AK Gençliğin Buluşma Noktası
Güzel Sözler & Vecizeler Güzel sözler ve yolumuza ışık tutan vecizeler...



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-31-2018, 09:24   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart Sözler
Hz ali sözleri

Hz. Ali (r.a)
Hz. Ali’yi her tarafa valiler gönderdi. valiler liyakatliy*di. Hz. Ali, valilere güveniyordu.Mısır Valisi Mâlik’e yaptığı konuşma, çok ibretli*dir:*

“Ey Mâlik! Ben seni memleketlere gönderiyorum birçok hükûmet senden oralarda adalet sürdü, zulmetti. Sen nasıl önceki valilerin icraatını gözetliyorsan halk seni gözetecek. O zaman senin hakkında söyle*yecek.iyi ve doğru ancak Allah’ın kendi kulları dilinden söy*lettiği sözlerle anlaşılır. en sevimli azığın, doğru ve adil işlerin olsun.*

Ey malik Hevesatına hâkim ol.Halkın için kalbinde sevgi merhamet lütuf besle. Sa*kın cani kesilme! Halk iki sınıftır: Ya dinde kardeşin, ya yaradılışta benzerin… kendile*rinde hata olabi*lir, arızalar çıkabilir. ‘Ben mutlak güce sahibim, emrederim, itaat ederler.’ de*me.bu, kalbi fesada vermek, dini zaafa uğrat*mak ve felakete yaklaşmaktır.*


Ey malik elindeki kudret büyüklük veriyorsa, derhâl melekutun azametine bak güç yetiremediğinde Allah’ın Kadîr olduğunu düşün. İşte bu yükseklerde uçan nazarını yere indirir, şiddetini giderir; seni bırakıp gi*den aklını başına getirir.



Ey malik Allah’a ve insanlara adaletten ayrılma. Böyle yapmazsan zulmetmiş olursun. Kullara zulmun davacısı Allah’tır. hasmın Allah oldu mu, tutunabileceğin hüccetler batıldır. zulüm Al*lah’ın lütfunu değiştirip kahrını çabuklaştırır Allah, zulüm al*tında inleyenlerin iniltisini işitir ve zalimleri görür.


Ey malik İnsanların kin düğümlerini çöz. intikam iplerini kes. gammazların sözüne çarçabuk inanma. gammaz, ne kadar saf görünürse görünsün, dessastır. Ne cimriyi, ne korkağı, ne de sana ihtirası hoş gösterecek hırslı kimseleri meclisine sokma.


Ey malik Müşavirlerin içinde en beğeneceğin, sana acı hakikatleri söyle*yen olsun. Sadık ve Allah’tan korkanları sırdaş edin.alkışlamaları*na, müsaade etme. al*kışın insanı gurura yaklaştırır. adamın iyisi ile kötüsü, yanında olmasın bu çeşit bir eşitlik, iyileri iyilikten soğutur, kötülerin fenalığa meylini artırır.


Ey malik Memurları seçerken sadece simaları ve hüsn-ü zannın kâfi gelme*sin.insanlar yapmacık davranıp güzel hizmet göstererek, valilerin gözüne girebilir. Hâlbuki ihlas namına bir şey yoktur. halkın arasında iyilikleriyle tanınanları seç.



Ey malik Her türlü çareden mahrum fukara ve felaketzedeler, kötürümler hakkında Allah’tan kork, çok kork! hâlini söyleyen de olur, söyleyemeyen de…hakkı gözetmek vazifendir. büyüklük, seni onlardan alıkoymasın! öyle çalış ki, huzur-u İlahiye çıktığın zaman, ‘Gücümün yettiği kadarını yaptım.’ diyebilesin.Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizden işittim: ‘Zayıfın hakkının kuv*vetlisinden rahatça alınamayan bir millet, hiçbir zaman kuvvetlenemez.’ buyurmuştu.



Ey malik Her günün işini o gün gör. günlerin kendine mahsus işi var*dır.Valinin yakın adamları bulunur. Bunların iltiması, zulmü insafsızlığı görülebilir. onların zararını, se*beplerini kökün*den kaldırmakla kes. Etrafındakilere, yakınlarına, toprak hiç kimse senden cesaret alıp mal biriktirmeye kâr senin ol*madığı gibi,zararı hem dünyada hem de ahirette senindir.


Ey malik kendini beğenme! nefsine güvenme! övülmeyi isteme! iyiliğinin mahvı için şeytanın elindeki fırsat budur. iyiliği başa kakma, yaptığını mübalağalı gösterme vaadinden dönme… minnet iyiliği bitirir; mübalağa, hakikati söndürür; sözünden dönmek Yaratıcı‘nın da, halkın da nefretini celbeder.


Ey malik “işe vaktinden önce atılma, vakti gelince tembellik etme! inat etme,gevşeme, her işi yerli yerince yap. Herkeseşit olduğunda kendine imtiyaz tanımak Çalıştırdıklarının kötülüklerinden hareketlerinden habersiz davranma.
Hiddetine, gazabına, eline, diline hâkim ol. şiddetini geciktir ki iradene sahip ola*sın.”

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-31-2018, 09:24   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
ABDÜLHAMİT HANIN DUASI

Allahım helal etmiyorum!
Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum!

Beni,lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanedanımı söndürseler, çoluğumu parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin Aleyhi ve Sellem in yolunda yürüdüğüm için beni ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem!

Allahım! Mukaddes isimlerine kurban olduğum Allahım Ya Âdil Bana “Kızıl Sultan” adını takan ve devrilmem için ellerinden geleni yapan Ermenileri, şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun Bu cellatları kim bilir, kimlere parçalatacaksın?..

yâ Rahman!..
Adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz!
Bize acı Resûlünün, Sevgilinin, Kainatın Efendisinin nurunu kaydeder gibi olduğu için bu hale gelen millete, rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et!

Yâ Kâdir!
Kundaktaki yavruyu gagasına almış, kaçıran leş kuşunu düşürüp çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında kundak çocuğuna dönen milletimi kurtar Allahım!

Ya Ma’bud !..
Ömrümde tek vakit farz namazı kaçırdığımı hatırlamıyorum Huzurunda eğileceğime kaskatı kalıyorum ve duada ruh teslim edeceğime yatağımda kıvranıyorum! Sana kulluk gösteremeyen bu kulunu affet*

Allahım Eğer, yılları tesbih dizisince süren hükümdarlığımda Seni bir kere anabildim, Resûlüne bir an bağlanabildimse, duamı, o bir kere ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et!

Yâ Sübhan!
Şu titrek elleri, Kıyamet gününde sana “Ümmetim, ümmetim!” diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde, şimdi “Milletim, milletim!”diye dilenen bu ihtiyarın duasını geri çevirme! Milletimi ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar ve sahte kurtuluşlardan kurtar; ve ona bir gün gelecek kurtarıcıları, gerçek kurtuluşu nasib eyle!..

Benim dünya gözüyle görebileceğim hiçbir saadet ümidim kalmadı.Bari felâketi bana gösterme Allahım!Ayakta duramaz, haldeyim!
Vadem ne gün dolacak Allahım?..
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:25   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
İSLAMİ SÖZLER

Bilgi zenginlikten üstündür. Çünkü zenginliği sen korursun, bilgi ise seni korur. (Hz. Ali)

İlim adamları için yokluk içinde yaşadığı halde kanaat sahibi olmaktan daha değerli bir ziynet yoktur. (İmam Şafii)

Kötülükten kaçmayan bilgin, ışık tutan bir kördür, başkalarına doğru yolu gösterir, ama kendisi göremez. (Sâdî)

İlim bir avdır, onun kösteği yazmaktır. (Safiyyü'l-Hılli)

Biz, ilmi yazmayan kişiyi, ilmi bilen kişi olarak kabul etmezdik. (Muaviye bin Kurre)

İlim öğrenilen değil, yaşanandır. Yaşanmayan ilim geçmeyen para gibidir. (İmam Şafii)

İlmin de ehli vadır. Onun ehlinden başkasına verirsen ziyan etmiş, ehline vermezsen ihanet etmiş olursun. (Süfyan bin Uyeyne)

En güvendiğim sağlam amelim (çabam) ilmi yaymak için yaptığım çalışmadır. (Ata bin Meysene)

Önce yol bil, sonra yol göster. Yolu görememişsen mürşitlik davasını bırak. (Nâsır-ı Hüsrev)

İlmi ile amel etmeyen âlim, başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir. (İmam Gazalî)

Halkın içinden kaçmak marifet değildir. Asıl marifet halkın içinde iken kendi içine dönebilmektir. (Ebû Bekir Şibli)

Borcunu azaltırsan hür yaşarsın, günahlarını azaltırsan rahat ölürsün. (Hz. Ömer)

Öğünmeyiniz! Hem topraktan yaratılmış hem de toprağa dönünce kendisini kurtların yiyeceği insanın övünmesi neye yarar! (Hz. Ebû Bekir)

Hurma ağacına bakınız. Başı dik olduğu için Allah ona meyvelerini taşıtıyor. Kabak, kavun, karpuz gibi bitkiler yüzünü ve dallarını yere koyduğu için Allah onların meyvelerinin yükünü toprağa taşıtıyor. (Ahmed er-Rufai)

Dindarsan kendini beğenmişliği bırak, kendini görmezsen Allah'ı görürsün. (Nasr-ı Hüsrev)

Allah'a karşı isyan bayrağını çektiren günahların başında kibir gelir. (Avn İbn-i Abdullah)

Bir günah ki kaynağı şehvettir, affa mazhar olacağı umulur; ama bir günah ki kibirden kaynaklanır onun için mağfiret umulmamalıdır. (Seriyyü's-Sakati)

Bir kimsede kibir varsa bu, söz söylerken soğan gibi kokar. (Mevlânâ)

Dağları iğneyle kazmak, kalbden kibri söküp atmaya nazaran daha kolaydır. (Ebû Haşim Sofi)

İsyanda olanların mahçup hali, benim için ibadette olanların mağrur halinden daha sevimlidir. (Yahya Vâiz)

Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna dalalet eder. (Hz. Ali)

Bir Müslümanı küçük gördüğün zaman karşılığında iman ve irfan duygusunun azalışını görürsün. (Ebû Bekir bin Hamid Tirmizi)

Câhilin yüz faydası bir zararını karşılamaz. (Nâsır-ı Hüsrev)

Akraban da olsa câhille ilgini kes. Çünkü vereceği sıkıntı, sağlayacağı huzurdan fazla olur. (Nâsır-ı Hüsrev)

Rızık, bilgi ile artsaydı câhilden zor geçinen olmazdı. (Sâdî)

Âlim, ölse de yaşar; câhil yaşarken ölüdür. (Hz. Ali)

İnsanların en câhili, ahiretini başkasının dünyası için satandır. (Hz. Ömer)

Cimri insan dünyada fakirler gibi yaşar, ahirette zenginler gibi sorguya çekilir. (Hz. Ali)

Kıyamette bir devenin iğne deliğinden geçmesi, cimri bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır. (Vehb ibn-i Münebbih)

İnsanların malca en cimrisi, namusca en cömertidir. Yani malına kıymaması, namusunun ayak altı olmasına sebep olur. (İbn-i Mu'tez)

Cömertliğin aslı, kendi malından verip, başkasının malını korumaktır. (Hz. Ali)

Bir kimsenin Allah'ı sevmesinin belirtisi üçtür: Deniz gibi cömertlik, güneş gibi şefkat, yer gibi tevazu. (Bâyezid Bistâmi)

Amellerin (güzel işlerin) şahı üçtür: Mal az olduğunda cömert olmak. Yalnızken Allah'tan korkup haramdan sakınmak.korkulan kimsenin huzurunda doğruyu söyleyebilmek. (Bişr-i Hafi)

Sıkışık zamanında imdadına koşacak kimse isteyen, bolluk içindeyken cömert olmalıdır. (Şeyh Sâdî)

En hayırlı cömertlik, ihtiyaç sahibini arayıp ona vermektir. (Ebû Süleyman Dârânî)

Allah'a giden yolun köprüsü, malını O'nun uğruna saçmaktır. (Şems-i Tebrîzî)

Herhangi bir kimseyi ne dünyasının ne de âhiretinin emrinde çalışır olarak görmezsem ondan nefret ederim. (ibn-i Mes'ud)

Çalışmak en hayırlı maldır. (Hz. Ömer)

Hazine, eziyet çekene, çalışıp çaba gösterene gözükür. (Mevlânâ)

Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamazlar; tenbeller ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar. (Hz. Ali)

Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, Dostunun yüz karası düşmanının maskarası. (Mehmed Akif)

Üç şey kalbi öldürür: Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak. (Fudayl bin İyaz)

İnsanları iki şey mahveder: Fazla mal toplama hırsı ve çok konuşmak. (İbrahim en-Nehâi)

Üç şey kalbi katılaştırır: Çok yemek, çok konuşmak, çok uyumak. (Mâlik bin Dinar)

Herşeyin bir helâk sebebi vardır, kalb nurunun helâk sebebi tokluktur. Her şeyin bir pası vardır, kalb nurunun pası tokluktur. (Ebû Süleyman Dârânî)

Dervişlik, elenmiş ve üzerine su dökülmüş toprağa benzer, böyle toprak ne basanın ayağını incitir ne de üzerine toz kondurur. Derviş de böyle kimseyi incitmez. (M. Alauddin Âbizî)

Dervişlik herkesin yükünü çekmek, fakat kimseye kendi yükünü çektirmemektir. (Ubeydullah Taşkendî)

Bilirken susmakta, bilmezken söylemekte olduğu gibi hayır yoktur. (Hz. Ali)

Dil bedenin denge organıdır. Dil doğru olursa diğer organlar da doğru olur. (Hz. Ali)

Ayıplarını örtmek ve nefsini selamete ulaştırmak istersen az söyle çok dinle. (Hz. Ali)

Dil yırtıcı bir hayvana benzer, ipini biraz gevşetin, ısırır. (Hz. Ali)

İnsanın kaderi dili altında saklıdır. (Hz. Ali)

Her kötülükten uzak kalmanın yolu dilini tutmaktır. (Hz. Ali)

Sükut, insanın en nefis elbisesidir. (Hz. Ömer)

Rahat ve huzur on kısım ise, dokusu susmaktır. (Hz. Ömer)

İnsan, ayağını bastığı yerden çok diline dikkat etmelidir. (Ebû Hâzım Mekki)

İnsan kalbi bir sandıktır; dudaklar, onun kilidi, dil ise anahtarıdır. İnsana o anahtarı iyi muhafaza etmek düşer. (Ömer İbn-i Abdülaziz)

Dilini tutmayı alışkanlık haline getiren güven içinde yaşar. (Feridüddin Attar)

Nefsi en iyi şu dört şey terbiye eder: Susmak, açlık, yalnızlık, uykusuzluk. (Feridüddin Attar)

Dilsiz, dilini tutmayan dilliden çok üstündür. (Sâdî)

Dili korumak, altını ve gümüşü korumaktan daha zordur. (Muhammed ibn-i Vasi)

Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan dünyaya meyletmeyi bırak, özür dilemekten kurtulmak istiyorsan diline hakim ol. (Mansur bin Ammar)

Ya Rabbi! Doğruyu doğru olarak bize göster ve ona uymak için kuvvet ve kudret ver. (Hz. Ebû Bekir)

Başkalarının düzeltmek için önce kendinizi düzeltiniz. (Hz. Ömer)

Bir doğruyu savunurken ona önce kendimiz inanmalıyız. (Hz. Ali)

Mertlik, açıkta yapılmasından utanılacak bir şeyi gizli olarak da yapmamaktır. (Nuşirevân-ı Âdil)

Şüpheli bir dirhemi geri vermek, bin dirhem sadaka vermekten daha üstündür. (Abdullah ibn-i Mübarek)

Doğruluk, kalbin konuşmasıdır, yani kendisinde olanı söylemesidir. (Ebûlhasen Harakani)

Bana dünyadan üç şey sevimli oldu: Geceleri namaz kılmak, hastaları ziyaret etmek, sözün doğrusunu söylemek. (Hz. Hasan)

Doğru söylediği için zincire vurulmak, yalan söyleyerek zincirden kurtulmaktan iyidir. (Sâdî)

Zalim bir idarecinin yanında doğruyu söylemekten daha üstün bir sadaka yoktur. (Meymun İbn-i Mihran)

İnsanın üç dostu vardır:*
1. Şahsi dostu,*
2. Dostunun dostu,
3 Düşmanının düşmanı. (Hz. Ali)

Herşeyin hayırlısı yenisidir; fakat dostun hayırlısı eski olandır. (Hz. Ali)

Birçok kimseye dostluk gösterdim, onlardan bir karşılık görmedim, yine de dostluktan vazgeçmedim. (Hz. Ali)

Hakiki dost, sıkıntı zamanında imdada yetişendir. (Hz. Ali)

Dostların kalbini kırmakla düşmanların arzularına hizmet etmiş olursun. (Hz. Ali)

Dostlarla yapılan sohbetle boy ölçüşecek güzel davranış yoktur. Onların ayrılığı kadar da keder veren birşey yoktur. (İmam Şafii)

Bizde bu aleme meyil kalmamıştır. Dostların gelip bizi bulamayınca gönülleri kırık dönmeleri tek üzüntümüzdür. (Alaeddin Attar)

Zamanımız insanlarının dostluğu çarşı yemeği gibi, rengi ve görünüşü güzel, fakat tadında iş yok. (Mâlik bin Dinar)

Halini iki kişiden gizleme: Uzman doktordan, gerçek dosttan. (Feridüddin Attar)

Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır. (Mevlânâ)

Çiçeksiz bahçenin zevki olmadığı gibi dostsuz hayatın da zevki olmaz. (Nâsır-ı Husrev)

Biriyle dostluk kurmak iyi bir şey, bu dostluğu sonuna kadar bağlı kalmak büyük bir iştir. (Nâsır-ı Husrev)

Akıllı ve içindeki düğümleri çözen bir dosta sahip olan kimse ne bahtiyardır. (Nâsır-ı Husrev)

Senin dindarlığını arttıran dost, her karşılaştığında avucuna bir altın koyan dosttan daha hayırlıdır. (Bilal İbn-i Sa'd)


Yedi şeyde hayır yoktur:*
Huşu olmayan namazda,
lüzumsuz tutulan oruçta,*
acele Kur'an okumakta,*
günahlara engel olmayan ibadette,*
cömertlik bulunmayan malda,*
samimiyet bulunmayan dostlukta,*
ihlâs olmayan duada. (Hz. Ali)

Dualar kabul olacak, hemen dua edin dense, ben duayı devlet büyükleri için yapardım. Çünkü benim iyiliğimle halk birşey kazanmaz. Ama idare edenlerin iyi olmaları ile Müslümanlar çok şey kazanır. (Fudayl bin İyaz)

Dua yapmaktan mahrum olmam, benim için duama icabet edilmesinden çok daha zordur. (Ebû Hazım Mekki)

Duada mübalağa etmek rızanın şartı değildir. (Davud Kassar)

Dünyaya az meylet, rahat yaşarsın.
Allah, dinini düzelten kişinin dünyasını da düzeltir. (Hz. Ali)

Dünya yılan gibidir, cildi yumuşak zehiri öldürücüdür. Hoşuna giden şeylerden uzaklaş ki sana yaklaşmasın. (Hz. Ali)

İnsanlar dünya işlerinde hırs içinde akıl ve kuvvete göre pay alamazlar. Nice büyük insanlar vardır ki dünya onlara gülmez. Eğer kuvvet ve zorbalıkla dünya ele geçseydi, kartallar serçe kuşlarına rızık bırakmazlardı. (Hz. Ali)

"Dünya sizi aldatmasın!" Bunu kim söylüyor? Cenab-ı Hakk söylüyor. Dünyayı onu yaratandan daha iyi bilen olur mu? O halde dünyadan sakının. (Hasan Basrî)

Ademoğlunun canı dünyadan ancak üç hasretle çıkıyor: Derlediğinden doyasıya yiyememek, emeline varamamak, yapacağı sefer için yeterli azık edinememek. (Hasan Basrî)

Sevgilinin sevmediğini sevmek, sevgi alâmeti değildir. Rabbimiz dünyayı kötüledi, biz ise onu övmekle meşgulüz. (İbrahim Edhem)

Nasıl ki beden hastalandığı zaman yeme, içme, uyku ve istirahatten zevk almazsa, kalb de dünya hastalığına tutulunca vaz ve nasihatten zevk almaz. (Mâlik bin Dinar)

Dünya şehvetlerle donatılmış, âfetlerle kuşatılmıştır. Dünya malının helalinin hesabı, haramının azabı vardır. Dünyaya yakınlık ve ilginiz ona göre olsun. (İbn-i Semmak)

Dünyayı arayıp ahireti bulanı hiç görmedik. Ama ahireti arayıp dünyayı bulanı gördük. (Ebû Said Hasan Basrî)

Dünyanın az şeyini istemek, ahiretin çok şeyini kaybetmek demektir. (Ka'b el-Kurâzî)

Dostlar arasında ülfet ve bağlılığın kalkması, dünya sevgisi sebebiyledir. (Hamdun Kassar)

Ahireti isteyen, dünyasına zarar verir; dünyasını isteyen ahiretine zarar verir. Sen ebedi olan için fani olana zarar ver. (Amr bin Mürre)

Dünya üzerindekileri besler, büyütür, sonra onları yine kendi yer. (Ahmed er-Rufaî)

Akılsızlık alâmeti dörttür: Ahmağa fikir danışmak, cahile para vermek, dostların öğütlerini dinlememek, dünyadan ibret almamak. (Feridüddin Attar)

Akrabanın düşmanlığı ve dostların eziyeti yılan zehirinden daha acıdır. (Hz. Ali)

Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır. (Hz. Ali)

Açık kalb ile konuşan düşman, içinden pazarlıklı dosttan daha iyidir. (Hz. Ali)

Akıllı düşmanla istişare kabildir; fakat cahil dostun reyinden kaçınmalıdır. (Hz. Ali)

İki düşman arasında öyle konuş ki barıştıkları zaman utanmayasın. (Sâdî)

İnsanın, kusurlarını sayan düşmanlarından edeceği istifade, kendisini öven dostlarından edeceği istifadeden daha fazladır. (İmam Gazali)

Düşmanın senden emin olmadıkça kâmil bir kişi olamazsın. (Bişr-i Hafi)

Bir kişinin düşmanlığına karşılık, bin kişinin dostluğu verilse dahi alma. (Ebû Said Hasan Basrî)

Edeb, haddini bilmektir. (Hz. Ali)

Himayen altındakilere iyilik yapmak istersen onlara edeb öğret. (Hz. Ali)

Babaların evlatlarına bıraktıkları servetin en hayırlısı edebtir. (Hz. Ali)

Her kim edepten mahrum kaldı, cümle hayırlardan mahrum kaldı. (İbn Atâ)

Aslında insanla hayvan arasındaki fark da edebdir. Bütün Kur'an'ın manası ayet ayet edebten ibarettir. (Mevlânâ)

Bir inasın layık olmadığı yere koymak zülumdur. (Hz. Ali)

İnsanların evveli bir damla su, sonu ise toprak olmaktır. Asıllarındaki bir şeyle övünenler ancak su ve toprakla övünmektedirler. (Hz. Ali)

Üç haslet ibadet etmekten daha değerlidir: Gaflet uykusundan uyanmak; nefse dilediğini vermemek; Allah korkusundan ağlamak. (Ebû Bekir Kettânî)

Gafilin üç alameti vardır:*
çok yanılmak,*
çok eğlenmek,*
çok unutmak. (Vehb ibn-i Münebbih)


Allah'a yemin ederim ki, gıybet, müminin dinini ifsad (bozma) hususunda, cüzzamın bedeni ifsad etmesinden çok daha hızlıdır. (Hasan Basri)

Dört şeyi dört şeyden temizle: Dilini gıybetten, kalbini kıskançlıktan, mideni haram lokmadan, davranışlarını riyadan. (Feridüddin Attar)

Senin yanında başkasını çekiştiren, seni de başkasının yanında çekiştirir. (İmam Şafii)

Kalbler, içi boş kablara benzer, hayırlı olanı hayırla dolu olandır. (Hz. Ali)

Kalb kör olduktan sonra gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur. (Hz. Ali)

Topraktan biten güller solar gider, gönülden biten güller ise devamlıdır. (Mevlânâ)

Kendisinden başkasından boş olmak şartıyla Allah katında en makbul organ kalbdir. (İmam Gazali)

Çok gülenin heybeti azalır, çok konuşan çok yanılır, böylelerinin hayâsı gider. (Hz. Ömer)

Günahtan sakınmak, tövbe ile uğraşmaktan daha kolaydır. (Hz. Ömer)

Kötü yolları öğrenmemen için günahkarlarla sohbet etme. (Hz. Ömer)

Günahtan korkmayan ile düşüp kalkmak, kıyamet gününde insana utanç olur. (İmam Şafii)

Sahibine üzüntü veren günah, sahibine gurur veren ibadetten hayırlıdır. (Ata-i İskenderi)

Günah işlediği zaman üzüntü değil sevinç duyanların hali, günah işlemekten daha beterdir. (Mansur bin Ammar)

Hayret ederim o kişiye ki, hastalık korkusuyla yemekten perhiz eder de, cehennem korkusuyla günahtan perhiz etmez. (Yahya bin Muaz)

Allah'tan korkan günahkar, ibadetine güvenen âbidden daha makbuldür. (Sâdî)

Nefse, günahtan kaçınmak ibadet yapmaktan daha zor gelir. Onun için günahtan kaçınmak daha sevaptır. (İmam Rabbânî)

İşlenen günahların kokusu olsaydı, günahlarımın kokusu yüzünden hiçbiriniz bana yaklaşmazdı. (Muhammed İbn-i Sirin)

Biz, harama düşmek korkusuyla helâlin de onda dokuzunu terkederdik. (Hz. Ömer)

Her haram içki gibi sarhoşluk verseydi, hiç kimseyi ayık göremezdin. (Mevlânâ)

Haram para ile sadaka veren, hayır işleyen kimse, kirlenmiş elbiseyi idrar ile yıkayana benzer. (Süfyan-ı Sevri)

Haram yiyenlerin yedi azası istese de, istemese de günah işler. Helâl yiyenlerin bütün bedeni ibadet eder. (Abdullah Tusteri)

Hasetçinin, senin sevindiğin zaman üzülmesi, intikam olarak sana yeter. (Hz. Ömer)

Kıskanç, vücutça sıhhatli görünse de, hasedin tesiriyle muzdarip ve hastadır. (Hz. Ali)

Ölümü çok hatırlayanda ne neş'e olur ne de haset. (Ebü'd-Derda)

Dört şeyden uzak durmalıdır: Haset, kibir, öfke ve kıskançlık. (Feridüddin Attar)

En büyük ayıp, başkalarında gördüğümüzde beğenmediğimiz bir ayıbın kendimizde bulunmasıdır. (Hz. Ömer)

Bir hata işlediğiniz zaman Allah'tan bağışlanma dileyiniz. Çünkü hatalar, insanlar yaratılmadan önce yaratılmıştır. Bütün tehlike hatada ısrardadır. (Ebû Abdullah Câfer-i Sâdık)

Ey Ademoğlu! Sen imanın hakikatını ancak, sende bulunan bir ayıptan dolayı halkı ayıplamayı terkettikten sonra elde edebilirsin. (Hasan Basri)

Sofiliğin şartı insanların kusurlarını görmemektir. (Ahmed er-Rufai)

Daima başkalarının kusurlarını gören, bir gün rüsvaylık içinde ağzını açamaz olur. (Feridüddin Attar)

Herkesi kusurları ilk anan bir kimsenin senden de teşekkürle söz edeceğini sanma. (Sâdî)

Utanması olmayanın kalbi ölür. (Hz. Ömer)

Kulun nefsini tanımamasının alameti haya ve Allah korkusu azlığıdır. (Ahmed bin Âsım el-Antâki)

Allah Teâlâ'ya itaat etmek bir hazineye benzer. Bu hazinenin anahtarı dua, bu anahtarın dişleri de helâl lokmadır. (Yahya bin Muaz)

İmanın hakikatine kavuşmak için dört şey lazımdır: farzları edeble yapmak; helâl yemek; haramlardan sakınmak ve bunlara ölünceye kadar devam etmektir. (Abdullah Tüsteri)

Elif okuduk ötürü, pazar eyledik götürü; Yaradılmışı hoşgördük, yaradandan ötürü. (Yunus Emre)

Gerçek anlaşılıncaya kadar Müslüman kardeşinin yaptıklarını iyiye yor. (Hz. Ömer)

Bir din kardeşine ait sevmediğin bir iş duyarsan birden yetmişe kadar özür kapısı araştır. Bulamazsan, belki benim anlayamadığım bir özrü vardır de ve kapa. (Ebû Abdullah Cafir-i Sâdık)

Bir mümin hakkında iyi düşünceler besleyip de yanılmak, kötü zanda bulunup da isabet etmekten daha hayırlıdır. (İmam Gazali)

İlimsiz yapılan ibadette, anlayış vermeyen ilimde, tefekküre götürmeyen Kur'an okumada hayır yoktur. (Hz. Ali)

Arzularınla arana demirden bir duvar koymadıkça, ibadetin ve kulluğun tadına varamazsın. (Bişr-i Hafi)

Vakit çok kıymetlidir. Ancak kıymetli şeyler için kullanılması gerekir. İşlerin en kıymetlisi ise Allah'a ibadet etmektir. (İmam Rabbani)

İnsanlar genellikle iki sebebten helâk olurlar:*
1- Farzların vaktini geçirerek nafile ibadetlere dalmak,*2- İbadetleri kalb ile birlikte değil de sadece organlarla yapmak. (Muhammed Ebû Verd)

İbadetlerin en makbulü, gizliliğine en çok riayet edilendir. (Tavus bin Keysan)

İbadet eden kimse, yaptığı ibadete bakar da kendini bir din kardeşinden üstün görmeye kalkarsa yaptığı ibadet hiç olur. (Süyfan-ı Sevri)

İhlâs, güzel bir iş yaptığında onun konuşulmasından hoşlanmaman, o güzel işinden dolayı övgü beklememendir. (Ahmed ibn-i Asım el-Antaki)

İhlâs, amel eden kişinin amelinin kabul edilmesine vesile olan şeydir. (Ebû Hayır Nessâc)

Bir şeyin zıddı bilinmez ise kendi de bilinmez. İhlâs da, zıddı olan riyayı tanıyıp onu terketmekle bilinebilir. (Ebû Osman Mağribi)

Her kim ihlâsla bir amel işlese de sonradan onunla övünse, o kimse bu kabul olunmuş ameli iyilik divanından siler, riya divanına yazar. (Süfyan-ı Sevri)

Her kim güzel bir ameli halk görmesin diye terkederse riyadır; halk görsün diye işlerse şirktir; ikisini de terk eder ise ihlâstır. (Malik bin Dinar)

İman, Yüce Allah'ın gayba ait bildirdiği her şeyi nefsin tasdik etmesidir. (Muhammed ibn-i Hafif)

İman çıplaktır, onun elbisesi takva, süsü haya, sermayesi ilimdir. (Ebû Hüreyre)

İnsanlar kainatta bulunan şeylere bakıp görmekle değil, bunları yaratan Yüce Zatı düşünmekle huzur duyabilir (Ebû Huseyin Nuri)

Gerçeği, insanların ölçüleri ile değil; insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı. (Hz. Ali)

İnsan ile insan arasında fark vardır. Bir de mirden hem nal, hem de kılıç yapılır. (Nizami)

Dünya bir ağaca benzer, biz insanlar bu ağaçta yarı ham, yarı olgun meyveler gibiyiz. (Mevlânâ)

Birkaç günlük bir nafakayı bir günde harcayan ev halkına ben buğzederim. (Hz. Ebû Bekir)

Müsrif adam üç yanlışı tekrarlar: Kendine lazım olmayanı alır, kendine ait olmayanı giyer, kendine layık olmayanı yer. (Vehb ibn-i Münebbih)

Danışmayı terk eden doğru yolu bulamaz. (Hz. Ali)

Bir iş bir kere geri kalırsa hiçbir vakit ilerlemez. (Hz. Ömer)

En bedbaht, en muzdarip kimse, yapacak bir işi olmayan kimsedir. (Bediüzzaman)

Her şeyin bir şerefi vardır, iyiliğin şerefi de çabuk yapılmasındandır. (Hz. Ömer)

İyilik ediniz, onun karşılığında kötülük göreceğinizi hiç aklınıza getirmeyiniz. (Hz. Ali)

İyilik, sana kötülkü edene iyilik etmendir. İyiliğe karşı iyilik etmek, satın aldığın bir şeyin parasını vermeye benzer. (Süfyan-ı Servri)

Bir kul, iyiliği dolayısıyla yeryüzünde övülürse, gökyüzünde de övülür. (Ka'ab el-Ahbar)

Ne kadar yoksul ve aç olursa olsun kanaat sahibi zengindir. (Hz. Ali)

Rızkın ne ise ona kavuşursun, hiç üzülme. Kul kanaat sahibi olduğu zaman hürdür. Hırsa kapıldığında köle olur. Kalbinden tamahı çıkar ki ayalarındaki zincir çözülsün. (Ahmed er-Rufâî)

Hırsını satarak onun parası ile kanaat satın alan kimse, izzet ve şerefle zafere ulaşır. (Ebû Bekir Kettânî)

Kanaat etmekten hiç kimse ölmedi, hırs da hiç kimseyi zengin etmedi. (Mevlânâ)

Üç haslet evliya sıfatıdır:*
Allah'a tevekkül,*
Allah'tan başkasından birşey beklememek,*
kanaat etmek. (Yahya ibn-i Muaz)

Allah beş şeyi beş yere yerleştirmiştir: İzzeti, ibadet ve itaate; zilleti, günaha; heybeti, geceleyin kalkmaya; hikmeti, boş karına; zenginliği de kanaate. (Kuşeyri)

İçinde bulunduğu meşguliyet seni arayıp bulmasına engel olan, fakat kalbinde sevgini taşıyan kimse senin din kardeşin sayılır. (Mâlik bin Dînar)

Üç durumda din kardeşinizi yalnız bırakmayınız: Hastalandıklarında ziyaret ediniz, meşguliyetlerinde yardım ediniz, unuttuklarında hatırlatınız. (Ata ibn-i Meysere el-Horasânî)

Kendisine minnet etmeğe mecbur olduğun kimse senin kardeşin değildir. (İmam Şafi'î)

Komşusu, arkadaşı ve akrabası tarafından iyi denen kimse gerçekten iyidir. (Hz. Ömer)

İyi komşuluk, sadece komşuya eziyet etmemek değil, onun verdiği eziyete de katlanmaktır. (Hasan Basri)

Kötülüklerini herkesin görmesinden çekinmeyen kimse insanların en şerlisidir. (Hz. Ali)

Bir müslüman kardeşine yapacağın en büyük kötülük, kızdığın zaman hayırlı işleri gizlemen, şerli yönünü anlatmamandır. (Muhammed ibn-i Sirin)

Manevi lezzeti üç şeyde arayın:*
Namazda, zikirde ve*
Kur'an okumakta. Bulunsanız ne âlâ! Bulamazsanız kalbiniz hasta demektir. (Hasan Basri)

Mal ve servet hasislerde, silah korkaklarda, otorite ve yetki zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebû Bekir)

İnsanları iki şey mahveder: Mal toplama hırsı ve çok konuşmak. (İbrahim en-Nehai)

Her kim ki, kendisinde Allah'ın yarattıklarına karşı merhamet yoktur, o kimse Hak ehlinin yükseldiği makama yükselemez. (İbrahim Düssuki)

Hiçbir din yolcusu, bütün insanları sevinceye, onlara şefkat besleyinceye, görünen ayıplarını örtünceye kadar olgunluğa ulaşamaz. (İbrahim Düssuki)

İslâm'ın üstün değerler sistemi olduğunu Müslüman olmayanlara anlatmak istiyorsak, onlara, her şeyden önce bizim İslâm'ı temsil etmediğimizi söylemek zorundayız. (Muhammed İkbal)

Nasihat dünyanın en pahalı mücevheri kadar değerli olduğu halde ekseriya pek ucuza satılır. (Hz. Ali)

Dil ile öğüt verene değil, davranışları ile örnek olana uymalıdır. (Muhammed ibn-i Hafif)

Tasavvuf yolunda bulunan kişinin yapacağı ve dikkat edeceği en mühim şey nefsini hesaba çekmektir. (Ebû Osman Mağribi)

En büyük nimet nefsin arzularından kurtulmaktır. Çünkü nefis kişi ile Allah arasında bulunan perdelerin en büyüğüdür. (Ebû Bekir Temestani)

Bütün Kur'an nefislerin kötülüklerini bildirmek ve açıklamaktan ibarettir. (Mevlânâ)

Nefis bir katırdır, amel ibadet ve taat da onun yüküdür. (Vehb ibn-i Münebbih)

Nefsini zelil kılan kimseyi Yüce Allah aziz kılar ve o kişinin derecesini yükseltir. Nefsini beğenen kişiyi de Allah zelil ve hakir kılar. (Ebû Hasan Buşenci)

Nefsi en iyi şu dört şey terbiye eder: Susmak, açlık, yalnızlık ve uykusuzluk. (Feriduddin Attar)

İnsanların en zayıfı, nefsani arzularından el çekmede aciz kalandır. En güçlüsü de, bu arzuları terketmeye güç yetirendir. (Davud Kassar)

Salih bir kişi için en kötü şey nefsine kolaylık göstermektir. (Muhammed ibni Hafif)

Nefsinden gördüğü şeyleri iyi sanan ayıplarını göremez. Ancak nefsinin ayıplarını arayan, ondan gelen şeyleri elekten geçiren kendi kusurlarını bulur ve görür. (Hayır Nisaburi)

Bir kimse nefsini terbiye etmekten acizse, başkasına edeb öğretmek işinde daha acizdir. (Seriyy'üs-Sakati)

Nefsimi elimde tutabilseydim parça parça doğrar hayvanların önüne yem olarak atardım. (Süleyman ibn-i Mihran)

Nefis, üç köşeli bir dikendir; ne türlü koysan batar. (Mevlânâ)

İyilikte her düşmanı dost edinebilirsin, oysa nefsin ona iyilik ettikçe düşmanlığını arttırır. (Sâdî)

Nice küçük amel (iyilik ve ibadet) vardır ki niyet onu büyük yapar; nice büyük amel vardır ki niyet onu küçük yapar. (Abdullah ibn-i Mübarek)

Öfke, düşünceyi, muhakemeyi, hafızayı bulandıran en kötü çamurdur. (Atiye Keskin)

Bir kimsenin cimrilik adeti ile öfke duygusu körelmedikçe muttakiler sınıfına geçemez. (Abdullah el-Müzeni)

Öfkenin aşırısı, kişiyi özür dilemek küçüklüğüne iter. (Amr bin As)

Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız açılmış gibidir. (Hz. Ebû Bekir)

Ölmek felaket değildir, öldükten sonra başa gelecekleri bilmemek felakettir. (İmam Rabbani)

Üç şey kalbin paslanmış olmasının alametidir:*
1. Allah'a ibadetten zevk almamak,*
2. Günaha düşmekten korkmamak,*
3. Ölümden ibret almayıp dünyaya daha çok bağlanmak. (İbrahim Edhem)

Ey insanlar! Ölünce peşinizden size ağlanmadan önce, siz kendinize, kendi halinize ağlayın. (Abdülkadir Geylâni)

Ölümü hatırlamak kalbi temizler, insanı dünyaya ve dünyadakilere bağlanmak felaketinden kurtarır. (Abdülkadir Geylâni)

Ölüm büyük bir olaydır, büyük bir tehlikedir. İnsanlar bunu bilmiyorlar. (İmam Gazali)

İki şeyi asla unutma: Allah'ı ve ölümü; İki şeyi de unut: Yaptığın iyiliği, gördüğün kötülüğü. (Lokman Hekim)

Sizi mezarda takip etmeyecek olan her şeyle alakanızı kesiniz. (Mevlânâ Alâuddin)

Ömrünü faydasız ve boş şeylerle geçiren, tarlaya tohum etmek vaktini kaçırır, hasat zamanı geldiğinde pişman olur. (Hz. Ebû Bekir)

Rızkın Allah Teâlâ'dan olduğuna inanan kimse, zengin olunca sevinmez, fakirleşince üzülmez. (Hâtem-i Esam)

Bir kimse yaptığı hayırların ve iyi işlerin bilinmesinden ve konuşulmasından hoşlanıyorsa Allah'a şirk koşmuş olur. (Ahmed ibni Ebûl-Havârî)

Riyakâr, memnun ettiğin zaman, seni sende bulunmayan vasıflarla anan; darılttığın zaman yine seni sende bulunmayan kötülüklerle anıp anlatandır. (İmam Şafii)

Doğruluk, yaptığını Allah için yapmaktır; halk için yapmak ise riyadır. (Ebû'-l-Hasen Harakânî)

Sabır, belayı*hafifletir. (Hz. Ali)

Hiç kimse, kendisine sabır verilen kimse kadar Allah'ın lütfuna uğramamıştır. (Hz. Ali)

Sabır ve sebat insanların iki büyük yardımcısıdır. (Hz. Ali)

Sabrın insandaki mevkii, başın vücuttaki mevkii gibidir. (Hz. Enes)

Sabır, yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır. (Kuşeyri)

Belaya feryad eden, Allah'a kafa tutmuş olur. Feryad etmek belayı geri çevirmez, ama sabretmenin ecir ve sevabını yok eder. (Şakik Belhi)

Sevgi ile, bulanık, tortulu sular arı duru bir hale gelir. (Mevlânâ)

Sevgiden ölüler dirilir, sevgiden padişahlar kul olur. Sevgiden bakırlar altın kesilir. (Mevlânâ)

İyi amellerim arasında en değerli bulduğum, salih bir zata olan sevgimdir. (Abdullah el-Müzeni)

Hakiki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde eksilmeyendir. (Yahya bin Muaz)

Sırrını saklayanın iradesi elindedir. (Hz. Ömer)

Sende bulunduğu zaman gizli kalmasını istediğin şeyi, başkalarında görünce ifşa etme. (Hamdun Kassar)

Her insan sırdaş olamaz. Her testi su tutamaz. (Nâsır-ı Husrev)

Ne söylediğine ve ne zaman söylediğine dikkat et. (Hz. Ebû Bekir)

Söz, ilaç gibidir; azı yaşatır, çoğu öldürür. (Hz. Ali)

Bir söz kulağa gelip orada kalıyor, kalbe ulaşmıyorsa, o söz dudaktan söylenmiştir. Bir söz kulağı aşıp kalbe ulaşıyorsa o söz gönülden söylenmiştir. (Hz. Ali)

Akıl tamamlandığında söz noksanlaşır. (Hz. Ali)

Önce düşün, sonra söyle, çünkü önce temel sonra duvar gelir. (Sâdî)

Hoşa gitmeyen söz söyleme, çünkü bu sözün karşılığı da hoşa gitmez. Dağda güzel ses çıkar ki dağ da onu güzel aksettirsin. (Nâsır-ı Husrev)

Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz. (Fatih Sultan Mehmed)

Güzel sözler, petekten damla damla sızan bala benzer. İnsanın ruhuna tat verir. (Hz. Süleyman)

Sözün revaç bulduğu, buna karşılık işin hiç olduğu bir devreye yetişirsen, şerli insanlar arasında kaldığını ve şerli bir zamanda yaşadığını bilesin. (Ebû Hâzım)

Cenneti arzulayan bir kimse, mutlaka dünyada şehvetlerinden fedakarlık etmelidir. (Hz. Ali)

Şehvet şeytanın yularıdır. Bu yuları şeytana kaptıran ona kul olur. (Ebû Bekir Kettâni)

Organlarını şehvetlerle razı eden bir kimse, kalbine pişmanlık ağacını diktiğini bilmelidir. (Ebû Yahya el-Verrak)

İnsanların en zayıfı, şehvete esir ve nefsine oyuncak olandır. (İbrahim bin Davud Rıkkî)

Bir adamın şöhretine, görünüşüne bakmayın. Bir kimsenin namaz ve niyazına aldanmayın. Ancak aklına ve doğruluğuna bakınız. (Hz. Ömer)


Kıyamette şeriatten sorulur. Ebedi hayata giriş ve azaptan kurtuluş, şeriatın yerine getirilmesine bağlıdır. (İmam Rabbani)

Şeriat üç bölümdür: İlim, amel, ihlâs. Bunlardan herbiri yerine getirilmedikçe şeriat gerçekleşemez. (İmam Rabbani)

Şeriat muma benzer, yol gösterir. Fakat mumu ele almakla yol aşılmış olmaz. Yola koyulmak gerekir. Yola koyuldun mu bu gidişin adı tarikattır. Maksadına ulaştın mı o da hakikat. (Mevlânâ)

Pergel gibi bir ayağımızla şeriat üzerinde sabitken diğeriyle yetmiş iki milleti dolaşırız. (Mevlânâ)


Zillete düş, fakat şöhret isteme. Başkaları seni söylesinler diye yükselmeye çalışma. (Hz. Ali)

Bir kişi tanımıyorum ki, tanınmasını sevsin de bu yüzden dini gidip rezil olmasın. (Bişr-i Hafi)

İster din, ister dünya işlerinde, bir kimsenin parmakla gösterilmesi şöhret afeti olarak kafidir. (İbrahim en-Nehai)

İnsanoğlu üç perdeyi gönlünden gidermeyince ona Allah yolu açılmaz: Dünyayı mülk olarak verseler sevenmemek, dünya kendisinin olsa da elinden alsalar yerinmemek; şöhretten ve övülmekten hoşnut olmamak. (İbrahim Edhem)

Şükür, nimetlerin süsüdür. (Hz. Ali)

Allah'ın verdiği nimeti, O'nun razı olduğu yerde harcamakla şükür, razı olmadığı yerde harcamak nankörlüktür. (İmam Gazali)

Allah'ın ihsan ettiği nimetlerle O'na isyan etmemek, o nimetleri haram olan yerde asla kullanmamak şükürdür. (Cüneyd-i Bağdâdî)

Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. (İmam Şibli)

Şarap, tamahkarlık kadar aklı baştan alamaz. (Hz. Ömer)

Tamahta zillet (aşağılık duruma düşmek) vardır. (Hz. Ali)

İşten evvel tedbir, pişmanlığa yer bırakmaz. (Hz. Ali)

İtaat ve ibadetle iş bitmez. Söz söylemekte, etrafa bakmakta, yemek yemekte fevkalade ihtiyatlı olmak lazımdır. (Mevlânâ*
Alâuddin)

İnsanı vaktinten önce yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir. (Hz. Ali)

Dört şey bedbahtlık işaretidir: Câhillik, tembellik, kimsesizlik, nâkeslik (kimseye iyiliği dokunmamak) (Feridüddin Attar)

Oburlukla sağlık bir arada bulunmaz. (Hz. Ali)

Elden gitmeden iki şeyin değerini anlamak zordur. Bunlar, sağlık ve gençliktir. (Hz. Ali)

Dört şeyi küçümsemeyin: Düşmanı, ateşi, hastalığı, az bile olsa ilmi. (Feridüddin Attar)

Hastaya durumu sorulduğunda, önce halini hayırla anıp sonra derdini anlatırsa halinden şikayet etmiş sayılmaz. (İbrahim en-Nehaî)

Cümle hastalıkların aslı çok yemektir. (Hamdun Kassar)

Halkı hakka davet eden, canavar terbiyecisi gibi olmalıdır, canavar terbiyecisi nasıl hayanın huyunu ve yeteneğini bilip on göre davranırsa hak davetçisi de aynı şekilde davranmalıdır. (Ali Râmitenî)

Tevekkül, olan şey ile yetinmek, olmayan şeye razı olmaktır.
Hakiki mânâda tevekkül, Allah'tan başkasından korkmamak, O'ndan başkasına güvenmemektir. (Fudayl bin İyaz)

Cenâb-ı Hakkın kapısından kovduğu kimse her kapıya koşar; fakat O, bir kimseyi kendi kapısına çağırırsa onu kimsenin kapısına bırakmaz. (Şeyh Sâdî)

Günah işlemekten kaçınmak, tövbe ile uğraşmaktan daha kolaydır. (Hz. Ömer)

Tövbe edenlerle beraber oturun, çünkü onların kalbleri yumuşak olur. (Hz. Ömer)

Kim ki başından geçen bir günahı hatırlar ve bu nedenle kalbi acı duyarsa, Allah katındaki kitapta o günah ondan silinmiş olur. (Abdullah bin Ömer)

Bina için toprak, yaşamak için gıda neyse, melekut aleminde yükselmek için de tövbe odur. (Şahabeddin Sühreverdi)

Tutumluluk, az şeyi çoğaltır; israf, çok şeyi azaltır. (Hz. Ali)

İyi kullanılan az mal, kötü kullanılan çok maldan daha ziyade dayanır. (Hz. Ali)

Allah'ın rahmetinden ümitsiz olmak, günahkar olmaktan daha tehlikelidir. (Hz. Ali)

Mümin kulun korku ve ümidi aynı olmalıdır, tartılacak olsa eşit gelmelidir. (Tavus bin Keysan)

Mümin günah korkusu ile ümit arasında iki arslan arasındaki tilki gibi olmalıdır. (Yahya bin Muaz)

Üç şey insanı ibadet ve itaate sevkeder: Korku, ümit ve sevgi. Üç şey de insanı günaha sevkeder: Kibir, hırs ve haset. (Hatem-i Esam)

Mümin, yalnız Allah'tan ümit eder, münafık ise Allah'tan başka herkesten ümit eder. (Hatem-i Esam)

Dört şey kafirliğe sebep olabilir: Gıybet etmek, haset etmek, haram mal devşirmek, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek. (Süfyan-ı Sevri)

Doğruluk ile yalancılık kalbte şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Birisi diğerini kalbten kovuncaya kadar kavgaları devam eder. (Malik bin Dinar)

Üç şey Allah'ın azabını gerektirir:*
1- Oyun ve eğlence ile boşuna vakit geçirmek,*
2- Başkalarıyla alay etmek,*
3- İnsanların arkasından konuşmak. (Seriyy'üs-Sakati)


Zenginlik, gurbeti vatan; yoksulluk vatanı gurbet yapar. (Hz. Ali)

Beş şey, beş nevi insanda şiddetle kötülenmeye layıktır: Âlimlerde fücur, hakimlerde hırs, kadınlarda hayasızlık, ihtiyarlarda zina, zenginlerde cimrilik. (Hz. Ali)

Bir kimse zenginlerle beraber olmayı, fakirlerle beraber olmaya tercih ederse, Allah onu kalb ölümü hastalığına müptela kılar. (Ebû Osman Mağribi)

Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin cennete girmesinden daha kolaydır. (Vehb ibn-i Münebbih)

Büyüklenen zenginden çekin, zira lağım doldukça daha pis kokar. (Nâsır-ı Husrev)

Zenginlerden kendini sakın. Kalbini ne zaman onlara bağlar, ne zaman onlardan birşey beklemeye kalkarsan, Allah'tan başka rabler edinmiş olursun. (Şakik Belhi)

Zenginlerin karşısında izzet tavrı takınmak tevâzu sayılır. Fakirlerin yanında gösterilecek zillet hali ise bir şereftir. (Hayır Nisaburi)

Allah'a yemin ederim ki, parayı aziz eden bir kimseyi Allah zelil eder. (Hasan Basri)

Ne kadar zengin olsan yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan alabileceği kadar alır, gerisi kalır. (Mevlânâ)

Zillet bakımından insanların en ileri olanı zenginlere yaltaklanan veya ona tevazu gösteren fakirdir. İzzet bakımından insanların en iyisi ise fakirlere karşı alçakgönüllü olan zengindir. (Muhammed ibn-i İsmail Mağribi)

Zikir, bir kazmadır, onunla gönüllerdeki yabancı duygu dikenleri temizlenir. (Ubeydullah Ahrar)

Kalb uyanıklığının belirtisi, Allah'ı zikrettiğin zaman Allah'ın da seni andığını duymandır. (Ebûl-Hasen Harakâni)

Zulüm, vefâsızlık ve hile kimde bulunursa zararı yine kendine dokunur. (Hz. Ebû Bekir)

Memleketler, mülk ve saltanat, küfür üzerine durabilir de zulüm üzerinde durumaz. (İmam Maverdi)

Sultanların ve devlet adamlarının bozulması zulüm ile, âlimlerin bozulması tamahkarlık ile, fakirlerin bozulması ise riya ile olur. (Ebû Bekir Varrak)

Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem!;Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem! (Mehmed Akif)

Kul ile Allah arasında deniz vardır.*
Kul denizleri geçmeyince Allah'a ulaşamaz.*

Kul ile Allah arasında deniz vardır.*
İlk deniz dünyadır, gemisi zühddür;*
ikincisi, halktır, gemisi uzlettir;*
üçüncüsü nefistir, gemisi reddetmektir;*
dördüncüsü İblistir, onun gemisi kendisini düşman bellemektir. (Cüneyd Bağdâdî)

Zahid o kimsedir ki, eline hiç birşey geçmese bile gönlü hoş olur ve rızık dolayısıyla endişe etmez. (Ebû Bekir Kettânî)

Akıllının dünyayı talebi, cahilin onu terkinden zühde daha yakındır. (Yahya bin Muaz)

Zühd, elleri mal ve mülkten, kalbleri mal ve mülk isteğinden uzak tutmaktır. (Cüneyd-i Bağdâdi)

Zahidlik helale karşı olur; harama gelince o bir ateştir. Ona ancak ölüler el uzatır. (Ömer ibn-i Abdülaziz)
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:26   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
http://www.guzelsozlerin.com/seyh-samil-sozleri/
Şeyh Şamil Sözleri*

Çarlar Ölecektir, Petrollarınız, Ve Katerınalarınız Gibi Nikola’da Gözleri Arkasında Gidecektir… Fakat Kafkasya Mutlaka Kurtulacak Hür Ve Mesut Olacaktir.*

Allah, Hak Ve Vatan Uğrunda Çarpışanlara Yardımcı Olsun… Hürriyetimiz, Zulüm Ve Kahrin Döktüğü Kanlarla Kazanılacaktır.*

Ben Müslümanım, Müslüman Olanlar Kendilerini Esarete Almak İsteyen Zorba Rejimlerle Çarpışmak Mecburiyetindedir.*

Çarı Büyük Görenler Allah’a Şirk Koşan Kafirlerden Farksızdır.*

Şehitlerin Ruhları Yeşil Kuş Kanatları İçinde Allah’a Kavuşur.*

Ey Dağıstan Ve Çeçenistan Milletleri! Dinleyiniz Beni… Ben Sizleri Para Ve Menfaat için Savaşa Sürüklemedim. Bu Allah’ın Emridir. Toprağımızı Hürriyetimize Kavuşturmak ülkümüzdür. Bu Emre İtaat Ediniz.

Hiç Birimiz Kamasını Kınına Sokmasın. Parolamız Ölünceye Kadar Savaş Olmalıdır.*

Söyleyin Rus Çar’ına; başında bulunduğum kahramanların kalplerindeki zafer imanı, kazınmadıkça; muhariplerimle, naiplerimle tek kurşun tek kol kalıncaya kadar mübarek vatanı, son dağına,son köyüne ve en son kaya parçasına kadar karış karış müdafaa etmekten beni hiçbir kuvvet men edemeyecektir.*

bütün evlad ve ailemi kılıçtan geçirseniz, en son müridimi yok etseniz tek başıma ve son nefesime kadar; sizinle yine döğüşeceğim.*

Vatan İstilacılarına İsyan Edenlerin Utangaç Hali, Benim için, İbadetle Olanların Sert Ve Dik Tavırlarından İyidir. Düşmana Karşı Diri Kedi, Ölmüş Aslandan iyidir.

Savaşımız, Çarların, Ruhani reislerin Ve Eşkiyaların Milletimizden Gaspettikleri Haklarını iade için Sonuna Kadar Devam Edecektir…

Müslümanlığı Ve Vatanınızı Kurtarmak istiyorsanız Bir Tek Yolu Vardır. Düşmanlarınızın Ellerindeki öldürücü Silahları Aleyhinizde Kullanmasına izin Vermeyiniz.

Kafkasyalılar! Senelerden Beri Göğüslemeye Çalıştığımız En Vahim An Gelip Çatmıştır. Yapabileceğimiz Tek iş Düşmanla Fasılasız ve Amansız Çarpışmaktır.

Bugüne Kadar Harp Etmek Şeref Ve Vatan Borcu idi. Fakat Bugün Hepimizin üstüne Farz Olmuştur. Kafkasya‘nın Hürriyeti için Son Kurşununa Son Kılıcına Ve Sağlam Kalan Son Bileğe Kadar döğüşmeyen Kafırdır.*

Küfrün Ve Hiyanetin Cezası Merhametsizce Ve Derhal ölümdür….*

Milletim, Siz Allah’a Karşı Çok Günahlarla Suçlusunuz. Siz Dini Ölüme Mahkum Ediyorsunuz. Namazlarınız Oruçlarınız Nafiledir. Dualarınız Allah İle Bir İstihzadır. İbadetleriniz O’nu Oyalamak Arzusundan Başka Bir Şey Değildir.

Namaz Kılın, Oruç Tutun, Fakat En Büyük İbadet Gazavattır. Ruslar Topraklarımızı çiğniyorlar, Ben Size Kurtuluşun Savaşta Olduğunu Söylüyorum. Ruslara ÖLÜM!!!.. Sonunu düşünen kahraman olamaz.*

Kahrolsun Sefil Esaret! Yaşasın Şanlı Ve Güzel Ölüm! Ey ALLAH’ın Makbul Kulları! Ey Vatan Dağlarının Emsalsız Ziyneti Şerefli Muhafızlar! Bu Vatan sizindir, sizin Olacaktır…*

Ölümü Sevgili Gibi Kucaklayan Şehitliği Susayan İnsanlara, Esaret Teklif Etmek Çok Boş Ve Gülünçtür… Vatanin Kurtuluşu Ve istiklal Yolunda Cehd Ve Cenk Gereklidir.*

Bizden Torunlarımıza Kalacak En büyük Miras, Hürriyet Uğrunda Savaşmak, Hakkı Yayma Uğrunda Can Vermek Olacaktır.*

Torunlarımız Hürriyet Ve istiklal Uğruna Yapılan Savaşların Kuyruğu değil, Başı Olmalıdır.*

Müslümanlık Esasına Göre Kurulan idare Teşkilatı ile Diktatölrlük BağdaŞamaz.*

Maddi Silahlar Yalnız Başına Hiçbir işe Yaramazlar…*

Müslümanlar Zulme Dayanan Bir Devletin Esiri Olamaz. Zulüm Sistemi ile Teşkilatlanan Çarlık Rusya’sı Zulümden Vazgeçmelİ Ya Baş Eğmeli Yada Ortadan Kalkmalıdır.

Bir Naibe Gönül Bağlarken Onda Keramet Aramayınız. Sadece Şeriata Saygı Beslediğini Ve Hak Yolunda Yürüdüğünü Görmek Yeterlidir.*

Ölüm Bizi Allah’ımıza KavuŞturan En Ulvi Hadisedir. Dünyaya Geldik Onun Eserlerini Gördük , Onun Emirlerindeki İsabete İnandık, Onun Eserlerine Gönlümüzden Vurulduk. Şimdide Sevine Sevine Ona Kavuşmayı Özlemeliyiz.

ölüm Kafirler için Bir Azap Bir ızdıraptı. Müslümanlar için Bir Sürur Ve Sadet Olmalıdır. Vataniniz için öldürününüz Şehit Olunuz.

Bundan Sonra Onların Mukadderatı çizilmiştir, Onları Yok Edeceğiz, Hiç Bir Kimseye Müsamaha Etmeyeceğiz. Bütün Kafkasya’nın Irmakları Gölleri Ancak Onların Kanları İle Boyandığı Zaman Kurtulmuş Olacağız.*

Gönüllerden Kibiri Çıkarmak Yüce Dağları İğne İle Kazımaktan Daha Zordur. Arkadaşını affet; affettiğini hatırlama ve hatırlatma!
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:26   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN SÖZLERİ
http://www.pekguzelsozler.com/kanuni-sul...an-sozleri

Vicdanın senin kıblendir, kaybetme Süleyman.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.

Kılıcın yapamadığını adalet yapar.

Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki, padişah olan Kanuni bile bu dünyadan eli boş gitmiştir.

Mevkiler önce Allah’a sonra Devlet-i Aliyye’ye karşı sorumluluktur.

Dostum; ben gönlümü senden yana yolladım, onun bir daha benden yana gelmesi mümkün değil.

Adalete hükmedersen her günün ibadet sayılır.

Eğer ben padişahım diye benim lehimde bir karar verseydin, seni bu kılıcımla öldürürdüm.

Kılıcımızın gölgesi durdukça düşmanlar elbette ki bizden korkacaklardır.

Bre Hasancan, devletin işi görmezden gelmek değildir. Elbet zulmedenler saptanıp cezasını çekecektir.

Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır. Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi.

Fatih Sultan Mehmet ve devlet erkânı İstanbul’u fetheylemek gibi büyük bir erdeme ulaştılar. Onları kendimizle bir tutamayız.

Komutan olmak iki kefeli terazidir. Bir kefesi cennet, bir kefesi cehennemdir.

Dünyanın efendisi ben değil, reayadır ki, ziraat ve çiftçilik emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisap ettikleri nimetle bizleri yaşatırlar.

Devlet adalet üzerine inşa edilir.

Hâkimiyet altınla, mücevherle olmaz. Ancak kılıçla olur. Kılıç hakkı olarak kazanılmış bir diyar da yine ancak kılıç ile muhafaza olunur.

Dünya kimseye payidar değildir.

Ben 3 kıtaya hükmediyorum ama balonun belli bir çapı var.*Bu çap doğrultusunda ilerler isek birşey olmaz ama fazla şişirirsek elbet patlayacaktır…

Denizde savaşmadan, karada fetih olmaz.

Sanatkârlar, sizler her biriniz benim için tıpkı bir yeniçeri gibisiniz. Onların kılıcı sizin ise kaleminiz bize güç üstüne güç katacaktır…

Altın ver, altın ver ki görsünler hazinenin kudretini.

Hiçbir şeyi ben yaptım deme. Ele geçirdiğin tüm kaleler, kazandığın tüm başarılar Allah’ın bir lütfudur.

Bir zafer daha umuyorum. Hatta zaferi kendime vaad ediyorum.

Halk içinde devlet kadar itibarlı bir başka şey yoktur ama, dünyada bir nefeslik sıhhat gibi saadet ve zenginlik olmaz.

Dünya ne kadar küçük. Biz Doğu tarafını elimizde tutacağız.

Bu ne güzellik, bu ne yüz, bu ne kokudur? Aklım saçının kokusuyla doludur, Muhibbi (Kanuni) ansızın divane oldu, bu ne aşk, bu ne dert, bu ne huydur? (Hürrem Sultan’a atıf şiirlerinden biri)

Bir sapkın Divanımızda Peygamberimiz Hazretlerinin şanına gölge düşürür, saçma sapan konuşur saçmalığı delillerle ispat edilip susturulamaz, çıkar gider. Buna sebep nedir?

Hayreddin! Seni Fransızlara yardım etmek ve İspanya üzerine yüklenmek üzere başkomutan yapıyorum.*

Hayreddin vazifen çok ağırdır. Akdeniz’de kimlerin donanması varsa, meydan okuyacaksın. Kapıkulundan gerekli sayıda tüfekçiden başka, sana istediğin kuvvetleri de vereceğim.

Bu, harp demektir! Biz hakareti sineye çekecek kudretsizlerden, tabansızlardan değiliz. Tez zafer hazırlıkları tamamlansın. Belgrad Kapısı’nı kırmaya andımız vardır.

Ey Fransa Kralı Fransuva! Sefir-i Kebirimden aldığım mazhara göre haberim oldu ki, memleketinde dans namında Fuhşiyyat ve Lubiyat yapıyormuşsun. Name-i Humayunumun eline vusulünden itibaren rezalete son vermediğin takdirde, Ordu-yu Humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.

Güç ve yiğitliğin leoparı, cesaret ormanının kaplanı, iman gücüyle dolu bir yiğit, topraklarımızı geri alan aslan, tüm güçlerin okyanusunun paha biçilemez incisi, inancın savunucusu, vezir-i azamım, beylerbeyim İbrahim Paşa.

İnançlı tebaamıza yönelik süregiden soygunlar ve devletimize yönelik hakaretleriniz, bize Rodos adasını ve kalesini teslim etmenizi istemekten başka çare bırakmıyor.*

Rodosu teslim ederseniz göğü ve yeri yaratan Allah, yirmi bin peygamber göklerden gelen Hazreti Muhammed ve dört halife adına yemin ederiz ki; adadan serbestçe göçmenize müsaade edilecek ve kılınıza zarar gelmeyecektir

emirlerimize itimat gösterilmezse, korkunç kılıcımızla paramparça edileceksiniz Rodos’un kuleleri, kalesi ve surları yer ile yeksan edilecek. kuşkunuz olmasın.

Kâfirin tedbiri bizi yolumuzdan çeviremez. Rodos illa alınacaktır. Yiğitlik bu mudur? Niçin gayret göstermezsiniz? Rodos şiddetli topçu ateşi ve hücumlarımız karşısında hala ayakta sallanıyor da neden bir türlü düşmüyor?
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:27   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Yavuz Sultan Selim Sözleri
http://www.pekguzelsozler.com/yavuz-sult...im-sozleri

Cesaretiyle yaşamayan esaretiyle ölür.

Kendine bir sandık içinde insan pisliği gönderen Şah İsmaile bir kutu güllü lokum göndererek: Herkes yediğinden ikram eder” der.

Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

Ey canım, eğer sana Selimi gibi yüz tane devlet ve saltanat dâhi verilse cihana bağlanıp dosttan uzak olma.

Ben devletime isyan edenlerle uğraşıyorum. Devletime isyan eden kişi oğlum Süleyman da olsa kellesini alırım.

Devletleri yıkan tüm hataların altında nice gururun gafleti yatar.

O’nun aşkı ile gönlü mahzun olan her sine ne bahtiyardır! Mustafa(s.a.v.)’nın yoluna kurban edilen can, ne aziz bir candır!

Biz bunca meşakkate alkış uğruna katlanmadık, halis niyetimiz rızayı ilahidir.

Her dertli, mihnete tahammül için biraz gönlünde kuvvet buluyorsa bu kuvvet Mustafa(s.a.v.)’dan gelir. Onun için her dertli O’na minnettardır.

Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

Ümit eliyle Mustafa(s.a.v.)’nın eteğine yapışan herkes güneş gibi ayağını feleğin üstüne başar.

Âlimlerin bindiği atın ayağından üstümüze sıçrayan çamur, şerefimizdir.

Ben Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için zırh giydim, kılıç kuşandım.

Ümit sabahı Mustafa(s.a.v.)’nin güzel yüzüdür. Gayıp sırları O’nun ârif olan gönlünden doğar.

Gönlünü ve canını O’nun aşkına veren kimse ne kahramandır! Düşüncesi daima Mustafa(s.a.v.) olan kimse ne huzur ve rahat içindedir.

Güneş Mustafa(s.a.v.)’nın yüzünün aynasının bir aksidir. Her iki âlem, Mustafa(s.a.v.)’nın bir kılına bağlanmıştır.

Ey gönül! Başkasından yardım ve dostluk umarak yaşama, düşmandan da korkma! Devlet ve saltanat ancak ALLAH(c.c.)’ın verdiğidir.

Ümmetlerin cevahir madenlerinden çıkardıkları bütün lâ’l ve inciler Mustafa(s.a.v.)’nin (gazada kırılan) tek inci dişinin diyetidir.

O peygamberlerin padişahıdır. Diğer peygamberler O’nun ordusudur.*Yaradılıştan maksat O’dur. Bu kevn-u mekân O’ nun yüzü suyu hürmetine yaratılmış bir tufeyldir.

Kılıcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi göremez. Ama Allah esirgesin, bir gün paslanır da yaltırıklanmazsa düşman bizi görmek değil, bir de tepeden bakar.

Vükela (vekillerin) ve ümeranın (amirlerin) süslü elbiseler giymesi padişahlarına tâzimden ileri gelir. Biz ALLAH(c.c.)’tan başka kime tâzime mecburuz ki bu külfeti ihtiyâr edelim?*

Bizim padişahımız ALLAH(c.c.), vücudu saran elbiseye değil, içindeki imâna bakar
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:28   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Senin olmadığın yerde seni savunanlar, gerçek dostlarındır. / Hz Ali

Şu iki insanı asla unutmayın: İhtiyaç anında yanınızda olanı, zor zamanda yalnız bırakanı. / Hz Ali

Allah'ın beni sevdiğini, istediğim her şeyi vermemesinden anlıyorum. / Hz Ali


Allah seni özgür yaratmışken, başkasının kölesi olma. / Hz Ali


Güzel ahlak, en güzel dindarlıktır. / Hz Ali
sözü paylaş

Fikri fikrinizle uymayan insanla, fazla meşgul olmayınız. Fikirde ki ayrılık kolay giderilmez. / Hz Ali


Kalpler iyilikle kazanılır. / Hz Ali


Hırs seni kul etmesin, Allah seni hür yarattı. / Hz ali

Elde edeceğin servet yitireceğin şerefe değmez. / Hz Ali


Bir insanı layık olmadığı yere koymak zulümdür. / Hz Ali


Ayıbın büyüğü, aynısı sende varken başkasını ayıplamandır. / Hz Ali


Akıllı adamın yüreği sırlarının kasasıdır. / Hz Ali


Hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir. / Hz Ali

Mazlumun zalimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır. / Hz Ali


İmanınızı sadakayla, mallarınızı zekatla koruyunuz. Bela dalgalarını da dua ile savınız. / Hz ali

Zulmün iki unsuru vardır: zalim ve mazlum. Zalim, zulmettiği için; mazlum da zulme rıza gösterdiği için hesaba çekilir. / Hz Ali

Cennet cömertlerin, cehennem cahillerin yeridir. / Hz Ali


Arkadaşa kavuşmak hüznün dağılışı, sevgiliye kavuşmak kalbin cilasıdır. / Hz Ali

Herkesi affedin ama vatan hainlerini asla affetmeyin! / Hz Ali
sözü paylaş

Ey oğullarım, size vasiyet ederim. Dünyaya rağbet etmeyiniz. Benim için ağlamayınız. Doğruluktan hiç bir zaman ayrılmayınız. allah?ın Kitabı ile iş görünüz. Zalimlere düşman, mazlumlara yardımcı olunuz. / Hz Ali


Arkadaşını zorlukta, gıyabında ve ölümünden sonra korumayan dost, dost değildir. / Hz Ali

Suçların en çetini, sâhibine ehven ve ehemmiyetsiz görünenidir. / Hz Ali
sözü paylaş

Cahilin cahilliğini kanıtlamak kolaydır fakat ona itiraf ettirmek güçtür. / Hz Ali

Batıla yardım eden, hakka zulmeder. / Hz Ali
sözü paylaş

Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. / Hz Ali
sözü paylaş

Korku ümitsizliğe eş olmuştur; utanç mahrûmiyete. Fırsat bulut gibi geçip gider; hayırlı fırsatları elde etmeye çalışın. / Hz Ali

Üç şeye riayet eden mesut olur: nimet ulaştığında şükretmek, rizik kesildiğinde mağfiret dilemek, sıkıntıya düştüğünde çok la havle vela kuvvete illa billah demek. / Hz Ali


Cömertlik, istemeden vermektir. İstendikten sonra vermemekse utançtandır ve kötüdür. / Hz Ali


Yoksul bir adam kendi ülkesinde yabancı gibidir. / Hz Ali
sözü paylaş

Dünya hüzün yeridir. Gariplerin sıkıntısı bitmez. / Hz Ali


Kim ölümün yokluk olduğunu zannederse, onun yokluğu yaşamıyla başlamıştır. / Hz Ali

İman, kabul olan söz dil ile şehadet etmek, yapılmış olan amel ve akıl ile tanımaktan ibarettir. / Hz Ali


Bilgiyle dirilen, ölmez. / Hz Ali


Dostları yitirmek, gurbete düşmektir. / Hz Ali
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:28   #8
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Bilgin, kadrini bilen kişidir; bilgisiz, yaptığını bilmeyen kişidir. Akıllı, ameline dayanır, câhil, emeline dayanır. Bilgin, kalbiyle, gönlüyle bakar görür; câhil, gözüyle bakar görür /hz ali


.inanan kişinin günde üç işi vardır: bir zaman rabbiyle münâcât eder, ona kullukta bulunur; bir zaman geçimi için çalışır; bir zamanı da vardır, helâl ve güzel lezzetlerle zevklenir. /HZ ali


Akıllı kişi, ancak üç şey için yolculuk eder: geçimini sağlamak, âhiretini elde etmek, yahut da haram olmayan zevk ve lezzet elde etmek için. / Hz Ali
sözü paylaş

Dilinizi daima iyi kullanınız. O sizi saadete götürdüğü gibi, felakete de sürükleyebilir. / Hz Ali


Akıllı adamın yüreği sırlarının kasasıdır. / Hz Ali
sözü paylaş

Ey insanlar, dünya sevgisinden sakının; zira dünya sevgisi her günahın başı, her belanın kapısı, her fitnenin yoldaşı, her musibetin de sebebidir./ hz ali


Eğer bir gün dünyaya ait derdin olursa rabbine dönüp'rabbim çok büyük derdim var'deme; derdine dönüp çok büyük rabbim var'de. / Hz Ali


Allah bir kulu alçalttı mı, ona bilgi başarısını men'eder. / Hz Ali


Çocuklarınızın yarın söz sahibi olmasını istiyorsanız, daha bugünden onlara iyi kitaplar hediye ediniz. / Hz ali

Hâin kişilere vefâda bulunmak, allah'a hiyânette bulunmaktır; hâinlere gadretmekse, allah'a vefâ etmek demektir. / Hz Ali

Geçimini mertçe kazanmaya çalış. Nefsini alçaklıktan koru ki, fakir olsan bile şerefli kalasın. / Hz Ali


Şehvetle kul olan parayla alınmış koleden de aşağılıktır. / Hz Ali


İnsanların solukları ecellerine doğru attıkları adımlarıdır. / Hz Ali

Ahlak ve fazilet aklın dışarıdan görünüşüdür. / Hz Ali

Dünyada hiçbir şeye minnet etme, özgürlüğünü ancak bu şekilde koruyabilirsin. / Hz Ali
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:29   #9
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dinimizislam.com*
İmam-ı Şafii*sözleri ve nasihatleri

*Allahü teâlâyı bilen necat (kurtuluş) bulur. Dininde titizlik gösteren, kötülüklerden kurtulur. Nefsini ıslah eden saadete kavuşur.”

*Kim üç şeyi yaparsa imanı kâmil olur 1- Emr-i bil-maruf Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yaymak.2- Nehy-i anil-münker yapmak, yani Allahü teâlânın yasaklarını yapmamak ve yapılmaması için uğraşmak.3- Her işinde Allahü teâlânın dinde bildirdiği hudutlar içinde bulunmak.”*

“Dünyada zahid ol, dünya malına bağlanma! Ahireti isteyici ol, onun için çalış! Her işinde Allahü teâlâyı hatırla. Böyle yaparsan, kurtulmuşlardan olursun. Ruhsat ve teviller ile uğraşan âlimden fayda gelmez.”

“İnsanları tamamen razı ve memnun etmek çok zordur. Bir kimsenin bütün insanları kendinden hoşnut etmesi mümkün değildir. Bunun için kul, daima Rabbini razı ve memnun etmeye bakmalı, ihlas sahibi olmalıdır.”

"İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmuş değildir. Ama ilmi tevazu için, âlimlere ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felah bulur, kurtulur."

"Senden daha çok malı ve parası olan kimseyi kıskanma. O malına ve parasına hasretle ölür. İbadeti ve taatı çok olan kimselere gıpta et. Yaşayanlar da sonunda ölecekleri için, onların dünyalıklarına özenmeye değmez."

"Hiçbir kimse yoktur ki, dostu ve düşmanı olmasın. Madem ki böyledir, o halde Allahü teâlâya itaat edenlerle beraber bulun, onları sev."

"İlim, ezber edilen şey değil, ezber edilen şeyden temin edilen faydadır."

"Resulullahın ve Eshabının yolunda olmayanı havada uçar görsem, yine doğruluğunu kabul etmem."

"Herkese akıllı denmez. Akıllı kimse, kendisini her türlü kötülükten koruyandır."

"Kalbine ilahi bir nur penceresinin açılmasını isteyen şu dört şeyi yapsın:
1- Günün belli bir vaktinde yalnız kalsın ve huzura dalsın.
2- Midesini pek fazla doyurmasın.
3- Sefih kimselerle düşüp kalkmayı bıraksın, kötü kimselerle düşüp kalkmasın.
4- İlimleriyle yalnız dünyalık arzu eden kimselere yaklaşmasın."

“Dünyayı ve Yaradanını bir arada sevdiğini söyleyen kimse yalancıdır.”

"Hiç bir vakit yoktur ki, ilim mütalaası, hüzün ve kederi yok etmesin, ilmi mütalaa, kalbin en ince ve en gizli noktalarını harekete geçirir, insanda yüce duygular uyandırır.”

Sadık dost, arkadaşının hüzün ve sevinçte ortağı olandır."

"İki kişinin, darıldıktan sonra birbirinin ayıplarını ortaya çıkarması, münafıklık alametidir."

"Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve iki yüzlüdür."

"Sadık dost, arkadaşının ayıplarını görünce ihtar eder, ifşa etmez."

"İbret almak istersen, hata sahibi kişilerin akıbetlerine bak da kalbini topla."

"Dünya sevgisi ile Allah sevgisini bir arada toplarım iddiasında bulunmak, yalandır."

"Âlimlerin güzelliği, nefslerini ıslah etmeleridir, ilmin süsü, şüpheli şeylerden sakınmak, yumuşak olup, sertlik göstermemektir."

"Dünya işlerinde bir darlığa ve sıkıntıya düşen kimse, ibadete yönelmelidir."

"Gururlanıp böbürlenmek, adi ve bayağı kimselerin vasfıdır."

"Hizmet edene, hizmet edilir."

"Dostlar ile yapılan sohbetten sevimli bir hareket yoktur. Dostların ayrılığı kadar da gam ve keder veren şey yoktur."

"İlmi sevmeyende hayır yoktur. Böyle kimselerle dostluk ve bağlılığını kes. Çünkü, ilim kalblerin hayatı, gözlerin aydınlığıdır."

"Sadık dost ve halis kimya az bulunur, hiç arama!"

"Bütün düşmanlıkların aslı, kötü kimseler ile dostluk etmek ve onlara iyilik yapmaktır."

"İlim öğrenmek, nafile ibadetten üstündür."


Kaynak dinimizislam.com*
İmam-ı Şafii*sözleri ve nasihatleri

"Kendini bilmeyene ilim öğreten, ilmin hakkını zayi etmiş olur. Layık olandan ilmi esirgeyen de, zulmetmiş olur."

"Resulullahtan sonra insanların en üstünü Hazret-i Ebu Bekir, sonra Hazret-i Ömer, sonra Hazret-i Osman, sonra Hazret-i Ali'dir.” (radıyallahü anhüm)

"İlim öğrenmek için üç şart vardır: Hocanın maharetli, talebenin zeki olması ve uzun zaman."

"Kimin düşüncesi, arzusu, maksadı yemek içmek (dünya) ise; kıymeti, bağırsaklarından çıkardığı kazurat kadardır."

"Dünyada en huzursuz kimse, kalbinde haset ve kin taşıyanlardır."

"Başkalarını senin yanında çekiştiren, senin bulunmadığın yerde de seni çekiştirir."

"Kanaatkâr olmak, rahatlığa kavuşturur."

"Sırrını saklamasını bilen, işinin hakimidir."

"Günlerin beraberinde getirdiği hadiseler, seni tesiri altına almasın. Sen iyi bir insan olmaya bak. Zaman içerisinde gelen musibetler ve belalardan dolayı sabırsızlık gösterme. Dünyanın bela ve musibetleri devamlı değildir.*

*İnsanlar arasında hata ve ayıbın çok olsa bile, ahlakın; iyilik, cömertlik ve vefa (sözünde durmak) olsun, iyilik ve cömertliğin ile, hata ve ayıplarını ört. Cimriden iyilik bekleme. Çünkü Cehennemde, susuz kimseye su yoktur.*

*Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir. Kanaatkâr bir kalbe sahip olduğun zaman, sen ve dünyaya sahip olan kimse eşitsiniz.*

*Ölüm, kimin yanına gelirse, artık onu ölümün elinden kurtaracak ne yer ve ne de gök vardır. Gerçi Allahü teâlânın yarattığı şu yeryüzü geniştir. Fakat, bir kere Allahü teâlânın hükmü gelince, feza bile dar gelir. Ölümün asla devası (ilacı) yoktur."

"Başımda ağaran saçların ortaya çıkmasıyla, nefsimin ateşi sönüp gitti. Başımda beyaz saçların yanmasıyla, benim gecem oldu. Çünkü bunlar, ölümün habercileri idi. İhtiyarlığın habercileri yanaklarıma indikten sonra, ben nasıl rahat yaşarım,*

*insanın ömrünün en iyi kısmı, ihtiyarlıktan öncekidir. Halbuki, gençliği yok olan bir nefs, yok olmuş demektir, insanın rengi sararıp, saçları ağardığı zaman, güzel ve tatlı günleri de, o güzellik ve tatlılığını kaybeder.*

*Yeryüzünde büyüklenerek yürüme. Çünkü, bir müddet sonra bu yer, seni de içine çekip alacaktır."
"Sefih ve cahil bir kimse konuşunca ona cevap verme. Sükut, ona cevap vermekten daha hayırlıdır."

"Öğrenmenin acısını bir müddet tatmayan, hayatı boyunca cehaletin zilletini yudumlar."

"Bütün düşmanlıkların sevgiye dönüşmesi umulur. Fakat hasetten dolayı olan düşmanlık böyle değil."

"Allahü teâlâyı sevdiğini söylersin, halbuki, Ona isyan edersin. Böyle sevgi olmaz. Eğer sevginde samimi olsaydın, Allahü teâlâya itaat ederdin. Çünkü seven, sevdiğine itaat eder."

"Senden görüşünü istemeyene, görüşünü verme. Çünkü böyle yaparsan, övülmediğin gibi, görüşün de o kimseye fayda vermez."


"Müslümanların önderi imam-ı a'zam Ebu Hanife, memleketleri ve içerisinde yaşayanları, ilmiyle verdiği hükümlerle süsledi. Doğuda, batıda ve Kufe'de onun bir eşi yoktur. Allahü teâlâ ona rahmet eylesin."

"İlim öğren, kimse âlim olarak doğmaz, ilim sahibi ile cahil bir olmaz."

"Bir kavmin büyüğünün ilmi yoksa, herkes ona yönelip geldiği zaman o küçüktür. Kavmin makam ve mertebe sahibi olmayan ve ilim sahibi olan küçüğü, ilmi meclislerde kavmin büyüğüdür."

"Sana gelene sen de git. Sana kötülük ve eziyet edene sen eziyet etme."

"Ey insan, dilini muhafaza et, seni sokmasın. Çünkü o, büyük bir yılandır. Kabirlerde, kahraman ve cesur kimselerin bile kendileriyle karşılaşmaktan çekinip, dilinin kurbanı giden nice kimseler vardır."
"Hakkı doğruyu kim söylerse söylesin kabul ediniz."
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 09:30   #10
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak gizliilimler.tr.gg Başbuğ Attilanın sözleri*

Akıllı bir komutan uyum sağlar, ödün vermez.

Asla hakem tayin etmeyin; bu üçüncü bir kişinin sizin kaderinizi belirlemesidir. Böyle bir seçim zayıfın yararına olur.

Baş olmayı istememelisiniz.

Başarılarınız, zaferleriniz ne kadar büyük olursa düşmanlarınız yolunuza o kadar büyük muhalefetle, acı ve cesaret kırıcı olaylarla çıkacaklardır.

Başarılı olma ihtirasınız olmalıdır. Bu tutku kendinizi hazırlamanıza ve milletimizin mükemmel olmasına yardımcı olacaktır.

Bilmediğimiz durumlarda, öfkeyle ileri atılmaktan kaçınmalıyız.

Bir hükümdar ya da komutan tüm pazarlık ve anlaşmalarda diplomatik inisiyatifi elinde tutmalıdır. Asla düşmanınızla teması koparmayın, daima atak olun. Bu onu daha düşük düzeyde tutacak ve siz üstün durumda olacaksınız.

Büyük komutanlar asla kendilerini fazla ciddiye almazlar.

Çabuk verilmiş kararlar her zaman iyi kararlar değildir. Aynı şekilde çok ağır verilen kararlar da en iyi kararlar olmayabilir.

Daha büyük bir sonuç pahasına, daha yakın ama daha az yararlı şeyler için pazarlığa oturmayın. Daha önemsiz konulara sapmak, hasmınızın kalbini yumuşatır.

Doğal davranmalı, mevkinizin size getirdiği sahte bir gurura kapılmamalısınız.

Düşmanınızın gelecekte size güvenmesini istiyorsanız, pazarlık sırasında verdiğiniz sözleri tutun.

En değerli amaçlara çok zor ulaşıldığını unutmayın. Zafer kolay kazanılıyorsa, kendi isteklerinizin değerli olup olmadığını sorgulamalısınız.

En değerli çabalarınızın arkadaşlarınız tarafından lanetleneceğini bilin.

Siz mükemmel oldukça en çok acıyı çekecek onlardır. Eğer hareket ve istekleriniz onları tehdit etmiyorsa, önemsiz biri olma yolundasınız demektir.

En iyi komutanlar en uygun zamanda soru sorma yeteneğini geliştirenlerdir.

Geçmişi uygulamaktan asla vazgeçmemeliyiz. Tüm düşmanlara ve engellere karşı mükemmel olabilmek için bir kez daha ve sonsuza dek plan yapmalıyız.

Görevinizdeki başarınızın çok çalışma hevesine bağlı olduğunu unutmamalısınız. Alın teri, daima ilhamdan önce gelir.

Hizmet verdiğiniz ve liderlik ettiğiniz kişiler için kimseye fark ettirmeden ve teşekkür beklemeden kişisel özveride bulunmalısınız.

Kaçınılmazı kabullenirken cesur olun. Engel olunmayacak ya da çok yüksek bedele elde edilecek şeyleri kabul edin. Bunu kabullenmeyebilirsiniz, ama asıl göreviniz milletimizin çıkarını korumaktır.

Karmaşık sorunları çözerken mutlaka sağduyunuzu kullanmalısınız.

Karşınızdakini kesinlikle küçümsemeyin.

Komutan arkadan gelirse, asla lider olamaz.

Komutan olmak kolay olsaydı, herkes olurdu.

Komutanların güçlü yönlerini görmek için onların zayıf yanlarına anlayış göstermeliyiz.

Mevkiinden özveride bulunmak yetki vermek değildir.

Milletim amaçları gösterdiği çabaya değmelidir.

Onun sırlarını bilmek sizi güçlü kılar ve asıl amaçlarınız konusunda onu aldatır.

Pazarlığa mümkün olduğunca küçük sorunlardan başlayın. Böylece, küçük işlerin halledilmesi sağlanacak, bu ayrıntıların boyutundan çıkıp anlaşmayı olanaksız hale getirmeleri önlenmiş olacaktır.

Pazarlığı asla şansa bırakmayın. Her görüşmeye düşmanların güçlü ve zayıf yanlarını bilerek girin.

Pazarlığı gizli yapın. Ancak ilkeler herkes tarafından, öğrenilebilir.

Sonuca nasıl varıldığı ise bilinmemelidir.

Pazarlıklarda zaman sizin dostunuzdur. Öfkeyi yatıştırır ve daha mantıklı bir bakış açısı sağlar. O yüzden sakın acele etmeyin.

Sorunlar ve muhalefet karşısında bile ısrarlı olmalısınız.

Tüm Hunlar kör olsaydı, tek gözlü Hun hükümdar olurdu.

Unutmayın ilkelerde anlaşmak, uygulamada anlaşmak anlamına gelmez. Ama o anlık durumu kurtarır.

Ülkemizi yönlendirmek için, tüm komutanlarımız deneyim yoluyla yetenek haline gelecek suni tehlikelere sahip olmalıdır. Bunlar: Cesaret, arzu, duygusal güç, fiziksel güç, sevgi, kararlılık, tahmin, zamanlama, rekabetçilik, özgüven, sorumluluk, inanırlılık, ısrarcılık, güvenilirlik, koruyuculuktur.

Yazılı raporlar, ancak hükümdar tarafından okunursa bir işe yarar, bir amaca hizmet eder.

Yenilgiden ders alın. Aşamadığınız engeller karşısında liderlik gücünüzü artıramazsanız, hem siz, hem de astlarınız çaresiz kurbanlar olursunuz.

Yüksek Roma duvarlarının, atlarımızın nal sesleriyle yıkılmasını bekleyemeyiz.

Yüzeysel amaçlar, yüzeysel sonuçlar doğurur.

Zafer için elinizdeki en son kaynağı kullanmanızın gerekeceği günler için duygusal enerjinin bir kısmını saklayın. Geri çekilip, toparlanma döneminde asla tüm enerjinizi ve çabanızı harcamayın.

Zaferin temelinde, ne zaman ve nerede sorularının yanıtı yatar.

Zamanın çok iyi bilincinde olun. Uygun anda düşmanınız için çekici olan pazarlıklarla harekete geçin yoksa önerilerinizi reddeder.

Zor günlerde, ulus her zaman en acımasız komutanının önderlik etmesini ister.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi