![]() |
#161 |
![]() Hüdaverdi yılın araştırmacı gazetecilik ödülünü hakediyorsun vallahi :-*
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#162 |
![]() ![]() [B]10 trilyonluk yalan Hürriyet gazetesinin yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş bir yazarı var. Adı Mehmet Yılmaz. Gazetesinin sakladıklarını bizim yazmamızın sıkıntısını yalanlarla açığa vuruyor. Bizim gazeteyle ilgili aynen şöyle yazdı dün: “Hatta bir kamu bankasından 10 trilyon lira borç istendiğini, ancak kredi talebine beklediği hızda yanıt alamayan gazete için ‘yukarıdan gelen bir emir’ ile özel bir uygulama yapıldığını da biliyorum. Kredi talebi bankanın yönetim kurulunda beklerken bölge müdürlüğü onayıyla bir acil nakit akışı sağlanmış.” Yılmaz’ın bir nebze haysiyeti, utanması, onuru varsa şu yazdıklarını tek tek açıklasın. Hangi bankadan 10 trilyon kredi istemişiz? Yılmaz, Taraf’ın kamu bankalarına olan borçlarını da açıklamasını istiyor. Olur. Aydın Doğan’la aynı gün, karşılıklı açıklayalım. ---- [B]Konuyla İlgili Ahmet Altan'ın Yazısı: Hürriyet’in yalanları Hem gazete çıkarıp hem de gazetecilik yapmazsanız, sonunda sığınacağınız yer alçaklığın o karanlık mağarası olur. O mağaraya girer ve yalanlar söylemeye başlarsınız. Bizim gazetenin yayınlanması, birçok gazetenin aslında gazetecilik yapmadığını ortaya koydu. Biz, “Paksüt-Başbuğ” buluşmasını açıkladık. Hürriyet gazetesi, “Biz de haberi öğrendik ama doğrulatamadık” dedi. Taraf gazetesi olmasaydı siz o haberi hiçbir zaman Hürriyet’te okuyamayacaktınız. O buluşmadan haberiniz olmayacaktı. Ya niyetleri olmadığından ya da eksik gazetecilik yaptıklarından haberi vermeyeceklerdi. Peki, bizim yayınladığımız “lahika” haberini Hürriyet’te okuyabilir miydiniz? Biz olmasak Hürriyet o haberi verir miydi? Biz o haberi belgesiyle verdiğimiz halde bile Hürriyet meseleyi “Genelkurmay açıklaması” açısından gördü. Ergenekon haberleri için de aynı durum geçerli. Taraf gazetesi olmasa, okuyucular Hürriyet gazetesinden bu konuda ne öğrenecekler? Ne öğrendiler? Hemen hemen hiçbir şey. Onların saklamaya çalıştıklarını biz açığa çıkartıyoruz ve belli ki bu onların canını sıkıyor. Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş bir yazarları var. Adı Mehmet Yılmaz. O, bu sıkıntıyı yalanlar söyleyerek açığa vuruyor. Bizim gazeteyle ilgili aynen şöyle yazdı dün: “Hatta bir kamu bankasından 10 trilyon lira borç istendiğini, ancak kredi talebine beklediği hızda yanıt alamayan gazete için ‘yukarıdan gelen bir emir’ ile özel bir uygulama yapıldığını da biliyorum. Kredi talebi bankanın yönetim kurulunda beklerken bölge müdürlüğü onayıyla bir acil nakit akışı sağlanmış.” Eğer Yılmaz’ın bir nebze haysiyeti, utanması, onuru varsa şu yazdıklarını tek tek açıklasın. Hangi bankadan 10 trilyon kredi istemişiz? “Yukarıda” olan kimin emriyle “özel” bir uygulama yapılmış? Hangi bölge müdürlüğünün onayıyla acil nakit akışı sağlanmış? O nakit akışı kaç paraymış? Açıklasın bunları. O açıklasın biz gazeteciliği bırakacağız. Açıklayamaz, çünkü yazdıklarının hepsi utanmazca yalan. Peki, açıklayamazsa Yılmaz gazeteciliği bırakacak mı? Bırakmayacak çünkü yalan söylemeye alışkın. Daha önce Milliyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni'yken de benimle ilgili böyle yalan bir haber yapmış, dokuz sütuna manşet atmıştı. Almanya’da yaptığım bir konuşmada hiç söylemediğim sözleri söylediğimi iddia etmişti. O sözleri söylemediğimi açıklamıştım. Yalancı şahitler bulmuştu. “Bunlar böyledir, hem söyler hem de kıvırırlar” türünden bir yazı yayınlamıştı. O toplantıya katılan bir okuyucumun banda kaydettiği konuşmayı Milliyet’e göndermiştim... Bant, iddia ettikleri sözleri söylemediğimi kanıtlıyordu. Aldırmamıştı. Bir hafta boyunca televizyon televizyon dolaşıp Milliyet’in yalan söylediğini anlatmıştım. Sonunda özür dilemek zorunda kalmışlardı. Yalancılığı tescilli biridir. Aydın Doğan ve Vuslat Doğan, yalan söylediği kanıtlanan Yılmaz’ın “yalan ve iftira performansından” memnun oldukları için mi onu Hürriyet’e yazar yaptılar, bilmiyorum. Yoksa arada bir tane de rahatlıkla “yalan” söyleyebilen birisi mi olsun diyorlar? Bu tür yalanlarla, Taraf’ın bankalardan kredi almasını engellemeye mi çalışıyorlar? Biz, hak ettiğimiz halde hiçbir bankadan kredi alamıyoruz. “Yukarıdan” gelen emirler bize kredi verilmesini değil, verilmemesini sağlıyor. Keşke kredi alabilsek, biraz daha rahat ederdik. Yılmaz, Taraf’ın kamu bankalarına olan borçlarını açıklamasını da istiyor. Olur. Biz hazırız. Aydın Doğan’la aynı gün karşılıklı olarak kamu bankalarından aldığımız kredileri ve borçlarımızı açıklarız. Var mısınız? Siz razı olun, hemen yarın birlikte açıklayalım. İsterseniz karşılıklı olarak “kaçan namerttir” diye başlık da atalım. Hadi... Siz yalan söylüyorsunuz. Hürriyet gazetesinin yönetimi ya bu yalanların yazarın görüşü olduğunu ve kendisinin bunları paylaşmadığını söylemek ya da bu yalancılığı yazarıyla birlikte sırtlamak zorunda. İşinizi yapmadığınız için başkaları da yapmasın istiyorsunuz ama yalanlar söyleyerek amacınıza ulaşamazsınız. Bizimle dürüstlük yarışına da giremezsiniz. Çünkü siz dürüst değilsiniz. Biz dürüstüz. Sizi her seferinde dizlerinizin üstüne çökertiriz. Bir seferinde Aydın Doğan’la bir kahve içmiştik benim Milliyet’teki odamda, o kahvenin hatırına kendisine eski bir Anadolu deyişini de hatırlatayım. “Yanlış havlayan köpek sürüye kurt getirir.” Ahmet Altan - Taraf 23.07.2008 |
|
![]() |
![]() |
#163 |
![]() ![]() [B]Hürriyet’e ahlâk ve gazetecilik dersleri Bir yazar, bir yalan yazarsa, ilk gün gazete yönetiminin dikkatinden kaçabilir. Ama bu söylenenin “yalan” olduğu ortaya konduğu halde aynı yazar yalanlarını sürdürüyorsa artık gazete yönetimi de o yalanın ortağı olmuş olur. Hürriyet Gazetesi ne yaptı? Bir yazar, bir yalan yazarsa, ilk gün gazete yönetiminin dikkatinden kaçabilir. Ama bu söylenenin “yalan” olduğu ortaya konduğu halde aynı yazar yalanlarını sürdürüyorsa artık gazete yönetimi de o yalanın ortağı olmuş olur. Sütun yazarlarının her türlü fikri ve gerçek haberi yazma özgürlüğü vardır ama yalan yazma özgürlüğü yoktur. Örneğin bizim gazetemizde böyle bir tek örneğe rastlayamazsınız... Öyle biri zaten burada çalışamaz. Önceki gün Mehmet Yılmaz bizim gazete için aynen şöyle yazdı: “Hatta bir kamu bankasından 10 trilyon lira borç istendiğini, ancak kredi talebine beklediği hızda yanıt alamayan gazete için ‘yukarıdan gelen bir emir’ ile özel bir uygulama yapıldığını da biliyorum.Kredi talebi bankanın yönetim kurulunda beklerken bölge müdürlüğü onayıyla bir acil nakit akışı sağlanmış.” Yazdıklarının tek kelimesi bile doğru değildi. Ne 10 trilyon kredi istenmişti, ne “yukarıdan gelen emirle” özel bir uygulama yapılmıştı, ne de bir nakit akışı sağlanmıştı. Hepsi baştan aşağı yalandı. Ahlâklı bir yazar ve ahlâklı bir gazete, bu yalan yüzüne çarpıldığında özür diler. Mehmet Yılmaz ertesi gün bir yazı daha yazdı. Bir gün önce “Biliyorum” diye yazdığı yalanı sanki hiç yazmamış gibi davranıp yeni yalanlar söyledi. Hürriyet Gazetesi ne yaptı? Bir gün önceki yalanları yayımlayan kendisi değilmiş gibi yeni yalanları da yayımladı. Şöyle diyor yazarı: “Yukarıdan gelen emirler bankanın bir bölge müdüründe etkili oldu ve 1 milyon dolara yakın bir kredi Taraf’a açıldı.” Bir yalan daha. Bu gazete çıktıktan sonra öyle bir kredi alınmadı... Taraf’a öyle bir kredi açılmadı. Hürriyet Gazetesi, gazete olmak istiyorsa ve biraz dürüstlüğü ve ahlâkı varsa bu krediyle ilgili belgeyi açıklasın... Banka kredisinin bir belgesi olması lazım, değil mi? Hürriyet yazarı, “zamanı gelince belgeleri yayımlayacağını” söylüyor. Gazeteciler ellerindeki belgeyi yayımlarlar, “zamanı gelince” yayımlamak için belgeleri saklamak şantajcıların işidir. Biraz onurunuz varsa yayımlayın elinizdeki belgeleri. Yayımlayamazsınız. Çünkü siz yalancısınız... Siz gazetecilik değil yalancılık ve şantajcılık yapıyorsunuz. Altmış yıllık bir geçmiş, trilyonlarca liralık bütçe, binlerce eleman ile karşımızda sığınacak yalandan başka bir yer bulamamanız aslında bizi de üzüyor. Yazık size. Hürriyet ve yazarı, küçük bir sahtekârlık daha yapıyorlar. Seviyorlar bu tür sahtekârlıkları. Diyorlar ki “Hürriyet Gazetesi kamu bankalarından kredi kullanmıyor.” Biz de aynı ölçüde sahtekâr olsak, “Taraf Gazetesi kredi almıyor” deriz. Çünkü Hürriyet gibi Taraf da gazete olarak hiç kredi kullanmadı. Taraf’ın kullandığı tek kuruşluk kredi yoktur. Onların mantığıyla söylersek, Doğan Grubu’nun aldığı krediler Hürriyet’i ne kadar bağlarsa, Alkım Yayınevi’nin aldığı krediler de Taraf’ı o kadar bağlar. Ama biz buna tevessül etmeyiz. Biz, bu gazeteyi çıkartanların, bu gazete çıktıktan sonra aldığı kredilerin de hesabını vermeye hazırız... Bir yolsuzluk olursa bunun da sorumluluğunu üstlenir, gereğini yaparız. Kurallarına uygun olarak kredi almak isteriz... Normalde alabilmemiz de lazım... Ama daha önce de söylediğimiz gibi bizi tam bir kıskacın içine almaya uğraşıyorlar. Bütün kredi kaynakları kesiliyor. Dostlarımızı ve düşmanlarımızı rahatlatmak için söyleyelim, bu gazeteyi çıkaranların, bu gazete çıktıktan sonra kamu bankalarından aldıkları kredilerin toplamı sadece 300 bin YTL’dir. Hepsi o kadar. Şimdi Aydın Doğan Bey de, Hürriyet’in sahibi olduktan sonra kamu bankalarından aldığı bütün kredilerin dökümünü halkın önünde açıklayabilir mi? Biz bütün kredi dökümlerini açıklamaya hazırız. Hepsini... Birinci sayfadan... Açıkça, mertçe, yüreklice. Buyurun, karşılıklı açıklayalım. Yapabilir misiniz? Şeffaflık ve dürüstlük iyidir. Siz de bir denemek istemez misiniz? Şöyle hesapları açıkça ortaya koymak fena mı olur? Taraf |
|
![]() |
![]() |
#164 |
![]() ![]() Cumhuriyet gazetesinin Amerika’da yaptığı gizli görüşme de iddianamede! Cumhuriyet gazetesinin, Ak Parti Hükümeti’nin yıkılmasına yönelik Amerika’da yaptığı gizli toplantı, Ergenekon Terör örgütü iddianamesinde yer alıyor. Ergenekon Terör örgütü zanlısı Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, gazetesinin Washington Temsilcisi Elçin Poyrazlar’ı, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'le görüşmeye zorlamış ve Elçin Poyrazlar’dan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine kimin alternatif olabileceği konusunda Amerikalılarla fikir alışverişinde bulunulmasını istemiş. İlhan Selçuk’un isteği üzerine Elçin Poyrazlar, 14 Şubat 2008 tarihinde, Dick Cheney’in bürosunda, Dick Cheney’in 3 danışmanı ile görüşmüş. Söz konusu görüşmeye, Dick Cheney’in bir ve iki numaralı danışmanı ile siyasi işler komisyonundan danışmanı katılmış. Gizli görüşmede, Türkiye’deki İslâm, türban meselesi ve Başbakan Erdoğan’ın yerine kimin alternatif olacağı konusu konuşulmuş. Cumhuriyet gazetesi, bu gizli toplantıda bazı belgeleri Amerikalı yetkililere vermiş. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, Amerikalı yetkililerin, Elçin Poyrazlar’a “Bundan sonra tekrar görüşelim” ve “Bu görüşmelerimizi yazma” demiş. Cumhuriyet gazetesinin, devletin güvenlik birimlerinden izin almadan yaptığı görüşme, “vatana ihanet” olarak tanımlanıyor. İddianamede, Cumhuriyet Gazetesi Amerika Temsilcisi Elçin Poyrazlar’ın, Dick Cheney'in danışmanları ile görüşme yaptığı, görüşmenin içeriğine de bilgi alışverişi ile ilgili olduğu, bu konuların gazetede yazılmamasının istenmesinin de ilişkilerinin farklı bir boyutta olduğunu gösterdiği belirtiliyor. Vakit |
|
![]() |
![]() |
#165 |
![]() Hocam bu arşiv yakında dar gelecek...Bitmez bunların çirkeflikleri..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#166 |
![]() Hocam Ülke TV'de (eski adıyl haber 7) Arşiv adlı program var,hürriyetin o zamanki çirkeflikleri,deniz baykalın-bülent ecevitin-süleyman demirelin-ismet inönünün çirkefliklerini yayınlıyorlar.Resmen akıllara zarar,bugün ne yapılıyorsa o günde aynen yapmışlar,2 yüzlü tavırlarını ortaya döken bir program.
youtube açık olsaydı videolarını eklerdim,izlemeni öneririm :-* |
|
![]() |
![]() |
#167 | |
![]() Alıntı:
![]() Arada bakıyorum Ülke Tv ye Arşiv ne zamanmış öğrenip bir izleyeyim Sen önerdiysen güzeldir. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#168 |
![]() Burda gereken bilgiler yazıyor: http://www.ulketv.com.tr/index.php?schedule_id=18882
Valla çok güzel programlar yapıyorlar,belgesel programı,Sıradışı programı çok güzel.Meksika Sınırı adlı programı kesinlikle tavsiye ederim :-* Haberleride,herşeyi güzel bu kanalın ![]() İstediğim gibi bir kanal kurmuşlar,emekleri boşu gitmez inşaAllah. ilk yayınları ![]() http://www.yasaktube.com/index.php?t...Fivci&type=tag Selahattin Yusuf sunuyor,Meksika Sınırı programındada var kendisi,geleceğin habercisi :-* |
|
![]() |
![]() |
#169 |
![]() ![]() [B]Cumhuriyetin Utanmazlığı Ergenekon Terör Örgütü'nün üssü konumundaki umhuriyet gazetesi,Ergenkon iddianamesini hafife alan manşetle çıktı ve ''Av tüfeğiyle darbe'' manşetini attı. Cumhuriyet gazetesinin alaycı üslûpla ele aldığı manşet haberinde,Ergenkon zanlılarında av tüfeği çıktığını yazdı.Oysa Ergenekon iddianamesinde,Ergenekon zanlılarında ele geçirilen silah ve mühimmatlar arasında Kanas suikast silahı,11 kilogram C2 patlayıcı madde,210 gram ağırlığında 12 ader TNT patlayıcı maddesi,6 litrelik TNT patlayıcı madde,2 litrelik Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yapımı TNT patlayıcı madde,1 kilo 160 gram ağırlığında tahrip kalıbı,plastik kutu içinde tahrip kalıpları ve 30 adet ABD yapımı infilak kapsülleri yer alıyor.Cumhuriyet,bu ağır silahlardan bahsetmedi. İŞTE O LİSTE İşte Ergenekon iddianamesinde yer alan ve şüphelilerden çıkan silah ve mühimmatların listesi: 39 adet el bombası 2 adet içi boşaltılmış el bombası 11 kg C-3 patlayıcı 1160 gr. tahrip kalıbı 1 adet gaz bombası 10 adet fünye 5 adet işaret fişeği 3 adet sis bombası 21 adet TNT kalıbı 1 adet yangın bombası 84 adet kapsül 24 adet ateşleme çakmağı 50 metre infilak fitili 35 adet çeşitli boylarda infilak fitili 1 adet eğitim bombası 2 adet demir çubuk içerisinde patlayıcı 18 gr. Emolite marka patlayıcı 13 cm. uzunluğunda infilak kapsülü için irtibattık fitili 3 adet GOLDEN ibareli plastil tüp içerisinde hidrolik asit 3 adet uzun namlulu tüfek 4 adet ruhsatsız av tüfeği 21 adet ruhsatsız tabanca 3 adet kurusıkı tabanca 34 adet şarjör 1074 adet dolu fişek 73 adet av fişeği 1 adet susturucu 2 adet içi boşaltılmış havan mermisi 9 adet içi boşaltılmış uçaksavar mermisi 2 adet kasatura saniyeli fitil çok sayıda demir bilye bomba yapımında kullanılan malzemeler telsiz 7 adet bıçak ve 3 adet muşta ele geçirilmiştir. Vakit |
|
![]() |
![]() |
#170 |
![]() ![]() ![]() [B]'Kapatıldı' propagandası boş çıktı Gazeteci Soner Yalçın ve Cüneyt Özdemir'in sahibi olduğu 'odatv.com' adlı internet sitesi, yalan haberle AK Parti'nin kapatılacağını duyurdu. Gazeteci Soner Yalçın ve Cüneyt Özdemir'in sahibi olduğu 'www.odatv.com' adlı internet sitesi, Anayasa Mahkemesi kararı henüz açıklanmamışken; yalan haberle okuyucularını yanıltarak 'Ve AKP kapatıldı' başlığıyla, AK Parti'nin kapatılacağını duyurdu. Ancak, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Haşim Kılıç'ın, 6'ya karşı 5'oyla Ak Parti'nin kapatılmadığını duyurmasıyla, ikilinin sitesinde verdikleri haber de, birinci ağızdan yalanlanmış oldu. AK Parti karşıtı söylemiyle dikkat çeken ODA TV'nin bu haberi, bir niyetin yansıması olarak değerlendirilirken; haber şu şekilde okuyuculara servis edildi: "Türkiye Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak karara kilitlenmiş durumda. Davayla ilgili AKP çevrelerinde, dün geceye kadar olumlu bir hava vardı. Ankara'da da bu olumlu hava iyiden iyiye hissedildi. Ancak bugün öğle saatlerinden itibaren bu atmosfer değişti. AKP'nin gözü kulağı mahkemede ve Başbakan Erdoğan ile kurmayları çıkacak kararla ilgili iki çevreden çok iyi kulis bilgileri alıyor. Bu isimlerden biri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, diğeri ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çevresi. İşte bu çevrelere gelen son bilgiye göre; Anayasa Mahkemesi AKP'nin kapatılmasına karar verdi. Buna göre; Anayasa Mahkemesi üyelerinin aldığı sözlerde ve yaptığı konuşmalarda AKP'nin kapatılma havası doğdu. Odatv.com'a gelen bilgilere göre; mahkemeden gelen duyumlar sonrasında AKP Genel Merkezi'nde büyük bir üzüntü ortamı oluştu. Mahkeme'nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle AKP'yi kapatmaya karar vermesinden sonra, 71 kişi hakkındaki siyasi yasak istemi üzerinde müzakarelere devam ettiği konuşuluyor. Yani Türkiye'nin gündemindeki bir numaralı konunun ilk aşaması bitti ve Anayasa Mahkemesi'nde yapılan toplantıların havasından, üyelerin konuşmalarından, partinin kapatıldığı yolunda izlenim edinildi. Öyleki; görüşmelerin geç saatlere kadar uzamasında, 'kapatılma konusunda oluşan havanın etkisi var' diye yorumlanıyor. Elbette bunlar Ankara siyasi çevrelerinde AKP'ye gelen bilgiler. Ancak kesin karar açıklanmadan önce, AKP'nin içinde bir hüzün olduğunu söylemek yanlış olmaz." samanyoluhaber |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|