![]() |
#31 |
![]() sen dalga geç bakalım mıy mıy mıy laflar eden sensin gerçekler zoruna gidiyor değil mi?uzak duracağım tabi bunca küfür amelini işleyecek değilim.Sen işlemek istiyorsan ne halt yersen ye beni ilgilendirmez.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#32 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
Sizcede din üzerinden para kazananların, dünyevi menfaat elde edenlerin asıl toplum içerisinde ayıplanmaları gerekmez mi? |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
![]() BÜTÜN SEMAVİ DİNLER İSLAMİYYET'TİR Bütün semavi dinler İslamiyet'tir. "Peygamber efendilerimizin getirdiği şeriatlarına tabi olanlar da müslümandır." “ALLAH’tan başka ilah yoktur, ALLAH vardır” diyen her kim ise Kur’an-ı Azimü’ş-şan’da belirtildiği gibi, hangi şeriata tabi olursa olsun müslümandır. Hazret-i Kur’an’ı hislerinin esiri ve geçmiş hadiselerin mahkumu olarak değil kasd-ı ilahiyi, rahmet-i ilahiyi bir nebze yaşayarak, bu yönlü zevkini alarak mütalaa edersen dünyaya ve yaratılan her şeye bakış ve görüşün değişecek, kimseye eza ve zulmü reva görmediğin gibi, ALLAH’ın rahmetini başka türlü düşünemeyecek ve kimseye su-i zan edemeyeceksin.Yaratılışın sırrının rahmet, gene rahmet olduğunu iyi anlayacaksın. Fakat sebebine tevessül edeceksin. Bu rahmetin meyvesi zikrullahtan gafil olmamak, ehl-i aşkın aşkı ile istihza etmemek, şeriat üzere yaşanan tarikat ve tasavvufa karşı hasmane tavır takınmamak. Bütün semavi dinlerde mevcut iken en mütekamil “şeriat-i Muhammedi de tasavvuf ve tarikat yoktur” diye inanan insanları rencide etmemek. PİR-İ GALİBİ H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
![]() insanın ruhaniyetini temiz tutabilmesi ,ilim ile ve inanç ile ruhaniyeti ve derinlerindeki iyi niyeti koruyabilmesidir.saygılar.benim bildiğim bukadar
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
![]() Aşk mana itibariyle ilâhidir. Mecazi aşk olmaz. Mecazi olan istektir, arzudur. Nefsin ihtiyacıdır. Mecazi aşk özlemini duyduğu o nesneye vuslatla biter. İlâhi aşk ise yakınlıkla artar. Vuslatda ilâhi aşkın sonu değildir. Aşkı ilâhinin tecellisi nefsin hazzının dışında, ruhun gıdası, yaratılışın sebebi hikmeti, İnsanlığın hâl belgesi... mana anlamı "TASAVVUF"tur!
PİR-İ GÂLİBİ |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#36 | |
![]() Alıntı:
EHL-İ KİTÂB’I RAHMET-İ İLAHİYEDEN DIŞLAMAK EMR-İ İLÂHİYE TERS DÜŞTÜĞÜNDEN MANA-YI KUR’ÂN’A VE CÜMLE KİTABLARA DA SUHUFLARA DA AYKIRI OLDUĞUNU HAZRET-İ ALLAH SARİH BİLDİRİYOR Bismillâ hirrahmanirrahim “SENDEN ÖNCE GÖNDERDİĞİMİZ PEYGAMBERLER HAKKINDAKİ KANUN BUDUR. BİZİM KANUNUMUZDA HİÇ DEĞİŞİKLİK BULAMAZSIN.” (İsra Suresi, 77) Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm “Îman edip yararlı iş yapanlara gelince onlarda cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalacaklardır.” (Bakara Sûresi, 82.) “Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” diyen meal ve tefsirler Kur’ân’ın rûhuna ve rahmet-i ilâhîyeye tamamı ile aykırıdır. Uygulaması da imkansız olup bu yanlış tefsir semâvî dinler arasında düşmanlıktan başka bir şey getirmemiştir. Hazret-i ALLÂH’ın Kur’ân’ın çok yerlerinde verâset-i enbiyâ olan “evliyâ”yı, Türk lisânında her mevzûda kullanılan “dost” ifâdesi, gayr-i meşru hâdiselerde dahi “dost” diye ifâde olunurken... Arapça’da “dost” diye bir kelam yok. Herhangi bir ecnebî kelimeyi “aynı mânâyı yansıtmıyor” diye lisânımızda olmadığı için onların telaffuz ettikleri gibi almak mecburiyetindeyiz de, “evliyâ” için aynı uygulamayı niçin yapmıyoruz? Mâide Sûresi 51. âyetinde mâlumun “evliyâ”ya “dost” demekle o kadar mânâ değişiyor ki, Benî İsrâil (Yahudiler) ve Benî Nasârâ (Hıristiyanlar)’ı tamamı ile dışlamak ALLÂH’ın kânunlarına uymadığı gibi Hazret-i Kur’ân’da ehl-i kitâbın îmanlılarını taltif eden âyetleri görmezlikten gelemeyiz emr-i ilahinin dışına çıkmayalım. Başka inanç sâhiplerini hakir görerek yaşamanın mümkün olmadığını târih boyu gördük veya göremedik. Gerçeği göremeyip, nefsânî hislerinin esaretinden kurtulamayan, başkalarını hakir görerek yükseleceğini, bir yere varacağını zannedenler bu zannın doğurduğu perişanlığı görmemezlikten gelemeyiz Bu türlü düşünce ve tutumlarımızı hemen değiştirelim lütfen. bugün Buna daha mecburuz. Zararın neresinden dönülürse kardır denir.! PİRİ GALİBİ SEYYİT H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KARDEŞLİK isimli eserinden alıntıdır. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#37 |
![]() Adem (safiyullah)’tan Kıyamete Kadar Semavi Din İslamiyet’tir. Manay-ı tasavvufu inkar cehalettir, iyi bilelim. Bu gerçeklerin ilanını İslami yönü ile anlatabilir isek; gerçek İslam, cumhuriyet, demokrasi, laiklik, insan hakları İslamiyet’i bu güzellikler dışında mütala etmek, aslından saptırmak İslam’a vurulan büyük darbe ve gerçekleri tahrif olur. Böyle olunca ne olur? Beraber görelim, bütün insanlıkla... Dost olalım. Hiç bir ülkede İslamiyet’i bilgisizce horlatmayalım. Bu durumda ilmine herkes hürmet gösterir. Şeriatına kimse küfretmediği gibi saygılı olacağından şüphen olmasın. Din özgürlüğün kabul edilir. Teşkilatına özerkliğin verilir. Başkanını din otoritelerinin kendi aralarında seçme hürriyeti elbet verilir. Bilenler katında yerimiz olur. Din istismarcılarının ipliği pazara dökülür. Sahte ilim adamları, sahte mürşitler, meşihat karşısında tuzun suda eridiği gibi yok olurlar!... PİR-İ GALİBİ SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU METAFİZİK isimli eserinden alıntıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
![]() Osmanlı zamânında “ Turuk-ı aliyyede vazifeli olduğunu iddia edenlerden ” Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e kadar dayanan bir silsile-yi merâtibe ve iz-ni icâzete sâhip olması gerekirdi, yok ise sahte olduğu tebeyyün ederdi! HZ. ALLAH bilirya bu zamanda, bu meziyetlere sâhip kaç meşâyıh çıkar?
PİR-İ GALİBİ SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KARDEŞLİK isimli eserinden alıntıdır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#39 |
![]() ATATÜRK VE DİN
Makamı cennet olsun, büyük insan Mustafa Kemal Atatürk bu noksanlığı düzeltmeyi üstlendi ve başardı sayılır. Çünkü bu icraat her şahsın yapacağı basit bir icraat değildi!.. Bu icraatı yapabilmek için evvelâ Allâh’ı bilmesi, tabi olup kabullendiği peygamberini, peygamberinin getirdiği şeriatını bilmesi ve kul olarak şahsının yaratılışındaki sırr-ı ilâhiyi bilmesi gerekli idi. Tedrisatı ve imanı müsaitti. Bu ilme yabancı değildi, biliyordu!.. Atatürk’ün, yaşadığı zamanın ulemasına kulak ver: Ataya, itifaken ‘mehdi, resul’ demişlerdi!.. Nutuk’larını da iyi oku, anlarsın!.. Zamana uyum sağlamaya çaba gösteren, vatanın gerçek evlatlarını minnet ve rahmetle anıyorum. Çünkü o büyük insandı. Aklı ermeyenlerin dinsiz zannettikleri; çıkarlarına kullananların zannettiği gibi dinsiz hiç değildi!. Edindiğim intibaya göre ‘dindardı’ dersem mübalâğa etmiş sayılmam. Tekrar ediyorum; ‘zamanının mehdi resülü’ diyorlardı, dindar büyüklerim. Tevatüren hakkında söylenen menkıbelerin canlı şahidiyim. Muhafız erlerinden bir tanesi şöyle anlatıyordu: Sabaha kadar masa başından kalkamadılar. Alaca karanlıkda dışarı çıktı. Bataklık gibi olan Yenişehir tarafına doğru gidiyordu. Ben arkasını takip ettim, vazifem icabı. Geriye dönmeden, bana gelmememi söyledi. Ben görünmeden takibe devam ettim. Durdu bir yerde, yönünü dönmeden ‘yaklaş!’ dedi. Biraz daha yaklaştım. Gür bir sesle: --Uhud Savaşında Hazreti Resulullah düşmana yalnız gitti; neyine güveniyordu? Neye sığınıyordu? Hazreti Allâh’a değil mi? Ben de Allâh’a sığınıyorum, rahat bırak beni!... Muhafız öyle diyordu: “Vücudum sarsıldı, ister istemez geri çekildim.” Medyada Fatih Çekirge’nin programında bu gerçeği anlatmak bana nasip olmuştu:... PİRİ GALİBİ SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU HZ. KUR’AN’DA TESETTÜR HİCAP VE EDEP İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
![]() Arzda varisül-Nebî, nedîm-i ilâhî hiç eksik olmadı. Olamaz da. Her asır rahmet-i ilâhiyeye uygun yaratılmıştır. Arayan bulur. Hazret-i ALLAH: "Siz asrı tanetmeyin" diye buyurmadı mı? Zamanda gazap ve iltimas yoktur. İyi bilesin, zaman kılıçtır; kullanmayı bilemez isen o seni keser. Hazret-i ALLAH’ın yasakları dışında, güzellikleri bulasın. Geçmişten ibret alasın. İstikbâli bilemezsin. Hal bugündür. İman terâzisinde ölçerek günü yaşayasın ki, yaratılışın sırrı sende tecellî edecektir. Şüphen olmasın.
Peygamber efendilerimize derece vermeye kalkışma. Emr-i ilâhîye ters düşersin. Şeriatı ile yükümlü olduğun ALLAH elçisinin izinden ayrılma. Peygamber efendilerimizin vârislerini de tanı ve bul. Bulamadın ise samimiyetle HZ. ALLAH’tan iste. Mürşidini istemekte benim gibi yüzsüz ol ki aradığını buldursun… Türkçe’de her mevzuda kullanılan, basit hitaplarda da ifâde edilen, ancak zâhirî ulemânın kıskançlığının zuhurundan başka îzahı olmayan "dost" demeyi bırakalım da evliyâya "evliyâ" diyelim. Hazret-i Kur’ân’ın da mânâsını bu yönlü tahrif etmeyelim, lütfen. ALLAH’ın rahmetinin tecellîsi olan evliyâsı arzda her zaman vardır, kıyâmete kadar da olacaktır. Aksini düşünmek Hazret-i ALLAH’a noksan sıfat ve zulüm isnat etmektir!.. PİRİ GALİBİ SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU RAHMET DAMLALARI İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
tasavvuf |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|