önemli bir yer tutar. Bunun için sel ve deniz sularının çok hızlı bir şekilde kullanıma geçirilmesi de tarım teknolojisinin temelini oluşturmaktadır. Bu şekilde çok geniş bir su kaynağı sağlanmış olacak ve ülke ekonomilerine büyük bir destek sağlanacaktır. Peygamber Efendimiz hadislerinde suyun verimli şekilde kullanılmasına da işaret etmiştir: …ümmetin gerek iyileri ve gerekse de kötüleri, misli asla görülmemiş şekilde, pek çok nimetlere sahip olacaktır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek, toprak bir tek tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#110 |
![]() 120. Ömürlerin Uzaması
Onun zamanında… ömürler uzayacaktır. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar s. 43) Peygamberimiz (sav)'in verdiği bu haberin üzerinden ondört asır geçmiştir. Kayıtlar, ortalama yaşam süresinin içinde bulunduğumuz çağda diğer tüm dönemlerden daha fazla olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hatta 20. yüzyılın başları ile sonları arasında dahi büyük bir fark vardır. Örneğin 1995 yılında doğmuş olan bir çocuğun 1900'lerde doğmuş birisine göre ortalama 35 yıl daha uzun yaşayacağı tahmin edilmektedir.60 Bu konudaki çarpıcı bir başka örnek de, geçmişte 100 seneden fazla yaşayan insanların oldukça nadir, günümüzde ise çok sayıda olmasıdır. Birleşmiş Milletler Nüfus Departmanı kaynaklarına göre, son birkaç yılda dünya nüfusu yüksek ölüm oranlarından düşük ölüm oranlarına doğru dikkate değer bir geçiş devresindedir. Demografik devrim olarak nitelenen bu gelişmenin merkezinde de yaşlıların sayı ve oran olarak artışı yer almaktadır. Böylesine hızlı ve geniş ölçekli bir gelişmenin uygarlık tarihinin hiçbir döneminde görülmediği de aynı kaynakta vurgulanmaktadır.61 Şüphesiz yaşam süresindeki bu artış sebepsiz değildir. Tıp teknolojisinin ilerlemesine bağlı olarak sağlık hizmetlerindeki gelişme insanların böyle bir nimete kavuşmasına olanak sağlamıştır. Bunlara ek olarak, genetik bilimindeki gelişmeler ve halen büyük bir hızla ilerlemekte olan İnsan Genomu Projesi sağlık alanında yepyeni bir dönem başlatmak üzeredir. Bu ilerlemeler geçmiş zamanlarda yaşayan insanların hayal bile edemeyeceği bir boyuttadır. Tüm bu gelişmelere dayanarak şunu söylemek mümkündür: Yaşadığımız çağın insanları yukarıdaki hadisin haber verdiği uzun ve sağlıklı hayat standardını yakalamışlardır. Ve bu standart, yakın gelecekte daha da yükselecek gibi görünmektedir. |
|
![]() |
![]() |