AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-02-2009, 11:50   #81
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Ergenekon savcılarına şok tehdit
Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan getirdiği gerekçesiyle kartel gazeteleri tarafından kahraman ilan edilen Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Teknik Takip Daire eski Başkanı Albay Hasan Atilla Uğur'un, kadın pazarladığı ortaya çıkmasının ardından şimde de Ergenekon savcılarına yönelik ağır tehditlerin yer adığı bir ses kaydı ortaya çıktı.


"Muvazzaf bir subayı sivil bir savcı 'kalk buraya gel' diye, terörle mücadele eden, bir köpek, polisi arattırarak çağıramaz" gibi ifadelerle Ergenekon Silahlı Terör Örgütü soruşturmasını yürüten savcılara ağır hakaretlerde bulunan Uğur, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Ferhat Sarıkaya örneğini vererek şok tehditler de savuruyor.

İşte o konuşmadan bazı önemli ayrıntılar:

SİVİL SAVCI ASKERİ PERSONELİ NASIL SORGULAR?

"Yasalar buna engel, sizin ifadenizi mi istiyorlar, askeri savcılığa yazarlar, siz gidersiniz aslanlar gibi arkadaşınızın karşısına oturursunuz. Buyur yüzbaşım, binbaşım, albayım. O der ki ya böyle böyle diyorlar, ne diyorsunuz, yazar. Rahat bir ortamda verirsiniz, gönderir. Bunun başka hukuki yolu yok."

KANADOĞLU GİBİ ÖYLE HUKUKÇULAR VAR Kİ!

"Ama ben size şunu da söyleyeyim, bunlar, bütün adalet teşkilatı bu değil, onu da söyleyeyim. Yani öyle savcılar, hakimler var ki şu anda... Sadece Kanadoğlu değil, yani genç olarak o kadar çok insan var ki, en ufak bir bunların tökezlemesinde bunların tepesine yapışacak bir sürü insan var hazır."

ZEKERİYE ÖZ, SARIKAYA GİBİ KAÇACAK

Zekeriya Öz'ler, şunlar bunlar hepsi kaçacaklar, Bakın Ferhat Sarıkaya diye bir adam vardı, biliyorsunuz. Bu adamla ilgili çeşitli davalar açıldı, tazminat davaları, tazminat davalarının çoğunu kaybetti. Bu ne demek? Bu her şeyi gösteriyor.

BEN O SAVCILARIN HEPSİNİ MAHVEDECEĞİM

Ben onların hepsini mahvedeceğim. Hepsini takip edeceksiniz inşallah. Duman edeceğim. Onların hepsini o hakimini, onu hazırlayan savcıları orda. Hem suç duyurusunda bulunacağım, hem de hem de hukuki anlamda da bitireceğim yani bundan emin olun, ben biliyorum.

İLKER PAŞAM BU SAVCILAR SİZE DE BİNECEKLER

Artık ben yazdım hepsini şeye, İlker Paşa'ya. Dedim komutanım kafanızı kaldırın, Sizi dedim sordular bana savcılar, Biliyor musunuz dedim. İlker Paşa da vardır bu işlerin içinde biz biliyoruz filan diye, Hepsini yazdım onların, dedim haberiniz olsun. Yarın siz de emekli olacaksınız, size de binecekler. Bunun şeyi yok yani. Korkunun ecele faydası yok. Aman kortkum, bana dokunmayın, yok kardeşim. Net olarak telefon açmışlar, onu da ben öğrendim, siz neyin peşindesiniz diye fırçalamışlar onları, ben şunu da biliyorum: Ben 9 Ekim'de savcılığa gittiğimde çağrıldığımda oradan çıktıktan sonra haber gönderdim Genelkurmay'a, dedim ki, 'Bana bakkı yapıyorlar'. Ben özür diliyorum, ana varat düm düz gittim hepsine, savcısı, polisi hepsi oradaydı. Siz kimsiniz dedim lan köpekler. Aramışlar Genelkurmay'dan bunları. İyice ağızlarına sı..mışlar 'nasıl baskı yaparsınız albaya' diye. Ondan sonra benim avukatı çağırmışlar, Bakın bunlar 2-3 ay önce olan şeyler. Avukat gitmiş, avukata demişler ki, 'ne yapıyor senin müvekkil, bizi mahvedecek, işte yapmasın etmesin bana haber gönderiyor. Ben de avukatı azlettim hemen. Dedim defol, antlaşma yaptın her halde bunlarla. Yani bu bir şey. Netice itibari ile 1919'lu yıllarda yaşadığımız süreç aynı.

CUMHURBAŞKANI SEZER'E ILIMLI İSLAM'I ANLATTIK

Baktığımız zaman bir görüyoruz. Korkaklar, kahramanlar, hainler, üçe ayrılmış. Şimjdi hainler belli. Kahramanlar da belli. Korkaklar da işi görüp de elini taşın altına hiç koymayanlar. Aman yılan bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler. Tabi yıllardır istihbarat teşkilatında olduğumuz için bu işi iyi bildiğimizi iddia ederiz. Biz bunları götürdük, bunları Hilmi Paşa'ya. Sayın Cumhurbaşkanına. O zaman hepsini arzettik. Dedik bakın tezgah uygulanıyor. Türkiye'nin sözde ılımlı İslam kategorisine sokulup, burada uydu bir devlet haline getirilip, Afganistan, Irak, SUriye bunların üzerindeki Amerika, AB çıkarlarını uygulamak için bir maşa arıyorlar. Maşa da biziz. Lütfen buna dikkat edin, yoksa bu oyunun çok yakında patlayacağından eminim. Çünkü özellikle Genelkurmay'ın dik duruşu, aldığımız haberler, bana bunu gösteriyor.

AVUKATIMIN BABASI İLKER PAŞA'NIN DEVRESİ

Avukatım geliyor, avukatım bir subay çocuğu benim. İlker Paşa'nın devre arkadaşının subay çocuğu. Ben mesaj da gönderdim İlker Paşa'ya. Siz dedim, bu oyun kesinlikle dönecek dedim. Yüzde 100 dönecek göreceksiniz.






/ HABERVAKTİM - ÖZEL
2 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-02-2009, 12:14   #82
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Türk imamlara Alman zulmü!

Koyu Hıristiyanlığı ile bilinen ve geçtiğimiz günlerde yeniden Almanya Başbakanı seçilen Angela Merkel, Hitlervari uygulamalarına hız verdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurt dışında görev yapmak üzere imtihanla belirlediği din görevlilerinden Almanya'ya gönderilecek 22 görevli, bu ülkenin vize işlemlerinde “başörtülü” fotoğraf kabul etmemesi sebebiyle büyük sıkıntı yaşıyor. Geçtiğimiz hafta içinde vize işlemleri için eş ve çocukları ile birlikte evraklarını Diyanet İşleri Başkanlığı'na teslim eden din görevlileri, Diyanet İşleri Dış İlişkiler Daire Başkanlığı yetkilileri tarafından aranarak, “Alman Büyükelçiliği verdiğiniz fotoğrafları kabul etmedi. Salı gününe kadar bayanlar için boyun ve kulaklar açık olacak şekilde fotoğraf çekilerek teslim edin” denildi.

Koyu Hıristiyan Angela Merkel'in Almanya'sı, İslam karşıtı uygulamalara hız verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurt dışında görev yapmak üzere imtihanla belirlediği din görevlilerinden Almanya için seçilenler, bu ülkeye gitmek için gün sayarlarken ilginç bir yasakla karşı karşıya kaldılar. Eşlerini ve kızlarını yanlarında yurtdışına götürecek olan din görevlilerinden, Almanya vizesi çıkarılması için eşlerinin ve kızlarının kulakları ve boynu açık olarak çekilmiş fotoğraf vermeleri istendi.

YAZILI VE MÜLAKATI GEÇTİLER, AMA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI AŞAMADILAR

Türkiye'den Almanya'da görev yapmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan yazılı imtihanı ve iki mülakatı geçerek bu ülkede çalışmaya hak kazanan kişiler, Ocak ayında göreve başlamayı beklerken geçtiğimiz günlerde vize işlemleri için evraklarını Diyanet İşleri Başkanlığı'na teslim ettiler. Almanya Büyükelçiliği, vize başvurusunda bulunan din görevlilerinin eşlerinin ve kızlarının vizeleri için kulakları, ensesi ve boynu gözükecek şekilde fotoğraf istedi. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı da Almanya'da görev yapacak din görevlilerine telefon ederek, Almanya Büyükelçiliği'nin istediği şartları ailelere iletti. Görevliler, Diyanet İşleri Dış İlişkiler Daire Başkanlığı yetkilileri tarafından aranarak, “Alman Büyükelçiliği, verdiğiniz fotoğrafları kabul etmedi. Salı gününe kadar bayanlar için boyun ve kulaklar açık olacak şekilde fotoğraf çekilerek teslim edin” denildi. Görevlilere Almanya Büyükelçiliği'nin internet sitesindeki vize için gerekli fotoğraf şartı hatırlatıldı. Alman Büyükelçiliği'nin internet sitesinde vize işlemleri için sıralanan şartlar arasında ise “Vize Başvurusu İçin Beraberinizde Getireceğiniz Vesikalık Fotoğraf Hakkında Bilgi” kısmında fotoğrafların, “başörtüsüz” olması gerektiğinin yazılı olması dikkat çekti. Almanya'ya yanlarında eşleri ve kızlarını da götürecek olan din görevlileri, Salı gününe kadar eşlerinin ve kızlarının başörtüsüz, kulakları, ensesi ve boynu gözükecek şekilde açık fotoğraf vermek zorunda kaldılar. Bu durum karşısında şaşkına dönen ve mağdur edilen din görevlileri, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaşadıkları probleme çözüm bulmasını istedi. Din görevlilerinin, yaşanan durum hakkında herhangi bir çözüm bulunamazsa ailelerini görev yapacağı Almanya'ya götürmeme kararı alacakları öğrenildi. Mağdur edilen din görevlileri, Almanya vizesi için verdikleri fotoğrafların nüfus kağıtları ve pasaportlarındaki fotoğrafla aynı olduğunu ve Almanya'nın böyle bir kısıtlamaya gitmesini kasıtlı bulduklarını söylediler. Vakit'in ulaştığı Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez ise sıkıntıdan haberdar olmadığını ve konuyu inceleyeceklerini ifade etti.

ALMANYA BÜYÜKELÇİLİĞİ YALANLAMADI

Almanya Büyükelçiliği ise yazılı sorularımıza verdiği cevapta olayı yalanlamadı. Büyükelçilik, yaptığı açıklamada şu satırlara yer verdi: “İstenilen fotoğraflarda biometrik fotoğraflar için bütün Avrupa çapında geçerli standartlara uygunluk aranmaktadır.”


31 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-02-2009, 12:20   #83
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Hasta dansta !

Sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edilen Ergenekon Terör Örgütü sanığı Hurşit Tolon, İstanbul Gazeteciler Derneği'nin düzenlediği baloda dans ve vals şovu yaptı. Gecede oldukça dinç görünen ve sık sık eş değiştiren Tolon, dakikalarca pistten inmedi...

Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yıl kutlamaları çerçevesinde İstanbul Gazeteciler Derneği'nin geleneksel olarak düzenlediği ‘Cumhuriyet Basın Balosu' ilginç görüntülere sahne oldu.

Önceki akşam Wow Otel'de düzenlenen balonun konukları arasında, Ergenekon davası kapsamında sanık olarak yargılanan ve 8 Temmuz 2008'de tutuklanıp 7 ay cezaevinde kaldıktan sonra 6 Şubat 2009'da sağlık sorunları sebebiyle tahliye olan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve eşi de vardı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakılan Tolon, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu dönemde tahliye edilmesi için defalarca mahkemeye başvurmuştu. 13 kilo kaybettiğini belirten Tolon, hasta olduğunu iddia ettiği için mahkemece defalarca sağlık kuruluşlarına sevkedilmişti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde de tetkiklerden geçirilen Tolon'un kanser olabileceği ileri sürülmüştü, fakat öyle bir bulguya rastlanmamıştı. Tolon'a GATA'ya sevkedildikten sonra tahliye yolu açılmıştı.

Şimdilerde ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçundan tutuksuz yargılanan ve sağlık sorunları olduğu için cezaevinde tutulmayan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, baloya eşi ile yaptığı vals dansı ile damgasını vurdu. Gayet sağlıklı görünen Tolon'un dakikalarca pistte kalması da dikkat çekti. Tolon'un dans sırasında eş değiştirerek başka birisiyle dans etmesi de gözlerden kaçmadı. Gazetecilerin sık sık kendisini görüntülemesinden rahatsız olan Tolon, yüzünü objektiflerden kaçırmaya çalıştı. Gazetecilerin çekmediğinden emin olan Tolon, daha sonra emekli orgeneral Nejdet Timur ile koyu bir muhabbete daldı.

BALOYA TOLON'UN DANSI DAMGA VURDU

Vakit'in sahte profesör olduğunu ortaya çıkardığı Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da balodaydı ve Cumhuriyet ödülü verilen isimler arasındaydı. Konuşma yapması istenen Çığ'ın Cumhuriyet Bayramı yerine ‘Herkesin Kurban Bayramını...' demesi gülümsemelere yol açtı.



SINIRSIZ ŞARAP VE ALKOL İKRAM EDİLDİ

Bakırköy Belediyesi'nin desteğiyle düzenlenen geceye, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de katıldı. Şarap ve alkolün sınırsız ikram edildiği balo, gece geç saatlere kadar sürdü. Gecede konuşma yapan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'in, Osmanlı İmparatorluğu'nu ‘çürümüş feodal bir imparatorluk' olarak nitelemesi dikkat çekti. Bakırköy Anadolu Kız Meslek Lisesi öğrencileri tarafından sergilenen defilede, lise öğrencilerinin yarı çıplak kıyafetlerle sözde Cumhuriyet dönemi kadınlarını canlandırması gözlerden kaçmadı.
Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Can Kıraç, Erdoğan Demirören, Asım Kocabıyık, yazar Hıfzı Topuz, Altemur Kılıç, TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca'nın ödül aldığı gecede, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ödülü CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Eyicil'e, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden'in ödülü de Sözcü Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Neşet Şenizel'e verildi.

Aylarca hastalığını bahane göstererek birçok Ergenekon sanığı gibi cezaevine girmemek için türlü yollara başvuran, hapis yatmamak için 13 kilo veren emekli orgeneral Hurşit Tolon, tahliye olduktan sonra balolara katılıp dans bile ediyor!

TAHLİYE GEREKÇESİ DEĞİŞMİŞ SAĞLIK SORUNU OLMUŞTU

Hurşit Tolon, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Necat Ede'nin delil yetersizliği kararıyla 6 Şubat 2009'da tahliye olmuştu. Ergenekon terör örgütü soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcıları, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına itiraz etmişti. Mahkemeye dilekçeyle birlikte 25 klasörlük delil dosyası sunulmuş, Tolon hakkında verilen tahliye kararının kaldırılması ve yakalama emrinin çıkartılması istenmişti. Dosyayı 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Vedat Y. Abdurrahmanoğlu, üye hakimler Selda Kutluata ve Oktay Açar'dan oluşan heyet yaklaşık 6 saat boyunca incelemişti. Mahkeme heyeti, üye hakimin “beraat” niteliğindeki gerekçesini değiştirmişti. Tolon'un “sağlık sorunu ve yaşı” nedeniyle tutuksuz yargılamasının yapılmasına hükmedilmişti.




30 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-03-2009, 22:17   #84
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Habervaktim gündeme getirdi VE Ahlaksız Dizi Kalkıyor!
habervaktim'in 'Türk televizyonculuğu 40 yıldır çok şeyler gördü ama böylesi hiç olmadı' ifadeleriyle duyurduğu ATV'deki ahlaksız dizinin yayından kaldırılacağı belirtildi.

Yaklaşık 2 yıl önce el değiştirip Çalık grubu'na geçen ATV ne din, ne ahlak, ne de insanlık ölçüsüne sığmayacak bir diziyi yayına sokmuştu.

Kanal D'nin yüksek rating alan dizisi Aşk-ı Memnu özentisinden yola çıktığı belli olan Nefes, Türk toplumunun değerlerini alt üst etti. Henüz 2 bölüm yayınlanan Nefes dizisi aile içindeki çarpık ilişkileri sahneleyen bölümleriyle Türk Televizyonlarının “en ahlaksız” yapımı olmaya aday gösterildi.

Ahlaksız dizinin yayına girmesinin ardından yaptığı haberler ile kamuoyunu uyarak habervaktim'in haberleri üzerine artan tepkiler sonunda hedefine ulaştı. Kanal yönetiminin önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmeler neticesinde diziyi yayından kaldıracağı belirtildi.

İLGİLİ HABER VE AYRINTILAR İÇİN TIKLAYIN




/ Habervaktim
3 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-04-2009, 11:04   #85
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Islak imzayı imha planı
Albay Dursun Çiçek imzalı kirli planı deşifre eden vatansever subay, hazırlanan 9 maddelik yeni planı da ifşa etti... Yeni planda, “ıslak imzalı belge”nin nasıl yok edileceği ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Kamuoyunda “AKP ve Gülen'i Bitirme Planı” diye bilinen ve Albay Dursun Çiçek imzalı belgenin aslının ortaya çıkmasını sağlayan vatansever TSK subayı, cuntacıların Genelkurmay karargahında yeni faaliyetler içerisinde oluğuna dair bir mektubu daha Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e gönderdi. “Sayın Savcım..” hitabıyla başlayan ve mektubuna “Ben ülkesini ve çalıştığı kurumu her şeyden üstün tutan bir TSK mensubuyum” şeklinde devam eden vatansever subay, daha önce geleceğini riske atarak “İrtica ile Mücadele ve Eylem Planı”na ait belgenin aslını gönderdiğini ifade ederek, Genelkurmay'da şu anda cuntanın her zamankinden daha yoğun bir faaliyet içerisinde olduğunu yazdı.

HARDDİSKLER TEMİZLENDİ

Vakit'in elde ettiği mektupta, daha önce Albay Dursun Çiçek imzalı belgenin orijinalini Ergenekon Savcılarına göndererek cuntayı deşifre eden vatansever subay, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e gönderdiği ikinci mektupta tehlikenin boyutlarına dikkat çekti. Mektubunda Bilgi Destek Planı olarak bilinen İrtica ile Mücadele ve Eylem Planı'nın hazırlayıcılarını tek tek sıralayan subay, planın basına yansımasından sonra tüm bilgisayar harddisklerinin temizlendiğini belirtti.

ORG. SAYGUN'UN ÖZEL SEKRETERİ TAKİP ETTİ

Vatansever subay, mektubunda, “Bilgi Destek Planı'nın (LAHİKA) basında yer almasını müteakip, belgenin hazırlanmasında kullanılan tüm bilgisayarlar temizlenmiş ve ilgili evraklar imha edilerek, kamuoyuna Genelkurmay Başkanlığı tarafından böyle bir çalışmanın olmadığı yönünde açıklama yapılmıştır. İmha süreci bizzat Org. Ergin Saygun'un Özel Sekreteri Kur. Alb. Uğur Berksun tarafından takip edilmiş, kendisi Bilgi Sistemleri İşletme Şubesi'ne giderek, söz konusu eylem planının hazırlanmasında kullanılan 30709, 33746, 40077, 27238, 27229 ve 16693 BİM numaralı bilgisayarların harddisklerinin geri getirilemeyecek şekilde silinmesine nezaret etmiştir. Bu işlemde Alb. Şükrü Kısadere, Ütğm. Erhan Sakallı, Ütğm. Kazım Bozkurt, Bçvş. Mustafa Urhan ve Svl.Me. Rıfat Sülük görev almışlardır” dedi.

DURSUN ÇİÇEK'LE SINIRLI DEĞİL

Cuntanın faaliyetlerinin sadece Albay Dursun Çiçek'le kalmadığına vurgu yapan subay, mektubunda, karargahtaki yapılanmanın kurduğu internet siteleri aracılığıyla yoğun bir propaganda işine girdiğine de işaret etti. Mektupta, “Cunta faaliyetlerinin daha açık bir şekilde ortaya çıkmasını ve bu planların sadece Dursun Çiçek'in faaliyetleri ile sınırlı olmadığını göstermek istiyorum. Genelkurmay'da yürütülen psikolojik harekat faaliyetleri kapsamında, kamuoyunda daha önce de kısmen gündeme gelmiş olan internet faaliyetlerinin detaylarını paylaşmak ve bütün bu çalışmaların cunta aracılığı ile hiyerarşik bir yapıda gerçekleştirildiğini göstermek için Ek-A'daki belgeyi dikkatlerinize sunuyor ve tüm kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.”

İLLEGAL FAALİYETLER AÇIK BİÇİMDE YAPILDI

“Bu belge, Genelkurmay tarafından yürütülen psikolojik harekat faaliyetleri için kullanılan internet sitelerinin kamuoyuna yansımasından sonra (Basında 35 adet internet sitesi yer almıştı. Halbuki bu sitelerin adedi 42'dir ve Ek-B'de sunulmaktadır.), bunların Genelkurmay'a ait olmadığını göstermek ve daha sonraki sızmaları engellemek maksadıyla hazırlanmıştır. Belgenin hazırlanmasında sızma olasılığı da dikkate alınarak çok özenli bir dil kullanılmıştır. Ancak belgenin son bölümünde “gri ve siyah propaganda faaliyetlerinin kurumdan bağımsız olarak devam ettirileceği ifade edilmiştir. Halbuki bundan önce bu illegal faaliyetler çok yoğun bir şekilde açıktan icra edilmekte idi.”

“ÖDEMELER KARTLARLA YAPILMAKTADIR”

“İnternet siteleri ile ilgili haberler medyaya yansıdıktan sonra, tüm siteler kapatılarak yeniden yapılandırılmıştır. Ekteki belgede görüleceği üzere, cunta aracılığı ile komuta katının görüş ve onayı alınarak, yeniden faaliyete geçirilmiştir. Komuta katının onayından sonra 35 site yerine 4 adet site ve bu adreslere yönlendirilen bir miktar alan adının alınması kararlaştırılmıştır. PH faaliyetleri, bu siteler üzerinden devam etmiştir. Ekte sunulan belgedeki ANDIÇ'ta da ifade edildiği gibi, Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda görevli Şube Müdürlerinin üzerine kredi kartları alınarak, ödemeler bu kartlar üzerinden yapılacak şekilde yeni alan adları temin edilmiştir. ANDIÇ'ta parafı bulunan Şb. Md.lerinin o dönemde yeni aldıkları kredi kartları ve yaptıkları ödemeler rahatlıkla banka kayıtlarından temin edilebilir. Örnek olarak ‘İlker Ziya Göktaş'ın bu görev için almış olduğu Ziraat Bankası'na ait olan 454.... ...........061 no'lu kredi kartı' gösterilebilir.”

“TSK'YA TUTKUYLA BAĞLI BİRİSİYİM”

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tutkuyla bağlı olduğunu ve amacının yıpratmak değil, cuntacılardan temizlenmesi olduğunu söyleyen subay, mektubunda, “Ben ülkesini ve çalıştığı kurumu her şeyden üstün tutan bir TSK mensubuyum. Ülkemi o kadar seviyorum ki; kendimi, ailemi meslekî kariyerimi ve geleceğimi riske atarak ‘İrtica ile Mücadele ve Eylem Planı' belgesinin aslını gönderdim. Elde ettiğim belgelerin kamuoyuna yansımasından ve Adli Tıp Kurumu'nca da teyit edilmesinden sonra, yaptığım bu girişimin çok yerinde olduğunu kıymetlendirmekteyim. Amacım, tutku ile bağlı bulunduğum Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak değildir. Aksine, Silahlı Kuvvetler'in arkasına saklanarak, ülkemizin istikrar, güven ve demokrasisine kastedenleri deşifre etmek suretiyle ülkeme hizmet etmektir...” dedi.

TAKDİR, SAVCILARIN VE TÜRK MİLLETİNİN

Cuntayı ve faaliyetlerini deşifre eden vatansever subay, mektubunun sonunda “Takdir, Sayın Savcılarımızın ve yüce Türk milletinindir. Saygılarımla arz ederim” ifadelerini kullandı.

İŞTE O 9 MADDELİK PLAN

1) Mektuptaki belge ile ilgili olarak yazıcı, kalem, mürekkep vb. tali unsurları ön plana çıkararak, belgenin içeriğinden çok şekli unsurlarının kamuoyunda tartışılmasını sağlamak.

2) Belgenin gerçekliğini ortaya koyan kişi ve kurumları yıpratmak.

3) Belgeyi yayınlayan ve savunan gazete ve gazetecileri, belgenin gerçek olmadığına dair ikna etmeye çalışmak, ikna edemediklerini de yıpratmak.

4) Belgenin orijinalinin Askerî Savcılık aracılığı ile elde edilerek, Jandarma Kriminal'e göndermek suretiyle gerçek olmadığına dair rapor çıkarttırmak.

5) İmza makinesi gibi argümanlara sarılarak, kamuoyunda belgenin gerçekliğine olan inancı sarsmak.

6) Belgenin içeriğinden daha çok, gündeme geldiği dönemin kamuoyunda tartışılmasını sağlayarak, dikkatleri belgenin içeriğinden uzaklaştırmak.

7) Anayasa Mahkemesi'ne baskı yaparak, bir an önce ilgili maddedeki değişikliğin iptaline yönelik karar çıkarttırmak ve yargılama sürecini askerî yargıya taşımak suretiyle takipsizlik kararı verdirmek.

8) 28 Şubat sürecinde dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a imzalatılarak ihraç edilen 1000'in üzerinde TSK mensubu gibi TSK bünyesinde cadı avı başlatılarak, YAŞ kanalıyla büyük bir tasfiye yapmak.

9) Bu girişimler ile sonuç alınamaz ise Genelkurmay Askerî Savcılığı aracılığı ile suçluların sadece Alb. Dursun Çiçek ve birlikte çalıştığı alt kademe personel olduğu şeklinde karar aldırmak. Bu personelin olabilecek en hafif suçlar ile cezalandırılmasını sağlamak. Yargılama sürecinin, emir vererek çalışmaları başlatan ve yönlendiren komuta kademesine sıçramasına engel olmak.


Halkı yönlendirmek için illegal 42 internet sitesi kurmuşlar!

İkinci ihbar mektubunda Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Daire Başkanlığı tarafından kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla illegal bir şekilde işletilen internet sitelerinin kurulduğu ortaya çıktı. Mektupta psikolojik harekat faaliyetleri için kullanılan 42 internet sitesinin basında yer alması üzerine, Genelkurmay'a ait olmadığını göstermek ve daha sonraki sızmaları engellemek maksadıyla yeniden faaliyete geçirildiği iddia ediliyor.

İŞTE O SİTELER:

İşte cunta aracılığı ile komuta katının görüş ve onayı alınarak yeniden faaliyete geçirilen korsan internet siteleri: http://www.irtica.org ve bu siteye yönlendirilen www.naksilik.com, www.geocities.com/fethullahgercegi, www.nursi.info, www.irtica.net, www.ozgurgenc.net ve bu siteye yönlendirilen www.genclik.info, www.gencizbiz.net, www.aslar.org ve bu siteye yönlendirilen www.askeriz.info, www.stratejik.info, www.tskasker.com, www.turkatak.gen.tr ve bu siteye yönlendirilen www.turkuz.info ve www.turkler.info, www.turkses.com ve bu siteye yönlendirilen www.turkeyturks.com, www.turksturkey.com, www.turkses.net, www.turkses.org, www.pkkgercegi.net ve bu siteye yönlendirilen www.pkkapo.com, www.apopkk.com, www.pkkgercegi.com, www.pkkgercegi.org, www.armenianreality.com ve bu siteye yönlendirilen www.turkishgenocide.net, www.turkishmassacre.com, www.terorveguvenlik.net ve bu siteye yönlendirilen www.terorizm.info, www.terorgercegi.com, www.terorveguvenlik.com, www.terorveguvenlik.org, www.greekmurderers.net ve bu siteye yönlendirilen www.members.tripod.com/camerian_volunteer, www.cameria.org, www.yunanli.com, www.pontuslu.com, www.gurbetciler.info ve bu siteye yönlendirilen www.turkuzbiz.org, www.hepimizturkuz.org, www.bizturkler.org

WEB SİTELERİNİ DE ANDIÇLAMIŞLAR

İhbar mektubuna göre Genelkurmay Başkanlığı 1. Destek Şube Müdürlüğü'nün, yerli ve yabancı yayın yapan internet sitelerini bile fişlediği ortaya çıktı. İhbar mektubuna eklenen andıç belgesinde orduyu yıpratmaya yönelik yayın yaptığı belirtilen internet siteleri tek tek fişlenmiş. Belgenin altında Topçu Albay Cemal Gökçeoğlu'nun imzası ve Kurmay Albay Dursun Çiçek'in ise adı yer alıyor. Belgede günlük olarak Türkçe yayın yapan 281 internet sitesi ile yabancı dilde yayın yapan 126 internet sitesinin fişlendiği görülüyor. Fişlenen internet sitelerinin karşısında ise irticacı, bölücü, Fettullahçı, AB yanlısı ve TSK karşıtı gibi ifadeler yer alıyor.




İŞTE OLAY SUBAYIN İKİNCİ MEKTUBUNDAKİ BELGELER:



-



*




*



*









/ VAKİT
4 Kasım 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (11-04-2009 Saat 11:06 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-06-2009, 18:24   #86
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Askeri Hakim'den şok itiraf -SES KAYDI
Askeri yargının bağımsız olmadığı, İrtica ile mücadele eylem planını ortaya çıkaran ihbar mektubunun ardından bir kez daha kanıtlanmış oldu. Komplo belgesinin altında imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in soruşturmasındaki eksiklikler ve görevli askeri hakimlerin emir komuta zinciri içerisinde görevlerini nasıl yaptıklarına ilişkin skandal bir ses kaydı daha ortaya çıktı.

Ses kaydında Albay Dursun Çiçek'in evinde arama yapan Dz. Ask. Hk. Yzb. İ.Volkan Şahin, aramaya ciddiyet kazandırmak için içeride 6.5 saat kaldığını, bu süre içerisinde yeme ve içmeyle meşgul olduğunu itiraf ediyor.

İşte o ifadeler: "Evindeki aramayı yaptım, aramayı başlattım saat 11:00, bitirdim saat 17:20'de. Bizim memur da diyor ki efendim bu kadar uzun sürmeyecekti. Yaa yedik içtik. açıklama yaparken, '6.5 saat aradık. Onun adamını.."

İ.Volkan Şahin'in, 'O' dediği kişinin kim olduğu, arama emrini kimden aldığı ise merak ediliyor.

İşte habervaktim'in ulaştığı o şok ses kaydı ve askeri hakimin şok itirafı:




/ Habervaktim
6 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-09-2009, 13:52   #87
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
İşte el Beşir ve Sudan gerçeği...
Batılı ülkelerin "soykırım"la suçladığı Sudan lideri el Beşir neden hedefte? El Beşir'e mi düşmanlar, yoksa Sudan üzerinde hesapları mı var? İşte Sudan ve El Beşir dosyası...

Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’in İSEDAK toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelmesi Türk ve dünya kamuoyunda büyük yankı buldu. Peki, Batılıların El Beşir’e bu kadar saldırmasının ve iddiaların arkasında ne tür planlar var? Darfur’da neler oluyor? Nüfusunun hemen hemen yarısı hafız olan Darfur neden karıştı? Ülkenin güneyindeki ayrılıkçı Hıristiyanlardan sonra bu defa Darfur’u kışkırtan Batılılar Afrika’nın en büyük ve en zengin ülkesi olan Sudan’dan neler istiyorlar? 30 yıl boyunca emperyalizme, sömürgecilere ve Siyonistlere karşı büyük bir direniş gösteren Sudan, gerçekten soykırım yaptı mı? İşte bütün yönleri ile Darfur ve El Beşir dosyası...

Mustafa R. Özgür'ün dosyası...

Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’in İslam Ekonomik ve Ticari Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelmesi, Türk ve dünya kamuoyunda büyük yankı buldu. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Darfur’da ‘savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediği’ iddiasıyla hakkında tutuklama kararı çıkarttığı Sudan Devlet Başkanı El-Beşir’in Türkiye’ye gelmesi, Türkiye-AB ilişkilerinde de bir krize sebep olmuş ve kriz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sert çıkışı ile aşılmıştı. Peki, Batılıların El Beşir’e bu kadar saldırmasının ve iddiaların arkasında ne tür planlar var? Darfur’da neler oluyor? İşte tüm yönleri ile Darfur ve El Beşir dosyası...

AFRİKA’NIN EN BÜYÜK ÜLKESİ

Sudan, Afrika’nın en zengin ülkelerinden birisi. Yüzölçümü olarak da Afrika’nın en büyük ülkesi. 2.5 milyon kilometrekarelik toprağı ile Türkiye’nin tam olarak 3 katı büyüklüğe sahip. 1956’da bağımsız olan bu güzel Afrika ülkesi, dünyanın en verimli topraklarına sahip. Başta petrol, uranyum ve bakır olmak üzere birçok yeraltı zenginliği var. Sudan, Batılı devletlerin Afrika hakimiyetlerine kafa tutuyor ve Kızıldeniz’i de kontrol ediyor. 21 yıl boyunca ülkenin güneyindeki Hıristiyanları kışkırtan Batılılar, şimdi de Darfur meselesini kullanarak Sudan’a saldırıyorlar.

30 YILDIR SİYONİZM’E KARŞI MÜCADELE VERİYORLAR

Afrika kıtasının Batılılara karşı tüm direniş hareketlerini destekleyen Sudan, 30 yıldır emperyalistlere, sömürgecilere ve Siyonistlere karşı büyük bir direniş merkezi oldu. Başta İsrail olmak üzere Batılılar da 30 yıldır Sudan’ı parçalamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Batılı emperyalist ülkeler Sudan’daki grupları birbirine karşı kışkırtıyorlar ve son dönemlerde Çin ile yakın ilişkiler kuran bu ülkeyi parçalamak istiyorlar. Sudan’ın dış satımının % 65’ini satın alan Çin ise, aynı zamanda Sudan’a milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Bu da Batılıları çok rahatsız ediyor.

DARFUR’UN YARISI HAFIZ

6 milyon insanın yaşadığı Darfur, petrol, uranyum, bakır ve benzeri önemli yeraltı doğal zenginliklere sahip. 1821 yılında Osmanlı’ya bağlanan ve çok dindar olan Darfur’da insanların yarısından fazlasının hafız olduğu biliniyor. Bölgenin % 60’ı Arap ve % 40’ı Afrika orijinli olmak üzere tamamı Müslüman. 11 Şubat 1914’te Osmanlı Sultanı’nın cihat çağrısı üzerine Darfur Sultanı Ali Dinar, binlerce Darfurlu ve Sudanlı’yı cihada gönderdi. Buna kızan İngilizler Sudan’ı işgal ettiler ve 40 yıl işgalleri altında tuttular.

Geri çekildiklerinde Sudan’daki tüm kabileleri birbirlerine düşürmüşlerdi.

BATILILAR SUDAN’I KONTROL ETMEK İÇİN DARFUR’U KULLANIYORLAR

Ortadoğu petrollerine olan bağımlılığından kurtulmak isteyen ABD, petrol zengini Sudan’ı ve civarındaki 15 Afrika ülkesini kontrol etmek için Darfur’u kullanıyor. Ayrılıkçı hareketleri ise Batılılar özellikle destekliyorlar. Hatta kabileleri dahi devletleşmeleri konusunda teşvik ediyorlar. Nüfusun sadece % 15’i Hıristiyan olan güney bölgelerinde dahi Hıristiyan devletinin kurulmasını istiyorlar. Bunun için diplomatik girişimlerin yanı sıra inanılmaz sayıda misyonerin bölgeye akın etmesini de sağladılar. Bilindiği gibi 21 yıl süren güneydeki Hıristiyanlarla yaşanan problemlerin halledilmesinden sonra bu defa Darfur meselesi 2003 yılında patlak vermişti.

SUDAN DEVLETİ KENDİSİNİ SAVUNDU

Darfur’da meydana gelen olayların temeli 1970’li yıllara dayanıyor. Çiftçiler ve çobanlar arasında meraların ve su kaynaklarının kullanılması üzerine sorunlar başladı. 1980’de meydana gelen kuraklık işleri iyice karıştırdı. Büyük göç ve küçük çatışmalar, sorunu iç siyaset malzemesi haline dönüştürdü. 2000-2003 yıllarında çatışmalar şiddetlenerek büyük göçler başladı. Batılıların kışkırttığı ve silahlandırdığı grupların bağımsızlıklarını ilan etmeleri üzerine ise Sudan Devleti kendisini savunmaya başladı. Giderek yayılan çatışmaları durdurmak isteyen Sudan’ın kurduğu ‘Cencevid’ denilen gönüllü birlikler ile İsrail, ABD ve Batılı güçlerin desteklediği ayrılıkçılar uzun süre çatıştılar. Bu süreçte 40 bin civarında insan öldü. İşin ilginç tarafı ise çatışmalarda haksız bir şekilde insan öldürdüklerini tespit ettiği kendi tarafındaki isimleri de yargılayan Sudan Devleti’nin soykırımcılıkla suçlanmasıydı. Batılı güçler, Sudan Devleti’ni ve Başkanı El Beşir’i soykırımcılıkla itham ettiler. Dünyanın dört bir yanında işledikleri cinayetleri unutan Batılılar, ne kadar ikiyüzlü ve çifte standartlı olduklarını Sudan’da bir kez daha kanıtladılar.

EL BEŞİR’İ SUÇLAYAN MAHKEMEYİ TANIMAYAN ABD, KARARI DESTEKLİYOR

Diğer taraftan Ömer El Beşir’i soykırımla suçlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni ABD dahi tanımıyor. Dünyada sadece 53 ülkenin tanıdığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin daha önce Bosna, Ruanda, Çeçenistan, Karabağ, Lübnan ve 60 yıldır Filistin’de işlenen onca soykırıma ses çıkartmamış olması ise gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Sudan Devlet Başkanı Beşir’i tutuklama kararı almasını ise şimdiye kadar sadece 2 Batılı ülke, Fransa ve ABD destekledi. Arap Birliği ülkeleri, İslam Konferansı Teşkilatı, Türkiye, Çin ve İran gibi ülkeler karara karşı çıkıyorlar.

Bütün dünya toplansa da Allah’ın bize yazdığını değiştiremezler

İslam Ekonomik ve Ticari Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) toplantısına katılmak üzere Türkiye’ye gelen Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir, daha önce de Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi nedeniyle İstanbul’a gelmiş ve düzenlediği basın toplantısında, hakkındaki soykırım iddialarını reddetmişti. Devlete karşı silahlananlarla savaşmanın doğal olduğunu, masum insanların güvenliğini sağlamayı hedeflediklerini kaydeden Beşir; “Bu kadar kişi öldürüldüyse, toplu mezarlar olması lazımdı. Nerede bu toplu mezarlar? Hükümet ile isyancılar arasında bir savaş olduğu gerçek, ama bu bütün dünyada böyle. Sudan’da hükümete karşı ayaklananlar niye mazlum oluyor? Bu bir çifte standart” diye konuşmuştu. “İnşallah Güney Sudan’da sağladığımız gibi Darfur’da da mutlak barışı sağlayacağız” diyen Beşir; “Tüm dünya bize karşı toplansa da Allah’ın yazdığından başka bir zarar veremezler” şeklinde konuşmuştu.

9 Ekim 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-09-2009, 13:59   #88
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Zinacı albay hala görevde
Vakit'in ortaya çıkardığı Genelkurmay'ın “zinacı hukukçu yarbay” skandalında, rezalet, görüntülerle de kanıtlandı. www.habervaktim.com'un “kısmen” yayınladığı görüntüler, Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşavirliği'nde görevli askerî hakim Zekeriya Duran'ın çirkin fiilini itiraza yer bırakmayacak biçimde gözler önüne serdi.

HATA İTİRAFI: LÜTFEN SÜRDÜRMEYİN!

www.habervaktim.com'da yayınlanan görüntülerin ardından daha önce kendisinin kullandığı, skandal ilk ortaya çıktığında da Vakit muhabirinin ulaştığı telefon numarasından yeniden aradığımız Zekeriya Duran, bu aramada şüpheli tavırlar sergiledi. Daha önce söz konusu telefon numarasından yapılan aramalarda her defasında “Zekeriya Bey” denilince “Buyurun” denilmesine rağmen, çirkin görüntülerin yayınlanmasının ardından aranılan aynı telefonda, “Ben Zekeriya Bey'in bir arkadaşıyım” denildi. Zekeriya Duran'ın yan odada olduğunu, şu an konuşamayacağını belirten telefondaki kişi, daha sonra ise kendisinin Duran'ın avukatı olduğunu iddia etti. Adını vermek istemeyen, sadece emekli asker olduğunu söyleyen “Duran'ın avukatı!”, “Bu adam zaten yeterince mağdur niye uğraşıyorsunuz ki? Bildiğim kadarıyla o davalar sürüyor. Ben de avukatım. Lütfen bunu sürdürmeyin. Geçmişte yapılmış bir hatayı her gün insanların karşısına çıkarmanın bir yararı yok” dedi.

“O GÖREVDE KALAMAZ”

Görüntüleri izleyip izlemediğinin sorulması üzerine telefondaki kişi, “Siteye koydunuz ve bizim girişimlerimizle kaldırıldı. Bunların hepsi düzmece. O insan, vatana millete yararlı bir insan. Bu insan düzgün insan. Bu insan yeterince yıprandı. Kesinlikle bu tür yıpratmaları hak etmiyor. Ciddi sağlık problemleri var” diye konuştu. Telefondaki kişi, “Kendisi istifa etmek istemişti?” sorusu üzerine ise, “O kendisinin kişisel düşüncesidir. Benim değerlendirmem doğru olmaz” dedi. Aynı şahıs, kişisel kanaatinin ise zina olayına adı karışan Duran'ın görevinde duramayacağı yönünde olduğunu vurguladı. “Duran'ın avukatı” olduğunu söyleyen kişi, “Benim kişisel kanaatim ben görevde kalabileceğini düşünmüyorum” dedi.

Kendisinin iddiaların aksine zina olayının gerçekleştiğini kanıtlayan telefon numaralarının peş peşe alınıp, … … 90 87, … … 90 89 numaralı telefonların birisinin Zekeriya Duran, diğerinin ise Ş.Ö'ye ait olduğunun belirlendiği, bu durumu nasıl değerlendirdiği şeklindeki soruya karşılık ise aynı kişi, telefon numaralarının başkalarına ait olduğunu ileri sürdü. “Duran'ın avukatı” olduğunu iddia eden kişi, “Gerçekleri itiraf edip özür dilese olmaz mıydı?” şeklindeki soruya karşılık da, şunları söyledi: “Davalar varken böyle bir şey söylenir mi? Böyle bir şey hukuken de olmaz. Bu her tarafı daha fazla yıpratmaz mı? Kesinlikle olmaz. Siz haber yapmazsanız yıpranmaz. Şu an her iki taraf açısından da sular duruldu. Yayınladığınız zaman herkes yıpranacak!”

ZEKERİYA DURAN KİMDİR?

Her yıl düzenlenen YAŞ toplantılarında binlerce masum dindar subay ve astsubay, sudan gerekçelerle ordudan atılırken, Genelkurmay Başkanlığı'nda adli müşavir olarak görev yapan askeri hakim Zekeriya Duran, fuhuş yaptığı iddialarından sonra görevden el çektirilmek şöyle dursun, yarbaylıktan albaylığa terfi ettirilmişti. Beş yıldızlı bir otelin aşçısı olan S.Ö'nün eşi Ş.Ö ile yasak aşk yaşayan Zekeriya Duran, üç yıl boyunca Ş.Ö. ile birlikte oldu. Bu durumu öğrenen Ş.Ö'nün kocası ise hem askeri savcılığa suç duyurusunda bulundu hem de boşanma davası açtı. Duran, Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un evinin aranması sırasında Tolon'un evine gitmişti. Duran aynı zamanda Dağlıca baskını nedeniyle Genelkurmay Askeri Savcılığı adına bilgi isteyen kişi olarak biliniyor.

9 Kasım 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (11-09-2009 Saat 14:08 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-09-2009, 14:05   #89
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Başörtülüye yasak Yahudi'ye özel izin

Halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde, TSK bünyesinde başörtüsü gibi dinî inançlara yönelik ayrımcılıklar devam ederken; Vakit, TSK'nın Yahudi olan personelinin dinî inançları için özel izin verdiğini belgeledi.

Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı veya özel dinî günlerde hiçbir askerî personele izin verilmezken; Türk Silahlı Kuvvetleri, hazırladığı bir genelgeyle Yahudi olan TSK personeli Yd. Subay, erbaş ve erlere Yahudilikte kutsal sayılan dinî gün ve bayramlarda özel izin verilmesini kararlaştırdı.

Nisan 2009'da hazırlanan ve Tuğgeneral Tayfun Özden imzalı belge, “Musevi dinine Mensup Yd. SB, Erbaş ve Erlere izin verilmesi” başlığıyla ve ivedi statüsünde hazırlanmış.

Halkı Müslüman olan ülkemizde başörtülü asker annelerinin bile evlatlarını dinî bayram ve günlerde örtüleriyle ziyaret edemezken; TSK'nın yeni düzenlemesiyle, Yahudilere ayrıcalık tanınmasına imkan sağlanıyor.

Birçok yeni tartışmayı da beraberinde getiren skandal niteliğindeki belgede, şu talimatlar yer alıyor:
1) Vatanî görevlerini ifa etmekte olan Musevi dinine mensup TSK personelinin (Yd. Subay, Erbaş ve Erler) “Pesah” , “Roş Aşana” ve “Yom Kipur” dinî günlerinde izinli sayılmaları ilgi ile bildirilmiştir.
2) Bu kapsamda söz konusu personele
A- “Pesah” (Hamursuz Bayramı, 8-16 Nisan 2009)
B- “Roş Aşana” (Yılbaşı 18-19-20 Eylül 2009 / Pazartesi akşamından Çarşamba akşamına kadar)
C- “Yom Kipur” (Büyük Oruç 27-28 Eylül 2009 Pazar-Pazartesi dinî günlerinde izin verilmesi...)

NAMAZ KILDIĞI İÇİN, GÜNDE 7 SAAT NÖBET TUTTURULDU

Öte yandan Lice'de vatanî görevini yapan ve namaz kıldığı için günde 7 saat nöbet tutturulan İsmail Uygun'un şahadet ve annesinin “Vatan sağolsun demeyeceğim, oğlum namaz kıldığı için komutanı günde 7 saat nöbet tutturdu..” feryadı hala hafızalardaki tazeliğini korurken; TSK'nın Yahudilere özel ayrıcalıklar tanıması, şaşkınlıkla karşılandı.

Bilindiği gibi geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'ın Lice ilçesinde çıkan çatışmada Fevzi Güngör ve İsmail Uygun isimli 2 er şehid olmuştu. Adana doğumlu olan ve Kayseri'de ikamet eden Jandarma Çavuş İsmail Uygun'un annesi Sultan Uygun, “Hep bizim gibi ailelerin çocukları şehid düşüyor. 2 yaşındaki torunum, babasız kaldı. Ben, vatan sağolsun demeyeceğim. Komutanı, oğluma namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Günde 7 saat nöbet tutturuyormuş” diyerek Türkiye'nin gündemine oturmuştu. “Vatan sağolsun demeyeceğim!” çıkışıyla Türkiye gündemini sarsan acılı anne, “Oğlumun komutanı, namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Onun gibi diğer kısa dönem askerler masabaşında otururken; 3 aylık er olan İsmail'im, günde 7 saat nöbet tutuyormuş. Oğlum, komutanına söyleyemiyordu ama bunları telefonda bize söylüyordu. Komutanı, oğluma gıcık kapmış. Ayrıca hep bizim gibi insanların çocukları şehid düşüyor. Hiç gördünüz mü ‘Oğlum şehid oldu..' diye ağlayan eli yüzü boyalı bir anne. Yok, göremezsiniz. Ahmet Türk, kameralar önünde zafer işareti yapıyor, kimse bir şey diyemiyor. O yüzden vatan sağolsun demeyeceğim” demişti.

9 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-11-2009, 19:22   #90
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
O albay istifa etti
Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı'nda görevli olan ve Ergenekon sanığı emekli Org. Tolon'un evinin aranması sırasında hazır bulunan Askerî Savcı Zekeriya Duran, Vakit'in haberlerinden sonra istifa etti. Evli bir kadınla zina yaptığı halde yarbaylıktan albaylığa terfi ettirildiğine dair haberlerimizden sonra Duran, Vakit'e yaptığı açıklamada, görevinden ayrıldığını belirtti. Albay'ın istifasında; “Görevden alınıp da özlük haklarını kaybetme korkusu”nun rol oynadığı öğrenildi.

Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı'nda görevli Askerî Hakim Zekeriya Duran'ın, Ş.Ö. isimli evli bir kadınla yasak aşk yaşadıktan sonra terfi ettirildiğine dair Vakit'in haberlerinden sonra, Askerî Savcı Albay Zekeriya Duran'ın görevinden ayrıldığı belirlendi. Evli ve iki çocuk annesi bir kadınla insanî ve askerî ahlaka aykırı bir şekilde zina iddiasından sonra yarbaylıktan albaylığa terfi ettirilen Duran, Vakit gazetesinin haberleri üzerine yaptığı açıklamada, görevinden ayrıldığını ve istifa dilekçesinin kabul edildiğini belirtti.

OTOMATİK BİR ŞEKİLDE TERFİ ETTİM

Duran, yaptığı açıklamada, işlediği iddia edilen suçun öncelikle yasal delillerle kanıtlanması gerektiğini iddia ederek, yarbaylıktan albaylığa terfi etmesinin de otomatik bir şekilde gerçekleştiğini söyledi. Terfisinin YAŞ'ta alınmadığını, yarbaylık bekleme süresini doldurduğu için bir üst rütbeye yükseldiğini ifade eden Duran, “Yarbaya zina terfisi kararının” doğru olmadığını kaydetti. Albay'ın istifasında “özlük haklarını kaybetme” korkusunun rol oynadığı öğrenildi... Albay, eğer istifa etmeseydi, görevden alınabilir ve böylece özlük haklarını kaybedebilirdi...

ALBAYLIĞA TERFİM, ZİNA İLE İLGİLİ DEĞİL

Duran, açıklamasında şunları söyledi: “TSK'ya mensup subayların; rütbeleri, bekleme süreleri, nasıpları, rütbe terfii ve kademe ilerlemesi şartları, 926 Sayılı kanun hükümlerine tabidir. Muvazzaf subayların terfileri, her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı günü yapılır. Albaylığa terfi edecek her personelin dosyası YAŞ'a gitmez. General ve amirallerin dışında sadece generalliğe ve amiralliğe terfi edecek albaylardan sicil notu ortalaması, sicil tam notunun yüzde 70 ve daha yukarısı olanların sicil dosyaları, YAŞ'a gönderilir. YAŞ bunları, 54. madde esaslarına göre değerlendirmeye tabi tutar. Dolayısıyla bir yarbayın terfisi bekleme süresini doldurmuşsa ve diğer şartları taşıyorsa, otomatik olarak yapılır. YAŞ kararına ihtiyaç duymaz. Yarbaya zina terfisi kararı, bu nedenle doğru değildir.”

KENDİ İSTEĞİMLE EMEKLİYE AYRILDIM

Albaylık rütbesine terfi ettirildikten sonra, kendi isteğiyle emekliye ayrıldığını ifade eden Duran şöyle dedi: “Albay olmayı müteakip, 25 fiili hizmet yılımı tamamladığımdan dolayı, 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 205. maddesi ile 926 Sayılı TSK Personel Kanunu'nun 8. maddeleri gereğince, istekle emekliye ayrılmayı talep ettim. Bu talebim, MSB tarafından onaylandı ve emekliye ayrılmış durumdayım.”

S.Ö'YÜ GENELKURMAY'A ÇAĞIRMIŞLARDI

Görüntüler üzerine Aşçı S.Ö, Yarbay Duran hakkında Cumhuriyet Savcılığı ve Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne suç duyurusunda bulunmuştu. S.Ö.'yü cep telefonundan arayan ve kendisini “Genelkurmay'da görevli Başçavuş Ömer” diye tanıtan bir kişi “Sizinle Adli Müşavirimiz Hıfzı Çubuklu görüşecek” diye Genelkurmay'a çağırmıştı. S.Ö. Çubuklunun kendisine, “Bu işlerin üstüne gitmeyelim” dediğini iddia etmişti.

İSTİFAYI ÇUBUKLU ENGELLEMİŞTİ

Yarbay Duran'ın görüntüleri internet sitelerinde yayınlandıktan sonra istifa dilekçesini Genel Kurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'ya sunduğu Çubuklu'nun ise “Sen kal bizim için önemlisin, bunlar unutulur ” dediği iddia edilmişti. Ancak 30 Ağustos'tan sonra internet sitelerine düşen yeni fotoğraf ve görüntüler üzerine Çubuklu'nun 30 Ağustos öncesi verilen istifa dilekçesini yeniden işleme koyduğu iddia ediliyor.


11 Kasım 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ak parti, akit, akpartiforum, chp, chp gerçekleri, deniz baykal, dilipak, ergenekon, etö, gündem haberleri, habercilik, habervaktim, hasan karakaya, mhp, unutulanlar, vakit, vakit gazetesi, vakit haberciliği, vakit manşetler, ülke gerçekleri


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi