AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Gençlik Münazara AK Parti Gençliğin fikir akımı yaptığı bölüm.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-13-2010, 22:38   #21
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Alıntı:
Galevera Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
söyle bir argüman sunmak isterim. israil güclü müdür evet kolayina silahli mücadelede kaybetmez peki israil bir terör devleti midir bunada evet o halde israil, silahli mücadeleyle bitirilebilir mi?
Soru-cevap tarzında vereyim cevabımı...
Elbette Diplomasi mümkün olduğunca kullanılmalıdır...
Fakat Diplomasininde tıkandığı noktalarda silahlı mücadele yapılmak durumundadır...
Eğer birisi sana karşı silah sıkıyor sende ona hariçten gazel okuyorsan kusura bakma okuduğun gazel ile kalırsın...


Silahlı Mücadele ile terör bitirilebilir...
Ancak kararlı olmak kaidesi ile...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 22:42   #22
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
Alıntı:
Noktaların Efendisi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Soru-cevap tarzında vereyim cevabımı...
Elbette Diplomasi mümkün olduğunca kullanılmalıdır...
Fakat Diplomasininde tıkandığı noktalarda silahlı mücadele yapılmak durumundadır...
Eğer birisi sana karşı silah sıkıyor sende ona hariçten gazel okuyorsan kusura bakma okuduğun gazel ile kalırsın...


Silahlı Mücadele ile terör bitirilebilir...
Ancak kararlı olmak kaidesi ile...
bana silahli mücadeleyle tarih sahnesinden silinmis bir terör örgütü söyler misin?
Mesela israile karsi nasil bir silahli mücadele yapilabilir ki..
Terör örgütleri kallestir öyle gögüs gögüse carpismazlar onlarin gücü ancak masum halka yeter siz istediginiz kadar dagi, tasi bombalayin eger siz teröre neden olan sebebleri ortadan kaldirmazsaniz zaman zaman bitme noktasina gelsede hic bir zaman terör örgütleri tarihe karismaz!
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 22:44   #23
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Tamil Gerillaları...=)
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 22:49   #24
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
lütfen icini acalim tamil gerillari kimdir, sri lanka tamil gerillarina karsi nasil savasmtir, tamil halkinin durumu su anda nedir, tamil gerillari su anda baska isim altinda devam etmekte midir..

bakiniz altini yine ciziyorum hic bir terör örgütü yoktur ki silahla tarih sayfasindan silinsin tamil gerillarinin mücadelesi hala daha devam etmektedir onlar tamil halkinin özgürlügünü degisik platformda degisik kanli eylemlerle devam ettirmektedir..
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 22:52   #25
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Alıntı:
Galevera Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
lütfen icini acalim tamil gerillari kimdir, sri lanka tamil gerillarina karsi nasil savasmtir, tamil halkinin durumu su anda nedir, tamil gerillari su anda baska isim altinda devam etmekte midir..

bakiniz altini yine ciziyorum hic bir terör örgütü yoktur ki silahla tarih sayfasindan silinsin tamil gerillarinin mücadelesi hala daha devam etmektedir onlar tamil halkinin özgürlügünü degisik platformda degisik kanli eylemlerle devam ettirmektedir..
Tamil Gerillaları silahlı mücadele sonunda hükümetle başedemeyeceklerini anladıklarından dolayı mücadelerinden vazgeçmiştir...
Sri-Lanka devleti kararlı tutumu ile bu mücadeleden galip çıkmıştır...
Alıntı:
Sri Lanka Ordusu’nun uzun süredir Tamillere dönük operasyonların ardından Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (LTTE)’nin denizle bağlantısının kesilmesinin ardından örgüt silah bıraktığını açıkladı. LTTE örgütünün sözcüsü Selvarasa Pathmanathan'ın kendilerine yakın bir internet sitesinde bir bildiri yayınlayarak silah bıraktıklarını açıkladı. Bildiride, "Bu muharebe, acı bir biçimde sona erdi". "Halkımızı öldüren düşmana karşı tek seçeneğimiz kaldı: Silahlarımızı susturmaya karar verdik. Can kayıplarından üzüntü duyuyoruz" denildi.

Tamil gerillalarıyla çeyrek yüzyıldır süren iç savaşın sona ermesinin ardından Sri Lanka’da hükümet herkesin bayrak asmasını istedi ve başkentte kutlamalar başladı. Sri Lanka ile Tamiller arasındaki savaşta 100 bine yakın insanın öldüğü tahmin ediliyor. Tamillere yönelik son saldırıda ölü sayısı konusunda henüz bir açıklama yapılmasa da binden fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Son saldırılarda LTTE’nin 4 önemli isminin de öldürüldüğü söyleniyor.

Tamiller’in ordusunun yanısıra donanması, yargıtayı, hava kuvvetleri, haber alma teşkilatları ve merkez bankaları bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda hava saldırısı da düzenleyen Tamiller 1995 yılında Sri Lanka Donanmasına ait bir gemiyi de batırmışlardı. Sri Lanka Hükümeti saldırıları gerekçe göstererek Tamillere ambargo uygulamaktadır. Dünyada en çok intihar saldırısı düzenleyen örgüt olarak bilinen LTTE Eski Hindistan Başbakanı Rajiv Gandi, Sri Lanka Devlet Başkanı Ranasinghe Premadasa’nın ölümlerinden sorumlu tutulmuştu.

Buyurun Açıklamaları...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 23:03   #26
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
iste olay bu noktada kopuyor.. terör örgütü bitmemistir hala daha devam ediyor pkk da zaman zaman kendini feshediyor, atesket ilan ediyor yada isim degistiriyor ama gördügünüz gibi pkk nin durumu ortadadir..
tamil halkinin özgürlügünü savundugunu idda eden tamil gerillalari silahli mücadeleden neden cekildi cünkü siyasal alana kaymak icin..
simdi sri lanka hükümeti onlara siyasi imkan vermeseydi, siyaset yapmalarini tamamen yasaklasaydi terör devam edermiydi, etmez miydi yani salt silahlarin zaferi demek en iyi tabirle iyimserlikdir..

buyrun tamil gerillarinin bir ay önce aldigi karar ;

Sri Lanka'da bir yıl önce askeri alanda yenilgiye uğrayan Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları Örgütü (LTTE) mücadelelerini siyasi arenada yürütmeye başladı.
Sri Lanka Ordu sözcüsü Tümgeneral Prasad Samarasingh yaptığı açıklamada, "Kurumumuz, adada bağımsız bir Tamil devleti kuramadıkları için şimdi uluslarüstü bir devlet (transnational government) oluşturmak için uluslararası arenada faaliyetlerini artıran LTTE örgütü ve yardımcılarına karşı yeni bir mücadele başlatmıştır." dedi. Tamil diasporasının önemli devletlerde halen çok etkin olduğunu söyleyen Tümgeneral Samarasingh, Sri Lankalıları yurt içinde ve dışında kara propagandalara karşı birlik olmaya çağırdı.
Öte yandan halihazırdaki durum ile ilgili de açıklama yapan Samarasingh, savaşın bitmesi ile askeri kamplarda tutuklu bütün eski gerillaların polise devredildiğini, içlerinde önemli suç işleyenlerin mahkemelerde yargılanacağını duyurdu.
Prasad Samarasingh, geçen yıl Mayıs ayındaki son askeri darbeden önce başkent Colombo'ya sızan gerillaların yakalanması için halen operasyonlara devam ettiklerini, bir çok önemli örgüt üyesinin yakalandığını söyledi. Sri Lankalı General, bu aşamadan sonra kayıp gerillaların herhangi bir eylem yapma şanslarının kalmadığı için tehdit oluşturmadıklarını bilgisine de yer verdi.
Sri Lanka'da 1976 Mayıs'ında LTTE örgütünü kurarak 1983'te hükümete karşı silahlı mücadeleye başlayan Velupillai Prabhakaran'ın 2009 Mayıs ayında öldürülmesinin ardından, Tamillerin öne çıkan yeni lideri ABD'de avukatlık yapan Rudrakumaran Visuvanathan oldu. Sri Lanka doğumlu ABD vatandaşı olan Visuvanathan, yurt dışında güçlü olan Tamil diasporasına sözcülük yaparak Tamillerin mücadelesini siyasi arenada devam ettiriyor.

ajanslar
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 23:14   #27
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
buyrun bitti dediginiz tamil gerillari daha bir hafta önce sri lankanin devlet baskaniyle görüsüyor ve devlet baskani terörün yeniden canlanmamasi icin onlara önemli mesajlar veriyor madem onlar terör örgütü neden liderleri tutuklu degil, neden o kadar kan dökmelerine ragmen idam edilmiyorlar?

bakiniz sri lanka ne yapmistir terör örgütünü siyasallastirmistir onlara demistir ki gelin sorununuz neyse siyasi alanda cözün, silahla bu is hallolmayacak sizde, bizde kaybediyoruz derdiniz neyse buyrun siyasette cözün demistir!

Tamil gerillaları Devlet Başkanıyla görüştü
Sri Lanka Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksa,"Tamil Ulusal İttifak Partisi"nin temsilcilerini bugün ilk kez kabul etti.
Sri Lanka Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksa, Tamil Kurtuluş Kaplanları terör örgütünün geçen yıl kesin yenilgiye uğratılmasından sonra ''Tamil Ulusal İttifak Partisi''nin temsilcilerini bugün ilk kez kabul etti.

Çeyrek asırlık Tamil terörünü geçen yıl bitirebilen başkent Colombo hükümetinin ilk Tamil temasında Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksa, korkunç savaşın yeniden patlak vermemesi için Tamiller'e önemli mesajlar verdi.

Mahinda Rajapaksa, ''Tamil Ulusal İttifak Partisi'' yetkililerine, ''Bize itimat ediniz. Kesin siyasi çözüm bulunacaktır'' dedi

AA

bu arada son cümleyi silahla cözüldü diyen arkadasa ithaf ediyorum demek ki daha sorun cözülmemis baskan diyorki siyasi bir cözüm bulacagiz ;)
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 23:21   #28
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Şöyle tersden sorayım o zaman...
Bana Diplomasi ile bitirilebilmiş bir tane Terör örgütü gösterebilirmisin...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 23:25   #29
Kullanıcı Adı
Mavera
Standart
Alıntı:
Noktaların Efendisi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şöyle tersden sorayım o zaman...
Bana Diplomasi ile bitirilebilmiş bir tane Terör örgütü gösterebilirmisin...
sende bende bu noktaya gelmeni bekliyordum

ak partinin acilim politikalarinda örnek verdigi ispanya-eta örnegini buyrun beraber okuyalim...

İspanya ETA'yı nasıl bitirdi ?

PKK mevzusu açılınca hep ETA örneği verilir. Peki bu ETA nedir? PKK ile ETA arasında ne gibi benzerlikler var ? ETA terörü nasıl bitirildi. İşte tüm bu soruların cevabını Yalçın Doğan yazdı.PKK'yı Anlamak İçin ETA'yı Tanıyalım


Daha çok demokrasi ETA’yı korkuttu

ANAYASAL sistemi bize benzemiyor. Orada on yedi özerk bölge var. Ama, onun da derdi, üstelik yüz elli yılı aşkın süredir ETA terörü.

Aynı derdin sahipleriyiz. O nedenle, İspanya’nın terörle mücadelesinden öğreneceğimiz çok şey var.

Ayrılıkçı, etnik terör İspanya’da 1838’de başlıyor. Bu tarih, terörle mücadelenin ne kadar amansız ve uzun süreye yayılabileceğinin göstergesi.

Sol eğilimli Cizvit papazlarının da desteğiyle kurulan ETA, İspanya’da üç bölgenin, Katalunya, Euskadi ve Galicia’nın bağımsızlığı için savaşan terör örgütü.

Franco diktatörlüğüne karşı, bir ara Katoliklerin mabedi Vatikan dahil, dünyanın sempatisini bile kazanıyor. Masum insanları öldürüyor, yine de Vatikan’ın desteğini alıyor. Terörle mücadelede, terörü tekrar tekrar dış dünyaya anlatmak vazgeçilmez bir uğraş.

FRANSA ETA YANINDA

Teröre destek açısından, bir ara Suriye, şimdi Kuzey Irak bizim için ne ise, İspanya için, Fransa aynı.

O kadar ki, ETA yöneticileri Fransa’da oturuyor. İspanya Başbakanı Gonzales onların adresini Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’a veriyor. Fransa, teröristlerin iadesini reddediyor.

O kadar ki, ETA’ya silah sağlayan fabrika Fransa’da. İspanya bastırıyor, ama Fransa fabrikayı kapatmıyor.

O kadar ki, tamamen Fransız vatandaşlarından oluşan, ETA’dan talimat alan bir ek terör örgütü bile kuruluyor.

Demokrasi aşığı geçinen, uygarlığı kimseye bırakmayan Fransa yaklaşık elli yıl ETA terörünü destekliyor. Sırf İspanya’yı zayıf düşürmek için.

KRAL JUAN CARLOS

Terörle mücadelenin anahtarı demokrasi. 80’li yıllardan itibaren, Kral Juan Carlos başta, İspanya dünyada eşi pek görülmeyen bir demokrasi denemesine girişiyor.

Ayrılıkçı olsa bile, şiddet ve şiddete övgü içermeyen ayrılıkçı söylemle, salt kanlı terör eylemini birbirinden ayırıyor.

Terörün kökünün kazınabilmesi için, ayrılıkçı olanlar dahil, teröre karşı olan herkes bir araya geliyor. Teröre karşı taban genişliyor.

Bunun müthiş bir siyasal sonucu var orada.

Eli kanla lekelenmemiş örgüt üyelerine siyaset yapma olanağı tanınıyor. Yani, seçimle İspanyol Parlamentosu’na girme hakkı.

Örgüt içinde, bu fırsattan yararlanacak olanların sayısı hiç de az değil. ETA o andan itibaren düşüşe geçiyor. Daha fazla demokrasi, terör örgütünün en çok korktuğu şey.

BÖLGE HALKI

Bu arada en önemli etken bölge halkını kazanmak. Nedir bunlar?

- Bölgeye yönelik kaba kuvvete dayalı önlemlerden kaçınmak.

- Bölge halkının temel hak ve özgürlüklerine tam saygı göstermek.

- Bölge halkına en geniş alamda siyaset hakkı tanımak.

- Bir zamanlar terörü desteklemiş, sonradan vazgeçmiş olanları topluma kazandırmak.

- Ulusal bütünlüğü cazip kılmak.

Terörle mücadelede bütün bunları yapabilmek, ön yargılardan uzak, çok geniş demokratik hoşgörü ve anlayış gerektiriyor.

Bu bilgileri emekli bir dış politika temsilcimiz Akın Özçer’in kitabından alıyorum. Özçer’in yazdığı Çoğul İspanya kitabını Türkiye’yi yöneten ve bu konularda düşünen herkesin okuması gerek. Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam, Özçer’i çağırır, uzun uzun sohbet ederim. Hele de, teröre karşı ne yapılmasının arandığı bugünlerde.

Onların PNV’si bizim DTP’ye fark atar

İSPANYA’da devlet ve ETA ateşkeste anlaşıyor. Bir dizi siyasal hakla birlikte.

Bunun karşısında, İspanya Parlamentosunda temsil edilen partiler ayrılıkçılığı savunan Milliyetçi Bask Partisi PNV, ondan kopan EA, sosyalist PSOE ve merkez sağ parti PP ortak bir açıklama yapıyor.

- Terörle mücadeleyi hiç bir zaman partizan amaçlarla kullanmayacağız.

- Demokrasilerde şiddeti ve cinayeti haklı kılabilecek hiçbir hedef yoktur.

- Devlet güvenlik güçlerine, görevlerini daha iyi yerine getirebilmeleri için maddi olanaklarının genişletilmesini destekliyoruz.

- Terörü önleyecek her türlü yasal reformu destekliyoruz.

- Bölge halkını ve bütün halkımızı teröre mücadeleye çağırıyoruz. Özellikle gençlere çağrıda bulunarak, şiddete karşı isyan etmelerini istiyoruz.

- Eli kana bulanmamış, pişmanlık duyan teröristlerin kazandırılmaları gerektiğine inanıyoruz.

Teröre karşı işbirliği, muhalefet partilerinin bunu aptalca iç politika malzemesi olarak kullanmalarından çok uzak. ETA ile içli dışlı olmuş, hala ayrılıkçılığı savunan PNV bile, teröre karşı mücadelede toplum karşısında kendini bağlıyor. Ne yapacağı konusunda, PNV’nin gözü artık ETA’da değil.

CHP’si ve MHP’si ile bizimkilerde jeton düşer mi? DTP bundan ders alır, Mecliste olma şansını değerlendirir mi? Gözünü PKK dışına kaydırır mı?

YALÇIN DOĞAN/HÜRRİYET
Mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-13-2010, 23:30   #30
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
ETA diplomatik olarak bitirilmiş değildir ki...
Halen eylemlerine devam etmektedir...
Buyur ETA...



Alıntı:
50 YIL ETA!
Okunma Sayısı :305
Bask Modeli’nin 30. Yılında…

ETA 31 Temmuz 1959’da kuruldu. “Bask Vatanı ve Özgürlüğü” (Euskadi Ta Askatasuna) adındaki örgüt, İspanya ve Fransa sınırları içinde yaşayan Bask kökenli topluluğa ait bağımsız bir devlet kurma amacını güdüyor.

İspanya ETA’yı 50 yılda bitiremedi. 1978’de demokrasiye geçilmesi ve 1979’da Bask’a özerklik verilmesi de sorunu çözmedi. İspanya Bask Modeli’ni hayata geçirdi, ama 1979’dan 2009’a kadar terör ve ayrılıkçı talep devam etti.
31 Temmuz’da ETA 50 yaşına girdi. 22 Aralık’ta Bask bölgesi otonomisinin 30. yaşını kutlayacak. Ama ortada kutlanacak fazla bir şey yok…

Bask Modeli Nedir? …

ETA’nın amacı İspanya’nın Fransa sınırında bulunan Bask bölgesi için tam bağımsızlıktı. 1974’te ETA siyasi-askeri kanat olmak üzere yeniden yapılandı. Bu kapsamda 1978’de ETA’nın siyasi kanadı Herri Batasuna kuruldu. Bu siyasallaşma sürecinin devamında İspanya 1979’da Bask’ın özerk statüsünü iade etti. Bu sürece Bask Modeli diyenler var.

Model bilimsel bir kavramdır. Model esas olarak, bir süreç hakkında idealize edilmiş mantıksal iskeletin içindeki sebepleri olanaklı kılmak için kurulan bir teoridir. Varsayıma dayanır. Varsayımın sahip olunan imkân ve kabiliyetlerle nasıl gerçekleşebileceği sorusuna cevap arar ve varsayımın gerçekliğini sorgular.

Görüldüğü gibi “Bask Modeli” diye bir mefhum söz konusu değildir. Çünkü İspanya’da söz konusu olan, sadece Bask’a daha önce sahip olduğu statünün iadesidir. Esas olarak bir bölgeye daha önce sahip olduğu otonominin iadesinden öteye mana teşkil etmeyen söze konu süreç, Madrid’in ETA’yı halktan yalıtarak, bölge toplumunu sistemle bütünleştirmek ve ETA’yı siyasi ve meşru zemine yaklaşmaya zorlayarak eritme politikasının uygulamasıdır.

Bu süreç uluslararası literatürde olmayan, bilimsel temeli bulunmayan, hatta kimin nerede nasıl ortaya koyduğu dahi bilinmeyen ama yine de adına “Bask Modeli” denilen bir kavramla değerlendirilemez. Ancak bu yazıda “Bask Modeli” tabiri, günlük dile yerleştiği için, günlük dilde taşıdığı “bir bölgeye otonomi verilmesinin sistemi” anlamında kullanılmaya devam edilecektir.

Esasen bu sürece ilişkin bir belge “Ajuria Enea Anlaşmasıdır”. 1988’de Madrid ile Bask arasındaki sorunu çözmek için, Bask parlamentosunda temsil edilen bütün partiler -Herri Batasuna dışında- bir anti-terörizm paktına imza koymuşlardır. Esas olarak bu anlaşma Madrid ve Bask açısından 1979’da verilen otonominin devamlılığını güvenceye alma hedefine sahiptir.

Bask Modeli Ayrılıkçı Talepleri Durdurmadı…

Bask Modeli’nin İspanya’ya mutlak bir çözüm veya saf bir mutluluk verdiğini söylemek mümkün değil. Nitekim daha 2006’da İspanya’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ikinci ismi General Jose Mena Aguado, Bask Özerk Yönetimi’nin daha fazla özerklik istemesini eleştirdi ve darbe imasında bulundu. General, bakanlar kurulunun kararıyla görevinden alındı. Bir albay ve bir yüzbaşı da aynı eleştirileri gazetelere mektup yazarak dile getirince tutuklandı.

Bask bölgesi adına konuşanlar Madrid ile bölge arasında “özgür ortaklık” denilen bir modeli talep ediyorlar. 1992’de yeni bir düzenleme ile “autonomías limitadas” statüsünde olanların hakları biraz daha geliştirilerek, ayrılıkçılığın frenlenmesi denendi. Bunun üzerine Bask daha fazla hak mücadelesine başladı. Jose Ortega y Gassets o dönemde durum tespiti için Basklılar hakkında “Avrupa’nın en anormal halkı” diye yazıyordu.

Bask Modeli Terörü Bitirmedi…

Bask bölgesi idari olarak 1978 yılındaki Özerklik Yasası ile 3 ilin birleştirilmesiyle 1979’da özerklik aldı. Ama 1959’da kurulan ETA örgütü halen varlığını ve eylemlerini sürdürüyor. ETA’nın özerkliğin onuncu yılından bugüne, özerkliğin otuzuncu yılına kadar gerçekleştirdiği eylemler şöyle;

20 Haziran 1987 – ETA Barselona'da alışveriş merkezinde bomba yüklü araba ile saldırdı. 21 kişi öldü, 45 kişi yaralandı.
11 Aralık 1987- Zaragoza’da bomba yüklü araba ile jandarma kışlası önünde yapılan saldırıda 4 kız çocuğu, 3 kadın ve 4 polis, toplam 11 kişi öldü.

15 Temmuz 1989- ETA jandarmanın otobüsüne bomba yüklü araba ile saldırdı. 8 kişi öldü ve 35 kişi yaralandı.
8 Aralık 1990- ETA Sabadell’de jandarmaya saldırdı, 6 kişi öldü

29 Mayıs 1991- ETA Vic’de jandarmaya uzaktan kumandalı bomba ile saldırdı. 9 kişi öldü.

Haziran 1991- ETA Haziran sonunda başlattığı seri saldırılarla, yıl sonuna kadar 9 jandarmayı daha öldürdü.

6 Şubat 1992- ETA orduya ait bir minibüse saldırdı. 5 kişi öldü, 7 kişi yaralandı.

20 Haziran 1993- ETA Madrid’de 45 dakika arayla iki arabayı havaya uçurdu. 7 kişi öldü.

29 Temmuz 1994- ETA Madrid’de bir generale suikast girişiminde bulundu. 3 kişi öldü.

1995- ETA dönemin muhalefet lideri Anzar’a bombalı suikast girişiminde bulundu.

1995- ETA Kral Juan Carlos’a suikast girişiminde bulundu. Eylemi jandarma önledi.

11 Aralık 1995- ETA deniz kuvvetlerini hedef seçti. Patlayan bomba 6 kişinin canını aldı.

13 Temmuz 1997- ETA 29 yaşındaki Basklı yerel siyasetçi Miguel Angel Blanco’yu kaçırdı ve serbest bırakmasının karşılığında
tutuklu ETA üyelerinin serbest bırakılmasını talep etti. Bütün İspanya sokağa döküldü ve protesto gösterileri oldu. Ama ETA talepleri karşılanmadığı için Blanco’yu öldürdü.

1998 - ETA tek taraflı ateşkes ilan etti.

1999 - ETA hükümetle görüşmelerin kesilmesinin ardından ateşkesi bozduklarını açıkladı.

22 Şubat 2000- ETA Vitoria’da İspanya Sosyalist İşçi Partisi’nin Alava İl Başkanına bombalı araç ile saldırdı. İki kişi öldü.

22 Ekim 2000- ETA Vitoria’da bombalı araç ile bir hapishane görevlisini öldürdü

30 Ekim 2000- ETA Yüksek Mahkemenin yargıcı Jose Francisco Querol’ü ve beraberindeki 3 kişiyi öldürdü.

22 Kasım 2000- ETA Barcelona’da bilim adamı ve siyasetçi Ernest Lluch’u öldürdü.

14 Aralık 2000- ETA Katalan’da bir politikacıyı bombayla öldürdü.

22 Şubat 2001- ETA San Sebastian’da bombalı arabayla iki kişiyi öldürdü.

9 Mart 2001- ETA San Sebastian yakınlarındaki Hernani’de bombalı arabayla bir polisi öldürdü.

17 Mart 2001- ETA Roses’te bombalı arabayla bir kişiyi öldürdü, bir kişiyi yaraladı.

8 Mayıs 2001- ETA Zaragoza’da Halk Partisi’nin Aragon’daki başkanı Manuel Jimenez Abad’ı öldürdü.

10 Haziran 2001- ETA Madrid’te bombalı araç patlattı. 1 kişi öldü, 13 kişi yaralandı.

22 Haziran 2002- ETA Fuengirola’da bir oteli vurdu. 4’ü turist 6 kişi öldü.

4 Ağustos 2002- ETA Santa Pola’da 50 kg patlayıcının olduğu arabayı patlattı, 2 kişi öldü.

24 Eylül 2002- ETA Berastegui’de bir kişiyi bombayla öldürdü.

30 Mayıs 2003- ETA Navarra’daki Sengüesa’da bombalı araç ile 2 kişiyi öldürdü, 2 kişiyi yaraladı.

22 Temmuz 2003- ETA Benidorm ve Alicante’de iki otele saldırdı. 1 kişi öldü, 12 kişi yaralandı.

31 Ocak 2005- ETA Alicante yakınlarındaki Denia’da bir otelde patlama gerçekleştirdi. 2 kişi yaralandı.

25 Mayıs 2005- ETA Madrid’de bombalı araç ile saldırdı, 25 kişi yaralandı.

10 Haziran 2005- ETA Zaragoza Havaalanı’na saldırdı. Ölen ve yaralanan olmadı.

24 Mart 2006 - ETA süresiz ve kalıcı ateşkes ilan etti.

30 Aralık 2006 – ETA Madrid’deki Barajas Havaalanı'na saldırdı. 2 kişi öldü, 26 kişi yaralandı.

3 Temmuz 2007- ETA Fransa’da Guethary’deki iki adet boş tatil evini vurdu

25 Temmuz 2007- ETA Fransa’da Tour de France bisiklet yarışının 16. etabında iki bomba patlattı. Ölen ve yaralanan olmadı.

24 Ağustos 2007 – ETA Durango şehrinde bombayla 2 kişiyi yaraladı.

9 Ekim 2007- ETA Bibao’da bombalı araç ile eylem düzenledi. Bir politikacının koruması öldü.

2 Aralık 2007- ETA Fransa’da Capbreton’da 2 İspanyol jandarmayı öldürdü.

7 Mart 2008- ETA İsaias Carrasco adlı sosyalist yerel politikacıyı Arrasate’de öldürdü.

14 Mayıs 2008- ETA Legutiano’daki polis kışlasında bombalı araç patlattı. 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

21 Eylül 2008- ETA iki ayrı bombalı araç eylemiyle 8 kişiyi yaraladı.

22 Eylül 2008- ETA Santona’da bir kışlanın önünde araba patlattı. 1 asker öldü.

3 Aralık 2008- ETA Azpeitia’da işadamı Ignacio Uria Mendizabal’ı öldürdü.

31 Aralık 2008- ETA Bilbao’da kamu yayını yapan bir televizyonun önünde bombalı araç patlattı. Ölen ve yaralanan olmadı.

9 Şubat 2009- ETA Madrid’te sanayi bölgesinde bombalı araç patlattı. Ölen ve yaralanan olmadı.

19 Haziran 2009- ETA Arrigorriaga’da bombalı araçla Eduardo Puelles Garcia adlı polis müfettişini öldürdü.

9 Temmuz 2009- ETA Durango’da bir bombalı saldırı düzenleyerek, İspanya Sosyalist Partisi’nin bir binasını hedef aldı. Ölen ve yaralanan olmadı.

29 Temmuz 2009- ETA Burgos’ta bir polis kışlasına bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda 60 kişi yaralandı. 14 katlı kışla kısmen çöktü.

30 Temmuz 2009- ETA Palmanova’da jandarmanın bir aracına bombalı saldırı düzenledi. 2 kişi öldü.

9 Ağustos 2009- ETA Palma de Mallorca’da üç bomba düzeneği patlattı. Patlamadan önce gelen uyarı telefonu sonucu alışveriş merkezinin boşaltılması faciayı önledi.

Bu bilânçonun ardında İspanya’nın Franco’nun dönemini bitiren ve demokratikleşmeyi başlatan süreçte, 15 Ekim 1977’de ilan edilen genel af var.

Bask Modeli Teröre Siyasi Desteği Kesmedi…

İspanya Yüksek Mahkemesi bugüne kadar ETA’nın siyasi kanadını durduramadı. Çünkü Euskal Herritarrok, Herri Batasuna ve Batasuna gibi sürekli isim değiştirerek ve kendisine paralel yeni örgütler kurarak yoluna devam etti. Batasuna’yı 2003 ve 2006’da iki kez kapatmak zorunda kalan İspanya Partido Comunista de Espana, Accion Nacionalista Vasca ve EHAK/PCTV (Euskal Herrialdeetako Alderdi Komunista / Partido Comunista de las Tierras Vascas) EAE-AN, Askatasuna ve Herritarren Zerrenda gibi partileri de yasakladı. Ancak Iniciativa Internacionalista - La Solidaridad entre los pueblos" (II-SP), Abertzale Sozialisten Batasuna ve Aukera Guztiak faaliyetlerini sürdürüyor. Böylece Bask ayrılıkçılığı siyasi zeminde yerini muhafaza etmeyi başardı ve ETA’ya siyasi destek sağladı.

Bask Modeli ETA’nın Finansmanını Bitirmedi…

1996 yılına ait İspanyol polis raporları, ETA’nın etkinliği korumak ve eylemliliğini sürdürmek için günde 90.000 Avro harcadığını yazıyordu. 2007 yılına ait bir başka raporda ETA’nın yıllık bütçesi 2 milyon Avro olarak tahmin ediliyor.

İlk yıllarında soygunla gelir elde eden ETA, daha sonra Batasuna’dan, yandaş kuruluşlardan bağışla, insan ticaretiyle ve şantajla para toplamaya devam etti.

Bask Modeli’nde Diyalog Terörü Durdurmadı…

ETA 1970’lerde çok defa, 1981, 1988, 1989, 1998, 1999 ve 2006’da ateşkes ilan etti ve bozdu. 11 Mart 2004’te El Kaide’nin Madrid’de trenleri vurması ilk etapta ETA eylemi olarak algılanıp, sonra doğrusu anlaşılmış olsa da, ETA üzerindeki ateşkes baskısı arttı. ETA eylemlerini azalttı ve can kaybının olmayacağı eylemlere yöneldi.

ETA 16 Ocak 2005’te anlaşmazlığın barışçıl yollardan çözülmesi için diyalog teklif etti. Böylece ETA, Batasuna’nın Kasım 2004 ve Ocak 2005’te yaptığı “merkezi yönetimle barış görüşmesi teklifini” kabul etmiş oluyordu. Madrid, ETA’nın önerisini reddetti. Çünkü ETA barış görüşmelerini başlatmak için İspanya’nın bütün operasyonlarını durdurmasını talep ediyordu. 22 Mart 2006’da ETA kalıcı ateşkes ilan etti. 24 Mart 2006’da başlayan ateşkes, ETA’nın açıklamasına göre Bask bölgesinde demokratikleşme sürecine ve Bask sorununa yönelik çözüm çabalarına katkı sağlamak için yapılmıştı. Açıklamada ayrıca İspanya ve Fransa bu demokratik sürecin sonucunu sınırlama olmaksızın kabul etmeye davet edildi.

İspanya’da partiler ETA’nın bu adımını ilkesel olarak olumlu gördü. İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ETA ile görüşmeleri başlattı. Zapatero’nun sıklıkla “terörizme siyasi bedel ödenmeyeceğini” vurguladığı sürece İspanyol parlamentosu da destek verdi. Muhalefetin karşı çıktığı süreç, iki tarafta yer alan tarafların sertlik yanlısı kesimlerinin baskısı altında yürüdü. Sürecin uzaması, belirsizliği ve esasen önceki doğrudan ve dolaylı benzer müzakerelerden farklı bir içeriğe sahip olmaması, her iki kesimde de sertlik yanlılarını kuvvetlendirdi. Kapatılan Bask partilerinin Arnaldo Otegi gibi liderleri süreci desteklerken, Mikel Garikoitz (Txeroki) ve Aspiazu Rubina yeniden teröre dönülmesini istediler.

Sürecin devamında 30 Aralık 2006‘da ETA içinde darbe yaşandı. Aynı gün Madrid’deki Barajas Havaalanı’na bomba konuldu ve iki Ekvator vatandaşı hayatını kaybetti. Zapatero diyalog sürecini durdurdu. ETA 5 Haziran 2007’de ateşkesin bittiğini ve bütün cephelerde silahlı mücadelenin süreceğini açıkladı. Böylece büyük umutlar bağlanan süreç öldü.

Alman Bilim ve Politika Vakfı (SWP) uzmanı Günther Mailhold, ETA’nın uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yaptığını ve şantaj yoluyla büyük paralar elde ettiğine dikkat çekerek, mafya yapısındaki bir örgütün yasallaşmayı ve yasal denetimi kabul etmesinin olanaksız olduğunu vurguluyor.

Diğer taraftan İspanya ve Fransa da operasyonlarını hızlandırdı. 21 Mayıs 2008’de ETA’nın silahlı ve siyasi, kollarının yöneticisi Thierry kod adlı Francisco Javier Lopez Pena beraberinde birçok ETA üyesiyle Fransa’nın Bordeaux kentinde yakalandı. ETA’da Thierry’nin yerine sertlik yanlısı Txeroki geçti. Txeroki 17 Kasım 2008’de Fransa’da yakalandı. Yerine geçen Gurbita kod adlı Aitzol Iriondo 8 Aralık 2008’de Fransa’da yakalandı. 18 Nisan 2009’da da İriondo’nun yerine geçen Jurdan Martitegi yakalandı.

Bask Modeli ETA’nın Dış Desteğini Kesmedi…

ETA’nın halen İrlanda Cumhuriyet Ordusu’yla (IRA) çok yakın ilişkileri var. ETA’nın ayrıca Avrupa’daki diğer sol terör örgütleriyle de ilişkisi sürüyor. Örneğin ETA 1999’da o dönemde henüz varolan Breton Devrimci Ordusu ile beraber patlayıcı çaldı.

Ayrıca ETA’nın Kolombiya’da faaliyet gösteren FARC ile de ilişkisi var. Kolombiya FARC’tan ele geçirilen bilgisayar kayıtlarından ETA’nın bu örgütten eğitim ve yardım aldığının tespit edildiğini açıkladı. ETA’nın FARC ile bilgi alışverişi, eğitim, taktik, cep telefonuyla bombalı eylem gibi konularda görüştüğü, beraber hareket ettiği ve ETA üyelerinin FARC kamplarını ziyaret ettiği biliniyor. FARC’ın ETA militanlarını saklamayı teklif ettiği de tespit edildi. Bazı eski ETA üyelerinin Meksika ve Venezüella’dan siyasi sığınma hakkı alması, bazılarının Panama ve Küba’da yaşaması da diğer detaylar.

Bask Modeli’nin Başarısı…

Bask Bölgesi’nde “Bask Modeli“ sayesinde, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, tarım, ziraat, balıkçılık, turizm, imar, kültür, telekomünikasyon, emniyet, adalet, sanayi, sosyal güvenlik ve kamu hizmetleri gibi sahalar Madrid’e değil Bask’a ait.
1979 yılında halk oylaması sonucu başlatılan otonomi, sürekli olarak yargıç Joxerramon Bengoetxea gibi isimler tarafından yavaş işlemekle suçlandı. Yargıcın görev yaptığı ve Basklıların kendilerine koyduğu isim olan Euzkadi’de 2,1 milyon kişinin yaklaşık yarım milyonu Basklı. Tıpkı 500.000 nüfuslu “Bask kenti” Navarra’da Basklıların oranının %10 olması gibi.

Bask modelinin başarısı Baskçanın yaygınlaştırılması olarak görülüyor. Bask yönetimi ailelere eğitim konusunda üç seçenek sunuyor. Bunlardan birincisinde sadece İspanyolca kullanılıyor. İkincisinde ise derslerin yarısı Baskça öğretiliyor. Üçüncü modelde ise sadece Baskça var ve İspanyolca “yabancı dil” olarak veriliyor.

Bask bölgesinde 3–17 yaş aralığındaki Bask dilini kullanım oranı Bask modeli ile 35–44 yaş aralığının üzerine çıktı. Bugün Bask’taki dil kullanımı şu şekilde;

Halkın 3–17 yaş grubunun %27’si Baskça konuşuyor. Bu rakam 35–44 arasında %21. 3–17 yaş grubunun %34’ü Baskçayı bir parça anlıyor. Bu rakam 35–44 arasında %12. 3–17 yaş grubunun %40’ı sadece İspanyolca anlıyor ve konuşuyor. Bu rakam 35–44 arasında %68.

Bask Modeli Çöktü Mü?

Bask Modeli’nin başarısından söz etmek çok zor... Çünkü hem ayrılıkçı terör hem de ayrılıkçı siyasi talep “hiçbir eksilme olmadan” devam ediyor. Tarihten gelen ve çoğu Emevilerin Endülüs’ten çekildiği, yaklaşık bin yıl öncesine dayanan gerekçelerden gelen 17 otonom bölgeye sahip olan ve ulus devlet olmayan İspanya’da, Basklılar tarih boyunca kendilerini yönettiler ve 1515’de Kastilya ve Aragon krallıklarının birleşerek bugünkü İspanya’yı kurduklarında 494 yıl önce de büyük ölçüde otonom bir statüye sahiptiler.

Kurulan sistemde İspanya’daki Basklılar toprak, hukuk, yasama ve yürütme alanlarında özerkliğe sahip oldu. Ayrıca gümrük, vergi ve askerlik konularında muafiyet aldı. Basklılar bu özel konumlarının gerisine sadece 1876’daki iç karışıklıklar sırasında düştüler. 1895’ten itibaren siyaseten ve iktisaden yeniden güçlenen Bask, İspanya’nın AT’ye girişinden ve AB’de hâlen devam eden uluslarüstü sistemden dolayı da ayrılıkçı eğilimini değiştirmedi.

Ayrılık Olur Mu?…
Yetişen az sayıdaki Basklı edebiyatçılardan Miguel Unamuno ve Pio Baroja İspanyolca yazmayı tercih ettiler ve Basklıların milliyetçiliğini “akla aykırı ırkçılık” olarak tarif ettiler. Ama “akla aykırı ırkçılık”, geçen uzun zamanda, İspanya’nın ulusal ve idari süreçlerinden etkilenmeden rotasında devam etti.

Konu EpiVaTeS tarafından (06-13-2010 Saat 23:32 ) değiştirilmiştir..
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım