AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yarışma | Köşe Yazılarından Paragraflar Hoşumuza giden paragrafları bu bölüme ekliyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-15-2009, 10:17   #61
Kullanıcı Adı
menes
Standart
15.09.2009 tarihli Zaman Gazetesi'nden İhsan Dağı'nın ''Sandığın içini boşaltan adam'' başlıklı yazısından bir bölüm ;

Türkiye'nin nasıl bir kabuk değiştirdiğini Demirel gibi siyasetçilerin düştükleri entelektüel seviye ve toplumsal yalnızlığa bakarak anlamak mümkün. Bir, dün demokrasiyi emanet ettiklerimize bakınız, bir de bugünün demokratlarına ve demokrat siyasetçilerine.

Tank sesini duyduğunda her daim şapkasını alıp giden zat, 'herkes, meselesini sandıkta halledecek' diyerek millete akıl veriyor. Siz merak etmeyiniz, millet zaten halletti meselesini sandıkta... Siz bu akılları keşke etrafınızda dolaşan Ergenekon sanıklarına verseydiniz.
menes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 12:03   #62
Kullanıcı Adı
LeyaL
Standart
Ahmet Turan Alkan

Siyasi hayatımızda bu kadar " kötü ve hain " figür bulunmasının anlamı ne olabilir ?

Şu günlerin siyasi ikliminde sıkca rastladığımız,
" biz sütten çıkmış ak kaşık gibi iyiyiz; rakiplerimiz ise hep kötü, hain ve tehlikeli "
değelendirmesini düşünürken sizinde tereddüde kapıldığınızı tahmin edebilirim.
Siyasi hayatımız ne yazık ki bir celtinmenler anlaşmasına dayabnıyor;
siyasette şovalyelik, civanmertlik, iyi niyet kuralları işlemiyor.
Türkiye'de siyaset, rakibin hep kötü olduğu varsayımı üzerine bina edilmiş.

Siyasette faziletin üstün tutulduğu bir zihni iklim Eflatun'dan beri hayal..

Bu olguyu değiştirmeye gücümüz yetmeyebilir ama en azından anlamayı deneyebiliriz;
böylece olup - biteni daha doğru ve gerçekci değerlendirme şansına kavuşmuş olacağız..



AKSİYON dergisi 14-20 eylül (haftalık dergi)

LeyaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 13:28   #63
Kullanıcı Adı
LeyaL
Standart
Ahmet Taşgetiren

Sistem nasıl yürüyecek ?

Türkiye bugün de,28 Şubat'ın açdığı yaraları sarmaya çalışmakdadır.
Aynı şeklilde Türkiye'nin, aradan geçen 29 yıl sonra 12 Eylül Anayasasını değiştirmeye çalışması gibi..

1950'den bu yana, sistem bünyesinde pek çok rotasyon yapıldı.
Toplum talepleri en azından fiilî planda, sisteme enjekte edildi.
Buna rağmen, Türkiye, toplum - sistem ilişkisinde hâlâ ciddi sancılar yaşıyor.

Denir ki;
- bu sistem bilinç derinliğinde Türk - Sunni - Hanefi üçlüsünün buluşduğu bir sistemdir.

Böyle olsa, söz konusu toplum kesiminin sistemle ilişkisinin aliyyülâlâ olması gerekir.

Peki öyle mi ?
Tabii değil..

" Ülke çoğunluğunun sistemle problemli olduğu "nu şu anda ülkeyi yönetme sorumluluğu bulunan,
yani seçimlerde ülke insanının 50 ye yakınının oyunu alan kadroların sözcüleri seslendiriyor.
Hâkim sistem nasıl bir denge (!) kurdu ki, ülke çoğunluğu ile problemli hâle geldi?

"Kürt meselesi", ta Cumhuriyet'in kuruluş günlerinden bu yana, ülke gündeminden düşmüş değil.
Hep güç kullanılarak çözülmüş bir mesele. Son 25 yıllık dönemde, gücün gücü meşrulaştırdığı gibi
bir telafi mekanizması işlese bile, bu gün, ifade özgürlüğünün bir ölçüde de olsa sağlanması sonucu,
Kürtlerin sistemle çok hayati sorunlarının bulunduğu ortaya konuyor.

...

Türkiye, yıllardır " Askerin sistem üzerindeki etkisini azaltmak " için yasal ve psikolojik adımlar atmaya uğraşıyor.
Yargının sistem içindeki misyonu, demokratik talepleri kontrol ve ve yaptırım uygulama yönünde gündeme geliyor.
...

AKSİYON dergisi 14-20 Eylül (haftalık dergi)
LeyaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 14:40   #64
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
Serdar ARSEVEN-VAKİT Melih Gökçek’in “içki” referandumu

Bu Ramazan günü, “içki”li bir makale yazmak istemezdim; lâkin tartışmalar beni âdeta mecbur etti.
CHP’nin ağır toplarından Yılmaz Ateş; “Melih Gökçek, içki referandumuyla bölücülük yapıyor. Almış eline bıçağı, kıyım kıyım kıyıyor, bunların başka problemleri var ” filan deyince tepem attı.
Ne bölücülüğü kardeşim; ne lâiklik karşıtlığı?!
Ankara’nın ağırlıklı olarak CHP’lilerin yaşadığı Bahçelievler Yedinci Cadde denilen bölgesi, “Trafiğe kapatılsın mı kapatılmasın mı?” sorusu gündeme gelmiş…
Bahçelievler’in bağlı bulunduğu CHP’li Çankaya Belediye Başkanlığı, bu konu üzerinde hassas…
Onlara da bir sürü şikâyet ulaşmış vatandaştan, “Yollarda yürüyemez olduk. Bu dar cadde, baba vergisi dört çarpı dörtleriyle, lüks otomobilleriyle ortalığı savaş alanına çeviren zıpçıktıların yükünü taşıyamıyor!..”

Şişede durduğu gibi durmuyor ya içki; o alkol duvarını aşmış gençler filan, gecenin 1’inde 2’sinde her türlü icraatı eylemekte vatandaşın gözleri önünde.
CHP seçmeni olunca, ille de rezillikten yana olacak değil ya…
O da tepki gösteriyor olan bitene;
O lüks evinin içinde, “Bir babayiğit çıksa da kurtarsa” diye bekliyor.

O babayiğit, AK Partili Melih Gökçek oluyor, CHP’lilerdeki kadere bak!..
Ve daha ilginci;
Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki, “Yedinci Cadde trafiğe kapatılsın mı?”, “Daha fazla içkili yer açılması engellensin mi?” gibilerinin de yer aldığı bir dizi Referandum Belgesi’nin çıkışına, CHP’liler de destek veriyorlar.
Oybirliği ile alınıyor referandum kararı…
AK Partili Melih Gökçek ile CHP’li Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, “İçkiye sınırlama”nın da yer aldığı referandum kararını elbirliği ile geçiriyorlar.
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 14:49   #65
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
Ahmet ŞAHİN-ZAMAN

Kadir Gecesi'ni kendimiz hakkında, nasıl bin aydan hayırlı hale getirebiliriz?


İşte Kadir Gecesi'nde aldığımız bu, daha günahsız bir İslami hayat yaşama kararıyla gecemizi kendimiz hakkında bin aydan hayırlı hale getirmiş oluruz. Çünkü bu kararla bin ay da yaşasak daha günahsız bir hayat yaşayacaktık. Hadis-i şerifte, müminin niyeti amelinden hayırlıdır, buyrularak, niyetini düzelten mümin, böyle bir ikrama layık görülüyor. Yeter ki, daha temiz bir İslami hayat yaşama niyetine girme kararı alalım Kadir Gecesi'nde..

-Var mısınız günahları terk edip sevapları devam ettirme kararı alarak Kadir Gecesi'ni kendi hakkımızda bin aydan hayırlı hale getirme azim ve niyetine? Unutmayın, böyle bir niyetten sonra tek ay dahi yaşasak, bin ay yaşamış gibi ikram görebiliriz Rabb'imizin yanında. Çünkü bin ayda yaşasak tertemiz bir İslami hayat yaşayacaktık Kadir Gecesi'nde aldığımız bu karar sebebiyle.

İşte bu niyet ve karara biz, 'zatında bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni, kendi hakkımızda da bin aydan hayırlı hale getirme niyet ve kararı' diyor, böyle bilinçli bir niyetle ihya edeceğimiz Kadir Gecesi diliyoruz size, bize, hepimize!.
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 15:05   #66
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Güneri Civaoğlu 15 eylül 2009 salı "çanak tutmasın" konulu köşe yazısından bir paragraf

"ÖTE yandan... Gene bu “silahlar sussun, parmaklar tetikten çekilsin” genel söylemini artniyetsiz ve akılcı olarak kullananlar da var. Onlar “aklını peynir ekmekle yememiş olanlardır.”
Birincilerin oyunlarına gelmeyen bu ikincilerin, fizibilitesi de olan akılcı yol haritası eskizi şöyle:
“PKK eylem koymamalı ve güvenlik güçlerinin operasyon yapabileceği coğrafyadan da uzaklara çekilmeli, böylece çatışmanın olmadığı, kan dökülmediği bir süreçte çözüm daha kolaylaşır.”
Ayrıntıları tartışılabilir ama genel yaklaşım doğru.
Zaten PKK da “tek taraflı ateşkes” ilan etmiş değil midir?
O halde bu tavrını sürdürmeli, güvenlik güçlerinin operasyon yapmasına gerek olmayacak coğrafyalara çekilmelidir.
Kısacası “ateşkes ilan ettim” diye açıklama yapıp sonra da güvenlik güçlerinin burnunun dibinde namlu göstermek ve operasyona çanak tutmak, kanın durmasını istiyor demek değildir"
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 15:08   #67
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Abdullah Abdülkadiroğlu 28.08.2009 tarihli "Paşam yeter artık" başlıklı köşe yazısından bir paragraf,

"
Pimini çekip askerin eline bomba vermek ve ‘parmağını çekersen patlar çekmezsen patlamaz’ demek !

Bunun anlaşılabilir bir tarafı yok.

Anlaşılamayan belki bundan daha önemli bir başka şey de; bu cinayetin üzerinin kapatılmak istenmesi.

Ortaya çıkmasa; bir askerin kazara elindeki bombayı patlattığını ve kendisiyle birlikte 3 arkadaşının da hayatını kaybetmesine sebep olduğunu sanacak herkes.

Bu olay vahim ama üzerinin örtülmesi daha da vahim.

Şimdi duyduğumuz her şehit haberine biz kuşkuyla mı yaklaşacağız ?"
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 15:43   #68
Kullanıcı Adı
idris2525
Standart
Türkiye'nin en büyük derdi, anayasal kurumların güven erozyonudur. Vesayet düzeni adına cepheye sürülmüş bir yargı görüntüsü, her ülkede yargıyı yaralar, yargının tarafsızlığını şaibe altına sokar. Eğer yargı, askerî bürokrasinin yanaşık düzeninde, sürekli dirsek temasıyla görev yapar hale gelirse, bu, devletin ortak aklını yitirmesi demektir. Yargı, halkı sindirmek isteyen yönetici elitlerin, tahakküm vasıtası değildir. Milli iradeyi sürekli baskı altında tutmak isteyenlerin, tek kelimeyle statükonun; bekçisi, zırhı, tamponu, emniyet supabı hiç değildir...

Hüseyin Gülerce -Zaman

AÇILIMA KAYGILI, İHTİYATLI BAKIYORLAR
Esad'la görüşmeden önce bazı Suriyeli yetkililerle konuşma imkanı bulmuştuk. Şam'da herkesin gözü kulağı şu an itibarıyla Türkiye'nin Kürt açılımında. Kafaları karışık. Çerçeveyi görmek istiyorlar. Biraz da endişeli bir hava sezdik. Kendi içinde Kürt nüfus barındırdığı için bu konuda atılacak her adımın Suriye'yi etkileyeceği düşüncesindeler. Esad'la mülakatımızın çok önemli bölümü de bu konudaydı, ancak çok kritik bölümlerde 'buraları yazmayın' diye rica etti. Türkiye'nin içişlerine karışıyor görüntüsü vermemeye özen gösteriyordu. Fakat, 'Erdoğan'la buluştuğumda bu konuyu görüşeceğiz' sözü Esad'ın gündemine ilişkin en can alıcı işareti veriyordu. Kısa süre önce Şam'ı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile de Kürt açılımını konuşmuşlar ama henüz çerçeve belli olmadığı için soru işaretlerine yanıt alınamamış. Esad, iyimserliğini ise 'Türkiye'nin rahatlaması bizim rahatlamamızdır. Bölgenin daha fazla çözüme ve açılıma ihtiyacı var' sözleriyle ortaya koyuyor.

Konu Yalçın KARACA tarafından (09-15-2009 Saat 16:04 ) değiştirilmiştir..
idris2525 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 16:17   #69
Kullanıcı Adı
idris2525
Standart
15.09.2009 tarihli sabah gazetesinden erdal safağın ``Mutluluğu ölçmek ``adlı yazısından bir bölüm Büyüme hızı, gayrısafi milli hasıla, kişi başına düşen milli gelir, bir ülke ekonomisinin durumuna ve o ülke halkının yaşam düzeyine ilişkin yeterli fikir verebilir mi?
Aynı şekilde, BM uzmanlarının düzenli olarak yeniledikleri "İnsani gelişme endeksi" bir ülkedeki yaşamın kalitesini yeterince yansıtabiliyor mu?
"Hayır" dedi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve 2008 Şubat'ında "Ulusal zenginliği ve bireylerin refahını" daha gerçekçi olarak ölçebilecek ve bu sayede siyasilerin daha tutarlı politikalar geliştirmelerine yardım edecek yeni veriler bulunması için özel bir komisyon görevlendirdi.
Nobel ödüllü iki iktisatçı, Amerikalı Joseph Stiglitz ve Hintli Amartya Sen ile Paris Siyasal Etüdler Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Jean-Paul Fitoussi'den oluşan komisyon dün raporunu Sarkozy'ye sundu.

Yeni çağın verileri

Raporda 12 öneri yapılıyor, daha doğrusu 12 yeni istatistik alanı sayılıyor. İşte birkaçı:
Maddi refahı ölçmek için gelirin yanı sıra tüketim de hesaplanmalı. Zira gayrısafi milli hasıla genellikle ticarete konu olan üretimi esas alıyor ama aynı zamanda ekonomik refahın da ölçüsü kabul ediliyor. Bu çifte kullanım "Halkın memnuniyet düzeyi" konusunda yanıltıcı sonuçlara götürüyor
idris2525 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-15-2009, 17:56   #70
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart
15.09.09

Zaman- M.Türköne- 'Son terörist' kim?


"Devleti var eden hukuktur. Devlet kendisini var eden hukuku çiğnediği zaman meşruiyeti kalmaz. Devletin sahip olduğu şiddet kullanma ayrıcalığını yerine getiren güvenlik birimleri, ellerindeki silahı hukuk dışında kullandıkları zaman bunun adı "devlet terörü"dür. Terörün en acımasız, en yıkıcı ve en zalim biçimi budur. Hiçbir terör biçimi, devlet terörü kadar insan onuruna ve merdaneliğe aykırı olamaz.
Yıllar boyu, özellikle genç nesiller devlet terörüne maruz kaldı. Kimliğimizde, kişiliğimizde, düşüncelerimizde, ilişkilerimizde, gece gördüğümüz rüyalarda bu terörün izleri var. Devlet terörünün şekillendirdiği bir ülkede yaşarken, bizi hâlâ esir tutan bu zincirlerin hesabını görmeden, önümüzde duran sorunlarla baş edemeyiz. Hiç olmazsa bu sebep-sonuç ilişkisini fark etmeliyiz.
12 Eylül'ün 29. yıldönümünde yazılanlar ve konuşulanlar toplumun geçmişiyle hesaplaşarak geleceğini kurtarmaya azmettiğini gösterdi. Bu azimle "son terörist"i de bulur ve etkisiz hale getiririz. Acı tecrübelerimizle, devlet terörünü başını kaldıramayacak şekilde yerin dibine gömdüğümüz gün "son terörist"in de hakkından geleceğimizi biliyoruz.
Kim oldukları önemli değil; "son terörist"ler bizim sabrımızla, yüreğimizle, aklımızla buharlaştırıp yok edeceğimiz kişiler. "

Ergenokon Davası, yargıda reform çalışmaları, demokratik açılım ve ardından gelecek yeni çalışmalar.. Hepsi de farklı dağlarda, farklı "biz"leri "öldüren" teröristleri yok etmek için yapılan eylemler..

Son terörist tüm kulvardaki zalimlerin düşünce sistemlerinin yıkılmasıyla ölecek.. Son terörist hakkımızda "başkalarının" yazdığı oyunların figüranı olmadığımız zaman ölecek.. Son terörist devletin kendi içindeki fikri ve fiili teröristleri "yok ettiğinde" ölecek..
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi