AK Gençliğin Buluşma Noktası
Alt 07-20-2013, 14:34   #1
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Alıntı:
zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğer böyle bir sözü var ise neden kemalistlerin tavrı değişmiyor?
Bu durum merhum İsmet İnönü'nün de bilgisi dahilindeydi.Aşağıdaki yazıyı dikkatle okumanızı isterim.
Hakikat olan Atatürk'ün dini bütün olduğudur.
Bunun dışındaki her görüş, tutum ve tavır aynı amaca hizmet eder. Toplumsal ayrışma ve düşmanlık.



Alıntı:
Yaşadığım o günlerin şahidiyim. Mülakat yaptığım Nokta dergisinde de bahsetmiştim. Dindar yaşayan insanların Mustafa Kemal Paşa’ya: “Mehdi resul” dediklerine şahidim. Çok geçmedi, bir kaç sene sonra hurafa ve bidatların, katı kuralların mahkumu, ALLAH’ın sonsuz rahmetinden habersiz, cehennem yolundan başka yol tanımayan, hakikat yoksunları, ”mehdi resul” dedikleri Atatürk’e: “Deccal” ve neüzü billah: “Kafir” dediler. Bu değişik düşünceyi halâ anlamış değilim. Ancak, İslam’ı cinsel organından tanıyan, mütehassıs dindar geçinenler az değil. Onlar için kelime-i tevhit önemli olmayıp, onların şahidi açık gözle görülürse şahittirler. Her zaman aşikar olmadığından “kafirdir” diye öldürürler. Bakarlar ki, malum ölçüleri ile yanılmışlar; “Müslüman’mış” diye namazını kılarlar.
Bu bilgelere:Sorsan:
“Selanik nerededir” bilmez;
Bilir Cebrail’in kaç kanadı var!..

Bu bilgelerden daha farklı bilgelerde vardır ki, onların ölçüleri maddeden öte gitmez. Mana onlar için bir şey ifade etmez. Hikmet ve marifetullah -ki metafiziktir- ilgileri dışındadır. Atatürkçü geçinirler, güya aydın kesim!.. O büyük insanın makamı cennet olsun. İcraatındaki maksat ve manayı anlamayıp Atatürk’ün icraatını ve geçici yasaklarını dine karşı kasten yaptığını zannederek imansızlığına eş değer gören, öylesi işlerine gelen, kültürlü, materyalist, iman fukaraları, dünyadan sonra hayat kabul edemeyen, aydın geçinen, Amentü yoksunlarının emr-i ilahiyi yeteri kadar bilemediğinden, hurafe ve bidatları din zannedip, başka ilim kabul edemeyen, saftirik, fakat samimi inanç sahiplerinin de müşterek yaptıkları tahrifatın acısını millet olarak halâ çekiyoruz .


PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
METAFİZİK I İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR


 


Konu fican tarafından (07-20-2013 Saat 14:44 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-15-2013, 03:34   #2
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Söz buna intikal edince Atatürk, Nurullah Efendiye der ki:
--Efendi Hazretleri! Tekke, türbe ve zaviyeleri ben kapattım! Allâh bana ömür verecek mi? Bilmiyorum; ama şayet ömrüm olursa, günü gelince bunları yine ben açacağım!
Atatürk bu hakikati gerçek şeyh efendiye ifşa etti.
Dini YIKTI ! Geri getireceğine söz verdi ha ! Tarihte böyle bir vaka görülmemiştir...! Siz bırakın tarihi İslam'ı dahi bilmiyorsunuz !!!

Bu safsatalarla yaşamaya devam ediniz...! Mustafa Kemal'den dahi Dine bakılmaz ! Dinden bakmayı öğrenin !!! Allah c.c. kendi yolunda cehd edenlerle beraberdir...! Ebu Cehillerin hiç yardımcısı yoktur !
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-15-2013, 12:39   #3
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Kur’ân baştan aşağı sevgiyi anlatır. İnsan seviyorsa insandır.
İnsanı tanımadan ALLAH tanınmaz.
"İrfan mektebi yüce insanların hakikatleri tahsil üniversitesidir."
Kalp ne zaman sevgi ile donanırsa o zaman ismi gönül olur.
Sevgi olmazsa, gönül ne işe yarar?
Gönül olmazsa sevgi nereye konur?
Gönül sevginin durağıdır.


PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU

RAHMET DAMLALARI İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR.
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-16-2013, 23:12   #4
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Felsefenin akışı beyinden kalbedir. Tasavvufun tariki ise kalbden beyinedir. İkisinin de yolları ayrı ayrıdır. Öz olarak kalbden beyine giden yola “ehli tarik” denilmiştir... Felsefeyi tanzimi ilâhi olan tasavvufla eş değer görmeyelim. Felsefe nefsin ürettiği, maddeden öte gidemeyen ilmel-yakıyndır. Maddede her zerrede ALLAH’ın varlığının, tenezzülen fiili sıfatlarının zuhurunu hissetmektir.
Müşterisi azda olsa Tasavvuf, Manadır, dinin aslı ve özüdür. İhlas, takva, veradır..


PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
TASAVVUF VE ZİKRULLAH İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR

Konu fican tarafından (07-16-2013 Saat 23:15 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-17-2013, 05:32   #5
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Lisân-ı pâk-i Nebî’den yalanlar uyduruyor:
Sıkılmadan da "sevâb işledim" deyip duruyor!
Düşünmedin mi girerken şerîatin kanına?
Cinâyetin kalacak zanneder misin yanına?

Sevâb ümid ediyor ha! Deyin ki nâmerde:
"Sevâbı sen göreceksin huzûr-ı mahşerde!
Tepende gezdirecek ra’d-ı intikamını Hak,
Ki yıldırımları beyninde kaynayıp duracak.

Yakandan inmeyecek dest-i kahrı husrânın...
Nasıl iner ki, önünden kaçıp da nîrânın,
Civâr-ı nûr-ı nübüvvette mültecâ bulsan;
Bu türlü kurtuluş imkânı yok ya... Kurtulsan;

Şu izdihâmın elinden -ki belki bir milyar
Nüfûs-ı hâsiredir- kaçmak ihtimali mi var?
Bugün fesâdına kurban olan zavallıların
Vebâli boynuna yüklenmesin mi yoksa, yarın?

Kolay mı ümmeti idlâl edip sefîl etmek?
Kolay mı dîni hurâfât içinde inletmek?
Niçin Kitâb-ı İlâhî’yi pâyimâl ettin?
Niçin şerîati murdâr elinle kirlettin?

Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir sâha?
Nedir bu salladığın çifte, Kâbetu’llâh’a?
Herif! Şu millet-i mâsûmeden ne isterdin,
Ki doğru yol diye tuttun, dalâli gösterdin!"

Sn. Mehmet Kula M.Akif'in bu şiiri 1914 yılında kaleme alındığı biliniyor Fatih Kürsüsünde ; 1914 yılında Safahat’ın dördüncü kitabı olarak yayınlanmadan önce, Sebil-ür-Reşad mecmuasında, 27 Haziran 1329 (1913) - 10 Temmuz 1330 (1914) tarihleri arasında tefrika edilmiştir.
Eser iki bölümden meydana gelmektedir:
“İki Arkadaş Fatih Yolunda” ve “Vaiz Kürsüde.” Mesnevi nazım şekliyle ve aruzun Mefâilün/Feilâtün/Mefâilün/Feilün (Fa’lün) kalıbıyla yazılan eserin sonu dua ile tamamlanmıştır.Fatih Kürsüsü’nde adlı manzume, tıpkı Süleymaniye Kürsüsü’nde olduğu gibi, yapı bakımından giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olan bir tahkiyeli eser görünümündedir.

Mustafa Kemal'e en güzel verilen cevaplardandır !

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-17-2013, 16:19   #6
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Peygamberimiz Efendimiz buyurdular ki;
Mürşit olmadığı halde mürşitlik iddia edenler ümmetimin en şerlileridir.
HZ. ALLAH bütün kullarını bu türlü hakîkat dışı cehlin şerlerinden korusun.

Alıntı:
Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v) tarafından Mekke-i Mükerreme’de 30 Ocak 1995 sabah namazından sonra hal-i yakazada hitab edildi bu abd-i âcize. Bütün insanlık alemine duyurmaklığım işaret edildi:
"Ümmetim geçmiş zamana göre değil, yaşayacağı zamana göre hazırlansın." (Hitab-ı Resul) Ravisi bu abd-i âciz.

PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-24-2013, 14:11   #7
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Peygamberimiz Efendimiz buyurdular ki;
Mürşit olmadığı halde mürşitlik iddia edenler ümmetimin en şerlileridir.
HZ. ALLAH bütün kullarını bu türlü hakîkat dışı cehlin şerlerinden korusun.


Alıntı:
Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v) tarafından Mekke-i Mükerreme’de 30 Ocak 1995 sabah namazından sonra hal-i yakazada hitab edildi bu abd-i âcize. Bütün insanlık alemine duyurmaklığım işaret edildi:
"Ümmetim geçmiş zamana göre değil, yaşayacağı zamana göre hazırlansın." (Hitab-ı Resul) Ravisi bu abd-i âciz.

PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-25-2013, 02:49   #8
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
"Ümmetim geçmiş zamana göre değil, yaşayacağı zamana göre hazırlansın."
Nedir bu zırvalar

Ahir zaman Hadisleri ile çelişmektedir...! Ahir zamanda gelecek olan Mehdi a.s.'ın aynen Peygamber efendimizin dönemindeki gibi sünnetleri ihya edileceği bildirilmesine rağmen bu safsatalarla insanları kandırmak ne kadar doğrudur !

Ayırca rüya yahut ilhamlarla amel edilmez !!!
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-18-2013, 17:31   #10
Kullanıcı Adı
fican
Standart
Alıntı:
HaArP Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kardeş, hemen kıyameti kopartma.

Tasavvufsuz din yaşanmaz.
Evliyasız da tasavvuf olmaz.Her devirde mevcut olan, yaşayan, peygamber efendilerimiz zamanında onları,o zamanda değilse, varisi EVLİYA'yı bulmak,tabi olmak,tanımak EMRİ İLAHİ dir.
Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
''Ben ilim şehriyim,Ali kapısıdır'' İlim şehrine girmek istiyorsan bu kapıdan girmen gerekir.
Evliya aynı zamanda rahmet kapısı,ümit kapısı, tövbe kapısıdır.
BU KAPI, KIYAMET KOPACAK, ONDAN SONRA KAPANACAKTIR.

Konu fican tarafından (07-18-2013 Saat 17:38 ) değiştirilmiştir..
fican isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
tasavvuf


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi