![]() |
#21 | |||
![]() Alıntı:
|
||||
![]() |
![]() |
#22 |
![]() Türk milleti, ne yazık ki AB konusunda eski heyecanını, isteğini ve umudunu kaybetti. Çünkü üyelik sürecinde, olmayacak isteklerde bulunuldu. Diğer aday ülkelere yapılmayan haksızlıklar yapıldı. Başbakanımızın tabiri ile maç oynanırken kurallar sürekli değiştirildi. Böyle bir haksızlık başka hiçbir ülkeyi yapılmadı. Hedef sadece Türkiye oldu.
Bizim AB'ye girmemiz için öncelikle bu sorunu çözmemiz gerekir. Çünkü mevcut sorun çözülmeden, AB'ye girebilmemiz mümkün değildir. Girmiş olsak bile, haksızlıklar silsilesi devam edecek, Türk milletinin kabullenemeyeceği bir durum ortaya çıkacaktır. Bugün bile toplum içinde AB karşıtı sesler yükselmeye başladıysa, sebebi de bu haksızlıklar silsilesidir. Onları hor görmemek gerekir. Çünkü Türk milleti onurlu bir millettir. Aç da kalsa, açıkta da kalsa istenmediği yerde durmaz. Verilmeyeni istemez. İşte bu nedenle Türkiye ile AB arasında gerçek bir müzakere süreci, ancak AB'nin istekli tutumuyla başlayabilir. Bu sürecin ilk şartıdır. Unutulmamalı ki vagon ne kadar kusursuz olursa olsun, tren gitmedikçe hareket etme şansı yoktur. Biz üzerimize düşeni yapacağız, fakat AB'de kendi üzerine düşen görevleri yapmalı, sorunun kaynağını bulmalıdır. İnanç ve tarihten kaynaklı olumsuz düşüncelerinden vazgeçmelidir. Bu sadece Türkiye'yi AB ülkesi yapmaz, aynı zamanda AB'yi de gerçek anlamda özgürlükçü, modern, hoşgörülü bir topluluk yapar. Bizim AB ödevimiz zor, AB'nin Türkiye ödevi daha zordur. Sonuç olarak, Türkiye, yıllardır sürdürdüğü ancak sonuç alamadığı anlayışı değiştirmeli ve AB'ye kendi üzerine düşen görevi hatırlatmalıdır. Bunun için AB'nin, kesin, gerçekleştirildiğinde sonu belli olan bir planı, Türkiye'ye sunması gerekir. Böyle bir plan sunulmadıkça, Türkiye, AB ilişkilerini muhakkak askıya almalıdır. Çünkü kuralların sürekli değiştirildiği bir maç asla bitmez. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#23 | ||
![]() Alıntı:
|
|||
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
![]() Yazılanlar okudum fakat kendi yorumumu kendi düşüncelerim açısından yani partimizin yada burada yazılanların etkisinde kalmadan yapmak istiyorum...
Avrupa Birliği'ne girilmesini kişisel olarak desteklemiyorum!...Olaya ilk önce sosyolojik boyuttan bakmak gerek... Bunun nedenlerinden ilki AB'nin zaten çökmeye başlayan ve gücünü yitirmeye başlamış bir birlik olması.AB yaşlanan nüfusu ve çöken sosyal yaşamıyla zaten gerileme sürecine girdi.Bunu ünlü New York Times gazeteside söyledi.400 yıllık Batı medeniyetinin artık batmaya başladığını ve Doğu'nun bu boşluğu dolduracağını açık açık yazdılar.Aslında biz zaten neredeyse 500 yıllık bir süreçten beri Avrupa ile her ne kadar savaşsakta ticari anlamda ilişkileri olan bir milletiz fakat zamanı geldiğinde bu ilişkileri sınırlandırmayı bilmemiz gerek... Avrupa'nın br Hristiyan Birliği olduğunuysa anlamak için Irak ve Afganistan işgallerinde ki tavırları yada Filistin'de ki zulüm karşısında tutumundan anlayabiliriz! Biz bu insanlar ve bu kıtayla tam bin yıldır CİHAD uğrunda savaşıyoruz ve bu insanların bilinçaltlarında Türklerin ve Türkiye'nin her zaman bir rakip yada düşman olduğunu bilmemiz gerekir. Almanya'ya giden Türkler aradan 50 yıl geçmesine rağmen hala entegre olamadılar ve sorun yaşıyorlar.Bu sorun Türklerin beceriksizliği değil Hristiyan-Avrupalı ile Müslüman-Türk'ün geleneklerinin ve bütün inanışlarının farklı olması.Birlikte yaşamak bu açıdan imkansız... Olaya ticari açında bakmayı ise zaten anlamsız buluyorum çünkü biz dediğim gibi yüzyıllardır Avrupa ile savaşırken dahi ticari ilişkilerimizi yürüttük ve şu anda da gayet iyi şekilde devam ediyor.Birliğe girmeden de bu ilişkiler ilerleyebilir... |
|
![]() |
![]() |
#25 | |
![]() Alıntı:
Onların önyargılarını yıkmadan kendi önyargılarımızı yıkmanınsa zaten anlamı kalmıyor çünkü biz onları istiyoruz ve dolayısıyla küçük düşen zavallı taraf oluyoruz.. Dünyanın küreselleştiği ve sınırların kalktığı doğru anca bu olayı ekonomik olarak değerlendirmek gerekir.Yoksa sosyal açıdan hiçbir toplumun özelliklede dini farkılıklar varken birbirine entegre olmasını isteyeceğini sanmıyorum.Ekonomik açıdan zaten ilişkilerimizin olduğunu ve her geçen gün bu ilişkilerin ilerlediğini söyledim.Fakat bu ilişkileri toplumsal anlamda ilerlemeye başladığında eminim sorun çıkacaktır... |
||
![]() |
![]() |
#26 | |
![]() Alıntı:
Fakat bu süreçte AB'den tamamen vazgeçmek bence doğru değildir. Ortada bitmemiş, tüketilmeyi bekleyen bir pasta var.Bu pastadan küçük AB ülkeleri (Yunanistan gibi) olabildiğince faydalanıyor. Bizimde faydalanmamız lazım. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#27 | |||
![]() Alıntı:
|
||||
![]() |
![]() |
![]() |
#28 |
![]() güzel ülkemiz şu zamanda askeri darbe zihniyetinin cocugu ve bircok ülkenin hukuk kuralları üzerinde carpık bir yapılasmayla gelişmektedir.yasama-yürütme-yargı-askeri organların entegre bir şekilde çalışmasını beklerken su an neredeyse hepsi çatışma içerisinde ve egemonyalarını koruma altına alma derdindeler.bu derdlerinden dolayı halkın ihtiyacları hep ikinci planda kalıyor ve gündeme gelen değişimler fertler planında yürürlüğe girmiyor giremiyor.bugün biz ülkemizdeki insanların %80'nin magdur oldugu basörtüsü sorununu dahi çözüme kavusturamayacak bir hukuk ve adalet sistemini içersinde yasamımızı sürdürüyoruz.şu an atılan adımlar saglam olmayan temel üzerine bina edilen bir sistemi dogurur.bu sistem de uygulama noktasında hata(error) veririr.bu sebeple mutlak bir reform'a ihtiyacımız var.çok acıgımız var bu acıklar yamayla kapanacak gibi de görünmüyor,bize yeni bir elbise gerek.bu elbise ise biçimini daha önceki tecrübelerin ve modellerin kesişimi olan ab'den almak durumundadır.muhakkak ki kumaş'ın pamugu bizim insanımız ve pamuğun kumaş olabilmesi için din-ahlak-örf ve adet gibi aşamalardan geçirilmesi gerekir bu olay konumuz dısında.bizim avrupa'dan kastımız sadece elbisenin modelidir.belki yüzlerce yıl kendi içinde kıyımlar yapıp içindeki farklı görüşteki insanları yokeden ve tek tip halk modelini yerlestiren bir avrupa modeli bize ne kadar uyar o bilinmez ancak su zaman itibarıyla örnek alacagımız daha iyi bir model yok.ab modelinin bize uyup uymadıgını da zaman göstercektir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#29 |
![]() ayrıca bizim avrupa'ya olan ihtiyacımızın belki daha fazlasına ,şu an enerji ve hammadde sıkıntısı ceken avrupa'nın ihtiyacı var.belki su an farkında degiller ancak fazla degil bundan 10 sene sonra bize ne kadar muhtac olduklarını anlayacaklar.belki şu an da bunun farkındalar ancak daha fazla imtiyaz almak için bizi oyalıyor olmaları muhtemel.gümrükbirliği anlasmasının bize faydadan fazla zararı oldu ancak bizi avrupa birliğine almaMAk için ugrasan avrupa kendi işlerine gelecek anlaşmaları bundan 10-20 sene evvel imzaladı.bunun gibi ve zamanın kapitülasyonları gibi ayrıcalıklar beklemekteler bizden.ticaret yapanlar bilir eger bir malzemeyi almak istiyorsanız önce kusur bulursunuz sonra fiyat kırar taviz istersiniz
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#30 |
![]() Avrupa birliği diye bir şey yok, o birlik Hristyan birliği bize avrupa birliği diye yutturmaya çalışıyorlar...
Hristyan olmayan bir ülkede giremez bakın bakalım avrupa birliği denen birlik'te Müslüman bir ülke varmı... Bugün fransa İslamiyeti kabul etsin onuda çıkartırlar bu birlikten çünkü dediğim gibi Hristyan birliği bu.. Velhasıl daha çok bekleriz bizi alacaklar diye ;) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|