AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yarışma | Köşe Yazılarından Paragraflar Hoşumuza giden paragrafları bu bölüme ekliyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-16-2009, 10:45   #71
Kullanıcı Adı
menes
Standart
16.09.2009 tarihli Sabah Gazetesi'nden Engin Ardıç'ın ''Siyasi terbiyesizlik'' başlıklı yazısından bir bölüm ;

Bahçeli, ucuz ve basit bir "kasaba politikası" izliyor.
Bu politikanın ana hatları, laf yetiştirmek, dayılanmak, slogan atmaktan ibarettir.
Bahçeli'nin (ne de Baykal'ın tabii) ola ki iktidara gelirse ne yapacağını, ne uygulayacağını, neyi nasıl yöneteceğini, neyi değiştireceğini bilen yok!
Onun için de, ancak "kendi kitlesine" şirin görünebiliyor ve aldığı oy da yüzde 10 ile yüzde 15 arasında dolanıp duruyor.
En büyük umudu olsa olsa bir "CHP-MHP koalisyonu" olabilir ki, o bile çok zor. Kaldı ki, Sayın Bahçeli'nin bir koalisyonda neler yapabildiği, daha doğrusu neler yapamadığı daha önce denendi ve halk tarafından görüldü.
Bir CHP-MHP koalisyonu... Aslında birbirlerine yakışırlar da ha!
Çünkü biri İttihat ve Terakki Fırkası'nın A takımının mirasçısıdır, öteki İttihat ve Terakki Fırkası'nın B takımının mirasçısı.
menes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2009, 11:28   #72
Kullanıcı Adı
menes
Standart
16.09.2009 tarihli Zaman Gazetesi'nden Mehmet Kamış'ın ''Darbelere sessiz kalmak mı, demokrasiye sahip çıkmak mı?'' başlıklı yazısındab bir paragraf ;

Unutulmamalıdır ki, darbelere sessiz kalmak yerine demokrasiye sahip çıkanlar, eninde sonunda kazanan tarafta yer alacak; büyük çığlıklara ihtiyaç duyduklarında yanlarında hep büyük halk kitlelerini bulacak. Aksini yapanlar ise yalnızlıktan kurtulamayacak.
menes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2009, 14:32   #73
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
Hüseyin Öztürk - Vakit
Kimileri Laf Kimileri İş Üretir


Dünyanın her yerinde iki kesim insan tipi vardır. Bir kesim ki, bu kesimin tuzu kuru, bir elleri yağda bir elleri baldadır. Tuzlarının kuruluğu ise alın terlerinden değil, başka yollardandır. İşte bu kesim sadece laf üretir.
Yalnız laf üretirken iyilik üzerine değildir sözleri. Keşke adam gibi laf üretseler, yüreğimiz yanmaz ama hep fitne ve fesat üzerine tohum eker sonra da ektikleri tohumları ortalıkta bırakıp, keyiflerine bakarlar.
İkinci kesim ise devleti ve milleti sahiplenmenin şuuru ile sadece iş üretir ve faydalı hizmetlerde bulunurlar. Toplumun iyi zamanında da kötü zamanında da her ferdin yanında olmayı bilir ve yüreklere, gönüllere, kalplere, dayanışmalara, paylaşmalara hizmet eder; toplumun sosyal ve ekonomik dengesinde birer unsur olmaya çalışırlar.
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2009, 15:01   #74
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
ERTUĞRUL ÖZKÖK
HÜRRİYET

Provokatör veya yoldaş

Başbakan Erdoğan ve AK Parti kurmaylarını yakından izliyorum.

Türkiye, Kürt sorununun çözümünde çok kritik, ama tarihi önemde bir kavşağa geldi.

Bu noktadan itibaren, bildiğimiz klasik “teenni” siyasetleri ile bir yere gitmemiz mümkün değil.

Bazı siyasetçiler ya risk alıp, bu sorunu düzeltmek için radikal adımlar atacak.

Veya 25 yıldır sürdürdüğümüz klasik “teenni” ile hareket edeceğiz.

Teenni, bazıları için, hayattaki en güvenli siyasettir.

Benim için ise sıradanlığın öteki adıdır.

Korkaklık, beceriksizlik, siyasetsizlik çoğunlukla “teenni” örtüsünün altında gizlenir.

Teenni bazı siyasetçilerin karakteridir. O yolla uzun yıllar “idare ederler”.

Ama Kürt sorunu, artık bu tür siyasetçilerin mantığı ile “idare edilme” noktasını geçti.

Artık hepimiz almamız gereken riskleri yüklenmeliyiz.

Şimdi bir siyasetçi için “tarihe geçmenin” tam zamanıdır.

Bu sorunu çözüp, Türkiye Cumhuriyeti’nin iki yakasını bir araya getirecek siyasetçi, bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olacaktır.

Bu sözleri, oturduğu yerden maval okuyan, sınırlı sorumlu, bir gazetecinin “dolduruşları” olarak okuyabilirsiniz.

Ama risk alıp, ülkenin kaderini değiştirecek siyasetçinin sağlam bir yol arkadaşının teşvikleri olarak da.

ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2009, 17:24   #75
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart
16.09.09
Mehmet Kamış- Zaman-Hukukun Güçle imtahını

"Unutulmamalıdır ki, darbelere sessiz kalmak yerine demokrasiye sahip çıkanlar, eninde sonunda kazanan tarafta yer alacak; büyük çığlıklara ihtiyaç duyduklarında yanlarında hep büyük halk kitlelerini bulacak. Aksini yapanlar ise yalnızlıktan kurtulamayacak.
Bugün Türkiye'nin en büyük medya grubuna verilen cezadan dolayı hiçbir sivil toplum örgütü eylem yapmıyor. Protesto yürüyüşleri olmuyor. Ülkenin entelektüellerinden neredeyse hiç ses çıkmıyor. İşin doğrusu onların da bir beklentileri yok. Bugüne kadar hakkın ve hukukun savunuculuğunu yapsalardı, demokrasinin öğretmenliğine soyunsalardı, statükoyu canhıraş bir şekilde savunmak yerine topluma yaslansalardı kimse bu kadar suskun kalmayacaktı.
İnsan elinde güç olduğu zaman cennete düştüğünü ve onu bir daha asla kaybetmeyeceğini zannediyor."

15.09.09

Yıldıray Oğur-Taraf-
Şimdi sizin için geldiler işte
Ahmet Kaya için geldiklerinde, sesinizi çıkarmadınız. Hatta “Vay Şerefsiz” diye manşetler attınız. Merve Kavakçı’yı Meclis’ten atarlarken, sesinizi çıkarmadınız. Hatta çocuklarının ilkokulda yuhalanmasına kadar varan linçi siz yönettiniz. Hrant Dink için gelenler sizin attığınız manşetlerle döşenmiş yollardan yürüdü. Onun ölümüne neden olan yanlış anlaşılan yazısının doğrusunu yazmaya bile tenezzül etmediniz. Başörtülü kızlar için gelsinler diye kampanya yaptınız. Hatta gelmeyenleri rejim düşmanı ilan ettiniz. ‘Türkiye Türklerindir’ demekte ısrar ettiniz. Kürtler için gelenleri omuzlarınıza aldınız. Albay Temizözleri kurtarmak için seferber oldunuz.
Diğer gazeteler kapatılırken, gazeteciler, yazarlar tutuklanırken, baskı altına alınırken ne yaptığınızı ise hiç hatırlatmayacağım.
Ve işte sonunda bugün sizin için de geldiler.
Ortada kimse olmamasına neden şaşırıyorsunuz ki?
"

Biri düne ait bir köşe, diğeri bugün yayınlandı.. İki farklı gazete..

Haksızlık karşısında susmamaktan bahsediliyor yazıda.. Canının yanacağını bilsende adaletsizliğe, zulme rıza göstermemek. "Var olduğunu" hissettirmek yani.. Hareket edebilmek..

İlk yazı genel, ikincisi özel.. Ama ikiside eleştirinin ötesinde hayatımıza etki etmesi gereken satırlar..

"Haksızlık karşısında susarsan, birgün yanında kimsenin kalmadığını görebilirsin" fikrinde..

İki yazının da tamamını okuyup karşılaştırsın merak edenler..
Merak edenleri de etkiler mi bu satırlar?..
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-17-2009, 01:11   #76
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Thumbs down
Yaşar ÖZAY
Eğitimde Hedef Tumtmuyor(17.09.2009)
Alıntı:
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığının 80 bin olduğunu açıklıyor. Sendikalar bu rakamın 150 bin olduğunu ifade ediyor. Öğretmenler öğretmen alımlarında meslek dışı soruların yöneltilmesinden yakınıyor. Okul yöneticileri, yetkililerin okulun temizliğinden, yakıtına kadar her tür sorunun giderilmesini kendilerinden istediğini belirtiyor, ama bununla birlikte bu işlerin yapılması için velilerden bağış alınmasını yasaklamalarına akıl erdiremiyor. Vakıf üniversiteleri YÖK'ten kontenjan artışı istiyor, boş kontenjanları için kara kara düşünüyorlar. Devlet üniversiteleri kontenjan artışı istemezken YÖK kontenjanlarını artırıyor. Bu olumsuzluklar sistemli bir eğitim politikası olmaması ve öğrencilere gerekli becerileri kazandırmayan bir eğitim sistemine sahip olmaktan kaynaklanıyor... Bireysel başarılarıyla hep övündük. Nedense sistemli bir başarı yakalayamadık. Uluslararası arenada hep geride kaldık.

Konu Yıldırım tarafından (09-17-2009 Saat 01:13 ) değiştirilmiştir..
Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-17-2009, 11:34   #77
Kullanıcı Adı
menes
Standart
17.09.2009 tarihli Zaman Gazetesi'nden Hüseyin Gülerce'nin ''Kürt sorununu, Türklerin vicdanı çözer...'' başlıklı yazısından bir bölüm ;

Kürt sorununun çözümü; Türklerin, Kürtlerin çektiği acıları, Kürtlerin de Türklerin hassasiyetlerini anlamalarından geçiyor. Biz bu problemin üstesinden Allah'ın izniyle geliriz. Değil mi ki, bunca tahrike, provokasyona, tertibe rağmen birbirimize düşmedik, değil mi ki, makul çoğunluk sağduyusunu korudu, asil duruşunu bozmadı, umutlarımızı yeşertebiliriz.

Yeter ki, karşılıklı anlayış ve hassasiyetlerimizi koruyalım. Yeter ki, kışkırtıcı ve sert bir üsluptan uzak duralım...
menes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-17-2009, 11:37   #78
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Abdullah Abdülkadiroğlu 25 haziran 2009 "siz neyi seviyorsunuz ki" konulu köşe yazısından bir paragraf

"Asker niçin töhmet altında kalmak istesin ?

Kesin bir yargıya varsaydı ‘bu iş bitmiştir, böyle bir plan falan yoktur, bu bir saçmalıktır’ der kapatırdı konuyu.

Kaldı ki yakın geçmişimiz askeri yargının verdiği bir sürü bu minvalde kararla dolu.

Bilakis askeri savcılık; ETÖ iddiasıyla devam eden soruşturmadan dolayı elindeki bilgi ve belgelerin varlığı sebebiyle sivil yargının bu işi daha iyi aydınlatabileceğini düşündüğünden konuyu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına havale etti.

Millete ihanet belgesi zaten Ergenekon soruşturmasının bir parçası olarak oltaya takılmadı mı ?"

Şimdi işin sivil yargıda devam etmesinden daha doğal ne olabilir ki ?
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-17-2009, 12:01   #79
Kullanıcı Adı
menes
Standart
17.09.2009 tarihli Yeni Şafak Gazetesinden İbrahim Karagül'ün ''Kürt açılımı, Türkiye'nin Bölgesel Barış Projesi'' başlıklı yazısından bir bölüm ;

Önceleri Türkiye, başkalarının belirlediği, küresel eğilimlerin yönlendirdiği bir ülke profili izlerken, son yıllardan ulus ötesi performansı belki de dünyada en hızlı artan ülkelerden biri oldu. Bu durum, Türkiye'nin ani ekonomik büyümesi veya başka bir “sürpriz”e bağlı bir şey değil. Durum; Türkiye'nin kendini keşfetmesinin, tanımasının, kendisiyle barışma uğraşısının, çevresiyle yeniden tanışma cesaretinin sonucu. Türkiye kendi içine, derinliklerine, geçmişine yüzünü çevirdikçe, kendini yeniden keşfettikçe, kendine döndükçe bölgesinde ve dünyada etkisini artırıyor.
menes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-17-2009, 13:43   #80
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
Ahmet Kekeç
PAMUKOĞLU'NUN TEŞKİLAT BENİMLE DE İLGİLENMİŞTİ!

Konuyu biliyorsunuz:
Rasim Ozan Kütahyalı geçenlerde bir yazı yazdı ve elinde harita stüdyo stüdyo dolaşarak kurtuluş savaşımıza ilişkin “ek bilgiler” sunan emekli general Osman Pamukoğlu’nun “bölücülük” yaptığını söyledi.
Pamukoğlu’na göre, kurtuluş savaşımızı tek başımıza vermişiz.
Genelkurmay belgeleri bunu söylüyormuş.
Benzeri bir iddiayı, “entelektüel” kontenjanından
Hürriyet gazetesine sokulan Özdemir İnce’nin köşesinde de okumuştum: Kurtuluş Savaşı’nda Kürt şehit oranı yüzde 2 imiş...
Herhalde, “Kürtler bu ülkede hak iddia edemez” görüşünün özet ifadesi sayılıyor bu bilgiler...
Pamukoğlu’nun, Habertürk’ten Balçiçek Pamir’e yaptığı açıklamaları okuyunca ürperdim.
Kendisini eleştiren Kütahyalı’ya kızmamış... Onunla örgütü ilgileniyormuş.
Nasıl bir örgüt bu?
Ne tür insanlardan oluşuyor?
Bu “ilgilenme”nin mahiyeti nedir?
Şu sözler de kendisine ait: “Herkes haddini bilecek. Çerkezler Abhazlar, Lazlar, Pomaklar, Gürcüler niye bir şey demiyor da bunlar sürekli konuşuyor...”
Düşünebiliyor musunuz açıklamanın dehşet boyutlarını!
Kafası sadece “imha politikalarına” çalışan bir emekli generalin ağzından çıkan sözler bunlar.
Şimdi Kütahyalı haksız mı?
Bölücülüğe hizmet eden düşünceler değil mi bunlar?
Pamukoğlu’nun, Emine Ayna’dan farkı nedir? Şahin DTP’lilerden farkı nedir?
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi