![]() |
#11 |
![]() Seni seviyorum diye
Gelişine kadar rötar yapmış hayatımı Seninle yaşamaya hazırlanırken Sana uzanan yollarımı kapaman niye? Biliyorum haykırışlarım boşuna Şahin pençesinde asılı serçe gibi Nafile tüm çırpınışlarım Boşuna sesleniyorum duymayacağını bile, bile Seni beklemem nafile Gözlerinde zifir siyah bir perde Alkış tutuyorsun alabildiğine Şamdandaki mum gibi eriyip bitişime Sen kulaklarını değil Yüreğini tıkamışsın sana seslenişime Oysa ben Tüm yokluğuna inat varlığını yaşatırken içimde Gül pembesi çizgilerle resmini işliyorum Karanfil moru gecelere Şiirleri seninle yüklüyorum kanatırcasına Dizeleri ağlatıyorum. Seni işliyorum hecelere Tüm yaşayamadıklarıma inat Seni yaşamak istememdi ütopyalarım Tek sana adanmışlığımdı ölümüne Tek senin doldurduğundu rüyalarım Şimdi Bir tutam gücüm kaldı en sona sakladığım Bilmiyorum Ansızın çıkıp gelecekmisin aniden Bir avuç toprak olmadan sonunda Sen diye kucakladığım. Bir gün Anlayabilme ihtimalin var ya sevdiğimi Düşüp gelme umudun var ya yüreğinin peşine Yüreğin bende emanet biliyorsun Ve ben Yüreğin yüreğimde Yüreğin ellerimde Çok yakında Çekip gideceğim yok oluşun koynuna Beni düşürdün ya bu hale Günahı boynuna. |
|
![]() |
![]() |
#12 |
![]() Bu şuursuz beklemeler yıpratmaya başladı beni
geceler gündüze anat bulaşıyor ellerime camlardan alnımı dayadığım pencereden dışarıyı seyrediyorum karanlık kopkoyu bir karanlık sarmış şehri sirenlerin umursamaz gürültüsü korkutuyor beni ambulanslar hızlı hızlı seni taşıyormuşcasına huzursuzum yoksun bulamıyorum seni en son o gece gördüm seni gözlerine bakmadan gittim baksam gidemezdim özlediğimi söylediğimde gülmüştün söylediğimde özlediğimi gülmüştün gülmüştün özlediğimi söylediğimde bu ilk seni çok sevdim tıpki seni tekrar bulamıyacağımı anladığımdaki kadar çok sevdim ambulanslar hala gelip geçiyor gece devam ediyor geceyi soluyorum ciğerlerim simsiyah deniz kudurmuş geceye saldırır durur kayalar bastırmaya çalışırken geceyi tüm kumsal adını haykırıyor rüzgara rüzgar şehriallak bullak ederek dağlara tırmanıyor tüm geceyi kaldırıp altına bakıyorum oralarda yoksun karakızım neredesin bulamıyorum geceyi fırlatmaya çalışıyorum olmuyor kötü bulaşmış şehre gece camlar simsiyah alnıma simsiyah gece bulaşık elimin tersiyle terimi siler gibi siliyorum geceyi çirkin yazılmış elyazısı gibi duruyorum şu dünyanın üzerinde kimse silipte yani baştan yazmak istemiyor oysa öyle hasretimki kerelerce defa yazılmaya kağıt olsam kalem olsam cümle olsam nokta virgül olsam gelsen kilometrelerce kilometrelerce hasret dolu şiirler yazsan benimle kitaplarca dolsam mısralarca ağlasam ellerinde uyanıyorum ansızın bu şiirsel dünyadan şehir kapkara karanlık şiirler okuyup simsiyah boşluğa seni çağıyorum sesime bugün yırt bu geceyi baştan sona dolaş tüm şehri bütün sokak lambalarını yak bütün kapıları çal herkes uyansın bir müjde olsun içinde senden birşeyler olsun bu gece şehir uyumasın bu karanlık bu şehir bu gece bu son olsun bu gece bu simsiyah karanlığı yırtan bembeyaz çığlık bana seni getiren müjde olsun bu son olsun içinde sen olsun... |
|
![]() |
![]() |
#13 |
![]() KEŞKE...
keşke tanımsaydım seni keşke tanımasaydım seni, omuzlarıma bu kadar yük binmezdi, o zaman gözlerim aglamayı bilmezdi, o kadar sık kalbim çarpmazdı böyle delicesine, benimde ellerim sımsıcak olurdu mutlaka, geceleri asla uykusuzluk çekmezdim sabaha kadar, rüyalarım, hatta tatlı hayallerim olurdu, duygusuzca düşünmezdim yoklugunda günlerimi, saatlerimi, hem hiç üşümezdim böylesine ölü soguklugunda, hırsla takip etmezdi beni böyle kötü kader, kan çanagına dönmezdi gözlerimin taa içi, kayan yıldızlardan bende farklı dilekler tutardım, duyardım, anlardım, yanımda konuşulanları, hasretim bu kadar artmazdı o zaman, bende gülerdim zaman zaman, deniz ve mehtap benim içinde önemli olurdu, hele hele kara saplı bıçak dostum olmazdı sırtımda, bide süzüldünmü rüyamda, kavrulmazdı cigerlerim, beynimse böylesine hırçın uğuldamazdı sürekli, kor yüreğimde damlaa damla vurmazdı göz yaşlarım, ruhumu daraltmazdı, benligimi sıkıştırmazdı, en tiz sesiyle çıglıklar atmazdı gögsüm, simsiyah yankılar oluşturmazdı ufkumda, saçıma, sakalıma, bende bakardım delicesine, bütün gücümle sigaramı çekmezdim her an, keşke tanımasaydım seni, keşke, kara saplı bıçak dostum olmazdı, kor yüregimde damlaa damla vurmazdı göz yaşlarım, dedim ya ulan, keşke, keşke tanımsaydım seni, keşke tanımasaydım seni !!!!.KEŞKE TANIMSAYDIM SENİ.!!!! |
|
![]() |
![]() |
#14 |
![]() Yaşamasakta o nemli günleri
siyah beyaz fotoğraftaki o solmuş yüzü ve boynundaki o ilmeği beyazlara bürünmüş bedeninin yıkılmışlığını ve acıyı canlı duymasakta hissetmesekte aynı kaderi yüklenir omuzlarımız aynı sevda türküsünde buluşur dileklerimiz Ülkem ,vicdanım,hayatım onun gibi heyecan, onun gibi vakur olmak ister yorgun bakışlarım küllerinden doğar o an ağlayan gökyüzünün matemi kulaklarımda ve ben susarım caniye dur diyemesemde faniye yanarım Umutlarım konuşur artık sevdam filizlenir bir başka yürekte vatanımın her bucağı onun ruhaniyetinde bu koşu ebediyet kucağında büyür VE BİR ZEYBEK GÖZDDEN KAYBOLUR unlu |
|
![]() |
#15 |
![]() BELKİ BİR AN SUSMALIYIM
Belki bir an susmalıyım kelimeli eğip bükmeli, şekil vermeli acizane yarınlara soğuk duvarlara , kapanmış kapılar dirilme vaktini yüzüme kapatmış. HIZIR gerek bana HIZIR ben yalnız onla kurtuluşa ererim çelişkilerim pembe duvarlarda ah ben yeşile hasret yeşil ne kadar yakın ne kadar umut verici. Belki bir an susmalıyım dansa inat halay çekmeliyim yarınları kovalayan bir yürek bulmalıyım tohumlar ekip hasadını kendi ellerimle toplamalıyım evet evet ya hepsini ben yapmalıyım bütün yük bana sefa bu sefer başkasının kucağında HIZIR gerek bana HIZIR Belki bir an susmalıyım. UNLU |
|
![]() |
#16 |
![]() Analarım,babalarım,gardaşım ağlıyor Ben mehmedim,ben askerim Anne ben ödüyorum vatan borcunu Nice şanslı ana babalar gibi Olabilseniz keşke sizlerde Nice çannakale şehitleri gibi Olabilecek makama sahip olabilsem Çanakkale geçilmedi,geçilmez de Bunu tekrarla Allah aşkına her gün Sabah,öğlen,akşam,besmele gibi Şükret bugününe ve unutma sakın dününü |
|
![]() |
![]() |
#17 |
![]() ![]() İnsan yüzü. Ah o bîçâre insan yüzü. Derine, daha da derine. Ancak orası olacak sonumuz. Eskimişlik ve bîçârelik. Söyle ne yapacağız şimdi seninle? İp mi atlayacağız, yağmur mu yağacağız böyle usuldan? Hayat hep bu hızla mı devam eder Müslüman kafalardan? Her kağıtta bir mühür var, her harfte bir imza. Belli belirsiz, sıfatı az, zamiri nazlı, öznesi niyâzlı. Öyle dökül(müş)dü demli lakin kafiyesiz, sicak lakin kifayetsiz kelimeler, bir kaçını paylaşma isteği hasıl oldu, zor ama; inşâallah keyifle okursunuz. _________________________________________________ _________________________________________________ _________________________________________________ Elveda Ankara Gamsız insanların vurdumlarını duymadıkları zamanlardı Ankara'ydı Ankara'daydı Hani şiirlerde adı geçen ama yaşayanların sevmediği yer varya Hani coğrafya derslerindeki gibi kışları soğuk, yazları kurak Tıpkı büyütülmüş yüreklerin arasında küçük kalmış yüreğim gibi Seven ve sevilen yüreklerin yanında kurutulmuş bir yaprak gibi Tutamayan elim, konuşamayan dilim, bakamayan gözüm, tepedeki yarım ay gibi Gözyaşları gördüm; içinde yalan dışında acındırma olan Delikanlı adamlar gördüm; yüreği mangal gibi akşamları hanımına tokat atan Kalbi temiz sevgileler gördüm; aşkını bir telefona bir arabaya satan Ölümü gördüm; beni dostumdan ayıran sevgiliye bağlayan Ve seni gördüm; kurak Ankara'nın çorak yerinde yeşile hasret yüreğimin ateşiyle Birlikte olamasakta beni sevmesende Bilki seni seven ve özleyen var idi bu yaşanmamış memleketin soyutlaşmış caddelerinde Bitti sayılır; Ankara'ya veda zamanı geldi, yaşanmamış yarım kalmış hayallere veda zamanı geldi Sevgililer ve sevgisizler geçti doğup büyüdüğüm bu şehirde Dostlarım ve can yoldaşlarım oldu geçen hızlı senelerde Doğumlar ve ölümler gördüm şu kısacık hayatımda Artık hayaller başka bahara, yaşanılası herşey yakın zamanda Elveda Ankara... Eylül 1 / '05 |
|
![]() |
![]() |
#18 |
![]() HERGÜN BOMBALAR YAĞAR MAZLUM BAĞDATA
BAĞDATA BOMBALAR , YÜREĞİME YAŞLAR AKAR BİR ANANIN FERYADI YÜKSELİR KULAKLARIMA KÜÇÜK BİR ÇOCUK ÖLMÜŞ BAĞDAT SOKAKLARINDA YÜREK DAYANMAZ, MEHMET DAYANMAZ BUNA YA RAB' YA BENİDE AL IRAK SAFLARINA YA DA CANIMI AL ALLAH'IM AL CANIMI SİPER ET DÜŞMAN KURŞUNLARINA RUHUM BOYANSIN ŞEHİT KANLARIYLA.... |
|
![]() |
![]() |
#19 |
![]() Geniş zamanlardaydı
Çocuk gülüşleri Geniş geri gelecek sandığım Üşenmedik koşmalardaydı Bir koşu gidip almalardaydı Bir paket makarnayı… Geniş zamanlardaydı hepsi: Topun pembeliği Saçların rüzgârı sevişi Uçurtmanın dalları bekleyişi Geniş zamanlardaydı Matem ekmeğimize sürülmemişti Ölüm yastığımızı beklemiyordu Ölüm yavaştı Otuz yaş kocamandı gözümüzde Otuz yaş ulaşılmazdı Geniş zamanlardaydı Şiirsizliğim Geceyi tefekkür edişim Geniş zamanlardaydı Üzülmemek içindi oyunlar Babamın alnından akan kanlar Görülmesin içindi… Kefen beyaz bilinmesin içindi Uykular… Üzülmemek içindi Bol katlı pastalar Gece yarısı ağlamalar Üzülmemek içindi… Geniş zamanlardaydı Ayaklarımın tökezlemesi Ellerimin tutmayı bilmeyişi Geniş zamanlardaydı Yaş on birdi İlk yemeğimin dibi tuttuğunda On birdi Gece yatağımın altına Sığındığımda… Geniş zamanlardaydı Başlangıç ve bitiş Yalnızlığı böyle kabulleniş Geniş zamanlardaydı bir dilek tuttum on birimde şiir oldum… |
|
![]() |
![]() |
#20 |
![]() Siz ağlamanın ne olduğunu biliyormusunuz ..
evet ..evet hıçkırıklarla ağlamaktan ve gözlerimizden dökülen yaşlardan bahsediyorum .. Ağlamak; Rahmandan kuluna bir armağan, bir rahmet!... Ağlamak; İçteki sıkıntıları dışa atmaktır... sıkıntılardan arınmak,psikolojik olarak rahatlamak !... Bazen sevgiliye naz! Bazen sitemdir! Bazen de hiç anlaşılamamaktır... Bazen pişmanlığın bazende merhametin ifadesidir . Çoğu zamanda ruhumuzda esen kasırgaların bir süre iç çekişleriyle ağladıktan sonra dinmesidir.... Ağlamak; Kaybedilene ağıt! Hüznün ise doruk noktası... Resulün kaybettiği oğluna hediyesi ... Ya ResulAllah! Sen de mi? Dedirten inci taneleri... Bazen Rabbe yöneliş!... Bazen af dileme,Bazen acının inci inci dışa vurumu! ve bazende yürek yangını ile içten gelen pişmanlığın ifadesidir... Bazende çok daha ağır ve kabullenemediğimiz acılarda yürekten gelen o engellenemeyen haykırış.. Adeta acının yıkanması... toprağa karışıp yok olması... Bazen sevincin gözlere yığılması, ardından göz pınarlarından süzülen taneler... Yürekte sevinç fırtınaları koparken, gözlerin mahzunluğu! Söylemek !hissettiklerini ifade etmek insana uzakken, süzülen damlalarla bunları tek tek yazmak hemde yüreğinin ta derinlerinden! İçteki gök gürültüsünün adeta yağmuru davet edişi... Yakubun Yusu fa özleminin ifadesi!... Net, yalın, riyasız hiçbir kelime telaffuz etmeden tüm çıplaklığıyla, yürekteki duyguların ifadesi... Ve ağlayabilmek; Gece yarısı mahlukat uyurken, seccadesinde Rabbine huşuyla yönelmiş, alın secdede, Rabbi ile buluşmanın doruk noktasında... Bir müminin gözlerinden süzülen damlalar! Belki de diğerlerinin kurtuluşuna bir sebep!... Rabbinden rahmet olarak.... Bir annenin yavrusuna özlemi, hasretinin ifadesi!... Duygular yumağı içindeyken kalbin birden infilak etmesi veya yüksek yamaçlardaki karların çığ ile aşağı yuvarlanması gibi durdurulamayan duygular birikiminmin dışarı yansıması. Ve gözyaşı; Rabbinden rahmettir mü-mine!... Bir tesellidir anneye! Sevgiliye sığınak! acizler için ise yardım çağrısı... Mecnundan Leyla ya kalan son hatıra!... ve Resul-den ümmetine şefaat için merhamet !... Ağlamak kimilerine göre zayıflıktır. Peki neden ağlamamız gereken anlarda; yumruklarımızı, tırnaklarımız avuçlarımızı kanatıncaya kadar sıkar, boğazımızdaki düğümleri yutkunarak gidermeye çalışırız? Neden kaçırırız buğulanan gözlerimizi başkalarından? Bakın ben ağlıyorum işte! Utanmıyorum kimseden...O kadar içime akıttım ki gözyaşlarımı!...Artık zapdedemiyorum içimdeki çağlayanı.... Ağlıyorum içimi acıtan kalp kırıklıklarım için Ağlıyorum istemeden de olsa kalbini kırdıklarım için Ağlıyorum unutulmaması gerekenleri unuttuğum için Ağlıyorum beni unutanları unutamadığım için Ağlıyorum yaklaştıkça uzaklaştıklarıma Ağlıyorum tanıdıkça çirkinleşenlere Ağlıyorum kıymetini bilemediklerime Ağlıyorum sevsem de yüz bulamadıklarıma Ağlıyorum ziyan olan yıllarıma Ağlıyorum bir ömür ağlayamadıklarıma, ve ağlıyorum.. bu güne kadar doyasıya ağlayamadığım için..... Göz yaşlarım bu gece biter mi ? Ruhumdaki kirleri yıkamaya yeter mi ? Kalbime gün doğarmı bu sabah acep ? Yoksa böyle gelmiş yine böyle gider mi ? Duyarmısın göz yaşlarımın sesini yarab ? Bu yaşlar günahlarımın diyetini öder mi ? Rabbim hepinizi dilerim sevinçten ağlatsın ... Hüzün ,acı,elem ve kederler sizden uzak olsun. ;) |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|