AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-19-2013, 21:54   #132
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Alıntı:
İkinci Atamız Nuh (a.s.)’ın tufanı.
Hazret-i Allah emretti, gemi yap diye.Peygamberi Allah’ın, Allah emrediyor, istersen yapma, yaptı.

Öyle alaya aldılar ki onu,Nuh (a.s.)’ı, deniz yok, su yok, ne lüzumu var geminin burada hani, hep hayatımız zaten böyle geçiyor. Çok biliyoruz, çok biliyoruz onun için yanılıyoruz.


Ha gemi yapıldı da öyle hakaret ettiler ki, pislediler af edersiniz büyük abdestlerini yaptılar, hakâret olsun diye Nuh (a.s.)’a. Allah da ne yaptı, onların birisini düşürdü içine pisliğin. Öyle bir cilt hastalığı sardı ki bunları, hiç bir devâsı yok, birbirini kaşıya kaşıya yırtıyorlar. Uyuzdan da beter bir hastalığa tutuldular, içine düşünce o pisliğin, o düşen adam iyi oldu, ilacı oraymış, vay dediler biz uzakta arıyorduk ilaç buradaymış.

Bu sefer af edersiniz o melânetlerini tırnaklarıyla kazıyarak, daha yok mu diye. Korkulmaz mı Allah’tan. İstersen korkma, bak neler yapıyor, örneksiz. Hiç bıraktırmadı, tırnaklarıyla kazıdılar, daha yok mu yetmedi çünkü, yetmedi.

Pir-i Gâlibi H.Galip Hasan Kuşçuoğlu
(sohbetlerinden alıntıdır)
Alıntı:
Nuh, tam dokuz yüz yıl kavmini davet edip durdu. Her an da kavminin inkârı arttı.
Fakat söylemeden vazgeçti mi? Hiç sükût magarasına çekilmeye kalkıstı mı?
Hz.Mevlana
Alıntı:
Allah, bu marangoz eskisine -hâşâ- bir mühür ihsan etmiş!.. Hem de internet ekranında gerçekleşen bir mûcize sûretiyle!.. Aklıma televizyonlarda arada sırada seyrettiğimiz illizyonistler geliyor.
Bu kişinin durumu ibretlik.ZALİMLERİN(zalim:Allah'ın zamanının vazifeli kulunu inkar eden,nefsine zulm eden) durumu her zaman aynı.Hz. Allah'ın vazifeli kullarına bu çeşit yakıştırmalarda bulunmak.Bu çeşit insanlarda mucizeye,keramete,burhana,hitabı ilahiye,hitabı resule,rabıtaya karşı bir ilgi alaka görmek mümkün değil.
Musa Peygamber Efendimizi Hz. Allah Firavn'a burhanlar ile gönderdi.Dediler ki bu sihirbaz.Eğer Hz.Allah Firavn'a git mulayemetle anlat demeseydi, herhalde Musa a.s. elindeki asasını Firavn'un kafasına geçirirdi Allahualem.Ancak Firavun'un sonunun daha feci olduğu aşağıdaki ayette beyan ediliyor.

BU GÜN BİRİ ÇIKSA BEN MUSA'YIM DESE.
HZ.ALLAH'IN EVLİYASINI İNKAR EDEN,PEYGAMBER EFENDİMİZİN VARİSİNİ TANIMAYAN,HAKİKATİN ORTAYA ÇIKMASINA YARDIMCI OLMAYANLARIN MUSA'YI TANIYABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK BİR HAYAL OLSA GEREK.

Alıntı:
Fir'avn kavminden ileri gelen bir topluluk dediler ki: "Bu, çok bilgili bir büyücüdür!"Araf suresi 109. ayet
Alıntı:
Fir'avn, elçiye karşı geldi. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık. Muzzemmil suresi 16. ayet
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-20-2013, 16:40   #133
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Suçta ısrar eden, müebbet mahkûm olur.

Şeytanın cennetten kovulmasının sebebi de, hata yapmış olması değil, hatasında ısrar ve inat etmiş olmasıdır. Hatasını anlayan, hatasından dolayı özür dileyen, af isteyen Hz. Adem, af edilmiş ve adam olmuştur.
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-20-2013, 21:44   #134
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şeytanın cennetten kovulmasının sebebi de, hata yapmış olması değil, hatasında ısrar ve inat etmiş olmasıdır. Hatasını anlayan, hatasından dolayı özür dileyen, af isteyen Hz. Adem, af edilmiş ve adam olmuştur.
Kardeş Kuran böyle demez. Kendine yazık etmişsin.
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-20-2013, 21:48   #135
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
fican Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kardeş Kuran böyle demez. Kendine yazık etmişsin.
Mustafa Kemale evliyalık hatta Mehdi Resulluk veriyorsun, İlhamları bol bol dağıtıyorsunda bir kinayeyi mi anlamıyorsun !

O ikazda hayır vardır hakkıyla düşünenler hükmeder...!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-20-2013, 21:52   #136
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Hazreti İsa Aleyhissselamın vefatından 609 sene sonra, ahir zaman Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa Aleyhi ve Sellem efendimizin elçiliğinde ihsan edilen Hazreti Kur’an da, daha evvel Hz. Allah’ın ihsan eylediği cümle beşerin maddi ve manevi nizamının özünü sağlamaya Allah’ın bildirdiği esasta değişmeyen ve zamana göre ihsan edilen kitaplar ve sahifeler, cümlesi Hz. Allah’ın cemi kullarına hiç şüphesiz lütfu ihsanıdır.

Cümle Allah elçilerine ilahi kitapların ve suhufların hangisi ihsan edildiyse dünya yaşantıları ihsan edilen emri ilahiyenin tefsiridir. Allah’a iman eden her sınıftan kulların ekserisinin emri ilahiyenin özünü idrak edenlerin samimiyetlerine göre taltifi ilahiyeye nail oldukları her devirde görülebilir.

İşte bu samimiyeti cümle Allah kullarına duyurmak kastı ile, Hz. Allah’ın bildirisini tekraren tek din vardır, İslamiyettir. Müslümanlarsa kardeştir. Cümle Allah elçilerinin dinleri İslamdır. Beşeri ölçü Allah’ın var olduğuna inanan müslümandır emri üzerine amel etmekte samimi olan mü’mindir, ittika sahibidir.

Hangi peygamberin şeriati ile yükümlü ise peygamberin ismi ile anılır. Bu gerçeği kabul edenler, bu gün azınlıkta oldukları görülsede, asri idrak edenlerin hakikat ışığı azda olsa görülmeye başladı. Görenlerin adedi günbe gün artıyor. Elhamdulillah. Allah gerçeğe zeval vermesin. Zalimlerin şerlerinden iman edenleri korusun. Amin

Pir-i Gâlibi H.Galip Hasan Kuşçuoğlu

Konu fican tarafından (08-20-2013 Saat 22:01 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2013, 15:11   #137
Kullanıcı Adı
fican
Standart
RÜYA

Rüya; Cesedin sıkletinden feraha eren ruhun kendi-nin çözemeyeceği tertibi ilâhi olan, tertibi ve tanzimi beşerin elinde olmayan, mota mot izahı yapılamayan manevî bir alemdir. Tabiri ehline aittir. Caizdir. Vahyi ilâhinin 46 cüzde bir cüzüdür. Peygamberimiz Efendi-mize 23 sene vahiy geldi. Altı ayı rüya aleminde geldi-ği için rüyaya vahyin 46 cüzde bir cüzüdür denildi.

“Yusuf’a biz rüya tabirini öğrettik. Ona hikmet ver-dik. Hikmet verdiklerimize çok çok rahmetimizi ihsan ederiz.”


Sadık rüya vardır, kâzip rüya vardır. Ölçü ehline verilmiştir. Peygamberimiz Efendimiz sabah namazından sonra cemaate dönerler ashâba hitaben: "Bu gece manevî rüya gö-ren var mı?" diye sorarlardı. “Ben gördüm, ya Resulallah” di-ye gördüğü manayı anlatırlar, Efendimiz tabir buyururlardı. Bazen: "Ya Eba bekir, sen tabir et" buyururdu. Anladığı ka-darını tabir ederler, “isabet ettim mi? ya Resulallah” diye so-rarlar idi. Cevaben: “Bir kısmına isabet ettin, bir kısmına isabet edemedin” buyururlar ve anlamını izah ederlerdi. Bazan da Ömer’ül-Faruk (r.a) Efendimize sorarlardı. Muta-savvufîn bu sünneti vazife olarak icra eder. Kur’an'da mevcut olduğundan inkârı küfürdür. Ehline hikmettir, rahmettir. Avam rüya ile amel edemez. İstihare de rüyadır. Rüya tabi-rinin kitabı yazılmaz. Yazılanlar hakikat dışıdır. Kaide bu-dur. Bazı istisnailer kaideyi bozmazlar.

Rüyayı anlatacak ehil bulamadınsa, taşıyamıyorsan, akar suya anlat. Hazreti Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Hazreti Aliyy’el-Murtaza (r.a.) Efendimize: “Ya Ali, bir sır versem taşıyabilir misin?” buyurdu. “Ta-şırım, ya Resulallah” dedi, kabul etti. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ashâb-ı ile gaza dönüşünde kuyudaki suyu kan renginde görünce, Hazreti Ali (r.a.)’a bakarak: “Ya Ali, sırrı taşıyamadın da kuyuya mı anlattın?” buyurdu. “Evet, ya Resulallah. Ağırlığını kaldıramadım.”

Mevlâna Celâleddin-i Rumi Mesnevi-i Şerif’inde anla-tır: O sudan yetişen kamışlar ney olup, aşk nefesi veril-di. O nefes avama gizli, aşk ehline aşikardır. Neyden dökülen nağmeler aşk sırrını anlatır. Herkesin kulağı nağmelerde ilâhi zevki bulamaz. İncir gibi tatlı, güzel meyveleri her kuş yiyemez.

Turuk-i âliyyede adaptır, hakikattır. Dervişin rüyasını mürşidinden gayrı ya anlatması edebe uygun değildir. Mür-şidi gayrı ya anlatmasında mahzur görmedi ise anlatır. An-latmasına izin vermedi ise mahrem olarak kalır. Emanetul-lahtır. Rüya tabiri irticalen olur. Mürşide evhamla ilhamı ayırt edecek ölçü verilmiştir. Mürşit rüyanı tabir etmedi ise, “illâ tabir et” diye ısrar edebe uygun değildir. O kadar.

Pir-i Gâlibi
Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu

TASAVVUF VE ZİKRULLAH
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-23-2013, 12:00   #138
Kullanıcı Adı
fican
Standart
HİTABI RESUL

Alıntı:
Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v) tarafından Mekke-i Mükerreme’de 30 Ocak 1995 sabah namazından sonra hal-i yakazada hitab edildi bu abd-i âcize. Bütün insanlık alemine duyurmaklığım işaret edildi:

"Ümmetim geçmiş zamana göre değil, yaşayacağı zamana göre hazırlansın."


(Hitab-ı Resul)
Ravisi bu abd-i âciz.

PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-24-2013, 14:33   #139
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Alıntı:
Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır EN'ÂM suresi 59. ayet
Alıntı:
Zeno Paradoksları
Zeno, matematik tarihindeki ilk büyük şüphecidir. Paradoksları matematikçileri yıllarca uğraştırmış ve paradokslarının yol açtığı araştırmalar sonucu matematiğin gelişimine büyük katkı yapmıştır.
Zeno’nun doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak tahminlere göre Zeno, M.Ö. 495 yılında İtalya’daki bir Yunan kolonisinde doğmuştur. Doğduğu koloninin ismi Elea olduğundan Elea’lı Zeno olarak bilinir.

Dichotomy paradoksu :
Hareket yoktur. Çünkü bir hareketin olabilmesi için belirli bir zaman diliminde belirli bir mesafenin yapılmış olması gerekir. Bunun için de istenilen mesafenin önce yarısı, sonar kalan mesafenin yarısı, daha sonra kalanın yarısı vb… gidilmesi gerekir. Ancak herzaman gidilmemiş bir “kalan yolun yarısı” olacaktır. Dolayısıyla hareket hiç başlamamıştır.

Tavşan-Kaplumbağa paradoksu :
Hareketli bir tavşan hiçbir zaman kendisinden ilerdeki hareketli bir kaplumbağayı yakalayamaz. Çünkü kağlumbağayı yakalması için öncelikle, seçilen bir anda kaplumbağanın bulunduğu noktaya gelmesi gerekir. Tavşan o noktaya gelene kadar kaplumbağa biraz daha ilerlemiş olur. Daha sonra ilerideki kaplumbağanın o anda bulunduğu noktaya gidene kadar kaplumbağa biraz daha ilerler. Sonuçta kaplumbağa hareketli olduğundan, tavşan, kaplumbağayı asla yakalayamaz.

Ok paradoksu :
Zaman “an” lardan oluşmuştur. “An”zamanın en küçük parçasıdır ve bölünemez. Bir ok hareketli veya hareketsiz olsun, aslında ok hiçbir zaman hareket edemez. Çünkü hareketin gerçekleşmesi için okun bir anın başlangıcında bir noktada, anın sonunda da başka bir noktada olması gerekir. Ancak bunun olması için “an” ın bölünebilir olması gerekir ki bu da tanıma gore mümkün değildir. Dolayısıyla ok aslında hareket etmemiştir.
Alıntı:
1140. Sözden bir şekil doğdu, yine öldü. Dalga kendini yine denize iletti. Sûret sûretsizlikten çıktı, yine sûretsizliğe döndü. Zira biz yine Tanrı’ya döneceğiz.
Şu halde sen her göz açıp kapamada ölüyor, diriliyorsun. Mustafa “dünya bir andan ibarettir” buyurdu.
Bizim fikrimiz havada bir oktur. Havada nasıl durur? Tanrı’ya gelir. Her nefeste dünya yenilenir. Fakat biz, dünyayı öylece durur gördüğümüzden bu yenilenmeden haberdar değiliz.

1145. Ömür su gibi yeniden yeniye akıp gider. Fakat cesette bir daimîlik gösterir.
Elinde hızlı hızlı oynattığın ucu ateşli bir sopa nasıl upuzun ve tek bir ateş hattı gibi görünürse ömür de pek çabuk akıp geçtiğinden daimî bir şekilde görünür.
Ateşli çöpü sallasan ateş gözüne upuzun görünür.
Bu ömür uzunluğunu da Tanrı’nın tez tez halketmesindendir.
Tanrı’nın yeniden yeniye ve süratle halketmesi, ömrü öyle uzun ve daimî gösterir.


Bu sırrı bilmek isteyen, pek büyük ve derin bir âlim bile olsa kendiliğinden bilemez, ona de ki: işte Husâmeddin buracıktadır. O yüce bir kitaptır ondan öğren.
Hz. Mevlana
Hazret-i Ali kerremallahu veçhe Efendimiz buyuruyor. Siz evlatlarınızı yaşadığı zamana göre değil, onların yaşayacağı zaman göre hazırlayınız. Hazret-i Pir Gavsulazam Seyyit Abdulkadir Geylâni Hazretleri buyuruyor geçmiş mazi, istikbal geri getiremezsin, geçmiş mâziyi geri getiremezsin, istikbalden de malumatın yok, Allah’a malum hal bugün Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasullullah. İftihar ederiz onunla, Rabbim ayırmasın izinden. Ama İsa (a. s.)’a tabi olmuş da, lâ ilâhe illallah’ı muhafaza ediyor, Allah’tan başka ilah yoktur diyor, Musa (a.s.)a tabi olmuş başka peygamber Efendilerimize tabi olmuş, lâ ilâhe illallah diyor, gavur kâfir deme bunlara başına belâ alıyorsun.

PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU

28-05-1995 tarihli sohbetinden alınmıştır.

Konu fican tarafından (08-24-2013 Saat 14:35 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-26-2013, 11:03   #140
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Felsefenin akışı beyinden kalbedir. Tasavvufun tariki ise kalbden beyinedir. İkisinin de yolları ayrı ayrıdır. Öz olarak kalbden beyine giden yola "ehli tarik" denilmiştir... Felsefeyi tanzimi ilâhi olan tasavvufla eş değer görmeyelim.
Fels
efe nefsin ürettiği, maddeden öte gidemeyen ilmel-yakıyndır. Maddede her zerrede ALLAH'ın varlığının, tenezzülen fiili sıfatlarının zuhurunu hissetmektir.
Müşterisi azda olsa TASAVVUF ; Manadır, dinin aslı ve özüdür. İhlas, takva, veradır..


Pir-i GÂLİBİ
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
tasavvuf


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi