01-23-2010, 04:07 | #1 |
Hz.İsa'nın tekrar dünyaya gelmesi mümkünmüdür?
Başlık şu demek
Hz.İsa nın tekrar diri ve bir canlı olarak bedeni ile dünyaya gelmesi ve yeniden bir hayat sürmesi mümkünmüdür? Allah'ın kudret sıfatı ile değil Çünkü onun dilemesi ve istemesi ile olamayacak hiçbir şey yok Ancak eşyanın hakikati meselesi Hz.İsa ulul-azm bir peygamberdir Şimdi tekrar dünyaya gelmesi ile bu peygamberlik sıfatı ne olacak?? Bu meslekten istifa mı etmiş olacak? İslam peygamberi tebliğ de hata mı etmiş ki onun dünyaya gelmesi gerekecek? Vazifesini yapamamışmıdır? Yani peygamberlik sonradan terkedilebilinecek bir sıfatmıdır? Peygamber Hz.İsa iken tekrar dünyay gelişi normak bir vatandaş sıfatı ile mümkünmüdür? Bir çok hadis tevil edildi.Oysa hadisleri birebir kelime manası ile anlamak yorumlamak doğru değil Bir çoğu sembolize ediştir Öyleleri var ki ŞAM da AK minareye inecek diye MAGAZİNE çevirenler bile oldu Sanki YUKARIDAN ışınlanacak.. sonuç : Kısaca Hz.İsa vazifesini tamamlamış ve dünyada ki göevi sona ermiştir Hz.İsanın tekrar gelişi demek iseviliğin özüne dönüşü yani tevhide dönüşü demektir.Yani islama inkilap etmesi demektir
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-23-2010, 04:13 | #2 |
Aslında Hz. İsa şimdi dünyaya gönderilse, Hz. Muhammed'in ve Kuran-ı Kerim'in söylediklerinden çok farklı birşey söyleyeceğini düşünmüyorum... Gelirse de kendini putlaştıran hristiyanların yüzüne tükürür heralde, Hz. İsa gelmiş gelmemiş benim hayatımda çok fazla bir şey değişmez...
|
|
01-23-2010, 04:14 | #3 |
Zaten yeni bir din ile gelecek denmiyor...
İslam şeriatı ile hükmedecek diyor... Açıkcası benimde kafamda ve zihnimde böyle sorular oluyor... en güzeli Ulemanın bu konuda verdiği görüşlere bir bakmak... Şimdi ne söylesek yanlış olabilir... |
|
01-23-2010, 04:38 | #4 |
http://www.tevbe.org/forum/dini-bilg...elecegini.html
arkadaşlar ilgili adreste bu konuyla alakalı çok geniş kapsamlı bir bilgi yeralmakta.Bence bu konuda bize ziyadesiyle yardımcı olacaktır |
|
01-23-2010, 04:46 | #5 |
Mehdi, Mesih ve Deccal konularında geniş bilgilerin yer aldığı yazıda özellikle iki şeyin arası dikkatle açılıyor. Bunlardan birincisi Mehdilik, Hz. İsa'nın nüzûlü ve deccâliyet gibi konularla ilgili rivâyetler ve bu rivâyetlerden neler anlaşılabileceği konusu. İkincisi de, bu konularda spekülatif hatta bilerek ve birtakım amaçlar doğrultusunda yapılan istismarlar yer alıyor.
"Mesih nerede? Mehdi kimdir?" başlığı ile sitede yer alan bilgilere göre, Hz. Peygamber'den hemen sonra yalancı peygamberler çıktığı gibi, Sudan ve Somali mehdilerinden Bahaullah, Gulam Ahmed ve Hind mehdilerine ve Alija Muhammed'e kadar birçok kişi mehdiliğini ve peygamberliğini iddia etmiş. Böyle bir iddia dini açıdan değerlendirildiği takdirde konunun vahametinin boyutları ortaya çıkıyor. Çünkü peygamber olmayan bir kişinin peygamber olduğunu iddia etmesi küfre girme sebepleri arasında yer alıyor. Abdulkadir Geylani gibi mehdiyet çapında işler yapmış kişilerin asla kendilerinin mehdi olduğunu iddia etmediği, aksine tevazu ve mahviyet içinde bulunduğu belirtiliyor. Mehdiyet konusunda Ehl-i Sünnet dışındaki oluşumların özel bir geçmişi olduğu belirtilerek şöyle deniyor: "Hususiyle de Râfizîler mehdiyet mülahazasını çok canlı tutmakta, 'On iki imamdan birisi hayatta iken gizlenmiş, âhir zamanda çıkacak' demektedirler. Ne gariptir ki, Abbasî'lerin şerrinden kaçtığına ve saklandığına kâil oldukları kurtarıcının âhir zamanda Abbasî fitnesinden daha büyük bir fitnenin olduğu deccaliyet döneminde birden bire zuhur edeceğine, Kaf dağının arkasından çıkıyor gibi çıkacağına inanmaktadırlar. Bu mesele akîde bakımından da sorgulanacak bir husustur: Nasıl gelecek? Gökten mi inecek? Sırr-ı teklif nasıl olacak? Siz reenkarnasyona mı kâilsiniz? Ulûhiyet hakikatini taşıdığına inanıyorsanız, bu mülahazanızla acaba hulûl ve ittihaddan mı bahsediyorsunuz? Bu usul-ü din açısından münakaşası yapılacak husustur ama onlar öyle inanıyorlar." Hz. İsa'nın ahir zamanda nüzûlü konusuna da genişçe temas edilen sitede, Gülen Hocaefendi, bu konudaki görüşleri değerlendirerek, Hz. İsa'nın şahıs olarak nüzûlünü ilahî hikmete ters gördüğü için, şahs-ı manevi olarak, yani Hz. İsa'ya inananların İslam'a yaklaşması şeklinde yorumlayanları daha makul bulduğunu belirtiyor. Yakın geçmişte tartışmalara sebep olan bu ilginç konunun dikkat çeken bir yanı da, Mehdiliğini ya da Mesihliğini iddia edenlerin haricinde birtakım kişiler tarafından istismara uğraması. Fethullah Gülen Hocaefendi bu konuda din düşmanlarının samimi dindarları bu yolla karaladıklarını belirtiyor ve şunları ilave ediyor: "Bir kısım cahiller hüsn-ü zan ettikleri kimseler hakkında 'Mehdî' tabirini kullanabilirler. Daha insaflı bazıları, 'Belli bir zaman içinde bir mânâda Mehdî'nin bir vazifesini ifâ ediyor.' diyebilirler. İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbânî ve hatta Bediüzzaman hakkında böyle diyenler çıkabilir. Her şeyden önce bu umumun kanaati değildir. Hele ondan sonrakiler hakkında öyle diyen de zaten yoktur. Öyle bir iddiada bulunan bir safderûn varsa şâyet, onu kendi safderûnluğuna mahkum etmek lazım. Aklı başında bir mü'min ne öyle bir dalalete tâlib olur, ne de –hâşâ ve kellâ- Mesîh iddiası gibi bir küfrün arkasına düşer." |
|
01-23-2010, 06:00 | #6 |
Bu konuda 'en doğrusunu ALLAH(CC) bilir' yorumunu yapmak istiyorum. Ama kendi düşüncem olarak nüzulunun vücuden olacağını herkesin değil bir kısım insanların onun Hz Isa(AS) olduğunu bileceğini ve bu insanları yardımcıları şeklinde yönlendirerek bozulmuş hristiyanlığı düzelteceğini ve dahi isevilerin bu yolla islama geçişlerini sağlayacağını düşünüyorum. Tabiki bu gelmiş geçmiş büyük islam alimlerinin ayağının tozu bile olamayacak ben(delidumrul)in düşüncesi.
|
|
01-23-2010, 10:32 | #7 |
İsterseniz bir de ayetlere, hadislere, ulemanın görüşlerine bakalım.
Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geleceğine dair işaretler taşıyan ayetlerden ilki Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetidir: O zaman Allah şöyle dedi: "Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim". Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyuruyor; Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... (Ebu Hureyre (ra), Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234) Yine diğer bir hadiste Efendimiz (a.s.): İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz? (Ebu Hureyre (ra), Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat 3265, 2/166) Yine Efendimiz (a.s.) buyuruyorlar ki; Onunla (İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacaktır. İnsanlarla İslam için mücadele edecektir. Deccal'i etkisiz hale getirecektir, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır. ((Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380) İslam büyüklerinin ve hadis alimlerinin "Hz. İsa'nın gelişi konusunda hiçbir şüpheye yer olmadığı" yönündeki kanaatleri açıktır. Hz. İsa'nın yeniden dünyaya gelişini nakleden alimlerin başında ise mezhep imamımız İmam-ı Azam Ebu Hanife gelir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları bildirmektedir: Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkması, Güneş'in batıdan doğması, Hz. İsa'nın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde aktarıldığı üzere, haktır, olacaktır. (Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber, Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982) Konu Feride tarafından (01-23-2010 Saat 10:34 ) değiştirilmiştir.. |
|
01-23-2010, 14:06 | #8 |
bu konuyu Bedizzaman Said Nursi hazretleri güzel izah etmiş kafalardaki tüm sorunları gideriyor ona bakmak lazım
http://www.ittihad.com.tr/index.php?...=275&Itemid=36 |
|
01-23-2010, 14:07 | #9 |
Ben 4 ay bu konuları araştırdım.
Kitaplar okudum. Pek değişik bir bilgiye rastlamadım. |
|
01-23-2010, 14:10 | #10 |
Bence biz imanımızı kurtarmaya bakalım.
Zaten bizler Hz.Muhammed(s.a.v)'in ümmetiyiz. O bizim efendimiz. O bize yeterince güzel bir hediye olarak islam davasını bırakmış. Biz tebliğ ve irşad'ımızı yapmalıyız. Zaten imanını kurtaranlar Hz.Mehdi'yi görünce evlatlarını ne denli emin olarak biliyorlar ise Hz.Mehdi'yi de görünce o denli Hz.Mehdi olduğuna emin olacaklar. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|