AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-23-2009, 20:15   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart "AK Parti ve Fethullah Gülen Hareketini Bitirme" Belgesi Orijinal Çıktı!
'İrtica ile mücadele eylem planı' belgesinin orjinalinin bir ihbar mektubu ile birlikte Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderildiği ileri sürüldü.

İrticayla Mücadele Planı, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti.
'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu.

Çalışmayı içeren belgenin altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in paraf ve imzasının bulunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almıştı.

Taraf gazetesinde yayımlanan haber üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nca soruşturma emri verilmiş ve aynı gün Askeri Savcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.

Belgenin sahte olmasının anlaşılması üzerine Genelkurmay Başkanlığı, doğruluğu ortaya konulamayan belgeyi üretenler, sızdıranlar ve yayımlayanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması amacıyla dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi kararlaştırmış ve "Sahte belge üretenler yargılansın" demişti.

Soruşturmayla ilgili 7 Ağustos 2009 tarihinde de yetkisizlik kararı verilmişti.

"İrtica İle Mücadele Planı" iddialarıyla ilgili ifadesi istenen Albay Dursun Çiçek "örgüt üyeliği" suçlaması ile tutuklanmış ve Hasdal Askeri Cezaevi'ne konulmuştu.

Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanmasının ardından 24 saat geçmeden avukatlarının tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine tahliye edilmişti.
(cnnturk.com)

İŞTE DURSUN ÇİÇEK'İN İMZASINI TAŞIYAN VE KAMUOYUNDA 'AK PARTİYİ VE GÜLEN'İ BİTİRME PLANI OLARAK BİLİNEN BELGENİN ORTAYA ÇIKAN İLK FOTOKOPİLERİ









timetürk

 


Konu Üç mevsim tarafından (10-29-2009 Saat 13:30 ) değiştirilmiştir..
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 10-23-2009, 20:32   #2
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Komplo belgesinde flaş gelişme


'İrtica ile mücadele eylem planı' belgesinin orjinalinin bir ihbar mektubu ile birlikte Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderildiği ileri sürüldü.


Belgenin orijinalinin savcılara, bir subay tarafından gönderildiği iddia ediliyor.

ÇİÇEK BÜTÜN BELGELERİ YAKTI

İddiaya göre, belgeyi gönderen subay bir de ihbar mektubu kaleme aldı ve "Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini" yazdı.

Belgenin, orijinal olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi bekleniyor.

BAŞSAVCI:SORUŞTURMA GİZLİ

Başsavcı vekilleri Çolakkadı ve Seçkin, Başsavcı Engin ile bir görüşme yaptı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'inde gündeminde "belge" vardı. Cengiz , 'irticayla mücadele eylem planı" ile ilgili, "Soruşturma gizli. Ben de belgenin gelip gelmediği yönünde bilgi yok" dedi.



-----------------------------------------------------------

ÇİÇEK'İN İMZASI TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNİ SARSMIŞTI

İrticayla Mücadele Planı, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti. Belgede, AK Parti ve Fethullah Gülen cemaatini yıpratmak için yapılması gerekenler sıralanıyordu.

'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu.

Çalışmayı içeren belgenin altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in paraf ve imzasının bulunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almıştı.

Taraf gazetesinde yayımlanan haber üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nca soruşturma emri verilmiş ve aynı gün Askeri Savcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.

Albay Dursun Çiçek "örgüt üyeliği" suçlaması ile tutuklanmış ve Hasdal Askeri Cezaevi'ne konulmuştu. Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanmasının ardından 24 saat geçmeden avukatlarının tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine tahliye edilmişti.

ASKERİ SAVCILIK: BELGE GENELKURMAY'DA DÜZENLENMEDİ

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'ca yapılan soruşturma sonuçlarına göre "belge" Genelkurmay'da hazırlanmamıştı. Askeri Savcılık yaptığı açıklamada şu sonuca vardığını açıklamıştı: "Taraf gazetesindeki habere konu olan ve ayrıca AKP'nin suç duyurusunda bulunduğu belgenin, Genelkurmay Başkanlığı karargahında düzenlenmediği tespit edildi. Böyle bir belgeyle ilgili olarak gerek elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadı."

Belgenin sahte olduğu kanısına varan askeri savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.

İLKER BAŞBUĞ "KAĞIT PARÇASI" DEMİŞTİ

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargahı`nda düzenlediği basın toplantısında, `Eylem Planı` belgesini bir kağıt parçası olarak değerlendirmiş, birilerinin TSK'yı yıpratmaya çalıştığını söylemişti.

miş ve belge kriminal incelemeye tabi tutulmuştu.
Albay Dursun Çiçek'in 21 resmî evrakta kullandığı imza Emniyet Genel Müdürlüğü'nün İstanbul Bölge Kriminal Laboratuvarı'nda incelenmiş söz konusu belgelerdeki imzaların, eylem planının altındaki ile aynı olduğu tespit edilmişti.

Emniyet dışında Jandarma Jandarma Kriminal Laboratuarında yapılan incelemede de planın altındaki imzanın 'Albay'ın elinin ürünü olabileceği'ne vurgu yapılmıştı.

O BİRİM LAĞVEDİLDİ

Belge ile ilgili haberlerin yayınlanmasının ardından Genelkurmay, "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı"nın altında imzası olan Kurmay Albay Dursun Çiçek yönetimindeki, psikolojik harekâttan sorumlu 3. Bilgi Destek Şubesi'ni kapatıp yerine yeni bir birim kurdu.

Çiçek'in 2008'den beri yönettiği 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü, Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'na bağlı olarak psikolojik operasyonlar yapıyordu.

Kapatılan 3. Bilgi Destek Şubesi'nin yerine aynı alanda çalışacak yeni bir birim kuruldu. Genelkurmay Başkanlığı Özel Sekreterliği'ne bağlı olacak bu birime Çiçek dahil, karargâhta "çok güvenilen" 10 subay atandı.

AK PARTİ'DEN SUÇ DUYURUSU

AK Parti, Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen ''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Adalet Sarayı'na gelen AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, suç duyurusu dilekçesini Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu'na sunmuştu.

Dilekçede, 12 Haziran 2009 tarihinde Taraf Gazetesi'nde yayınlanan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nda yer alan bilgilere yer verilerek, "Gerekli soruşturmanın yapılarak suç fail veya faillerinin ortaya çıkarılması ve cezalandırılmaları hususunda gereğini arz ve talep ederiz." denilmişti.













zaman
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-23-2009, 20:32   #3
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-24-2009, 07:53   #4
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Başbuğ'un ‘kağıt parçası' belge çıktı
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ‘kağıt parçası' dediği ‘Millete Komplo Planı'nın orijinal belgesinin, kurtarılan birkaç ekiyle birlikte Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün eline geçtiği öğrenildi



MURAT ALAN'ın haberi...

‘Millete Komplo Planı'nın orijinal belgesi, kurtarılan birkaç ekiyle birlikte Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün eline geçtiği öğrenildi.

Adli kaynaklardan edinilen bilgilere göre, ‘İrtica ile mücadele eylem planı' belgesinin orijinalinin bir ihbar mektubu ile birlikte Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderildiği ve belgenin orijinalinin savcılara ‘Vatansever subaylar' imzasıyla postalandığı, belirtiliyor. Orijinal belgenin savcılara, bir subay tarafından gönderildiği iddia ediliyor. Adli kaynaklardan edinilen bilgilere göre, belgeyi gönderen subay, bir de ihbar mektubu kaleme aldı ve “Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini” yazdı.

Belgenin, orijinal olup olmadığının tespiti için İstanbul Emniyeti'ne gönderileceği, belgenin kriminal incelemeye tabi tutulduktan sonra Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi bekleniyor.

BÜTÜN DELİLLERİ İMHA ETMİŞLER
“Vatansever Subaylar” rumuzla yazılan mektupta, TSK bünyesinde bulunan ve darbeci uzantıların devamı olduğu belirtilen ekibin ‘Millete Komplo' belgesinin ortaya çıkmasından sonra aceleyle Albay Dursun Çiçek'in ofisine geldiği, Çiçek'in bilgisayarlarının detaylıca incelendiği ve illegal olduğu belirtilen bütün çalışmaların imha edildiği ifade edildi. Aynı ekibin klasörler halinde ilgili birimlere iletilmek üzere bekletilen ve aralarında ‘Millete Komplo' belgesinin ve eklerinin bulunduğu çalışmaları da imha ettiği iddia edildi. Mektuba göre kendilerinin olay öncesinde belgenin ‘kağıt parçası' olarak küçümsenen ilk sayfasını ve birkaç ekini kurtarmayı başardıkları belirtildi.

BAŞSAVCILIKTA HARARETLİ TOPLANTI
Öte yandan belgenin ulaşması ile birlikte İstanbul Adliyesi'nde de ciddi bir hareketlilik yaşandı. Ergenekon soruşturması savcısı Zekeriya Öz ve Fikret Seçen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ve Başsavcı Aykut Cengiz Engin ile bir görüşme yaptı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in de gündeminde ‘belge' vardı. Cengiz, ‘İrticayla mücadele eylem planı' ile ilgili, “Soruşturma gizli” dedi.

ÇİÇEK'İN İMZASI, TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNİ SARSMIŞTI
“İrticayla Mücadele Planı”, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti. Belgede, AK Parti ve Fethullah Gülen Hocaefendi cemaatini yıpratmak için yapılması gerekenler sıralanıyordu. “AKP ve Gülen'i Bitirme Planı” başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu.

İLKER BAŞBUĞ “KÂĞIT PARÇASI” DEMİŞTİ
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargahı'nda düzenlediği basın toplantısında, ‘Eylem Planı' belgesini bir ‘kağıt parçası' olarak değerlendirmiş, birilerinin TSK'yı yıpratmaya çalıştığını ileri sürmüş ve belgeyi hazırlayanların belirlenmesi için savcılığı harekete geçmeye çağırmıştı.

ANCAK 3 GÜN SONRA ÇİÇEK'İN OFİSİ ARANMIŞTI
‘Millete Komplo' belgesinin askerî savcı tarafından yürütülen soruşturma safhası ise tam bir skandala dönüşmüştü. Albay Dursun Çiçek “örgüt üyeliği” suçlaması ile tutuklanmış ve Hasdal Askerî Cezaevi'ne konulmuştu. Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanmasının ardından 24 saat geçmeden avukatlarının tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine tahliye edilmişti.

Askerî savcı ancak 3 gün sonra Dursun Çiçek'in ofisini incelemeye karar vermiş ve “yapılan incelemede belgenin varlığını kanıtlayacak hiçbir delile ulaşılamamıştır” ifadeleri kullanılmıştı. Bu arada Dursun Çiçek görevden alınmamış, tuğgeneral olması ise kamuoyunun tepkisi üzerine engellenmişti.











Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-24-2009, 07:53   #5
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart
Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-24-2009, 10:34   #6
Kullanıcı Adı
Ak_Urfalı
Standart Kirli tezgahın ıslak belgeli imzası çıktı !!!

Kamuoyunda 'AKP ve Güleni bitirme planı' olarak bilinen Kurmay Albay Çiçek imzalı planda dün çok önemli bir gelişme yaşandı. Askeri savcılığın kovuşturmaya gerek görmediği belgelerin orjinali 5 ay sonra ıslak imzalı haliyle çıktı.

Kamuoyunda 'millete ve hükümete kirli tezgâh' olarak bilinen Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı eylem planında dün çok önemli bir gelişme yaşandı. Ergenekon tutuklusunun bürosunda çıkan ve Taraf gazetesinin 12 Haziran'da 'AKP ve Gülen'i bitirme planı' manşetiyle duyurduğu belgenin orijinali ortaya çıktı. Genelkurmay için hazırlandığı iddia edilen belgeyle ilgili günlerce 'sahte imza' tartışmaları yapılmıştı.
Teminat vermişti: Belge doğruysa soruşturma açılır
Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'kâğıt parçası' olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra ortaya çıkarıldı. Edinilen bilgilere göre 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlığını taşıyan 4 sayfalık belgenin orijinali, muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı. Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı belgeyi gönderen subay, ihbar mektubunda ise çarpıcı bilgiler verdi. Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimde belgeyle ilgili tüm evrakların ve bilgisayar kayıtlarının imha edildiğini kaydeden subay, sadece 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı söz konusu belgeyi kurtarabildiğini belirtti.
Gelişme üzerine dün Sultanahmet Adliyesi'nde hareketli saatler yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, öğle saatlerinde başsavcı vekilleri ve Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların ikisiyle yaklaşık 1,5 saat görüştü. Adliyeden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplayan Engin, soruşturmanın gizli olduğunu, bilgi veremeyeceğini söyledi.
İlk olarak, Ergenekon kapsamında tutuklanan avukat Serdar Öztürk'ün (emekli üsteğmen) bürosunda bulunan belge, kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra hükümet, belgede yer alan planları yargıya taşımış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
Taraf Gazetesi'nin 12 Haziran'da 'AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı' başlığıyla yayımladığı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda dudak uçuklatan senaryolar yer alıyordu. Belgenin aslının bulunduğu haberi dün gündemi sarstı. TRT 2, CNN Türk ve Haber Türk'ün yanı sıra birçok internet sitesinin haberine göre, 'Kaos Planı'nın orijinali muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderilmişti. Belgede, kamuoyuna Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan askerlerin 'masum' olduğunun empoze edilmesi gerektiği belirtiliyor. Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı iddia edilen belgede, Çiçek'in imzası bulunuyordu. Plan, 'AK Parti hükümeti' ve Fethullah Gülen'i hedef alıyordu.
Dehşet senaryoları kamuoyunu sarsmıştı
'Durum', 'Vazife' ve 'İcra' ana başlıkları altında hazırlanan planda Fethullah Gülen, AK Parti'ye destek olmakla suçlanıyordu. Gülen ve sevenleriyle ilgili geliştirilen stratejiler 'bu kadar da olmaz' dedirten cinstendi. Planın 'Durum' başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor.
Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'kâğıt parçası' olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra ortaya çıkarıldı. Edinilen bilgilere göre 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlığını taşıyan 4 sayfalık belgenin orijinali, muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı. Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı belgeyi gönderen subay, ihbar mektubunda ise çarpıcı bilgiler verdi. Dursun Çiçek'in görev yaptığı birimde belgeyle ilgili tüm evrakların ve bilgisayar kayıtlarının imha edildiğini kaydeden subay, sadece 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı söz konusu belgeyi kurtarabildiğini belirtti.
Gelişme üzerine dün Sultanahmet Adliyesi'nde hareketli saatler yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, öğle saatlerinde başsavcı vekilleri ve Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların ikisiyle yaklaşık 1,5 saat görüştü. Adliyeden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplayan Engin, soruşturmanın gizli olduğunu, bilgi veremeyeceğini söyledi.
İlk olarak, Ergenekon kapsamında tutuklanan avukat Serdar Öztürk'ün (emekli üsteğmen) bürosunda bulunan belge, kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra hükümet, belgede yer alan planları yargıya taşımış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Taraf Gazetesi'nin 12 Haziran'da 'AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı' başlığıyla yayımladığı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda dudak uçuklatan senaryolar yer alıyordu. Belgenin aslının bulunduğu haberi dün gündemi sarstı. TRT 2, CNN Türk ve Haber Türk'ün yanı sıra birçok internet sitesinin haberine göre, 'Kaos Planı'nın orijinali muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderilmişti. Belgede, kamuoyuna Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan askerlerin 'masum' olduğunun empoze edilmesi gerektiği belirtiliyor. Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı iddia edilen belgede, Çiçek'in imzası bulunuyordu. Plan, 'AK Parti hükümeti' ve Fethullah Gülen'i hedef alıyordu.
Dehşet senaryoları kamuoyunu sarsmıştı
'Durum', 'Vazife' ve 'İcra' ana başlıkları altında hazırlanan planda Fethullah Gülen, AK Parti'ye destek olmakla suçlanıyordu. Gülen ve sevenleriyle ilgili geliştirilen stratejiler 'bu kadar da olmaz' dedirten cinstendi. Planın 'Durum' başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor. 'İrticacı' grupların TSK'yı yıprattığı savunuluyor: "İrticai gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmî kurumlarını yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte, Ergenekon adı altında TSK'ya büyük emekleri geçmiş, emekli ve muvazzaf askerî personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalışılmaktadır."
Planı hazırlayanlar, 'düşman unsurları' ve bunlara karşı alınması gereken önlemleri de tek tek sıralamış. Buna göre, toplumun bir kesimi 'düşman' olarak görülüyor. Burada da TSK'nın yıpratılmak istendiği ileri sürülüyordu.
İşte insanın kanını donduran 'Kaos Planı'ndan çarpıcı bölümler:
Düşman unsurlar, Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak ve yerine dinî esaslara dayalı bir rejim kurma hedeflerini engelleyecek tek kurum olarak TSK'yı görmekte.
(Planlama ve Genel Faaliyetler Bölümü) İcra edilen propagandalarda dine karşı olunmadığı teması işlenecektir.
Eylemler, Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan planlanacak, dinci medyanın bu konuyu işlemesine imkân tanınmayacaktır.
'Alevi düşmanlığı körüklenecek'
Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından Nisan 2009'da hazırlanan 'gizli' planda baskınlarda Alevi düşmanlığını körükleyecek bilgi ve belgelerin evlere bırakılması isteniyor. Plandan aktaralım:
İskender Evrenesoğlu, Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptırılacak ve bu kişiler F.G.'ciler başta olmak üzere diğer irticai gruplarla özdeşleştirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasında benzerlik kurması sağlanacaktır.
'TUTUKLANAN TSK PERSONELİ MASUM'
Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacaktır.
Nurettin Veren gibi isimlerin TV programlarında F.G. grubu hakkında bizim istediğimiz temalar doğrultusunda açıklamalar yapmaları sağlanacaktır.
Kurdoğlu cemaati vb. diğer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile ilişkileri kesilirken F.G. grubuna mensup oldukları için atıldıkları şeklinde haberler yaptırılarak, kamuoyunda F.G. grubunun büyük yara aldığının düşünülmesi sağlanacaktır.
PKK'nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Irak'ın kuzeyinde bulunan F.G.'cilere ait okullarda eylem yapmıyor olmasının iki örgüt arasında bağ olduğu ve anlaştıklarının açık bir göstergesi olduğu yönünde haberler yaptırılacaktır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI YIPRATILACAK
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul öğrencilerine ait ibadet, görüntü ve haberlerinin medyada yoğun olarak yer, alması sağlanarak, Milli Eğitim Bakanı kamuoyu nezdinde yıpratılacaktır.
AKP mensuplarının, ülkemizde ekonomik krizin etkisinin ciddi olarak hissedildiği bir dönemde, lüks yaşamlarından taviz vermedikleri yönünde haberler yaptırılarak, bu durumun hem "İslam anlayışıyla çeliştiği" hem de uygulamaya çalıştıkları "halk adamı" yaklaşımlarının gerçeği yansıtmadığı konusunda kamuoyu bilgilendirilecektir.
KARA PROPAGANDA YAPILACAK
Geniş yankı bulan ses kayıtları bilgi kirliliği oluşturmak üzere irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek.
Çeşitli bilgi ve belgelerle ilgili ortaya yem atılarak yakalanan personel hangi gruba ait olursa olsun F.G.'ci oldukları şeklinde ifade vermeleri sağlanacak.
Işık Evler'de silah bulunması sağlanacak
"FETHULLAH Gülen (F.G.)'ciler gemi azıya aldılar, doğrudan TSK'ya saldırıyorlar" teması işlenecek, bu kapsamda muhafazakâr vatandaşların bile "pes doğrusu, biz de Elhamdülillah Müslüman'ız, ama F.G.'ciler resmen TSK'ya saldırmak için provokasyon yapıyorlar" dedirtecek çalışmalar yapılacaktır."
SAKINCALI/ŞÜPHELİ kategorisindeki irticacı subay ve astsubayların irticai propaganda yaptıklarına dair ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlakî yönden olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır.
İRTİCACI TSK personeline yapılan operasyon kapsamında tespit edilememiş diğer irticai TSK personeline yönelik korkutucu propaganda geliştirilerek, bu kişilerin hata yaparak tespit edilmeleri veya kendiliğinden çözülmeleri sağlanacaktır.
ASKERÎ suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, F.G. grubu "Silahlı Terör Örgütü" "Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü", (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askerî yargı kapsamında yürütülecektir.
'ILIMLI İSLAM' konusu özellikle vurgulanacak, F.G.'cilerin ABD güdümünde hareket ettikleri ve İslam'ın orijinalini bozmak istedikleri hususu yoğun olarak dile getirilecektir.
İmza yalanı ortaya çıkınca ifade değiştirdi: Sehven söyledim!
Dursun Çiçek'in askerî savcılıkta verdiği ilk ifadenin altına attığı imza, eylem planındakinden çok farklıydı.
Sivil savcılar tarafından sorgulanan Çiçek'e, 'neden farklı imza attığı' soruldu. Önce söz konusu imzayı üç yıl önce kullanmaya başladığını söyleyen Albay Çiçek, daha sonra farklı imzayı ilk kez askerî savcılıkta kullandığını itiraf etti: "Her ne kadar, 3 yıl önce bu imzayı kullanmaya başladığımı beyan etmişsem de sehven bu sözleri kullandım."
Kurmay Albay Dursun Çiçek'in askerî savcılıkta verdiği imza, eylem planının altındakinden çok farklıydı. Yine askerî savcıya verdiği ilk ifadesinde "Yeni imzamı üç yıl önce kullanmaya başladım." diyecekti. Ancak doğru söylemediği ortaya çıktı. Savcılık sorgusunda çelişkili ifadeler veren Çiçek'in sorgusunun ayrıntıları 5 Temmuz 2009'da Haber Türk gazetesinde yayınlandı. Gazete, haberi, 'İşte Albay'ın sorgusu' manşetiyle duyurdu. Habere göre, albay kendisine yöneltilen bütün suçlamaları reddetti. Çiçek'e yöneltilen ön önemli soru askerî savcılıkta verdiği ifadesinin altına neden farklı imza attığıydı. Albay önce söz konusu imzayı üç yıl önce kullanmaya başladığını söylüyor. Ardından çelişkili açıklamalar yapıyor ve farklı imzayı ilk kez askerî savcılıkta kullandığını itiraf ediyor. Kriminal incelemede gerçeğin ortaya çıkacağını bildiğini söyleyerek, şöyle diyor: "Ben askerî savcılıkta ifademin altına attığım imzamı askerî savcılığın karar tebliğ ettiği belgede de kullandım, bundan sonra da kullanacağım. Farklı imzamı ilk kez Askerî Savcılık tutanağında kullanmıştım, o ana kadar örnekleri sizde bulunan imzamı kullanıyordum. Her ne kadar 3 yıl önce bu imzayı kullanmaya başladığımı beyan etmişsem de; sehven bu sözleri kullandım."

Jet hızıyla tahliyesi tartışılmıştı
Ergenekon bağlantısı sebebiyle sorgulanan Dursun Çiçek'in cezaevi serüveni sadece 18 saat sürdü. Örgüt üyeliği suçundan 'kuvvetli suç şüphesi' gerekçesiyle 14. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hâkimi tarafından tutuklanan Çiçek, yine aynı mahkemenin geçici üye ataması sebebiyle 'kaçma şüphesi yok' denilerek tahliye edilmişti. Çiçek'in sorgu, tutuklama ve tahliye süreci şöyle gelişti: Çiçek, önce Ergenekon savcılarınca darbecilerle bağlantılarının anlatıldığı bir ihbar mektubu nedeniyle sorgulandı. Taraf gazetesinin 12 Haziran tarihinde 'AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı' başlığıyla ortaya çıkarttığı eylem planının ayrıntıları da soruldu. Çiçek, sorgulanmasının ardından 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan tutuklanması istemiyle nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkeme 'kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular mevcuttur' diyerek Çiçek'in tutuklanarak cezaevine gönderilmesine karar verdi.
Albay Çiçek Hasdal Askerî Cezaevi'ne gönderilirken, avukatı aynı günün gecesinde tutukluluğa itiraz etti.
İtirazı hemen değerlendirmeye alan 3 kişilik 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, geçici üye hakim Faik Saban'ın da bulunduğu toplantıda 'oyçokluğu' ile tahliye kararı verdi. Nöbetçi hâkim tarafından tutuklanan Çiçek, aynı mahkemenin Başkanı Erkan Canak ve geçici olarak atanan hâkim Faik Saban'ın oylarıyla tahliye edildi. Hâkim Resul Çakır ise karşı görüş bildirerek şerh koydu. 'Sabit ikametgâhı olduğundan kaçma şüphesi yok' gerekçesiyle verilen tahliye kararında suç şüphelerine değinilmedi. Böylece Çiçek'in tutukluluk süresi sadece 18 saat sürdü. Tahliye kararı ertesi gün 'jet tahliye' başlığıyla gazetelere yansımıştı.

Çiçek'in adı 'Darbe Günlükleri'nde de geçiyor

Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in ismi ilk olarak 'Lahika-1' belgesiyle gündeme gelmişti. 20 Haziran 2008'de Taraf'ta yayımlanan belgeye göre, Genelkurmay, 'üst yargı organları başkanlarını TSK ile aynı paralelde hareket ettirmeyi' amaçlıyordu. Basın mensupları, televizyon kanalları düzenli temasla yönlendirilecek, yandaş olmaları sağlanacaktı. TSK, Türk milletini kendi çizgisine çekmeyi hedefliyordu. Aynı ismin imzası kamuoyunda büyük yankı uyandıran 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın altından çıkmıştı. İlerleyen günlerde, Ergenekon savcılarına gelen bir ihbar mektubunda Dursun Çiçek'in Ergenekon'a üye olduğu iddia edildi. Cunta faaliyetlerini yürütenlerle irtibatları anlatıldı.
ALBAY Çiçek'in adı, Oramiral Özden Örnek tarafından hazırlandığı iddia edilen 'Darbe Günlükleri'nde de Dz. P. Kur. Yb. rütbesiyle sık sık yer aldı.
ERGENEKON davasında 'üst düzey yönetici' olarak yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon'da ele geçirilen 14 No'lu CD'deki belge ve fotoğrafların Albay Çiçek tarafından gönderildiği belirlendi.
'DEMOKRASİYE Müdahale Planı'ndaki imzanın Adli Tıp, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Laboratuvar'da yapılan inceleme sonucunda Albay Çiçek'e ait olduğu belirlenirken, askerî savcılıkta imza veren Çiçek'in imza örneğini değiştirmeye çalıştığı tespit edildi.
ERGENEKON davasının sanıklarından avukat Hüseyin Buzoğlu'nun ofisindeki aramalarda ele geçirilen sivil toplum kuruluşları hakkında hazırlanan 2006 tarihli andıçın da Albay Çiçek tarafından imzalandığı belirlendi.
ERGENEKON sanıklarından Deniz Binbaşı Erbay Çolakoğlu'nun yanı sıra Poyrazköy kazılarıyla ilgili olarak tutuklanan Deniz Yüzbaşı Emre Onat ile irtibatlı olduğu belirlendi.
Zaman
Ak_Urfalı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-24-2009, 11:11   #7
Kullanıcı Adı
hipermuhafazakar
Standart
Bunun gerçek olmadığına inanan insan ya bu ülkede yaşamıyordur yada dünyadan haberi yoktur. Azami bir zekaya sahip her medyayı takip eden insan o planın yürürlükte olduğunu anlamıştır. Ama Allah oyunlarını yine bozdu.

Albayı ETÖ'ye bağlayan 6 delil ;

hipermuhafazakar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-25-2009, 01:32   #8
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Angry AKparti ve Gülen'e yönelik Hain komplo planı'nın ASLI ortaya çıktı ! VİDEO


Gündeme bomba gibi düştü - Video
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-25-2009, 11:38   #9
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart













Gözler TSK ve yargıda: Gereğini yapın


Genelkurmay'ın 'kağıt parçası' diyerek reddettiği, 'millete ve hükümete kirli tezgâh' belgesinin orijinalinin ortaya çıkması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasını taşıyan eylem planı konusunda gözler Genelkurmay'a ve yargıya çevrildi.

Başta gazeteciler, siyasetçiler ve emekli askeri yargı mensupları olmak üzere bütün toplum kesimleri, şimdi skandal planın sorumlularının ortaya çıkarılmasını bekliyor. Belgenin doğruluğunun netleşmesiyle birlikte içeriğinin tartışılması gerektiği üzerinde duruluyor. Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, "Genelkurmay'ın siyasete müdahalesi ve demokratikleşmenin önünde engel olması, bir an önce sona ermelidir." diyor. Bu konuda hükümete ve Genelkurmay'a görev düştüğünün altını çiziyor. Belge için savcılığa suç duyurusunda bulunan AK Parti'nin hukukçu kurmaylarından Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ da Org. İlker Başbuğ'un 'Yeni delil ortaya çıkarsa soruşturma tekrar açılır.' sözünü hatırlatıyor. Bozdağ, "Belge doğruysa o sözün gereğinin zarureti doğar." görüşünü ifade ediyor. Agos Yayın Yönetmeni Etyen Mahçupyan ise Genelkurmay'ın artık günü kurtarmaktan vazgeçip, olayın temeline ineceğini söylemesi gerektiğini belirtiyor.

TSK böyle bir lekeyi kabullenemez

Başbakan Tayyip Erdoğan, kirli eylem planıyla ilgili soruları cevaplandırdı. Erdoğan, "İmzanın ıslak olduğu ve Adli Tıp raporuna göre elin ürünü olduğu kanaatine varılıyor. Bundan sonraki süreç savcı ile mahkemenin arasında, biz de bu sürecin takipçisi olacağız. Kurumların da lekelenmesine izin vermemeliyiz. Kaldı ki TSK da böyle bir lekeyi kabullenmez." dedi.

Suç işlendiği belgelendi

Belgenin orijinal olduğu doğruysa Genelkurmay Başkanlığı'ndaki üst düzey kurmayların suç işledikleri ortaya çıkmıştır. (İlker Başbuğ, kamuoyunda büyük tepkiye sebep olan ve altında Kurmay Dursun Çiçek'in imzası bulunduğu tespit edilen 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı 'kâğıt parçası' olarak nitelendirmişti. TSK'nın yıpratılmak istendiğini savunmuştu.) İlker Başbuğ, kendisini yanıltan kurmayları hakkında gerekli işlemleri yapmalıdır. Kendisi de ya belgelere 'kâğıt parçası' demeye devam edecek ya da bu kadar kolay yanıldığı için 'Allah'a ısmarladık' diyecektir.

Başbuğ, suçluları korumamalı

Belge ilk ortaya çıktığından bu yana Genelkurmay Başkanlığı, kamuoyuna şeffaf, doğruları ortaya çıkaracak nitelikte bir açıklama yapmadı. Aksine imzanın Dursun Çiçek'e ait olmadığı ileri sürüldü. Belgenin orijinalinin ortaya çıkması bu bakımdan değerli ve anlamlıdır. Ordu Türkiye'de siyasete müdahale etmekten ve toplumu dizayn etme anlayışından artık vazgeçmeli. Başbuğ'un belge için 'kâğıt parçası' demesi ve belgeyi yazdığı ileri sürülen Dursun Çiçek'i görevden almaması ilginçti. Genelkurmay Başkanı, suçluları koruyan tavrını terk etmeli.

TSK, asli görevine dönmeli

Genelkurmay'ın artık bu huylarından vazgeçip asli görevine geri dönmesi lazım. Ayrıca şimdiye kadar belgelenmiş her biri suç teşkil eden bütün olaylar hakkında derhal soruşturma açılmalı. Bu gibi olayların uygulayıcısı ordudan atılmalı. Bu olay akıllara Güçlükonak vakasını getiriyor. Başta terör saldırısı denildi ancak sonradan JİTEM'in gerçekleştirdiği bir katliam olduğu anlaşıldı. Ancak katliamı yapanlar soruşturma geçirmedi. Ordu itibarını olayları saklayarak değil içerisindeki çürükleri atarak sağlayabilir.

SORUMLULAR bedelini ödemeli

Belgenin gerçekliği kesinleşirse, Dursun Çiçek'in eylemine sahip çıkıyor konumuna düşenler sorumluluğu paylaşmış olur. Çiçek, Genelkurmay Karargâhı'nda çalışıyor. Plan bir dehşet planı. O dönem Genelkurmay'ın ortaya koyduğu tepkiler böyle bir belgenin olmadığı varsayımına dayanıyordu. Belgenin orijinal çıkması Genelkurmay'ı da bağlayacak. Böyle bir durumda, Genelkurmay Başkanlığı'nın da ciddi anlamda suçlanacağı bir durum ortaya çıkar. Hem Genelkurmay, hem siyasi iktidar, hem yargı konuyu yeniden değerlendirir. Genelkurmay en üst düzeyde bedel ödemelidir.

Başbuğ, sorumluları BULMALI

Türkiye bir dizi kırılma yaşıyor. Bunların askerle ilgili kısmı tabulaşmış bir görünüme sahip. Son birkaç yıl içinde ortaya çıkan bilgiler bu tabu niteliğini çok hak etmediğini ortaya koydu. Topluma doğru söylemeyen bir ordu görüntüsü ortaya çıktı. Genelkurmay'ın bu belgeyle ilgili bu aşamadan sonra günü kurtarmaktan vazgeçip, olayın temeline ineceğini açıkça söylemesi gerekiyor. İnandırıcı olması lazım. İnandırıcılığın temeli de Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un istifası ya da sorumluları ortaya çıkararak istifalarını istemektir.

Bu belge Genelkurmay'ı bağlar

Başbuğ yanıltıldı mı? Bilerek mi belgenin yok olduğunu söyledi? Bu iki şık, Başbuğ açısından çok kritiktir. Bilerek bu belgenin olmadığını söylemişse, o zaman Genelkurmay meşru bir iktidara karşı yasadışı yollara başvurmayı içeren bir yöne sapmıştır. Bu, kabul edilemez. Genelkurmay yasalar önünde bunun hesabını vermelidir. Burada iktidara da görev düşüyor. Belge, Genelkurmay Harekât Dairesi adına hazırlanmış. Dolayısıyla, Genelkurmay'ın toptan hesap vermesi gerekir. Genelkurmay'ın siyasete müdahalesi ve demokratikleşmenin önünde engel olması, bir an önce sona ermelidir.

ZAMAN
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-25-2009, 11:40   #10
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart










rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
dursun çiçek, dursun çiçek ifade


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi