AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-09-2008, 19:47   #31
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
Hürriyet’ten yine kuyruklu yalan


Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, emekli büyükelçilere mutad olarak plaket tevdi edilmesinin Bakanlık çalışmaları içinde olduğunu, ancak bu konunun Cumhurbaşkanlığı’na henüz intikal ettirilmediğini ve Cumhurbaşkanlığı’nca yapılmış bir davetin söz konusu olmadığını bildirdi.

Bilman, bir soruya cevaben yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı’nda emekli büyükelçiler ve mensuplarıyla iletişimin güçlendirilmesi yönünde muhtelif çalışmalar yapılmakta olduğunu belirterek, bu bağlamda, emekli büyükelçilere, mutad olduğu üzere plaket tevdi edilmesinin de bu çalışmalar arasında olduğunu bildirdi. Bu çalışmaların halen sürdürüldüğünü belirten Sözcü Bilman, şunları kaydetti: “Bulunulan aşamada, 17 Şubat 2008 tarihli Hürriyet gazetesinde ifade edildiği şekilde, bu konu Cumhurbaşkanlığımıza henüz intikal ettirilmediği gibi, emekli Büyükelçilere plaket tevdii için belirlenmiş bir düzenleme ve Cumhurbaşkanlığınca yapılmış şifahi veya yazılı resmi bir davet söz konusu olmamıştır.”

Zaman
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 19:49   #32
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
Yalancı Hürriyet mi , Zaman mı?
Demirel dün "türban serbestisiyle" ilgili açıklamalar yaptı. Aynı açıklamayı iki zıt gazete 180 derece farkla verdi. İşte Hürriyet ve Zaman'ın aynı haberi veriş biçimleri.

İŞTE HÜRRİYET'TEKİ HABER
Istırap içindeyim
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, türban serbestisinden sonra dün ilk kez konuştu. Adalet Partisi'nin kuruluşunun 47. yıldönümü dolayısıyla DYP Genel Başkanı Çetin Özaçıkgöz tarafından Güniz Sokak'taki evinde ziyaret edilen Demirel, konuyla ilgili şunları söyledi:

HUZURSUZUZ Toplum huzursuzluğa itilmiştir. Yapılan düzenlemeler sonucu bir ülkede, toplumun bir bölümü huzurluyken diğer bölümünün huzursuz olmasının iyi bir şey değildir. Türkiye'de böylesine bölünen kesimlerin yeniden birbirin anlar, birbirini kabul eder ve birbirine karşı bir zıtlaşmanın içine girmeden yola devam etmesi zaman alacaktır.

HUKUK TEMİZLER

Türkiye açık bir rejime sahiptir. TBMM usul ve nizama uygun olarak anayasayı değiştirdi. Demokratik Cumhuriyet'in laiklik ayağı tartışma içine girmiştir. Anayasa'da değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olarak nitelenmiş bulunan bu ayağın yandan dolaşarak zedelenmesi şeklinde iddialar vardır. Bu iddiaları temize çıkaracak olan yine ülkenin hukuk sistemidir. Mesele TBMM'nin çıkardığı kanunla bitmiyor, ondan ileride Anayasa Mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesi söz konusudur. Beklenecektir, mahkeme karar verecektir. Daha önce verdiği kararlar var.

BÖLÜNME YARATILDI

Daha önce de söylediğim gibi hemen hemen Türkiye'de bölünmemiş müessese, bölünmemiş halk kesimi kalmamıştır. Bence ülkenin huzuru bozulmuştur. Bir ülkede baroları, üniversiteler, siyaseti bölmek ve halkı bir evin içinde dahi bölmek suretiyle elde edilecek netice, herhalde sevinilecek bir netice değildir. Başka bir şeyi tartışmaya gerek yok her şey neticesi ile ölçülür. Neticede ülkede huzursuz bir Türkiye yarattınız mı, yaratmadınız mı? Yarattık. Ülkede bölünme yarattınız mı, yaratmadınız mı? Yarattık. 'Huzursuzluk ve bölünmenin önemi yoktur' diyenin alnını karışlarım. Yarattınız, bu hoş bir şey değildir, ıstırap içerisindeyim, fevkalade üzgünüm.

TEHLİKE TEDİRGİNLİĞİ

Cumhuriyet kendisi taşıyacak güce sahiptir. Demokratik, laik Cumhuriyete yönelik bir tehdit olduğunu halkın bir kısmı seziyor ki, kurumları seziyor ki tedirgin oluyor. Bu dahi Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet taşıyabilme gücünün olduğunun işaretidir. Hiç kimse bugünkü düzeni başka bir düzene çeviremez. 'Bundan sonra ne yaparlar acaba başka şeyleri de birer birer değiştirmek suretiyle rejimi değiştirebilirler mi?' Hayır, onu yapamazlar, kimse yapamaz.

GENÇLERİ KIRDILAR

Türban konusunun ileride kamuda çalışanlar için de gündeme getirilirse, büyük sıkıntılar ve bölünmeler olabilir. Üniversitede okumak Türkiye'de zaman zaman büyük sıkıntılar geçirdi. Türkiye'de 1970'li yıllarda üniversiteler okunamaz hale geldi. Gencecik çocuklarımız birbirlerini kırdılar, geçirdiler. İnşallah o durumlara düşmez Türkiye.

İŞTE ZAMAN'DAKİ HABER

Demirel, rektörleri uyardı: Kanuna karşı çıkılmaz
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Meclis'in başörtüsü kararına uymayacağını açıklayan rektörleri uyardı: "Kanuna karşı çıkılmaz." Demirel, böyle bir girişimin yanlış olacağını belirterek, 'haklı yollara başvurarak hak arayın' tavsiyesinde bulundu.

Demirel, başörtüsü değişikliğine ise 'ülkeyi böldüğü' gerekçesiyle karşı çıktı. Huzurun bozulduğunu savunurken bu durumun kendisini fevkalede üzdüğünü ve ızdırap duyduğunu kaydetti.
Süleyman Demirel, Adalet Partisi'nin 47'nci kuruluş yıldönümü münasebetiyle DYP Genel Başkanı Çetin Özaçıkgöz ve arkadaşlarını Güniz Sokak'taki evinde kabul etti. Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren eski cumhurbaşkanı, bir ülke için en önemli değerin 'birlik, beraberlik' olduğunu vurguladı. İçinde bulunulan zaman diliminin bazı kaygıları ihtiva ettiğini kaydederken, karamsarlık içine girilmemesini istedi. Demirel, bir gazetecinin "Bazı rektörler, başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliklerini uygulamayacaklarını açıkladı." şeklindeki hatırlatması üzerine "Kanunlara karşı çıkılamaz. Böyle bir yola girilmesi yanlış olur." dedi. Demirel, değişikliklerin hukuki ve toplumsal yansımalarıyla ilgili bir soru üzerine de Türkiye'de her şeyin tartışılabileceğini söyledi. Yargının daha önce başörtüsü aleyhine verdiği kararlara atıf yaparken, konuyu hukuk sisteminin temize çıkaracağını kaydetti. Toplumun bölündüğünü ileri süren Demirel, halkın birbirini anlamasının zaman alacağını ifade etti. Demirel, Türkiye'nin açık ve demokratik bir toplum olduğuna işaret ederken, anayasa değişikliklerinin usulüne uygun yapıldığını dile getirdi. Milletin bu sorunu taşıyabileceğine değinen Demirel, rejimin değişmesinin mümkün olmayacağını söyled
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 19:53   #33
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi


Doğan grubu gazetelerinden Vatan'ın zorlama yorumlarla yaptığı yalan haberin foyası ortaya çıktı.

Doğan grubuna ait DHA (Doğan Haber Ajansı)Şanlıurfa'dan geçtiği bir haberde TOKİ töreninde haremlik-selamlık uygulandığını iddia ederek,bu iddiasını da tören alanından çektiği fotoğraflarla da ispat etmeye çalışmıştı. Ajansın bu haberini yine aynı grubun gazetelerinden Posta,Gözcü ve Vatan Gazeteleri ile Cumhuriyet gazetesi doğru mu yanlış mı diye herhangi bir araştırmaya gerek duymadan üstelikte fotoğraflar üzerinde yaptıkları zorlama yorumlarla okuyucularına duyurdular.Bu gazetelere göre Şanlıurfa'da TOKİ tarafından yaptırılan 132 konutun kura çekimlerinin yapıldığı salonda kadın ve erkekler ayrı tribünlerde oturmuş ve kura çekimine gelenler arasında ise başı açık bir tek bayan yoktu.



Büyük bir habercilik örneği sergilediğini zanneden Vatan Gazetesi'nin bu haberinin yalan olduğu anlaşıldı. İşte gazetenin yaptığı haberin yalan olduğunu ortaya koyan TOKİ açıklaması ve tören alanından çekilen fotoğraflar:

TOKİ AÇIKLAMASI

Toplu Konut İdaresi tarafından Şanlıurfa’da alt gelir grubu için yaptırılan 132 adet konutun bugün gerçekleştirilen kura töreninden sonra bazı internet sitelerinde bir haber ajansı kaynaklı maksatlı ve yanlış haberlere yer verildiği görülmüştür.

Asli görevi “evi olmayan vatandaşlarımızı konut sahibi yapmak” olan TOKİ’nin örnek uygulamalarından olan bir proje için gerçekleştirilen tören başka mecralara kaydırılmış; gerçek dışı, zorlama yorumlarla 132 ailenin mutluluğu gözardı edilmiştir.

Öncelikle TOKİ, törenlerde oturma düzenine karışmamaktadır. Kaldı ki, bir gazeteye ait internet sitesinde konuya ilişkin yer verilen habere ait fotoğraflar da kendi haberlerini yalanlamaktadır. Fotoğraflara dikkatli bakıldığında bayan vatandaşlarımızın içinde erkeklerin de olduğu gayet iyi görülmektedir. Ayrıca İdaremiz görevlileri tarafından çekilen ve internet sitemizde de yer alan fotoğraflarda böyle bir uygulamanın olmadığı açık ve net bir şekilde görülecektir.

İkinci olarak alt gelir grubunda üretilen konutlara ait başvurular ilgili belediyelere yapılmakta ve ekonomik , sosyal açıdan oluşturulan kriterlere göre yapılan değerlendirmelerden sonra kuraya katılacak kişiler yine belediyeler tarafından belirlenmektedir. Bu kriterler içinde kişilerin akrabalık ilişkileri bulunmamaktadır. Buna rağmen, bazı internet sitelerinde iki soyadı verilerek yapılan haberlerle ilgili incelemeler de sürdürülmektedir.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 19:54   #34
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
Cumhuriyet yine çuvalladı

Pek çok haberi mahkeme tarafından tekzip edilen Cumhuriyet Gazetesi, bir kez daha zor duruma düştü.

Cumhuriyet Gazetesi'nin uydurma ilan ettiği haber kaynağından doğrulandı. Gazete, "50 Alevi Derneği'nin başörtüsü yasağının kalkmasına destek verdiği" haberinin gerçeği yansıtmadığını iddia etmişti. Cumhuriyet Gazetesini zor duruma düşüren cevap, hayâlî olduğu öne sürülen, alevi derneklerinden geldi.

Pek çok haberi mahkeme tarafından tekzip edilen Cumhuriyet Gazetesi, bir kez daha zor duruma düştü.
Zaman Gazetesi "Alevi derneklerinden başörtüsüne destek" başlığıyla bir haber verdi. Habere göre 50 Alevi derneği, toplumun birçok kesimi gibi başörtüsü yasağının kaldırılmasını istiyordu. Alevi dernekleri bu arzularını gerçekleştirmek için büyük bir de organizasyon düzenleyecekti. Hatta bu organizasyona destek sağlamak için MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşülmüş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere diğer siyasilerden de randevu talep edilmişti.

Ancak Cumhuriyet Gazetesi, bugünkü baskısında Zaman Gazetesi'nin haberinin yalan olduğunu iddia etti. İddiasını daha da ileri taşıyan Cumhuriyet, sözü geçen derneklerin uydurmaca ve hayal ürünü olduğunu ileri sürdü.

Cumhuriyet Gazetesi'nin yalanlama haberi bizzat hayal olduğu ileri sürülen dernekler tarafından yalanladı.

Cumhuriyet'e göre ismi geçen derneklere dair en ufak bir resmi kayıt yoktu. Ancak dernek yöneticileri istenmesi halinde kendilerine çok rahat bir şekilde ulaşılabileceğinin altını çizdi.

Alevi dernekleri Cumhuriyet Gazetesini okumak için açtıklarında gördükleri yalan haberle adeta büyük bir şok yaşamışlar. "Belki bir yanlışlık vardır" düşüncesiyle haberi yapan muhabirle görüşmüş, gazetenin yöneticilerine ulaşmaya çalışmışlar.

Durumdan son derece rahatsız olan Alevi dernekleri Cumhuriyet Gazetesi'nden hi değilse bir düzeltme yazısı yayınlamasını istemişler aksi takdirde hukuki yollara müraacat etmek zorunda kalacaklarının da altını çizmişler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 19:55   #35
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
RTÜK Akşam Gazetesini yalanladı

Akşam Gazetesi'nin manşetten verdiği "RTÜK'ün İçki Nöbeti" haberi RTÜK tarafından yalanlandı. İşte üst kurulun açıklaması...

İşte "İçki Nöbeti” Haberine Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'ndan gönderilen yalanlama:

"Günlük bir gazetenin 19 Şubat 2008 tarihinde (bugün) “RTÜK'ün içki nöbeti” başlığıyla okurlarına sunduğu haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Söz konusu haberde Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun yerli dizilerde yer alan alkollü sahneleri saniye saniye tespit ettiği ve bu tespit üzerine RTÜK yasa taslağına “içki içmenin olumlu anlatıldığı” sahnelerin cezalandırılacağına ilişkin hüküm eklendiği öne sürülmüştür. Söz konusu rapordan ayrıntıların verildiği haberde, hangi dizi filmde ne kadar alkol sahnesi bulunduğuna dair süreler ve diyaloglar da yer almıştır.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından hazırlanan yasa taslağı 28 Ocak 2008 tarihinde Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. Söz konusu habere konu olan ve taslağa alkolle ilgili yasaklamaların girmesine neden olduğu iddia edilen rapor ise 2006 yılında hazırlanmıştır. Söz konusu rapor, 2006 yılında, o zamanki 178 Alo RTÜK şikayet hattına ve RTÜK web adresine izleyicilerden yerli dizilerle ilgili çok fazla miktarda şikayet gelmesi ve gazetelerde de konuyla ilgili haber ve yorumlar yayımlanması üzerine bir durum tespiti yapılması amacıyla hazırlatılmıştır. Rapor Üst Kurulun gündemine alınmış ve değerlendirilmiştir. Halbuki RTÜK yasa taslağı çok daha sonra hazırlanmış ve Ocak 2008'de Bakanlar Kuruluna sunulmuştur.

Dolayısıyla anılan habere konu olan ve yeniymiş gibi sunulan rapor 2006 yılında tanzim edilmiştir ve yasa taslağıyla ilgili çalışmalarda değerlendirmeye alınmış değildir. Bu gerçek dikkatli okurlar tarafından kolayca anlaşılabilir. Çünkü raporda yer aldığı için habere konu edilen dizi filmlerden üçü (Ihlamurlar Altında, Karınca Yuvası, Yabancı Damat) sona ermiştir. Yine dikkatli okurlar devam eden dizilere ait diyalogların eski bölümlere ait olduğunu hemen fark edeceklerdir. Dolayısıyla gazete, 2006'da hazırlanan bir raporu yeni gibi sunarak okurlarını yanıltmıştır. Kaldı ki, sözü edilen rapor nedeniyle hiçbir diziye alkol sahnelerinden dolayı Üst Kurulca müeyyide uygulanmamıştır.

Öte yandan haberde iddia edildiği gibi Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun dizi filmleri veya herhangi bir program türünü “fişlemesi” söz konusu olamaz. 3984 Sayılı Yasada belirlenen yayın ilkelerine uygunluk açısından yayınları denetleyen Üst Kurul, tüm televizyon kanallarını kapsayan rutin taramalar yapmaktadır. Bu taramalarda genellikle reklam yerleştirme sürelerinin aşılıp aşılmadığı, eğitim ve kültür programlarına yasada belirlenen sürelerde yer verilip verilmediği, şiddet içeren unsurlara yayınlarda ne ölçüde yer verildiği ölçülmektedir. Bazen gelen şikayetlerin konusuna bağlı olarak da taramalar yapılmaktadır. Örneğin 2005 yılında yine şikayetler üzerine bütün yerli dizilerde tütün kullanımını özendiren sahneler taranmış ve pek çok kanala müeyyide uygulanmıştır. Bu çalışmalar rutin taramalar olup, gazetenin iddia ettiği gibi Üst Kurulun programları “fişlemek” gibi bir uygulaması da yoktur.
Yeni yasa taslağıyla ilgili hususlar daha önce de basın ve yayın organlarında haber olarak yer almış ve taslaktakine benzer bir düzenlemenin halen yürürlükte olan Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelikle de hüküm altına alınmış olduğu Üst Kurulca kamuoyuna duyurulmuştur.

Bir olayın haber olması için, öncelikle yeni ve olağandışı olması gerekir. Ayrıca haber olarak sunulan olayın doğru olması şarttır. Haber, 5N, 1K formülüyle özetlenen; ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim sorularının yanıtlarını eksiksiz olarak taşır. Bu bilgiler ışığında söz konusu gazete haberi değerlendirildiğinde öncelikle habere konu olan olay (rapor hazırlanması) 2006 yılında gerçekleştiğinden, haberin yeni olmadığı söylenebilir. 2006 yılında hazırlanan bir raporla, 2008 yılında Bakanlar Kuruluna sunulan bir yasa taslağı arasında neden sonuç ilişkisi kurulması da, haberi “doğruluk” unsuru açısından sakatlamaktadır. Öte yandan haber metnini 5N, 1K formülüyle irdelediğimizde habere konu olan raporun tarihinin haberde yer almadığı açıkça görülecektir. Raporun tarihi haberde belirtilmiş olsa, olayın yeni olmadığı, dolayısıyla yasa taslağıyla da bir bağlantısının bulunamayacağı ortaya çıkacağından, gazete bu unsuru gizleyerek okurlarını yanıltmayı tercih etmiştir. Üstelik gazete haberi kaynağından doğrulatmak gibi bir sağduyu da göstermemiştir.

Kamuoyunun ve ilgililerin dikkatine sunulur.

09.03.08
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 19:56   #36
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
Türban dağıtıldı haberi yalan çıktı -VİDEO-

Bir haber ajansının geçtiği, "kız öğrencilere türban dağıtıldı" haberi bazı gazeteler tarafından kullanıldı. Peki olayın aslı neydi?


Denizli'nin Çivril ilçesinde özel bir okulun pansiyonunda kalan kız öğrencilere türban dağıtıldığı yönündeki haberlerin gerçekle yakından uzaktan ilgisi olmadığı anlaşıldı. Haberde Denizli'nin Çivril ilçesi Şevkiye Özel Anadolu Öğretmen Lisesi Kız Öğrenci Pansiyonu'nda öğrencilere türban dağıtıldığı iddia ediliyordu. Habere göre öğrenciler türban takmaya zorlanıyor dahası okul idaresi de buna göz yumuyordu. Üniversitelerde başörtüsü tartışmalarının yapıldığı bu günlerde haber, kaos arayan gazeteleri sevindirdi.

Ancak daha önce yüzlerce haberde olduğu gibi bu da yalan haber çıktı. Aslı astarı olmayan iddialar araştırılarak yetkililer tarafından yalanlandı. Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, öğrencilere türban dağıtıldığı yönündeki haberin, araştırılmadan ve yanlı olarak verildiğini, vatandaşların da yanlış bilgilendirilmesine zemin oluşturulduğunu söyledi.

Her şey ADD'ye üye bir öğretmenin nöbetçi olduğu gece yaşanmıştı. Nöbetçi öğretmen, bir öğrencinin pazardan satın aldığı bir kaç eşarbı, okul idarecilerinden biri dağıtmış gibi tutanak tuttu. ADD'li öğretmen, türban dağıtılma görüntülerinin de güvenlik kamerası kayıtlarından silindiğini iddia etti.

Provokatif bir habere malzeme yapılan öğrencilerin velileri haberi yayınlayan gazeteler hakkında dava açacaklarını söylediler.



05.Mart.2008

Kaynak: http://www.samanyoluhaber.com/haber-93634.html
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 20:00   #37
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
Show TV'nin KARA ÇARŞAF Yalanı

Görüntülerdeki kız öğrenci: Kesinlikle çarşaf giymedim. Zaten görüntülerin çekildiği gün pantolon giydiğim açıkça görülüyordu...


Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nde "Kara çarşaflı bir öğrencinin derslere girdiği" haberine konu olan kız öğrenci, haberin çarpıtıldığını iddia etti. "Çarşaf giyen" olarak görüntülenen Türk ve Mısır pasaportlu Nadiye İzzet, "Kesinlikle çarşaf giymedim. Zaten görüntülerin çekildiği gün pantolon giydiğim açıkça görülüyordu." dedi.
Türbanın üniversitelerde serbest kalması kararını ilk uygulayan okullar arasında yer alan Karadeniz Teknik Üniversitesi'yle (KTÜ) ilgili bir TV kanalında yayınlanan "Kara çarşaf üniversiteye girdi" başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.

Haberde görüntülerine yer verilen KTÜ İşletme Bölümü 2. sınıf öğrencisi; hem Türk hem de Mısır vatandaşı Nadiye İzzet iddiaları yalanladı. Babası Mısırlı annesi Türk olan Nadiye İzzet, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenledi.

Nadiye İzzet, görüntülerin çekildiği gün başına siyah örtü taktığını; aşağıdan da pantolon giydiğini söyledi. Ailesinde çarşaf giyenin bile olmadığını dile getiren İzzet, "Görüntülerde pantolon giydiğim apaçık ortada. Sadece başımı siyah bir örtüyle kapatmıştım. Mısır'da bu taktığıma 'Amira' deniyor. Türkiye'de bunlar hazır satılıyor. Ortada tamamen yanlış anlaşılma var. Eğer böyle istismar edileceğini bilseydim siyah renkli örtüyü takmazdım." dedi.

Bugüne kadar bu tür bir olayla karşılaşmadığını ve karşılaşmak da istemediğini vurgulayan Nadiye İzzet, "Televizyonda yayınlanan görüntüleri ilk olarak arkadaşlarım izledi ve beni haberdar etti. Ben de internetten izledim. Görüntülerle ilgili 'provokasyon' ifadesi ağır olacak; ama bir istismar olduğu kesin. Bu tür püf noktalar seçilip olay farklı boyutlara çekilmek ve genelleme yapılmak isteniyor." ifadelerini kullandı.

Yayınlanan görüntülerle ilgili de açıklamada bulunan İzzet, "O gün iki ayrı öğrencinin cep telefonuyla bizi görüntülediği fark ettim. Ben de bunun üzerine geri çekildim; ama böyle bir olayın başıma geleceğini hiç düşünmedim. Görüntüler çekildiği anda sınıfta ders işleniyordu." dedi.

Nadiye İzzet, "Biliyorsunuz yasanın yürürlüğü girmesiyle KTÜ'de türban serbest bırakıldı. Bu tür haberler türbanın yeniden okulumuzda yasaklanmasına yönelik olarak yapılmış olabilir; ama şu anda ne sınıfımızda ne okulumuzda başörtülü-başörtüsüz kavgası yaşanmıyor." diye konuştu.

İzzet, yayınlanan görüntülerle ilgili gerektiği takdirde hukuksal girişimlerde de bulunacağını kaydetti.

CİHAN


09.Mart.2008 12:19:34
Kaynak: http://samanyoluhaber.com/haber-94095.html
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 20:01   #38
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
'Çarşaflı öğrenci', diş tedavisi için üniversiteye gelen vatandaş çıktı



Selçuk Üniversitesi'nde başörtüsü yasağının yeniden uygulanması sebebiyle yapılan protesto gösterisinde yer alan, çarşafa benzer elbise giyen bayanın Diş Hekimliği Fakültesi'ne tedavi olmak için gelen bir vatandaş olduğu ortaya çıktı.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Anayasa'nın ilgili maddelerinde yapılan değişikliğin ardından üniversitelere bir yazı göndererek, kılık kıyafet serbestliği uygulanmasını istemişti. Bu doğrultuda bazı üniversiteler başörtülü öğrencileri derslere almaya başlamış, kimi üniversiteler ise yasakçı tutumlarını sürdürmüştü. Selçuk Üniversitesi de kapılarını başörtülü öğrencilere açan yükseköğrenim kurumları arasında yer almıştı. Ancak YÖK'ün üniversitelere gönderdiği belgeyi genelge kabul eden Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı vermesinin ardından SÜ'de de yasak geri geldi. Yasağın ardından önceki gün bütün öğrenciler ders başı yaparken, başörtülü öğrenciler kampüse alınmadı. Yaklaşık 70 kişilik öğrenci grubu, yasağı protesto etmek için kampüs önünde toplandı. Bazı basın yayın kuruluşları, yasağı protesto edenler arasında 'kara çarşaflı' bir öğrencinin de bulunduğunu öne sürmüştü. SÜ Rektörlüğü, bir açıklama yaparak, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. SÜ Alaeddin Keykubat Kampüsü'nde görevli koruma güvenlik şefleri Oğuz Ateş ve Halil Çalış'ın hazırladığı tutanakta, söz konusu çarşaflı bayanın öğrenci değil, üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesi'nde muayene olmak için gelen Zeliha Bektaş isimli vatandaş olduğu belirtiliyor. Tutanakta, eylem sırasında tramvaydan inen çarşaflı kişinin yapılan kimlik kontrolünde öğrenci olmadığı ve Diş Hekimliği Fakültesi'nde saat 14.30'da randevusunun bulunduğu kaydediliyor.

Konya-zaman gazetesi 19.03.08
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 20:08   #39
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
[FONT=Comic Sans MS]Siz “1 yalanın”, 1 günde milyonlarca kişiye ulaştığına tanık oldunuz mu?

Veya 1 yılda 100'lerce yalanın milyonları yanılttığına.

Bir insan, bir başkasına 1 yalan söyler. Ve yalnızca 1 yalan söylemiş olursunuz.
Ama bunu basın yoluyla yaptığında yalan, milyonlara ulaşır. Milyonlarca yalan söylenmiş olur.
Türkiye'de bu işi en iyi beceren gazete “Hürriyet” ..
Hürriyet okurları, bazı haberlerin yalan olduğunu öğreniyorlar mı?

Yalan, muhataba yapılabilecek en büyük saygısızlık. Hürriyet, okuruna bunu sık sık yapıyor. Çoğu haberin yalanlığı en geç bir gün sonra anlaşılıyor. Sağ kesimin gazeteleri (Zaman, Yeni Şafak, Vakit…) Hürriyet'in yalanlarını araştırıp hemen açığa çıkarıyorlar.
utanmadan hala yalan haber yapıyorlar..
Yalanı fark etmeyen kesim Hürriyet okurları.
Bu okurların çoğunluğu “Hürriyet gerilim jeneratörü”yle gerim gerim gerilen ve
ya bugün ya da yarın İran veya Malezya olacağız diye yüreği ağzında bekleyen, oligarşik egemen azınlık.
Bunu, 1 Hürriyet yalanı 2,5 milyon etkin insana toplumun diğer kesimlerine karşı nefret pompalıyor diye de düşünebiliriz.
İnanca saygısızlık temelli, masum dini duygularla alay eden haberler ve yalanlar bunları fark edenleri Hürriyet'ten soğutmuyor değil.
Belki de o nedenle de Hürriyet'in tirajı Türkiye nüfusu 30 yılda 30 milyon artmasına rağmen hiç artmıyor.
Hürriyet, 30 yıl önce de 500 bin satıyordu şimdi de 500 bin civarı satıyor.
Türkiye nüfusu 40 milyondan 70 milyona çıktı, genç nüfus arttı. Üniversiteler çoğaldı. Toplam tiraj o yıllarda 2 milyonsa şimdi 5 milyonu geçti ama Hürriyet, 500 bin istikrarını özenle koruyor!

Amiral Gemisi mi Köpek balığı mı?
Ertuğrul Özkök, Hürriyet'i internette eleştirenleri piranaya benzetmişti. Ona en güzel cevap Umur Talu'dan gelmişti. Talu, pirana ithamına “Ustalardan gazetecilere öğütler” başlığı altında şöyle gönderme yapmıştı:
”Arkadaşlar, mesleğinizi icra ederken asla "pirana" olmayın, ayıptır; ancak yeterince büyükseniz, "köpekbalığı" olabilirsiniz, sevaptır.”
Ve Umur Talu'dan Hürriyet editörlerinin beyin röntgeni:
"Bir haberin yalan çıkması mühim değildir; bir yalanın haber olarak çıkması mühimdir. Daha ziyade buna çalışın!"
Bu mantıkla yayın yapan bir medya kuruluşu için hangi sıfat daha uygun sizce?
Amiral gemisi mi?
Köpekbalığı mı?
Milyonlara ulaşan yalanlarla, yüzlerce insanın hukukunu ayaklar altına almak ve insanların hayatını karartmak acaba hangisiyle sıfatlandırılmalı?
Keşke hukuku katleden “yalan haber cinayetleri” kriminal cinayet belgeselleri gibi seri belgesel film yapılsa...
Böylece Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, eserini daha da gurur duyarak izleyebilir.
Objektif değil ama tuhaftır ki google'da Hürriyet yalan sözcükleri bir arada aratıldığında 1.890.000 sonuç elde ediliyor. Sözcüğün kendi anlamıyla kullanıldığı sayfaları düşsek bile oldukça büyük bir rakam. Diğer gazetelerin tersine Hürriyet, yalanın öznesi olduğundan bu rakam önem kazanıyor.

Size “doktor numunesi” olarak, tahlil etmeniz için yakın dönemden 15 yalan haberi olabildiğince kısaltarak sunuyorum.
Yalan haberleri ve yayınlandığı yerleri özel isimlerle google'da aratarak “sağlamasını” yapabilirsiniz.
en bilinmiş ve en aptalca ( bir tek kendilernin inanabileceği) yalanları:

YALAN 1: Amasya Kız Meslek Lisesi'nde okulun pansiyonunda kalan 4 öğrenci dini baskı gördüklerini için bu okuldan ayrıldılar.

Doğrusu: H.D., G.D., Ş.Ç. ve Ş.D. isimli öğrencilerin 3'ü hiç pansiyonda kalmamış. Diğeri ise 1 hafta pansiyonda kaldıktan sonra köyüne yakın diye başka bir liseye kaydını yaptırmış.
Dini baskı gördükleri iddia edilen. H.D., G.D., Ş.Ç bir yakınlarının yanında kalmışlar ve bu yakınlarının iş sebebiyle Turhal'a taşınması sebebiyle okuldan nakillerini almışlar. Ayrıca haberin aksine hiçbir öğrenci yakınının resmi bir makama şikâyeti olmamış.

YALAN 2: Isparta'da bir öğretmen, öğrencilerine “Atatürk resimli tişört” giydirdi diye soruşturma açıldı.

Doğrusu: Soruşturma; öğretmenin, öğrencileri yönetmeliğe aykırı şekilde okul idaresinden izinsiz olarak şehir dışına Cumhuriyet mitingine götürdüğü için açılmış.

YALAN 3: Abdullah Gül'ün kızının düğününün yapıldığı kongre salonu için “3 bin davetliyi Allah korudu” manşeti yapıldı. Haberde, “düğünün” yapıldığı Kongre ve Gösteri Merkezi'nin taşıyıcı sistemlerinin her an çökebileceği ve Gül'ün binlerce kişinin hayatını tehlikeye attığı da öne sürüldü…

Doğrusu: Yetkililer salonun sağlam olduğunu ve uzun yıllar herhangi bir tehlike söz konusu olmadığını belirttiler. Ayrıca 27 Mayıs 2005 tarihinde aynı salonda düzenlenen geceye Doğan Holding'in 4500 çalışanı ve yakınlarının katıldığı ve “Ney Flames of Passion”ı izledikleri ortaya çıktı.

YALAN 4: AK Partili Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu 29 Ekim kutlamalarına, eşsiz davet edildiği halde, başörtülü eşiyle gelerek kriz çıkardı.

Doğrusu: Hürriyet'in kriz umudu, milletvekilinin eşli davetiyesini basına faks etmesiyle boşa çıktı.:D

YALAN 5: Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde verdiği, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini de davet ettiği resepsiyona, cumhuriyet mitinglerini düzenleyen derneklerin yöneticilerini davet etmedi.

Doğrusu: İddialar Kanal D'nin canlı yayınında yalanlandı ve Başdanışman Sever, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur'a 5 Eylül günü için, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'a ise 7 Eylül günü için davetiye gönderildiğini söyledi. Kanal Türk Ankara Temsilcisi Hulki Cevizoğlu'na da davetiye gönderildiği ortaya çıktı.

YALAN 6: İftar vaktinde Başbakanlık korumaları yerinde yok. Manşet: "İftar Vaktinde Allah'a Emanet"

Doğrusu: Olay, başbakanlık güvenlik kameraları görüntüleriyle saniye saniye yalanladı.

YALAN 7: "Olmaz" denilen imamı müdür yaptılar, başlığıyla “Zonguldak'ta 10 yıldır imamlık yapan 34 yaşındaki Selahattin Çolak, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün olumsuz görüş bildirmesine rağmen, aynı bakanlık tarafından Zonguldak İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandı.”

Doğrusu: Selahattin Çolak'ın, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü emrinde memur kadrosunda 31.08.1993 tarihinden beri görev yaptığı ve imamlık yapmadığı tekzip edildi ve ortaya çıktı.

YALAN 8: Manşet: “Ağustos Böceği ile Karınca”. Melih Gökçek, Ankara'yı susuz bıraktı. DSP'li Eskişehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ise çok çalıştı Eskişehir'e baraj yaptı.

Doğrusu: Büyükerşen, baraj değil gölet yapmış. Ayrıca gölet, kano yarışları için yapılmış ve Eskişehir'e su falan verdiği yok. Su verse bile Eskişehir'in yalnızca 29 günlük su ihtiyacını karşılıyor.(Belediyenin kendi beyanı)

YALAN 9: "Töreden kaçtı" ve "Üvey oğlu tecavüz etti" "Sus öldürürüz! dediler" başlıklı bir manşet haber.

Doğrusu: Hürriyet'te yayınlana tekzip:”Haberde anlatılan olayların hiçbiri gerçekleşmemiş, Fadime Sarıtaş'a yönelik maddi, psikolojik veya cinsel bir baskı uygulanmamıştır.”

YILIN YALANI 10: "Konya'da kadın uzman, testis ultrasonu çekmedi"
Uğur Dündar - Mine Özbek imzalı haberde, çoban A.G. testislerinde şiddetli ağrı ve şişlik şikayetiyle Konya Numune Hastanesi'ne gitti. Acilen ultrasona gönderildi. [B]

Tesettürlü kadın radyoloji uzmanı geri çevirdi. Ertesi gün yine ultrason çektirmeye gönderildi. Görevli olan ikinci tesettürlü kadın doktor da geri çevirdi. Başhekimlik devreye girdi. Hemen ameliyata alınan genç, bir testisini kaybetti.

Doğrusu: Olay tamamen yalan. Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, uzun bir süre özür dilemeyi geciktirdi. Haftalar sonra haberin yalan olduğunu beyan edip köşe yazısında iki kadın görevliden özür diledi.(Bu arada milyonlarca Hürriyet okuruna, bir kere daha türbanlı kadınlara nefret pompalandı. Milyonlarca Hürriyet okuru olayın aslını tabi ki öğrenemedi.)

YALAN 11: "Üfürükçü hocanın sözüne kandı, katliam yaptı" Haberde Akın K.'nın üfürükçü hoca ile görüşmek için Muğla'ya gittiği ve üfürükçü hocanın talimatı ile dayısını öldürdüğü iddia ediliyor.

Doğrusu: Cinayetin zanlısı olan ve intihar ettiği için yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Akın K.'nın haberlerin aksine Muğla'ya yalnızca hastaneye gittiği tanıklarca ifade edildi.

YALAN 12: "Çukurova Grubu"nun Digiturk'te vergi usulsüzlüğü yaptığının kesinleştiğini ve grubun 300 milyon YTL ceza ödeyeceği" haberi yapıldı.

Doğrusu: DIGITURK, haberdeki iddiaları yalanladı. Haberlerin Aydın Doğan'ın Türkcell, digitürk ve Futbol Federasyonu Süper Lig Yayın Hakları konularındaki hıncı ve hırsı dolayısıyla yapıldığı açığa çıktı.
YALAN 13: Fatih Çekirge sürmanşetten 'Arka kapıdan gelen ziyaretçi' başlıklı haberde başörtülü olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün GATA'ya 'arka kapıdan' ve 'özel izinle' eşini ziyaret edebildiği iddia edildi.

Doğrusu: Dışişleri Basın Sözcüsü Namık Tan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün hastaneye 'arka kapıdan' alındığı yönündeki haberin doğru olmadığını ve Gül'e yattıkları andan taburcu edilmelerine kadar geçen tedavi süresi boyunca Hayrunnisa Hanım'ın refakat ettiğini ve hastaneye 'arka kapıdan' alınmalarının söz konusu olmadığını açıkladı.

İki numune de zararsız(!) spor asparagası…

YALAN 14: Beşiktaş kampını ziyaret eden Gheorghe Hagi, Antrenör Mircea Lucescu ile hasret giderdi. Yönetici Yıldırım Demirören, Ahmet Kavalcı ve Hüseyin Mican'la sohbet eden Hagi, Lucescu'nun dünyanın en büyük antrenörü olduğunu özellikle belirtti. Sergen için 'Kralım benim...' diyen Hagi şunları söyledi; Sergen geçen yıl attığı gollerle Galatasaray'ı şampiyon yaptı. Bu yıl da Beşiktaş'ı şampiyon yapacaktır...
Doğrusu: Gheorghe Hagi bu haberin yapıldığı tarihte Bosna Hersek-Romanya maçını izlemek için Sarejova'da bulunuyor. Tamamen masabaşı.(Kazım Kanat)

YALAN 15: G.Saraylı bir taraftar kendi kurduğu msbnews adlı sitede "Ronaldinho Fener'e geliyor" diye bir balon haber yaptı. Hürriyet bunu “Ronaldinho Fener'de” spor manşetiyle duyurdu: Habere göre, F.Bahçe, Ronaldinho'ya 56 milyon Euro önermişti. Barcelona Başkanı da transferi doğrulamıştı.

Doğrusu: Takvim gazetesi, yalanı manşet yaparak Hürriyet'le dalga geçti: “Asparagası fena yediler.”

TÜRKİYE'NİN “HÜRRİYET GAZETESİ SORUNU”

Hürriyet, yalan haberleriyle,
cuma namazında Ümraniye'de dükkânların kapandığını e-mailden öğrenip inanan, öyle sanan ve okurlara paranoya üreten Bekir Coşkun gibi bağnaz ve sabit zihinli “bazı yazarlarıyla”
[SIZE=2]“statiko ve egemen güçler iktidarı” için kendini paralayan yayın politikasıyla kim ne derse desin Türkiye'nin en büyük sorunudur. Cumhuriyet de hürriyet i kendine örnek alan sefil !! gazteder.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 06-09-2008, 20:10   #40
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Kartel Basının Yalan Haberler Arşivi
Radikal'in 'ılımlı İslam' haberine 3 yalanlama



Radikal'in dün manşetten verdiği 'Denizli'de ılımlı İslam modeli oluşturuluyor' haberini şehrin yöneticileri yalanladı.Radikal gazetesinin, 'Bu gidişata dikkat! Türkiye Denizli olmasın' başlığıyla manşetten verdiği haberdeki olayın çarpıtıldığı ortaya çıktı.

Şehrin yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları, haberde yer alan konuların 'çarpıtma' ve 'yalan' olduğunu söyleyerek tepki gösterdi. Haberde, başörtülü olduğu söylenen bir memurdan, lise pansiyonundaki öğrencilere, belediyenin içki ruhsatı vermemesinden okullarda 'yaradılış CD'si, izletilmesine kadar değişik konulardaki ididalara yer verilerek, Denizli'de 'ılımlı İslam modeli'nin kurulduğu ileri sürülüyor. Denizli'de faailiyet gösteren sivil toplum kuruluşları, yaptıkları açıklamayla gazetenin haberine tepki gösterdi. Denizli Valisi Hasan Canpolat da haberde 'Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi'nde çalışan türbanlı memur' olarak anlatılan kişinin özel bir şirketin temizlik görevlisi olduğunu söyledi. Canpolat, "Bu tamamen yalan bir haberdir. Birkaç yıldır pişirilip pişirilip gündeme getirilen şeyler. Birbirinden bağımsız üç dört konuyu üst üste getirip uydurma, düzmece birtakım haberlerle Denizli üzerinden senaryo yazılmasını kabul etmiyoruz." dedi. Haberde, 'Ak Parti'den Milli Eğitime' spotuyla Belediye Başkan Yardımcısı Mahmut Oğuz'un Milli Eğitim Müdürlüğü'ne geçmesine de yer veriliyor. Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, bu duruma tepki göstererek, şunları söylüyor: "Mahmut Oğuz, Milli Eğitim müdür yardımcılığından belediye başkanlığına gelince hiçbir problem olmuyor da belediye başkanlığından Milli Eğitim'e geçince problem oluyor. Yazıklar olsun bunların siyaset anlayışına." Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz da kendi alanlarıyla ilgili iddiaların gerçek dışı olduğunu açıkladı. Lise öğrencilerinin pazardan eşarp aldığını, satıcının da öğrenci olmaları sebebiyle 10 adet verdiğini, bunların okulda dağıtılmasının söz konusu olmadığını bildirdi.

Resul Cengiz, Denizli zaman gazetesi-25 Mart 2008, Salı
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
cumhuriyet, güneş, haber, habertürk, hürriyet, kartel, kartel ve yalan haber, milliyet, oda tv, posta, radikal, sözcü, vatan, yalan, yalan haber


Konuyu Toplam 6 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 6 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi