AK Gençliğin Buluşma Noktası
Mübarek Gün Ve Geceler Mübarek Gün Ve Gecelerimiz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-23-2018, 22:02   #141
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak mumsema.org

Anne ve Baba Hakkı ile ilgili Bazı Hadisler
Peygamber Efendimiz (SAV) buyuruyordular

"Babanın sevgisini muhafaza et Eğer o sevgi bağını koparırsan Cenab-ı Hak da senin feyz ve saadet nurunu söndürür"

"Sen de senin malların da babanındır"
Her baba ve büyükbaba muhtaç olduğu şeyi oğlunun veya kızının malından alır Aralarında teklif yoktur

Bazı evlatlar vardır ki babasına muhtaç olduğu şeyi vermek bir tarafa selamını bile istemez Din kitaplarımızda böyle bir hareketin yeri olmadığı için buna söylenecek söz bulunamaz

"Şüphesiz üç şahsın duası Allah katında makbuldür:1Evladına babanın 2Misafirin
3 Mazlumun duasıdır Bunların hayır dualarını istemek beddualarından kaçınmak lazımdır

Rasul (AS) efendimize: ilk önce iyilik edilecek kimdir? diye sorulduğunda "Anandır anandır anandır Sonra baban sonra da yakınlık derecesine göre diğer yakınlarındır" buyurmuşlardır

"Kim kabirdeki babasını ziyaret etmek ve ona iyilik isterse babasının dostları ile buluşsun onları ziyaret ederek hizmet etsin Böylelikle İslami ve milli dostluklar muhafaza olunur

ölen babanın mesleği ve dostlarının hakları korundukça insan milli karakterinin sevgisi ve İslami esaslar garanti altına alınmış olur

"Ana- babanın gönüllerini alan onlara güzel davrananlara müjdeler olsun

Dünyada ömürlerinin bereketini görenler anasının ve babasının rıza ve dualarını alanlardır"


"Kebairin günahların en büyüğü Allah'a ortak koşmak ana-babasına asi olmak yalan yemin etmek ve hakim karşısında Allah'ın adını anarak yemin etmektir büyük günahlar insanın kalbinde kıyamete kadar ukde bırakır

Kaynak islam-tr.net

Müslüman Babanın Ailesine Karşı Görevi:

İslamda aile reisi sadece kendisi İslam'ı yaşamaz hanımı, çocukları ve sorumluluğunda bulunan kimselere de İslam'ı yaşatır Üzerindeki görevi mazeretsizce terkeder ve İslam'ı sadece kendisi yaşarsa, Allah katında azaptan kurtulmaz.
Kadını en çok etkileyen kocası, çocukları en çok etkileyen babadır. hanımını çocuklarını İslam konusunda eğitmeyen ve yönlendirmeyen babaya Allah hesap sorar Rasulullah (s.a.s) buyurmuştur:
«Erkek ev halkı üzerinde bir çobandır ve onlardan sorumludur.Müslüman baba; hanımına ve çocuklarına İslam'ı en güzel şekilde öğretmelidir. Tevhid» üzerinde durmalıdır. büluğa gelmemiş çocuklara; şirke girmemelerini sağlayacak en temiz ortamı sağlanmalı, şirk pisliğiyle dolu ortamlardan uzak tutmalıdır.

Müslüman aile reisi; hanımının ve büluğ çağındaki çocuklarının «Tevhid»e ve İslam'a sarılmaları için çalışmalıdır. Eğer sonuç alamazsa karşı İslam'ın emrettiği tavrı takınmalıdır. Müslüman, İslam'ı Allah'ın istediği şekilde yaşamak istemeyen, küfüre devam eden hanımını terketmelidir. böyle bir hanım hem kendisi hem de çocukları için tehlikedir.Büluğ çağındaki erkek çocuklar «Tevhid»i ve farz amelleri yerine getirmeleri için uğraştığı halde küfür ve günaha devam ediyorsa buna göz yummamalı ve evde barındırılmamalıdır.
Büluğa gelmiş kız çocuklarından sonuç alınamazsa onları; İslam devleti kuruluncaya kadar evinde tutmalıdır. onları evinden kovarsa büyük bir fitne ve zararın meydana gelmesi söz konusudur.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-23-2018, 22:03   #142
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak melekler mekanı.com

İslami terbiyede babanın görevi

*
Abdullah b. Ömer’den (r.a) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasulullah (s.a.v) söyle buyurmuştur: “Hepiniz çobansınız ve her biriniz sürünüzden sorumlusunuz. Devlet başkanı çobandır yönetimindekilerden sorumludur. Erkek, aile fertlerinin çobanıdır onlardan sorumludur. Kadın kocasının evinde çobandır çocuklarından mesuldür. Hizmetçi efendisinin çobanıdır ve ondan mesuldür. hepiniz çobansınız her biriniz sürüden mesuldür.” İslami terbiyede önce ailevi terbiyenin anlaşılır. İslam cemiyet dinidir. Cemiyet bal peteğinin küçük hücrelerden meydana gelmesi gibi aileden oluşur. Aileleri sağlam olan toplum sahih ve sağlam; huzursuz ve hastalıklı olan çürük olur.
Kur’an-ı Kerim’de doğdukları zaman çocukların hiçbir şey bilmedikleri bildirilir (Nahl, 78).

çocuk iyi kötü, faydalı zararlı her şeyi sonradan öğrenir. Efendimiz (s.a.v), “Her çocuk İslam hakikatini kabul edecek bir fıtratla doğar. Ancak onu ailesi Yahudi, Hristiyan, müşrik veya mecusi yapar” buyurarak çocuğun bilgi, görgü ve edindiği her şeyi en yakınlarından ailesinden kazanacağını bildirmiştir. Ailede çocuk terbiyesinde ilk adım, güzel bir niyetle işe başlamaktır. Kur’an-ı Kerim’de çocuk isteme hususunda, anne babalara şu dua tavsiye edilmiştir: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” (Furkan) Sadece dille dua edip sebeplere yapışmamak doğru değildir. Bir mümin hedef için dua ettikten sonra, Rabbi’nin rızası doğrultusunda gayretini gösterecektir.

ailede terbiyeden öncelikle sorumlu olan babadır. Terbiye denilince maddi terbiye ve manevi terbiye akla gelmektedir. baba, ailenin terbiyesinden sorumludur. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun...” (Tahrim,).ateşten koruma” terbiye iledir ebeveynler, aile halkına İslami terbiye verdikleri takdirde, dünyevi ve uhrevi hayatlarını ateşten korurlar İslam alimleri şöyle derler: “Kişi ailesinden sorumludur. Kıyamet günü çocukları ona ya şefaatçi olacaktır ya da şikayetçi… Aile reisi ailesine İslami terbiye verdiği takdirde onların sevaplarına iştirak edecek şefaatlerine mazhar olacak; İslami terbiye vermediği takdirde Bizim terbiyemizi neden ihmal ettin, bizim ateşe girmemize niye sebep oldun?’ diye onların şikayetleriyle karşılaşacaktır.”

baba, aile fertlerinin sorumluluğunj taşıyan kimsedir. baba, sorumluluk için kendisinde bazı şartları bulundurmalıdır: Yeterli seviyede dini ve dünyevi ilme sahip olmayan baba, terbiye noktasında eksik kalır. Ailenin devamı ve huzuru için nafaka temin etmelidir. Terbiye için çalışmak, kazanmak, güzele alıştırmak, babanın görevidir. Aile bireyleri ve çocuklar terbiyeyi önce babadan görmelidir. baba namaz kılmalıdır ki, çocuklarına sözü geçsin Babanın aileye vereceği terbiyeyi çok iyi bilmelidir. BABA TEMEL DİNİ BİLGİLERİ ÖĞRETMELİ Farz-ı Ayn denilen bilinmesi zaruri ilimler hakkında çocukları bilgilendirmeli. ailesine namaz kılmayı, oruç tutmayı, gusül ve abdesti helal ve haramı inanç kelime-i şehadeti, İslam’ın beş şartını, ahlak kurallarını, öğretmelidir.

çocuklara lüzumsuz bilgi öğretilmemeli Efendimiz’in (s.a.v) “Allahım! Fayda vermeyen lüzumsuz bilgiden sana sığınırım” hadisi akıldan çıkarılmalıdır.babanın öğretmesi gereken bir başka husus da, kılık kıyafetdir. Aile reisi bir baba, ailesine İslam’ın uygun gördüğü kıyafeti anlatmalı ve ona göre giydirmelidir. Rasulullah (s.a.v) yanına avret yerleri açık bir çocuk getirilince Nebi (s.a.v) onun örtülmesini istemiş çocuklarda görülen haya eksikliğinin dikkat edilmeyişten kaynaklandığını bildirmiştir.Aile terbiyesinde ebeveynler arkadaş seçiminde belirleyici olmalıdır. çocuk ve ailede yaş ilerlemesiyle başlayan, anne babaya itaat etmeme probleminin temelinde, ebeveynlerin çocuklarının arkadaşının kim olduğuna önem vermemeleri bulunur.

Rasulullah (s.a.v) Kişi dostunun dini üzerinedir. O halde herkes kiminle dostluk ettiğine iyi baksın” buyurarak arkadaş seçiminin önemine işaret etmiştir. Bu gün gençlerin sapkın inançlara bağlanmasındaki sebep, kötü arkadaşdır. ebeveynlerin bu noktadaki vurdumduymazlıkları da ayrı bir acıdır. İmam Gazali ailede terbiyenin çocukları kötü arkadaşlardan muhafaza etmek olduğunu söylemektedir.aile reisi babanın ailesi için yapması gereken pek çok görev vardır terbiyeden öncelikle sorumlu olan babadır baba kadar annede görevlerin takip ve tatbikinde ortaktır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-23-2018, 22:03   #143
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak buldumbuldum.com

Ünlü Şairlerin Babalar Günü Şiirleri

İnsan sevdiği şeylerin değerini onları yitirdiğinde anlarmış. babanız şuan yanınızdaysa, her an yanınızdan ayrılacakmış gibi onu kucaklayın… Sadece babalar gününde değil, her gün babanıza onu sevdiğinizi söyleyin. Hayat kısa ve biz hayata etişmeye çalıştıkça etrafımızdaki insanların yokluğuyla boşluğa düşüyoruz. Herkesin gidişi sizi üzer ama anne ve babanın gidişi yüreğinize oturur.
Ardınızda keşkelerbbırakmayın, sevdiklerinizi her gün kucaklayın babanıza onu ne kadar çok sevdiğinizi can-ı gönülden hissettirin *

Sabahattin Ali ~ Babam İçin

Allahım bugün, zavallı ömrümün En matem günü.
Elim böğrümde bugün haber aldım
Babamın öldüğünü. Bitti hayatın tadı,
kalmadı, Dudağımda tebessüm.Kalbim oyuldu
Aman Yarabbi, Ne acıklı imiş ölüm
Yüzümü okşayan el toprak oluyor.
vücudum kadar Bana yakın olanlar,
uzak oluyor.Ah Baba dün göğsündeydi başım
İnan babacığım, inan,ateş Kuruttu gözyaşımı…


Rıfat Ilgaz ~ Baba

Küçük işler peşinde harcadın altmış üç yılını
mum sattın, kürek çektin kul oldun bir kapıya
kaplarını doldurmadın vaktinde sessizce göçtün
ne ölümün geçti gazeteye ne dokuz göbek soyun
kötü mü olurdu beş on para ayırsaydın kenara
kara günler için başımızı sokacak ev bıraksaydın
sokakta kalmış değiliz adını herkes hatırlayacak
bir dikili çöpün bile yok yeryüzünde
mezar taşından gayrı unutulup gideceksin
seni aydan aya hatırlatan cüzdanda olmasa
ne ham bıraktın, ne hamam arsa da kalmadı
borcun bile yoktu neyinle övüneyim
memurdun kolculuktan yetişme kimlere laf edeyim

Necip Fazıl Kısakürek ~ Babadan Oğula

Eve dönmez bir akşam; Ve gün yüzlü çocuğu Sorar Nerede babam Gelir, derler çocuğa Baban attada
Uzar gider batta Ve neler neler olmaz Ve kim bilir
Bir mahşer gerisinde Babası döner bir gün,

Hayatta En Çok Babamı Sevdim ~*Can Yücel

Hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi bir çocuk
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici- hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü müfettişi
Öylece ezberledim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu
40’ı geçerse ateş, çağrırlar İstanbul’a
helalleşmek isterdi oğluyla!
Tifoyken başardım aşk oyununu
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim,
Hayatta en çok babamı sevdim…

*Babama Selam Söyle ~ İclal Aydın

Karlı bir akşamdı Ankara’da Son kez yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yolda.
Kısacık anıları sığdırmıştık.
Yazarsın demiştin.Bende yazarım sık sık.
Ağlıyordum görmeyesin diye kaldırmadım başımı.
Elimi sıkıca tuttun, Anlıyordun….
Ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde…
Beni bekle…Yol bitti, gidiyordun artık; gittin
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri
sen sandım bir süre, Kin büyütmedim söz verdim

Kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım,
Öğrendiğim çiçeklere yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam…
Nasıl olsa bulacaktır diye, seslendim
Uçak, babama selam söyle!
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim adam…
Bir bilsen seni nasıl özledim…
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde….
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, babama selam söyle!


*Babama ~ Ahmet Selçuk İlkan

El etek öpmeden geldin bu günlere,
Küçülmeden tutkularına,Yenilmeden ihtiraslarına,
Mahçup olmadan kendine, ve dostlarına.
Alnında ter, Gözünde ışık, Gönlünde gurur,
Olursa işte böylesi olur…



Baba ~ Nazım Hikmet

Baba Her yılbaşında Sana söyleyecek tek Sözüm
Seni ne kadar çok seversem O kadar Çok olsun ömrümden geçen yıllar…’Baba Babam, ağabeyim,
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku Başımı eğmez
Yalnız senin elini öpmek için Eğilir başım
Babam, ağabeyim, kardeşim Arkadaşım


Ağlamalar ~*Hasan Hüseyin Korkmazgil

Gördüm babaların ağlamasını
Dalları düğüm düğüm Gövdesi kahve falı
Bir zeytin ağacını köklemek var ya
Sökmek var ya sarp yamaçtan ardıcı
Kazma vurmak beş yüz yıllık meşeye
Acısı duymak var ya kopmanın
Babaların ağlaması işte o
Babaların ağlaması öyle zor”

Diyalog ~ Özdemir Asaf

Babam öldüğünde aylardan Hazirandı,
O elli dördündeydi, ben yedi.
Bir ışık söndüğünde yol yandı.
O kedi bunları nasıl da bildi.”
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-23-2018, 22:04   #144
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dua.gen.tr


Baba Duası

Baba Duası;* dünya ve ahiretde önemlidir. Baba duası alan sadece babasını memnun ve mutlu etmekle kalmayıp, kendisi de huzura kavuşur. Kişi büyüklerine karşı görevlerini yapar babasına veya büyüklerine nasıl davranırsa kendisinede aynı davranışla karşılaşacaktır.Eden, bulur. babana, annene büyüklerine ne yaparsan, onları yaşar ve görürsün. Bundan dolayı babalarımızı hoşnut etmek, baba duası almak, dünya ve ahirette güzellik getirir.Baba duası anne duası büyüklerin ve yaşlıların dualarını almak, İslamiyette çok önemlidir Müslümanlıkta; babanız iyi ise, onu seviyorsanız babanızın duasını alın gibi bir şart değil, sadece baba duası almakla vardır. babamız çok iyi olmayabilir, etrafındakileri üzmüş olabilir. Ama, ne olursa olsun babamıza saygımızı, güler yüzümüzü, yardımımızı eksik edemeyiz.

Babamızın gönlünü almalı duasını kazanmalıyız. Yaradan Rabbimizin rızası için Müslüman bir evlada yakışan budur. Büyüklerimizi kimseye muhtaç etmemeli, onları üzecek durumlara sokmamalıyız. Güler yüzümüzü eksik etmemeliyiz. babalar veya büyükler her nasıl olurlarsa olsun küçüklerinden görecekleri, saygıya ve sevgiye muhtaçtırlar.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-23-2018, 22:04   #145
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tarihtürklerdebaşlar worldpress.com

BÜYÜK TAARRUZ’DA ŞEHİT OLAN BABA OĞUL…

dumlupınar şehitliğinde en tepede bir baba-oğul anıtı vardır.anıtta yağız türk askeri ve kucağında yaşlı bir asker tasvir edilir. Bu anıt Çetmilli Ali Çavuş ve Oğlu Mehmet Onbaşı Anıtıdır kahramanlar, baba-oğul dur kurtuluş savaşında şehit verdik 1912 balkan savaşı*patlak verdiğinde çetmilli ali çavuş savaşa katılmak üzre evinden çıktı oğlu henüz 8 yaşındadır. ali çavuş balkan savaşlarından sonra galiçya,*hicaz,*yemen* kafkasya’da cepheden cepheye koştu 11 yıl köyünden ve ailesinden uzak kaldı*milli mücadelede doğu cephesinden kurtuluş savaşı‘na koştu bu arada oğlu mehmet büyümüş, yağız olmuş, babası gibi milli mücadeleye katılmak için orduya yazılmıştı.

baba ve oğulun yolları cephede kesişir.
dumlupınar başkomutanlık meydan savaşında 19 yaşındaki alay sancaktarı mehmet onbaşı ile ali çavuş karşılaşır hasret giderirler. sevinç ve kavuşma, kısa sürer. kavuşmanın sabahındaki süngü hücumunda çetmilli ali çavuş şehadet şerbetini içer. onbaşı mehmet babası ile gurur duymuştur. babasının şehit olmasının üzerinden h3 gün geçmişken onbaşı mehmet’te 31 ağustos günü izmir’e ilk giren birliklerimizin içinde şehit düşer.baba ve oğul şehit olarak birbirlerine kavuşurlar.yüce kahramanları minnet ve şükranla anıyoruz” ruhları şad olsun.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-26-2018, 06:28   #146
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak timetürk.com

İşçi ve işçilik
***
Hazreti Muhammed: “İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz.”buyuruyor 1 Mayıs İşçi Bayramı, dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüdür Dünyada resmî tatildir. Türkiye’de ilk kez 1923′te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 da TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramına destek olan bir çok müslüman vardır*
İslam’da zenginin* fakirin işverenin ve, işçinin de yeri vardır İslam tam bir adalet,* diyor çünkü eşitlik her zaman adalet olmaz. Güçlü deveyle zayıf deveye 50’şer kilo* vursan eşitlik olur adalet olmaz,* zayıfa güçlü kadar yük vurulmaz. Herkes eline geçen her şeyi verirse o zaman işçi de bulunmaz, herkes ağa olur “Sen ağa ben ağa inekleri kim sağa?!” derler. ve* dünyanın nizamı bozulur.

ayette Ey mülkün sahibi* Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır sendedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Al-i İmran 26) Allahu Teala Müslümanlara zekat ve sadaka müessesi getirip fakirlerin ihtiyacını gidermiştir. Sadakalar* -Allah’tan* farz olarak- yalnızca fakirler düşkünler* kalbleri ısındırılacaklar köleler borçlular Allah yolunda olanlar ve yolda kalmışlar içindir. Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe)
Peygamber Efendimiz işçinin ücretinin vaktinde ödenmesini emretmekte, işçiyi çalıştırıp ücretini ödemeyenlerin hasmı olduğunu beyan buyurmaktadır.*

Nebi (s.a.v.) şöyle buyurduğunu “Allah Teâlâ buyurur ki: Üç kimse vardır ki, Kıyamet günü* onların hasmıyım. Ben,* kimin hasmı olursam, onu helak ederim. O üç kimse şunlardır: Bana karşı söz verip, sonra* dönen, ,Hür kimseyi köle gibi* satarak parasını yiyen, işçi çalıştırarak ondan istifade edip de ücretini vermeyen kimsedir.”* hadis-i şerifler ve İslâmiyet alın terine büyük ehemmiyet vermiştir. İslâmiyette emeğe saygı vardır. Karşılıklı anlayış ve işbirliği vardır. İşveren* emanetçidir. Mülkün hakiki sahibi Allahu Teâlâ’dır. patronun* serveti “ameli”dir. Ne kadar zengin olursa olsun mezara* kefenle onun için çalıştırdığı kişilere imkanları ölçüsünde en iyi ücreti verecek, onu muhtaç düşürmeyecektir. İşçi o işyeri sanki kendisininmiş gibi çalışacaktır.

Müslüman olarak "Merkezinde insan ve insanlık olmayan, refahı topluma yaymayan sadece ülke ekonomisini büyütmeye kilitlenmiş* politikanın uygulandığı, Vergi yükünün emekçi sırtına yüklendiği, işçilerin asgari ücretle çalışmaya mahkûm edildiği, yüksek işsizlik oranları,* kadınların ve çocukların ucuz işgücü olarak sömürüldüğü, Yetersiz tedbirler ve çalışma şartları nedeniyle iş kazalarının arttığı, binlerce işçinin hayatını kaybettiği sakat kaldığı bir memlekette sosyal barış tesis edilemez." Hayreddin Karaman işçi hakları konusunda şunları yazıyor: İslâm'da işçi iş akdi, " ele alınmıştır; işçi, emeğini kiraya verendir. sermaye-emek toprak- emekten bahsedilmiştir.

iş yapan zanaatkârlar, sanâyiciler, doktor, avukat serbest meslek sahipleri işçidirler işlerini yaparken başkalarının emeğinden istifade ediyor, yani işçi kullanılıyorsa, işverendirler işçi, emeği karşılığında ücret yerine, üretim ve gelirden pay alıyorsa, l işverendir işçi-işveren anlayışı İslâm'da sınıf çatışmasını önlemiş, işçinin işe sahip çıkarak üretimi arttırmasını, işveren olma ümidiyle* verimli olmasını sağlamıştır.*İslâm hukukunda* iş akdi* rızâ ve irade iledir. İşin meşrû ve mübah olması, işçinin yapacağı iş ve hizmetin -müddeti* ücreti istifade edeceği haklar iş akdinin şartlarıdır.

işe ilk girişte sözleşme ve akit yapılırken, sonra, işçi ve işveren temsilcileri arasında toplu sözleşmeye gidilmektedir? Toplu sözleşmenin* meşrû olabilmesi için, sözleşmeyi yapanlara işçilerin ve işverenin, serbest irade ve rızâlarıyla temsil* selâhiyeti vermiş olmaları, tarafların kabul veya red muhayyerliklerinin bulunması gerekir. Tehdit, zorlama ve tazyikte kalan taraf veya tarafların yaptıkları akit ve sözleşme meşrû ve sahih değildir.*Bir başkasına çalışmak veya hizmet* suretiyle üretim kâr yahut* refah ve huzurua katkıda bulunan bir kimsenin, bundan dolayı kendisine menfâatler sağlaması tabiî hakkıdır;* İnsanın* gelişmesi, huzur ve mutluluğa ermesi istediği işte, kabiliyetlerini geliştirebileceği sâhada çalışma imkân ve hürriyetine bağlıdır.

İslâm, kişinin sınıfına* bakmaksızın ona, güç ve kabiliyetine uygun her işte hürriyet tanımıştır. Hiçbir kimsenin, örf-âdete veya iktidara dayanarak bir işe girme imtiyazı yoktur; iş ve çalışmada fırsat eşitliği vardır; öncelik hakkı ehliyet ve kabiliyete bağlıdır:*
Rasûlullâh (sav) "Emanet* iş ehline değil ehli olmayana verilince kıyâmetin kopmasını bekle" buyurmuş İslâm'ın "insanlar arasında eşitlik" prensibine işaret etmiştir çalışma hayatında fırsat eşitliği ve hürriyet -prensiplerine ve* iş sâhasına* bağlıdır. İstediği işi bulamayan veya ekmek bulamayan kimsenin iş hürriyetinden bahsedilemez. İslâm, devlete, herkese iş bulma vazifesini vermemekle beraber, gerekli tedbirleri almasını ve iş bulamayan kimselerin geçimlerini sağlamasını* istemektedir.*
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-26-2018, 06:29   #147
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak vikipedi.com

1 Mayıs İşçi Bayramı


1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı,*işçi ve emekçiler*tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıkla mücadele günüdür Dünyada resmî tatildir Türkiye'de ilk kez*1923'te resmî olarak kutlanmıştır.*2008 Nisan'ında,*"Emek ve Dayanışma Günü"*olarak kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 da*TBMM'de kabul edilen*yasa*ile 1 Mayıs*resmi tatil*ilan edilmiştir.Uluslararası*emek hareketine*dikkat çekmek için 1 Mayıs 1886'da Şikagolu işçilerin sekiz saatlik iş günü için greve gitmesiyle başlayan ve dördü işçi, yedisi polis on bir kişinin ölümüyle sonuçlanan*Haymarket Olayı'nı anma 1977 yılında*Taksim'de 34 kişinin öldüğü, 136 kişinin yaralandığı*Kanlı 1 Mayıs'ı anmak için gösteriler yapıldı

İlk kez*1856'da*Avustralya'nın*Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüdüler 1 Mayıs*1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu için işçiler 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saat talebiyle iş bıraktılar.*Şikago'daki gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Kentakide 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ön yargı duvarı yıkıldı şeklinde yorumlanmıştı.gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı*Haymarket Olayı'na yol açtı.

yasal baskılarla gösteriler engellendi.*14 Temmuz-21 Temmuz*1889'da toplanan*İkinci Enternasyonal'de*Fransız*bir işçinin önerisiyle*1 Mayıs tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlandı ikinci gösteri*1890*da yapıldı Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede kabul edildi. 1 Mayıs işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bayram niteliği kazandı. sosyalist Çin,*Kuzey Kore,*Vietnam,*Laos,*Küba,* Venezuela,*Nepal,*Bolivya ve birçok ülkede tatil günü 1 Mayıs'ı işçiler büyük kitlelerle kutlar; ve 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini alır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-26-2018, 06:29   #148
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak islamveihsan.com Osman Nûri Topbaş
*
İSLAM’DA İŞÇİ HAKLARI

Osman Nûri Topbaş:*Bizler fakir-fukarâya acırız. Aslında en çok acınacak olanlar, işçisine zulmeden zalim patronlardır. Onlara acımak ve irşâd etmek lâzım. bugün yaşanan problemlerin büyük bir bölümü, zalim patronlardan kaynaklanıyor.
zalim patron, işçisine* kapımdan ekmek yiyorsun.”*diyor. Bunu demeye ne hakkı var? ona ne kadar ekmek veriyor ki Rasûlullah Efendimiz vefat ânında sesi kısılmıştı, sesi duyulmaz hâldeydi buna rağmen Allah Rasûlü sözlerini tekrar tekrar söylüyordu.”Cenâb-ı Hakk’a karşı kulluk vazifemiz olan*“Namaz, namaz, namaz!”“Emriniz altındakilerin hukukuna dikkat edin!”*buyuruyordu. Ashâb-ı kirâm sırf bu hukukla birçok harp esirini âzâd etti

Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir!
Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir!..
(Necip Fâzıl Kısakürek) Müslüman iş adamı emrindekilere yediğinden yedirecek, içtiğinden içirecek. Aşırı yük vermeyecek. bu hukuku, İslâm yalnız insanlara değil hayvanlara bile verdi. Efendimiz binek hayvanları üzerinde oturmuş, bir grup gördü. Onlara:“Hayvanlarınıza yormadan güzelce binin ve kullanmadığınız zaman güzelce istirahat ettirin. Onları yollardaki ve sokaklardaki konuşmalarınız için kürsü edinmeyin sırtlarında durarak sohbet etmeyin Nice binilen hayvan vardır ki, sırtına binenden daha hayırlıdır buyurdu.
müslüman bir patronun işçisine davranışında hassas olması gerekiyor?

Hucurât Sûresiʼnde;*“…Allâhʼın huzûrunda en ekreminiz*en değerliniz en çok takvâ sahibi olanınızdır…”*âyetinin iniş sebebi bir köledir. O dönemde esirler köle diye satılıyordu Müslüman kölenin tek isteği Allah Rasûlü’nün arkasında namaz kılmaktı Efendimizin gözü gönlü ravzada köleyi arıyordu bir gün kölenin sahibi Yâ Rasûlâllah, canı gırtlakta, sekerat hâlinde.diyince Efendimiz tüm sahabelerle mübarek köleyi ziyarete giddi Vefat edinceye kadar köleden ayrılmadı. Ve o mübarek köleye Efendimiz tarafından yıkattırılıp defnedilmek nasip oldu

Gül, Hazret-i Peygamber Efendimiz’in sembolüdür. hayat dershânesindeki en mühim tahsil; Güller Şâhı’nı tanıyabilmek Gül’ün latîf kokusundan ve rûhânî dokusundan nasîb alabilmek Gül’ün yaprağında bir şebnem tânesi olabilmektir…“
Ensar ve Muhâcirler Biz îmânımızı korumak için, evimizi terk ettik, can ve malımızı fedâ ettik, Allah Rasûlü’nün köleye alâkası bizden fazla oldu.”*dediler. Bunun üzerine;…Allah katında sizin en ekreminiz*en çok takvâ sahibi olanınızdır…”*
(Hucurât) âyeti nâzil oldu. Yani bu âyet, yüksek mevkî sahibi, varlıklı bir kişi için inmedi. Bir köle için indi. Zâhiren bir köle idi, hakîkatte takvâ sultânı idi.o köle ücret olarak? Allah Rasûlü ile beraberliği istedi. Bu beraberliği Allah Rasûlü ile beraber secde edebilmek için istedi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-26-2018, 06:29   #149
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak vikipedi.com


Kanlı 1 Mayıs*veya*1 Mayıs Katliamı,1 Mayıs*1977*günü*Taksim Meydanı'nda kutlanan*İşçi Bayramı'nda 34 kişinin hayatını kaybetmesi ve 136 kişinin yaralanması ile sonuçlanan olaydır. Türkiye'de*1 Mayıs İşçi Bayramı, ilk defa 1911 de*Osmanlı İmparatorluğu*sınırlarındaki Selanik'te kutlanırken*İstanbul'daki ilk kutlama 1912 de gerçekleştirildi.1923 yılında 1 Mayıs'ın yasal olarak*İşçi Bayramı*ilan edilmesinden bir yıl sonra hükümet, kutlamaların yasakladı. 1925 te çıkarılan*Takrir-i Sükûn Kanunu*ile *İşçi Bayramı tamamen yasaklandı.Cumhuriyet ile yüksen işçi hareketi ile birlikte uzun yıllar kutlanamayan 1 Mayıs, ilk defa 1976 da*Devrimci İşçi Sendikaları DİSKböncülüğünde 200 bin kişinin katılımı ile*Taksim Meydanında*gerçekleştirildi

1977 ye gelindiğinde Devrimci İşçi Sendikaları kitlesel kutlama hazırlıklarına başladı İstanbul Valiliği ve*İstanbul Emniyeti*ile anlaştılar.*Taksim Meydanı'nın ulaşımca rahat ve merkezi olması sebebiyle kutlama yeri yapıldı 1 Mayıs karşıtı Maoist*sol gruplar da katılmak istedi DİSK, olay çıkartma olasılığı ve disiplinlerini bozacağını düşündüğü grupları kutlamaya almak zorunda kaldı.1 Mayısta olay çıkacağı, insanların ölebileceğini yazarlar yayınlamaya başladı.Tercüman Gazetesi'nden*Ahmet Kabaklı*köşe yazısında Yarın 1 Mayıs. DİSK, TİP ve CHP militanları, yarın İstanbul, Ankara ve yurdu kana bulaması mümkün kışkırtma hareketlerine girişebileceklerdir. Polisle vuruşmalar muhtemeldir, cinayetler işlenebilir, mallara canlara kıyabilirler. Taktik icabı, aralarında dövüşebilirler, saf vatandaşlar ölebilir." cümlelerine yer vermişti.

Rauf Tamer*ise 1 Mayıs 1977 de "Arabalar tahrip edilecek. Camlar kırılacak. İnşallah aldanırız, ama kanlar akacak" cümlelerine yer vermişti
1 Mayıs 1977 *İşçi Bayramı'nda 500 bin kişi*Taksimdeki kutlamalara katıldı 19.00 da DİSK başkanı*Kemal Türkler*silah sesleri duymaya başladı.Marmara Otelinden ateş açıldı polis ses bombaları ve*panzerlerle müdahale etdi Kalabalık, kaçıp Kazancı Yokuşu'na yöneldi kamyonun yolu tıkaması ezilmelere sebep oldu. 28 kişi ezilme ve boğulma 5 kişi silahla vurulma, 1 kişi de panzer altında kalarak 34 kişi yaşamını yitirdi, 130 kişi yaralandı.*DİSK 36 kişinin öldüğünü belirtti.

Olay sonrası 470 kişi göz altına alındı fakat serbest bırakıldılar. bazı sendika ve sol gruplardan 98 kişi hakkındaki yargılamalar 14 yıl sürdü. kimse ceza almadı. Emniyet veya devlet yetkililerinden herhangi birinin yargılanmadığı dava zamanaşımına uğradı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşındı.ateşi kimlerin açtığı belirlenememiş ve olay aydınlatılamamıştır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-26-2018, 06:30   #150
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak doğru haber.com

İslam`da işçi hakkı

İslam, sermaye sahipleri ve kabile büyüklerinin cahiliye döneminde, kibir, açgözlülük ve hırsla işçi ve köleleri sömürdükleri zulmelerini altüst etmiştir.
Yeryüzünde Allah`ın emirleriyle şekillenen sosyal adalet sistemi oluşturmuştur. Zenginliği ve fakirliği imtihan sebebi kabul etmiştir. İşçilerin sömürülmesini önleyerek sınıfsız toplum geliştirmiştir. Müslümanlar arasında işverenler, işçilerden daha aziz ve değerli değildir. İşçiler de işverenlere nazaran kıymetsiz ve değersiz değildir. İslam`da üstünlük takva iledir. İlim ve amelce ilerde bulunan ve Allah`a saygı hisleriyle dolu olan kimse üstündür islamda, işçiye gücünü aşan iş yüklenemez. “Allah hiç kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz.” (Bakara) ayet-i kerimesi, müminlere ilahî ahlakı öğretmektedir.

Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifte, buyuruyor İşçi kardeşleriniz işlerinizi yapan kimselerdir. Allah onları ellerinizin altına verdi; dileseydi sizi onların eli altına sokabilirdi. Öyleyse, işçi çalıştırıyorsanız, yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. güçlerini aşan bir iş teklif etmeyin zor bir iş isterseniz, siz de onlara yardım edin!” İnsanları ancak yapabilecekleri işlerden sorumlu tutan herkesin, konumunu gözeten İslam, prensibini çocuklar hakkında da öne çıkarmış ve onların çalıştırılamayacağı hükmünü koymuştur. Onların önce eğitimlerini tamamlamaları gerektiğini belirtmiş İslam`a göre, çocuklar ancak velilerin ve idarecilerin izniyle bir sanat öğrenmek için çalıştırılabilirler. anne-baba ücret mukabilinde kendi evlâdını kendi işyerinde çalıştırabilir; fakat çocukların kendi anne-babalarını ücretle çalıştıramaz İslam reşit ve imkan sahibi çocuklara anne-babalarına bakma mükellefiyeti yüklemiştir.

İşçinin sağlığı ile oynayan hiçbir iş kolu, İslam`da uygun görülmez. bir insanın hayatı, Allah katında bütün insanların hayatı kadar değer ve kıymete sahiptir (Maide). yüzde yüz emniyet ve yüzde yüz sıhhat kazandırılmadıkça, İslam işçiyi yerin derinliklerine salıp oralarda çalıştırmaya razı olmaz. şuurlu hiçbir Müslüman işveren, böyle bir vebali göze alamaz. Bu mesele hiçbir zaman ferdin inisiyatifine de bırakılamaz. iş yerlerini denetim ve kontrol kurumların vazifesidir.
İşçiler, namaz ve oruç gibi farz ibadetleri yerine getirme hakkına sahiptirl işverenin, işin yoğun olması sebebiyle vakit namazlarında işçiyi camiye göndermeyip işyerinde ibadet etmesini istemeye hakkı vardır. Fakat cemaatle eda edilmesi gereken cuma ve bayram namazları bundan müstesnadır.

işveren, vakit kaybı oluyor gibi bahanelerle işçisinin ibadetlerine mani olmamalı ve dinî görevlerini yapabilmesi hususunda imkân tanımalı; işçi hoşgörüyü istismar etmeden kulluk ve işçiliğinin hakkını vermelidir. İslam fıkıhçıları, fertler çalışacak iş bulamazlarsa, devletin onlara iş bulmak ve geçimlerini sağlamak zorunda olduğunu belirtirler. Devlet, dilenmeyi, rüşveti, faizi ve kumarı yasaklayıp mani olmalı; diğer yandan çalışmayı emrederek herkese uygun iş sahaları açmalıdır. Hastaların, yaşlıların, kimsesizlerin ve yoksulların geçimini garanti altına almak devletin vazifelerindendir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi