AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 05-03-2008, 13:03   #21
Kullanıcı Adı
Ak_Zeynep
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
Ak_Zeynep Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Sosyokültürel modernleşme
CHP'nin AB karşıtı olduğunu savunmak bayağı bir gaflet. Elimizi yine vicdanımıza koyalım: Bugün AB kapılarını aşındırabiliyorsak bu CHP'nin öncülük yaptığı sosyokültürel modernleşmeden kaynaklanıyor.



Bu gün hizmet etme fonksiyonları ile hatta ülkenin geleçeğini etkileyen büyük projeler ile var olma yerine devlet erkinin idolojik cevrelerin sözcülüğünü yaparak kendini devletin mutlak sahipi konumuna iterek halkı ve onun değerlerini yok sayarak toplumun içine nifak ateşleri körükleyerek belli kurum ve kuruluşları tedirgin ederek gerilim siyasetini benimsemiş bir fikir külüpü için neden her şey güzel olsun ki , yeterki kaos ve gerginlik olsun ortaya cıkan siyasi boşluklarda söz hakkımız olsun aksi sandık ve demokrasiden haz almayanlar , sandıktan umudunu yitirenlerin en kısa yolu bu olsa gerek , ülkeyi senelerce geriye kötüren bütün enerjisini fitneye kilitlenmiş bir partinin varlığından utanıyorum.

CHP geniş kitleleri temsil eden bir parti değil, statükodan yana bir ideoloji partisidir.CHP aynı zamanda bir öfke partisidir. Vizyonu olmayan, sevgiden yana nasibini yitirmiş bir öfke partisi chp nin politikaları içeride Türkiye'yi yoruyor, dışarıda zor durumda bırakıyor.Sorunların varlığından beslenen, sorunların çokluğundan güç alan bir partigönülden düşmüş bir parti, salonlarda sürünüyor,elde kalan bir salon partisidir.chp insanların içine doğru yolculuk yapmalı, devlete doğru değil. CHP insanlaşmalı ve insana yönelmeli. Bir parti ya bir değer üretmel ya da üretilmiş değerleri muhafaza etmeli.
Çok güzel özetlemişsiniz.CHP bu işte..+1 :-*
Bir artı için o kadar zihnimi yordum, yorum üstüne yorum yaptım , tık yok ama şükür ki verdiniz artık :D :D
:D :D istediğiniz artı olsun :D
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 14:09   #22
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Türk milleti, ne yazık ki AB konusunda eski heyecanını, isteğini ve umudunu kaybetti. Çünkü üyelik sürecinde, olmayacak isteklerde bulunuldu. Diğer aday ülkelere yapılmayan haksızlıklar yapıldı. Başbakanımızın tabiri ile maç oynanırken kurallar sürekli değiştirildi. Böyle bir haksızlık başka hiçbir ülkeyi yapılmadı. Hedef sadece Türkiye oldu.

Bizim AB'ye girmemiz için öncelikle bu sorunu çözmemiz gerekir. Çünkü mevcut sorun çözülmeden, AB'ye girebilmemiz mümkün değildir. Girmiş olsak bile, haksızlıklar silsilesi devam edecek, Türk milletinin kabullenemeyeceği bir durum ortaya çıkacaktır. Bugün bile toplum içinde AB karşıtı sesler yükselmeye başladıysa, sebebi de bu haksızlıklar silsilesidir. Onları hor görmemek gerekir. Çünkü Türk milleti onurlu bir millettir. Aç da kalsa, açıkta da kalsa istenmediği yerde durmaz. Verilmeyeni istemez. İşte bu nedenle Türkiye ile AB arasında gerçek bir müzakere süreci, ancak AB'nin istekli tutumuyla başlayabilir. Bu sürecin ilk şartıdır.

Unutulmamalı ki vagon ne kadar kusursuz olursa olsun, tren gitmedikçe hareket etme şansı yoktur. Biz üzerimize düşeni yapacağız, fakat AB'de kendi üzerine düşen görevleri yapmalı, sorunun kaynağını bulmalıdır. İnanç ve tarihten kaynaklı olumsuz düşüncelerinden vazgeçmelidir. Bu sadece Türkiye'yi AB ülkesi yapmaz, aynı zamanda AB'yi de gerçek anlamda özgürlükçü, modern, hoşgörülü bir topluluk yapar. Bizim AB ödevimiz zor, AB'nin Türkiye ödevi daha zordur.

Sonuç olarak, Türkiye, yıllardır sürdürdüğü ancak sonuç alamadığı anlayışı değiştirmeli ve AB'ye kendi üzerine düşen görevi hatırlatmalıdır. Bunun için AB'nin, kesin, gerçekleştirildiğinde sonu belli olan bir planı, Türkiye'ye sunması gerekir. Böyle bir plan sunulmadıkça, Türkiye, AB ilişkilerini muhakkak askıya almalıdır. Çünkü kuralların sürekli değiştirildiği bir maç asla bitmez.

Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 14:25   #23
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı
Güzel kardeşim AB girip girmemenin ötesinde ülke dinamiklerinin kendi insanına kazandıramadığı bir çok getirilerin varlığıdır ,belki bir ufuk nazarında bakıldığında dayatmalar ile gelen yenilikler askeri vesayet kültürü ile tasarlanmış olarak anayasamıza kazandırılan bir çok medeni kazanımlar ile sabitlenmesi gerekir.

Türkiye, AB üyelik süreciyle bölgesel dışa açılan politikalar ve bağlantılarıyla küresel süreçe girmiş bulunmaktadır. Bu aşamadan sonra Türkiye'nin bu iki süreçten köklü bir biçimde kopması çok zor görünmektedir. 27 Nisan süreci, yöneldiği hedefler bakımından Türkiye'yi AB sürecinden koparmak isteyen, AB sürecinin Türkiyeyi parçalamayı hedefleyen bir süreç olduğunu iddia eden söylemi teyid etmektedir Türkiye'nin Ortadoğuda aktif rol oynamasının önüne geçmek istemektedir. Bu iki gerekçeye dayanarak, cumhuriyetin tasfiye edilmek istendiğini öne sürenler, bu iki süreci durdurmayı başardıkları takdirde içeride kaybettikleri zemini iktisadi, siyasi ve sosyal yeniden kazanabileceklerini düşünmektedirler. Böyle bir kara hesapların beşinde olanların varlığı ile hangi tarz siyaset yapmak gerek

Türkiyenin daha fazla GSMH'ya, daha fazla üretime, daha fazla yabancı sermayeye, daha fazla istihdama, daha zengin uluslararası ilişki trafiğine, daha çok spor başarısına, daha fazla patente ihtiyacı vardır. Bu ve benzeri konuların herhangi birinde gerilemek demek, refahın azalması ve dolayısıyla ülkenin her açıdan yönetilemez olması demektir. Yani, bölünmez bütünlük ve Cumhuriyetin temel niteliklerinin güçlenmesi için bu değişim eşiğinin atlatılması zaruridir. Geçmiş bu rota üzerinde seyir alıyorsa sizin ifade ettiğiniz gibi soyutlanmak ülkeyi kaosa ve içerdeki otoriter güçlerin hatta cetelerin eline geçen bir devlet portresi ortaya koyar ülke için de bir son olur sevgilerimle
Ben açıkçası bu kadar karamsar değilim. Eğer mevcut sürecin Türkiye'ye getirisi büyükse, o zaman konuyu muallakta bırakıp ilişkileri yıpratmak yerine, imtiyazlı bir ortaklığı kabul etmek daha doğrudur. Çünkü mevcut düzende tam üyelik için bir sonuç alınamamıştır. Üstelik bugün kabul edilecek imtiyazlı bir ortaklık, gelecekte tam üyeliğe de engel değildir. Bu bağlamda umutlarımız, bugün olduğu gibi devam edecektir.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 15:35   #24
Kullanıcı Adı
ENGİNEER
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Yazılanlar okudum fakat kendi yorumumu kendi düşüncelerim açısından yani partimizin yada burada yazılanların etkisinde kalmadan yapmak istiyorum...

Avrupa Birliği'ne girilmesini kişisel olarak desteklemiyorum!...Olaya ilk önce sosyolojik boyuttan bakmak gerek...

Bunun nedenlerinden ilki AB'nin zaten çökmeye başlayan ve gücünü yitirmeye başlamış bir birlik olması.AB yaşlanan nüfusu ve çöken sosyal yaşamıyla zaten gerileme sürecine girdi.Bunu ünlü New York Times gazeteside söyledi.400 yıllık Batı medeniyetinin artık batmaya başladığını ve Doğu'nun bu boşluğu dolduracağını açık açık yazdılar.Aslında biz zaten neredeyse 500 yıllık bir süreçten beri Avrupa ile her ne kadar savaşsakta ticari anlamda ilişkileri olan bir milletiz fakat zamanı geldiğinde bu ilişkileri sınırlandırmayı bilmemiz gerek...

Avrupa'nın br Hristiyan Birliği olduğunuysa anlamak için Irak ve Afganistan işgallerinde ki tavırları yada Filistin'de ki zulüm karşısında tutumundan anlayabiliriz!
Biz bu insanlar ve bu kıtayla tam bin yıldır CİHAD uğrunda savaşıyoruz ve bu insanların bilinçaltlarında Türklerin ve Türkiye'nin her zaman bir rakip yada düşman olduğunu bilmemiz gerekir.
Almanya'ya giden Türkler aradan 50 yıl geçmesine rağmen hala entegre olamadılar ve sorun yaşıyorlar.Bu sorun Türklerin beceriksizliği değil Hristiyan-Avrupalı ile Müslüman-Türk'ün geleneklerinin ve bütün inanışlarının farklı olması.Birlikte yaşamak bu açıdan imkansız...

Olaya ticari açında bakmayı ise zaten anlamsız buluyorum çünkü biz dediğim gibi yüzyıllardır Avrupa ile savaşırken dahi ticari ilişkilerimizi yürüttük ve şu anda da gayet iyi şekilde devam ediyor.Birliğe girmeden de bu ilişkiler ilerleyebilir...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 16:23   #25
Kullanıcı Adı
ENGİNEER
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Güzel kardeşim ufkunuz ve sahip olduğunuz vehimlerin bir coğunu acizane bizlerde taşıyoruz, Geçmiş haclı zihniyetini taşıyan belli mihrapların bizlerin iyi olmasını istememe güdüleride olabilir ama zihinlerin ve düşmanlıkların ötesinde genetik sermaye bağları ve dünya gerçeklerii bu düşüncenin sadece korteks de kalmasına zorluyor , istenmeden sevilmeden sistemin içine doğru gidilmesi bence dünya insanlığı için gerekli bir gelişmedir.Ayrımcılığın bu bilinç dışı yanına vurgu yapmak istiyorum cünkü ayrımcılığın bu yanıdır önemli ve zararlı olan hiç kimse kendi ayrımcı yanını ve önyargısını göremez tanım gereği önyargı görülmeyendir. Şimdiye kadar kurulmamış ve herhalde hiç kurulmayacak cümle benim bir önyargım vardır cümlesidir. Çünkü fark edilen önyargı o an yok olur, artık yoktur, cünkü insan kendi bağnazlığını, çelişkilerini, tarafsız olmayan görüşlerini bilemez ancak bizim bilgimiz karşı tarafa önyargı olarak yansır. Yani çatışmalarda ve öteki ile ilgili yargılarda karşı taraf ile temas kurmak, bir diyalog başlatmak, görüş alışverişinde bulunmak şarttır. Karşı tarafı ayrımcılık yapıp dışlarsanız bir gerçeğe varma kapılarını da kapamış olursunuz kendi düşüncelerinizin karşı taraftan nasıl algılandığını,neye benzediğini ne denli geçerli olduğunu hiç öğrenemeyeceksiniz Ötekini dışlayan çevresinden kopar, yalnızlığa itilir. Dar çevresinde çoğunluktur ama dünyada gittikçe yalnız kalır, yabancılaşır. Azınlıkları yok etmiş toplumlar zamanla yalnızlıklarını hissetmeye başlarlar. Kendi kimliğini kaybetmeden yeni deneyimler ve tatlar kazanmaktadır. Günümüzün uygarlığı uluslararası bir kültürdür. Çevresini ötekileştirenler içe kapanmaktadırlar.

AB üyeliğinin önkoşulları olan demokrasi, hukuk devleti, insan haklarına saygı ve işleyen bir piyasa ekonomisinden vazgeçilemez. Bu ilkeler üzerinden üyeliğin gerektirdiği yeniden yapılanma sürecinin devamı elzemdir. Sonuç olarak uluslararası toplumla ve normlarla barışık, çatışma yerine işbirliği imkanlarına odaklı, yapımında katılımcı karar verme süreçlerine değer veren bir dış politika anlayışı mümkündür ve gereklidir. Bu yenilenme koşullarını iç mekanizmalar ile payidar edemeyen bir devletin dış kaynaklı dünya ile entegre oluşundan başka caresi yoktur , yorum için çok teşekkür ederim +1
Aslında önyargı taşıyorum fakat bu önyargılarımın nedeni kendi tarihimden ziyade AB'nin bize yaklaşık 45 yıldır üyelik konusunda çektirdiği sıkıntılar ve inatçı tavrı.Olayları onlar açısında değerlendirince gerçekten haklıda buluyorum çünkü bu kadar farklı bir toplumla kaynaşmak istememek en büyük hakları...
Onların önyargılarını yıkmadan kendi önyargılarımızı yıkmanınsa zaten anlamı kalmıyor çünkü biz onları istiyoruz ve dolayısıyla küçük düşen zavallı taraf oluyoruz..

Dünyanın küreselleştiği ve sınırların kalktığı doğru anca bu olayı ekonomik olarak değerlendirmek gerekir.Yoksa sosyal açıdan hiçbir toplumun özelliklede dini farkılıklar varken birbirine entegre olmasını isteyeceğini sanmıyorum.Ekonomik açıdan zaten ilişkilerimizin olduğunu ve her geçen gün bu ilişkilerin ilerlediğini söyledim.Fakat bu ilişkileri toplumsal anlamda ilerlemeye başladığında eminim sorun çıkacaktır...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 16:36   #26
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
ENGİNEER Nickli Üyeden Alıntı
Yazılanlar okudum fakat kendi yorumumu kendi düşüncelerim açısından yani partimizin yada burada yazılanların etkisinde kalmadan yapmak istiyorum...

Avrupa Birliği'ne girilmesini kişisel olarak desteklemiyorum!...Olaya ilk önce sosyolojik boyuttan bakmak gerek...

Bunun nedenlerinden ilki AB'nin zaten çökmeye başlayan ve gücünü yitirmeye başlamış bir birlik olması.AB yaşlanan nüfusu ve çöken sosyal yaşamıyla zaten gerileme sürecine girdi.Bunu ünlü New York Times gazeteside söyledi.400 yıllık Batı medeniyetinin artık batmaya başladığını ve Doğu'nun bu boşluğu dolduracağını açık açık yazdılar.Aslında biz zaten neredeyse 500 yıllık bir süreçten beri Avrupa ile her ne kadar savaşsakta ticari anlamda ilişkileri olan bir milletiz fakat zamanı geldiğinde bu ilişkileri sınırlandırmayı bilmemiz gerek...

Avrupa'nın br Hristiyan Birliği olduğunuysa anlamak için Irak ve Afganistan işgallerinde ki tavırları yada Filistin'de ki zulüm karşısında tutumundan anlayabiliriz!
Biz bu insanlar ve bu kıtayla tam bin yıldır CİHAD uğrunda savaşıyoruz ve bu insanların bilinçaltlarında Türklerin ve Türkiye'nin her zaman bir rakip yada düşman olduğunu bilmemiz gerekir.
Almanya'ya giden Türkler aradan 50 yıl geçmesine rağmen hala entegre olamadılar ve sorun yaşıyorlar.Bu sorun Türklerin beceriksizliği değil Hristiyan-Avrupalı ile Müslüman-Türk'ün geleneklerinin ve bütün inanışlarının farklı olması.Birlikte yaşamak bu açıdan imkansız...

Olaya ticari açında bakmayı ise zaten anlamsız buluyorum çünkü biz dediğim gibi yüzyıllardır Avrupa ile savaşırken dahi ticari ilişkilerimizi yürüttük ve şu anda da gayet iyi şekilde devam ediyor.Birliğe girmeden de bu ilişkiler ilerleyebilir...
Sözlerine kısmen katılıyorum. Çünkü AB'nin gerçek amacı barışı korumak, ekonomik ve sosyal ilerlemeyi destek olmak filan değildir. Bunlar amaca hizmet eden unsurlardır. Amaç muhakkak tek devlet olmaktır. Fakat İngiltere'nin, Almanya'nın, Fransa'nın, İtalya'nın içinde bulunduğu bir topluluğun bu amaca ulaşması mümkün değildir. Milliyetçilik duygusu mutlaka 1790'larda olduğu gibi yine patlak verecektir. Osmanlının geçmişteki birlik olma adına benimsediği, Osmanlıcılık, ümmetçilik gibi politikalar nasıl sonuç vermemişse AB'de sonuç alamayacaktır. İşte bu yüzden birgün dağılacaklar.

Fakat bu süreçte AB'den tamamen vazgeçmek bence doğru değildir. Ortada bitmemiş, tüketilmeyi bekleyen bir pasta var.Bu pastadan küçük AB ülkeleri (Yunanistan gibi) olabildiğince faydalanıyor. Bizimde faydalanmamız lazım.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 16:58   #27
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
ENGİNEER Nickli Üyeden Alıntı
...
Güzel kardeşim AB nin kendi içindeki aforoz kültürünün bize dönük olan yönlerini tartışma yerine , kendi iç mekanizmamızın vesayet kültürü ile koskoca bir milletin enerjisini yok eden bir sistemin sonunu nasıl getirirz bunun üstünde bir bakış acısı geliştirmek, olayın AB ye üye olmanın yanında ne için neden bizler için gerekli bir aygıt haline geldi bizi buna iten sebeplerin asimile ve dejenere olması için elimizde bir alternatif olup olmadığına da göz atalım bütün mesele , demokrasisi kök salamamış koca bir cumhuriyet tarihimizin milletin iradesini yok sayarak hukuk dışı sisteme gebe bırakılmasıdır , senelerce kendi dinamiklerimiz ile ulaşamadığımız insani ve evrensel evrelere AB üzerinden ulaştığımızın farkınada varalım lütfen , AB nin ne kültürü ne yaşamı hiç bir şey beni ilgilendirmez niyetlerinde düşmanlıkta olabilir benim için bunlar önemli değil , benim için önemli olan benim milletime senelerce tek tip anlayış idolojileri layik gören kemalist ironik anlayışın bize çektirdiği acıların son bulmasıdır .
Yazdıklarını beğeniyle okudum. Haklısın da. Karamsar olmak iyi değildir fakat sizi de fazla iyimser buldum. Türkiye yaklaşık 50 yıldır çabalıyor. Onlar şartlar sunuyor, biz yapmaya çalışıyoruz. Hep böyle devam etti. Bu süreçte türlü türlü iktidarlar geldi. Son 6 yıldır da Ak Parti başımızda. Kıbrıs sorununda bile Rumları rezil etmiş bir türkiye var. Ama çok sözler verilsede bir arpa boyu yol alamadık. Siz buna reğmen "50 yıldır izlediğim yola devam edelim. Mutlaka sonuç alacağız." diye düşünüyorsanız bence fazla iyimsersiniz. İnsan yolu bir kez dener, iki kez dener. Çıkmıyorsa ya vazgeçer yada yeni bir yol bulup hedefe ulaşmak ister. Benim söylemek istediğim işte budur. 50 yıllık yolun çıkmaz sokak olduğunu görelim ve bizi AB hedefine ulaştıracak yeni bir yol üzerinde düşünelim.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 17:12   #28
Kullanıcı Adı
Müntesip
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
güzel ülkemiz şu zamanda askeri darbe zihniyetinin cocugu ve bircok ülkenin hukuk kuralları üzerinde carpık bir yapılasmayla gelişmektedir.yasama-yürütme-yargı-askeri organların entegre bir şekilde çalışmasını beklerken su an neredeyse hepsi çatışma içerisinde ve egemonyalarını koruma altına alma derdindeler.bu derdlerinden dolayı halkın ihtiyacları hep ikinci planda kalıyor ve gündeme gelen değişimler fertler planında yürürlüğe girmiyor giremiyor.bugün biz ülkemizdeki insanların %80'nin magdur oldugu basörtüsü sorununu dahi çözüme kavusturamayacak bir hukuk ve adalet sistemini içersinde yasamımızı sürdürüyoruz.şu an atılan adımlar saglam olmayan temel üzerine bina edilen bir sistemi dogurur.bu sistem de uygulama noktasında hata(error) veririr.bu sebeple mutlak bir reform'a ihtiyacımız var.çok acıgımız var bu acıklar yamayla kapanacak gibi de görünmüyor,bize yeni bir elbise gerek.bu elbise ise biçimini daha önceki tecrübelerin ve modellerin kesişimi olan ab'den almak durumundadır.muhakkak ki kumaş'ın pamugu bizim insanımız ve pamuğun kumaş olabilmesi için din-ahlak-örf ve adet gibi aşamalardan geçirilmesi gerekir bu olay konumuz dısında.bizim avrupa'dan kastımız sadece elbisenin modelidir.belki yüzlerce yıl kendi içinde kıyımlar yapıp içindeki farklı görüşteki insanları yokeden ve tek tip halk modelini yerlestiren bir avrupa modeli bize ne kadar uyar o bilinmez ancak su zaman itibarıyla örnek alacagımız daha iyi bir model yok.ab modelinin bize uyup uymadıgını da zaman göstercektir.
Müntesip isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 17:19   #29
Kullanıcı Adı
Müntesip
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
ayrıca bizim avrupa'ya olan ihtiyacımızın belki daha fazlasına ,şu an enerji ve hammadde sıkıntısı ceken avrupa'nın ihtiyacı var.belki su an farkında degiller ancak fazla degil bundan 10 sene sonra bize ne kadar muhtac olduklarını anlayacaklar.belki şu an da bunun farkındalar ancak daha fazla imtiyaz almak için bizi oyalıyor olmaları muhtemel.gümrükbirliği anlasmasının bize faydadan fazla zararı oldu ancak bizi avrupa birliğine almaMAk için ugrasan avrupa kendi işlerine gelecek anlaşmaları bundan 10-20 sene evvel imzaladı.bunun gibi ve zamanın kapitülasyonları gibi ayrıcalıklar beklemekteler bizden.ticaret yapanlar bilir eger bir malzemeyi almak istiyorsanız önce kusur bulursunuz sonra fiyat kırar taviz istersiniz
Müntesip isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-03-2008, 18:11   #30
Kullanıcı Adı
Bostancı
Standart AVRUPA BİRLİĞİ
Avrupa birliği diye bir şey yok, o birlik Hristyan birliği bize avrupa birliği diye yutturmaya çalışıyorlar...
Hristyan olmayan bir ülkede giremez bakın bakalım avrupa birliği denen birlik'te Müslüman bir ülke varmı...
Bugün fransa İslamiyeti kabul etsin onuda çıkartırlar bu birlikten çünkü dediğim gibi Hristyan birliği bu..
Velhasıl daha çok bekleriz bizi alacaklar diye ;)
Bostancı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi