AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bütün Peygamberler Bütün peygamberlerimiz ile ilgili konularımızı bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-22-2008, 03:37   #91
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrahim as.’ın Şeceresi :
İslâmi kaynaklarda Hz.İbrâhim’in şeceresi İbrâhim b.Târih (Terah) b.Nâhor b.Sârûğ (Serûc) b.Erğu (Reu) b.Fâliğ (Peleg) b.Âbir (Eber) b.Şâleh (Şelah) b.Fînân (Kaynân) b.Erfahşed (Arpakşad) b.Sâm b.Nûh şeklinde verilmektedir.[1]

İbrâhim (a.s)'ın nesebi hakkındaki rivâyetler muhteliftir. Ancak rivayetlerin hepsi Sâm b. Nûh'a vardığında ittifak etmiştir. Babasının ismi Tarih lakabı Âzerî' ( Âzer)'dir.[2] Kur’ân ve hadisler dışındaki İslâmi kaynaklarda Hz.İbrâhim’in babasından hem Âzer hem de Kitab-ı Mukaddes’teki gibi Târih (Târah) diye söz edilmektedir.[3]

Annesinin adı ise kayıtlarda Ûşa, Nûna ve Ebyûnâ olarak gösterilmektedir.[4]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] İbn.İshak; İbn.Hişam-Sire c.1,s.23; İbn.Sa’d-Tabakat c.1 s.54; Mus’abuzzübeyri-Neseb, Kureyş s.4; İbn.Kuteybe Maarif s.15, Belâzürî-ensabüleşraaf c.1,s.5; Taberi-Tarih c.1, s.119; Yâkubi-Tarih c.1, s.17-23; Mes’udî-Murucuzzeheb c.1, s.41-44; İbn.Asakir-Tarih c.2,s.136-137; İbn.Esir-Kâmil c.1,s.94; İbn.Haldun-Tarih c.2, ks.1,s.33; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.141; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21 s.269.

[2] İbn.Sa’d-Tabakat c.1, s.46; İbn.Asakir-Tarih c.2, s.141; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.141.

[3] Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21/269.

[4] Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21/269.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:38   #92
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrahim as.’ın Kimliği :
Azer adındaki bir kimsenin oğludur. Rivayete göre Hz. Adem’in yaratılışından 3337 sene sonra Babil şehrinde dünyaya gelmiş 175 veya 200 sene yaşamıştır.[1]

Hz.İbrâhim, Kur’ân-ı Kerim’de kendisinden en çok söz edilen ulu’l-azm peygamberlerden biridir. Ancak Kur’ân peygamberlere ilişkin açıklamalarında takip ettiği, muhataplarının dini ve ahlaki yönden aydınlanmasını ve ders almasının amaçlayan genel yöntemine uygun olarak İbrâhim’den bahsederken de -Tevrat’ta olduğu gibi kronolojik akışa göre bilgi vermek yerine- çeşitli surelerde münasebet düştükçe onun genel inanç tarihinde ki yerini, öğretisinin ana hatalarını ve özelliklerini, tebliğ faaliyetini ve yöntemlerini, kişiliğinin dinî, ahlâkî ve ailevî boyutlarını tanıtmış, bu konularla ilgisi ölçüsünde hayatından da kesitler vermiştir. [2]

"Allah'ın dostu" anlamına gelen "Halîlullah" ünvanına sahip İbrâhim (a.s.) "ulü'l-azm" denilen büyük peygamberlerden biridir. Ulü'l-azm pâyesine erişen diğer peygamberler ise Nûh (a.s.), Mûsâ (a.s.), İsa (a.s.) ve Muhammed (a.s.)'dır. Hz. İbrâhim'in Halîlullah lakabını alması, Allah'a olan sevgi ve bağlılığındandır. Bir rivâyete göre Hz. İbrâhim, insanlara karşı çok cömert olduğu ve onlardan hiçbir şey istemediği için "Halîlullah" diye nitelendirilmiştir.[3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, İpek Yayınları: 1/116-117.

[2] Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21/269; Süleyman Ateş, Kur'an Ansiklopedisi: c.9/90; Şamil, İslam Ansiklopedisi, İbrahim maddesi c.3.

[3] Ahmet Kalkan, Kur’an Kavramları: 2434.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:38   #93
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrâhim as.’ın Şekil- Şemaili :
İbrâhim (as): Orta boylu, ak benizli, elâ gözlü, ak saçlı, güzel ve güler yüzlü, açık alınlı, uzunca yanaklı ak sakallı idi.[1]

Ayrıca ayak izlerine varıncaya kadar[2] şekil ve şemâilce Hz.Muhammed’e en çok benzeyen insan olduğu nakledilmektedir.[3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebû Nuaym-Delâilünnübüvve c.1,s.21; Beyhaki-Delâilünnübüvve c.1, s.289; Süyûti-Hasaisülkübrâ c.2, s.128; Aliyyülmüttaki-Kenzül’ummal c.12, s.469; Diyar. Bekrî-Tarihulhamîs c.1, s.21; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.142; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21.

[2] Ahmet b.Hanbel-Müsned c.1,s.332; ibn.Mace-Sünen c.2,s.787; İbn.Seyyid-Uyûnüleser c.1,s.78-79; Süyuti-Hasaisülkübrâ c.1,s.171-172; Aliyyulmuttaki-Kenzül’ummal c.12,s.391; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları:s.142; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21 s.271.

[3]İbn.İshak, İbn Hişam-Sire c.2,s.41; İbn.Sa’d-Tabakat c.1,s.215, 417; Ahmet b.Hanbel-Müsned c.1,s.276,277; Buhari-Sahih c.4, s.111; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları:s.142; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21 s.27.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:38   #94
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrahim as.’ın Mesleği :
İbrâhim Aleyhisselam, kumaş ve elbise ticaretiyle uğraşmış. Hicretten sonra da çiftçilik yapmıştır.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] İbn. Asakir-Tarih c.2, s.142; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.148.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:38   #95
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrahim as.’ın Karakteristik Özellikleri :
İbrâhim as. Kur’ân-ı Kerim'de de geçtiği üzere pek yumuşak, pek sabırlı ve merhametli bir kimse idi. Bu özelliklere bakıldığında diğer peygamberlerde de var olduğu göze çarpar. Fakat bunun Kur’ân-ı Kerim de bize bildirilmesi ayrı bir önem arzetmektedir.

İbrahim’in özellikleri:

1) Şüphesiz İbrahim, iyi özellikleri kendisinde toplayan bir önder ve iyiliği isteyen herkesin uyacağı bir misaldi.

2) O, Rabbine itaatkârdı. Dolayısıyla emrine ve yasağına karşı gelmezdi.

3) O, hiçbir şekilde müşriklerden değildi. Aksine o şirk ve şirk ehlinden uzaktı.

4) O, Allah’ın üzerindeki nimetlerine şükredici idi. Yani Allah’ın nimetlerini O’nun kabul edeceği yönde sarfedici idi.

5) Rabbi onu peygamberlik için seçmişti. Çünkü o, Allah’ı her şeyden fazla severdi. Bu sebeple Allah sevgisi kalbine yerleşmişti, kalbinde başkası için yer kalmamıştı. Allah onunla dostluk kurmuştu. O, Halilur-Rahmandı (Allah’ın dostu idi.)

6) Allah onu doğru yol olan İslam’a iletmişti.

7) Allah ona dünyada iyilik vermişti ki bu iyilik onun güzel yadedilmesi ve bütün ilahi din mensuplarınca güzel anılmasıdır.

8) O, ahirette de Allah’ın haklarında: “Ben salih kullarım için gözün görmediği, kulağın işitmediği, hiçbir kimsenin aklına gelmeyen şeyler hazırladım.” buyurduğu salihlerdendir. Ki bu makam, makamların en değirlisi ve en yücesidir.

9) Muhammed (s.a.v.) kıymeti yüce ve makamı yüksek olmakla beraber Allah ona, hakka yönelerek İbrahim’in yoluna uymasını emretmiştir.

İşte İbrahim budur. Hangisi İbrahim’e daha layıktır? Müşrikler mi, Yahudiler mi, yoksa Hristiyanlar mı veya muvahhid (Allah’ı birleyen) müslümanlar mı? Evet muvahhid müslümanlar. Ey Allah’ım, bizi de onlardan kıl, onların topluluğu arasında haşret ve onlara ikramda bulunacağın gün bize de ikramda bulun.”[1]

6) Mahmut Toptaş diyor ki: “Her birimiz bir ümmetiz. Biraraya geldiğimizde ümmetler topluluğunu oluşturuyouz. Onun için Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmamalıyız.”[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebu Bekir Cabir el-Cezairi, En Kolay Tefsir, Mektup Yayınları: 5/40-541.

[2] Mahmut Toptaş, Şifa Tefsiri, Cantaş Yayınları: 4/400.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:39   #96
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrahim (a.s.) Kıssasını Kur’an-ı Kerimde Zikretmenin Hikmetleri :
Fahreddin Razi diyor ki: “Cenab-ı Hak şu sebeplerden dolayı Hz. İbrahim’in kıssasını anlatmaya başlamıştır.

1) Hz. İbrahim (a.s.) Arabların atasıdır. Onlar, onun şanının yüceliğini, dininin paklığını kabul ediyorlardı. Nitekim cenab-ı hak “Babanız İbrahim’in din (inde olduğu) gibi. [1]” ve “Kendisini bilmeyenden başka kim İbrahim’in dininden yüz çevirir?[2]” buyurmuştur. Buna göre cenab-ı hak Arablara sanki şöyle demek istemiştir: “Eğer sizler atalarınızı taklit ediyorsanız ki bu sizin “Muhakkak ki biz atalarımızı bir ümmet üzere bulduk. Biz de hakikaten onların izlerine uymuşlarız[3].” şeklindeki sözünüzden anlaşılmaktadır, sizin atalarınızın şereflisi ve kıymetlisinin Hz. İbrahim olduğu da malumdur. O halde putlara ibadeti terketme hususunda o İbrahim’i (a.s.) taklid ediniz. Yok eğer istidlalde bulunanlardan iseniz, putlara ibadet etmenin yanlış olduğunu anlayabilmeniz için, Hz. İbrahim’in (a.s.) getirdiği delillere iyice bakınız. Netice olarak ya taklit ederek, ya da istidlal olarak Hz. İbrahim’e tabi olunuz.”

2) Hz. Peygamber zamanındaki inançsızların pek çoğu, “Biz, atalarımızın ve ecdadımızın dinini nasıl terkederiz?” diyordu. İşte bundan dolayı cenab-ı hak Hz. İbrahim’in kıssasını zikrettiği ve onun, babasının dinini terkettiğini, onun sözünü delil ile çürüttüğünü ve kâfirlerin, baba tarafını delil tarafına tercih etmenin, en büyük ve en kıymetli ata olan Hz. İbrahim’e (a.s.) bir karşı çıkma olacağını anlamaları için, delile uymayı takliden ataya uymaya tercih ettiğini beyan buyurdu.

3) Kâfirlerin ekserisi, taklide tutunuyor, istidlale yanaşmıyorlardı. Nitekim, Allah teala bu hususu “Muhakkak ki biz atalarımızı bir ümmet üzere bulduk. Biz de hakikaten onların izlerine uymuşlarız.[4]” ve “Biz atalarımızı bunların tapıcıları olarak bulduk.[5]” ayetlerinde onların sözlerini nakletmiştir. Böylece cenab-ı Hak onların bu yolun sakat olduğuna dikkatleri çekmek için, Hz. İbrahim (a.s.)’ın istidlal yoluna tutunduğunu, onu tercih ettiğini anlatmıştır.”[6]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hacc: 22/78.

[2] Bakara: 2/130.

[3] Zuhruf: 43/23.

[4] Zuhruf: 43/23.

[5] Enbiya: 21/53.

[6] Fahreddin Razi, Mefatihu’l-Ğayb, Akçağ Yayınları: 15/354.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:39   #97
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrâhim as.’ın Doğuşu ve Mağarada Büyümesi :
İbrâhim as.'ın annesi Nuna; doğum yapma zamanı gelince, geceleyin evinden çıkarak yakınlarında bulunan bir mağaraya sığınmış ve İbrâhim as'ı dünyaya getirmiştir. Annesi, yeni doğan bir çocuk için, ne yapmak lazımsa, hepsini yaptıktan sonra, mağaranın kapısın kapatarak evine dönmüştür. Zaman zaman, mağaraya uğrayarak çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamıştır. İbrâhim as. mağarada, bir günde, bir haftalık gibi, bir haftada, bir aylık gibi, bir ayda, bir yıllık gibi hızla büyüyordu. Mağarada, ancak on beş ay kalmıştır. Ancak bir ay da dışarıdaki bir yıl kadar gelişme göstererek on beş yaşındaki bir çocuğun vücut ve zekâ seviyesine erişmiştir.

Baba Âzer ise; oğlunun öldüğünü sanmaktadır. Daha sonra oğlunun gizlice mağarada dünyaya geldiğini, büyütüldüğünü, öğrenince, son derece sevinmiştir. Âzer, arkadaşlarına bir oğlu olduğunu ve onu saklı olduğu yerden çıkarmak istediğini ve bunun kendileri için bir sakıncasının olup olmadığını sormuş. Arkadaşlarından da olumlu cevap alınca İbrâhim as.'ı saklı bulunduğu yerden çıkarmıştır. [1]

İbrahim as. İsa aleyhisselamın miladındından yaklaşık olarak, iki bin yıl önce doğmuşmuştur.[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Taberi-Tarih c.1,s.120-121; Sâlebî-Arais s.74; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.144; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.21/269.

[2] Mes’udi Murucuzzeheb c.2, s.262; Dairetülmaarif c.1,s.10; M.Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Diyanet Vakfı Yayınları: s.144.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:39   #98
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. İbrâhim as.’ın Doğduğu Yer, Toplumun işleyişi ve Sınıf Farklılıkları :
Son araştırma ve incelemeler neticesinde Hz. İbrâhim'in doğduğu şehir ve ayrıca o devirde yaşayan insanların hayat tarzını belirten bazı bulgular da elde edilmiştir. Bu gün tarihçi ve araştırmacıların geneline göre İbrâhim as. M.Ö 2100 dolaylarında Ur şehrinde dünyaya geldiği tahmin ediliyor.[1] Bazı Arap-İslâm tarihçilerine ve İbnu’l Esir’e göre Babil kentinde doğduğu da rivayet edilmektedir.[2]

İbrâhim as.’ın doğduğu rivayet edilen Ur şehrinin[3] nüfusunun 250 bin ilâ 500 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bu şehir, dönemin önemli bir ticaret ve sanayi merkeziydi. Anadolu ile yakın ticari ilişkileri vardı. Başkenti bulunduğu memleketin sınırları bugünkü Irak'ın kuzeyinde biraz kısa ve batıdan biraz uzundu. Nüfusun çoğu ticaret ve sanayi ile uğraşırdı. Bu döneme ait, tarihi harabelerde bulunan kitabelerden, halkın görünüşünün tamamiyle maddeci olduğu anlaşılıyor. Urluların en büyük gayesi mal ve mülk sahibi olmak, para kazanmak ve lüks içinde yaşamaktı. Faizcilik almış yürümüş, para ve servete düşkün olan bu millet tabiatıyla ticari zihniyet taşıyordu. İlişkiler menfaatler üzerine kuruluyor, sevgi ve saygı kavramları göz ardı ediliyordu. Herkes birbirine şüphe ve kuşkuyla bakardı. Münakaşa, kavga ve adli davalar olağan bir olay haline gelmişti. Ur'lular tanrılarına genellikle uzun ömürlülük, zenginlik, işte ve ticarette kazanç, refah ve mutluluk için dua ederlerdi.

Nüfus üç gruba ayrılmıştı:

Amîlû: Bunlar yüksek sınıfı oluşturuyorlardı, ki bunlar arasında yönetici kadro, yüksek yetkililer, subaylar ve rahipler yer alıyordu. Bu sınıf geniş çapta imtiyaz ve imkanlara sahipti. Bu sınıf medeni ve ceza hukukunda bir takım üstünlüklere sahipti. Bunların can ve malları diğer sınıftakilerden daha değerliydi.

Mişkînû: Bunlar ticaret, sanayi ve tarımla iştigal eden kişilerdi.

Ardû: Köle ve esirler.

Hz. İbrâhim (as) işte böyle bir toplumda gözünü açtı. Talmûd'da verilen bilgilere göre Hz.İbrâhim, Amîlû sınıfının bir ferdiydi. Babası devletin en üst kademesinde bulunan bir yetkiliydi.[4]

İbrâhim as, İsa as.'ın miladından yaklaşık olarak 2 bin yıl önce doğduğu rivayet edilmektedir.



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Mevdudi Tarih boyunca tevhid mücadelesi ve Hz. Peygamberin hayatı c.1/445.

[2] Ahmet Baydar, İbrâhimi Okuyuş, Beyan Yayınları: s.22.

[3] Süleyman Ateş, Kur'an Ansiklopedisi: .9/90; Mevdudî, Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz.Peygamberin Hayatı: 1/447.

[4] Mevdudi Tarih boyunca tevhid mücadelesi ve Hz. Peygamberin hayatı 1/447.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:40   #99
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
1. Eski Ahit'te Hz. İbrahim'in Doğum Yeri :
Hz. İbrahim'in doğduğu yerin neresi olduğu sorusu her zaman için üzerinde tartışılan bir konu olmuştur. Hıristiyanlar ve Museviler Hz. İbrahim'in Güney Mezopotamya'da doğduğunu söylerlerken, İslam dünyasındaki yaygın kanı, bu peygamberin doğum yerinin Urfa-Harran civarı olduğudur. Eldeki bazı yeni bulgular, Musevi ve Hıristiyan tezlerinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını göstermektedir.

Museviler ve Hıristiyanlar, Hz. İbrahim'in doğum yerinin Güney Mezopotamya olduğunu söylerlerken dayanakları, Tevrat'tır. Tevrat'ta Hz. İbrahim'in doğum yerinin Güney Mezopotamya'daki Ur şehri olduğu söylenmektedir. Hz. İbrahim, bu şehirde doğup büyüdükten sonra Mısır'a gitmek için yola çıkmış, Türkiye sınırları içinde bulunan Harran bölgesini dolanarak uzun bir yolculuk sonunda Mısır'a varmıştır.

Oysa yeni bulunan bir Eski Ahit nüshası, bu bilginin doğruluğu hakkında ciddi şüphelerin oluşmasına yol açmıştır. Zira bugüne kadar bulunan en eski Eski Ahit nüshası olan kabul edilen MÖ 3. yüzyıla ait bu Yunanca kopyada, "Ur" şehrinin ismi bile geçmemektedir. Bugün birçok Eski Ahit araştırmacısı, "Ur" kelimesinin bir yanlış yazılma veya sonradan eklenme olduğunu söylerler. Buna göre Hz. İbrahim, Ur şehrinde doğmamış, belki de hayatında hiç Mezopotamya bölgesine gitmemiştir.

Ayrıca şu bilinmektedir ki, zaman içinde bazı yerlerin isimleri ve kapsadıkları bölgeler de- ğişebilmektedir. Günümüzde Mezopotamya ovası dendiği zaman, herkes kabaca Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan Irak topraklarının güney kesimlerini anlamaktadır. Oysa günümüzden 2000 yıl önce Mezopotamya olarak tanımlanan yer, daha kuzeyde, neredeyse Harran'ı da içine alan ve Türkiye topraklarına kadar uzanan bir bölgeydi. Bu sebeple Eski Ahit'te yazan Mezopotamya Ovası ifadesinin doğru olduğunu kabul etsek bile günümüz Mezopotamyası ile 2000 yıl öncesinin Mezopotamyasının aynı yerler olduğunu düşünmek yanlış olacaktır.

Hz. İbrahim'in doğum yeri olarak gösterilen Ur şehri hakkında ciddi şüpheler ve anlaşmazlıklar varsa da, Hz. İbrahim'in yaşadığı yerin Harran ve çevresi olduğu konusunda bir fikir birliği vardır. Hatta Eski Ahit üzerinde yapılacak kısa bir inceleme, burada bile Hz. İbrahim'in doğum yerinin Harran olarak gösterildiğine dair bazı ifadeler ortaya çıkartır. Örneğin Eski Ahit'te Harran bölgesine "Aram bölgesi" ismi verilmektedir[1]. Hz. İbrahim'in soyundan gelen kişilerin ise kendilerini bir "Arami'nin oğlu" olarak tanıttıkları söylenmektedir[2]. Hz. İbrahim'in bir Arami olarak tanınıyor olması, onun bu bölgede hayatını sürdürdüğünü göstermektedir.

Nitekim İslami kaynaklarda da Hz. İbrahim'in doğum yerinin Harran ve Şanlıurfa olduğu yönünde güçlü bir kanı vardır. "Peygamberler şehri" olarak nitelendirilen Şanlıurfa'da Hz. İbrahim'le ilgili birçok hikaye ve efsane bulunmaktadır.[3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Tekvin, 11/31, 28/10.

[2] Tesniye, 26/5.

[3] Harun Yahya, Kavimlerin Helakı "Hz.İbrahim'in Hayatı" Kıssası.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-22-2008, 03:40   #100
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Hazreti İbrahim (a.s)
I. BÖLÜM: İRŞAD VE İLK TEBLİĞ
1. İbrâhim as.’ın Anne ve Babasına İlk Soruları :
Artık İbrâhim as. büyümüş ve mağaradan çıkarılmıştı. Kendisi anne ve babasından başka, yeryüzünde gezen, dolaşan hiçbir yaratık henüz görememişti. Çevresindekileri öğrenme ve bilme adına sorular soruyordu.

Bir gün Anne ve babasına “Benim Rabb’im kimdir?” diye sordu.

Annesi “Benim” dedi.

İbrâhim; “Senin Rabbin Kimdir?” diye sordu.

Annesi “Babandır” dedi.

“Babamın Rabbi kimdir?” diye sordu İbrâhim.

Annesi; “Nemrud’dur” dedi.

“Nemrud”un Rabbi kimdir?” diye sorunca, İbrâhim’e babası bir tokat atarak, susmasını söyledi.

İbrâhim as. hemen hemen gördüğü her hayvan hakkında da sorular soruyordu. Onların isimlerini öğreniyor, onlar hakkında bilgi alıyordu.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Süleyman Ateş, Kur'an Ansiklopedisi: c.9/98; Fahruddin Er-Râzi, Tefsîr-i Kebîr Mefâtihu'l-Gayb: c.13/36,37.
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi