AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-28-2010, 11:25   #31
Kullanıcı Adı
Erhan KARACA
Standart
Alıntı:
EZEL Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sohbet varken Rukiye ve Kübra olarak girdiğini kimseye söylemeyeceğim

napaydım canım sıkılıyordu (: öyle girince güzel oluyordu.. hem onlar benim dinleyicilerimdi (:
Erhan KARACA isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-28-2010, 11:34   #32
Kullanıcı Adı
Kur'ânTalebesi
Standart
Alıntı:
EZEL Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Siz milletin içinden geçenleri dışarı yansıttığını nasıl ölçüyor, anlıyorsanız
Tipik "insan sarrafligi" inanisi
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-28-2010, 11:58   #33
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
bu konunun bu kadar hit alacağını düşünmemiştim

daha önceleri asi_isyankar üyemizi tartışıyorduk. şimdi de sss üyeyi tartışıyoruz

sahi ne oldu asi ye ? görünmez oldu
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-28-2010, 12:22   #34
Kullanıcı Adı
Ömer Bekir
Standart
Alıntı:
unnamed Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
benim düşüncem, bu adama prim kazandırıyoruz sadece, bıraktım bu adama bişeyler öğretme fikrini, tek korkum bu foruma gelipte insanların bunun yüzünden yanlış şeyler öğrenipte yada içine bir şüphe düşerek gitmesi, artık bütün vebal bu adamın üstündedir...
Ohoo,siz daha birşey görmemişsiniz..Benim başından beri beklediğim şey,yönetiminde takipçi ve yerinde müdahale etmemesi bu sonuç doğdu ve üyelerden bir kısmı bu üyeden fetva alır oldu..Buyrun;

http://www.akpartiforum.com/bu-gunu-....html?t=125880
Ömer Bekir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-28-2010, 12:24   #35
Kullanıcı Adı
Erhan KARACA
Standart
Ben asinin tarafsız dedigi sitede biraz tur attım tam sss'lik (:
Erhan KARACA isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2010, 14:27   #36
Kullanıcı Adı
unnamed
Standart
Alıntı:
Ömer Bekir Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ohoo,siz daha birşey görmemişsiniz..Benim başından beri beklediğim şey,yönetiminde takipçi ve yerinde müdahale etmemesi bu sonuç doğdu ve üyelerden bir kısmı bu üyeden fetva alır oldu..Buyrun;

http://www.akpartiforum.com/bu-gunu-....html?t=125880
Kardeşim bu adam en son baya büyük hakaret edecem, yöneticler bu adamın açtığı saçma sapan konular yerine gelip benim yorumumu silecekler, daha beter olucam. Bu kadar kişinin rahatsız olduğu bir konu varken yöneticler hala ne düşünüyor bilmiyorum, kapatsınlar şu saçma sapan konuları artık!!!
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2010, 14:30   #37
Kullanıcı Adı
unnamed
Standart
Alıntı:
Ömer Bekir Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ohoo,siz daha birşey görmemişsiniz..Benim başından beri beklediğim şey,yönetiminde takipçi ve yerinde müdahale etmemesi bu sonuç doğdu ve üyelerden bir kısmı bu üyeden fetva alır oldu..Buyrun;

http://www.akpartiforum.com/bu-gunu-....html?t=125880
vay be sss bak hele fetva verir olmuş!!! :D:D inanmayın bu adama yha.. Bu hoca filan değil bu ey ilahi-YAT'çılardan!!!!
__________________:w :
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2010, 15:45   #38
Kullanıcı Adı
romakudüs
Standart
bu konu bence yöneticilerin görebildiği biryere taşınmalı ve orada onlar tarfından görüşülmeli.
romakudüs isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2010, 17:49   #39
Kullanıcı Adı
El Emin
Standart
http://www.akpartiforum.com/tecdit-t...r-t126212.html

Alıntı:
Muhammet İÇTEN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tecdit ve teceddüt hakkında değişik zamanlar değişik vesilelerle düşüncelerimi dile getirmiştim. Her şeyden önce tecdit/yenileme ameliyesi tarihi geçmişimizde mevcut olan bir şeydir. Tecdit hareketleri, tecdit dönemleri bu süreci ifade için kullanılan terimlerdir. Tecdit, yenileme işini gerçekleştiren müceddidin hem kendini hem de toplumu yenileme hamlesine verilen isimdir ve bu tecedütten yani yenilenmeden hatta yenileniyor görünmeden -ki ben buna yenilenme fantezisi diyorum- bütün bütün farklıdır.

Ebu Davudun Süneninde Allah Rasulü (sallallahü aleyhi vesellem) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “İnnallâhe yeb'asü li hâzihi'l-ümmeti alâ ra'si külli mieti senetin men yüceddidü lehâ dînehâ - Her yüz senede bir, bu dini tecdid edecek bir insanı Allah gönderir.” (Ebu Davud, Melâhim, 3740) İslam alimleri hemen her asırda bu hadisin mana ve muhtevası üzerinde ısrarla durmuşlardır. Hatırladığım kadarıyla en ciddi ve en geniş duran İmam Suyuti, ondan sonra da İmam Rabbani Hazretleridir.

Hadiste geçen ba's tabirini hadisin umumi muhtevasını nazara alarak şöyle yorumlamak uygun olur zannediyorum: Allah dipdiri bir insanı ölü bir toplum içinde neş'et ettirir ve onun eliyle o toplumu yeni bir dirilişe mazhar kılar. Bu diriliş bazen geniş bazen de dar alanlı olur. Nitekim İnsanlığın İftihar Tablosu'nun irtihal-i dâr-i bekâ buyurmasından günümüze kadar bütün tecdit hareketlerine bakıldığında bazılarının dar, bazılarının çok geniş olduğunu görürsünüz.

İlk müceddid kimilerine göre Hazreti Ebu Bekir'dir. Ben şahsen bu görüşe katılmıyorum. Hatta bu yaklaşımın gereksiz bir inat uğruna, başka birine müceddid dememek için ortaya konduğunu zannediyorum. Esasen Hazreti Ebu Bekir'in vazife yaptığı dönem Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem'in yeni vefat ettiği bir dönemdir. Sahabe aynı sahabe, toplum aynı toplumdur. Bu açıdan Hazreti Ebu Bekir'in yenileyeceği bir şey yoktur. Onun için Hazreti Ebu Bekir'e müceddit demek yerine “Allah Rasulü'nün (sallallahü aleyhi vesellem) getirdiği dinî esasları bütün yeniliği, taraveti, halaveti ve canlılığı ile korumuştur; eskilerin ifadesiyle, çok iyi derpiş etmiş birisidir.” dense daha doğru olur. Hulefa-yi raşidin arasında illâ birine müceddit denecekse bence o Seyyidinâ Hazreti Ömer olmalıdır. Fakat genel kabul ilk müceddidin Ömer bin Abdülaziz olduğudur. O, iki buçuk sene süren iktidarında, kendinden önceki, Haşimilere ve Efendimiz'in ehl-i beytine karşı olan Emevi hıncını, kinini, nefretini durdurmaya calışmış, dinin haysiyet ve onuru için mücadele etmiş bir insandır. Minberlerde Hazreti Ali dahil Raşid Halifelerin adlarının okunmaz hale geldiği o dönemde her Cuma minberden “İnnallâhe ye'müru bi'l-adli ve'l-ihsani...” ayetini okuyup adalet, istikamet ve ihsanla hareket etmiş ve devlete bütün suiistimallerin önünü tıkayan bir yapı kazandırmıştır. Öyle ki Velid döneminde onbin dinar alan halasının tahsisatını bile kesmişti Ömer b. Abdulaziz. “Yeğenim, onbin dinar alıyordum, sen kestin bunu!” diyen halasına, “Halacığım!” diyor, “Nereden bulup vereyim? Hazinenin –ki milletin malı- durumu ortada. Bu durumda iken ben sana on bin dinar veremem ki!” Sonra da her zaman yaptığı gibi kalkıp biraz zeytin yağı getiriyor biraz da ekmek ve “Halacığım biraz yemek istemez misin?” diyor ve ekmeği yağa banıp yiyor. Tefessüh etmiş bir devlete zühd, yeniden Muhammedî bir ruh kazanma düşüncesini getiriyor. Onun döneminde insanlar ilk defa resmen “hadis tedvin”ine açılıyorlar.

Daha sonraları sırasıyla olmasa da müceddit olarak İbn Süreyc, İbn Dakiku'l-Îd, İmam Gazzali, Fahruddin Razi, İmam Nablusi, İmami Rabbani sıralanıyor. Bunların umumiyet itibariyle mücedditlikleri İslam alimleri tarafından kabullenilen insanlar. Yoksa mücedditler elbette bunlarla sınırlı değil. Evet bu isimlerin hepsi çeşitli zamanlarda dar ya da geniş alanlı tecdit hareketlerinin öncülüğünü, temsilciliğini yapıyorlar. Bu faaliyetlerle insanlar dini yeniden, bir kere daha taptaze semadan inmiş gibi bütün taravetiyle duyuyor ve hayata taşıyorlar.

Değişik zamanlarda ifade ettiğim gibi aslında herkes hem de her sabah gözlerini açarken yeni bir günün idrakiyle, dinini yeniden bir kere daha duyması lazım. Bugünkü ruhta, kalpte, histe duyulan din dünkü olmamalı. Yarın da bugünkü olmamalı. Öbür gün de yarınki olmamalı. Her gün ama her gün farklı olmalı. Böylece Zat-ı Uluhiyeti farklı delillerle vicdanınızda duymalısınız. Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellemin: “İki günü müsavi olan aldanmıştır.” beyanı bu açıdan çok önemlidir. Buna göre iki günü eşit olan inanç mevzuunda da, İslam mevzuunda da, ihsan mevzuunda da aldanmıştır.

Bir misalle açalım: insan hayatı boyunca bir minareye tırmanıyor gibidir ve öyle olmalıdır. Minarenin şerefesine ulaştığı an ise onun ölüm anıdır. Onun için insan şerefeye ulaşıncaya kadar sürekli hep bir basamak merdiven atlamaya bakmalıdır. Hep daha yukarı, daha yukarı, daha yukarı demelidir. Bir başka tabirle o bir “hel min mezid” kahramanı, devamlı araştıran, ilerleyen, tahkikatta bulunan, ilimde, fikirde, marifette derinleşen, ama bir türlü doyma bilmeyen bir yolcu gibi olmalıdır. Tıpkı Ayetü'l-Kübra'daki seyyah gibi. Çünkü bizim bu tür yenilenmeye ihtiyacımız var. Herkesin, ilim erbabının da, erbab-ı tarikatın da ihtiyacı var.

Burada bir hakikatin unutulmaması lazım: dini duygu, düşünce ve pratiklerimiz de her şeyin aslına yani dinin temel kaynaklarına, edille-i şer'iyyenin esaslarına dayansa da -ki bunlar Kitab, Sünnet, bir manada icma, bir manada fukahanın hâlisane yaptığı içtihatlardır- şartların ve konjönktürün meseleyi sunma açısından müessiriyeti de inkar edilmemeli. Zira şartlar ve konjönktür insanın üslubuna aksettiği gibi insanın karakteri, tabiatı ulaşılan sonuçlarda ciddi rol oynar. Mesela teknolojik gelişmeler müceddidin dimağını etkiler. Dolayısıyla müceddit kendi çağının davetçisi, ya da bir “nezir-i üryan”ın her çağdaki izdüşümüdür.

Teceddüte gelince; yenilenme fantezisi, yenilenme havası içinde bulunma tekellüflü tevillerle bir farklılık ortaya koyma, kendini alemden farklı olarak ifade etme çabasıdır. Yabancı bir kelimeyle ifade edilecekse “reform” ya da “reformasyon”dur teceddüt. Asıl-fasıl ayırd etmeksizin dinin bütün meselelerini yeniden gözden geçirme, çağa uydurma gayretidir. Problemleri çağa ve insanlara değil de Kur'an'a yükleme, Efendimiz'e izafe etme söz konusudur. Güya temel nasslarda yapılacak oynamalar ile problemler ortadan kalkacaktır. Mesela, Kur'an'ın asıl hedefi güzel ahlak, insan ve toplum hayatının disipline edilmesidir. Namaz, neden ve niçin demeden insanların Allah'a yaptığı kulluğun adıdır. Hayatı disipline eder, insanın güzel ahlaka ulaşmasını sağlar. Ama bu çağda farklı şekillerde de kulluk yapılarak aynı sonuca ulaşılabilir, illâ namaz olması şart değil. Oruç yerine farklı bir diyet ikame edilebilir. Zekat ve hacca bedel başka şeyler devreye girebilir. Ve daha nice ipe sapa gelmez, hiçbir akli ve dini temele dayanmayan düşünceler...

Şimdi bu tür fantastik şeyleri ortaya atanlara müceddit değil müteceddid denilir. Reformist demek daha uygun. Aslında bunların yaptıkları dinin ruhunu hırpalamaktır. Diğerleri ise dinin esasına, usulüne, ümmehatına dokunmadan, muhkemata sadık kalarak onu yeniden, ter ü taze duyurma peşindedirler. Yani aradaki mesafeleri aşarak, -Üstad'ın Reşahatta dediği gibi- Asr-ı Saadet'e gidip, O Zat'ı vazife başında görerek, icraatına bakarak, onu yeniden hissetme. Çünkü yenilenme ihtiyacı olan din değil insanlardır.

Evet, fertler her gün farklı bir menfezden dinî hakikatları temaşa etmeliler; etmeliler ve her gün ayrı bir neşve duymalı, ayrı bir huzur soluklamalılar. Sofilerin de, Üstad'ın da yaptığı ve yapmak istediği şey budur. Ama onların halefleri yenilenme vetiresini gerektiği gibi yakın takibe almış mıdır, bunun her zaman münakaşası yapılabilir.

Kırık Testi

Bence sorun yazıda dediği gibi sizde.Tek yaptığınızda dine zarar vermek.
El Emin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-30-2010, 22:24   #40
Kullanıcı Adı
SSS
Standart
.....
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi